Etiket: siyaset

  • İYİ Partili Türkkan: Sokağa çıkma yasağı getirilmeli

    İYİ Partili Türkkan: Sokağa çıkma yasağı getirilmeli

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Salgının yaygın olduğu Ankara ve İstanbul’da sokağa çıkma yasakları tekrar gündeme getirilmeli” dedi.

    İYİ Partili Türkkan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği idam tartışmalarına değinen Türkkan, “Vatandaşımız adalet, hukuk, aş, iş için çığlık atarken, milletin çoluğuna, çocuğuna göz dikenleri tutuklamayı bile beceremeyenler adaleti sağlamak için idamdan medet umar hale geldiler. Küçük ortak teklifiyle idamı gündeme getirmeye çalıştılar” dedi.

    ‘SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI GETİRİLMELİ’

    Türkkan, koronavirüs salgınının kontrol altına alınamadığını öne sürerek, şunları kaydetti:

    “Korona artık kontrol altında değildir. Verilen rakamlara artık kimse inanmıyor, 30 misli fazla olduğu söyleniyor. Sokağa çıkma yasakları kısmi olarak en azından artan vilayetlerde özellikle Ankara’da tekrar uygulanmaya başlanmalıdır. Mutlaka gerekli tedbirleri almaya davet ediyorum. Salgının yaygın olduğu Ankara ve İstanbul’da sokağa çıkma yasakları tekrar gündeme getirilmeli.”

  • İdam kararını eleştiren CHP’ye MHP’den tepki

    İdam kararını eleştiren CHP’ye MHP’den tepki

    MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin ‘idam’ açıklamasını eleştiren CHP’ye tepki göstererek, “Karşı çıkışlarının sebeplerini kamuoyu ile paylaşmak, varsa kangren hâlini almış bu soruna çözüm tekliflerini ortaya koymak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni katil olarak göstermeye kalkan CHP’li yöneticilerin ve CHP’nin ipiyle kuyuya inen ittifak ortaklarının görevidir” dedi.

    MHP’li Büyükataman, yaptığı yazılı açıklamada, Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, açıklamasında maksadını gayet sarih bir şekilde ortaya koyduğunu bildirdi. Buna rağmen belli siyasi çevrelerin Bahçeli’yi hedef alan karalama kampanyası başlattığını savunan Büyükataman, “Türkiye’de kadına ve çocuklara yönelik artan cinsel istismar ve vahşice işlenen cinayetler durmak yerine her geçen gün tahammül edilemeyecek sınırlara ulaşmaktadır. ‘Bu kadarı da olamaz’ dediğimiz vahşilikler, maalesef sıradanlaşmaya başlamıştır. Oysa her gün yeni bir çığlık; yüreğimizi yakmakta, uykularımızı kaçırmakta, vicdanı olanların vicdanını sızlatmaktadır. Diğer yandan Türkiye’nin kalkınma hamlelerini sekteye uğratmak isteyenlerin, Türkiye’yi demokrasi dışı yöntemlere başvurmak suretiyle dize getireceğini zanneden çevrelerin, FETÖ benzeri yapılanmaları paravan olarak kullanıp Anayasal düzeni ortadan kaldırma hazırlıklarını görmezden gelmek ülkeye en büyük ihanettir” dedi.

    CHP’YE ELEŞTİRİ

    MHP’li Büyükataman, Bahçeli’nin, açıklamasında ‘Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ‘çocukların cinsel istismarı’, ‘cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar’ ve ‘cebir ve şiddet kullanarak Anayasa’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak’ suçlarına idam cezası getirilmesini bir zorunluluk olarak gördüğünü belirttiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

    “Muhakkak ki yargı, cezanın uygulanmasında ölçülülük ilkesine bağlı kalmak suretiyle işlenen suç ve verilen ceza dengesini tartacak bir teraziye sahip olacaktır. Yaptığının yanına kâr kalacağını düşünen vahşilerin ve Anayasal düzeni cebir ve şiddetle yıkma hayali kuran düzenbazların Milliyetçi Hareket’in bu teklifi karşısında paniğe kapılması anlaşılabilir bir durumdur. Anlaşılmaz olan ise CHP’nin başını çektiği ittifakın, Türk milletinin haklı beklentilerini dile getiren Sayın Genel Başkanımızın idamla ilgili talebine karşı yaklaşımlarıdır. Karşı çıkışlarının sebeplerini kamuoyu ile paylaşmak, varsa kangren hâlini almış bu soruna çözüm tekliflerini ortaya koymak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni katil olarak göstermeye kalkan CHP’li yöneticilerin ve CHP’nin ipiyle kuyuya inen ittifak ortaklarının görevidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘tam bağımsızlık’ mücadelesinden mandacılığa evrilen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin ve gayriresmî şubelerinin; toplumun huzuru, dirliği ve güvenliği söz konusu iken Avrupa Birliği’ni işaret etmesi kendileri açısından hem utanç verici hem de gayri samimidir. Partisini ve partililerini terör örgütünün siyasi uzantılarına topyekûn paravan yapanların idam yasasına önce şahsen destek vereceğini söyleyip ardından ‘brexit-trexit’ sözleriyle konuyu Avrupa Birliğine bağlaması iradelerinin ipotek altında olduğunun en net kanıtıdır.”

    MHP’li Büyükataman, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “Tüm siyasetini toplumsal beklentileri suistimal üzerine kuranlar, idamın da bu maksatla gündeme getirildiği iddiasıyla konuya kendi çözümsüz ve sonuç odaksız politikaları açısından yaklaşmaktadır. Şehirlere bombalar yağarken sıvışacak yer arayanların bugün mikrofonlar karşısındaki sahte pehlivanlıkları güreş meydanına çıkıncaya kadardır. Türk milleti ile güreşe tutuşmaya kalkanlar yenilmeye mahkûmdur. Toplumun kanayan yaralarına ilaç vermek yerine, yarayı açanların menfaatlerini önceleyenlerin FETÖ’ye gizli af ve erken seçim yatırımı iddiaları tıpkı siyasetleri gibi ucubeliktir. Bir çözüm önerisi olmayanların içi boş söylemleri, Türkiye’nin ayağına zincir vurma maksadını taşımaktadır. Büyük Türk milleti bu zincirleri kıralı, zincirlerin sahiplerine tarihî ders vereli çok zaman geçmemiştir. Yenilen pehlivanın güreş hevesi beyhudedir, sonuç değişmeyecektir.”

  • BBP Genel Başkanı Destici gündemi değerlendirdi

    BBP Genel Başkanı Destici gündemi değerlendirdi

    Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Topraklarının sadece yüzde 18’i adalardan oluşan Yunanistan’ın kara suları ve kıta sahanlığını sanki bir adalar devletiymiş gibi belirlemeye çalışması ve bu şekilde ilanlara yeltenmesi düpedüz hukuksuzluktur.” dedi.

    Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan parti mensuplarına ve tüm vatandaşlara geçmiş olsun temennisinde bulunan Destici, Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.

    Destici, Kovid-19 vaka ve hayatını kaybeden kişi sayılarındaki artışa dikkati çekerek bunun sebebinin, tedbirler konusundaki ihmalkarlık ve toplu organizasyonlar olduğunu söyledi.

    Vatandaşlara tedbirlere uymaları konusunda uyarılarda bulunan Destici, “Tedbirler konusunda ciddi adımlar atılmaya ihtiyaç olduğu noktasındaki fikrimizi de bugün buradan bir kere daha kamuoyuyla paylaşıyoruz. Sosyal ve ticari hayatımızı sarmayacak ölçüde bazı kısıtlamaların yeniden gündeme alınması ve örnek verdiğimiz rakamlarda belirgin bir düşüş sağlanana kadar bu tedbirlere devam edilmesi gerektiğini buradan dile getiriyoruz.” diye konuştu.

    “Yüz yüze eğitime geçilmemeli”

    Uzaktan eğitimin başladığını anımsatan Destici, “Vaka, ölüm ve ağır hasta sayılarında azalma görülmeden ya da artış devam ederse iki sınıfla sınırlı olsa bile yüz yüze eğitime geçilmemesinin daha doğru olacağı konusundaki fikrimizi açıkça beyan ediyoruz.” ifadesini kullandı.

    Öğretmenlerin maaş konusunun gündeme geldiğini hatırlatan Destici, öğretmenlik mesleğinin maaşla ölçülemeyecek kıymette olduğunu bildirdi.

    Destici, “30 sene önce bu ülkede bir ilçede kaymakamdan daha fazla maaş alan öğretmenler, maalesef bugün düz memur seviyesinde maaş alır hale gelmişlerdir. Öğretmen maaşlarını hiç kimse bir yük, yekün, külfet olarak görmemelidir. Bu konu asla gündeme getirilmemeli ve öğretmenlerimiz incitilmemelidir.” dedi.

    Dün açılışı yapılan 2020-2021 Adli Yılı’nın, adalet camiası için hayırlı olması temennisinde bulunan Destici, başta Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz olmak üzere görevleri başında şehit düşen yargı mensuplarını saygı ve rahmetle andı.

    Silahlı terör örgütü üyeliği suçundan tutuklu bulunduğu cezaevinde yaptığı açlık grevi sonucu hayatını kaybeden Ebru Timtik’in fotoğrafının, İstanbul Barosu binasına asılmasına tepki gösteren Destici, açlık grevlerinin, örgütlerin baskıları sonucu yapıldığını söyledi.

    “Biz tecavüzü, cinayeti ya da başka bir melaneti asla ve kat’a mazur görmeyiz”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik saldırıların ciddi şekilde arttığını belirten Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Sözde avukatlar gibi sözde milletvekilleri var. Bu milletvekillerinin Türk milletinin hak ve menfaatlerini savunmak yerine bölücülerin, terör örgütlerinin, marjinal sol grupların sözcülüğünü yaptığı, onların gerçekleştirdiği eylemlerde ön safta sanki bir militan gibi davranışlar içinde olduğunu görüyoruz. İster uzman çavuş ister polis ister başka bir kamu görevlisi olsun, tecavüzü, cinayeti ya da başka bir melaneti asla ve kat’a mazur görmeyiz. Onu yapanın arkasında durmadık ve durmayız. Bizim gibi düşünen, bizim hissiyatımızda olan hiç kimse durmaz ve mazur görmez. Gereği yapılır ve yapılmıştır.”

    “Düpedüz hukuksuzluk”

    Doğu Akdeniz’deki gelişmelere de değinen Destici, Türkiye’nin konuyu uluslararası hukuk ve karşılıklı haklar üzerinden değerlendirmeye ve süreci bu eksende yürütmeye çalışmasına rağmen Yunanistan ve konuya müdahil olma gayretindeki devletlerin bu düzleme asla yanaşmadıklarına şahit olduklarını ifade etti.

    Destici, açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Topraklarının sadece yüzde 18’i adalardan oluşan Yunanistan’ın kara suları ve kıta sahanlığını sanki bir adalar devletiymiş gibi belirlemeye çalışması ve bu şekilde ilanlara yeltenmesi düpedüz hukuksuzluktur. Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de insan yaşamayan kayalıkları bile tıpkı bir ana kara gibi kara suları ve kıta sahanlığının bir ekseni yapmaya çalışması da yine hukuksuzluktur. Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de hak iddia ederken Türkiye’nin Ege’de adalar dışında sahip olduğu 2 bin 805 kilometre, Akdeniz’de ise 1577 kilometrelik kıyı uzunluğunu yok sayması da ayrı bir hukuksuzluktur. Yunanistan’a ve onun arkasındaki Doğu Akdeniz’e askeri güç göndereceğini açıklayan Fransa’ya sözümüz şudur, ‘İstediğiniz kadar gönderin, biz de onları paketleyip size geri göndermesini biliriz.’

    Yunanistan’ın önce Batı Trakya’da sonrasında Meis Adası’nda sebep olduğu rezillikler, Almanya’nın hukuki durumu ve gerçekliği hiç dikkate ve gündeme almadan yaptığı açıklamalar, ABD’nin Güney Kıbrıs’a 33 yıldır uyguladığı silah ambargosunu kaldırması, Avusturya’nın, Türkiye’nin Avusturya’yı bölmeye çalıştığı yönündeki tuhaf ve akıl almaz gerçek dışı iddiaları, Türkiye’nin önceden planlanmış ve kendisine rol biçilmiş bir senaryoya doğru sürüklenmeye çalışıldığına dair şüphelerimizi artırmakta hatta doğrulamaktadır.”

    Saldırılar karşısında birlik ve beraberlik vurgusu

    Türkiye’nin ciddi bir saldırıyla karşı karşıya olduğuna işaret eden Destici, saldırılar karşısında birlik ve beraberliğin önemli olduğunu vurguladı.

    Kendilerine araç muayene ücretlerine ilişkin çok fazla şikayet geldiğini belirten Destici, bu ücretlerin düşürülmesi yönünde çağrıda bulundu.

    “Dönem zam dönemi değil”

    BBP Genel Başkanı Destici, ÖTV zammı yapıldığını da anımsatarak “Bir pandemi yaşıyoruz. Herkesin mali durumu belli. Dönem, zam dönemi değil indirim, destek, paylaşma dönemi. Herkesin bunu gözardı etmeden düzenlemeler yapması gerektiğini ifade ediyorum.” dedi.

    Mustafa Destici, Eskişehir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıl dönümü ile tüm zabıtaların Zabıta Haftası’nı kutladı.

  • HDP’li Gergerlioğlu: “Pandemi hastanelerinde hekimler istifa ediyor”

    HDP’li Gergerlioğlu: “Pandemi hastanelerinde hekimler istifa ediyor”

    HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, pandemi hastanelerinde hekimlerin istifa ettiğini savunarak, “Çünkü çok ağır bir yük altındalar. Maddi ve manevi olarak haklarını alamıyorlar.” dedi.

    Gergerlioğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, intihara kalkıştıktan bir süre sonra hayatını kaybeden İ.E’ye yönelik “nitelikli cinsel saldırı” suçlamasıyla hakkında dava açılan Uzman Çavuş Musa O’nun serbest bırakılmasının, kamu vicdanını zedelediğini söyledi.

    “Belki delilleri karartma şüphesi yok ve benzeri gerekçelerle bu kişiyi serbest bırakabilirsiniz ama kamu vicdanı bunu kabul etmiyor. Mahkemeler millet adına karar veriyorsa bilin ki millet bu kararı kabul etmiyor.” diyen Gergerlioğlu, tecavüz sanığının serbest ancak hakkını isteyen, mağdur kişilerin çok çabuk tutuklanabildiğini öne sürdü.

    Kovid 19 salgınının yönetilemez durumda olduğunu iddia eden Gergerlioğlu, “Pandemi hastanelerinde hekimler istifa ediyorlar. Çünkü çok ağır bir yük altındalar. Maddi ve manevi olarak haklarını alamıyorlar.” dedi.

    Sağlık çalışanlarının sesine kulak verilmesi gerektiğini kaydeden Gergerlioğlu, “Doktor istifalarını kabul etmemekle bu işin altından kalkamazsınız. Tabipler Birliğinin önerilerini yerine getirmekten başka çare yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Kılıçdaroğlu: Kavgayı bir tarafa bırakmamız lazım

    Kılıçdaroğlu: Kavgayı bir tarafa bırakmamız lazım

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Tarihimizi yeniden okumamız lazım. Kavgayı bir tarafa bırakmamız lazım. Türkiye’yi yeniden bölgesinin lideri, Türkiye’yi yeniden dünyanın saygın ülkesi haline getirmek zorundayız” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milli Mücadelenin kahramanlarından Albay Reşat Çiğiltepe’nin Ankara Devlet Mezarlığı’ndaki mezarını ziyaret edip, karanfil bıraktı ve dua etti. Kılıçdaroğlu, daha sonra aralarında eski başbakan Bülent Ecevit’in de bulunduğu diğer devlet büyüklerinin mezarlarını da ziyaret ederek dua etti ve karanfil bıraktı. Kılıçdaroğlu, mezarlıktan çıkışta basın mensuplarına açıklamada bulundu. Kılıçdaroğlu, bugün Albay Reşat Bey’i andıklarını belirterek şöyle konuştu:

    “Aslında Anadolu toprağının her karışı insan kanıyla sulanmış. Biz milli Kurtuluş Savaşı’nı çok zor koşullarda verdik. İnsanlar yaşamlarını bu ülke için çocukları için ülkenin geleceği için seve seve feda ettiler. Miralay Reşat, Çiğiltepe’yi almakla görevlendirilmişti, Gazi Mustafa Kemal’in talimatı vardı. ‘Çiğiltep’yi kuşattım, Mustafa Kemal aradığında yarım saatte Çiğiltepe’yi alacağız’ dedi. Yarım saat sonra Mustafa Kemal, tekrar aradığında Çiğiltepe alınmamıştı. Ve Miralay Reşat, yaşamına son verdi. 45 dakika sonra ise Çiğiltepe alınmış, düşmandan temizlenmişti. Bu gerçekleri acaba devleti yönetenler biliyorlar mı? Milli Kurtuluş Savaşı’nın hangi koşullarda verildiğini biliyorlar mı? Ayağında çarığıyla, kucağında çocuğuyla, omzunda topuyla cepheye silah taşıyan anneleri biliyorlar mı acaba? Cumhuriyet kolay kurulmadı. Her karışında acı var, gözyaşı var, Mehmetçiğin kanı var. Nasıl olur da bu gerçekler görülmez? O nedenle biz Miralay Reşat’ı, komutanımızı bugün sevgi ve saygıyla andık. Ruhu şad olsun.”

    ‘UMARIM GAZİ MUSTAFA KEMAL’İ YENİDEN OKURLAR’

    Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine koronavirüs tedbirleri kapsamında kısıtlama getirildiği iddialarına ilişkin, “Bu konuda çok şey söylendi. 30 Ağustos, Lozan’a başı dik gitmenin en önemli adımıdır. Düşmanın Anadolu topraklarından kovulmasıdır. Ağır bedellerin ödenmesidir. Bu tarih için bırakın pandemiyi bu tarih için bugün milyonlarca insan hayatını vermeye hazırdır. Dolayısıyla Türkiye’yi bilmeyen, tarihini bilmeyen, Milli Kurtuluş Savaşı’nın hangi koşullarda verildiğini bilmeyen bir ekip ile tablo ile karşı karşıyayız. Bu hepimizi üzüyor. Beni de üzüyor. Umarım onlar Miralay Reşat’ı da, Gazi Mustafa Kemal’i de, Kazım Karabekir’i de, Rauf Orbay’ı da oturur yeniden okurlar” dedi.

    ‘KAVGAYI BİR TARAFA BIRAKMAMIZ LAZIM’

    İstanbul Büyükşehir Belediyesince bastırılan ‘Nutuk’ kitabının bütün bakanlara gönderilmesini istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Çünkü Nutuk’ta sözü edilen kişilerin ayrıca kimler oldukları da kısa tarihleriyle anlatılmış. Dolayısıyla en azından onu okuyun. Bilin bakalım, bu savaş nasıl verildi, nasıl mücadele edildi. Osmanlı nasıl teslim alındı, İşgal altında bir İstanbul, Erzurum, Gaziantep, Kahramanmaraş; acaba bunlar Sütçü İmamı biliyorlar mı? Adını üniversiteye verdik; ama Sütçü İmam’ın hangi koşullarda mücadele ettiklerini biliyorlar mı? Onlar biliyorlar mı acaba Cumhuriyet kurulurken okuma-yazma oranının yüzde 8 olduğunu? Onlar biliyorlar mı acaba kendi deniz altımızı yapan bir Türkiye’yi ayağa kaldıran Mustafa Kemal’i ve arkadaşlarını? Kayseri’de 1925 yılında bir uçak fabrikasının kurulduğunu biliyorlar mı acaba? Geldiğimiz nokta ekonomik açıdan Türkiye’nin dışarıya bir anlamda teslim edildiği noktadır. İşimiz çok. Böyle yasaklarla falan olmaz bunlar. Hepimizin düşünmesi lazım. Tarihimizi yeniden okumamız lazım. Kavgayı bir tarafa bırakmamız lazım. Türkiye’yi yeniden bölgesinin lideri, Türkiye’yi yeniden dünyanın saygın ülkesi haline getirmek zorundayız. Bunun mücadelesini de zaten veriyoruz” diye konuştu.

  • Meral Akşener: Gaz, hayırlı uğurlu olsun inşallah

    Meral Akşener: Gaz, hayırlı uğurlu olsun inşallah

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğal gaz rezervi keşfine ilişkin, “Hayırlı olsun. Türkiye’ye dair her faydalı iş, faydalı atılan adım… İşte gaz bulundu, gazın Türkiye’ye getireceği fayda gibi her konuda elbette çok memnun oluruz.” dedi.

    Akşener, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Çorum’un Sungurlu ilçesinde partililer tarafından karşılandı. İlçe merkezine geçen Akşener, esnafa ziyarette bulunarak vatandaşlarla sohbet etti.

    Akşener, Alaca ilçesi ve Çorum merkezde de esnaf ziyaretinde bulundu.

    Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğal gaz rezervi keşfiyle ilgili şunları dile getirdi:

    “Hayırlı olsun. Türkiye’ye dair her faydalı iş, faydalı atılan adım… İşte gaz bulundu, gazın Türkiye’ye getireceği fayda gibi her konuda elbette çok memnun oluruz. Partiyi temsil eden bütün arkadaşlarımız bu konuyu kutladılar. Tersine bir cümle sarf edilmez burada. Hayırlı, uğurlu olsun inşallah.”

    “Çözüme katkıda bulunacağız”

    Akşener, farklı bir muhalefet anlayışına sahip olduklarını, bu kapsamda ziyaretler yaptıklarını belirtti.

    “Propaganda yapmıyorum, oy istemiyorum çünkü onlar seçim zamanı yapılacak iş.” diyen Akşener, esnaf ziyaretleriyle ilgili gözlemlerini şöyle aktardı:

    “Sadece ‘Derdiniz, öneriniz, eksiğiniz nedir?’ diyoruz. Çok olumlu ve fevkalede güzel bir çalışma bu. Bugün itibarıyla 65-66 ilçeyi bitirmiş olacağım. Pandemi girince ara verdik. Gördüğüm şey şu, elektrik fiyatlarından, kiraların stopajlarından, müşterinin alım gücünün düşmesinden şikayet var. Kar marjlarının düşük olmasından şikayet ediyorlar. Çalıştırdıkları elemanların maaşlarına laf etmiyorlar ama bin 160 lira sigorta parası ödüyorlar. Onunla ilgili hele şu süreçte biraz hükümetin el atması gerektiğini söylüyorlar. Tüketimin azaldığını söylüyorlar.

    Biz dikkati çekeceğiz bu konulara. Sonuç itibarıyla çözüme katkıda bulunacağız.”

    İstanbul Sözleşmesi

    Bir vatandaşın İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili düşüncelerini sorması üzerine Akşener, “İstanbul Sözleşmesi’nde temel ortak nokta kadının sadece şiddette değil, şiddet, geri kalmışlığı, erkeklerle kazançta, ekonomide, istihdamda eşitliğin sağlanması. Kadının güçlenmesinin sağlanması. İstanbul Sözleşmesi üzerinden çıkarılan bir tartışmanın bir öznesi var, onu son derece yanlış buluyorum.” diye konuştu.

    Parti teşkilatıyla buluşacak, akşam da düğüne katılacak Akşener’e temasları sırasında partisinin genel başkan yardımcıları, bazı milletvekilleri, İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı ve bazı partililer eşlik etti.

  • İYİ Parti’li Dervişoğlu: “Yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    İYİ Parti’li Dervişoğlu: “Yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Meral Akşener olacağı yönündeki iddialara ilişkin, “Türkiye’nin gündeminde çok kısa bir takvim içerisinde gerçekleştirilecek bir seçim varsa bu değerlendirmeye açıktır. İYİ Parti, bu tür konuları yetkili organlarında konuştuktan sonra karara bağlar ve ondan sonra kamuoyuyla paylaşır.” dedi.

    Dervişoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye derin bir ekonomik krizin pençesindeyken, piyasalardaki olumsuz gelişmeler, pandeminin yol açtığı yaraları daha da derinleştirirken, Türkiye’yi yöneten iktidar ve ortağının, gerçekleri perdeleyerek çeşitli gündemlerin peşinden koştuğunu” savundu.

    ABD Başkan adayı Joe Biden’ın, Türk siyasetiyle ilgili sözlerini değerlendiren Dervişoğlu, Türk siyasetine yön verecek yegane gücün, büyük Türk milleti olduğunu vurguladı.

    İktidarın, tepki vermesine rağmen muhalefeti “sessiz kalmakla” itham ettiğini belirten Dervişoğlu, “Şu ana kadar o hadsiz sözlerin muhatabı olan Partili Cumhurbaşkanından tek bir kelime duyan oldu mu? Bulunduğu makam, Türk Milleti’nin birliğini, bütünlüğünü ve şerefini temsil eder. İYİ Parti de bir muhalefet partisidir. O sözlerin muhatabı değildir.” ifadelerini kullandı.

    İktidarın “cambaza bak oyunu” oynadığını ileri süren Dervişoğlu, “Demokrasilerde hakem millettir ve milletimizin eli artık ‘kırmızı karta’ uzanmıştır. Bu işin dönüşü, bu iktidarın kurtuluşu yoktur. Hesap sandıkta görülecektir.” diye konuştu.

    “Türkiye’yi getirdiği nokta yalnızlıktır”

    İYİ Parti olarak, “Mavi Vatan” ile ilgili atılacak adımların her zaman destekçisi olduklarını, bundan sonra da olmaya devam edeceklerini vurgulayan Dervişoğlu, “Devletler arası değil, kişisel ilişkilerle yürütülen ve belirlenen dış politikanın, Türkiye’yi getirdiği nokta yalnızlıktır. Bu yalnızlık, bölge ülkeleriyle, milli menfaatlerimiz çerçevesinde imzalanması gereken anlaşmaların önündeki bir engel olarak görülmektedir. Bugün Mısır, İsrail, Suriye ile masaya oturabilen ve istediğini alan taraf, maalesef Yunanistan olarak görülmektedir.” dedi.

    Dervişoğlu, iktidarın 15 yıldır, Ege’deki adalarda Yunan bayrağı dalgalanmasına sessiz kaldığını öne sürdü.

    Türkiye’nin gerçek gündeminin, vatandaşın gerçek meselesinin, asgari ücretin açlık sınırının altında kalması olduğunu kaydeden Dervişoğlu, “Dolardaki her kuruş artışın, Türk milletine milyarlarca liralık yük getirdiği gerçeğini görmeyen, görmek istemeyenlerin yapacağı iş değildir Türkiye’yi yönetmek.” ifadesini kullandı.

    “İYİ Parti olarak yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    ABD Başkanı Donald Trump’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi “dünya çapında satranç oyuncusu” yabancı liderlerin bulunduğu bir dünyada Joe Biden’ın “zihnen yetersiz” olduğuna yönelik sözlerinin hatırlatılması ve “Bu sözleri onur kırıcı mı buluyorsunuz?” sorusunu Dervişoğlu, “Türkiye’yi yönetecek kişinin, ABD başkanlarının ve başkan adaylarının övgü ve yergilerine göre yol haritası tanzim etmeye kalkışmasıdır asıl onur kırıcı olan.” diye yanıtladı.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?” açıklamasını değerlendirmesinin istenmesi üzerine de Dervişoğlu, “Gündemimizde olan bir konu değil. İYİ Parti olarak yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz.” karşılığını verdi.

    Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Meral Akşener’in adının geçtiğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Dervişoğlu, “Türkiye’nin gündeminde çok kısa bir takvim içerisinde gerçekleştirilecek bir seçim varsa bu değerlendirmeye açıktır. Ama şahsen bu değerlendirmeyi ben Müsavat Dervişoğlu olarak yapamam. İYİ Parti, bu tür konuları yetkili organlarında konuştuktan sonra karara bağlar ve ondan sonra kamuoyuyla paylaşır.” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Maaşınızı dolar üzerinden mi alıyorsunuz?” açıklamasının hatırlatıldığı Dervişoğlu, “Türkiye’de doların her artışının iç ve dış borç toplamına getirdiği yük bellidir. Dolar 1 lira arttığında vatandaşın cebinden 500 milyar lira çıkıyor. O 500 milyar lira ile neler yapılabilir, Türkiye’nin takdirine sunuyorum.” şeklinde konuştu.

    İstanbul Sözleşmesi hakkında AK Parti’nin yapacağı toplantıya yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Dervişoğlu, “Bugün tartıştıkları şey o gün gündemimizdeydi ve o gün Sayın Cumhurbaşkanı farklı şeyler söylüyordu. Şimdi birtakım taassuplardan hareket ederek, İstanbul Sözleşmesi’nin doğrularını görmezden gelmek suretiyle vehimler üzerinden bir bakış açısı geliştirmeyi, devlet aklıyla bağdaştıramıyorum.” ifadesini kullandı.

  • Muharrem İnce yol haritasını açıkladı

    Muharrem İnce yol haritasını açıkladı

    CHP’den ayrılarak yeni parti kuracağı iddialarına “Parti kurmuyorum, yola çıkıyorum” yanıtını veren Muharrem İnce, düzenldiği basın toplantısında konuşuyor.

    Sözlerine “Herkes konuştu bilen de bilmeyen de… Bir tek Muharrem İnce konuşmadı, şimdi o konuşacak” diye başlayan İnce’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “Sorunlarını çözmek yerine erteleyen bir ülke haline geldik. Türkiye’deki muhalefet Mavi Vatan konusunda destek mesajı vermelidir. Halkı yoksullaştıran ekonomiyi buzdolabı satışına bağlayan bir cumhurbaşkanı var. Türkiye’yi bu noktaya lider partileri getirmiştir. Türkiye’de hem iktidar hem muhalefet sorunu vardır. Bu kötü gidişattan CHP de nasibini almıştır.

    Kurultayda CHP Genel Başkanı kimseyi dinlememiş, konuşup gitmiştir. Kurultay iradesini tanımayan bir genel başkanımız var artık. CHP, İçişleri Bakanlığı’na dilekçeyle kurulmuş bir parti değildir. Ayrılırken de dilekçeyle ayrılınmaz. Ayrılırsam da CHP’yi kurtarmak için ayrılırım. AKP çökecek ama Türkiye’nin üzerine çökecek. AKP çökerken CHP kurtarıcı görevi görmüyor.

    “BİN GÜNDE MEMLEKET”

    Parti içi demokrasi olmaması Türkiye demokrasisini çökertti. Ben gidersem ülke dağılır diyenlerle ben gidersem parti dağılır diyenlerin ortak noktaları koltuk sevdalarıdır. Türkiye seçeneksiz değildir, saray rejimine mahkum da değildir. Bugün başlattığımız hareketin adı “Bin Günde Memleket” hareketidir. Kadrosu Türkiye’nin sorunlarına kafa yoran çözüm üreten kişilerden oluşmaktadır.

    4 Eylül’de Sivas Kongresi’nin yıldönümünde Sivas’ta olup memleket hareketini başlayacağız. Bizim hareketimizde asla Atatürk düşmanları olmayacaktır. Nerede olursak olalım gönlümüz Atatürk’tedir. Bu hareket ayrımcılığa karşı çıkacaktır. Kadına şiddet ve çocuk istismarına en şiddetli şekilde karşı çıkacaktır. Anlattıklarım bir cumhuriyet öğretmeninin hayalleri değildir. Arkadaşlarımızla birlikte yollara düşeceğiz.”

    SEÇİM GECESİNE YÖNELİK İDDİALAR

    CHP 13 bin sandıkta gözlemci vermemiş. 4 milyon oy yapar bu. 4 milyon oyu sokağa bırakmışlar. Erdoğan 1.3 milyon oy az alsa seçim ikinci tura kalacaktı. 4 milyon oyu sokağa bırakmışlar benden milletin karşısına çıkıp yalan söylememi istiyorlar. Bana neredeydin diye soranlara krizi kötü yönetmiş olabilirim diyorum.”

    Bir CHP’li saraya gitmiş… İki gazeteciye de dava açtım, genel merkez açamadı. Gitsin dava açsınlar açamıyorlar, çünkü gazeteciden korkuyorlar.

    Muharrem İnce bu çıkışını bireysel ikbali için yapıyor diyorlar. CHP tam iktidara yürürken Muharrem İnce neden böyle yaptı? İktidara yürümek demek CHP Genel Başkanı’nın cumhurbaşkanı olmasıdır. Erdoğan’ın eski arkadaşlarından biri cumhurbaşkanı olacaksa ben buna iktidar demem. Bizim genel başkanın öyle bir iddiası yok. Böyle bir iddiası yoksa CHP’nin iktidara yürüdüğü hayaldir. Erdoğan’ı ben de indirmek istiyorum ama yerine CHP’li biri gelmeli. İktidara yürüme iddiası yok ortada.

    “YEREL SEÇİMİ HDP’LİLER KAZANDIRDI”

    CHP yerel seçimlerde başarısız mıydı? Hayır çok başarılıydı. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Hatay, Antalya’yı Kürt vatandaşlarımız, HDP’liler kazandırdı. Destek verdiler, aday çıkarmadılar. Ama CHP Kürt vatandaşlarımıza teşekkür edemedi. Bu başarıyı küçümsemiyorum ama Kürtleri yok sayamazsınız.”

    MUHALEFETİ BÖLECEK İDDİALARI

    Cumhur İttifakına gitmeyeceğim. Muhalefeti bölmüş olmam. Piyasada saray bunu destekliyor diyenler rant baronlarıdır. Yandaş medyanın bana yakınlığı gözlerimi yaşarttı. Beni ne kadar çok seviyormuşsunuz. Memleket hareketi başladığında ekranlarınızı ve sayfalarınızı bana kapatacağınızı biliyorum.

    Kurultayda bana yapılan saygısızlığa hiç takmadım. Çocuk değiliz.

  • Karamollaoğlu: “Hükümet yatırım ve ihracatı unuttu”

    Karamollaoğlu: “Hükümet yatırım ve ihracatı unuttu”

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, ekonominin içinde bulunduğu krizden bir türlü çıkamadığını ileri sürerek, “Hükümet, üretime dönük yatırımları, tarım ve sanayi yatırımlarını ve ihracatı unuttu.” dedi.

    Karamollaoğlu, partisinin eğitim merkezinde düzenlendiği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) Türkiye ve dünyada yeniden etkisini hissettirdiğini söyleyen Karamollaoğlu, salgının can almaya devam ettiğini belirtti.

    Vatandaşların bayramda sahillere akın ettiğini, maske ve sosyal mesafe kurallarının hiçe sayıldığını kaydeden Karamollaoğlu, “Bütün ikazlara rağmen bunların yapılması, bu ikazlara riayet edilmemesi hepimizi endişelendirdi. Doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız ise aylardır kendilerini tehlikeye atma pahasına fedakarca çalışmaktadır. Sağlık çalışanlarımızın bu gayretinin karşılığı devlet tarafından muhakkak verilmeli.” şeklinde konuştu.

    Karamollaoğlu, ikinci koronavirüs pandemi dalgasına karşı ekonominin ayakta kalabilmesi için hazırlıkların yapılması ve yol haritasının titizlikle hazırlanması gerektiğinin altını çizdi.

    Türkiye’de ekonomik sorunların devam ettiğini savunan Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

    “Ekonomimiz içinde bulunduğu krizden kendisini bir türlü çıkaramıyor. Hükümet, üretime dönük yatırımları, tarım ve sanayi yatırımlarını ve ihracatı unuttu. Şimdi milli gelir yerle bir oldu. Hiç milli gelirden bahsedeni görebiliyor musunuz iktidar partisi arasında? Millete her gün üst perdeden moral depolayarak ekonomi düzelmez.”

    Türkiye’nin suni gündemlerle meşgul edildiğini öne süren Karamollaoğlu, şunları kaydetti:

    “Ekonomi batıyor biz suni gündemlerle uğraşıyoruz. İktidarlar icraat yeridir, laf üretme yeri değildir. Ne dış politikada ne ekonomide ne eğitimde ‘bir şeyi de başardık’ diyebiliyor musunuz? O yüzden şu an Türkiye’yi kimsenin suni gündemlerle oyalama hakkı yok. Muhalefet burada sakın hataya düşmesin. Muhalefetin de bu noktada uyanık olması icap eder.”

  • İyi Parti: “Türk Lirasına sahip çıkılması konusunda güven verilmeli”

    İyi Parti: “Türk Lirasına sahip çıkılması konusunda güven verilmeli”

    İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı İsmail Tatlıoğlu, kısa vadede Cumhur İttifakı’nın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) bağımsızlığı konusunda kamuoyunu inandırıcı bir deklarasyon ilan etmesi gerektiğini söyledi.

    Tatlıoğlı, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hafta başından bu yana döviz kurlarında yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    Kısa vadede TCMB’nin ve ekonomi yönetiminin piyasanın güven duyacağı isimlerle değiştirilmesi gerektiğini belirten Tatlıoğlu, “Cumhur İttifakı’nın TCMB bağımsızlığı noktasında kamuoyunu inandırıcı bir deklarasyon ilan etmesi gerekiyor.” dedi.

    Kısa vadede sosyal güvenlik reformuna ve varlık fonunun denetime tabi tutulmasına ihtiyaç olduğunu aktaran Tatlıoğlu şöyle devam etti:

    ”Kamu özel iş birliği ödemelerini ve taahhütlerinin ödemeleri düzenlenmelidir. Türkiye’de Hazine’nin örtülü yahut açık tüm borç garantilerinin, risk yönetimi ilkelerine uyularak, yeniden gözden geçirilmesi ve Türk lirasına sahip çıkılması konusunda güven verilmelidir.”

    Türkiye’nin bir fakirleşme ve yoksullaşma süreci yaşadığına değinen Tatlıoğlu, 2008 yılında önce 10 bin 500 dolara ardından 12 bin dolara kadar çıkan kişi başına düşen milli gelirin de gerilediğini sözlerine ekledi.