Ömer Çelik, Adana’da Organize Sanayi Bölgesi Köprülü Kavşağı açılış törenine katıldı. Burada konuşan Çelik,
“Cumhurbaşkanımızın Türkiye için koyduğu vizyonun en önemli parçalarından bir tanesi ulaşımla ilgili gerçekleşen çalışmalardır. Şimdi burada da vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak, Türkiye’de önemli bir marka olan organize sanayi bölgemize cazibe merkezi olmasını daha da güçlendirecek bir açılış gerçekleştiriyoruz. Biz bunları milletimizin bize verdiği talimat çerçevesinde ortaya koyuyoruz. Ama karşımızdakiler, bugün sabah da dinledim Türkiye’de SİHA’ların yapılmasından bu yolların hayata geçirilmesine kadar her şeye karşılar. Adana’ya yol yaptığımız gibi Türkiye’nin her yerine yollar yapıyoruz. Ama bunların bu hizmetlere karşı çıkması, bu hizmetleri kötülemesi tamamen millet siyasetinden devlete hizmet etme misyonundan ne kadar kopuk olduğunu gösteriyor. Dün bir milletvekilleri çıkıp SİHA’ları yapan Bayraktar ailesini yargılayacağını ve SİHA’ların yapımını engelleyeceğini söyledi.
”SİHA’larımızdan rahatsız olanlar terör örgütleridir”
Türkiye’nin milli güvenliği açısından çok büyük bir kazanım olan SİHA’larımızla gurur duyuyoruz. SİHA’larımızdan rahatsız olanlar terör örgütleridir. Türkiye’nin barışını ve istikrarını tehdit edenlerdir. Dünyanın her tarafından, SİHA’larımızın ortaya koyduğu performans dünya barışı için tüm devletler tarafından takdir edilmektedir. Bir tek kara propaganda odakları SİHA’larımıza, yaptığımız hizmetlere karşı çıkmaya devam etmektedir. Türkiye’de de maalesef bu hizmetlere SİHA’ların yapılmasına, milli güvenliğimizin kazanımlarına karşı çıkmak yine aynı kadrodan Cumhuriyet Halk Partisi’nden gelmiştir” dedi.
“SİHA’larımızı üretmeye devam edeceğiz”
Ömer Çelik, CHP’lilerin Adana içinde yaptıkları hiçbir şey olmadığını ifade ederek, “Sadece karşı çıkmakla yetiniyorlar. Bugünden sonra da yollarımızı yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’ye hizmet götürmeye devam edeceğiz. SİHA’larımızı üretmeye devam edeceğiz. Türkiye’yi büyütmeye devam edeceğiz. Taş üstüne taş koyarak hedeflerimize yürümeye devam edeceğiz. Bizlerin Türkiye karşıtı ve Türkiye düşmanlarına verdiğimiz en büyük cevap, bu açılışlardır. Bizim Türkiye’nin karşıtlarına vereceğimiz en iyi cevap, Türkiye’nin çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlamaktır. Terör örgütlerinin arkasında olanlar Doğu ve Güneydoğu’ya yapılan yollardan da rahatsız oluyorlardı. O yolların yapılmasını engellemek için çeşitli saldırılar düzenlediler. Yine o insanlara hizmet gitmesin, o insanlara refah gitmesin diye. Şimdi yine kimlerin karşı çıktıklarını görüyoruz” şeklinde konuştu.
Ömer Çelik, bugünden sonra hizmeti en güçlü şekilde sürdüreceklerini, Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu vizyon sayesinde hiç kimsenin hiçbir şart altında hizmetlerin ortaya çıkmasını engelleyemeyeceğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, üniversitede düzenlenen “Girişimci ve İnsani Türk Dış Politikası” konferansına katılmak üzere Bingöl’e geldi. Üniversite Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezinde başlayan konferansa Bakan Çavuşoğlu’nun yanı sıra TBMM Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz, Vali Kadir Ekinci, AK Parti Milletvekili Feyzi Berdibek, Belediye Başkanı Erdal Arıkan, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı.
“Türkiye bölgesel gücünü arttıran bir ülke oldu”
Türkiye’nin küresel bir aktör haline geldiğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, “Ülkemizin, milletimizin büyük bir tarihi medeniyeti olduğunu unutmayalım. Attığımız her adımda tarihimizden ilham alalım. Coğrafyamıza bakın, bulunduğumuz yerde 3 ana kıtanın tam merkezindeyiz. Karadeniz ülkesiyiz, Balkan ülkesiyiz, Ortadoğu ülkesiyiz, Akdeniz, Kafkasya aynı şekilde Afrika’ya uzanan tam merkezdeyiz. Dolayısıyla böyle bir merkezde çok güçlü olmamız gerekiyor. Dünyadaki çatışmaların, sorunların, krizlerin yüzde 60’ı da bizim coğrafyamızda. Doğrudan bizi ilgilendiren çatışmalar. Tüm zorluklara rağmen hatta bu zorlukların bize öğrettikleriyle birlikte Türkiye bölgesel gücünü arttıran bir ülke oldu, küresel bir aktör haline geldi” diye konuştu.
“Büyük ülkenin yükü de büyük olur”
Türkiye’nin birçok bölgede kendisini göstermesi gerektiğinin altını çizen Bakan Çavuşoğlu, “Büyük ülkenin yükü de büyük olur. Nasıl deriz, ‘Allah herkese kaldırabileceği kadar yük verir.’ Eğer büyük ülkeysek beklenti de çok sorumluluk da çok. Dolayısıyla yükümüz ağırdır ve bunun üstesinden gelmemiz lazım. Bugün Türkiye’nin Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Karadeniz, Ortadoğu, Afrika gibi bölgelerde ben de varım demesi zaten şart. Bunu görmezden gelme lüksümüz yok bizim. Olmalıyız ve daha da güçlü olacağız inşallah” şeklinde konuştu.
Dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalınmaması gerektiğini de vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Hamdolsun Türkiye dünya haritasında ağırlık merkezine dönüştüğü bir ülke haline geldi. Birçok önemli kararlar artık burada şekilleniyor. Diplomasi sadece belirli bir zümrenin, siyasetçinin ve diplomatik işi olmaktan çıktı. Madem dış politika çok katmanlı, madem Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikası çok yönlü, madem bir tek başımıza diplomatlar olarak yetemiyoruz, o zaman dış politikanın içindeki aktörleri arttırmamız lazım. Parlamenterler, aynı şekilde iş insanımız, sivil toplum örgütlerimiz, öğrencimiz, üniversitelerimiz, belediyelerimiz hepsiyle beraber, dış politikamızı diğer bakanlıklarla beraber uyumlu bir şekilde yürütüyoruz. Savaş tabiri var topyekûn savaş diye. Bu ne demek? Tüm imkânlarıyla bir devletin, bir milletin savaşın içine girmesi demek. Tıpkı iki tane yaşanan dünya savaşında olduğu gibi. Biz de şimdi diyoruz ki diplomaside topyekun diploması diyoruz. Çünkü dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalamayız.”
“Barış için en çok çaba gösteren ülke Türkiye”
Rusya-Ukrayna savaşında barış için en çok çaba gösteren ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Her ülke güç unsurlarıyla olduğu kadar irade ve dayanıklılığıyla da sınanıyor. Ne kadar iradesi var, ne kadar dayanıklı? Küresel salgın bitti, Ukrayna savaşı başladı. Hem gıdada hem enerjide ciddi krizler var. Bu krizler giderek derinleşmeye başladı. Küresel ekonomik durgunluk maalesef her yerde hissedilmeye başlandı. Krizler sadece bölgelerinde değil, binlerce kilometre ötede de etkilerini hissettiriyor. Buna da uzmanlar kelebek etkisi diyor. Mesela Ukrayna krizi Afrika’da açlığa, Avrupa’da göç krizine, Latin Amerika’da ise üretim krizine yol açtı. Dolasıyla bir yerde yaşanan bir krizde herkes etkilenir. Bu savaşın uzamasını isteyenler var maalesef. ‘Neden uzamasını istiyorsunuz?’ diye soruyoruz, ‘Rusya’nın zayıflaması lazım’ diyor. ‘Rusya’ya bedel ödetmemiz lazım’ diyor. Tamam Rusya’nın yaptığı yanlış. Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz. O yüzden de zaten saygı görüyoruz. Savaşın uzamasının bedelini kim ödüyor? Dost Ukrayna halkı ödüyor. Canlarıyla, mallarıyla ödüyor. Her gün toprakları bir bir gidiyor. Biz, bu savaşın uzamasını isteyen ülkelere başından söyledik bunu, ‘Ukrayna için bölge için bedeli ağır olur, bir an önce ateşkes ondan sonra masada çözümü aramamız lazım’ diye. Onun için barış için en çok çaba gösteren ülke Türkiye” dedi.
“Yakın ve uzak coğrafyalarda bizim varlığımız kesinlikle tesadüf değildir”
Dış politikayı belirlerken tarih ve medeniyetin getirdiği sorumlulukla hareket ettiklerini bildiren Bakan Çavuşoğlu, “Gücümüzü de biliyoruz, sorumluluğumuzun ne olduğunu da çok iyi biliyoruz. Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, Kafkaslarda, Balkanlarda, Orta Doğu’da ve hatta uzak coğrafyalarda zalime Yavuz, mazluma ise Yunus oluyoruz. Yakın ve uzak coğrafyalarda bizim varlığımız kesinlikle tesadüf değildir. Milletimizin ve mazlumun hakkını savunuyoruz, hakkını arıyoruz. Yeri geldiğinde oyun kurucu oluyoruz, yeri geldiğinde Türkiye’ye karşı kurulan oyunları bozan ülke oluyoruz, bozan millet oluyoruz. Başta savunma sanayi olmak üzere her alanda kapasitemizi güçlendiriyoruz. Bugün İHA’larımız, SİHA’larımız dünya markası oldu. Aktif firmalarımız, kamu ve özel firmalarımız gelen talepleri karşılayamaz oldu. Nasıl oldu da Türkiye bu noktalara geldi şaşırıp kalıyorlar” diye konuştu.
NATO üyelikleri konusunda Türkiye’nin kaygılarını gidermeye çalışan Finlandiya ve İsveç’ten olumlu mesajlar gelmeye devam ediyor. Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto yaptığı açıklamada, Finlandiya ve Türkiye’nin NATO müttefiki olmaları durumunda birbirleriyle silah anlaşmaları yapabileceğini belirterek, “Türkiye’de Finlandiya’nın ilgisini çekebilecek bazı silah teknolojileri var. Herkes bu dronları ve diğer sistemleri takip etti. Ama acele etmek istemiyorum. Önce mevcut müzakerelerin durumuna bakalım” dedi.
Finlandiya’nın Türkiye’ye silah ambargosu uygulamadığını ve ihracatın duruma göre belirlendiğini ifade eden Haavisto, ancak NATO’nun savunma taahhüdü göz önüne alındığında, Finlandiya’nın NATO üyesi olması halinde herhangi bir silah ihracatına yönelik kararda dikkate alınacağını da sözlerine ekledi.
Türkiye, terör örgütü PKK/YPG’ye verdikleri destek nedeniyle Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini veto ederken, söz konusu iki ülkede Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerine düzenlediği askeri operasyonlar nedeniyle Türkiye’ye silah ambargosu uyguluyor.
Pençe-Kilit operasyon bölgesinde 18 PKK’lı teröristin SİHA’larla etkisiz hale getirildiği bildirildi. Milli Savunma Bakanlığının sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
” Mehmetçiğin nefesi teröristlerin ensesinde! Irak’ın kuzeyinde başarıyla devam eden Pençe-Kilit operasyon bölgesinde 18 PKK’lı terörist daha SİHA’larımızın operasyonu ile etkisiz hâle getirildi. Terörle ve teröristle mücadelemiz etkin ve kararlı şekilde sürecek! ”
Mehmetçiğin nefesi teröristlerin ensesinde!
Irak’ın kuzeyinde başarıyla devam eden Pençe-Kilit operasyon bölgesinde 18 PKK'lı terörist daha SİHA’larımızın operasyonu ile etkisiz hâle getirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Sevgili halkıma hitap ediyorum. Aman ne olur, ihmal etmeyin. Tek çare: Maske, mesafe ve temizlik” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunanistan boş durmuyor, kuru sıkı atıyor. Türkiye’ye laf atılır mı? Sen kiminle dans ediyorsun? Haddini bil! Sen haddini bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan TRT spikeri Sermin Baysal Ata, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu’nun sorularını yanıtladı.
İşte Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
“KORONAVİRÜSLE MÜCADELE SÜRECİ”
Gerçekten koronavirüs musibeti, hakikaten sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyayı etkiledi. Dünya ülkeleri arasında getirdiği zararlar var. Başka ABD, Çin, Rusya olmak üzere ciddi zararlar gördüler. ABD’de 45 milyon işsizden bahsediliyor. Türkiye’de hamdolsun ilk çeyrekte dünyada 1 numarayız. Büyümede 4,5 gibi bir oranı yakaladık.
“AĞAÇLARDAN BİRİSİ SAKURA DİĞERİ ÇAM”
Şu anda Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ni hamdolsun yap işlet devretle bitirdik. Bütün donanımıyla en ileri teknolojiyi bu hastanede görebilirsiniz. Tomografisinden MR’ına varıncaya kadar bütün konularda. Bazı eksikler var. İnşallah bütün çevredeki peyzaj alanlarıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Ağaçlandırma çalışmaları devam ediyor. Sakura ağacı 15 gün ömrü olan bir ağaç. Yeşilini hiç atmıyor. Onu da biz çamla telafi ediyoruz. Çam ise 4 mevsim malum. Sağlık Bakanlığımız da buradaki özellikle doktor, hemşire, sağlık memurları bu konuda çok güçlü bir ekiple burayı donanım altına aldı.
“BİZ BURADA BİR ŞEHİR HASTANESİ YAPACAKTIK”
Yeşilköy’ün belli bir bölümünü kalktık 45 günde yapma sözü verdik. Biz burayı 1800 oda yapalım dedik. Sağolsun yüklenici firma sözü verdi. Dedi ki, 2 hastaneden bir tanesini ben üstleneceğim dedi. Bir tanesini de o üstlendi. Diğerini de Sancaktepe’de yaptık. Orası da askeri havaalanıydı. Oranın yanına 1800 odalı yaptık. Biz burada bir şehir hastanesi yapacaktık. Burada 1800 odalı acil durum hastanesini yaptık. 16’şar ameliyathane var. Diyalizler vesaire hepsi. İstenildiğinde bu odalar yoğun bakıma dönüştürülüyor.
“RAHAT BİR ŞEKİLDE YOLLAR KULLANILABİLECEK”
Maalesef İstanbul Büyükşehir Belediyesi bizde olduğu zaman bu yolları belediyemiz yapacaktı. Şu anda belediye mâlum zihniyete kaptırılınca bunlar ‘bizim paramız yok yapamayız’ dedi. Allah’tan ki işbaşındayız. Ulaştırma Bakanımız sağolsun kısa zamanda yolları bitirdi. Şimdi bir de oraya metroyu yapıyoruz. Bakanlığımız onu da bitirecek. O da bitince hastaneye geliş gidişler çok daha rahat olacak. İstanbul’a bu yakışırdı.
“TEK ÇARE: MASKE, MESAFE VE TEMİZLİK”
Sevgili halkıma hitap ediyorum. Aman ne olur, ihmal etmeyin. Bir kere maskeyi ihmal etmeyin. İki mesafe. 1,5 metre kesinlikle bu mesafeyi koruyalım. Üç temizlik. Elimizi bir yere sürdük, hemen elimizi yıkayalım. Dezenfekte olalım. Yapalım ki, başımıza iş almayalım. Eğer buradaki tedbirlerimiz yerli yerince hakikaten ele alınırsa ben inanıyorum ki, kısa zamanda 65 yaşındaki kardeşlerim, ağabeylerim bu işten zarar görmeyecektir. 18 yaş altı onları da birleştirdik. İki bölümde değerlendiriyorduk. Orada da gençlerimiz de ‘Ben gencim nasıl olsa bana bir şey olmaz’ demesin. Bu hafta sonu maalesef piknik alanlarında, yol kenarlarında, askere gidenler filan yaptıkları işler, doğru şeyler değil. Sen meydana gelen bir olayda bu işi telafi edemezsin. Bu virüs farklı bir virüs. Tek çare Bilim Kurulu hocalarımızın söyledikleri maske, mesafe, temizlik.
“ÜNİVERSİTESİ OLMAYAN ŞEHRİMİZ KALMADI”
Bugünün rakamlarına baktığımızda 989’a düştü. Vefat 18’e kadar inmişti, bu defa 19, fena sayılmaz. Yoğun bakımda 625. Burası artık daha da aşağı insin istiyoruz. Entübe 261 burayı da aşağıda görmek istiyoruz. Bugün iyileşenlerin sayısı güzel. Olumlu bir sinyal. Test 39 bin 361 bayağı yüksek. Ben daha çok vefata da bakıyorum. Ne kadar sıfırlarsak çok daha tabii mutlu olacağız. Gelişmeler bu noktada fena değil. Şu anda dünyada 11. sıradayız. Sayın Trump’a bu rakamları verince ‘Ooo’ dedi. Biz siyasette yola çıktığımızda Türkiye’yi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz demiştik: Eğitim, sağlık, adalet, emniyet demiştik. Bu dört temel taşın üzerine ulaşımı, tarımı, dış politikayı ilave ettik. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. 81 ilin 81’inde üniversitemiz var.
“RAHAT BİR ŞEKİLDE İLAÇLARINI ALABİLİYORLAR”
Avrupa’da, Amerika’da ücretsiz ilaç alabilir misiniz? Bay Kemal zamanında hastanelerin alt katında eczaneler vardı, ilacı bulamıyordunuz. Biz bunu kaldırdık, dedik ki istediğiniz eczaneden ilacını alırsın. Rahat bir şekilde eczaneden ilaçlarını insanlarımız alabiliyor. İnsanlar ölüyor torbalar içerisinde bir yana koydular. Ülkenin adını vermeyelim şimdi. Fransa’yı dinlediğinizde havasından geçilmiyor. Tablo ortada. 100 kişiden 18’i Fransa’da hayatını kaybetmiştir. Hamdolsun biz de çok farklı seyretti. Hala da böyle seyrediyor. Biz vatandaşlarımızda herhangi bir ayrımı yapmıyoruz. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz.
İki tane tersten yapışık yavru. Yaşları 2,5. Türkiye’de bunu kimlere gösterdiysek bir netice alamadık. Dediler ki, ‘Bu ameliyatı İngiltere’de Keşmirli bir doktor yaptı’. Doktor arkadaşlarım resimleri çektiler gönderdiler. Biz bu iki yavrumuzu Antalyalı, bunları İngiltere’ye gönderdik. Doktor Keşmirli. Bizden de iki doktor gönderdik. Doktor Celani adı. Bizim iki doktor da ameliyatı girdiler. Kırk iki kişilik ekiple ameliyat gerçekleşti. Hamdolsun bu yavrularımız şu anda başarılı geçen ameliyattan sonra oradaki belli bir süreyi doldurdular. Belki bir ay, belki 15 gün sonra Türkiye’ye dönüş olacak.
“ORADA BİR TÜRK ARMATÖR VE DOKTOR SAHİP ÇIKTI”
İyi niyetimizle adımı attık. Orada bir Türk armatör, bir de Keşmirli ‘Bedeli ne ise biz ödeyeceğiz’ dediler. Bu bedeli üstlendiler. Öyle olsa da olmasa da biz bu işi üstlenmiştik, yapacaktık. Bu yavruların ameliyatı böylece gerçekleşmiş oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin devleti bu. Bütün vatandaşlarına genç yaşlı sahip çıkmak için elinden geleni yapıyor.
“O GÜN BİZ ELAZIĞ DEPREMİNİN ALTINDA KALIRDIK”
Orada gördüğünüz gibi Elazığ depreminde Fethi Sekin hastanesi olmamış olsaydı, o şehir hastanesi biz orada adeta depremin altında kalırdık. Ama o gün en ufak sıkıntı yaşamadan bütün yaralıları bu hastanemize taşıdık. Bunlar zaten yaşanır, konuşulmaz. Manisa, Kayseri, Eskişehir şehir hastaneleriyle donatılmış yerler.
“MUHALEFETİN BAŞINDAKİ ZAT BU HESAPTAN ANLAMAZ”
Yıl sonuna kadar 5 şehir hastanesi daha yapacağız. Hedefimiz 30 büyükşehirin 30’una da bu şehir hastanelerini inşallah yapacağız. Ana muhalefetin başındaki zat ‘Bunun hesabını ver’ diyor. Bunun hesabını vermekten anlamazsın. Yapılan şey ortada, devletin cebinden 1 kuruş çıkmadan bu hastaneler yapılıyor. Tek şey işleticiyle devletin arasındaki protokoldür.
HEMŞİREMİZ YAVRUSUNU GÖREMEDEN VEFAT ETTİ
Çam ve Sakura Hastanesi’nin finansörü Japonya. Japon Başbakan’la açılışını birlikte yaptık. Buna benzeyen örnekleri çok yapacağız. Şimdi yavruların ismi geldi, Derman ve Yiğit. Çarşamba günü inşallah geliyorlar. Bu arada kaybettiklerimiz için Allah rahmet eylesin. Bir hemşiremiz yavrusunu göremeden vefat etti. Allah rahmet eylesin. Balkondan istiklal marşı çağrısı yaptık. Ben de eşimle birlikte balkondan istiklal marşı okuduk. İnşallah telafi eder aslımıza döner, çalışmalarımıza devam ederiz.
ARKADAŞLARIMIZIN TEKLİFİYLE O İSMİ VERDİK
Yatırımların durması gibi bir şey bizim kitabımızda yazmıyor, yazmayacak. İnşallah bu yıl sonuna kadar 15 kadar daha baraj açılışı yapacağız. Bunlar açılışı yapılacak olanlar. Temelini atacağımız barajlar var. Ilısu’dan yıllık gelirimiz 1,5 milyar olacak. Gerek tabii burada sulama, gerekse enerji bu noktada özellikleri olan bir yer. Malum ülkemizde bir numara, dünyada iki numara. Aynı şekilde Ilısu çok çok önemli. Hakkını teslim edelim. Temelini Veysel Eroğlu hocamızla beraber atmıştık. Arkadaşlarımızın teklifi üzerine Ilısu Barajı’nın adını Veysel Eroğlu verdik.
BUNLAR OLMASAYDI MÜCADELEDE BAŞARILI OLAMAZDIK
Halk siyasetten hizmet bekler. Bu hizmeti yapmayı mecburuz biz. Savunma sanayiinde çok ciddi bir sıçramanın içerisindeyiz. Mesela SİHA’lar, İHA’lar, şimdi Akıncı geliyor. Bunlar olmamış olsaydı terörle mücadelede beklenen mücadeleyi elde edemezdik. SİHA’larla başarıyı elde ettik, İHA’larla koordinatları belirledik F-16’lar indi vurdu. Bir de şimdi aşı ve ilaç çalışması yapıyoruz. İnşallah burada sağlık vadisi kuruyoruz. Sağlık Bakanlığımız ODTÜ’nün çevresinde onun da çalışmasını yapıyor. Aşı ilaç da dışa bağımlılığı bitirmemiz gerekiyor.
EN MODERN VE NİTELİKLİ SAĞLIK YATIRIMLARI
Çalışmalar daha çok kök hücre, gen tedavisi, uzaktan teşhise ilişkin gibi alanlarda araştırma geliştirme yatırımlarımıza önem veriyoruz. İnşallah Türkiye’yi en modern ve nitelikli sağlık yatırımlarına getireceğiz. Biz 5 milyon 500 bin kişiye 1000’er lira o sıkıntılı dönemde destek verdik. Buna bile muhalefet ne verdiniz ki diyor. Bunun dışında bir çalışmamız daha var. Sosyal Dayanışma Vakfı bu tür garip gurebaya, fakir fukaraya Aile Dayanışma Sosyal Bakanlığımıza bağlı, dar gelirlilere maaş veriyor. O ayrı konu. Buna karıştırmıyoruz.
Vefa Sosyal Destek Grubu ev ev dolaşıp ellerinde kolilerle yardım yaptılar. Bütün bunların yanında biz önümüzdeki döneme yönelik de ekonomide yatırımlarımızı artırarak girdiyi aktif pasif dengesinde çok daha iyi noktaya taşıyıp, ikinci çeyrekte belki bir sıkıntılı olacak ama Allah’ın izniyle üç, dörtte bu işi toparlayacağız. Faiz çekildi, enflasyonda düşüşte. Bunlar ekonomimizi olumlu istikamette etkilerken yatırımcıya diyorum ki, faiz aşağı çekildi. Hadi bakalım buyrun yatırıma. Bu sahtekarlara soygunculara karşı başta İçişleri Bakanlığımız olmak üzerine hepsi üzerine gidiyorlar. Denetimler gerçekleşiyor. Vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olanlar için yasal işlemler başlatılıyor. Haksız fiyat artışlarının yapılması durumda MASAK bunlarla ilgili incelemelerini başlatacak. Ülkenin ekonomik güvenliği konusunda gerekli mücadeleyi vereceğiz. Ticaret Bakanlığı bünyesinde Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturuldu. Bu kurul fahiş fiyat ve stokçuluk uygulamalarını denetleyecek
Tespit edilmiş alanların dışında birçok alanları farklı bir şekilde değerlendirerek fırsata dönüştürmeyi hedefliyoruz. Sağlık turizminde Türkiye artık bir çekim alanı haline inşallah gelecek. Geçenlerde sayın Putin’le görüşme yaptım. Vatandaşlarınız Türkiye’yi özlediler, gelmek istiyorlar, önlerini açın onlar Türkiye’ye gelsin, Haber geldi, Türkiye’yi gidilebilecek destinasyonlar içerisine koymuşlar.
Bir defa kimse ben varsam başka kimse yok deme hakkına sahip değil. Sen varsan, senin dışında da 195 tane ülke var. Bir korona virüs yaşıyoruz , ne oluyor, güç müç herhangi bir şey kalıyor mu? Bu dayanışma kültürünü kavrayamadığımız sürece kayıptayız. Biz o dayanışma kültürünü dünyaya biz korona olayında anlattık. 120 ülkeye yardım elimiz uzandı. Bizim kadim tarihimizde böyle bir özellik var. Elimizi tüm insanlığa uzatıyoruz. Tüm insanlık aynı ruhla çalışmaya devam etsin. Dünyada barış özgürlük hakim olsun.
YUNANİSTAN’A ÇOK SERT TEPKİ: SEN KİMİNLE DANS EDİYORSUN?
Yunanistan boş durmuyor, kuru sıkı atıyor. Türkiye’ye laf atılır mı? Sen kiminle dans ediyorsun? Haddini bil! Sen haddini bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir. Güney Kıbrıs’ta iki tane camimizi kimisi sabote edip molotof kokteylle yakmaya, bir tarafta Yunan bayrağını, öbür tarafta paçavra asıyorlar. Siz bunları yaptığınızda karşılıksız kalır mı? Siz uyarılara kulak asmıyorsunuz. Bu sefer de kalkıyorlar ‘Sakın ha! Ayasofya’yla ilgili orayı camiye çevirmeyin’ Türkiye’yi siz mi idare ediyorsunuz, biz mi? Türkiye’nin kurumları var. Parlamentosu var Danıştay’ı var. Karar verilir icra makamı gerekli adamı atar. Bunun için sizden izin almaya, müsaade almaya asla tevessül etmez. Bugün sayın Bahçeli açıklama yaptı. Şimdi bu bir şeyi gösteriyor. Demek ki bu ülkenin dinamiklerinde tutuşan, yanan bir şey var. Biz bir hukuk devleti olarak Danıştay’ın vereceği bekliyoruz. Sonra da atılması gereken neyse ona göre atılır.
Bir de kara var. Karada da atılan ve atılmakta olan adımlar var. Şimdi bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığımızın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile yaptığı çalışma var. O çalışmalar üzerinden de yine bir adım inşallah atılacak..
SİHA’larla ilgili siparişler var. Yetiştiremiyorlar. Akıncılar var. Devletin attığı adımlar var. Gelişmeler inşallah farklı bir zemine doğru kayar. Üretimde inşallah sıkı bir adım atılmış olacak.
F-35 KONUSU
Şu anda o gündeme gelmedi. Şu anda çalışma grupları oluşturduk. Şu anda sayın Trump’la bu akşam yaptığımız görüşmede de onu oluşturduk. Dışişleri Bakanımız, İstihbarat bu çalışmayı yapacak inşallah.
M4 Yolu dediğimiz bu güzergahta zaman zaman bazı sıkıntılar olsa da iş fena gitmedi. Şu an itibarıyle de gidiyor. 200 bin civarında İdlib’li de geri döndü. Özellikle kuzeyde bizim briket evler yapıyoruz. Ev demeyeyim, briket konutlar, konaklar diyeyim. Bir aileyi barındırabilecek 30-40 metrekare kadar. Şu anda bu konutlarda AFAD, Kızılay, STK’larımız yoğun şekilde çalışıyorlar. İlk etapta 20 bin planlamıştık, belki 50 bine çıkaracağız. Bu konuda 50 bini yakalarsak İdlibliye bir rahatlama verecek. Süleyman Bey de dün oralardaydı. Bu konutlarla oradaki rahatlama inşallah özellikle İdlib’i daha rahat hale getirecek. Süleyman Bey’in de bugün anlattığı gibi bu insanların Allah yardımcısı olsun. Allah gösteresin biz ne kadar hamd etsek, şükretsek azdır. Bu insanlar kar kış demeden çok daha zor şartlarda yaşadılar. Şimdi iyi şartlarda briket konutlarını yerleştirmeye çalışıyoruz.