Etiket: sivas

  • Sulu tarım kısıtlandı

    Sulu tarım kısıtlandı

    Son 3 yılda hububat üretiminde rekor üstüne rekor kıran Sivas’ı kuraklık etkiledi. Barajlardaki su seviyelerinin yetersizliği nedeniyle 120 bin dönüm arazide sulu tarım kısıtlandı.
    Sivas’ta iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan kuraklık sonrası barajlardaki doluluk oranının tehlikeli düzeye düşmesi üzerine 120 dönüm tarım arazisinde sulu tarıma kısıtlama getirildi.

    Başta şeker pancarı ve patates gibi suya ihtiyaç duyan tarım ürünlerinin kısıtlandığı bölgelerde çiftçiler alternatif tarım ürünlerine yöneldi. Kuraklığın etkilediği barajlar, dron ile havadan da görüntülendi.
    Konuya ilişkin açıklama yapan Sivas Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Çetindağ, Pusat-Özen, Ulaş Karacalar ve Kangal Kocakurt barajlarındaki doluluk oranlarının yetersizliği nedeniyle sulu tarıma kısıtlama getirildiğini ifade etti.

    “Suyu daha çok isteyen bitkilerde kısıtlamaya gidildi”
    İklim değişikliğini Sivas’ın iliklerine kadar yaşadığını ifade eden Çetindağ, “Bugün 11’inci ayın yarısına geldik. Şu anda yaklaşık 6’ncı aydan bu yana yağmur yağmadı. 2024 yılı dolu dolu geçti, tüm ürünlerde en üst seviyelere çıktık fakat şu an kuraklığın yaşanmasından dolayı büyük sıkıntılar yaşanıyor.

    Biliyorsunuz Sivas’ımız şeker pancarında ve patateste Türkiye’deki sayılı illerimizden biri. Bu şeker pancarı, patates ve yem bitkilerine baktığımız zaman daha çok suyla ilgili. 6’ncı aydan bu yana yağış olmadığı için barajlarımız yüzde 20 ile yüzde 10 arasında kaldı. Kuraklık nedeniyle önümüzdeki yıl şeker pancarında, patateste ve yem bitkilerinde yani suyu daha çok isteyen bitkilerde bir kısıtlamaya gidildi” dedi.

    “Sivas kuraklığı iliklerine kadar yaşıyor”
    İlerleyen aylarda yeterli yağış olması halinde kısıtlama kararının değerlendirileceğini ifade eden Çetindağ, “Şu anki aldığımız kararla önümüzdeki yıl şeker pancarında, patateste ve yem bitkilerinde, yani su isteyen bitkilerde bir kısıtlamaya gidilecek. Biz çiftçilerimizi buna göre hazırlıyoruz. Kuraklık her geçen yıl ilerliyor ve Sivas’ta bunu iliklerine kadar yaşıyor.

    Şu anda rakıma bakıldığında Sivas, en yüksek rakıma sahip olan illerden bir tanesi ama bir damla yağmur düşmedi. Şu anda bunu kara kara düşünüyoruz ama ümidimizi de kesmiyoruz. Sivas’ımızda kar ve yağmur olmadığı sürece büyük sıkıntı yaşanıyor. Sadece barajlarda değil yer altı sularımızla da ilgili yağmur ve kar olması lazım ki yer altı sularımız da bundan faydalansın.

    Eğer istediğimiz gibi kar yağar, barajların doluluk oranı artarsa bu karar tekrardan değerlendirilecek. Ülkemizin 85 milyon insanını doyurmak bizim çiftçilerimizin elinde. Biz çiftçiler olarak hazırlığımızı yaptık, inşallah önümüzdeki yıl da bu sıkıntıyı yaşamayız diye bekliyoruz” diye konuştu.

  • Doğanın renkleri kumaşlarda hayat buluyor

    Doğanın renkleri kumaşlarda hayat buluyor

    Sivas Olgunlaşma Enstitüsü’nde doğal boyama ve ekolojik baskı teknikleriyle üretilen ürünler, hem sağlıklı yapıları hem de benzersiz olmalarıyla öne çıkıyor. Sivas Olgunlaşma Enstitüsü, geleneksel el sanatlarını modern tekniklerle birleştirerek doğallığı ve estetiği bir arada sunan ürünler tasarlamaya devam ediyor. Doğal boyama ve ekolojik baskı teknikleriyle hazırlanan ürünler, hem sağlıklı hem de parmak izi gibi benzersiz olmalarıyla öne çıkıyor. Bitkisel boyalar ve çevre dostu yöntemlerle üretilen kumaşlar, hem insan sağlığını koruyor hem de sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.

    Her biri el emeğiyle hazırlanan bu ürünler, kullanılan teknikler sayesinde aynı desenin tekrar edilemez olmasıyla eşsiz birer sanat eseri niteliği taşıyor. Sivas Olgunlaşma Enstitüsünde doğal boyama ve ekolojik baskı üzerine çalışmalar yapan Ayşegül Baş, boya elde edilebilecek olan doğal ürünleri mevsimine göre doğadan topladıklarını belirterek, “Meşe mazısı, ıhlamur, meşe palamudu, havacıva, soğan kabukları, kök boya, ceviz kabukları gibi ürünlerle boya elde ediyoruz. Hiçbir kimyasal kullanmadan kişilere sunuyoruz” şeklinde konuştu.

    “Doğal boyalar ve kumaşlar kullanılıyor”
    Hiçbir kimyasal kullanılmadan ürünlerini vatandaşa sunduklarını belirten Baş, “Doğal boyama ve ekolojik baskı üzerine çalışmalar yapmaktayız. Bu süreç üç yıldır devam ediyor. Son yıllarda kök boya üzerine yoğunlaştık. Bu ürünleri mevsiminde doğaya çıkarak topluyor ve sonra da kurutuyoruz. Bunları depoladıktan sonra kullanacağımız zaman ipek, pamuk, yün gibi kumaşlarımızı hazırlıyoruz. Boyalarımızı kaynatıyoruz ve kullanım amacına uygun olarak ayırıyoruz.

    Meşe mazısı, ıhlamur, meşe palamudu, havacıva, soğan kabukları, kök boya, ceviz kabukları gibi ürünlerle boya elde ediyoruz. Böylelikle doğal ürünleri kullanıyoruz. Hiçbir kimyasal kullanmadan kişilere sunuyoruz. Meşe palamudunda kahverengi ve siyah tonları aralığında renkler elde ederken, kadife çiçeğinden sarıdan haki yeşiline kadar, ceviz kabuğundan kahverengi ve tonları elde ediliyor.

    Nar kabuğundan da sarı renkten koyu renklere kadar birçok farklı renk tonları elde edebiliyoruz. Ekolojik baskıya başlamak için doğal boyalarımızı ve kumaşlarımızı hazırlıyoruz. Doğaya çıkıp kendi kullanacağımız yapraklarımızı topluyoruz. Yaprakların kendi rengini kumaşa bırakmasını sağlıyoruz. Burada bir nevi parmak izi işlemi kullanıyoruz” dedi.

  • Sivas’ta kaçak ve sahte alkol operasyonu: 600 bin lira değerinde malzeme ele geçirildi

    Sivas’ta kaçak ve sahte alkol operasyonu: 600 bin lira değerinde malzeme ele geçirildi

    Sivas İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından kaçakçılık suçlarıyla mücadele kapsamında Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinesinde kent merkezinde bulunan bir iş yerine operasyon düzenlendi. Yapılan operasyonda iş yeriyle birlikte, depo ve araç içerisinde arama yapıldı. Yapılan aramalarda bin 302 litre sahte-kaçak alkol yapımında kullanıldığı değerlendirilen etil alkol, 360 adet kaçak alkol yapımında kullanılan alkol aroması kiti, 23 adet cinsel içerikli gıda-çikolata, 65 adet cinsel içerikli sıvı içecek, 3 litre ev yapımı sahte-kaçak alkol ve 7 şişe sahte bandrollü viski ele geçirildi. Ele geçirilen malzemelerin piyasa değerinin yaklaşık 600 bin TL olduğu belirlenirken, 1 kişi hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet suçundan yasal işlem başlatıldı.

  • Çin Seddi değil Türk seddi

    Çin Seddi değil Türk seddi

    Sivas’ın İmranlı ilçesine bulunan, Çin Seddi ve dinozor sırtına benzetilen doğa harikası Diş kayalıklarının turizme kazandırılması bekleniyor.
    Sivas’ın İmranlı ilçesinde Gelenli – Boğazören köyleri arasında yer alan, nasıl ve ne şekilde oluştuğu bilinmeyen dev set, görenleri kendisine hayran bırakıyor. Dağların ortasında oluşan ve dağları ikiye ayırmış bir görüntüsü olan kayalıklar, dünyanın en uzun savunma duvarı olan Çin Seddini ve 243 ile 233 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde ortaya çıkmış 66 milyon yıl öncede tüm türlerinin soyu tükenmiş olan bir dinozor sırtını andırıyor. Civar halkı yer yer 60 metre yüksekliğe ulaşan ve yaklaşık 15 kilometre uzunluğundaki kayalıkların turizme kazandırılmasını istiyor.

    “Çin seddine benzetiliyor ama değil”
    Bu setin geçmişini kimsenin bilmediğini ifade eden Şehriban Karakuş, “Çok ilginç bir görüntüsü var. Sanki bir mimar yapmış gibi dört bir çevreyi kaplamış. Bizim köyümüzün dört yüz yıllık bir mazisi var ama kimse sorsak bu taşlar hep burada duruyormuş. Çin seddine benzetiliyor ama değil. Çin seddini insanlar örmüş ama bu kendiliğinden var olan bir şey. Çok güzel bir görüntüsü var” şeklinde konuştu.

    “Dinozor sırtına benzetenler var”
    İncelendiği takdirde bu alanın bir turizm kaynağı olabileceğini söyleyen Mehmet Karakuş, “Bu taşın oluşumu bir insan yapımı değil. Tabi bir oluşum. Çok ilginç bir görüntüsü var. Çin seddine ve dinozor sırtına benzetenler var. 15- 20 kilometre uzunluğu var. İlginç bir yapı. Gelip görünmesi gerekiyor. İncelenmese belki buraya bir turizm kaynağı olur” dedi.

  • 9 asırdır hiç solmadı

    9 asırdır hiç solmadı

    Sivas’ın İmranlı ilçesine bağlı Karacaören köyünde bulunan, 9 asırdır adeta boynu bükülmeyen ardıç ağacı, görenleri kendine hayran bırakıyor.
    Sivas’ın İmranlı ilçesi Karacaören köyünün hakim bir noktasında bulunan ardıç ağacı heybetiyle dikkat çekiyor. Bölge halkı tarafından oldukça öneme sahip olan bu ağaç 2016 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alındı.

    Anıt ağaç olarak kayıtlara geçen ve boz ardıç olarak da bilinen 950 yaşındaki bu ağaç, yıllardır doğal güzelliğini koruyarak doğaseverlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Köy sakinleri ağacın yıllardır solmadığını ifade ederek ağacın yaşının daha fazla olabileceğini belirtti.

    “Bu ağaç hiç kurumadı”
    Bu ağaç hiç kurumadı daha da kurumaz diyen köy halkından Ali Naci Gülçiçek, “Ağacın etrafı böyle değildi kökleri hep dışarıdaydı. Yaşlı bir amcamız buranın etrafını yaptı. Ağaç kökündeki boşluklara toprak doldurdu. Bu ağaç hiç kurumadı daha da kurumaz. Özelliği, sırrı kendisinde” dedi.

    “Bu ağaç daha da yaşlıdır”
    Koruma altındaki ağacın yaklaşık 950 yıllık bir ağaç olduğunu söyleyen Rıza Çürük, “Bu ağacın akıbetini bilen yok. Köyün kuruluşu 350 yılı geçmiş, bu ağaç o zamanda burada yerindeymiş. Bu ardıç ağacı. Ardıç ağaçlarının ömrü çok uzun olur. Bu ağacın 950 – 960 yıllık bir geçmişi olduğu belirlendi. Fakat bence bu ağaç daha da yaşlıdır. Köyümüzde bu ağaca benzer iki ağaç daha var. Bu ağaç şimdiye kadar kurumadı” şeklinde konuştu.

  • Sivas’ta kaçak tütün operasyonu, binlercesi ele geçirildi

    Sivas’ta kaçak tütün operasyonu, binlercesi ele geçirildi

    Sivas İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, kaçakçılık faaliyetlerini engellemek amacıyla bir iş yerine operasyon düzenledi. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen operasyonda; 34 bin 200 dal bandrolsüz veya geçersiz bandrollü boş makaron, 6 bin dal içi doldurulmuş makaron, 2 kilogram bandrolsüz nargile tütünü, 1 adet elektronik sigara ve 3 kilogram bandrolsüz paket tütün ele geçirildi. Olayla ilgili olarak bir şüpheli hakkında, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet suçundan yasal işlem başlatıldı.

  • Darende yolculuğu kazayla bitti, 2’si çocuk 4 yaralı

    Darende yolculuğu kazayla bitti, 2’si çocuk 4 yaralı

    Edinilen bilgilere göre kaza Sivas’ın Gürün yolu Konakpınar köyü yakınlarında meydana geldi. Sivas’tan Darende’ye gitmekte olan S.K. idaresindeki 58 FL 802 plakalı Fiat marka otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkıp takla attı. Kazada araç içerisinde bulunan baba S.K, anne A.K. ve iki çocuğu E.K. (4) ile B.K. (2) yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralılar olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulanslarla Gürün Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

  • Batarya tüketimini soğuk hava değil klima etkiliyor

    Batarya tüketimini soğuk hava değil klima etkiliyor

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Ahmet Aksöz, soğuk havalarda elektrikli araçların pil tüketimine ilişkin açıklamalarda bulundu. Aksöz, “Soğuk havalar elektrikli araçlarda batarya tüketimini çok fazla etkilemiyor” dedi.
    Son yıllarda artan elektrikli araçların kullanımı, soğuk iklime sahip bölgelerde vatandaşların aklında soru işaretine neden oluyor. Soğuk havalarda batarya tüketiminde artış olduğunu söyleyen vatandaşlar, pil seviyesinde düşüşlerin olduğunu iddia ediyor.

    Sivas Cumhuriyet Üniversite Mühendislik Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Aksöz, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Araçların bataryaları ile ilgili bir önyargı olduğunu ifade eden Aksöz, “Soğuk havalardaki pil tüketim artışı sadece elektrikli araçlara özgü bir durum değil. Aslında içten yanmalı motora sahip araçlarda da benzer durum söz konusudur. Nasıl ki soğuk havalarda aracı önceden ısıtmanız gerekiyorsa elektrikli araçlarda da benzer durum söz konusu” dedi.

    Aracı önce ısıtmak gerekiyor
    Yerli ve milli Togg’un ülkemizde başarı hikayesi yazdığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Aksöz, “Satış rakamları ülkemizde elektrikli araçlara ilginin daha da arttığını gösteriyor. Bununla beraber Amerika, Avrupa ve özellikle Uzak Doğu menşeli araçların da piyasaya girmesiyle beraber elektrikli araçların kullanımı daha da artmış durumda. Araçların pili ile ilgili yanlış bir önyargı var. Soğuk havalardaki pil tüketim artışı sadece elektrikli araçlara özgü bir durum değil.

    Aslında içten yanmalı motora sahip araçlarda da benzer durum söz konusudur. Nasıl ki soğuk havalarda aracı önceden ısıtmanız gerekiyorsa elektrikli araçlarda da benzer durum söz konusu. Burada ön hazırlığın yapıldığı zaman yani araç sistemlerinin, motorunun veya aracın bataryası ön ısıtmaya tabi olduktan sonra kullanılmaya başlanması hem batarya verimini hem de araç içi entegre sistemlerin verimini artırır. Ortaya çıkabilecek tasarrufsuz durumların önüne geçilmiş olur” diye konuştu.

    Klimaya bağlı hem yazın hem de kışın tüketim artıyor
    Yaz aylarında kullanılan klimanın elektrik tüketimini doğrudan etkilediğini ifade eden Aksöz, “Elektrikli ve diğer araçlarda da hem yaz aylarında hem de kış aylarında tüketime bağlı olarak batarya veya yakıt performansında farklılıklar görülebilir. Yaz aylarında nasıl klima kullandıkça yakıt tüketimi artıyorsa elektrikli araçlarda da batarya tüketimi artacaktır. Kış aylarında da klima kullanımından dolayı aynı şekilde daha fazla yakıt veya batarya tüketimi olacaktır. Bu soğuk havalarda beklenen bir durumdur.

    Elektrikli araçlarda lityum iyon bataryalarla birlikte ek bir batarya modülü kullanılır. Araca en başta elektrik sağlanır, kontaktan sonra benzin deposu devreye girer ve aracın motorunu çalıştırmaya başlar. Elektrikli araçlarda da benzer bir durum söz konusudur. Lityum iyon batarya devreye girmeden önce ek batarya devreye girerek sistemin hazırlanması ve ısıtılmasını sağlar. Lityum iyon batarya daha sonra devreye girer. Lityum iyon bataryanın 0 derece altında çalışması beklenmeyen bir durumdur” ifadelerine yer verdi.

    “Soğuk havalar elektrikli araçlarda batarya tüketimini çok fazla etkilemiyor”
    Lityum iyon bataryalar dışında bir proje üzerinde çalıştıklarını ifade eden Ahmet Aksöz, şu ifadelere yer verdi:
    “Soğuk havalar elektrikli araçlarda batarya tüketimini çok fazla etkilemiyor diyebiliriz. Nasıl ki içten yanmalı motorlu araçlarda soğuk hava yakıt tüketimine etki ediyorsa elektrikli araçlarda da aynı şekilde soğuk havaya bağlı olarak ısıtma sistemleri daha fazla enerji tüketimine sebep oluyor. Soğuk havaya sahip olan bölgelerde daha fazla elektrik tüketimi ve şarj operasyonu ihtiyacı duymaktadır.

    Bizler devam eden Avrupa Birliği projelerimizde Solid S bataryalar çalışıyoruz. Solid S bataryalar soğuktan daha az etkilenen, ısı değişimlerinden daha az etkilenen bundan dolayı soğuk havalarda daha performanslı çalışabilecek ve daha uzun menziller kat edebilecek özel bataryalardır. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi olarak bu konuda çözüm üretmek adına batarya yönetim sistemlerinde hem yapay zekâ çözümlerinde güzel projelerimiz var.”

  • Aç kalan tilki kek yedi

    Aç kalan tilki kek yedi

    Sivas’ta doğada yiyecek bulmakta zorlanan tilki üniversitenin kampüsüne inerek bulduğu keki yedi. O anlar bir öğrencinin cep telefonu kamerasına yansıdı.
    Yabani hayvanlar doğal ortamlarında yiyecek bulmakta zorlanıyor. Hal böyle olunca yabani hayvanlar yerleşim yerlerine kadar inmeye başladılar. Özellikle şehir merkezlerinde sıkça görülen tilkiler bu kez üniversite kampüsünde görüldü. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi kampüsüne inen tilki yolda bulduğu keki yedi. Tilkinin o anları bir öğrenci tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Keki yiyen tilki bir süre sonra ağaçlık alana girerek gözden kayboldu.

  • Mesire alanı sonbahar sessizliğine büründü

    Mesire alanı sonbahar sessizliğine büründü

    Sivas’ta özellikle yaz aylarında dolup taşan Paşabahçe mesire alanı sonbaharda sessizliğe büründü.
    Sivas kent merkezine uzaklığı olan Paşabahçe mesire alanı sonbaharın renklerine boyandı. Piknik alanlarının yoğun kalabalıklarını ve çocukların cıvıltısını geride bırakan bu doğal güzellik, kış aylarının huzurunu yaşamaya başladı. Sarı, kahverengin, ve yeşil tonlu ağaçların yapraklarını dökmeye başlayan mesire alanı ziyaretçilere adeta tablo gibi manzaralar sunuyor. Şehrin gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için Paşabahçe, doğa severleri ağırlıyor.

    “Yazın burası çok kalabalık oluyor”
    Ahmet Soyyüce, Paşabahçe mesire alanının yazın çok kalabalık olduğunu ifade ederek, “Sonbahar geldi. Ben de eşimle birlikte kalabalık değil diye gezmeye geldik. Sonbahar renkleri çok güzel. Yazın burası çok kalabalık oluyor. Ağaçlar sonbaharı hatırlatıyor” dedi.

    “Kafa dinlemeye geldik”
    Hilal Soyyüce, kafa dinlemek içim mesire alanına geldiklerini söyleyerek, “Sonbaharın son güzel günlerinde geldik. Kafa dinlemeye geldik. Yapraklar çok güzel, sararmışlar. Aslında tam fotoğraf çekilme yeri. Havada çok güzel. Değerlendirilen bazı güzel yerlerden biri” diye konuştu.