Etiket: Siyanobakteri

  • Bursa’da İznik Gölü’ne girmek yasaklandı

    Bursa’da İznik Gölü’ne girmek yasaklandı

    Bursa İznik Gölü’nü yeşil renge boyayan bakteri hakkında sosyal medyadan açıklama yapan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, “İznik Gölünde son birkaç gündür yüksek seviyede Siyanobakteri artışı var. Önlem olarak birçok ülkede olduğu gibi önlem amaçlı başta yüzme amaçlı olmak üzere gölün kullanımını kısıtlamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Reyhan Akçaalan da, “İznik Gölü’nde aşırı siyanobakteri artışı var. Özellikle insanların göle yüzmeye girdiği bölgelerde durum bu şekilde. Bu süreçte artış toksik olabileceğinden göle girilmemesi yönünde uyarıların konulması doğru olacaktır. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde İznik Gölü bize bir şeyleri yanlış yaptığımızı hatırlatıyor” paylaşımında bulundu.

    Uzmanların açıklamalarının ardından İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, İznik Gölü’nde yüzmeyi geçici olarak yasaklayan uyarı tabelaları astı.

    Albay, “Ülkemizde ilk kez bir halk plajı yoğun siyabakteri artışı nedeniyle yüzmeye kapatıldı. 30 yılı aşkın süredir verdiğimiz emek sonunda karşılık buldu. Tabelaya rağmen hala yüzen kişiler olsa da farkındalığın artmasıyla bu sorun da çözülecektir” dedi.

    Siyanobakteri, hava sıcaklıkları ve sudaki azot ile fosfor artışı nedeniyle oluşan bitkisel plankton türüdür. Uzmanlar, siyanobakterilerin aşırı çoğalmaları sıklığı giderek artan ve tüm su kaynaklarını tehdit eden önemli bir sorun olduğuna da dikkat çekiyor.

  • Afrika’daki fil ölümlerinin nedeni belli oldu

    Afrika’daki fil ölümlerinin nedeni belli oldu

    Afrika ülkesi Botsvana’nın kuzeyinde bu yılın başından beri meydana gelen toplu fil ölümlerinin sayısı 330’a yükseldi. Yaban hayatı yetkilileri bugün yaptıkları açıklamada, uluslararası toplumu alarma geçiren gizemli fil ölümlerinin siyanobakterilerin neden olduğu bir hastalıktan kaynaklandığını belirtti.

    Güney Afrika ülkesi Bostwana’daki Okavango deltasında Temmuz ayında 200’ü aşkın fil, yüzlerinin üzerine düşmüş halde cansız bulunmuştu. Bununla birlikte komşu ülke Zimbabve’de de bu ayın başında aynı şekilde 22 filin hayatını kaybettiği açıklanmıştı.

    Söz konusu toplu ölümler uluslararası toplumun tepkisini çekmiş ve iki ülkede de olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı. Fillerin, nörolojik bir hastalık, bakteriyel enfeksiyon, kaçak avcılık ya da kuraklık ve kıtlık gibi çevresel durumların hangisi nedeniyle ölmüş olabileceğine dair araştırmanın sonuçları ise yeni ortaya çıktı.

    ÖLÜ FİLLERİN SAYISI 330’A YÜKSELDİ

    Bostvana Yaban Hayatı ve Milli Parklar Dairesi müdür yardımcısı Cyril Taolo, bugün düzenlediği basın toplantısında, ülkedeki toplam ölü fil sayısının Temmuz ayından bu yana 49 artarak 330’a yükseldiğini söyledi. Taolo, fillerin toplu ölüm nedenin siyonabakteriler olduğunu açıkladı.

    TOPLU ÖLÜMÜN NEDENİ MAYİ-YEŞİL ALG OLARAK AÇIKLANDI

    Siyanobakteriler, ya da mavi-yeşil algler, enerjilerini fotosentez yolu ile elde ediyor ve su birikintileri, akvaryum, deniz ve okyanusta çoğalıyorlar.

    Araştımacılar, Botsvana’daki Okavango deltasındaki fillerin yüzde 70’inin, çoğu mavi-yeşil alg çiçeklerini içeren su çukurlarının yakınında öldüğünü tahmin ediyor. Yosunlardan kaynaklanan toksinler başlangıçta potansiyel bir neden olarak reddedildi çünkü filler bir at hariç ölen tek türdü.

    DİĞERLERİNE GÖRE DAHA FAZLA TOKSİNE MARUZ KALDILAR

    Ancak uzmanlar, fillerin su içinde yüzmek ve eğlenmek için çok fazla zaman harcadıkları için yosun çiçeği toksinlerine karşı daha savunmasız olabileceğini düşünüyor. Büyük cüsseleri nedeniyle fillerin günde yüzlerce litre su içebildiğini belirten uzmanlar, bu durum nedeniyle onların potansiyel olarak diğer türlere göre daha fazla toksine maruz kalmış olabileceğini belirtti.

    ÜLKE EKONOMİSİNDE İKİNCİ SIRADA

    Bununla birlikte, Bostvana dünyadaki en kalabalık fil popülasyonuna sahip ülke. Yaklaşık 135 bin fil ülke ekonomisinde önemli bir rol oynuyor. Okavango Deltası’nda yaklaşık 15 bin fil bulunuyor. Doğa turizmi, gayri safi yurt için hasılatın yüzde 12’sinin oluşturuyor ve elmas madenciliğinin ardından ikinci sırada yer alıyor.