Etiket: sivrisinek

  • Bu özellikler sivrisinekleri çekiyor

    Bu özellikler sivrisinekleri çekiyor

    Yaz aylarının kaçınılmaz ev misafirlerinden olan sivrisineklerin özellikle belli özelliklere sahip olan kişileri hedef alabileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ömer Serdar Sonceley, “Obez, diyabetli, çok terleyen, vücut yüzeyinde karbondioksit ve laktik asit yoğunluğu bulunan ve ileri sürülen bir görüşe göre de özellikle 0 kan grubuna sahip kişilerin daha fazla risk altında olduğunu bildirilmiştir” dedi.

    Özellikle yaz ayları ile birlikte açılan kapı ve pencereler vasıtasıyla evlere dolan ve hemen hemen herkesin şikayet ettiği sivrisineklerle ilgili İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ömer Serdar Sonceley, önlem alınması adına bilgilendirmelerde bulundu. Sadece deri yüzeyinde küçük bir kızarıklık ve kaşıntı dışında, farklı ciddi hastalıkları da bulaştırıp yayma fonksiyonu bulunan sivrisineklerin çok ağır vakalarda ölümlere de sebep olabileceğini aktardı.

    Üreme ortamları su birikintisi oluşturan yerler
    Sivrisineklerin üreme noktası olarak su birikintilerini tercih ettiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ömer Serdar Sonceley, “İnşaat alanlarındaki birikmiş sular, kör mazgallar, bidon, su deposu, leğen, çıkmış araba lastikleri, temizliği yapılmış kapalı pazar yerleri veya su birikimini sağlayan diğer eşya ve malzemeler doğal olarak sivrisinekler için adeta birer üreme merkezi olarak hayatî ortam oluşturmaktadır” dedi.

    Serdar Sonceley “İlçe ve büyükşehir belediyelerinin asli görevlerinden olan sivrisinek larvasit mücadelesinin, yani daha uçkun hale gelmezden önce sivrisineklerin biyolojik gelişim süreçlerinde birikmiş su ortamlarındaki evrelerine müdehalelerinin çok önemli olduğunu, uçkun hale geldikten sonra da damlacık tarzında havaya bırakılan kimyasallarla mücadelenin devam etmesi gerektiğini” bildirdi. Sivrisineklerle mücadelenin tüm yıl boyunca sürdürüldüğünü, kış aylarında özellikle kapalı ve sulak alanlarda çalışmalar yapılmaktadır” şeklinde konuştu.

    Sivrisineklerin dişileri kan emerler
    Dişi sivrisineklerin sadece protein elde etmek amacıyla insan ve hayvanlardan kan emdiklerini de söyleyen Sonceley, “Dişi sivrisinekler insan ve hayvanlarda kan damarlarına kolayca ulaşabilecekleri bölgeleri seçerek konarlar. Konduktan sonra, ağrısız bir ameliyat yapmak için uyuşturma etkisi oluşturan anestezik madde ve kan pıhtılaşmasını engelleyici faktörleri içeren tükürüğünü deri yüzeyine bırakırlar.

    Tükürüğünün içinde insan vücudu için yabancı proteinler bulunur. Bu proteinler de deri yüzeyinde şişlik, kızarıklık ve kaşıntıya sebep olmaktadır. Sivrisineklerin dişileri insan ve hayvanlardan kan emerler. Bunun onlar için en masum gerekçesi sivrisineklerin karınlarında taşıdıkları yavrularının gelişimi için gerekli proteini kandan elde etme çabalarıdır” dedi.

    Sebep olduğu hastalıklar ölümcül olabiliyor
    Sonceley son olarak da sivrisineklerin sebep olduğu hastalıklar hakkında şu bilgilendirmeleri paylaştı:
    Hastalık etkenleri, hasta insan veya hayvanlardan sivrisineklerin kan emmesi esnasında bulaşmaktadır. Bulaştırdığı en bilinen hastalık sıtmadır. Plasmodium cinsi parazitlerin kırmızı kan hücrelerini (eritrositleri) enfekte etmesiyle gelişen bir enfeksiyon hastalığıdır. Dünyada en önemli sıtma hastalığı olgusu 1954 yılında gerçekleşmiştir.

    250 milyon insan etkilenmiş 2.5 milyon kişi ölmüştür. Günümüzde her yıl 300-350 milyon sıtma hastalığı olgusu görülürken, 1.5-2.7 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Bunun haricinde, Sarı Humma dediğimiz hastalık da aynı şekilde sivrisinekler vasıtasıyla bulaşır. Hastalığın etkeni bir virüstür. İleri aşamada sarılık, kusma ve kanamalara sebep olmakta, çoklu organ yetmezliğinin geliştiği durumda ölümcül olabilmektedir. Fil Hastalığı da sivrisineklerin kan emerken bulaştırdıkları parazitlerin lenf damarları tıkamasıyla oluşur.

    Ayrıca Batı Nil Virüsü de 1937’de ilk tanımlandığı Uganda’dan sonra neredeyse tüm kıtalarda görülmektedir. Hastalığın etkeni bir virüstür. Ekseriyetle haziran ve eylül ayları arasında sivrisinekler tarafından yayılmaktadır. Ülkemizde özellikle göçmen kuşların yolları üzerindeki bölgelerde görüldüğü bildirilmiştir. Virüs özellikle sinir sisteminde hastalıklara yol açmaktadır.

    Batı nil virüsünün sebep olduğu hastalığı önlemek için aşı ve tedavisi için herhangi bir spesifik ilaç bulunmamaktadır. Yine bir virüs türünün sebep olduğu Zika virüsü hastalığı da sivrisinekler aracılığı ile bulaşır. Virüs bulaştıktan sonra baş ağrısı, kas ve eklem ağrılarına, cilt döküntülerine sebep olsa da özellikle gebe kadınlara bulaştığında mikrosefali adıyla bilinen bebeklerin beyninde deformasyona sebep olmaktadır. Hastalığı önleyici bir aşı ya da hastalığı tedavi edici bir ilacı bulunmamaktadır.”

  • Sivrisinek ısırmalarına karşı uyarı

    Sivrisinek ısırmalarına karşı uyarı

    Manisa Büyükşehir Belediyesi, ilaçlama çalışmaları ve denetimlerle sivrisineklerin üremesini önlemek için aktif çaba gösteriyor. Bu süreçte özellikle özel mülk statüsünde yer alan bahçeli sitelerdeki su kovaları, balkonlardaki saksı altlıkları ve atık lastiklerin sivrisineklerin üreme alanlarını oluşturduğu belirlendi.

    Manisa Şehir Hastanesi Acil Tıp Hekimi Uzmanı Dr. Mert Deringöz, son dönemlerde sivrisinek ısırığı nedeniyle acil servislerde artan başvurular olduğunu ifade ederek, Asya kaplan sivrisineğinin vücutta daha şiddetli tepkilere yol açtığını ve alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini söyledi. Ancak panik yapmaya gerek olmadığını, temizlik ve soğuk uygulamalarla başa çıkılabileceğini belirtti.

    Bununla birlikte, Manisa’da sivrisinek popülasyonunda artışın, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi faktörlere bağlı olduğu ve vatandaşların da bu konuda destek olmalarının önemine vurgu yapıldı.

  • Artan sivrisinekler hastanelere başvuruları artırdı

    Artan sivrisinekler hastanelere başvuruları artırdı

    Manisa’da da görülmeye başlanan Asya kaplan sivrisineği ısırması sonucu acil servislere yapılan başvurularda artış yaşanması dikkat çekti. Yeni bir tür olması nedeniyle vücudun diğer sivrisineklere göre anormal bir tepki verdiği söyleyen Manisa Şehir Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Mert Deringöz, panik yapılacak bir durum olmadığını belirtirken, Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Erhan İnce üreme alanlarının yüzde 82’sinin insan kaynaklı olduğunu ve vatandaşların lastikler, bidonlar, kovalar ve saksı altları gibi durgun su alanlarına dikkat etmesi konusunda uyarılarda bulundu.

    Türkiye’de son dönemlerde oldukça yaygın görülmeye başlanan Asya kaplan sivrisineği Manisa’da da vatandaşların korkulu rüyası oldu. Diğer sivrisineklere göre uzun süreli kaşıntıların sürmesi ve büyük şişliklerin görülmesi nedeniyle panik olan vatandaşlar acil servislere akın etti. Son 1 aydır Manisa’daki acil servislerde yoğunluğa neden olan sivrisinek ısırmalarıyla ilgili Manisa Büyükşehir Belediyesi de harekete geçti.

    Özel mülk statüsünde yer alan bahçeli siteler içerisinde bulunan su kovaları, balkonlardaki saksıların altlıkları, yol kenarına atılan otomobil veya kamyon lastikleri ise sineklerin üreme kaynaklarının yüzde 82’sini oluşturuyor. Havaların ısınmasıyla birlikte ilaçlama çalışmalarına hız veren Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığına bağlı ekipler, sivrisineklerin üremesine imkan sağlayan ortamların ortadan kaldırılması için denetimlerine devam ediyor.

    Ekipler tarafından yapılan denetimlerde bir site bahçesi içerisinde bulunan sulama amacıyla doldurulmuş su kovalarında milyonlarca sivrisinek larvasına rastlandı. Vatandaşlara gerekli uyarıları yapan ekipler kovaları boşaltarak sivrisinek oluşumunu engelledi. Yapılan ilaçlama çalışması ve denetimde atık lastiği kontrol eden ekipler, lastiğin içinde su biriktiğini ve bu suyun içinde sivrisinek larvasına rastladı. Atık lastiğin içindeki suyu boşaltan ve sivrisinek oluşumunu engelleyen ekipler daha sonra ilaçlama çalışması yaparak vatandaşları bu konuda dikkatli olmaları konusunda uyardı.

    “Sivrisinek oluşum alanlarının yüzde 82’si insan kaynaklı”
    Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Erhan İnce, “Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı olarak 17 ilçemizde hizmet veriyoruz. Son günlerde gelen sivrisinek şikayetleri üzerine biz de alan kontrollerimizi yapıyoruz. Tespit ettiğimiz üzere bir adet kovanın içerisinde binlerce sivrisinek larvası gördük.

    Yapılan araştırmalara göre sivrisinek oluşum alanlarının yüzde 82’si insan kaynaklı. Burada tespit ettiğimiz durumlar gibi atık lastikler, bidonlar, kovalar ve saksı altları gibi durgun su alanlarında vatandaşlarımızın dikkat etmesi gerekiyor. Buralar sivrisinekler için bir üreme alanı. Toplum sağlığı tehlikeye atan bu vektörlerle mücadelemiz devam etmektedir. Son zamanlarda küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak popülasyon artışı da gözlenmektedir. Maalesef ki üreme alanlarının yüzde 82’si insan eliyle oluştuğunu düşünürsek vatandaşlarımızın da desteğine ihtiyacımız var. Vatandaşlarımızdan ricamız bizim bu çalışmalarımıza destek olmaları” dedi.

    “Son 1 aydır sivrisinek ısırığı sebebiyle acil servislere başvurular arttı”
    Son zamanlarda acil servislere sivrisinek ısırığıyla ilgili başvuruların arttığını söyleyen Manisa Şehir Hastanesi Acil Tıp Hekimi Uzmanı Dr. Mert Deringöz, “Son dönemlerde, özellikle son 1 aydır genel olarak tüm acil servislerde sinek ısırığı sebebiyle başvurular çok arttı. Özellikle çocuklarda çok fazla artış gördük. Genelde başvuru şikayetleri geçmeyen uzun süreli kaşıntılar, buna bağlı yaralar ve vücutta döküntü olarak geliyor. Ekstra nadir de olsa alerjik reaksiyonlar görebiliyoruz” diye konuştu.

    “Yeni bir tür olduğu için de genelde vücudun verdiği tepkiler anormal oluyor
    Asya kaplan sivrisineğinin yeni bir tür olduğu için vücuttaki tepkilerin anormal olduğunu söyleyen Dr. Deringöz, “Önceki yıllara göre sivrisinek türünde bir değişiklik var. Asya kaplan sivrisinek türündeki popülasyon özellikle Türkiye ve Yunanistan bölgesinde artış gösterdi. Bunlar biraz da istilacı bir sivrisinek türü. Çok fazla popülasyonlar arttı. Yeni bir tür olduğu için de genelde vücudun verdiği tepkiler anormal oluyor. Sivrisinek gelir vücuda konar işini bitirir.

    O sırada biz bir şey hissetmeyiz. Sivrisinek bölgeyi uyuşturmak için bazı maddeler, enzimler enjekte ediyor. Enzimlerin içindeki proteinlere de vücut tepki gösterir. O da şişlik, kızarık, kaşıntı olarak kendini gösterir. Sık sık ısırıldığımız sivrisinek türüne karşı az tepki göstermeyi vücudumuz öğreniyorken, yeni bir tür sivrisinek ısırığına daha şiddetli bir tepki vermeye başlıyor. Bu da daha büyük kaşıntılar, daha büyük lezyonlar ve ya bazen daha ciddi alerjik reaksiyonlar gösterebiliyor. İnsanlar da bu yüzden daha sık acil servise gelmeye başladılar” şeklinde konuştu.

    Alerjik reaksiyonlar dışında panik yapmaya gerek olmadığını söyleyen Deringöz, “Öncelikle sivrisinek ısırığından korkulacak bir durum olmadığını bilmemiz lazım. Endişe ve panik çok fazla görüyoruz. Öncelikle soğuk kanlı olmak gerekir. Sivrisinek ısırığında ilk başta bol sabunlu suyla o bölgeyi temizlemek gerekir ki sivrisineğin taşıdığı başka zararlı maddeler ve ya patojenleri vücudumuza almayalım. İkinci olarak kaşımak kaçınmamız gereken bir davranış.

    Çünkü kaşımaya bağlı olarak yara açabiliyoruz. O bölgeyi tahriş edebiliyoruz. Cilt enfeksiyonları ya da daha ağır enfeksiyonlara sebep olabiliyor. Kaşımak yerine soğuk uygulama çok işe yarar. Soğuk su altında bekletmek ya da havluya sarılmış bir buz aküsüyle hem kaşıntıyı alacaktır hem de şişliği giderecektir. Bu da işe yaramazsa kolonyayla o bölgeyi ovalamak kaşıntı ve şişliği azaltır. Karbonatı az miktarda suyla sulandırıp macun haline getirip bölgeye sürmek kaşıntıyı azaltır. Bunlarla da geçmiyorsa kaşıntı giderici antihistaminik dediğimiz ilaç grubunu kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Geçmeyen şişlik, kaşıntı ve kaşıntıya bağlı mikrop kapması durumunda vatandaşların hastanelere başvurabileceğini belirten Deringöz, “Sivrisinek ısırığına bağlı ek durumlar var. Kişinin sineğe alerjisi olabilir, sineğin proteinlerine karşı alerjisi olabilir. Bu durumlarda vücutta yaygın döküntü başladığı zaman, boğazda şişlik, nefes almakta ve yutkunmakta güçlük, nefes darlığı, hırıltılı soluma başladığı zaman acil servislere gelmek gerekiyor.

    Hızlı müdahaleyle toparlamamız gerekiyor. Normalde sivrisinek ısırığında 2 santimetreye kadar bir lezyon görürüz. Vücut anormal bir tepki verdiğinde bu 10 santimetreye kadar çıkabiliyor. Normal de 20 dakikada bu lezyon çıkıp 2 gün içerisinde geçecekken 10 santimetreye ulaşan lezyonların ortaya çıkması 2 saati bulabiliyor. Geçmesi de 4 günün üzerinde süre alabiliyor. Böyle zamanlarda lezyon büyük olduğu için kaşıntıyla da yara açılabiliyor. O bölgeye mikrop bindirip cilt enfeksiyonuna çevirebiliyor.

    Kişi buna bağlı olarak büyük bir lezyon üzerinde ısı artışı, boyun, koltuk altı, kasık bölgelerinde şişlik, ateş görürse acil servis olmasa bile enfeksiyon hastalıkları, aile hekimliğine, cildiye gibi kliniklere başvuru yapması gerekir. Geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda çok baktık. Uzun süreli dönemlerde acil servislere de başvurabilirler” dedi.

  • Sivrisinek ısırığına doğal önlem

    Sivrisinek ısırığına doğal önlem

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Vedat Turhan, sivrisinek ısırıklarının yaşam kalitesini düşürdüğünü ve kronik hastalıkları olan bireyler için tehlikeli olabileceğini ifade ederek şunları söyledi:
    “Asya kaplanı sineği veya literatürdeki adıyla Aedes albopictus; Güneydoğu Asya’ya özgü, gövdesinde ve bacaklarında bulunan beyaz renkli şeritlerle diğer türlerden ayırt edilebilen, kan emici bir sivrisinek türüdür. Bu sivrisinek türü, son 15-20 yıl içinde gerek ticaret gerekse de turizm trendleriyle Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde yaygınlaşmıştır. Türkiye’de ise ilk olarak İpsala’da görüldüğü bilinmektedir. Son zamanlarda da Marmara, Ege ve Karadeniz’in kıyı illerinde bu türe rastlanmaktadır. Asya kaplanı sineği yaygın kitleleri etkileyebilen viral ve paraziter enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Bu enfeksiyonlar arasında Batı Nil Virüsü, Sarıhumma, Döngü humması ve Zika virüsü yer almaktadır.

    Baş ağrısı ve yüksek ateşe dikkat

    Tüm bu hastalıkların yanında sivrisinek ısırıklarında lokal olumsuz etkiler de meydana gelebilmektedir. Yoğun kaşıntı, cilt lezyonları ve alerjik reaksiyonlar Asya kaplan sineği ısırıklarından sonra görülebilmektedir. Sivrisinek ısırıkları önemsiz ve yaz dönemlerinde olağan bir durum olarak görünse de tehlikeli olabilir. Sık yolculuk edenler, bağışıklığı düşük olanlar, diyabeti, böbrek hastalığı, kanseri bulunanlar daha fazla enfeksiyona maruz kalabilir. Sivrisinek ısırığı meydana geldikten sonra ortalama kuluçka süresi sivrisineğin taşıdığı mikrobiyal etkene göre değişmekle birlikte ortalama 2-6 gün arasındadır. Bu süre sonunda ishal, eklem ağrısı, kusma, baş ağrıları ve vücut döküntüleri gibi belirtilere rastlanabilir. Bazılarında nörolojik belirtiler de olabilir. Örneğin yüksek ateş, baş ağrısı, ense sertliği, konsantrasyon bozukluğu, koma, titreme nöbetleri ve felç gibi semptomlar görülürse zaman kaybetmeden uzman bir doktora başvurmak gerekir.

    Nane yağı ve çay ağacı yağı koruyor

    Sivrisineklerden korunmak gerekmektedir. Açık havada zaman geçirilecekse uzun kollu ama yaz nedeniyle de terletmeyecek ince kumaşlardan giysiler tercih edilmelidir. Sinek kovuculardan faydalanmak gerekir. Fakat bunlardan faydalanmadan önce kimyasal olmayan ve daha doğal ürünler tercih edilmelidir. Doğal yöntemler arasında nane yağı, çay ağacı yağı, karanfil yağı vardır. Bu ürünleri suyla karıştırıp sprey kutularında saklayarak açık yerlere sürerek sinekleri kovmak mümkün olabilir. Evlerde ise sineklikler faydalı olabilmektedir. Cilde dost aromatik yağlar bazı kimyasal ürünlerin etkilerine karşı da koruyucu olmaktadır. Ayrıca sinekler için yol kenarlarındaki ve evlerin civarındaki su birikintileri, saksı diplerindeki su birikintileri, araba lastiklerindeki kalıntı su vb. yerler çok uygun yerlerdir. Mümkün olduğunca bu su birikintilerinden uzak durmak gerekir.

    Sivrisinek ısırınca ilk iş su ve sabun

    Sivrisinek ısırdıktan hemen sonra ısırılan bölge su ve sabunla yıkanmalıdır. Bunun ardından bölgeyi rahatlatmak ve cilt lezyonlarının önlenmesi için lavanta kolonyası kullanılabilir. Ayrıca siyah ya da yeşil çay poşetleri ısırılan bölgeye uygulanabilir. Aloe vera bitkisindeki jel, elma sirkesi, karbonat ve limon suyunun karışımı da bölgeye sürülebilir. Fesleğen yağı, yulaf ezmesi de sivrinsek ısırığına iyi gelmektedir. Ayrıca eczanelerden alınabilecek kaşıntı önleyici kremler, jellerde fayda sağlamaktadır. Özellikle çocukları, sineklerin ısırdığı yerleri kaşımamaları konusunda uyarmak gerekmektedir. Sivrisinek ısırığında ısırılan bölgeye buz uygulamak da rahatlatıcı olmaktadır.”

  • Sivrisinekler hastanelik ediyor

    Sivrisinekler hastanelik ediyor

    Son günlerde İstanbul’da sivrisineklerden kaynaklı kaşıntı ve yara şikayetiyle hastanelere başvuruların arttığı rapor edilmiştir. Avcılar Yeşilkent Mahallesi’nde dere çevresindeki sokaklarda artan sivrisinekler nedeniyle mahalle sakinleri çocuklarda daha sık görülen kaşıntı ve yaralar yaşadıklarını belirtmiştir. Mahalle sakinleri, ilaçlamaların yeterli olmadığından şikayet etmişlerdir.

    Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Necla Birgül İyison, sivrisineklerin genel olarak hastalık taşıdıklarını, ancak Asya kaplan sivrisineklerinin daha tehlikeli olduğunu belirtmiştir. Asya kaplan sivrisineklerinin giysilerin üzerinden bile kan emebildiğini aktaran İyison, vatandaşlara su birikintileri olan yerlerden uzak durmaları tavsiyesinde bulunmuştur. Sivrisineklerin su birikintilerine yumurtalarını bıraktığını ve ilaçlamanın daha sık yapılmasının gerekli olduğunu vurgulamıştır.

    İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, sivrisinek ısırıklarının ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini ve bazı sivrisinek türlerinin oldukça agresif olduğunu ifade etmiştir. Kutlubay, vatandaşların koruyucu önlemler almasını ve sivrisinek ısırıklarına karşı tedavi yöntemlerini kullanmalarını önermiştir.

    Önder Yüksel Eryiğit, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sağlık Daire Başkanı, sivrisinek ve vektörlerle mücadelenin kültürel, biyolojik, fiziksel ve kimyasal alanda yürütüldüğünü belirtmiştir. İstanbul’da 210 bin üreme kaynağı olduğunu ve çoğunun insan eliyle ürediğini ifade etmiştir. Eryiğit, özellikle kırsal bölgelerde, su birikintilerinde ve yazlık bölgelerde sivrisinek yoğunluğunun arttığını vurgulamıştır.

    Vatandaşların sivrisineklere karşı su birikintilerini önlemesi, pencerelere sineklik takması, sivrisinek kovucu spreyler kullanması ve vücutlarına bitkisel birtakım yağları sürebileceği önerilmiştir.

  • Sivrisinek kovar fesleğenler

    Sivrisinek kovar fesleğenler

    Etrafa yaydığı hoş kokusunun yanı sıra doğal sivrisinek kovar olarak bilinen fesleğene olan ilgi havaların ısınmasıyla birlikte daha da arttı. Fesleğen kokusundan hoşlanmadığı bilinen sivrisineklerden korunmak isteyen vatandaşlar, doğal yöntemleri tercih ederken, Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol da, Cuma Namazı çıkışında vatandaşlara fesleğen dağıtımı gerçekleştirdi. Fesleğen dağıtım etkinliğine Buharkentli vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken, dağıtılan fideleri alan vatandaşlar Başkan Erol’a teşekkür etti.

    Pazar yerinde dağıtımı yapılan fesleğenleri almak isteyen vatandaşlar, stant önünde uzun kuyruklar oluştururken, kimi vatandaş kokusu için kimileri ise sivrisineklerden korunmak için fesleğenleri aldığını söyledi.

    Konu ile ilgili sosyal medya hesabından paylaşım yapan Başkan Erol ise paylaşımında “Her kokusunda mutluluk, sevgi ve huzur getiren fesleğenleri Cuma namazı çıkışında pazar yerinde vatandaşlarımıza dağıttık” ifadelerine yer verdi.

  • Sivrisineğin ısırdığı güvenlik görevlisi yaşama tutunamadı

    Sivrisineğin ısırdığı güvenlik görevlisi yaşama tutunamadı

    Denizli’de yaşayan 51 yaşındaki İbrahim Kadir Karaoğlanoğlu, 9 sene önce gittiği Antalya’daki bir otelde güvenlik görevlisi olarak işe başladı. Çalıştığı esnada bir sivrisineğin ısırdığı Karaoğlanoğlu için kabus dolu yıllar geldi. Her geçen gün vücudunda değişim olan ve fil ayağı hastalığına yakalanan Karaoğlanoğlu, doktor doktor gezse de hastalığına çare bulamadı. Ayakları bir filin ayakları kadar şişerek yatağa tamamen muhtaç kalan Karaoğlanoğlu, her geçen gün etlerinin çürümesiyle yerinden bile kıpırdayamadı.

    Mikro cerrahi yöntemiyle hastalığın tedavi edilebileceği duyan, fakat uygulamanın nasıl olacağı hakkında bilgiye ulaşamayan İbrahim Kadir Karaoğlanoğlu ve ailesi, kendilerine uzanacak bir yardım eli umuduyla yaptıkları çağrıyla gündeme geldi. Karaoğlanoğlu, iyileşip insanların arasına çıkacağı günlerin özlemini anlattığı konuşmasından saatler sonra aniden fenalaştı. Şikayetleri artan güvenlik görevlisi, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Burada solunumda güçlük çeken ve entübe edilen Karaoğlanoğlu, doktorların müdahalesine rağmen hayata tutunamadı. Acı haberi alan aile gözyaşlarına boğuldu. Hastanedeki işlemlerinin ardından baba ocağında helallik alınan güvenlik görevlisi, Tavas ilçesine bağlı Hırka Mahallesi’nde son yolculuğuna uğurlandı.

    “Çare bulamadık”

    Oğlunun hastalığına çare bulunamadığını ve her gün acı çektiğini ifade eden baba Akif Karaoğlanoğlu, “Yavruma bakamadık, koruyamadık, kaybettik ve çok üzülüyorum. Nereye götürürsek götürelim çare bulamadık” dedi.

  • Sivrisinek ısırığı ile hayatı karardı

    Sivrisinek ısırığı ile hayatı karardı

    Denizli’de yaşayan 51 yaşındaki İbrahim Kadir Karaoğlanoğlu, 9 sene önce gittiği Antalya’daki bir otelde güvenlik görevlisi olarak işe başladı. Çalışma esnada sivrisineğin ısırması sonucu Karaoğlanoğlu için kabus dolu yıllar başladı. Her geçen gün vücudunda değişim olan ve fil ayağı hastalığına yakalanan Karaoğlanoğlu, Denizli’ye gelerek ailesinin yanında tedaviye başladı. Her geçen gün ölüme sürüklenen ve teşhisin geç konuşması nedeniyle yanlış tedavi uygulanan güvenlik görevlisi, bir filin ayağı kadar ayakları şişerek yatağa tamamen muhtaç kaldı.

    Vücutta oksijen ile kanın azalması, şiddetli ağrılar ve özellikle de lenf kanallarının tıkalı olması nedeniyle doğal yollardan atılamayan ödemin sebep olduğu enfeksiyon sonucu farklı kentlerdeki çeşitli hastanelere giden güvenlik görevlisi; ozon tedavisi, kök hücre tedavisi gibi tedavilerin denenmesine rağmen hastalığını bir türlü vücudundan atamadı. Şu anda enfeksiyonun tedavi edilemediği için etleri çürürken, aile doktorların mikro cerrahi yöntemiyle hastalığın tedavi edilebileceği fakat uygulamanın nasıl olacağı hakkın kimsenin bilgisi olmadığını söyledi. Acılar içinde kıvranan adamı bekleyen sonun ise doktorlar tarafından tedavi edilmezse eğer ‘çoklu organ yetmezliği’ ölümü olacağı belirtildi.

    “Bana ‘Biz de hastalığı senin yaşantılarından öğreniyoruz’ diyorlar”

    “Çekecek gücüm kalmadı, ölüm belki kurtuluşumdur” diyen İbrahim Kadir Karaoğlanoğlu, “Denizli’de iş problemi yaşadığım için yaz sezonunda Antalya’ya çalışmaya gittim. Bu gittiğim yılarda işçi lojmanında kaldığım gece dinlenirken bir sivrisinek beni soktu. Sonra rahatsızlık yaşamam üzerine doktorlara gittim ve kendileri bana durumu soğuk algınlık olarak nitelendirdiler. Yaz sezonun bitimine doğru farklı olarak nitelendirme yapmaya başladılar. Bu hastalığa 2014 yılının Ağustos ayından beri çekiyorum. Başlangıçta bu kadar acı vermiyordu ve hayatımı kısıtlamıyordu. İlerleyen süreçte hayatımı altüst etti. Doktorlar bilimsel araştırma yapmıyor. Tedavi bulmak için doktorların herhangi bir önerisi yok. Bana ‘Biz de hastalığı senin yaşantılarından öğreniyoruz’ diyorlar. Türkiye’deki tüm doktorlardan ricam bu hastalığın tedavisini bulun. Ben doktorlara yardımcı olayım ve onlar da bana yardımcı olsun. Enfeksiyonlar 2015 yılından itibaren akmaya başladı” dedi.

    “Biri bizi bu kabustan uyandırsın”

    Allah’ım bana evlat acısı yaşatmasın diye gözyaşlarına boğulan 88 yaşındaki baba Akif Karaoğlanoğlu ise ailecek yaşadıkları zorlu günleri şu sözlerle anlattı:
    “Benim şu evladımın hastalığı için bir çare bulamadım. Bu duruma çok üzülüyorum ve ağlıyorum. Şu anda hiç rahat değilim. Oğlum üniversite mezunu olduktan sonra atanamayınca güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladı. Çalıştığı esnada bu hastalığa yakalandı. Lütfen bizi bu girdaptan, çaresizlikten kurtaracak birileri elimizden tutsun, bize yol yordam göstersin, bizi bu kabustan uyandırsın.”

  • Sivrisineklerden bulaşıyor! 2 can aldı

    Sivrisineklerden bulaşıyor! 2 can aldı

    Avustralya Sağlık Bakanlığı, bugün itibariyle ülkede sivrisinekle bulaşan Japon Ensefalit Virüsü (JEV) vaka sayısının 19’a ulaştığını belirterek 2 kişinin virüsten hayatını kaybettiğini doğruladı. JEV’in, kişilerde nadiren hastalığa sebep olarak beyin iltihaplanmasına yol açtığı ifade edildi.

    Avustralya Sağlık Bakanlığı açıklamasında New South Wales eyaletinde 7, Queensland eyaletinde 1, Güney Avustralya eyaletinde 4 ve Victoria eyaletinde 7 kişi olmak üzere ülke genelinde toplamda 19 kişinin sivrisinek ısırmasıyla bulaşan Japon Ensefalit Virüsü (JEV) sebebiyle hastalandığını belirtti. Ülke genelinde virüse bağlı hastalıktan hayatını kaybedenlerin sayısının şimdilik 2 kişi olduğu ifade edildi. JEV’in ülkede yaşanan sel felaketlerinden kaynaklı sivrisinek ısırmasıyla bulaştığı ve insandan insana bulaşmadığı açıklandı.

    ÜLKE GENELİNDE MÜDAHALE GEREKLİ

    Avustralya’nın Baş Tabip Vekili Dr Sonya Bennett, 4 Mart tarihinde artan vakaların görülmesiyle ‘Ulusal Öneme Sahip Bulaşıcı Hastalık Olayı’ ilan etti. Dr. Bennett, JEV’in hem insanlarda hem de hayvanlarda ulusal olarak bildirilmesi zorunlu bir hastalığa neden olduğunu belirterek ülke genelinde bir müdahalenin gerekli olduğunu ifade etti. Sağlık Bakanlığı JEV’in hayvanlarda görüldüğünü ancak insanlara bulaştırmadığını açıkladı.

    JEV NEDİR?

    Japon ensefalit hastalığı, Japon ensefalit virüsünün neden olduğu ciddi bir hastalıktır ve beyin iltihaplanması olarak bilinir. Sivrisinekler tarafından Asya’nın bazı bölgelerinde ve Avustralya’nın Torres Boğazı bölgesinde endemiktir (belirli bir alanda veya belirli bir popülasyon arasında tahmin edilebilir bir oranda meydana gelen salgın hastalık).

    AŞISI VAR

    Sağlık Bakanlığı açıklamasında virüs kaynaklı hastalığın insanlarda çoğunlukla belirti göstermediğini, ancak nadir durumlarda ciddi hastalığa ve hatta ölüme neden olduğu belirtildi. İnsandan insana veya virüsü taşıyan bir hayvanın etini yemekle bulaşmadığı ifade edildi. JEV’in sebep olduğu hastalık için aşı bulunduğu ayrıca vurgulandı.

    BELİRTİLER NELERDİR?

    JEV kaynaklı hastalığın şiddetli belirtileri arasında ense sertliği, koma ve çok nadir olarak nörolojik komplikasyonlar ve ölüm meydana geldiği ifade edildi. Hastalık ilk olarak ani ateş, baş ağrısı ve kusma olarak belirti gösterdiği vurgulandı.

  • Araştırma: Sivrisinekleri hangi renkler çekiyor?

    Araştırma: Sivrisinekleri hangi renkler çekiyor?

    ABD’de yapılan yeni bir araştırmada, sivrisineklerin en çok ilgili gösterdiği renkler açıklandı. Washington Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada, sivrisineklerin kırmızı, turuncu, siyah veya camgöbeği rengini tercih ettikleri belirtilirken, yeşil, mavi veya mor olan noktaları göz ardı ettikleri aktarıldı.

    ABD’de yapılan yeni bir araştırmada, giyilen renklerin sivrisineklerin ilgisini çekmede etkili olduğu açıklandı.

    Washington Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen çalışmada, dişi ‘Aedes aegypti’ sivrisineklerine farklı türde görsel ve koku ipuçları verildiğinde hangi davranışları sergiledikleri incelendi.

    Küçük test odalarında sivrisineklere renkli bir nokta veya insan eli gibi dikkatlerini çekebilecek çeşitli objeler koyulurken, davranışları takip edildi.

    EN ÇOK İLGİ ÇEKEN RENKLER

    Nature Communications dergisinde yayımlanan çalışmanın bulgularında, sivrisineklerin karbonhidrat kokusu alarak yiyecek aradıkları belirtilirken, özellikle kırmızı, turuncu, siyah veya camgöbeği olan noktalara doğru uçtukları tespit edildi.

    Yeşil, mavi veya mor olan noktalara ilgi göstermediği tespit edilen sivrisineklerin karbonhidrat kokusu olmayan ortamda herhangi bir renge de tepki göstermediği aktarıldı.

    SİVRİSİNEKLER NEDEN KIRMIZI RENGE İLGİ GÖSTERİR?

    Çalışmanın raporunda spesifik olarak sivrisineklerin kırmızı renge neden çekildiklerinin incelenmediği belirtilirken, bununla birlikte kırmızının muhtemelen sivrisineklerin insan cildine baktıklarında gördükleri rengin gölgesi olduğu vurgulandı.

    Konuyla ilgili açıklamada bulunan Ehrlich Pest Control Operasyon Eğitim ve Öğretim Direktörü Nancy Troyano, “Işık insan derisiyle etkileşime girdiğinde, cilt pigmentasyonundan bağımsız olarak kırmızımsı bir renk yansıtır” diye konuştu.

    Troyano, “Bu nedenle kırmızı renk, sivrisineklerin konaklarını bulmalarına yardımcı olmak için kullandıkları birkaç ipucundan biri olabilir” şeklinde konuştu.

    Entomolog Timothy Best ise, kırmızı renginin kanla ilişkilendirildiğini ancak sivrisineklerin bu nedenle rengi sevmesinin olası olmadığını söyledi.

    Best, “Sivrisinekler bileşik gözlerini kullanarak görebilirken, görüntülerinin keskinlikleri zayıf ve net göremiyorlar” derken, “Sivrisinekler kan bulmak için karbonhidrat tespiti, görsel ve ısı algılayıcı reseptörler gibi üç ayrı algılama mekanizmasına güveniyor” ifadelerini kullandı.

    AÇIK RENKLER GİYMEK SİVRİSİNEKTEN KORUYOR

    Entomolog Timothy Best, “Açık renkler sivrisinekler için bir tehdit olarak algılanıyor, bu yüzden birçok tür doğrudan güneş ışığında ısırmaktan kaçınıyor” derken, “Sivrisinekler sıvı kaybından ölmeye çok duyarlıdır, bu nedenle açık renkler içgüdüsel olarak tehlikeyi ve ani kaçınmayı temsil edebilir” diye konuştu.