Etiket: şiddet

  • Kreşte şiddete uğrayan bebeğin annesi konuştu

    Kreşte şiddete uğrayan bebeğin annesi konuştu

    Olay, 8 Ekim Salı günü Emek Mahallesi’ndeki Montessori Atölyesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, kreşte görevli öğretmen Betül K., 21 aylık M.D. Özkan’a uyuduğu sırada tokat attı. Tokadın ardından bebeğin yüzünde el izi oluştu. Betül K. hemen telefona sarılarak bebeğin ailesini aradı ve M.D. Özkan yanağının üzerine yattığı için yüzünde iz oluştuğunu iddia etti. Bunun üzerine kreşe gelen aile, bebeğin yüzündeki parmak izlerini görünce şiddet uygulandığını öne sürerek darp raporu aldı ve öğretmen Betül K. hakkında şikayette bulundu. Güvenlik kameralarının incelenmesi sonucu, Betül K.’nın M.D. Özkan’a tokat attığı ortaya çıktı. Kreş yönetimi, öğretmenin kurumla ilişiğinin kesildiğini duyururken Betül K. sevk edildiği adli makamlarca tutuklandı.

    “Çocuğumun teninin hassas olduğunu söylediler, beni ciddiye almadılar”
    Çocuğuna yapılan şiddeti anlatan anne Gülersu Gündoğdu Özkan, “Çocuğum konuşamıyor 21 aylık daha kendini ifade edemiyor. Daha öncesinde bir iki kez böyle dudağında, kafasında çizik vardı. Ama ben buna ihtimal vermedim. Oynarken ya da arkadaşlar arasında olabileceğini düşündüm. Öğretmen beni aradı. Uyumaya bağlı bir iz olabileceğini söyledi. Ben kendisine uykuya bağlı bir izin geçeceğini söyledim. Çünkü beni aradığında uyku üzerinden 40 dakika falan geçmişti. Fotoğraf atmasını istedim. Bana attığı fotoğrafta net değildi. 5 dakika sonra zaten eşim gidip oğlumu aldı. Bana fotoğraf attı. Fotoğrafta parmak izi vardı. Ben ona benzettim o zaman biz alıp hastaneye götürdük. Darp raporu aldık. Sonrasında kreşle de görüştüm. Görüntüleri izlettirmeler söyledim. Uyuyorken baktım sağ tarafında uyuyor. Eli altında kalmamış, darbe aldığı yanak da sol yanak. Ben de onu da belirttim oradakilere. Asla beni ciddiye almadılar. Böyle bir şeyin olamayacağını, benim abarttığımı, çocuğumun teninin çok hassas olduğunu söylediler. Ufacık bir şeyde şiştiğini belirttiler. Bunun üzerine biz ertesi gün zaten gereken işlemlere başladık. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Savcılık talimatıyla görüntüler alındı, izlendi. Davanın takipçisiyim. Gereken neyse yapılacak. Bütün merci yargı makamları da elinden geleni yapıyor. Bakanlıkta bizimle iletişime geçti. Herkes gerekli duyarlılığı gösteriyor” şeklinde konuştu.

    “Kreşteki yetkililer, ifadeleri alındığında benden şikayetçi oldular”
    Kreşteki yetkililerin bu olayın yalan olduğunu söylediğini belirten anne Özkan, “Kreşteki yetkililer, ifadeleri alındığında benden şikayetçi olduklarını belirtiyorlar. Biz onları tehdit etmişiz. Hakaretlerde bulunmuşuz. Bu söylenenler yalan. Tarafımızdan kendilerine hiçbir şekilde ne bir şiddet ne bir hakaret veya tehdit söz konusu değil. Tabii ki öyle bir şey varsa yasal haklarını kullanabilirler” diye konuştu.

  • Zonguldak’ta sağlık çalışanlarına şiddet

    Zonguldak’ta sağlık çalışanlarına şiddet

    Geçen 31 Ağustos akşamı Ereğli ilçesinde bir düğün sırasında rahatsızlanan F.H., yakınları tarafından düğün salonunun yakınında bulunan özel bir hastaneye kaldırıldı. Hastaneye getirilen F.H.’nin yakınları, iddiaya göre müşahede odasının girişinde yoğunluk oluşturunca görevli hemşire Emine Açıkgöz, müdahalede bulunabilmek için odanın girişinin boşaltılmasını istedi. Bu sırada yakınları da hastayla ilgilenilmediğini öne sürerek sözlü tepki gösterdi.

    Büyüyen olayda hasta yakınlarının tehdit, hakaret ve küfürler savurduğunu ifade eden sağlık çalışanları, beyaz kod çağrısı bıraktı. Hastanenin gece amiri V.K. da acile gelerek duruma müdahale edip olayı kontrol altına aldı. Polis ekiplerinin olay yerine gelmesiyle birlikte taraflar sakinleştirildi. Sağlık çalışanları; F.H.’nin oğlu O.H. ve uzman çavuş olduğu öğrenilen yakın akrabaları Ö.G. ile birlikte diğer şüphelilerden şikayetçi oldu.

    Olay gecesi yaşananları anlatan görevli hemşire Emine Açıkgöz, “Hastamız tekerlekli sandalye ile içeriye girdi. Ben bir hemşire hanımı görevlendirdim. Daha sonra hasta yakınları içeriye girdi. 20-30 kişilik gruplardı. Bağrışmaya başladılar. Müşahede odasının girişini boşaltmalarını hem de diğer hastalarla ilgilenmemiz için bize müsaade etmelerini istedim. Anladığım kadarıyla alkollü olan bu şahıslar bir arbede çıkartmaya, bağırmaya başladılar. Daha sonra iki kez kendilerini ikaz ettim. Sakin olmalarını, bize engel olmamaları gerektiğini yoksa beyaz kod vereceğimi söyledim. Durmadılar, tehdit etmeye devam ettim. Beyaz kod vereceğimi aynı zamanda güvenliğe haber verdiğimi söyledim. Hasta yakınları bunu duyduktan sonra bel altı küfürler etmeye başladılar. Aynı zamanda tehdit etmeye başladılar. Beni bulacaklarını, buraya geleceklerini söylediler. Biz polise iki kez beyaz kod verdik. O esnada diğer hastalara ve onların hastalarına bakmaya devam ettik. Hastanın bakımını hiçbir şekilde kesmedik. Şikayetçi olduk. Onların bana ettiği bel altı küfürler ve tehditlerden dolayı şikayetçi oldum. Hiçbir şekilde hastaları ihmal etmedik. Tamamen kendileri bize saldırgan tavırlar sergilediler” dedi.

    Hastane görevli süpervizör hemşire Metehan Ölmez de olay sırasında beyaz kod çağrısında bulunduğunu anlatarak, “İlk beyaz kodda hemşire hanım beni aradı. O sırada yoğun bakımdaydım. Hemen acile geldim, geldiğimde burası çok karışıktı. Hemşirelerime bağırıyorlardı. Hemen beyaz kod verdim. Sonra gece amiri Volkan bey geldi. O da acildeydi. Şahsın biri sanırım asker, belinde silahı vardı. Sürekli eli belindeydi. Tekrar ikinci beyaz kodu vermek zorunda kaldık. Hemşirelerimi kontrol etmek için hemen içeri girdim. Hemşire bankosuna girip hemşirelerime bağırdılar. Bende o sıra oradaydım. Bana da bağırdılar. Hakaret ve küfürler edildi şahsıma. Kesinlikle şikayetçi olduk. Polisler geldikten sonra ifadelerimizi aldı” ifadelerini kullandı.

    Her iki tarafın birbirinden şikayetçi olduğu olayda şüpheliler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

  • “Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi sürdürüyoruz”

    “Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi sürdürüyoruz”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş, Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaagiin Khurelsukh’ın himayesinde başkent Ulanbatur’da Birleşmiş Milletler iş birliğiyle düzenlenen Dünya Kadınlar Forumu’na katıldı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gelişinde Cumhurbaşkanı Khurelsukh ve Moğolistan Dışişleri Bakanı Batmunkh Battasetseg tarafından karşılanan Göktaş, daha sonra forumun yapıldığı salona geçti. Göktaş, Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh, Dışişleri Bakanı Battasetseg ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Vekili Amina J. Mohammed tarafından yapılan açılış konuşmaların ardından geçilen genel oturumda konuşma yaptı. Bakan Göktaş, 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinin dünyada köklü değişikliklere sahne olduğunu, çağı anlamak ve hızına ayak uydurmak için gelecek stratejilerinin buna göre şekillendirilmesinin önemine işaret etti. İklim değişikliği ve dijitalleşmenin çağın dikkat çeken meseleleri arasında yer aldığına dikkat çeken Göktaş, “Politika yapıcılar olarak bizler, bu güncel meselelerin gecikmeksizin belirlenmesi ve sorunlara etkili çözümler bulunması noktasında büyük sorumluluk taşıyoruz” diye konuştu. Türkiye’nin iki konuya da önem verdiğini ifade eden Göktaş, tüm küresel değişimlerde olduğu gibi bu durumun da kadınları etkilediğini belirtti.

    “Kadın girişimciliğinin bu yüzyılı belirleyen unsurlardan birisi olduğunu düşünüyoruz”

    Kadını ekonomik, siyasal ve sosyal alanlarda daha etkin ve daha güçlü kılacak politikaları büyük kararlılıkla sürdürdüklerini dile getiren Göktaş, “12. Kalkınma Planımızın kapsamında kadınların iş hayatına katılımı, istihdam imkanlarının çeşitlendirilmesi ve artırılması konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Kadın girişimciliğinin bu yüzyılı belirleyen unsurlardan birisi olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada kadın girişimcilerin desteklenmesine özel önem atfediyoruz. Tüm dünyanın ortak sorunlarından birisi olan kadına yönelik şiddetle mücadelemizi şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle sürdürüyoruz. Pekin Deklarasyonu ve Eylem Planı Platformu gündeminde de yer aldığı gibi kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, tüm kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesi yönünde önemli ilerlemeler kaydettik” ifadelerini kullandı.

    “‘İklim Değişikliğinin Kadınlar Üzerindeki Etkilerinin Araştırılması’ projemizi başlatacağız”

    İklim değişikliği ve dijitalleşmenin olumsuz etkilerine vurgu yapan Göktaş, “İklim kriziyle mücadele sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve eşitlik sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Bizler de çağın getirdiği yeni gelişmeleri dikkate alarak, politika metinlerimizi güçlendiriyoruz” dedi. Göktaş, 2024-2028 yıllarını kapsayan “Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı” ile kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının artmasını, hak, fırsat ve kaynaklardan tam yararlanmalarını hedeflediklerini, söz konusu planın politika eksenine “Çevre ve İklim Değişikliği”ni de eklediklerini söyledi. Dijitalleşmeyi tüm politika eksenlerine entegre ettiklerini belirten Göktaş, “Yakın zamanda, İklim Değişikliğinin Kadınlar Üzerindeki Etkilerinin Araştırılması projemizi başlatacağız. Proje ile iklim değişikliğinin kadınların yaşamı üzerindeki etkilerini ortaya koyarak ihtiyaçları belirleyeceğiz. Bu kapsamda kadınların iklim değişikliğiyle mücadeleye daha aktif katılımının sağlanabilmesine yönelik politika önerileri geliştireceğiz” şeklinde konuştu.

    “Kız çocuklarının bilim, teknoloji, mühendislik gibi alanlara ilgisini artırmaya yönelik çabalarımız sürüyor”

    Göktaş ayrıca Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre dijital sektörlerdeki küresel iş gücünün yüzde 36’sını oluşturan kadınların, teknik rollerin yalnızca yüzde 28’inde istihdam edildiğine dikkat çekti. Göktaş, “Kadınlara ve kız çocuklarına, yeşil ve dijital dönüşüme uyumlu, iş gücü piyasası ihtiyaçlarına uygun yeni beceriler kazandırıyoruz. Bu noktadan hareketle kız çocuklarının bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarına ilgisini artırmaya ve onların görünürlüğünü sağlamaya yönelik çabalarımız sürüyor” dedi. Bu hedef doğrultusunda “Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi” ile kızların mühendislik alanlarında eğitim almalarını teşvik ettiklerini ifade eden Göktaş, “Donanımlı kadın mühendislere ve iş dünyasında aktif rol almalarına şahit olmaktan büyük mutluluk duyduğumuzu özellikle ifade etmek isterim. Pek çok güçlüğe rağmen kadınların tüm yönleriyle güçlenmesi toplumun da güçlenmesi demektir. Güçlü kadın güçlü toplumun temelidir. Ülke olarak kadının güçlenmesi yönünde politikalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtmek istiyorum” dedi.
    Konuşmaların ardından Bakan Göktaş, forum kapsamında çekilen aile fotoğrafına katıldı.

    600’ün üzerinde katılımcı

    Moğolistan’da ilk defa düzenlenen foruma 15 ülkeden üst düzey temsilci, 20 yakın ülkeden sivil toplum kuruluşu yetkililerinin yanı sıra sanat, spor, ve iş dünyasından temsilcilerin bulunduğu 600’den fazla katılımcı yer alıyor. “Yeşil Gelecek İçin” temasıyla düzenlenen konferansla küresel sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve iklim değişikliği gibi insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunların çözümünde kadınların katılımı ve liderliğinin artırılması ve en iyi uygulamaların paylaşılması amaçlanıyor. Forum kapsamında katılımcılar iklim değişikliği, ekonomik istikrarsızlık gibi birbiriyle bağlantılı sorunların çözümü amacıyla çevre, gıda sistemi, ekonomi, eğitim, spor, sanat ve kültürle ilgili konulara odaklanan toplantılara katılarak görüş alışverişinde bulunuyor.

  • Kadına yönelik şiddette farkındalık çalışmaları

    Kadına yönelik şiddette farkındalık çalışmaları

    Bilecik Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürlüğünce ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerle Mücadele’ semineri düzenlendi. Bilecik İl Özel İdare Toplantı Salonunda verilen seminere Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü İlkay Türkoğlu da katılım sağladı. İlkay Türkoğlu, gerçekleştirdiği sunumda, küçük yaşta maruz bırakılan zorla evliliklere değinerek çocukların güvenliğinin sağlanması gerektiğinden bahsetti.

    Kadına yönelik şiddetle mücadele dördüncü ulusal eylem planının ‘Toplumsal Farkındalık’ ana hedefi doğrultusunda belde ve köy muhtarlarına yönelik bilgilendirmeler yapıldı.

  • Aile hekimleri siyaha büründü

    Aile hekimleri siyaha büründü

    Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir, toplumun sağlığını korumak için büyük bir fedakârlık gösterdiklerini ve karşılığının şiddet olmaması gerektiğini söylüyor. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen eğitimler, kamuoyu spotları, ailelerin eğitilmesi ile sağlık çalışanlarına şiddetin önüne geçilmesinin mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Hekime yönelik şiddetin, hiçbir gerekçeyle mazur görülemeyeceğinin altını çizen AHEF Başkanı Dr. Nehir, mevcut hukuki düzenlemelerin de caydırıcılığının çok yetersiz olduğunu vurguluyor. “Artık bu kadar şiddet yeter! Halkımızı kim eğitecek, gerekli cezaların verilmesini kim sağlayacak. Bu konularda harekete geçilmeli ve aile hekimleri iç rahatlığı ile işlerini yapabilmelidir.”

    Sağlıkta şiddetin sadece hekimlerin ve sağlık çalışanlarının değil ülkemizin sorunu olduğuna dikkat çeken Dr. Nehir, “Sağlıkta şiddete dur demek için hep birlikte hareket edilmelidir. Sağlıkta şiddet olaylarının son bulması için Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı gerekli önlemleri bir an önce almalıdır. Aile sağlığı merkezlerinin ve çalışanlarının iş güvenliği sağlanmalıdır. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu olarak, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artık dayanılmaz boyutlara ulaştığını ve bu durumun meslektaşlarımız üzerinde büyük bir psikolojik baskı oluşturduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Bu nedenle de her Pazartesi günü Aile Sağlık Merkezlerinde muayenelerimizi siyah giyerek yapacağız. Umarız mesajımız gerekli yerlere ulaşır.”

  • “Şiddete eğilimliyim”

    “Şiddete eğilimliyim”

    Olay, 29 Temmuz günü Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Salur köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Döndü Zeybek (20) ile babası Osman Zeybek (49) arasında henüz belirlenemeyen bir sebeple tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesinin ardından Döndü Zeybek babasını bıçakla göğsünden yaraladı. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Osman Zeybek sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Şarkikaraağaç Devlet Hastanesine kaldırıldı ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

    Olay sonrası gözaltına alınan Döndü Zeybek ise sevk edildiği adli makamlar tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
    Döndü Zeybek ifadesinde, babası ile annesinin yaklaşık 6 yıl önce boşandığını, olay günü 2 kız kardeşi ve annesiyle birlikte köyde bir düğüne katıldıklarını söyledi. Düğünde babasının da bulunduğunu söyleyerek, babasının kendisini tehdit eder gibi hareketler yaptığını, düğünden çıkarak eve gittiklerini anlattı. Döndü Zeybek, evden aldığı ekmek bıçağıyla dışarı çıktığını ve babası ile karşılaşarak bıçağı sapladığını söyledi.

    Lisanslı sporcudan “Şiddete eğilimliyim” mesajı

    Lisanslı kick boks ve muay thai sporcusu olduğu öğrenilen Döndü Zeybek’in antrenman yaptığı esnası çektiği videolar ortaya çıktı. Sosyal medya hesaplarından videoları paylaşan genç kızın “Şiddete eğilimliyim” mesajı dikkat çekti.

  • Şiddete şahit oldu, şikayetçi olamadı

    Şiddete şahit oldu, şikayetçi olamadı

    Antalya’nın Kepez ilçesi Yeşilyurt Mahallesi’nde sokakta yaşayan yavru bir köpeğin, yine aynı mahallede ikamet eden yaşlı bir adam tarafından darp edildiği öne sürüldü.

    Yavru köpeğin koruma altına alınması ve darp eden şahsın ceza alması için karakola şikayet başvurusu yaptığını belirten Çağlar Bodrumlu, köpeğin kendisine ait olmadığı gerekçesiyle şikayetçi olamadığını ifade etti.

    Bodrumlu, olaya ilişkin yaklaşık 30-35 saniyelik bir video kaydı alarak yeniden karakola gittiğini belirterek, “Adam tam eli havada vururken görüntü olmadığı için şikayet kaydı alamayacaklarını söylediler. ‘Şahsi köpeğiniz değil sokak köpeği, şahsi köpeğiniz olsaydı mala zarar vermekten şikayet kaydı alabilirdik’ dediler” diye konuştu.

  • Engelli kız kardeşine şiddet uygulayan babasını vurdu

    Engelli kız kardeşine şiddet uygulayan babasını vurdu

    İddiaya göre, Bartın’ın Ulus ilçesine bağlı Aşağıdere köyü Yenice Mahallesi’ndeki evine alkollü baba M.Ç., bedensel engelli kızı E.Ç.’nin boğazına sarılarak, şiddet uyguladı. Baba M.Ç., bu sırada araya giren ve alkollü olduğu ileri sürülen oğlu T.Ç ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine ise T.Ç.’nın eline geçirdiği bir ağaç sopa ile sırtına vurduğu baba öfkelenerek, duvarda asılı bulunan tüfeği almaya çalıştı. Yaşanan arbedede av tüfeğini ele geçiren T.Ç, babasını vurdu. Baba M.Ç. olay yerinde hayatını kaybederken, oğlu T.Ç. gözaltına alındı.
    4 çocuk sahibi M.Ç’nin cenazesi otopsi yapılmak üzere hastane morguna kaldırılırken, gözaltına alınan T.Ç’nin ise işlemlerinin tamamlanmasının ardından adli makamlara sevk edileceği öğrenildi.

  • Huzurevinde hastaya şiddet

    Huzurevinde hastaya şiddet

    Olay, 8 Haziran Cumartesi günü akşam saatlerinde, Beykoz Kavacık’ta bulunan bir huzurevinde meydana geldi. İddiaya göre; hasta bakıcı Mehmet Şakir Ö., huzurevinde kalan A.G., İ.Y., ve D.A.Ç.’ye şiddet uyguladı. Bu anlara ilişkin görüntüler, vatandaşlar tarafından kaydedildi. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler üzerine Beykoz İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışmada huzurevine giden polis ekipleri tarafından mağdur kişilerin ve huzurevi yöneticilerinin ifadesini aldı. Polis ekipleri, hasta bakıcı Mehmet Şakir Ö.’yü, Kavacık’ta gözaltına aldı. Emniyette ifadesi alınan şüpheli, mala zarar verme ve taksirle yaralanmaya sebep olma suçlarından adliyeye sevk edildi. Şüpheli, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    O anlar kamerada

    Huzurevinin penceresinden bir hasta ile hasta bakıcı arasından yaşananlar cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde, hasta bakıcının yatağa yatırdığı hastaya bağırdığı ve vurduğu görülüyor.

    Bakanlıktan açıklama

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul’daki özel bir huzurevinde görev yapan personelin yaşlılara şiddet uyguladığı haberlerine ilişkin, olayla ilgili idari ve adli işlemlerin başlatıldığını duyurdu. Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “İstanbul’da özel bir huzurevi ve yaşlı bakım merkezinde meydana gelen olayın ardından il müdürlüğümüze bağlı ekipler ivedilikle merkeze giderek incelemelerde bulunmuştur. Olayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatılarak, söz konusu olaya karışan personel M.Ş.Ö.’nün iş akdi kuruluş tarafından feshedilmiştir. Yaşanan olayın mağduru huzurevi sakinlerinin ise ifadelerinin alınmasının ardından sağlık muayeneleri yapılmıştır. Bakanlığımızca başlatılan idari inceleme sonucuna göre kuruluş hakkında gerekli süreç işletilecektir. Emniyet birimlerince gözaltına alınmasının ardından tutuklanan personelle ilgili başlatılan hukuki sürecin de yakın takipçisi olacağız” denildi.

  • “Şiddete karşı önleyici önlemler alınmalı”

    “Şiddete karşı önleyici önlemler alınmalı”

    “Öğretmene uygulanan şiddet olayları vuku bulduğunda, sorumluluk makamlarını işgal edenlerin kınama mesajlarını tabii ki olumlu buluyoruz” diyen Çelebi, “Ancak, yetki sahibi olanların, sadece kınamakla yetinmesini bir zafiyet olarak gördüğümüzü ve kendilerinden daha somut adımlar atmalarını bekliyoruz. Eğitim çalışanlarına uygulanan şiddeti protesto etmek amacıyla 10 Mayıs 2024 Cuma günü tüm öğretmenlerimizle ve eğitim çalışanlarımızla birlikte tam gün iş bırakıyoruz” dedi.

    Çelebi yaptığı açıklamada, “Son yıllarda üzülerek şahit oluyoruz ki, öğretmene şiddet vakaları artık sıradanlaşmış üçüncü sayfa haberleri arasına girmiş durumdadır. Neredeyse gün geçmiyor ki, öğrenci ya da veli tarafından sözlü ya da fiziki şiddete maruz kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım. Öğretmenlerimizin motivasyonuna, itibarına, sıhhatine ve hatta canına kast eden şiddet vakaları, artık eğitim hayatımızın en hayati problemlerinden birisi haline gelmiştir. Bu acı haberlerin sonuncusu İstanbul Eyüp Sultan’da özel bir lisede okul müdürü olan İbrahim Okutgan’ın bir öğrencisinin silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetmesidir. İbrahim Okutgan öğretmenimize yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına ve eğitim camiamıza sabır ve başsağlığı temenni ediyoruz” diye konuştu.

    Çelebi, Öğretmene ve tüm kamu çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleri üzerine ciddi idari ve hukuki tedbirler ivedilikle alınması gerektiğini kaydederek şöyle konuştu: “Tüm Kamu Kurum ve Kuruluşlarında şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri hayata geçirecek mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs. gibi düzenlemelerin yanı sıra hepsinden öncelikli olarak öğretmenlerin itibarının artırılmasına yönelik tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilinçlendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmelidir.
    Tekraren Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Hükümete çağrıda bulunuyoruz: Artık sabırlar tükendi! Buradan ilan ediyoruz; şiddet konusunda gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılmaz ise, bundan sonra yaşanabilecek şiddet vakalarının sorumlularından birisi olarak bu tedbirleri almayan makamları göreceğiz! Ayrıca medya kuruluşlarının öğretmenlerimizin itibarını rencide edici haberlerden kaçınmaları, öğretmene saygı ve değeri öne çıkaran yayınlara öncelik vermelerinin de öğretmene şiddet olaylarının önlenmesi anlamında katkısı olacağını da hatırlatmak istiyoruz.

    İstanbul’da kaybettiğimiz İbrahim Okutgan başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm Şehit öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, şiddete maruz kalmış meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. Öğretmene şiddeti lanetlerken bir daha benzeri hadiselerle kamuoyuna gündemine gelmemeyi diliyoruz. Unutmayalım; öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır.”