Etiket: sivas

  • Yağışlar tuz hasatını düşürdü

    Yağışlar tuz hasatını düşürdü

    Sivas’ın tescilli doğal kaynak tuzu olan Fadlum tuzunun rekoltesinde düşüş bekleniyor. 2023 yılının ilk yarısının yağışlı geçmesi nedeniyle tuz üretim sezonu kısaldığını söyleyen üreticiler yıllık bin 500 ton olan üretim kapasitesinin bu yıl bin tona düşmesi bekliyor. Sivas’ta yerin 7 metre altından çıkarılan tuzlu kaynak suyundan üretilen Fadlum Tuzu hasadından bu yıl düşüş bekleniyor. Yerin altından çıkarılarak yapılan tuz havuzlarına dökülen tuzlu su, havanın ısınması ile su buharlaşarak tuz oluyor.
    İçerisinde 84 mineral barındıran doğal kaynak tuzu, tamamen doğal yöntemler ile oluşuyor. Ülke genelinde yaşanan yoğun yağışlardan etkilenen tuz üreticiler, bu yıl rekoltede düşüş bekliyor.

    “4 aylık üretim sezonumuz var”
    Geleneksel yöntemlerle doğal tuz ürettiklerini ifade eden işletmeci Yunus Yılmaz, “Sivas ve çevresinde Fadlum Tuzu olarak bilinir. 150 yıldır üretim yapan bir yer burası. Daha önceden devlete aitti. 2000 yılında özelleşti, biz aldık. Yaz aylarında çıkar. 4 aylık üretim sezonumuz var. Geriye kalan aylarda da bakım ve tadilat oluyor. 11’nci aya kadar üretim yapıyoruz. Daha sonra da çıkan tuzlu suyu mevsim şartlarına göre depoluyoruz. Mayıs, Haziran gibi havuzların temizliği yapılıyor. Temizlikten sonra stokta birikmiş tuzlu suyu havuzlara bırakıyoruz. Güneş sayesinde buharlaşmadan dolayı doğal tuz elde ediyoruz” diye konuştu.

    “Tamamen doğal yöntemlerle oluyor”
    Tuzun oluşumuna müdahalede bulunmadıklarını ifade eden Yılmaz, “Tamamen doğal yöntemlerle oluyor. Normal yeraltı tatlı suları kaya tuzuna uğruyor. Kaya tuzunu eriterek yüzeye tuzlu su olarak çıkıyor. Çıkan tuzlu suyu yaz mevsiminde havuzlara bırakıyoruz. Güneş sayesinde buharlaşma ile tuz oluşuyor. Biz oluşan tuzu kendi ekipmanlarımızla dışarıya çıkmasını sağlıyoruz. Biz sadece oluşumuna yön veriyoruz. 2 ila 3 gün kurutuyoruz, daha sonra paketliyoruz” ifadelerini kullandı.
    “Hedefimiz bin ton civarında”
    Yağmurların üretimi olumsuz etkilediğini ifade eden Yunus Yılmaz, şu ifadelere yer verdi:
    Tuzun üstüne su ilave ettiğinizde eriyor. Yağmur yağınca bunun tuzluluk oranı düşüyor, buharlaşması gecikiyor. Gecikince de üretim sezonumuz kısalıyor. Bu sene geç başladık. Şu anda havalar güzel, açığı kapatacağız diye düşünüyoruz. Normal şartlarda bin 500 tona kadar çıktığımız oluyordu. Bu sene yağmurlar çok yağınca, sezon kısalınca hedefimiz bin ton civarında.”

  • Sivas’ta termal heyecanı

    Sivas’ta termal heyecanı

    Merkeze uzaklığı 39 kilometre olan Gaziköy’ü sınırları içerisinde Kuşkaya mevkiinde bulunan taş ocağında taşların kesimi sırasında sıcak kükürtlü su çıktı. Bir süre faaliyetine devam eden taş ocağı daha sonra taşların yeterli gelmemesinde dolayı kapandı. Köylüler yaklaşık 1 yıl önce kapanan taş ocağından çıkan suyun şifalı olduğu el ve ayak gibi kaşıntılara iyi geldiğini düşünerek suyun turizme kazandırılması için kolları sıvadı. Köylülerin yetkililere durumu bildirmesi üzere Maden Teknik Arama(MTA) tarafından o bölgeye sondaj atılarak incelemeler başladı. Taş ocağının yanından geçen ırmağa dökülen suya köylüler turizme kazandırılıp vatandaşların kullanabileceği bir tesise dönüştürülmesini istiyor.

    “Bu su el, ayak ve vücut kaşıntılarının ilacı”

    Sivas Merkez Gazi Köyünde yaşayan Eyüp Demir, suyun el ayak ve vücut kaşıntılarının ilacı olduğunu belirterek, “Burası 2020 yılından önce Tuz Taşı olarak biliniyordu. Daha sonrasında taş ocağı şirketi gelip burada çalışma yaptığı esnada taşların arasından 30 derece sıcaklığında, kükürtlü bir su çıktı. Bu su buradan akıp Yıldız ırmağına dökülüyor. Bu su el, ayak, vücut kaşıntılarının ilacı. Buraya MTA tarafından 20-25 gün önce şantiye kuruldu ve bugün sondaj çalışmalarına başlandı. Buradan çıkan kükürtlü sıcak su köylü vatandaşlar tarafından şifa kaynağı olarak kabul edildi ve burada bir tesisin yapılmasını yetkililerden istiyoruz” dedi.

  • Patika yolda giderken ayağını kırdı

    Patika yolda giderken ayağını kırdı

    Sivas’ta kardeşinin evine gitmek üzere patika yoldan geçmek isteyen kadın, dengesini kaybederek yaklaşık 10 metre yükseklikteki yamaçtan düşerek ayağını kırdı.
    Edinilen bilgilere göre olay, Fatih Mahallesi’nde bulunan Pünzürük Deresi’nin kenarında meydana geldi. 45 yaşındaki Z.K. isimli kadın, derenin karşı tarafında bulunan A.T.K. isimli kardeşinin evine gitmek için dere yatağının kenarındaki patika yoldan geçmek istedi.

    Z.K. yaklaşık 10 metre yükseklikteki yamaçtan aşağı indiği sırada dengesini kaybederek düştü. Düşmenin etkisiyle sol bacağı kırılan kadının yakınları durumu polis, sağlık ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen ekipler uzun uğraşlar sonrası yaralı kadını dere kenarından çıkararak kurtardı. Ambulansa konulan kadın tedavi edilmek üzere Sivas Numune Hastanesine götürdü. Kadının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Turizme kazandırılmayı bekliyor

    Turizme kazandırılmayı bekliyor

    Sivas’ın Gemerek ilçesi Çepni kasabasında yer alan ve tam olarak yapım tarihi bilinmeyen hamamlar turizme kazandırılmayı bekliyor. Gemerek ilçesine uzaklığı 21 kilometre olan Çepni kasabası içerisinde bulundurduğu tarihi hamamlar ile dikkat çekiyor. Günümüzde adeta yıkık halde bulunan Mahmut Ağa ve Derviş Ağa hamamlarının Roma döneminden kaldığı düşünülüyor. Kasaba sakinleri yapım tarihleri tam olarak bilinmeyen hamamların, restore edilerek turizme kazandırılmasını istiyor.

    “Koruma kurulu tarafından korumaya alındılar”
    Eski Çepni Belediye Başkanı ve Emekli Öğretmen Murat Uçar, hamamların kazandırılması gerektiğini söyleyerek, “Romalılar döneminden kalma ayakta olan iki tane ama gerçekte ikiden daha fazla hamam yerleri olduğunu söylenir. Ayakta olan iki tane hamam var. Bu hamamlardan birisi hemen caminin yakınında. Aslında bir rivayete göre orada ısınan su pöhrek denilen borular vardı, o borularla sıcak suyun camiye kadar geldiği söylenir.

    Cami lojmanlarının o sıcak sudan sıcak suyu kullandıkları söylenir. Bu hamam Derviş Ağa hamamı. Caminin yakınındaki olanın adı Mahmut Ağa Hamamı. O’nun da Romalılar döneminden kaldığı söylenir. Şu anda ayakta olan Bu her iki hamam koruma kurulu tarafından korumaya alındı. Birinci derecede sit alanı içerisinde olduğunun kararını aldırdık. Eğer kaynak bulunur buralar da tarihe kazandırılırsa hem Çepni için hem Gemerek için Sivas için önemli tarihi değerler sayfasına girmiş olur” dedi.

  • Ev hanımlarına maddi kazanç

    Ev hanımlarına maddi kazanç

    Sivas Belediyesi tarafından oluşturulan Hanımeli Çarşısı, ev hanımlarına maddi kazanç sağlıyor. Kadınların ürettiği ürünler çarşıda satışa çıkarılıyor.
    Sivas Belediyesi tarafından ev hanımlarını desteklemek ve maddi kazanç sağlamak adına başlatılan Hanımeli Çarşısı projesi ilgi görüyor. Türkiye’de ilk olarak başlatılan proje ile ev hanımları hem sosyalleşiyor hem de maddi kazanç elde ediyor. Ev hanımlarının el emeği göz nuru ürünleri bu özel çarşıda satışı yapılarak geliri ay sonunda hesaplarına yatırılıyor.

    “Ürünleri satıp üyelerimizin hesaplarına yatırıyoruz”
    Çarşı hakkında bilgiler veren Sivas Belediyesi Hanımeli Çarşısı Koordinatörü Bilal Kolsuz, “Emeğe saygı üretime katkı sloganıyla yola çıktığımız belediyemizin halka hizmet ve ev hanımlarını desteklemek adına oluşmuş olduğu bir projedir burası. Özellikle ev hanımlarımızın evlerinde yapmış oldukları ürünleri, ya da el sanatlarımızın üretilmiş el ürünlerinin burada sergilenmesini ve satışını gerçekleştiriyoruz. Belediyemizin buradan ticari bir kazancı yoktur. Ürünleri satıp üyelerimizin hesaplarına yatırıyoruz. Dikiş nakış ve çeyiz ürünleriyle beraber Sivas el sanatları ürünlerimiz var. Ebru, tezhip, hat, Sivas bıçağı ve ahşap oyma ürünlerimiz var” dedi.

    Mağazada bulunan ürünler hakkında bilgi veren Kolsuz, çarşıdaki tüm ürünlerin Sivas merkezde yaşayan üyelerin ürünleri olduğunu belirterek, “Dikiş, nakış ve mefruşat ürünleri ile birlikte Sivas El Sanatları ürünleri var. Buradaki ürünlerin tamamı Sivas merkezde yaşayan üyelerimizin üretmiş olduğu ürünler. İl dışında ikamet edenlerden ürün almıyoruz. Hobi olarak yapan üyelerimiz de var. Ay sonunda satılan ürünlerin listesini çıkarıyoruz. Üyemizin kaç tane ürünü satıldıysa hesaplarına yatırıyoruz” diye konuştu.

    “Bu Türkiye’de ilk uygulamadır”
    Satışlardan memnun olduklarını dile getiren Bilal Kolsuz, şu ifadelere yer verdi:
    Vatandaşlarımızın ilgisi gayet güzel. Yurt dışından gelen misafirlerimiz var. Yüksek hızlı tren ile gelen turist kafileleri uğruyor. Hanımeli Çarşısı mağaza konsepti ile hizmet veriyor. Bütün ürünlerimiz barkodludur. Bu Türkiye’de ilk uygulamadır.”

  • Gündüzleri kavuruyor, geceleri donduruyor

    Gündüzleri kavuruyor, geceleri donduruyor

    Sivas’ta gündüzleri 36 derecelere çıkan hava sıcaklığıyla kavrulurken, geceleri 6 derecelere kadar düşüyor. Yaklaşık 30 derecelik hava sıcaklığı farkında ne yapacağını bilemeyen vatandaşlar gündüz şort ve tişört gezerken, geceleri mont ve polar giyiyorlar. Sivas’ın bu hava durumunu duyan vatandaşlarsa şaşırıyor.

    Sivas’ta sabah saatlerinde 36 dereceye ulaşan hava sıcaklığını gören Sivas, akşam saatlerinde 6 dereceye kadar düşen hava sıcaklığını görüyor. Gündüz tişört, şort gibi kısa kıyafetlerle gezintiye çıkan vatandaşlar akşam düşen hava sıcaklığı karşısında hazırlıksız yakalanıyor. 6 dereceye kadar düşen hava sıcaklığı akşam saatlerinde vatandaşların mont olmadan gezintiye çıkmasına imkan tanımıyor.

    Akşam saatlerinde hava sıcaklığının yaklaşık 30 derece birden düştüğünü belirten Safa Tuğutlu, “Memleketimizde iklim çok kurak, akşamları mont giymeden dışarı çıkamıyoruz. Marul gibi kat kat oluyoruz. Küresel ısınma gibi etkenler de bunu etkiliyor, memlekette ağaçta kalmadı. Denize olan uzaklığımız fala bu da havanın ılık olmasını engelliyor. Karasal iklimde yaşıyoruz ve nasıl giyinebileceğimizi biz de bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Akşamları mont giymeden dışarı çıkamıyoruz”
    Akşam mont giymeden dışarı çıkmadığını belirten Safa Tuğutlu, “Memleketimizde iklim çok kurak, akşamları mont giymeden dışarı çıkamıyoruz. Marul gibi kat kat oluyoruz. Küresel ısınma gibi etkenler de bunu etkiliyor, memlekette ağaçta kalmadı.

    Denize olan uzaklığımız falan da havanın ılık olmasını engelliyor. Karasal iklimde yaşıyoruz ve nasıl giyinebileceğimizi biz de bilmiyoruz. Gündüzleri ince şeylerle çıkarken akşamları montla gezmek zorunda kalıyoruz.

    Bursa’da yaşayan arkadaşlarım bizim buraya şaşırıyorlar. Onlar bana fotoğraf attıklarında akşamları dahi ince kıyafetle gezerken biz burada montla geziyoruz. Biz bu duruma alıştık kış aylarında burada eksi 30 derecelerini görmüşlüğümüz var” şeklinde konuştu.

    “6 dereceye kadar hava sıcaklığı düştüğünde donuyoruz”
    Gündüz ve gece arasında sıcaklık farkının çok olduğunu belirten Yiğit Kaptan, “İç Anadolu’da yaşıyoruz, bir günde 4 iklimi birden yaşayabilen bir şehirdeyiz. Bazen kavurucu sıcaklar hakim olurken bazen de soğuk hava hakim oluyor.

    Gündüz hava sıcaklıkları 36 dereceye kadar çıkıyor bazen tişört giydiğimiz de bile sıcaktan kavrulurken, gece 6 dereceye kadar hava sıcaklığı düştüğünde donuyoruz. Gündüz 36 dereceye ulaşan sıcaklıktan dolayı insanlar dışarı çıkmazken, geceleri de hava soğuk olduğu için yine dışarı çıkamıyor” dedi.

  • Çareyi çamur banyosunda buldular

    Çareyi çamur banyosunda buldular

    Sivas’ta mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları mandaları da bunalttı. Serinlemek için sulak alan arayan mandalar çareyi çamur banyosu yapmakta buldu. Mandaların serinlemek için yaptığı çamur banyosu drone ile havadan görüntüledi.

    Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Merkezhüyük köyünde aşırı sıcaklara dayanamayan mandalar, günün yarısını çamur banyosu yaparak geçiriyor. Diğer büyükbaş hayvanlara göre derileri kalın olan mandalar koyu renkleri ile yaz aylarında sıcak havadan olumsuz etkileniyor. Kırsalda sabah erken saatlerde beslenen mandalar, çamur banyosu yaparak serinliyor. Vücutlarının tamamını çamura bulayan mandalar drone ile havadan görüntülendi.

    “Öğle vakitlerinde sulak alanlarda serinlemeye çalışıyorlar”
    Mandaların aşırı sıcak ve soğuk havayı hiç sevmediğini belirten besici Seyhan Sosyal, “Eğer yağış olmazsa bu hayvanlar göletlere, su yataklarına, dereler ve çamurlara yatmaya başlarlar. Derileri çok kalın ve yağ oranı çok yüksek olan bu hayvanların ter bezleri olmadığından ve renkleri de koyu renk olduğundan dolayı sıcağa dayanamazlar, sıcağı sevmezler.

    Bu nedenle de öğle vakitlerinde sulak alanlarda serinlemeye çalışırlar. Mandaların sütü, yoğurdu lezzet ve sağlık açısından çok değerlidir. Satışları çok yapılmaz kasaplar tarafından mandaya çok rağbet gösterilmez ama genelde Afyonkarahisar’da büyük kesimhaneler alır, pastırma ve sucuk yaparlar” dedi.

  • Kanser türlerinin tanısı artık daha kolay

    Kanser türlerinin tanısı artık daha kolay

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nde video mediastinoskop cihazı ve sterilizasyon cihazları hizmete alındı.
    Kanser türlerinin tanısı çok daha rahat yapılabilecek
    Video mediastinoskop cihazının açılışından önce açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Yıldız “Üniversite Hastanemize yeni cihazlar kazandırmaya devam ediyoruz.

    Bu en son alınan cihazla ülkemizde ve ilimizde beyaz topraktan ötürü sıkça görülen akciğer zarı kanseri başta olmak üzere diğer kanser türlerinin tanısı çok daha rahat yapılabilecek. Geleneksel cihazlarla çok küçük bir delikten bakılarak hastalık bulguları araştırılırken kısıtlı görüş alanı nedeniyle akademisyen ve öğrenciler ameliyatları yeterince izleyemiyordu. Yeni cihazımız yirmi kat daha büyük görüntü vererek tanı koyma oranını artırıp kanama ve komplikasyon risklerini düşürüyor. Şehrimize ve Üniversitemize hayırlı olsun” dedi.

    “Cihazımızla hastalığı tespit oranı çok yükseldi”

    Hastane Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şule Karadayı “Özellikle Yıldızeli bölgesi, beyaz toprak kaynaklı olarak akciğer kanserinin yüksek oranda görüldüğü bir yer. Cihazımızla hastalığı tespit oranımız çok yükseldi. Ayrıca kanser olmayan tüberküloz gibi hastalıkların tanısında da cihazımız çok önemli bir rol oynayacak.” ifadelerini kullandı.
    “Daha fazla ameliyat yapacağız”

    Sterilizasyon cihazlarının açılışında açıklamalarda bulunan Başhekim Prof. Dr. Doğan “Cihazımız yaklaşık 450 litre kapasiteye sahip. Buhar ısısıyla cerrahi aletleri en ufak bir mikrop kalmayacak şekilde sterilize ediyor. Aletler, bu sayede çok hızlı şekilde bir diğer ameliyata hazır hale geliyor. Bu sayede inşallah daha fazla ameliyat yapacağız” şeklinde konuştu.

  • Gurbetçilerin gelişi başladı

    Gurbetçilerin gelişi başladı

    Yazın gelmesiyle nüfusu 1 buçuk milyonu aşan Sivas’ta, Sivas köftesine rağbet arttı. Yurt dışındaki ve yurt içindeki Sivaslıların memleketlerine akın etmesi ile Sivas’ta sofraların vazgeçilmez lezzetlerinden olan Sivas köftesi tüketimi de arttı. Sivas köftesinin diğer köftelerden farkını anlatan 4’ncü kuşak köfte ustası İshak Kaan Usta, “Sivas köftesinin farkı; Sivas yaylalarında yayılmış hayvanlarımızın almış olduğu çiçek ve kekik rayihalarından etin orijinal oluşu, bu eti önde kılıyor. Sivas köftesinin önde olmasının bir diğer sebebi de Sivas kaya tuzu. O tuzun rayihasının yüksek olması, hepsi etkiliyor. Sivas köftesinin içerisinde sadece et ve tuz var. Diğer köftelerde galeta, ekmek ufağı, soğan, soğan suyu, sarımsak var. Ama Sivas köftesinde baharat namına dahi hiçbir şey yok. Sadece et ve tuz var” dedi.

    “Tüketim 50 tona çıktı”

    Nüfus yoğunluğunun sektörü canlandırdığını ifade eden Usta, “Kış aylarında Sivas’ımız kendi halkıyla baş başa kalıyor. Yaz olunca da yurt dışı ve diğer illerde bulunan gurbetçilerimiz sılayı rahim için Sivas’a geliyorlar. Tabii nüfusumuz da 1 buçuk milyonu aşıyor. Öyle olunca da rağbet artıyor. Kışın az satılıyor, yazın daha çok satılıyor. Kışın toplamda 20 ton et gidiyorsa, yazın 50 tona ulaşıyor ve hatta 50 tonu bile geçebiliyor. Bu Sivas ve hayvancılık için devasa bir rakam. Yazın aradaki makas bayağı açılıyor. Paket yapıp gönderiliyor, piknik için kilo işi alıyorlar. Adeta hediyelik eşya gibi buraya geldiklerinde hem yiyorlar, yiyemeyenler için de kilo işi alıp götürüyorlar. Sivas’ımızın köftesi coğrafi işaret tescilli, Sivası’mıza ait. Bunun da çok etkisi oluyor. Buraya gelen insanlar tescilli yöresel ürünü yemek istiyor. Bu da artışa sebep oluyor” diye konuştu.
    Sivas’a gelen gurbetçiler, Sivas köftesine hasret kaldıklarını ifade ederek, köfte yemeye geldiklerini söylediler.

  • Sivas’ta kene can aldı

    Sivas’ta kene can aldı

    Sivas’ta yaşayan Cemil Gürbüz’ün vücuduna kene yapıştı. Bir süre sonra rahatsızlanan Gürbüz, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle tedavi gördü. Gürbüz burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Cemil Gürbüz’ün Zara ilçesi ikindi namazını müteakip Kurucuabat köyünde toprağa verileceği öğrenildi.
    Gürbüz’ün ölümüyle bu yıl kene sebebiyle bilinen ölenlerin sayısı 4’e yükseldi.