Kaza, Sivas-Erzincan Karayolu Kılavuz kavşakta meydana geldi. Sürücüsü öğrenilemeyen hafif ticari araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu orta refüje çarptıktan sonra ters döndü. Kazada Ş.E., K.K.S. ve ismi öğrenilemeyen bir kişi yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.
Etiket: sivas
-
Sivas’ta Şakayık çiçeği hasadı başladı
Sivas’ın Gemerek ilçesine bağlı Tatlıcak mezrasında toprakla buluşturulan Şakayık çiçeğinin hasadı başladı. Zarif görünümü ve kokusuyla mest eden çiçeğin hasadına Sivas İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Vali Yardımcısı Şakir Öner Öztürk İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Şarkışla ve İl Tarım ve Orman Müdürü Seyit Yıldız katıldı.
İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Vali Yardımcısı Şakir Öner Öztürk açıklamasında; “Gemerek İlçemizde şakayık çiçeğini üreten çiftçimize teşekkür ediyoruz. İlimizde yeni bir üretim alanın açılmış olması bizleri mutlu ediyor. Umuyorum ki yakın zamanda farklı üreticilerimizde şakayık çiçeği üretimine yönelecektir. Üretime katkı sağlayan tüm üreticilerimizin yanındayız.” dedi.
Tarım ve Orman İl Müdürü Seyit Yıldız ise, “İlimiz bitkisel üretim desenine yeni bir bitki eklemenin mutluluğu içerisineyiz. Şakayık; küçük alanlarda daha çok verim alınan katma değeri yüksek önemli bir süs bitkisidir. Bu durum, geleneksel üretici görünümüne yeni bir ilçemizde alternatif bir ürün olarak yetiştirilmeye başlanan şakayık çiçeğinin soğuk iklim şartlarını sevmesi ve aynı zamanda çok su isteyen bir bitki olmaması nedeniyle ilimiz şakayık yetiştiriciliği için uygun iklim şartlarına sahiptir. Ürün çeşitliliği açısından şakayık bitkisinin bölgede yaygınlaştırılmasına yönelik yapılacak çalışmalarla birlikte bölgenin şakayık bitkisi yetiştiriciliğinde önemli bir noktaya gelmesi hedeflenmektedir. Şakayık projemiz Gemerek İlçemiz için planlanmakta olup ilerleyen yıllarda diğer ilçelerimizde de uygulanması hedeflenmektedir.” dedi.
-
Kilim motiflerini bastona işliyor
Sivas’ta baston işleme ustalığı yapan 65 yaşındaki Erol Aşın, dede yadigarı mesleğini yaklaşık 50 yıldır sürdürüyor. Gelişen teknoloji karşısında yok olan mesleğini yaşatmak için kolları sıvayan Aşın, bastonlara yeni bir soluk getirdi. Aşın, Sivas’ın meşhur kiliminin motiflerini bastonlar üzerine işleyerek Sivas’ın unutulmaya yüz tutmuş kültürel mirasını bu şekilde yaşatmak istiyor. Sivas’ın ünlü kilim desenlerini bastonlara uygulayan Aşın, bu özelliğiyle kentte tek olma unvanını taşıyor.
“Her şeyini kendi elimle yapıyorum”
El işlemeleri ile hediyelik eşya ve Sivas halısı desenli baston işlemeciliğinin son temsilcileri olduklarını belirten Erol Aşın, “Sivas ile ilgili Sivas’ın öz sanatı ağızlık, kalem, baston gibi hediyelik eşya işleri yapıyoruz. 65 yaşındayım yaklaşık 50 senedir bu işi yapıyorum. Sanatımız dede ve baba mesleğidir. Bizlerde bu işlerin son demleriyiz. Sivas’ta baston yapan arkadaşlarımız var ama onlar fabrikasyon şekilde yapıyor. Biz sadece elde yapıyoruz ve bir bastonu yaklaşık iki günde bitirebiliyorum. Budanmış ağaçların dallarından alıyorum ve onları kurutup, doğrultuyorum. Her şeyini kendi elimle yapıyorum ve torna makinaları kullanmıyorum” dedi.
“Bu işler de bizimle beraber ölmesin”
Yaptığı sanatı, mesleği gelecek nesillere aktarmaya çalışan ve mesleğinin de kendisiyle ölüp bitmemesini isteyen Aşın, “Gençler yanıma geliyorlar. Ben de onlara gelin gençler öğreteyim sizlere diyorum. Çünkü bu işler de bizimle beraber ölmesin, birileri öğrensin, birileri yapsın en azından bizleri anarlar ve bizleri rahmetle yâd ederler inşallah. Çünkü biz geçmişlerimizi bir sanat ve meslek öğrettiler diye rahmetle yad ediyoruz. Ben bu sanatla 4 tane delikanlı evlendirdim, emekli oldum, geçimimi sağladım. Yani gençlerimizde bu cesaret yok” şeklinde konuştu.
Kilimden etkilendi, desenleri bastonlara işlemeye başladı
Bu sanatı hobi olarak yapılabileceğini belirten Aşın, “Bu meslekte kimse kalmadı. Benim 4 oğlumdan 2 tanesi hala boş zamanlarında gelip bu işi yapıyorlar. Ben herkes bir şeyler yapsın istiyorum. İnsanların boş gezmesini istemiyorum. Bu işi hobi olarak yapsınlar ve boşa vakit geçirmesinler. Sürekli üretim halinde olalım. Ülkemizin üretmesi, çalışması gerekiyor. Çalışan insan daha dinç ve huzurlu olur. Sivas’ta talebimiz çok fazla yok çünkü insanlarla hediyeleşmemiz azaldı. İnsanlarla konuşmayı istişare yapmayı severim. Sivas halılarımız kilimlerimiz çok eskidir. Sivas kilimi Türkiye’de ve dünyada çokça biliniyor. Kilimlerden çok fazla etkilendim ve o şekilde yapmaya başladım” diye konuştu.
-
Sivas’ta silahlı kavga:1 ölü, 1 yaralı
Edinilen bilgiye göre, Kardeşler Mahallesi 38. Sokak’ta bulunan bir iş yerinde henüz tespit edilemeyen bir nedenle iki taraf arasında kavga çıktı. İddiaya göre, kavga sırasında C.K. (55), tabancayla M.Ö. (50) ve Sadullah Kaya’nın (33) üzerine ateş açtı. Kaya olay yerinde hayatını kaybederken M.Ö. ağır yaralandı. Olay sonrası C.K. suç aletiyle birlikte polise teslim oldu. Olayla ilgili inceleme sürüyor.
-
İlk yerli motor bloğu sergileniyor
Sivas kent merkezinde bulunan Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi (TÜRASAŞ), buharlı lokomotiflerin ve yük vagonlarının bakım ve onarım işlerinin yapılması amacıyla kuruldu. 1939 yılında Cer Atölyesi ismiyle kurulan fabrika bugün TÜRASAŞ ismiyle hizmet veriyor. Fabrika içerisinde kurulan müze ise demiryolu geçmişine adeta ışık tutuyor. Kurulduğu günden bugüne kadar üretilen yaklaşık 3 bin parça müzede sergileniyor. Devrim otomobilin motor kalıbı olmak üzere vagon prototip maketlerden en küçük vagon parçalarına kadar yaklaşık 3 bin antika parça ziyaretçilerini geçmişe götürüyor.
“Devrim otomobilin motor kalıbı da sergileniyor”
TÜRASAŞ Sivas Bölge Müdürü Atanur Karadağ, müzenin halka açık olduğunu söyleyerek, “Eğitim kısmında çırak okulunun kullandığı bando takımı var burada. Eskişehir’de üretilen devrim arabasının motor blok modeline varana kadar burada parçaları sergilemekteyiz. Müzemiz halka açık. Mesai saatleri içerisinde talep eden herkes gezebilir. Bu parçaları görebilir. En değerli parça bence devrim arabasının motoru. Çünkü bir tarihe tanıklık ediyor. O zaman çekilen filmde de bahsediyorlar. Devrim arabasının motor bloku defalarca dökülüyor çatlıyor, sorun çıkıyor. En son orada deniyor ki Sivas’ta cer atölyesi dökümhanesinde bir usta var ancak o usta bunu yapar diyorlar. Sivas cer atölyesi dökümhanesinde döktürülen parçayla devrim arabasının motorunda muvaffak oluyorlar. Bu çok önemli bizim için. Bunun dışında aslında bana sorarsanız her bir parçası önemli. Ben 1985 yılında çırak okuluna girdim. Baktığınız zaman aslında ben de müzenin bir parçasıyım. Çeşitli ürünler, yaptığımız vagonların maketleri burada sergileniyor. Açılışa dair fotoğraflar, anı defteri. Her şey burada mevcut. Sinemamızın film makinesi hepsini burada sergiliyoruz” dedi.
-
“Gazze’de yaşanan soykırımı reddediyoruz”
Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi.
“İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor”
İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi.
Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.
-
Baba yadigârı ağacı korumak için ilginç bir yönteme başvurdu
Sivas’ta Çarşıbaşı Mahallesi’nde bir esnafın beton binalar arasında yetiştirdiği kayısı ağacı, görenlerin ilgisini çekiyor. Yaklaşık 13 yıl önce meyve çekirdeğinden ekilip taşıma suyu ile büyütülen kayısı ağacının meyveleri için zarar görmeye başladı. Dallarındaki meyveleri alırken ağaca zarar verildiğini gören esnaf Mesut Gülle, ağacın zarar görmesini engellemek için ilginç bir yönteme başvurdu. Ağacı ilaçlatan Gülle, yazdığı notta, “Ey iman edenler, dokunmayın çok fenayım. Bakımlarımı yeni yaptırdım. Ben sizin saçınızı sakalınızı yolmuyorsam bir zahmet siz de bana dokunmayın” ifadelerine yer verdi.
“Babamızın yadigârı ağaca sahip çıkmaya çalışıyoruz”
Yaz geldiğinde vatandaşların hem bu ağacın meyvesinden hem de gölgesinden yararlandığını söyleyen Mesut Gülle, “Bu çevrede hiç ağaç yok. Babam bu kayısı ağacını çekirdekten büyüttü. Çevrede su bile yok, bu ağaca su taşıdı. Biz de babamızın yadigârı ağaca sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bu ağaca yazıyı asmamızın sebebi de insanların ağaca zarar vermesi. Meyve yemek adına ağacın dallarını kopartıyorlar. Bu durumun önüne geçmek için kendimizce bir önlem almak istedik ve ‘Ey iman edenler, dokunmayın çok fenayım. Bakımlarımı yeni yaptırdım. Ben sizin saçınızı sakalınızı yolmuyorsam bir zahmet siz de bana dokunmayın’ yazısını yazarak aslında ağacı dillendirdik” dedi.
“Yazıyı görüp kıranlar da oluyor”
Yazıyı görenlerin şaşırdığını ifade eden Gülle, “Tebrik edenler de var, yazıyı okuduğu halde gelip ağacın dalını kıranlar da var. Her mevsim geçişlerinde ağacın soğuktan etkilenmemesi için ağacı tamamen naylonla kapatıp tedbir alıyoruz. Ağaca özen gösteriyoruz ama insanlar biraz duyarsız. Çevrede hiç ağaç yok ve burada kısıtlı bir alan var. Yaz aylarında bu ağacın gölgesinde insanlar oturuyor, dinleniyor. Fakat meyve yemek adına ağaca çok zarar veren var” şeklinde konuştu.
-
Suyun 50 kilometrelik yolculuğu başladı
Geçtiğimiz yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle kentin içme suyu ihtiyacının bir kısmını karşılayan 4 Eylül barajında su seviyesi dip noktaya gelmişti. Kentte alınan geçici önlemler kapsamında ara ara su kesintileri yapılmıştı. Bu soruna çözüm arayan Sivas Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle kolları sıvamış ve yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Pusat Özen Barajından 4 Eylül Barajına su takviyesi yapılabilmesi için ishale hattı tamamlandı. Proje tamamlanarak baraja su verilmeye başlandı. Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise projenin tamamlanmasının su sıkıntısının yaşanmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti.
“Şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde 50 civarında”
Başkan Uzun, hatlarda çok ciddi anlamda kayıp ve kaçakların olduğunu belirterek; “Hatlarda ki kaçaklar için bir mücadele sürecini başlatacağız. Ben bunlarla ilgili özellikle Türkiye’nin bazı önde gelen kişileriyle, firmalarıyla şu an görüşmeler yapıyorum. Şehrin özellikle su yönetimini sağlıklı bir şekilde kurabileceğimiz bir sistem oluşturacağız. Bunun için de SKADA ismini vermiş olduğumuz bir sistem kuracağız. Bu sistemle birlikte suyun yönetimini inşallah gerçekleştireceğiz. Sivas’ın önümüzdeki yüz yıllık dönemde herhangi bir su kesintisi yaşamadan sağlıklı bir su yönetim sistemi oluşturmak istiyoruz. Şu an itibariyle herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. Ama 2029-30 yılları arasında dünyada çok şiddetli kuraklıklar bekleniyor. Yani dünyada bir küresel ısıma var ve bunu getirmiş olduğu bir küresel iklim kriziyle kesinlikle karşılaşacağız. Sivas’taki doğal afetlerin başında da kuraklık geliyor. Hatlardan başlayarak kayıp ve kaçaklarla mücadele etmek istiyoruz. Şu an şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde elli civarında. Tabii bu hemen bizim 22 günde çözeceğimiz bir sorun değil. Bununla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar gerekiyor. Ama önümüzdeki günlerde şu an araştırmalarımızı yapıyoruz. Uzmanlarla bir araya geleceğiz. Ve şehrin su yönetimini sağlıklı bir hale getireceğiz” dedi.
“Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir”
Kentin gelecek yıllarda ciddi anlamda su sorunu yaşayabileceğini ifade eden Uzun, “Şu an itibariyle barajın kendisini toparladığını görüyoruz. 2022 tarihinde artık o en alt çamur tabakası dediğimiz en alt tabakadan su çekilirken şimdi artık barajın biraz toparladığını görüyoruz. Tabii bu ishale hattıyla birlikte Pusat Özlem Barajı’ndan da düzenli bir su aktarımı var ama bu da tabii şehrin su sorununu bitirmedi. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum şöyle bir algı oluşmasın. İshale hattı tamamlandı ama şehrin sorunu bitmedi. Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir. Hatta Pusat Özen Barajı’na da çok yüklenmemek gerekiyor. Sonuçta burası tarımsal sulama amaçlı kurulan bir baraj. Buradaki üretimin de özellikle çevresinde aksamaması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken en önemli husus tabii ki kayıp ve kaçakla mücadele. Kayıp ve kaçakla bizim hedefimiz. Şu an yüzde 50 olan, kayıp kaçak oranını eğer yüzde otuzlar gibi bir seviyeye çekebilirsek çok büyük bir başarı elde etmiş olacağız” şeklinde konuştu.
-
Sivas Ermeni doktorun ihanetini unutmadı
1915 yılından günümüze aktarılan tarihi verilere göre Merzifon taburu cepheye gittiği sırada zorlu kış şartları sebebiyle Sivas’ın Hafik ilçesi Çınarlı köyünde konakladı. Konaklama sırasında askerler hastalandı. Ermeni bir doktor tedavi etme bahanesi ile askerlere zehirli iğne yaparak 40 askeri şehit etti. Ermeni doktorun askerlere zehirli iğne yapması sonucu öldüğünün anlaşılması üzerine doktor da öldürüldü. İhanet sonucu şehit edilen 40 Osmanlı askeri için köyde bir şehitlik inşa edildi.
“İğneyle zehirleyip şehit etti”
1915 yılında yaşanan olayla ilgili bilgi veren emekli din görevlisi Şemsettin Özkan ayakları yaralandığı için revire giden askerlerin zehirli iğne ile şehit edildiklerini belirterek, “Merzifon’dan gelen tabur burada konakladıktan sonra doktor ve kırk dört tane askerimiz yoldan gelmiş, postalı şişmiş, ayakları şişmiş yorulmuş. Doktora, revire çıkıyorlar. Revire gelen asker, postalı ayağını sıkmış, yorulmuşlar. Daha sonra askerlerden bazıları rahatsızlanıyor ve hatta ölüyor bir kısmı. Bu arada hani bir iki üç beş derken ya ‘bunda bir hal var’ diyorlar. Postalın sıkmasıyla insan ölmez, dermansız ölünmez. O arada da vücutlarında siyahlık beliriyor. İğneye bakıyorlar herkes yiyor ama revire gelen askerler maalesef ölüyor. Bakıyorlar ki doktor gayrimüslim revire giden askerleri zehirliyor. Kırk dört askeri zehirliyorlar. Rivayete göre doktoru tutukluyorlar. Doktor gözaltındayken palaskasıyla kendini boğuyor. Bir rivayete göre de buradan Hafik’e giderken yolda muhafızlar, askerler vuruyorlar. Doktorun Ermeni olduğu söyleniyor “ dedi.
“Zulmetmedik ihanet ve zulüm gördük”
Özkan, Müslüman Türklerin hiçbir zaman Ermenilere zulmetmemesine rağmen Ermenilerden ihanet ve zulüm gördüklerini ifade ederek, “Geçmişte bu civarda Ermeniler de yaşardı. Bunlar Müslüman Türklere kardeşten daha kardeş yaşardı, ailece görüşlerdi. Müslüman Türklerden Ermenilere zerre kadar bir zarar dokunmamıştır. Köyümüzde yakın tarihlere kadar hayat süren Ermeni gelirlerimizde vardı. Ermeni, Hristiyan denilerek kesinlikle bir ayrım yapılmadı. Tarihte bunu yazmaktadır. Fakat onlar köylerimizde katliamlar yaptı. Zara’nın Şerefiye nahiyesinde Kayabaşı köyü vardır. Orada İnönü mevkiinde askerlerimizi pusuya düşürüp yaylım ateşine tuttular. 90 yaşında birisinden dinlemiştim. Türkler asla onlara ihanet etmedi, zulmetmedi ancak onlar Osmanlı ve Müslüman Türk komşularına hem ihanet etti hem de zulüm etti” şeklinde konuştu.
-
Sivas nüfusunun yüzde 23,2’si çocuk
2023 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 650 bin 401 kişinin yaşadığı Sivas’ta nüfusun 151 bin 173’ü çocuklardan oluştu. Kentte çocuk nüfusun 35 bin 398’ini 0-4 yaş grubu, 43 bin 11’ini 5-9 yaş grubu, 44 bin 68’ini 10-14 yaş grubu, 28 bin 696’sını da 15-17 yaş grubu oluşturdu.
Türkiye´de çocuk nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı yüzde 26 olarak açıklanırken Sivas’ta bu oran yüzde 23,2 olarak kayıtlara geçti.