Etiket: siyaset

  • CHP Grup Başkanvekili Özel:”Cumhurbaşkanına hakaretten 264 tane çocuğu hakim karşısına götürmüşler”

    CHP Grup Başkanvekili Özel:”Cumhurbaşkanına hakaretten 264 tane çocuğu hakim karşısına götürmüşler”

    CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 264 çocuğun hakim karşısına çıkarıldığını söyledi.

    Özel, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Özgür Özel, Türkiye’nin farklı illerinden çiftçilerin, borçlarının yapılandırılmasına ilişkin taleplerini iletmek için önce Tarım ve Orman Bakanlığına gittiklerini ancak amaçlarına ulaşamadıklarını, daha sonra geldikleri TBMM önünde de açıklama yapmalarına izin verilmediğini anlattı.

    “Biz onların yanındayız. Karşılarında saray rejiminin polisi, askerleri var.” diyen Özel, 2002’de 2,5 milyar lira olan çiftçinin toplam borcunun bugün 180 milyar liraya ulaştığını; öte yandan iktidarın çiftçiye 211 milyar lira destek ödemesi borcu bulunduğunu savundu.

    Özel, çiftçinin, kendisini ziyaret eden AK Parti’li milletvekillerine köy kahvesinde çay ikram ettiğini ve sobaya odun attığını belirterek, “Sizin temsilcilerinize onlar sopa atıyorlar, Ankara’ya sokmuyorlar. Bunlara nasıl muamele yapacağını çiftçilerimiz, köylülerimiz sandığın başına geçtiğinde bilir. Bir tarafta ‘çiftçi milletin efendisidir.’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, öbür tarafta çiftçiye başı sıkışınca ‘Al ananı da git.’ diyen, Ankara’ya sokmayan, Tarım Kredi borçlarını erteletmeyen Recep Tayyip Erdoğan. Bir birincisine, bir sonuncusuna bak; Cumhuriyeti nereden nereye getirdiler.” diye konuştu.

     “Meclis’e saygısı olsa Recep Tayyip Erdoğan gelir”

    CHP Grup Başkanvekili Özel, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştirirken, bakanların Meclis’e gelmediklerini, milletvekillerinin bakanlarla iletişim kuramadıklarını söyledi.

    Bütçe sunumlarının, önceki hükümetler döneminde yürütmenin başı tarafından yapılırken bugün atanmış kişilerce yapıldığını anlatan Özel, “Almancılar’dan paraları toplayıp da sözünü tutturmayan, Almancıların hala ah ettiği, ağladığı, dolandırmış YİMPAŞ’taki yönetici Fuat Oktay, gelmiş buraya bütçeyi sunacak. Bir kere millete, Meclis’e saygısı olsa Recep Tayyip Erdoğan gelir.” sözlerini sarf etti.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütçe konuşmasının, birçok kesim tarafından beğenildiğini ve sokakta, tarlada gündem olduğunu ifade eden Özel, “AK Parti’nin kimyası bozuldu. Sonra bakanlara talimat, ‘Aman efendim, Kemal Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırın.’ Hadsiz hadsiz atanmışlar, Meclis kürsüsüne geliyorlar, Sayın Genel Başkana hadsiz sataşmalarda bulunuyorlar. Elbette cevaplarını alacaklar.” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın, Kılıçdaroğlu için “Yanlış hesapların uzmanı.” dediğini hatırlatan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Fuat Oktay haddini bil. Bu ülkede, bürokrasinin en kıymetli elemanları hesap uzmanları. Bütün üniversitelerin en iyi öğrencilerinin peşinde koşardı Türkiye Cumhuriyeti’nin Maliye Bakanlığı, hesap uzmanı yapmak için. Hesap uzmanlarından son derece başarılı, yaptığı görevlerde hep takdirnameler almış, en yüksek görevlere gelmiş; millet onu Anamuhalefet Partisinin liderliğine getirmiş birisine mesleği üzerinden laf atmak, saygısızlık, hadsizliktir. Bütün hesap uzmanlarına yapılmış sataşmadır, hadsizliktir.”

    “Vakıf yönetim kurulu üyeliğinden tek kuruş almıyorum”

    CHP’li Özel, Oktay’ın, bürokraside birden fazla maaş alınamayacağını söylediğini, geçen yılki konuşmasında ise “Ben başkasının ne aldığını bilmem, ama kendimin ne aldığını bilirim, tek maaştır.” dediğini aktardı.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un birden çok maaş aldığını kabul ederek “Hayır hasenat işlerinde kullanıyorum.” açıklamasında bulunduğunu belirten Özel, “Fahrettin Altun, dünyalığı sırtımızdan yaptı bizim vergilerle; ahireti de bizim vergilerle kazanacak.” ifadesini kullandı.

    Fahrettin Altun’un eşi Fatmanur Altun’un da Türk Hava Yolları yönetim kurulu üzerinden maaş alma hakkından feragat ettiği yönündeki açıklamasını hatırlatan Özel, Fatmanur Altun’un, THY’deki maaşından pandemi nedeniyle 3 ay süreyle feragat ettiğine ilişkin belgeyi gördüklerini, Haziran’dan sonra da feragat ettiğine ilişkin belgeyi ortaya koymasını istedi.

    Özgür Özel, kendisinin de bir vakıfta yönetim kurulu üyeliği bulunduğunu ancak en başından itibaren bir kuruş maaş almadığını kaydetti.

    “Fahrettin Altun’un evinin yanındaki arazideki pergola ve diğer yapıların sökülmesine ilişkin tutanak” olduğunu belirttiği belgeyi gösteren Özel, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki davaya ilişkin bu şekilde CHP’yi ve CHP’lileri yıldıramayacaklarını söyledi.

    Özel, “Bilsinler ki sarayın hiçbir atanmışı, milletten yetki almamış hiç kimse, kibriyle elde ettiği kamu gücünü bu milletin kullanmadığı yerlerde kullanamaz. Vatandaş çivi çakamazken sen Boğaz’da pergolalar yapamazsın, rüzgar duvarları öremezsin, oraya mangal keyfi için teşkilat kuramazsın. Yıkılması da haberdir bütün demokrasilerde.” diye konuştu.

    “7 tanesine hüküm vermişler”

    CHP Grup Başkanvekili Özel, bugün bir gazetedeki habere atıfta bulunarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle bugüne kadar 27 bin 717 dava açıldığını ve görev süresi dolmadan 9 bin 556 vatandaşın ceza aldığını anlattı.

    CHP’li Özel, “Bu vatandaşların 264 tanesi 12-14 yaş arasında. 264 tane çocuğu hakim karşısına götürmüşler cumhurbaşkanına hakaretten, 12 yaşında sabileri. 15-17 yaş arasında 639, 18 yaş altı 903 evladımız, cumhurbaşkanı hazretlerine hakaretten mahkeme kapılarında. Çocuk bürolarında ifadeleri alınıyor, yargılanıyorlar ve bu çocuklardan şu ana kadar 7 tanesine de hüküm vermişler.” diye konuştu.

    Özel, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu toplantısında eğitim reformu yapılması yönünde alınan karara değinerek, AK Parti’ye oy veren kadın seçmenin, kendi çocuğunun eğitiminde gördüğü keşmekeşten rahatsız olduğunu öne sürdü.

    AK Parti iktidarında okullaşma oranlarında düşüş görüldüğünü öne süren Özel, PİSA sonuçlarına göre de AK Parti iktidarlarında, öğrencilerin okuma becerileri, matematik ve fen bilimlerinde gerileme olduğunu savundu.

    Özel, “Tavsiye edenlerden bir tanesi de İsmail Kahraman. Anayasa’nın ilk 4 maddesine itirazı olan adam ‘Çağdaş bir eğitim reformu yapalım’ demiş.” ifadesini de kullandı.

    “Sağlıkçı milletvekilleri toplandı, kararı verdik”

    CHP Grup Başkanvekili Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kovid-19’un sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılması yönünde” talimat verdiğine ilişkin haberlere değinerek, “Çalışma bitti Sayın Cumhurbaşkanı. Bütün partilerin sağlıkçı milletvekilleri toplandı, kararı verdik. Ama sizin tek adam zihniyetinizden dolayı siz ‘he’ demeden, bu Meclis’ten bir şey geçiremiyor AK Parti.” dedi.

    Özgür Özel, Türkiye’nin, dün Kovid-19 vaka sayısında dünyada 6. sıraya yerleştiğini belirterek, günlük vaka sayısında da en yüksek 2. veya 3. sıradaki ülke olduğunu anlattı.

    Almanya 28 günlük karantina için esnafa toplam 105 milyar lira bütçe ayırırken, Türkiye’nin esnafa 3 ayda toplam 5 milyar lira yardımda bulunacağını vurgulayan Özel, öte yandan Türkiye’nin salgın rakamları doğru paylaşılmadığı için vefat sayılarının çok yüksek olduğunu da ifade etti.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin pandeminin başında vefat sayılarına ilişkin açıklamalarını eleştiren Özel, “Dün kovidden 235 kişi hayatını kaybetti, Sayın Bahçeli şimdi ne diyecek?” sorusunu yöneltti.

    Özgür Özel, MHP’nin, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi sırasında Andımız’ın okullarda okutulması yönünde bir talepte bulunmadığını da söyledi.

    “Senin alnını bizzat nasıl karışlıyorum”

    Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özel, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun Tank Paleti fabrikası konusundaki açıklamalarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, “İzahı uçan sarayda. Dünyanın en pahalı uçağını bizim Cumhurbaşkanımıza bedavaya verdi adam, ordunun Tank Paleti Fabrikası’nı da bedavaya verdi. Bu takası anlamayan mı var?” dedi.

    İktidarın, tanklar için kullanılacak motorların ithal edileceği Almanya ile anlaşma yapılabilecekken, fabrikayı Katar’a peşkeş çektiğini öne süren Özel, “Sayın Genel Başkan ömründe böyle bir ahmaklığın binde birine imza atmaz.” ifadesini kullandı.

    Özel, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in basına yansıyan sözlerinin sorulması üzerine, bunların partiye yönelik olmadığını, hastalığı sürecinde siyasi olarak yol arkadaşlığı yaptığı bazı kişilere ilişkin olduğunu söyledi.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da Böcek ile olumlu bir telefon görüşmesi yaptığını anlatan Özgür Özel, kendisinin de Böcek’i arayıp duygularını paylaşabileceğini; duygularını anlayıp üzüldüğünü de belirtti.

    Özgür Özel, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın bugünkü açıklamalarının sorulması üzerine de, ekonomideki kötü gidişatın tek sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu savundu.

    Başka bir gazetecinin, Genel Kurul’da CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin arasındaki “kuru ekmek” konusundaki konuşmayı sorması üzerine de Özel, milletin ilk seçimlerde bunun hesabını soracağını savundu. Özel, “Bir bilinçaltı, zihniyet meselesidir. Oyu alana kadar ‘milli irade’ dediklerine, oyu aldıktan sonra tepeden kibirli bakışın meselesidir.” diye konuştu.

    Özel, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bütçe görüşmelerinde sarf ettiği “Seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var?” sözlerini değerlendirmesinin istenmesi üzerine de, bu sözleri muhalefet partisi milletvekillerinden birinin sarf etmesi halinde “darbeci olmakla” suçlanacağını söyledi.

    İktidarın, bu söylemle vatandaşta, son yerel seçimlerde olduğu gibi “AK Parti dışında bir partinin iktidara gelmesinin derin güçler tarafından önleneceği” yönünde inanç oluşturmaya çalıştığını öne süren Özel, “O seçim olsun, millet o yetkiyi versin, sen de ‘verilmeyecek.’ de bakalım, senin alnını bizzat nasıl karışlıyorum. Kolay mı o?” sözlerini sarf etti.

    Özel, ilk seçimlerde AK Parti’nin kaybedeceğini iddia ederek, kendisinin Bakan Çavuşoğlu’nun görev devir teslim törenine katılacağını belirtti.

  • DSP Genel Başkanı Aksakal’dan parti kapatma açıklaması

    DSP Genel Başkanı Aksakal’dan parti kapatma açıklaması

    DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, HDP’nin kapatılması tartışmalarına ilişkin, “Bir siyasi partiyi kapatmak aynı suçu işleyecek insanların bir başka parti kurmasına engel teşkil etmiyor. Eğer HDP içerisinde Türk Ceza Kanununa, devlet geleneğine, bağımsızlığına, halkın huzuruna yönelik suç işleyen unsurlar varsa devletin vakit geçirmeden yargı sisteminin bunları ortaya çıkarması ve adalete teslim etmesi gerekiyor.” dedi.

    Aksakal, CHP Genel Merkezinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti.

    Parti merkezine gelişinde CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke tarafından karşılanan Aksakal, daha sonra Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi.

    Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Aksakal, ekonomi ve hukuk reformu çalışmalarına ilişkin partisinin önerilerini CHP yönetimiyle paylaştıklarını söyledi.

    Devletin, özel sektörün gücünü aşan üretim alanlarına dönük yatırımları gerçekleştirmesinin ve piyasalarda düzenleyici rol oynamasının zorunlu olduğunu kaydeden Aksakal, bu nedenle Türkiye’nin zaman geçirmeden karma ekonomi modeline geçmesini önerdi.

    Toplumun devlete güvenini sağlamak için yapması gerekenlere işaret eden Aksakal, şöyle konuştu:

    “Toplumda güveni sağlamak, gelişmiş demokrasilerdeki hukukun üstünlüğünü merkezine alan ‘Adalet yerini bulsun isterse kıyamet kopsun.’ düsturunun karşılık bulduğu, üzerinde baskı ve vesayetin olmadığı bağımsız yargının yeniden tesisiyle mümkün olacaktır.”

    Aksakal, HDP’nin kapatılması tartışmalarına ilişkin soruya şu cevabı verdi:

    “Suçu kurumlar değil kişiler işler. Bir siyasi partiyi kapatmak aynı suçu işleyecek insanların bir başka parti kurmasına engel teşkil etmiyor. Dolayısıyla parti kapatmakla umulan yarar elde edilemez. Eğer HDP içerisinde Türk Ceza Kanununa, devlet geleneğine, bağımsızlığına, halkın huzuruna yönelik suç işleyen unsurlar varsa devletin vakit geçirmeden yargı sisteminin bunları ortaya çıkarması ve adalete teslim etmesi gerekiyor. Bunun dışında öyle çat kapı ‘partiyi kapatırız, kapısına kilit asarız’ gibi anlayışın demokrasilerde, hele hele hukuk ve demokrasi reformu arayışının bulunduğu bir dönemde konuşulması abesle iştigaldir.”

  • İnce’den yeni parti açıklaması: İsmi hemen hemen belli

    İnce’den yeni parti açıklaması: İsmi hemen hemen belli

    CHP’den ayrılmayan ancak Memleket Hareketi adı altında Türkiye’yi dolaşan Muharrem İnce’den yeni parti açıklaması: Partimizin ismi hemen hemen belli. Tek başımıza 50+1 alacağız. CHP’den görüştüğüm isimler var, gelecekler, inanıyorum.

    Yeni parti kurma hazırlığında olan CHP’li Muharrem İnce, gazeteci Fatih Portakal’ın YouTube kanalına konuk oldu. Memleket Hareketi’yle Türkiye’yi dolaşan İnce’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    CHP’DEN GÖRÜŞTÜĞÜM İSİMLER VAR

    CHP’de demokrasi kalmamıştır artık. Partiyi ele geçirdiniz, koltuklarınıza oturdunuz, tüzüğü değiştirdiniz. Onun için bunlara meydan okuyacağım. Asla susmayacağım. Parti kuracağız. Hemen hemen isim belli. Memleket Hareketi’ne yakışır bir isim olacak. Tek başımıza 50+1 alacağız. CHP’den görüştüğüm isimler var, gelecekler, inanıyorum.

    ERKEN SEÇİM 2023’E KALMAZ

    Seçim dönemi yaklaşınca duruma bakacağız. Ama asla Cumhur İttifakı’nda olmayacağız. CHP’yle neden ittifak yapmayalım? Memleketin geleceği için yaparız neden yapmayalım?

    Erken seçimin 2023’e kalmayacağını kesin görüyorum ama ne zaman olur bilmiyorum. Daha erken olacak. “Bu böyle yarım kalmayacak” demiştim. Kenarından döndük zaten. Eğer bir ay daha erken olsaydı, 51 değil 81 gün önce aday olsaydım, CHP bazı hataları yapmasaydı bugün cumhurbaşkanıydım. Tekrar aday olmayı ben istiyorum tabi ki.

  • İnce: “Bu kafayla giderlerse partiyi baraja taktırırlar”

    İnce: “Bu kafayla giderlerse partiyi baraja taktırırlar”

    CHP eski Yalova Milletvekili Muharrem İnce, eskiden CHP yönetiminin militan bir anlayış içerisinde olduğunu belirterek, “Onlardan değilseniz, onları desteklemiyorsanız belediye meclis üyesi yapmazlar sizi. Bu kafayla giderlerse partiyi baraja taktırırlar. Bundan da hiç kuşkum yok” dedi.

    Memleket Hareketi başlatan Muharrem İnce, Ankara’da evinin yakınında parkta yürürken DHA’nın sorularını cevapladı. Türkiye’de pandemi nedeniyle zor bir dönem yaşandığını, işletmelerin kapalı olduğunu, insanların zor durumda olduklarını belirterek, “Böyle bir ortamda muhalefetin bangır bangır olması lazım, bütün sokakları, caddeleri, medyayı ayağa kaldırması lazım muhalefetin. Ne yazık ki muhalefet kendi derdine düşmüş. İnsanlar aç, muhalefet belediyelerdeki yolsuzluklarla, partideki tacizlerle gündeme geliyor; buna üzülüyorum, hatta utanıyorum; böyle bir ortamda muhalefetin insanlara bir umut olması lazım, umutları yeniden yeşertmesi lazım, umut aşılaması lazım. Bunların hiçbirisi olmuyor. 2002’de bu millet ne yaptıysa ben bunun aynısını yeniden yapacağını düşünüyorum. İktidarını, muhalefetini hepsini birlikte göndereceğine inanıyorum. Onun için biz her siyasi partiden destek görüyoruz. Ve kısa süre içerisinde de bunu gerçekleştireceğiz zaten” dedi.

    ‘BU KAFAYLA GİDERSE PARTİYİ BARAJA TAKTIRIRLAR’

    İnce, CHP Maltepe İlçe Başkan Yardımcısı Umut Karagöz’ün cinsel taciz, CHP Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmaları ile ilgili şöyle konuştu:

    “Ben bu partiye 40 yılımı verdim. Çok üzülüyorum. CHP yönetimini basiretsizlik içerisinde görüyorum. Yani durumu yönetemiyorlar. Zamana bırakıyorlar. Yani ‘Bırakın soğusun, çürüsün’; ama bu olay çürüsün diye beklerken partiyi çürütüyorlar; bu tür olaylarda anında neşter atmak lazım. Menemen Belediye Başkanı, 20 yıldır belediye başkanıydı. Aday yapmadınız. Niye? Muhalif diye. İşte yerine getirdiniz, rezil oldunuz. Oysa geçmişte eski belediye başkanı Tahir Şahin hiç unutmuyorum Deniz Baykal döneminde genel merkezin kapısına gelip kırmızı kart göstermişti. Sonra 2009 yılında adaylık söz konusu olduğunda Genel Merkezi o kadar sert eleştiren Tahir Şahin’i yeniden aday yapmıştı CHP yönetimi. Sağduyu vardı partide. Kazanmaya bakıyorlardı; oysa şimdi bir militan anlayış içerisinde CHP yönetimi. Onlardan değilseniz, onları desteklemiyorsanız belediye meclis üyesi yapmazlar sizi. Bu kafayla giderlerse partiyi baraja taktırırlar. Bundan da hiç kuşkum yok.”

    ‘ALİ MAHİR BAŞARIR ACEMİLİK YAPMIŞTIR’

    CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ilişkin sözleriyle ilgili de İnce, “Aslında Ali Mahir Başarır’ın ne demek istediğini anlıyoruz. Söylemek istediği şey Tank Palet Fabrikasıdır. ‘Tank Palet fabrikası Ordu’nun malıdır; onu sattınız’ demek istiyor. Ama ifadelerini düzgün anlatamıyor. Yani Türk Ordusu’nun başına çuval geçirildiğinde sesini çıkaramayanlar, Türk Ordusu’na kumpas kurulurken ‘Ben o davanın savcısıyım’ diyenler, şimdi kahramanlık taslıyorlar. Ali Mahir derdini düzgün anlatamamıştır. Acemilik yapmıştır. Ama buradan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da ekmek çıkmamalıdır. Ordu, 12 Eylül’de darbe yaptı, ihtilal yaptı, işkence yaptı bizim arkadaşlarımıza. Ama bizim orduya karşı bir kinimiz yoktur, olamaz. Çünkü biz sorunlu bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafyada ordumuz hep güçlü olmalıdır. Orduyu incitmemeliyiz, sahip çıkmalıyız, ordu hepimizin ordusudur” ifadelerini kullandı.

    ‘BUNLAR AYAKÜSTÜ KONUŞULACAK ŞEYLER DEĞİL’

    İnce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na suikast iddiası ile ilgili de

    “Geçmişte Bülent Arınç’a suikast olacak diye FETÖ’cü teröristler bu memleketin Kozmik Odası’na girdiler. Bu milletin en gizli yerine girdiler. Yani bunlar ayaküstü konuşulacak şeyler değil. Ekrem İmamoğlu önemli bir siyasetçidir. Korunmalıdır. Ciddi bir olaydır. Ama bunlar ayaküstü konuşulacak konular değil. Bunu medya önünde tartışmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Ben yıllardır devlet tarafından korunan birisi olarak bunu daha sakin daha sağduyulu; buradan bir siyasi tartışma olmaması lazım. Türkiye’de bir terör gerçeği vardır. Uzunca bir süre vardır. Pek çok siyasetçi, şöhretli kişi bu tehdit altındadır. Bunu ciddiye almak lazım, bunu bir devlet ciddiyeti ile konuşmamız lazım, siyasetçi kimliği ile değil” dedi.

    ‘DEVLETE GÜVENMEK LAZIM’

    Muharrem İnce, 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisiyle ilgili suikast ihbarlarının olduğu iddiasına yönelik de, “Devlete güvenmek lazım. Ben ülkeyi karış karış geziyorum. Her gittiğim ilde il sınırında polis beni alıyor; arkamızda bir polis önümüzde bir polis bir başka ile devrediyorlar. Hiçbir aksama olmuyor. Benim bu konuda en ufak bir şikayetim olmadı. Hatta zaman zaman üzülüyorum ‘devlete masraf ettiriyoruz’ diye. Çünkü benzin, mazot yanıyor. O personel orada kullanılıyor. Bu konuda devleti yönetenler muhalefeti de korumak zorundadır. Zaten demokrasi böyle bir şeydir. Bu konuları siyasi tartışmaların dışında tutmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.

    ‘BİZ 50 ARTI 1’İ HEDEFLİYORUZ’

    İnce, koronavirüs salgını nedeniyle şu an il gezilerini iptal ettiklerini ifade ederek, “Hatta bugün Avanos’ta olacaktık. Onu da iptal ettik. Komisyonlarımız var. Bu komisyonlarda Zoom üzerinden arkadaşlarımız çalışmalarını yürütüyor. Ben de zaman zaman onlara katılıyorum. İlgili komisyonlarımız; tarım komisyonu, eğitim komisyonu, sağlık komisyonu ciddi bir program üzerinde çalışmalarını yapıyorlar. Arkadaşlarımız çalışıyor; Türkiye’nin sorunlarına çare üretmek için, Türkiye’nin sorunlarını çözmek için, Türkiye’yi yönetmek için. O iddiadayız biz. Yani ‘yüzde 2’lik 3’lük bir parti kuralım’ gibi bir iddiamız yok. Biz 50 artı 1’i hedefliyoruz. Özgüvenli bir şekilde yola çıkacağız. Ve milletin önüne bir seçenek sunacağız. Bunu başaracağımıza inanıyorum. Toplantılarımızı bu ayın 15’ine kadar biraz askıya aldık. Teknolojiden yararlanarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

    İnce, partinin logosunun ne olacağı sorusu üzerine de “Bunların üzerinde arkadaşlar çalışıyorlar. Zamanı geldiğinde açıklayacağız” dedi.

  • İYİ Parti’li Türkkan: Asgari ücretlinin eline 3 bin lira geçsin

    İYİ Parti’li Türkkan: Asgari ücretlinin eline 3 bin lira geçsin

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Tanzanya’da enflasyon oranı yüzde 3,10 iken Türkiye’de yüzde 14,3 civarında. Faiz oranları da aynı şekilde Tanzanya’da yüzde 5 iken, Türkiye’de yüzde 15 civarında.” dedi.

    Türkkan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Kovid-19 salgınının her geçen gün daha da tırmandığına işaret etti. Türkkan, bazı illerde hastanelerin yetersiz kaldığını, yoğun bakımlarda yer bulunamadığı için spor salonları, tuvaletler ve otoparkların yoğun bakıma dönüştürüldüğünü ileri sürdü.

    Salgının Meclis’te de kendisini gösterdiğini belirten Türkkan, 120’ye yakın milletvekilinin koronavirüse yakalandığını belirtti.

    Aşı çalışmalarına değinen Türkkan, ABD ve Almanya ile birlikte Çin’in aşı çalışmasını yaptığını, kamuoyunda Almanya ve ABD’nin yaptığı aşılara karşı güvenin daha fazla olduğunu söyledi.

    Bilim insanlarının Çin aşısının yan etkileri konusunda net konuşamadığına işaret eden Türkkan, “Gelişmiş ülkeler ABD ve Almanya’ya aşı siparişi verirken biz Çin aşısını sipariş verdik. Çin aşısını veren ülkeler Türkiye ve Endonezya oldu. Çok başarılı bir şekilde sundukları pandemiyle mücadelede geldiğimiz nokta bu.” diye konuştu.

    Türkiye’nin ekonomik durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkkan, açıklanan enflasyon rakamlarına değindi. Türkkan, “Gördük ki ekonomi değil, enflasyon şahlanmış. Aslında Türkiye’de enflasyon yüzde 40. Ama nedense TÜİK rakamları tersinden okumaya alışık olduğu için yüzde 14 olarak açıkladı. Tanzanya’da enflasyon oranı yüzde 3,10 iken Türkiye’de yüzde 14,3 civarında. Faiz oranları da aynı şekilde Tanzanya’da faiz oranı yüzde 5 iken Türkiye’de yüzde 15 civarında. İşsizlik rakamlarına baktığımızda Tanzanya’da işsizlik yüzde 9,6 iken Türkiye’de yüzde 13,2’ye yükselmiş.” ifadelerini. kullandı.

    ABD ve Avrupa’dan da örnekler veren Türkkan, yıllık enflasyonun ABD’de yüzde 1,2, Almanya’da yüzde eksi 0,30, Fransa’da ise yüzde 0,20 olduğunu söyledi.

    TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranının gerçekleri yansıtmadığını iddia eden Türkkan, “AK Parti’nin iflas eden ekonomi yönetimi tüm milletimizi 2018 yılından bu yana hızla fakirleştirdi. İktidarın TÜİK üzerinden su borusuyla, elektrik sayacıyla ölçtüğü gibi enflasyon öyle yüzde 11 civarlarında değil. Asgari ücretlinin hissettiği enflasyon en az yüzde 30. Kirası, faturaları ve mutfak masrafları dışında hiçbir ekonomik imkanı olmayan, pazar filesini dolduramayan asgari ücretlinin enflasyonu yüzde 40 civarında. Bunu herkes görüyor. Pazara giden, doğal gaz ve elektrik faturası ödeyen herkes biliyor.” diye konuştu.

    Asgari ücret görüşmelerinin yarın başlayacağını dile getiren Türkkan, ekonominin iyice kötüye gittiği bu dönemde asgari ücretle geçimini sağlayan vatandaşların yükünün daha da ağırlaştığını belirtti.

    Türkkan, dünyada ekonomiyle ilgili bir Nobel ödülü verilecekse Türkiye’den bir asgari ücretlinin Nobel’e aday gösterilmesi gerektiğini belirtti. 2020 başında asgari ücretin 390 dolar olduğunu bugün ise 290 dolara düştüğünü dile getiren Türkkan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in asgari ücrete ilişkin önerisini anlattı. Türkkan, şöyle devam etti:

    Asgari ücretli vatandaşın eline 3 bin lira geçti

    “Mevcut durumda, brüt asgari ücret 2 bin 943 lira. Kesintiler yapıldıktan sonra, çalışanımızın eline net 2 bin 325 lira geçiyor. Brüt ücreti 3 bin liraya çıkarıp asgari ücretli çalışanımıza brüt kazancının tamamını ödeyelim. Devletimiz de çalışanımızın gelir vergisini ve SGK primini üstlensin. Böylece, asgari ücretle çalışan vatandaşımızın eline, net 3 bin lira geçerken, işverene olan maliyeti ise 3 bin 458 lira olmaya devam etsin. 3-5 kişi çalıştıran küçük esnaf da aynı ücretli gibi zaten zorda, bu yükü onların sırtından almak lazım. Ayrıca, bu düzenleme sadece asgari ücretliyi kapsamasın. Asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanların da asgari ücretten doğan SGK primini ve gelir vergisini devlet üstlensin. Devlet, bütün çalışanlarının cebine aylık 675 lira koysun, ama bu parayı işverenden almasın.”

    Katar’la yapılan anlaşmalar

    Katar’la yapılan anlaşmalara değinen Türkkan, “Memleketi katar katar satıyorlar. Milletin malını babalarının malı gibi Katarlılara dağıtmaya devam ediyorlar. Babandan kalsa bu kadar rahat satamazsın. Yarın kalkıp ‘Halk Bankası’nı bir dolara verdim’ dese ne yapacağız? 70 milyar dolar özelleştirme yaptılar. Bu parayı da Suriyelilere harcadılar. Ülkeyi Katarlılara satıp o parayla Suriyelileri besliyoruz. Basiretsiz müflis tüccar gibi oldu ülke.” görüşünü savundu.

    Katar’ın Türkiye’nin dostu olduğuna yönelik açıklamaları eleştiren Türkkan, Katar’ın Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi üyesi bir ülke olduğunu, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı ülkelerle hareket ettiğini ve sözde Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ile ilk diplomatik ilişki kuran ülke olduğunu söyledi.

    Türkkan, iki ülke arasında yapılan su yönetimi alanındaki iş birliği anlaşmasının yapıldığını, Türkiye’nin su ihtiyacı ortada iken suyun, petrol gibi ticaret öğesine çevrilmesinin yanlış olduğunu iddia etti.

    Türkkan, Katar’ın Türkiye’de suyu yönetmeye ortak olmasının iyi bir şey olmadığını, Katar’a suyu yönetme ortaklığı verilmesinin Türkiye’de susuzluğun, açlığın ve sefaletin daha da artması anlamına geleceğini savundu.

    Türkkan, ne Katar’ın Türkiye’den öğrenip kendine uygulayacağı su kaynaklarının ne de birçok su kaynağı olan Türkiye’nin Katar’ın olmayan tecrübesine ihtiyacı bulunduğunu belirtti.

    Maden Holding’in halka arz edilmesi

    Maden Holding’in yakın zamanda halka arz edileceğinin açıklandığını hatırlatan Türkkan, yirmiye yakın madenin çıkarılması ve işlenmesinin Maden Holding’e bağlanacağını bunun “yandaşlarla planlanan” yeni bir vurgunun işareti olduğunu ileri sürdü.

    Türkkan, RTÜK’ün CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın canlı yayındaki sözleri nedeniyle özel bir kanala 5 kez program durdurma ve en üst sınırdan idari para cezası vermesini de eleştirdi. Türkkan, RTÜK’ün Türkiye’de tarafsız yayıncılığın sonunu getiren bir kuruma dönüştüğünü ileri sürdü.

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi

    Türkiye’nin de bulunduğu 41 ülkenin Başkanlık Sistemi yüzünden ekonomiden demokrasiye her alanda yerlerde sürüklendiğini savunan Türkkan, “Başkanlık sistemine hazırlandığımız 2017 yılından itibaren kişi başı milli gelir Türkiye’de 10 bin 500 dolardan 8 bin doların altına düştü. Başkanlık Sistemi Türkiye’ye yoksulluktan başka bir şey getirmedi. Baktığımız zaman başkanlıkla yönetilen ABD ve Güney Kore dışındaki 41 ülke içinde tek bir gelişmiş ülke yoktur. Bu ülkelerin tamamı orta ve düşük gelir grubu içerisindedir.” ifadelerini kullandı.

    Türkkan, Çukurova Havalimanının ihalesine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak ihale şartnamesine uygun hareket edilmediğini ve konunun takipçisi olacaklarını söyledi.

  • Türkiye’ye huzuru ve demokrasiyi getirmeye kararlıyız

    Türkiye’ye huzuru ve demokrasiyi getirmeye kararlıyız

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ”Ne yaparlarsa yapsınlar, güzel Türkiye’mize huzuru ve demokrasiyi getirmeye kararlıyız. Dostlarımızla beraber, arkadaşlarımızla beraber biz bu güzel ülkeye demokrasiyi getireceğiz” dedi.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal’ı makamında ziyaret etti. Liderler, 1 saat süren görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Kılıçdaroğlu, kendisini ağırladığıkları için Uysal’a teşekkür ederek, “Sayın genel başkan ve arkadaşları ile beraber Türkiye’nin içinde yaşadığı sorunları hem karşılıklı dillendirdik hem de kendi çözümlerimizi karşılıklı olarak aktardık. Türkiye’nin sorunları var; doğru. Geldiğimiz, ziyaret ettiğimiz parti demokrasiyi savunan, demokrasinin güçlenmesi açısından mücadele eden saygı değer bir parti, tarihsel kökleri olan bir parti. Demokrasiyi hepimiz savunuyoruz ve demokrasi için hepimiz mücadele ediyoruz” dedi.

    ‘DOSTLARIMIZLA BERABER BU ÜLKEYE DEMOKRASİYİ GETİRECEĞİZ’

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından televizyon kanalına, CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın katıldığı programdaki Türk ordusuna yönelik sözleri nedeniyle verilen cezayı anımsatarak, şunları söyledi:

    “Bir televizyon kanalına RTÜK tarafından ağır yaptırımların uygulanmasını demokrasi açısından asla kabul etmiyoruz. Eğer siz bağımsız bir yayın organını, özgür bir yayın organını, yasalara aykırı olarak en ağır şekilde cezalandırırsanız bu doğru değildir, doğru olmaz. Dünyaya ‘Bizde demokrasi vardır’ algısını yerleştiremezsin. Tam tersine baskıcı, otoriter bir yönetimin olduğu algısını güçlendirmiş olursunuz. Medyanın özgür olması lazım ama benim gördüğüm kadarıyla sözünü ettikleri hukuk reformu bu galiba. Yasaları beğenmedikleri medya organları üzerinde acımasızca uygulamak. Bürokratlar aracılığı ile uygulamak ama ne yaparlarsa yapsınlar; bu ülkeye demokrasiyi getirmeye kararlıyız. 83 milyon vatandaşıma ifade edeyim; özellikle AK Parti’ye oy veren kardeşlerime ifade edeyim: Ne yaparlarsa yapsınlar, güzel Türkiye’mize huzuru ve demokrasiyi getirmeye kararlıyız. Dostlarımızla beraber, arkadaşlarımızla beraber biz bu güzel ülkeye demokrasiyi getireceğiz.”

    ‘NİYE ULAŞAMADILAR?’

    Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin “Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur’ ifadelerini kullandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

    “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre zaten Türkiye’de hiç sorun yok ki. Hangi sorun var Türkiye’de? Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre kahvecinin sorunu yok, esnafın sorunu yok, sanayicinin sorunu yok. Akdeniz’de gemimiz basıldı, 5 saat cevap alamadılar. Ben şu soruma hala cevap alamadım; gemimizde arama yapılırken bildiriyorlar, 5 saat Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden haber alınamıyor. Niye ulaşamadılar? 4 saat ulaşamıyorlar, 5’inci saatte ise Roma Büyükelçisi’ni arıyorlar; ‘Biz bu Türkiye’yi arıyoruz, kimse çıkmıyor telefona, biz gemide arama yapacağız, kuralımız budur; ne diyorsunuz?’ diye. Roma Büyükelçisi de ulaşamıyor. Çünkü her şey bir kişiye bağlanmış vaziyette.”

    ‘TÜRKİYE’NİN TERÖRDEN ARINMASI LAZIM’

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, hiçbir milletvekilinin terörist cenazesine katılmasını doğru bulmadığını belirterek, “Her zaman, her yerde bunu söylerim. Terörist insanlık suçu işler. Teröriste karşı, terörizme karşı bütün siyasi partilerin ortak tavır takınması gerektiğine inanırım. Terör konusunda en büyük acıyı çeken Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terörden arınması lazım, terörü yok etmesi lazım” dedi.

  • CHP’li Özel: “RTÜK cezası Habertürk’e ‘Sakın ha gazetecilik yapma’ cezasıdır”

    CHP’li Özel: “RTÜK cezası Habertürk’e ‘Sakın ha gazetecilik yapma’ cezasıdır”

    CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Biz, Genelkurmay Başkanı ile polemik yapmayız. Genelkurmay Başkanı’nın sıcak siyaset alanına girmemesi lazım. Onun, oraya çekilmemesi lazım. Buna sivil toplumun, meslek örgütlerinin, sendikaların alet edilmemesi lazım. Görüntü 28 Şubat’ı hatırlatır. Şimdi oraya Türkiye’yi savurmak doğru değildir.” dedi.

    Özel, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne dikkati çekerek, engellilerin, engelli istihdam kotasının yüzde 6’ya çıkarılmasını, batı ülkelerinde olduğu gibi destekli istihdam seçeneklerinin yürürlüğe konmasını istediklerini anlattı.

    Engellilere maaş bağlanırken, ailenin gelirine değil, engellinin gelirine bakılarak yapılmasının talep edildiğini aktaran Özel, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un tüm engelli derneklerinin temsilcilerini davet etmesi ve sorunlarını dinlemesi gerektiğini bildirdi.

    “RTÜK cezası Habertürk’e ‘Sakın ha gazetecilik yapma’ cezasıdır”

    Özel, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca (RTÜK), CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın konuk olduğu programda, Türk ordusuna yönelik ifadelerini yayımlayan Habertürk televizyonuna 5 kez program durdurma ve en üst sınırdan idari para cezası müeyyidesi uygulanmasına ilişkin de “Türkiye’de izlenebilen bin 780 kanal var. Habertürk, Berat Albayrak’ın istifasını veren 5 kanaldan biri. Diğerleri, Halk TV, Tele 1, KRT ve Bloomberg. Damat Albayrak, istifa edince buna 3 maymunu oynamayıp, gazetecilik yaptığı için Habertürk’e had bildirme, zapturapt altına alma ve ceza kesip Habertürk’ü giyotinin altında tutma, Habertürk’e ‘Sakın ha gazetecilik yapma’ cezasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

    RTÜK tarafından 29 Kasım’da konuya ilişkin yapılan açıklamaya işaret eden Özel, “İhsas-ı rey. 2 Aralık’ta karar veriyor ama internete koyduğu açıklamadan ne yapacağı zaten belli. Böyle şey mi olur? Görevin gereğince soruşturma başlatırsın. Sonra karar verirsin. RTÜK üyeleri niye toplanıyor?” diye sordu.

     “Anayasa Mahkemesine üye olarak seçecek”

    Anayasa Mahkemesine üye seçiminin Kovid-19 nedeniyle 17’e Aralık’a ertelendiğini belirten Özel, “17 Aralık’ta Kovid-19 bitecek çünkü. İddia o ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından Yargıtaya atanan İrfan Fidan, makbul İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ne istedilerse yapıyor, onu aldılar Yargıtaya atadılar. Bu seçimi bugün yapsalar olmuyor. Yargıtayda bir süre görevini yaptırıp, Anayasa Mahkemesine (AYM) üye olarak seçecek. Tanıdık mı, tanıdık. AYM Raportörü Alparslan Altan’ı Ulaştırma Bakanlığına müsteşar yapıp, bir gün tutup alıp, AYM üyesi yapmışlardı. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’den alınan 2 üyeden biri. Neymiş, taktikler hep FETÖ taktikleriymiş. Neymiş, terör örgütünün biri gitmiş ama hangi etki örgütü şu an yönetiyorsa, yarın altından ne çıkacak bilmiyoruz ama örgütlü bir kötücül aynen devredeymiş. Atamazsanız deriz ki ‘İddiamız, şüphemiz boşa çıktı’. Utandırın bizi.” diye konuştu.

    “Uzlaşı haftası yapılamadı”

    Meclis’in, AK Parti’nin grup önerisiyle bugün kapanacağını anlatan Özel, sonra bütçe görüşmelerinin başlayacağını ardından da tatil olacağını söyledi.

    Uzlaşı haftası yapılamadığını kaydeden Özel, “Esnaflar kan ağlıyor, ertelenen borçlar var, verilen kredilerin taksitleri geldi, gidiyorlar. Esnaflara, pandemi nedeniyle bir sürü ek destek verilmesi lazım, gidiyorlar. Sicil affı çıkarmadan gidiyorlar. ‘Pandemi süresince kiralarda stopajı kaldıralım’ diyoruz, gidiyorlar. ‘AVM’ler şimdi tamamen kapanmalı ama esnaf için de normalde haftanın en az bir günü kapalı kalmalı’ diyoruz, yapmadan gidiyorlar. ‘SGK primleri, işyerlerinin kapalı olduğu dönemlerde, devlet tarafından ödenmeli, ayrıca çalışanlara en az asgari ücret verilmeli’ diyoruz, yapmadan gidiyorlar. Sağlık çalışanları perişan oldu. Ölenler var, şehit sayılmalı. Yerlerine görev yapmak isteyen kahramanlar var, hepsi birden atanmalı. Mevcut kadroların dinlenmesi için yeni sağlık çalışanı şart. Gerekirse belli yerleri 14 gün çalıştır, 14 gün karantina uygulamasıyla sağlık ordusunu hep sağlıklı tutup hem de o bulaş riskini, o zincirden onları koparmak için yedek güç şart. ‘Sağlıkçıları atayın’ diyoruz, atamadan kapıyorlar.” ifadelerini kullandı.

    “Orduyu, sıcak tartışmanın içine çekilmesine alet ediyorlar”

    Sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve TSK komuta kademesine destek ziyaretinde bulunması konusunda da Özel, şu görüşlerini paylaştı:

    “Orduyu, sıcak tartışmanın içine çekilmesine alet ediyorlar. Bu görüntüler doğru değil. Dün Genelkurmay Başkanı’na samimi talebimizi ilettik. ‘Sen, sakın sıcak siyasete girme, orada dur paşam’ dedik.”

    Toplumun tüm kesimlerinden tebrikler aldıklarını anlatan Özel, “Biz, Genelkurmay Başkanı ile polemik yapmayız. Genelkurmay Başkanı’nın sıcak siyaset alanına girmemesi lazım. Onun, oraya çekilmemesi lazım. Buna sivil toplumun, meslek örgütlerinin, sendikaların alet edilmemesi lazım. Görüntü 28 Şubat’ı hatırlatır. Şimdi oraya Türkiye’yi savurmak doğru değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Olmaz Sayın Şentop, bu yakışmaz”

    TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına işaret eden Özel, gerçek enflasyonlar yüzde 40’lardayken, TÜİK’in hesabına göre bile yüzde 14 olmuşken, hükümetin yeni açıkladığı ekonomik paketin “çöp” olduğunu iddia etti.

    Memur, emekli ve işçilere verilecek zamların gerçek enflasyona göre mi yapılacağını soran Özel, verilecek zammın son 6 aydaki enflasyonu bile karşılamayacağını savundu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Alaattin Çakıcı’nın bir tehditte bulunduğunu hatırlatan Özel, buna ilişkin tek açıklamanın, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın, soruşturmanın başlatıldığına yönelik yaptığı açıklama olduğunu söyledi.

    Savcılığın bile bir basın bülteni geçmediğini kaydeden Özel, “Bülent Turan, rüyasında gördüyse, biz Bülent Turan’ın rüyasına inanıyoruz. Böyle devlet yönetimi olmaz. Ana muhalefet partisi liderine hakaret eden kişiye ‘Soruşturma açtım’ diyorsun. Hangi aşamada, hiçbir bilgi yok. Bu bilgiyi talep ediyoruz.” dedi.

    TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, önceki Meclis başkanlarına göre bir aktivizm içinde olduğunu belirterek, “Meclis Başkanı adından ne kadar çok söz ettirirse, bu iyi bir şeydir Meclis için. Ama Sayın Şentop, her konuda konuşup bazı konularda susmayacak. Bu doğru değil.” diye konuştu.

    Şentop’un İskeçe Müftüsü Ahmet Mete’ye yönelik tehdit ile ilgili açıklamasını hatırlatan Özel, “Sayın Şentop’un yapması da doğru. Sayın Şentop, ana muhalefet partisinin, bu Meclis’in ikinci partisinin genel başkanına, bir mafya bozuntusu, olabilecek en ağır tehditleri, hem de öyle asansöre yazıp kaçarak değil, açık açık el yazısıyla mektup yazarak iki kere yaptı. Buna niye susuyorsun? Sus pus bir Meclis Başkanı olsan bu akla gelmez. Ama uçan kuşa konuşuyorsun, böyle bir meselede susuyorsun. Olmaz Sayın Şentop, bu yakışmaz.” yorumunu yaptı.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, terör örgütlerinin bir hedefinin de kendilerinden mümkün olduğunca söz ettirmek olduğuna yönelik açıklamasına işaret eden Özel, “Vallahi çok doğru. Ama Sayın Soylu, 31 Mart seçimlerinden önce ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinde yalvardım size. Ne kadar terör örgütü adı biliyorsanız, siz, genel başkanınız, MHP Genel Başkanı, sürekli terör örgütlerini anıp anıp, ‘CHP kazanırsa bunlar gelecek’, ‘Ekrem kazanırsa İSPARK’ı şu terör örgütüne verecek’, ‘Ankara’yı CHP kazanırsa, su faturalarını şu terör örgütü dağıtacak’ dediniz. O zaman dedim ki; ‘Terör örgütlerinin adını anmayın, reklamını yapmayın’. Bugün o noktaya gelmiş.” ifadelerini kullandı.

  • “Kılıçdaroğlu Türkiye’nin milli güvenlik sorunu haline gelmiştir”

    “Kılıçdaroğlu Türkiye’nin milli güvenlik sorunu haline gelmiştir”

    AK Parti Grup Başkan Vekili Cahit Özkan, “CHP’nin beyin ölümü gerçekleşmiş, başındaki bay Kemal de Türkiye’nin bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. CHP, 2023 seçimlerinde tarihin tozlu sayfalarında yer alacaktır” dedi.

    AK Parti’li Özkan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısı ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığını söyleyen Özkan, “Bugün bay Kemal, kir akan siyasetine yenilerini, Sayın Cumhurbaşkanı’mızı hedef alarak maalesef sürdürmüştür. Peygamber ocağı Silahlı Kuvvetler’imize hakaret eden, ruhunu satmış sözde vekilinin ahlaksız saldırılarını perdelemek için bay Kemal, Sayın Cumhurbaşkanı’mızı hedef almıştır. Bay Kemal, batsın senin hakaretlerin, batsın senin siyasetin. Seni ve dostlarını milletimizin yılmaz ferasetine havale ediyoruz. Milletimiz 2023’te bu hastalıklı siyasete gereken cevabı vererek sandığa gömecektir” dedi.

    ‘CHP’NİN BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞMİŞ’

    “Biz milli orduya FETÖ’nün kumpaslarını deşifre ederken, bunun mücadelesini verirken siz neredeydiniz?” diyen AK Parti’li Özkan, “CHP’nin beyin ölümü gerçekleşmiş, başındaki bay Kemal de Türkiye’nin bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Beyin ölümü gerçekleşen CHP, inşallah milletimizden hak ettiği cevabı alacak ve 2023 seçimlerinde tarihin tozlu sayfalarında yer alacaktır” diye konuştu.

  • Bahçeli, CHP’yi hedef aldı

    Bahçeli, CHP’yi hedef aldı

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bir CHP milletvekilinin kalkıp Türk ordusuna ‘satılmış’ demesi bize göre hesabı sorulması gereken şerefsizliktir, kepazeliktir, Türkiye husumetinin kök salmasıdır. Kahraman Türk ordumuzun satılan, satılmış görülen yeri neresidir?” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında ilk olarak, Avrupa Şampiyonu olan Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı’nı tebrik etti. Bugün kadınların hayatın her yerinde, her sahasında olduğunu söyleyen Bahçeli, “Bütün kadınlarımızın çehresi ışıklı, üstelik bakışları, aydınlık yarınların müjdesiyle doludur. Kadınlarımız göz nurudur, baş tacıdır, üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasının yükünü bir sevdayla omuzlayan aziz millet varlığının ana direği, ana yüreği, ana fikridir” dedi.

    ‘CHP’YE OY VEREN KARDEŞLERİMİZ HAYAL KIRIKLIĞI İÇİNDEDİR’

    Bahçeli, CHP’nin Türkiye’ye cephe almış bir siyaset ayıbı olduğunu belirterek, “Bizim CHP’yle sorunumuz Türkiye’yle sorunu olduğu içindir. Bizim CHP’yle sorunumuz sakat ve sancılı politikalarıyla ilgilidir. Geçen hafta, bir bakıma CHP’ye oy vermeyen öğretmenlerimizi aşağılayan, onlara öğretmen demeyen Kılıçdaroğlu’nun, sorarım sizlere neresi demokrattır? Öğretmene, işçiye, memura, esnafa, emekliye, sanayiciye, işsize, çiftçiye verdiği oy kadar kıymet yükleyen bir siyasi zihniyetin samimiyetinden, insan sevgisinden, müşfik ve muhik muamelesinden söz etmek mümkün müdür? CHP’nin kumaşını kesen kesmiş, tarlasını süren çoktan sürmüştür. CHP’ye oy veren kardeşlerimiz hayal kırıklığı içindedir. Onlara karşı yapılan haksızlıklar, saygısızlıklar diz boyudur. ABD’ye ‘demokrasimize müdahale edin’ çığırtkanlığı yapan bir CHP’nin neresi doğrudur? Türkiye’yi yalanlarla dışarıya jurnalleyen bir CHP’nin nesi düzgün, neresi dürüsttür?” diye konuştu.

    ‘TÜRK ORDUSUNUN SATILAN YERİ NERESİDİR’

    Bahçeli, CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın Türk ordusuna yönelik sözlerine tepki göstererek, şöyle konuştu:

    “Yine bir CHP milletvekilinin kalkıp Türk ordusuna ‘satılmış’ demesi bize göre hesabı sorulması gereken şerefsizliktir, kepazeliktir, Türkiye husumetinin kök salmasıdır. Kahraman Türk ordumuzun satılan, satılmış görülen yeri neresidir? Terörle mücadelesi mi satılmıştır? Millet ve kanun ordusu oluşu mu satılmış görülmektedir? Fırat Kalkanı’ndan Zeytin Dalı Harekâtı’na, Barış Pınarı Harekâtı’ndan Pençe Operasyonları’na kadar ova ova, dağ dağ, mağara mağara, şehir şehir, deyim yerindeyse köşe bucak hainleri arayan, sonra bulan, bulduktan sonra da imha eden kahramanlar mı satılmıştır? Sınırımızda nöbetçi, gökyüzümüzde kartal, gönlümüzde şükran, dileğimizde dua, dilimizde Peygamber ocağı, tarihte muzaffer bahadırlık olan kahraman Türk askeri mi satılmıştır? Orduya satılmış demek, bedelsiz satılmışlığın, uşaklığın aleni beyanıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle bu zehirli ve zillet CHP anlayışına diyorum ki; askere düşmanlık, düşmana askerliktir. CHP’nin kutuplaşmadığı, kurcalamadığı, kaşımadığı, kanatmadığı, karıştırmadığı geriye ne kalmış ne bırakılmıştır?”

    ‘CHP MİLLİ GÜVENLİK MESELESİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR’

    “Doğu Akdeniz’den Afrika içlerine, Suriye’den Katar’a, Dağlık Karabağ’dan Irak’a, Afganistan’dan Kıbrıs’a kadar kahramanlarımızın varlığı, CHP’nin, İYİ Parti’nin, HDP’nin, SP’nin ve bilumum çıkar ortaklarının uykularını kaçırıyor” diyen Bahçeli, Batı’nın oyunlarına ses çıkaramayanların, Katar’la yatıp, Katar’la kalktığını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Boşa kürek çekiyorlar, boşuna çırpınıyorlar. Bilhassa Türkiye hak ve menfaatlerini muktedir şekilde savundukça Kılıçdaroğlu’nun gözüne perde, gönlüne peçe iniyor. CHP, sokakları tahrik etmiş, vatandaşlarımızı istismara yeltenmiş, fakat başaramamıştır. Sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını manipüle etmiş, ne var ki sonuç alamamıştır. Uluslararası toplumu, küresel kuruluşları, husumet lobilerini kışkırtmış, velakin emeline muvaffak olamamıştır. Şimdi de sırayı Türk askeri mi almıştır? Türkiye Cumhuriyeti, pastane liberallerinin, meyhane devrimcilerinin, arada poşu takan, derede mekap giyen, tepeye varınca mermiyi yiyen kanlı bölücülerin, köşeleri kaybolmuş tatlı su kurnazlarının, pos bıyıklarıyla doymayan kursaklarıyla boğazın iki yanına tutunmuş küreselcilerin eline, emeline, heveslerine, hedeflerine terk edilemez, Allah’ın izniyle de terk edilmeyecektir. Artık öyle bir noktaya gelinmiştir ki ismini saydıklarımın çatı ve çıkar örgütü haline gelen CHP bir milli güvenlik meselesine dönüşmüştür. İşte zillet budur. İşte hezimet budur. İşte dalalet, işte cehalet bu kirli anlayışla mündemiçtir.”

    ‘FRANSA, TARİHİN YANLIŞ TARAFINDADIR’

    Bahçeli, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un iç siyasette sıkıştıkça, Türk ve İslam düşmanlığının dozajını sürekli artırdığını belirtti. Fransa’nın Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Dağlık Karabağ ve Afrika’da Türkiye’nin karşısında olduğunu belirten Bahçeli, “Türkiye hakkın yanındadır, haklının yanındadır, hakikatin yanındadır. Fransa’nın yanında olduğu da terör örgütleri, kanlı şebekeler, bölücü mihraklar, paramiliter gruplar, denizlerde yan kesicilik yapan korsanlardır. Özgürlük diyorlar, eşitlik diyorlar, kardeşlik diyorlar, bunların hepsini göre göre, göstere göstere çiğniyorlar. Fransa Senatosu’nun Dağlık Karabağ ile ilgili hükümsüz, geçersiz ve kağıt parçasından farksız kararı Türklüğün ayakları altındadır. Neymiş, Senato, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni küstahça tanıyormuş. Bu konuda Fransa hükümetine de akıl ve hukuk dışı bir tavsiyede bulunuyormuş. TBMM’de grubu bulunan dört siyasi partinin Fransa Senatosu kararına sert ve isabetli tepkisi kayda değer ve takdire şayan bir duruşun belgesidir. Ermeni sevdası nükseden Fransa her zaman olduğu gibi, tarihin yanlış tarafındadır. Bu Fransızlar ister kabul etsinler, ister etmesinler, ister sevsinler ister sevmesinler, Dağlık Karabağ Azerbaycan toprağıdır, Karabağ Türk’tür, Karabağ ebediyen Türk yurdudur” dedi.

    ‘KİMLERİN HAFTER’İ DESTEKLEDİĞİ ORTADADIR’

    Bahçeli, İrini Harekatı kapsamında, bir Alman fırkateyninin hiçbir hukuk kuralıyla hiçbir dostluk ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde Türk bandıralı bir ticaret gemisine baskın düzenlediğini anımsatarak, şunları kaydetti:

    “Türkiye’nin AB ile karşılıklı saygı ve eşit haklara dayalı diyaloglarını canlandırmak için sıcak mesajlar verdiği bir dönemde, üstelik 10-11 Aralık 2020 tarihlerinde yapılacak AB Liderler Zirvesi’ne sayılı günler kala, Doğu Akdeniz’de vuku bulan provokasyonun izahı yoktur, ifadesi yoktur, saklanacağı hiçbir kılıf da olamayacaktır. Bu korsan müdahale, muhatap hiçbir devletin yanına bırakılmamalıdır. Libya’ya kimlerin silah sevk ettiği, kimlerin Hafter’i desteklediği malumdur, ortadadır. Uluslararası Deniz Hukuku’nun mihenk taşı olan ticari gemilerin seyrüsefer güvenliği ilkesi yok sayılmıştır. Bize göre İrini Harekatı Doğu Akdeniz’de kurulmuş mayınlı bir tuzaktır. 31 Mart 2020’den bu tarafa devrede olan bu harekatın meşruluk temelleri zayıf, güvenirliği sallantıdadır. Taraf ülkeler akıllarını başlarına devşirsinler, Doğu Akdeniz’de önümüzü kesen kim olursa olsun her ihtimali göze almalıdır, bir yaparken bin düşünmek mecburiyetindedir. Mavi vatana karşı boyun borcumuz neyse yapılması gereken odur. Dileğimiz AB Liderler Zirvesi’nde aklı selimin hakim olması, yaptırım yanlışına üye ülkelerin düşmemesidir. Yine dileğimiz, Doğu Akdeniz’de sağduyunun, yapıcı ilişkilerin, dayanışmanın, eşit ve adil paylaşımın hakimiyet kurmasıdır.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan yerli aşı için tarih verdi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan yerli aşı için tarih verdi

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulunuyor. “Kendi aşımızla ilgili de önemli bir yere geldik.” diyen Erdoğan, “En geç Nisan ayında kendi aşımızı uygulama seviyesine getirmiş olmayı planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
    Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    “ŞİMDİ SALGININ ÖNÜNE GEÇEMEZSEK…”

    • Koronavirüs salgınının seyrini bir an önce aşağı çekmemiz gerekiyor.
    • Şimdi salgının seyrinin önüne geçemezsek daha sonra can acıtıcı tedbirler uygulamak zorunda kalabiliriz.
    • Milletimizden sabır ve destek bekliyoruz. Maske-mesafe-temizlik kurallarına riayet edersek diğer tedbirlere gerek kalmaz.

    YERLİ AŞI İÇİN TARİH VERDİ: EN GEÇ NİSAN AYINDA…

    • Kendi aşımızla ilgili de önemli bir yere geldik.
    • En geç Nisan ayında kendi aşımızı uygulama seviyesine getirmiş olmayı planlıyoruz.
    • Kendi geliştirdiğimiz aşıyı tüm insanlığın hizmetine sunma düşüncesindeyiz.
    • Suriye’den Libya’ya Irak’tan Filistin’e kadar farklı cephelerde yürüttüğümüz, hak, özgürlük, adalet mücadelesinin önemi ortaya çıkmıştır.
    • Ülkemiz ve şahsımızı hedef alan çirkin kampanyaların kimler tarafından neden yürütüldüğünü elbette biz biliyoruz.
    • Türkiye olarak bölgemizdeki sorunlarla ilgilenirken, krizlere müdahale ederken asla yayılmacı bir hareket izlemiyoruz.
    • Bizim kimsenin hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, içişlerinde gözümüz yoktur.
    • Biz sadece kendi vatandaşlarımızın can-mal emniyetini sağlamaya, ardından da bölgemizin ve gönül coğrafyamızın iç barışına, istikrarına katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
    • Uluslararası toplumun yüzleştiği yeni meydan okumalar karşısında önemli sorumluluklar üstleniyoruz.
    • Çatışma bölgeleriyle bağlantılı olduğunu tespit ettiğimiz 100 bin kişiye ülkemize giriş yasağı koyduk.
    • Dün Barış Pınarı Harekatı bölgesinde 17 terörist sızma harekatına kalkıştı ve bunlar kahraman komandolarımız tarafından öldürüldü.

    TÜRK GEMİSİNE HUKUK DIŞI ARAMA

    • En son yine bir sivil gemimize Libya’ya insani ihtiyaçları karşılayacak sivil gemimize saldırı oldu. Bunun uluslararası deniz hukukunda yeri yok. Bunun da kaptanı bir Yunan. Gemiye girdikten sonra da sivil mürettebatı da bunlar maalesef taciz ettiler.
    • Tüm bunlar video kayıtlarıyla tespit edildi. Gerekli olan yerlere gönderildi gönderilecek.

    DAĞLIK KARABAĞ

    • Düne kadar ortalıkta görünmeyen, açıkça Ermenilere destek veren Minsk grubu eş başkanı, bazı ülkelerin anlaşmayla ilgili dile getirdikleri rahatsızlıkların hiçbir önemi yoktur.
    • Dün akşam sayın Putin ile bu konuları etraflıca görüşme fırsatı buldum. Ne gibi adımlar atabiliriz, bunları konuştuk. Sayın Putin ile yaptığımız bu görüşmelerden sonra Rusya-Türkiye-Azerbaycan olarak bu süreç içinde bölgeye barışı egemen kılmanın adımlarını atmış bulunuyoruz.
    • Bunu daha da geliştirme şansımız da var. Bu genişletme-geliştirme çalışmalarını da sayın Putin ile görüştük.
    • Buradaki ulaşım sürecini de halletmek ve Azeri kardeşlerimizin bir an önce topraklarına dönme imkanını da sağlamış olacağız.
    • Aliyev kardeşimle de atılan adımları görüştük, değerlendirdik. Şu anda hepsinde bir mutluluk var. Kelpecer dün biliyorsunuz tamamen boşalmış oldu. Kelpecer’e tamamen geçme imkanını Azeri kardeşlerimiz bulmuş olacak.
    • 30 yıllık gecikmeyle de olsa bu meselede hak yerini buldu.

    EKONOMİ VE HUKUKTA REFORM

    • Salgınla mücadele tedbirlerini, üretim ve istihdamı en az düzeyde etkileyecek şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz.
    • 2020 yılını ve bu etkilerin bir müddet daha devam edeceği anlaşılan 2021 yılını kazanç dönemi haline getirmek istiyoruz.
    • Devletiyle, iş dünyasıyla, işçisiyle, genci ve yaşlısıyla, 83 milyon olarak hareket etmemiz gerekiyor.
    • Olağanüstü dönemler olağanüstü çabalar gerektiriyor.
    • Salgının dikkat ve enerjimizi dağıtmasına fırsat vermeyeceğiz.
    • İstihdamı korumaya yönelik tedbirlere büyük önem veriyoruz.
    • Ekonomide yeni bir yatırım, üretim, ihracat, istihdam seferberliği başlatıyoruz.
    • Bütçe görüşmelerinin ardından bu doğrultuda kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz.
    • Yatırım ikliminin ayrılmaz parçası olan hukuk reformlarını da hızlandırıyoruz.
    • Geçtiğimiz yıl kamuoyuyla paylaştığımız yargı reformu strateji belgesinde yer alan hususlarla ilgili 3 yargı reformu paketi Meclis’imiz tarafından kabul edildi.
    • Hazırlıkları süren diğer reformları da paketler halinde Meclis gündemine taşıyacağız.
    • İnsan hakları eylem planına da en kısa sürede son halini vereceğiz.

    “BU İTTİFAK ASLA GİZLİ VEYA AÇIK PAZARLIKLAR ÜZERİNE KURULU DEĞİLDİR”

    • Ülkemizin hedeflerine ulaşmak için AK Parti onu yapmıştır yapmaya da devam ediyor.
    • Türkiye’nin Cumhuriyet tarihindeki en büyük reformu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişidir.
    • Biz bunu söylerken, hâlâ parlementer sistemi savunanlar var. Parlementer demokrasiden bahsedenler var. Bu ülke yıllar yılı bu sistemi denemedi mi? Bunu denerken, acaba 3’lü, 4’lü koalisyonlarla ülkemizin ne hâle geldiğini bilmiyor muyuz? Bir adım ileri gidebildik mi? Hayır. Sistem değiştirildi ve yoğun şekilde yol alıyoruz.
    • Cumhur İttifakı Türkiye’nin en geniş tabanlı siyasi dayanışma örneğidir.
    • İnşallah önümüzdeki hukuki ve ekonomik gündemi de Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz.
    • Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi, bu ittifak asla gizli veya açık pazarlıklar üzerine kurulu değildir.
    • Bu ittifakın tek amacı ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye’ye ulaştırmaktır.
    • En batıdan en doğuya, en kuzeyden en güneye biz hükümet olarak, devlet olarak girilmedik yer bıraktık mı? Her yere adımımızı attık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda… Aklınıza ne gelirse, hepsinde attık.
    • 26 havalimanının olduğu ülkede bu sayı 56’yı buldu. Üniversite sayısı 74’ten 206’ya çıktı.
    • Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Daha önceki konuşmamda ‘böyle bir sorun varsa ben bunu çözeceğim’ dedim ve bu sorunu çözdük.
    • Güneydoğu’da çukurları açan kimlerdi? Biz de kayyumlarla buraları düzenledik. Artık bambaşka bir Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Siirt var. Biz barış için geldik.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN ARINÇ’A TEPKİ

    • Nerede terörist varsa biz bunların başını ezmek için varız.
    • Terörden meşru siyasete geçiş yolunu açmak için her yolu denedik, her fedakarlığı yaptık.
    • Akrep karakterli terör örgütünün kendi kendini sokarak bu fırsatı heba etmesine rağmen, bölgedeki insanlarımızla gönül bağını güçlendirerek ülkemizde yepyeni bir dönemi başlattık.
    • Yıllarca bu mücadeleyi birlikte verdiğimiz kişilerin de aynı trene binmesine ne demeli? Neymiş? Filancalar filancalar hâlâ hapisteymiş… Bunları ödüllendirecek halimiz yok.
    • Dağa kaçırılan o yavruların annelerinin, Diyarbakır’daki HDP binasının önünde yaz-kış demeden oturan annelerin hakkını kim teslim edecek?
    • Devlet niye var? Biz niye varız? Arkadaşlar biz bunun için varız. Biz bunu halledeceğiz. Hatta daha da ileri gidip bu teröristlerden birinin yazdığı kitabı herkesin okumasının tavsiye edilmesi hakikaten beni rencide etmiştir. Kitabını herkes okusun denilen kişi, binlerce askerimin kardeşimin kanı olan bir terör örgütünün siyasetçi maskesi takmış savunucudur.
    • Birilerinin çıkıp sanki Türkiye’de hiçbir şey yapılmamış her şey eski haliyle sürüyor da sadece kendileri gerçekleri söyleyebiliyor gibi bir eda ile konuşmalarını kabul edemeyiz.
    • Kürt kardeşlerimizin en büyük düşmanının silahlı ve siyasi temsilcileriyle bölücü terör örgütünün olduğu hakikatine göz yumamayız.
    • Buradan yargıya sesleniyorum… Diyorum ki; değerli yargı mensupları Anayasa’nın 138. maddesi beni ne kadar muhatap alıyorsa aynı şekilde benim dışımdakileri de muhatap alıyor. 138. maddeyi eze eze kullananlara karşı gereğini neden yapmıyorsunuz? Gereken adımları neden atmıyorsunuz? Size birilerinin talimat verme hakkı var mı? Benim ne kadar talimat verme hakkım yoksa, ana muhalefettekilerin de talimat verme hakkı yok. Bunun dışındakilerin de talimat verme hakkı yok. Bu talimatlar verilirken niçin gereğini yapmıyorsunuz? Bunu söylemek zorunda kaldım. Atılan adımlar karşısında yargının sessiz kalmasını ben kabullenemiyorum.