Etiket: sivas

  • Sivas’ta trafik kazası: 2 ölü 1 yaralı

    Sivas’ta trafik kazası: 2 ölü 1 yaralı

    Edinilen bilgilere göre kaza sabah saat 05.30 sıralarında Osmandede mevkiine meydana geldi. İstanbul’dan Bingöl’e gitmekte olan Cuma Barkodat idaresindeki 34 HT 0889 plakalı Fiat marka otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu orta refüjde bulunan su kanalına girip takla attı. Ters dönen otomobilin sürücüsü olay yerinde hayatını kaybederken yolculardan Aziz Kutluktemur ve H.K. yaralandı.

    Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık, jandarma, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yaralılar olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Gürün Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralılardan durumu ağır olan Kutluktemur Sivas’a sevk edildi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi hastanesine kaldırılan Kutluktemur yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.

  • İki yılda bir yetişen, ‘vez meyvesi’ tezgahlarda yerini aldı

    İki yılda bir yetişen, ‘vez meyvesi’ tezgahlarda yerini aldı

    Sivas ve Tokat’ın yüksek kesimlerinde doğada kendiliğinden yetişen ve şifası saymakla bitmeyen vez meyvesi Sivas’ta tezgahlarda yerini aldı.
    Doğada kendiliğinden yetişen, ağacı iki yılda bir meyve veren vez meyvesinin; şeker hastalığından soğuk algınlığa, böbrek hasatlıklarından tansiyona ve gribe kadar birçok hastalığa iyi geldiği düşünülüyor. İç Anadolu bölgesinde Sivas ve Tokat’ın yeksek kesimlerinde yetişen meyve, dalından sarı veya turuncu renkte toplandıktan sonra kararması beklenerek tüketiliyor. Kış aylarında tezgahlarda yerini alan bu meyve şifa arayanlar tarafından ilgi görüyor.

    Olgunlaşınca tüketiliyor
    Sivas’ta 30 senedir pazarcılık yapan Ahmet Şarkışla, vez meyvesini kararanınca tüketildiğini ifade ederek, “Sivas’ta bizim burada vez diye bilinir. Tokat’ta yetişir ve orada ismi üvez olarak bilinir. Bu meyveyi eskiler iyi bilirler, herkes bilmez. Şimdiki gençler neredeyse hiç bilmezler. Bu meyvenin ağacı yüksektir. Genelde Tokat tarafında yetişir. Tokat’ta da bu sene üretim azdı. Soğuk algınlığına, tansiyona, bağırsaklara iyi geldiği biliniyor. İlk kez görenler bu dağ armudu mu diye soruyorlar, çördük zannedenler oluyor. Bunu bu şekilde alıp eve götüreceksiniz ve mutfağa asacaksınız. 10 ila 15 gün içerisinde olgunlaşır ve kararırlar, kararanları alıp tüketeceksiniz” dedi.

    “Büyüklerimiz çok faydalı olduğunu söylerdi”
    Pazara alışveriş yapmaya gelen Şengül Mısırlıoğlu ise, “Biz bununla büyüdük. Çocukluğumuzda karanlık odalarımız olurdu. Meyvelerin, sebzelerin saklandığı, depolandığı odalar. Babalarımız alırlardı oraya asardık ve orada olgunlaşırdı. Oradan alıp ailecek akşamları yerdik. Misafirlerimize ikram ederdik. Büyüklerimiz çok faydalı olduğunu söylerlerdi” şeklinde konuştu.

  • Yapay zeka can aldı

    Yapay zeka can aldı

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefer Darıcı, hızla yayılan yapay zeka ile ilgili ailelere uyarılarda bulundu. ABD’nin Florida eyaletinde meydana gelen yapay zeka kaynaklı intihar olayının altını çizen Darıcı, ebeveynler tarafından önlem alınmadığında intihar vakalarının artabileceğine dikkat çekti.
    Her geçen gün hızla gelişen ve ilerleyen yapay zekâ teknolojisi, beraberinde birçok tehlikeyi de getiriyor. Faydalarının yanı sıra zarara da neden olabilen yapay zekâ teknolojisi, birçok yaş grubu tarafından kullanılıyor.

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, geçtiğimiz gün gündeme gelen yapay zekâ kaynaklı intihar olayı ile ilgili açıklamalarda bulundu. 14 yaşındaki Sewell Setzer’ın yapay zeka tarafından üretilen karakter ile mesajlaştığını ve konuşmanın ardından intihar ettiğini ifade eden Doç. Dr. Darıcı, ailelere uyarılarda bulundu. Ebeveynlerin duygusal boşluğu doldurması gerektiğini ifade eden Darıcı, “Özellikle burada ailelere yönelik bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çocukların duygusal ihtiyaçları, istekleri, aileleriyle kurmak istedikleri bağ çok farklı olabilir. Onlarla fiziksel olarak o bağı kurup, kuvvetlendirmek gerekiyor. Eğer aileler bu bağı kurmazsa tamamen dijitale çocuklarını emanet ederse bir müddet sonra maalesef bu tarzdaki vakalar yaşanabiliyor” ifadelerine yer verdi.

    “Kamuoyunu da şoke eden bir olaydı”
    Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Sefer Darıcı, Amerikan kamuoyunda en son meydana gelen intihar vakasıyla birlikte yapay zekanın sıklıkla tartışılmaya başlandığını ifade ederek,” Yapay zeka, Amerikan kamuoyunda en son meydana gelen intihar vakasıyla beraber sıklıkla tartışılmaya başlandı. Aslında kamuoyunu da şoke eden bir olaydı. Çünkü 14 yaşındaki bir çocuk yapay zeka ile oluşturulmuş karakterle konuşmasının ardından ailesinin iddiası bu görüşmenin ardından intihar ettiği şeklindeydi. Özellikle psikolojik açıdan farklı istek ve arzuları olan veya psikolojik açıdan duygusallık seviyesi farklı olan ve psikolojik ihtiyaçları farklı olan bireylerde yapay zekanın tıpkı bir karşısında sanki insan varmış gibi kendisiyle diyaloğa girmesi ve bunun ardından kendisini aslında farkında olmadan tetiklemesi de mümkün olabilir. Bu açıdan bakıldığında özellikle yapay zekanın çok büyük faydaları olduğu kadar zararlarını da görmekteyiz.

    İnsanlar özellikle birbirlerinden uzaklaştıkça, yalnızlık hissiyatı çok daha fazla ağır bastıkça kendisine zarar vermeyeceğini düşündüğü bir yapay zeka uygulamasını tercih ederek psikolojik olarak farklı durumlardan veya cevaplardan etkilenebilir. İnsanlar, duygusal olarak fikri anlamda veya etrafında yaşamış olduklarında çeşitli uyaranlara maruz kalarak bu onun fikri dünyasını, eylemlerini, davranışlarını tetikleyebilir. Bu durum aslında antropomorfizme etmek olarak ifade edilebiliyor. Yani karşımızdaki makineyi aslında bir nevi insanmış gibi düşünmemiz lazım. Bazı insanlar bunu hayvanlar için de yapabiliyor.

    Yani aynı insan gibi hareket ediyor veya insan gibi davranabiliyor. Bu durum yapay zeka içinde makinanın sanki gerçekten karşısında bir insan varmış gibi algılanması sonucunu doğurabilir. Çünkü sizinle sohbet eden, diyalog kuran, sorunlarını paylaşan, sanki kendisinin sorunları varmış gibi bunu paylaşabilen ve sizinle yazdıklarınız doğrultusunda irtibat kuran bir yapıdan bahsediyoruz. Algoritma aynı zamanda kişinin daha önceki gönderilerini, daha önceki yapay zekayla kurmuş olduğu iletişim biçimlerini de bildiği için karşıdaki kişiye ona göre cevaplar verebiliyor. Bazen duymasını istediği ve duymasını istediğini düşündüğü ama halüsinasyon yanıtlar da olabiliyor. Buna dikkat etmek lazım” dedi.
    “Çok daha büyük sıkıntılar doğurabilir”
    Yapay zekayla ilgili çok daha acı haberler duymamak için ailelerin küçük yaştaki çocuklarının bu etkileşimlerini kontrol etmesi gerektiğini söyleyen Darıcı, “Özellikle duygusal olarak açlığı olan insanlarda ve psikolojik olarak intihar durumlarına meyilli kişilerde bu durum çok daha büyük sıkıntılar doğurabilir. İnsanların günümüzde yalnızlaşması, çevresiyle olan diğer insanlarla olan bağlarını koparması, çeşitli problemlerden sosyal veya psikolojik problemlerden kaynaklanan nedenlerle insanların arasındaki fiziksel olarak etkileşimin azalması ve dijital teknolojiye etkileşimin çok daha fazla olmasının zararlarından bir tanesi de maalesef bu durum örnek verilebilir.

    Özellikle burada ailelere yönelik bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çocukların duygusal ihtiyaçları, istekleri, aileleriyle kurmak istedikleri bağ çok farklı olabilir. Onlarla fiziksel olarak o bağı kurup, kuvvetlendirmek gerekiyor. Eğer aileler bu bağı kurmazsa tamamen dijitale çocuklarını emanet ederse bir müddet sonra maalesef bu tarzdaki vakalar yaşanabiliyor. Özellikle yapay zeka algoritmalarının bazı sürümlerinin henüz daha test aşamasındayken kullanıma başlanması, bunu doğuran en büyük etkenlerden bir tanesidir. İlerleyen süreçte bir yapay zekayla ilgili çok daha acı haberler duymamak için aileler küçük yaştaki çocuklarının bu etkileşimlerini kontrol etmeli. Herhangi bir sıkıntıda ve sorunda mutlaka uzmanlara başvurmalıdır” diye konuştu.

  • Atatürk ve silah arkadaşlarına vefa

    Atatürk ve silah arkadaşlarına vefa

    Sivaslı turizmci iş adamı Gültekin Çetin, bu yıl ikinci kez düzenleyeceği mevlit programı ile Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anacak.

    Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde turizm alanında önde gelen isimlerden olan Çetin, yıllardır içinde bir özlem olarak taşıdığı bu fikri ikinci kez gerçekleştirmek için harekete geçti. Hazırlıklarını tamamlayan Çetin, Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yılı vesilesiyle 29 Ekim 2024 Salı günü, tarihi kent meydanındaki Kale Camii’nde öğle namazının ardından Atatürk ve silah arkadaşları için Mevlid-i Şerif okutacak.
    Bu anlamlı organizasyonu şahsen ikinci kez düzenlemekten büyük onur ve heyecan duyduğunu ifade eden Çetin, önümüzdeki yıllarda da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ruhları için benzer programlar düzenlemeye devam edeceğini söyledi. Gültekin Çetin, tüm Sivas halkını 29 Ekim 2024 Salı günü tarihi kent meydanında buluna Kale Camii’nde yapılacak mevlit programına katılmaya davet etti.

  • Yoldan çıkan otomobil yan yattı, sürücü yaralandı

    Yoldan çıkan otomobil yan yattı, sürücü yaralandı

    Edinilen bilgilere göre kaza Sultanşehir Bulvarı Şehirlerarası Otobüs Terminali bağlantı yolunda meydana geldi. G.A. (39) idaresindeki 34 ZN 2239 plakalı Ford marka otomobil, sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıktı. Kazada yan yatan otomobilin sürücüsü G.A. başından yaralandı. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerin sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı sürücü olay yerinde yapılan ilk müdahalenin arından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaralının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

  • Yaşı küçük hırsızlar yakayı ele verdi

    Yaşı küçük hırsızlar yakayı ele verdi

    Sivas İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre; olay Şeyhşamil Mahallesi Dursun Gencer Caddesi üzerinde bulunan Şeyhşamil Kültür Merkezinde meydana geldi. Kültür merkezinde hırsızlık yapan 2’si yaşı küçük 5 kişi İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince tespit edildi. Çalışmalar neticesinde yakalan 5 kişi yapılan işlemlerin ardından Adliye’ye sevk edildi. Şahıslardan 2’si tutuklanarak Kapalı Cezaevine gönderildi.

  • Bir kez pişince kansere şifa ikincisinde kansere neden oluyor

    Bir kez pişince kansere şifa ikincisinde kansere neden oluyor

    Diyetisyen Süheyla Subaşı Uçar, pekmezin 180 derece ısıyla temas etmesi halinde kanserojen madde üreterek şifadan çok zehir olabileceğini vurguladı.
    Soğuk havaların kendini hissettirmesiyle birlikte bağışıklık sistemini güçlendiren doğal gıdalara ilgi arttı. Geleneksel lezzetler arasında yer alan pekmez de bu dönemde sofraların vazgeçilmezi haline geldi. Özellikle bağışıklık sistemini destekleyici etkisiyle bilinen pekmez, kış aylarında sıkça tüketiliyor. Enerji verici özelliği sayesinde vücuda güç kazandıran pekmezin, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı koruyucu etkisi bilinirken 180 derece ve üzeri ısıya maruz kaldığında ise sağlığa zararlı hale geliyor. Pekmezin, 180 derece ve üzerine ısıya maruz kalması halinde kanserojen bileşikler üretebileceği konusunda vatandaşları uyaran Uzman Diyetisyen Süheyla Subaşı Uçar, “Isıl işlem sırasında oluşan Akrilamid ve hidroksimetilfurfural (HMF) gibi zararlı maddeler, pekmezin faydalarını olumsuz etkileyerek sağlığa zararlı hale getirebilir. Bu nedenle yüksek derecede ısıda kullanımını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.

    Isı yüksekliği son derece önemli
    Yapılan tatlıları 180 derecenin üzerinde pişirilmemesine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Uçar, “Kış aylarının gelmesiyle birlikte hastalıklar kapıya dayandı. Özellikle yeterli ve dengeli beslenme bu anlamda önem arz ediyor. Ancak beslenmenin yanında demir içeriğinden zengin pekmez gibi besinlerin de diyete eklenmesi gayet mantıklı. Eğer bir kişinin şeker hastalığı gibi kronik bir rahatsızlığı yoksa günlük beslenmesine bir yemek kaşığı kadar pekmez ekleyebilir. C vitamini emilimi arttığı içinde pekmezin içerisine ½ kaşık kadar portakal veya limon suyu ekleyerek demir emilimini artırarak bağışıklık sistemi desteklenebilir.

    Ancak bir konuda yanlış anlaşılma var. Bal ve pekmez gibi besinleri kurabiye veya kek yaparken sağlıklı hale getirebilmek adına şeker yerine ek olarak kullanılıyor. Bu besinler kullanıldığında kanserojen içerik olarak bilinen maddelerin oluşumu arttığı için biz yüksek derecede ısıda kullanımını istemiyoruz. Bunun yerine keklerde ya şeker kullanacağız ya da kuru meyvelerden yararlanabiliriz. Ancak burada da yine meyve şekeri olması sebebiyle kuru meyvelerden yaptığımız tatlıları 180 derecenin üzerinde pişirilmemesine özen göstermeliyiz. Bu şekilde de sağlıklı hale getirip porsiyonlara dikkat ederek tüketebiliriz” şeklinde konuştu.

    “Doğal besinler katkı sağlarken bir taraftan obeziteye neden olabilir”
    Günümüzde hareketsiz bir yaşam geçirdiğimizi belirten Uçar, “Yaşla birlikte metabolizma hızımız da yavaşlıyor. Eskinin hareket potansiyeli günümüzde yok. Maalesef günümüzde hareketsiz bir yaşam geçiriyoruz. Bu sebeple de ekstra kalori artışını dengelememek, bir taraftan demir içeriğinden dolayı katkı sağlarken bir taraftan obeziteye neden olabilir. Kaşık kaşık tüketim doğru değil. Kişinin hastalıklarına ve yaşına göre bir tatlı kaşığı veya bir yemek kaşığı arasında tüketim söz konusu olabilir ama bunu her gün tüketmek doğru olmayabilir. Bu noktada kişisel farklılıklar var. Bu anlamda uzman diyetisyenler kişinin hayatına özgü planlamalar yapmakta rol gösterir” dedi.

  • Kar yağınca yaylada mahsur kalan vatandaşlar kurtarıldı

    Kar yağınca yaylada mahsur kalan vatandaşlar kurtarıldı

    Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde yoğun kar yağışı nedeniyle yaylada mahsur kalan vatandaşlar, karla mücadele ekiplerinin çalışmalarıyla kurtarıldı.
    Koyulhisar ilçesi Kurşunlu köyüne bağlı Saptaş Yaylası’nda hayvancılık yapan vatandaşlar, erken gelen kar yağışı nedeniyle yolların kapanması sonucu yaylada mahsur kaldı. Durumun bildirilmesi üzerine bölgeye sevk edilen karla mücadele ekipleri, yolu ulaşıma açmak için çalışma başlattı. Ekiplerin yoğun çabası sonucunda mahsur kalan vatandaşların kapalı yolları açıldı

  • Anısına bin kilometre pedal çevirdi

    Anısına bin kilometre pedal çevirdi

    Bisiklet sporcusu Orhan Kotluk, şehit polis Şeyda Yılmaz anısına düzenlediği bin kilometrelik bisiklet yolculuğunu 9 günün ardından Sivas’ta tamamladı.
    Bisikletçi Orhan Kotluk, şehit polis Şeyda Yılmaz anısına İzmir’den başlattığı bisiklet yolculuğunu Sivas’ta noktaladı. “Şehitlere Vefa Pedalı” sloganıyla 9 gün süren bin kilometrelik bu anlamlı yolculuk, Sivas Polis Şehitliği’nde son buldu. Polis ekiplerinin eşliğinde şehitliğe giden Kotluk, şehit Şeyda Yılmaz’ın mezarını ziyaret etti. Okunan duaların ardından yanında getirdiği Türk bayrağını Sivas İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli kadın komisere takdim eden Kotluk, daha sonra şehit polisin ailesini ziyaret etti. Yılmaz’ın anne ve babasıyla bir araya gelen Kotluk, aileye başsağlığı dileyerek, baba Mehmet Yağlı’ya Türk bayrağı hediye etti.

    “Tüm şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun”
    Kotluk, 2005 yılından beri şehitlerin anısına pedal çevirdiğini ifade ederek, “Şehit düştükleri noktalardan mezarlarına pedal çeviriyorum. İstanbul’da görev yaparken bir saldırgan tarafından şehit düşen Şeyda Yılmaz’ın anısına ‘Şehitlere Vefa Pedalı Bisiklet Turu’nda 9 günlük yolculuk sonrası bugün Sivas Polis Şehitliği’ndeyim. Yolculuk boyunca Sivas Emniyet Müdürlüğü’ne ve tüm emniyet teşkilatına yolculuk güvenliğimi sağladıkları ve yanımda oldukları için teşekkürlerimi sunuyorum. Şehitliğimizi ziyaret ettik. Emniyet Müdürlüğümüze tüm şehitlerin hatırasına şanlı Türk bayrağımızı teslim ettim. Ailesine de bayrağımızı teslim ettim. Tüm şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun” dedi.

  • Yurt dışında 70 bin TL’ye satılan engelli klozetini Türkiye’de 20 bin TL’ye maletti

    Sivaslı girişimci, engelli vatandaşlar için yurt dışında 70 bin TL’ye satılan ayarlanabilir klozeti 20 bin TL’ye mal etti.
    Sivas’ta bir engelli vatandaş, ihtiyaç duyduğu ayarlanabilir klozet almak istedi. Klozetin fiyatının 70 bin TL olduğunu öğrenen vatandaş, yüksek maliyeti nedeniyle almaktan vazgeçti. Ürünün farklı ülkelerde fiyatının 70 bin TL’yi aştığını gören girişimci Orhan Aktaş, bahse konu klozeti kendisi yapmaya karar verdi. Satılan ürünleri inceleyerek kendi tasarımını yapan Aktaş, klozeti 20 bin TL’ye mal etti. 3 gün içerisinde yükseklik ve eğim ayarlı klozet sandalyesi yapan Aktaş, daha az maliyetle engelli vatandaşın ihtiyacını karşıladı.

    “70 bin liralık ürünü 20 bin liraya mal ettik”
    Ürünün çeşitli ülkelerde 70 bin TL’ye satıldığını ifade eden Orhan Aktaş, “Bu ürünümüzü engelli vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak adına kişiye özel olarak tasarladık. Bunu yaparken kar amacı gütmedik. Gündelik yaşamda bizim için basit ve sıradan olan işleri engelli vatandaşlar için de basitleştirmek amacıyla yaptık. Biz bu ürünü geliştirmeyi de düşünüyoruz. Akıllı bir sistem projemiz de var. Aile üyelerinde engelli bir birey olan arkadaşımız bize geldi. Bu ürünün yurt dışında üretildiğini fakat Türkiye’de bu ürünü bulamadıklarını söyledi. Biz de yapabilir miyiz diye düşündük, araştırmalarda bulunduk. Afaki fiyatlar olduğunu gördük. Başka bir ülkede 70 bin liralık olan bir ürünü biz şu anda 20 bin liraya mal ettik. Biz bu ürünü 3 günde ortaya çıkardık” şeklinde konuştu.

    “Yeni projeler gerçekleştirmek istiyoruz”
    İmkânlar dâhilinde birçok projeyi hayata geçirmek istediğini ifade eden Aktaş, “Yeni çalışmalar, projeler gerçekleştirmek istiyoruz ama yatırımcıya ihtiyacımız var. Tamamen felçli olan bir hastanın mutfak işleri, lavabo, banyo ve gündelik ihtiyaçlarını karşılayabileceği projeler geliştireceğiz. Bu ürünümüz kısmi felçli bir hasta için yapıldı. Kendisinin bu ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için aile bireylerinin desteğinin olması gerektiğini ve bu desteğin de zorladığını söylediler. Hasta, ellerinin desteği ile ayağa kalkıyor, koltuk değnekleriyle belli bir yere kadar gidiyor, fakat oturmakta çok zorlanıyormuş. Biz bu ürünü tekerlekli yaptık. Hastayı kendi yatağından kaldırıp, oturtup klozete götürüyoruz. Kendi kalkması ve yürümesi gereken mesafeyi de kolaylaştırdık. Kişiye özel olması sebebiyle belli kiloyu kaldıracak ürünler kullandık. En düşük 90, en yüksek 140 kiloya kadar taşıyabiliyor” dedi.