Etiket: siyaset

  • Bahçeli Millet İttifakı’na Macaristan örneğiyle seslendi

    Bahçeli Millet İttifakı’na Macaristan örneğiyle seslendi

    MHP Lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, partisinin kurucu Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş’i ölümünün 25’inci yıl dönümünde anarak, “Bir ara bizim denizimizde yaşayıp, şimdilerde kendi yapay dereleriyle övünenlerin Merhum Türkeş Bey’i ağızlarına almaya ne hakları olacak ne de vefaları yetecektir” dedi.

    ‘MHP, BARAJLARLA SINIRLANAMAZ’

    MHP’nin 53 yıldır tuzakları bozduğunu ve Türk-İslam ülküsüne leke sürmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktığını kaydeden Bahçeli, “Çünkü davamızın hisarları duayla yapılmış, şehadetlerle karılmıştır. Dün haklıydık, bugün haklıyız, Allah kerim, Allah şahit, yarın da haklı çıkacağız. Buna karşılık hakkımızı yiyenlerle, halkımızı incitenlerle, hakikatimizi inkar edenlerle hem bu dünyada hem de Ruz-i Mahşer’de mutlaka hesaplaşacağız. İkazen söylüyorum, Milliyetçi Hareket Partisi yüzdelere sığmaz, oranlara sıkışmaz, barajlarla sınırlanamaz. Türklüğün baraja takılacağını ileri sürenler akıl dağılması yaşayan, aidiyet ve ahlak buhranı geçiren münafıklar korosu, müstevli kalıntılarıdır” diye konuştu.

    ‘ANKETLERİ YAPARKEN CHP’DE Mİ DOLAŞIYORSUNUZ’

    Ardından partisi hakkındaki anket sonuçlarına tepki gösteren Bahçeli, “Devamlı servis edilen ve sistematik hale gelen algı operasyonlarıyla kamuoyu nezdinde partimizin eridiğini, gerilediğini, inişe geçtiğini yazan, çizen ve açıklayan kokuşmuş araştırma şirketleri, alayınıza soruyorum, siz anketleri yaparken CHP Genel Merkezi’nde mi dolaşıyorsunuz? Yoksa Kandil’de mi geziyorsunuz? Biliyoruz ki, güvenirliği sıfırlamış anketlerin, ahlaken iflas etmiş anketçilerin MHP’nin hakkını teslim etmeleri eşyanın tabiatına aykırı bir hezeyandır. Vaki MHP düşmanlığı şeytani emellerin sipariş verdiği bir düşmanlıktır. MHP’ye düşmanlık Türkiye’ye karşı açılmış ihanet ve melanet cephesinin tahkimidir. Bizim bu kirli tahkimat karşısında yegane direncimiz imanımız, irademiz ve millet sevdamızdır. Bu vesileyle lejyoner anketçilere, onlara ümit bağlayan siyasi işbirlikçilerine diyorum ki, bizim ölümüz bile sizin dirinizi, sizin hepinizi, sizin topunuzu yerle yeksan etmeye çok şükür yetecektir” ifadelerini kullandı.

    ‘TÜRKİYE’DE GÖRÜŞMELER PEK ÇOK ÜLKEYİ ÜRKÜTMÜŞTÜR’

    Daha sonra Rusya-Ukrayna savaşına değinen Bahçeli, iki ülke arasındaki ateşkes görüşmelerine dikkat çekerek, “Burada asıl can alıcı husus, derinlemesine kazınması gereken püf nokta, Rusya ile Ukrayna arasında yeşeren ateşkes ve barış görüşmelerinin istikrarla mesafe aldığı bir zaman aralığında, sivil katliamların dünya kamuoyuna birden bire ve bomba gibi düşmesidir. Rusya Federasyonu yönetimi Buça’daki katliam iddialarının kurgu ve yalan olduğunu açıklamış, beklendiği üzere tekzip etmiştir. Ancak ABD’den Fransa’ya, Avrupa Birliği’nden (AB) NATO’ya kadar niyeti bildik ve tanıdık ülke ve kuruluşlar Buça’da savaş suçu işlendiğini alelacele duyurmuşlardır. İhtimalen ve ihtiyatlı şekilde söylersek, savaşın bitmesine tahammülü olmayan ülkeler iğrenç bir senaryoya bel bağlamışlardır. Rusya ile Ukrayna arasında süregelen müzakerelerin kesilmesini isteyenler vardır ve gün yüzündedir. Savaşın cari şiddet dozajının artışını hedefleyenler vardır ve açıktadır. Türkiye’nin kolaylaştırıcı diplomasi hamlelerinden, bölgesel ve küresel profilindeki yükselişinden, savaşan iki ülkeyle de doğrudan doğruya konuşabilme kabiliyetinden rahatsız olan bozguncular vardır ve bellidir. Özellikle geçtiğimiz hafta İstanbul Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi’nde Rusya ve Ukrayna temsilcilerinin Türkiye’nin arabuluculuğunda bir araya gelmeleri, doğrusunu isterseniz pek çok ülkeyi ürkütmüş, telaşlandırmıştır” dedi.

    ‘ARZUMUZ, PUTİN İLE ZELENSKİ’NİN TÜRKİYE’DE BİRBİRLERİNE EL UZATMALARI’

    Bahçeli, dünya üzerinde savaşın durmasına, silahların susmasına, masumların hayatta kalmasına Türkiye’den başka samimiyetle hizmet eden ikinci bir ülkenin olmadığını vurgulayarak, “Bizim arzu ve arayışımız bellidir. Putin ile Zelenski’nin İstanbul ya da Ankara’da bir araya gelip birbirlerine el uzatmaları, ezcümle bu savaşa son vermeleri mutlak beklentimizdir. Bu savaşın kaybedeni öncelikle Ukrayna, sonra da Rusya ve bu ülkelerin halklarıdır. Kimin ya da kimlerin stratejik kazançlar elde ettiği artık gizlenemez boyutlardadır. Ülkemiz barışın filizlenmesi için mücadele ederken, hem kendi güvenliğini, hem de dünya güvenliğini muhafaza için çabalamaktadır” diye konuştu.

    ‘ZİLLET İTTİFAKI, MACARİSTAN’A BAKIP SONUÇ ÇIKARMALI’

    Bir başka ele alınması gereken çarpıcı siyasi gelişmenin Macaristan’da yaşandığını dile getiren Bahçeli, “Başbakan Viktor Orban liderliğinde kurulmuş ittifak, muhalif altı partinin ittifakını ters köşeye yatırmış, Soros’u kendi ülkesinde boşa düşürmüş, AB’nin engellerini aşma becerisi göstermiş ve dördüncü defa seçimlerde zafer kazanmıştır. Dış destek ve tazyiklerin işe yaramadığı, başkalarına kurşun askerlik yapanların sonunun iyi olmadığı Macaristan örneğiyle bir kez daha anlaşılmıştır. Ümit ve temenni ederim ki, içimize yuvalanan zillet ittifakının Macaristan’a bakıp sonuç çıkarması, ders ve ibret almasıdır. Milletin dışında ikinci bir dayanak, ikinci bir egemen, bir başka karar ve irade kudreti yoktur, arayanlar, himaye altına girmeye özenenler zilletin ta dibindedir” ifadelerini kullandı.

    ‘HAYAT PAHALILIĞI GEÇİCİDİR’

    Bahçeli, mart ayı enflasyon rakamlarını ilişkin de, “Bugünkü şartlarda enflasyon artmış olabilir, hayat pahalılığından şikayet ve sızlanmalar da görülebilir ama Allah’ın izniyle bunların hepsi geçicidir. Daha huzurlu, daha güvenli, daha müreffeh günlere ulaşabilmek için sabırla, sağduyuyla ve metanetle tarihi yolculuğumuza devamdan başka seçeneğimiz yoktur. Hiç kimsenin mağdur olmasını istemeyiz. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmasına göz yumamayız. Allah nimetin kefilidir, bugün elimizde yoksa, yarın olacağına inanırız. Ancak pirenin deve yapılmasına, bir kaşık suda fırtınalar koparılmasına asla duyarsız, asla ilgisiz kalmayız, kalamayız. CHP’nin, İP’in ve diğer güdümlü zillet partilerinin küresel ekonomideki sarsıntıların Türkiye’ye yansımasından rant devşirme gayesi ve bunu istismar etme hırsları hastalıklı bir siyasettir” dedi.

  • Karar Resmi Gazete’de! Bursa kaç milletvekili çıkaracak?

    Karar Resmi Gazete’de! Bursa kaç milletvekili çıkaracak?

    Milletvekillerinin illere göre dağılımını içeren Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görev yapacak 600 milletvekilinin illere göre dağılımı netleşirken, kararda, seçimde hangi ilden kaç milletvekili çıkarılacağı ve illerin kaç seçim bölgesinden oluşacağı aktarıldı.

    ANKARA VE İSTANBUL’DA MİLLETVEKİLİ SAYISI

    Dağılımın ve oluşturulan seçim bölgelerinin, Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) alınan güncel nüfus verilerine göre yapıldığı belirtildi. Yayımlanan 124 numaralı YKS kararında, 18’den fazla milletvekili çıkaracak olan Ankara ve İstanbul’un 3 seçim bölgesine, İzmir ve Bursa’nın 2 seçim bölgesine ayrıldığı aktarıldı.

    Diğer illerin ise 18’den az milletvekili çıkardığı için tek bölge halinde seçime gireceği ifade edildi.

    İZMİR VE BURSA’DA 2 BÖLGE

    Buna göre; Ankara 3 seçim bölgesinden toplam 36, İstanbul 3 seçim bölgesinden toplam 98, İzmir 2 seçim bölgesinden toplam 28 ve Bursa 2 seçim bölgesinden toplam 20 milletvekili çıkararak TBMM’ye gönderecek.

  • Son seçim anketinde dikkat çeken sonuç

    Son seçim anketinde dikkat çeken sonuç

    Seçim anket sonuçları gelmeye devam ediyor. 2023 seçimleri için geri sayım başlarken, AK Parti ve MHP’nin TBMM’ye sunduğu Seçim Yasası teklifi, ‘erken seçim’ tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Ankara kulislerindeki hareketlilik artarken son seçim anketinin sonuçları dikkat çekti.

    SON SEÇİM ANKETİNİN SONUÇLARI

    Gezici Araştırma Merkezi Başkanı Murat Gezici, Seçim Kanunu’nda yapılan düzenlemeleri ve seçmenin tavrını Cumhuriyet Gazetesine değerlendirdi. Son yaptıkları seçim anketinin sonuçlarını da paylaşan Gezici, seçimin ikinci tura kalması halinde adayların alacakları oy oranlarını açıkladı.

    GEZİCİ: “İTTİFAK MODELİ GEÇERSİZ KALACAK”

    Gezici, yeni sistemin partilerin ittifak modelini geçersiz hale getireceğini söyleyerek, “Yüzde 7’lik oy oranına ulaşamayan partiler, yer aldıkları ittifakın artık oylarından yararlanamayacak, parlamentoda kendilerine yer bulamayacaklar. Bu yüzden yeni sistem, partilerin ittifak çatısı altında toplanmalarını, yani ittifak modelini geçersiz hale getiriyor” ifadelerini kullandı.

    ERDOĞAN İLE KILIÇDAROĞLU ARASINDAKİ FARK İKİNCİ TURDA YÜZDE 5

    Murat Gezici, son anket sonuçlarına göre, seçimin ikinci tura kalması halinde olası senaryoyu şöyle açıkladı:

    “Halka, ‘Cumhurbaşkanı ilk turda belirlenemeyip ikinci tura Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan kalsa kime oy verirsiniz?’ diye sorduk. Katılımcıların yüzde 47,2’ si Erdoğan’a, yüzde 52,8’si Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini söylediğini gördük. İYİ Partililerin yüzde 94’ü, DEVA Partililerin yüzde 92’si; Gelecek Partililerin yüzde 88’i ‘Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veririm’ yanıtını verdi.”

  • Akşener’den Tansu Çiller açıklaması

    Akşener’den Tansu Çiller açıklaması

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, siyasete döneceği konuşulan eski başbakanlardan Tansu Çiller’le ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı. “Tansu Çiller denilince benim aklıma Meral Akşener geliyor” yorumuna yanıt veren İYİ Parti lideri, “Çiller deyince benim aklıma ise Tayyip Erdoğan geliyor” diye konuştu.

    FOX TV’de gazeteci İsmail Küçükkaya’ya konuk olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “maaşını az bulan doktorlar”la ilgili kullandığı ifadelere tepki gösteren İYİ Parti lideri Akşener, “Daha düşük alan doktorlarla diğerlerini karşı karşıya getiriyor. ‘Giderlerse gitsinler’ diyen bir Cumhurbaşkanı var. İnanamadım. Bu bilinçli yapılan bir iş.” diye konuştu. Gazeteci Ahmet Hakan’ın “Tansu Çiller deyince neden benim aklıma Akşener geldi” sözlerine de yanıt veren Akşener, “Çiller deyince benim aklıma Tayyİp Erdoğan geliyor.” diye konuştu.

    Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle :

    “Biz sabah erken geldik, yolda herhangi bir kapalı alan yoktu. Buraya gelmeden önce Sayın İmamoğlu ile görüştüm. Kendisinin AKOM’da çalışmalara devam ettiğini söyledi ve İstanbullular’dan bir ricası oldu. İmamoğlu, İstanbul halkının mümkün olduğunca trafiğe çıkmamasını rica etti. Çok zorunlu durumlarda dışında da evde kalmalarını rica etti. Devletin kurumlarında muhalefet-iktidar diye bir şey olmaz. İktidar muhalefetin gücünden artı devriş yapmamalıdır. Sahada çalışan insanlara başarılar biliyorum. Bu sefer vatandaş öncesinden bilgilendirdiği için umarım kötü durumlar oluşmaz. Yüksek katlarda da koordinasyonlu çalışılmasını rica ediyorum.

    RUSYA’NIN UKRAYNA’YI İŞGALİ

    Keşke Antalya’daki görüşmeden bir sonuç çıksaydı, çok mutlu olurduk. Yan yana gelinmesini sıfır noktasında değerlendirmiyorum, güzel adımlar. Ama sonuç çıkmasını umut ederdim. Neoliberalizm denilen kapitalizmin yeni bir yöne evrildiği süreçte otoriter rejimlere Batı dünyası gözlerini kapattı ve oraları ucuz birer üretim üssü gördü. Tüm otoriter rejimlere kol kanat gerdi ve gözlerini kapattı. Ucuz iş gücü ve üretime odaklandı. Böyle olunca otoriter yönetimler yayılmaya başladı ve gelinen noktada Ukrayna’nı işgale kalkışan bir Putin ortaya çıktı. Zelenskiy açık bir şekilde “Ben seçilirsem NATO’ya gireceğim” demiş ve vatandaş yüzde 70 oy vermiş. Putin diyor ki “hayır sen bunu yapamazsın, ben seni işgal ederim.” Sen daha önce de Kırım’ı işgal ettin. Böyle bir çerçevede bizim bunu anlamamız mümkün değil. Batı dünyası ise dediğimiz çerçeveden baktığı için bu olayda sınıfta kaldı.

    ERDOĞAN’IN “NE RUSYA’DAN NE UKRAYNA’DAN VAZGEÇEMEYİZ” AÇIKLAMASI

    Vazgeçmemek başka bir şey, Ukrayna’ya yönelik haksız bir işgal var biz ne yapabildik? Bu asimetrik ilişkide hiçbir şey yapamadık. Tavşan kaç tazı tut’ böyle bir anlayış olamaz. Tavrımızı koyabilmeliyiz.

    ZEYTİN AĞAÇLARI KONUSU

    Biz sizinle epeyi program yaptık ve her programda tarım konuştuk. Bu savaşta ortaya ne çıktı? Bizim Rusya’ya ne kadar bağımlı olduğumuz ortaya çıktı. Ukrayna’ya da ayçiçek bağımlılığımız ortaya çıktı. Çiftçi pahalıya ürettiği için üretimden çekildi. Türkiye her türlü üretimden ve özellikle tarım üretiminden çıktı. Koronavirüs nedeniyle ders alırlar zannetmiştik. Gıdaya ulaşım bir milli güvenlik sorunudur diye inanarak konuşmuşuz ve bunun üstüne sen zeytini ortadan kaldırıyorsun. 300-500 yıllık ağaçları söküp maden çıkaracaksınız, sonra onu yerine koyacaksınız. Bunun böyle olabileceğini söylemek bize, Türkiye’de yaşayan herkese hakarettir. Milletin adamıydı yandaşın adamı haline geldi. Kendisine önerilen her şeye “tamam” diyor ve yürüyor. Tarımı ve ekonomiyi yönetenlere baktığınızda durum içler acısı.

    Tarım Bakanı gitti, yıllardır tarım zararlısı olduğunu söylüyorduk. Yeni gelen bakan umuyorum ki giden arkadaşın yakıp yıktığı her şeyi gündeme alır ve düzeltmek için bir şeyler yapar.

    ÇOCUK BEZİNDE KDV TARTIŞMASI

    Çocuk bezinde KDV sıfırlansın dedik. AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Türkiye’nin geldiği noktada vatandaş unutulup gidiyor. Yoksul kadınlarla görüşüyorum, tablo çok üzücü.

    “ERDOĞAN ÖZÜR DİLEMELİ”

    Erdoğan çıkıp ‘milletim özür dilerim elimi soktum bu işe olmadı’ demeli. MB ve ekonominin başına hesap verebilir insanlar getirmeli ve hiçbir şeye karışmıyorum demeli. Göreceksiniz her şey düzelir. Arkadaşımız ‘bay uzman’.

    ERDOĞAN’IN DOKTORLARLA İLGİLİ SÖZLERİNE TEPKİ

    En son doktorlar işte. Erdoğan düzenli olarak düşman ilan eder. 2002’de doktorların hiçbir işe yaramadığını iğnelerini hemşerilere yaptırdığını söylemişti. Daha düşük alan doktorlarla diğerlerini karşı karşıya getiriyor. ‘Giderlerse gitsinler’ diyen bir Cumhurbaşkanı var. İnanamadım. Bu bilinçli yapılan bir iş.

    Erdoğan iktidara ilk geldiğinde doktorların hiçbir işe yaramadığını, iğnelerini hemşirelere yaptırdığını söylemişti. Hemşire ve doktorları karşı karşıya getirmek istedi. Halbuki koronavirüste tüm sağlık çalışanlarının bizim için ne kadar önemli olduğunu gördük. Ama bu arkadaş böler.

    AHMET HAKAN’A TANSU ÇİLLER YAZISI

    Ahmet Hakan’ın bugünkü yazısını canlı yayında Akşener’e gösteren İsmail Küçükkaya, Hakan’ın ‘Tansu Çiller deyince neden benim aklıma Akşener geldi’ dediğini aktardı. Bunun üzerine Akşener, “Ahmet Hakan yanılıyor, 21 yılın sonunda Tansu Çiller deyince benim aklıma Tayyip Erdoğan geliyor.” dedi.

    ARTAN AKARYAKIT FİYATLARI

    Demin Rusya’dan bahsettik. Rusya’nın yayılmacı bir politikası var. Kırım’la başladı Ukrayna’yı dahil ediyor. 650 milyar dolar parayı kenara koydu diye bir bilgi var. Devreye sokabileceğimiz fonlar gitti. Dolar aldı başına gitti. Bütün bunları özü, iş bilmezlik, israf, yolsuzluklardır. Siz köylüyü tarlasından ettiğiniz bir süreçte nasıl insanlara par kazandıracaksınız. O insan şehre gelmek zorunda kalıyor ve başka bir sorunla karşı karşıya kalınıyor.

    Katma değerle üretim yapılan bir sisteme geçilmesi lazım. Türkiye betona yatırım yaptı. Ortaya 5 tane şirket çıktı. Korunan bir insan grubu çıktı. Köprüler Demirel’in Özal’ın yapığı köprüde verilen paraya bakın ve şimdikilere bakın.

    “GRUP TOPLANTILARINDA MİZAHLA ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM”

    İsmail Küçükkaya “İlginç bir siyaset söylemi geliştirmişsiniz? Ne demek istiyorsunuz?” diyerek İYİ Parti grup toplantısından görüntüler gösterdi. Bunun üzerine Akşener;

    Güleriz ağlanacak halimize demek istiyorum. Çok acıtıcı şeyleri biraz da mizahla anlatmaya çalışıyorum. 4 ilim kaldı dolaşacağım. Bir eve gittim kadın ‘böbreğimi satsam kaç para eder’ dedi. Çocuğu kucağıma alıyorum zayıf , kemikleri sayılıyor.

    Mizahla anlatmaya çalışıyorum. Gerçekten kötü durumumuz gelir düzeyi açılmış. Bir eve girdim. Satın almışlar evi. Eşi ölmüş. Emekli maaş 2 bin 400 lira. Evin ödemesi 2 bin. İki çocuk var. Gelen fatura 200 lira. Anlatabiliyor muyum orta sınıf bitti. Derin bir yolsuzluk var.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de düzenlenen AK Parti Grup Toplantısı’nda açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada muhalefetin önemine dikkat çekti. Erdoğan, ”Ancak karşımızda bırakın milleti kendine bile hayrı olmayan bir CHP vardır. Bu CHP peşine taktığı bir 28 Şubat ittifakı kurdu” diye konuştu. Erdoğan, enflasyonun sadece Türkiye’ye mahsus bir durumu olmadığını gelişmiş ülkelerinde aynı sıkıntıyla boğuştuğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısında yaptığı açıklamada akaryakıt fiyatlarındaki artışa değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin emtia fiyatlarını yükseltmesi ülkemizde de enflasyonu etkiliyor. Petrol fiyatlarındaki yükselişin akaryakıt fiyatlarına yansımasını yakından takip ediyoruz.” diye konuştu.

     

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. 6 muhalif partinin bir araya gelerek mutabakata varmasını sert sözlerle eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı adayları bile belli değil ama başbakanlık pazarlığına girdiler. Bu gülünç orta oyunu bile milletimizi nasıl kandırmaya çalıştıklarının göstergesidir.” ifadelerini kullandı. Akaryakıt fiyatlarındaki artışa da değinen Erdoğan, “Yakından takip ediyoruz” dedi. Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşı ve sonrasında yaşanan gelişmeleri endişeyle karşıladıklarını belirten Erdoğan, “Kendi çıkarları için dünyayı ayağa kaldıranlar 11 yıldır bölgemizdeki katliamları uzaktan seyrediyorlar. Nereye baksak orada bir avuç azınlığın hırsı uğrunda masumların can verdiğini görüyoruz.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle:

    Milletvekillerimiz ile artık gelenek haline getirdiğimiz kahvaltılı istişare toplantılarımızın yeni turunu sürdürüyoruz. TBMM çalışıyor, üretiyor, ülkemize hizmet ediyor. Katkıda bulunan her bir vekilimize şükranlarımı sunuyorum.

    “28 ŞUBAT İTTİFAKI KURDULAR”

    İktidarın olduğu yerde elbette muhalefet de bulunacaktır. Türkiye’nin talihsizliği muhalefet sıfatını hak edecek bir muhalefet liderliği ve organizasyonundan uzak bulunmasıdır. Girdiği 16 seçimin tamamında hezimete uğrayan CHP kendini geliştirmek yerine sürekli geriye gitmiştir. CHP, şimdi peşine taktıkları ile 28 Şubat ittifakı kurdu. Güya seçimi kazanınca yönetim sistemini değiştirecek, dünyayı güzelleştirecekmiş. Biz iddialı bir parti olarak karşımızdaki muhalefetin de iddialı olmasını isteriz. Karşımızdaki ittifak bizi kah güldürüyor, kah hayrete düşürüyor, kah hüzünlendiriyor.

    Dünyanın içinden geçtiği şu dönemde gereken cesaretli adımları nasıl atacaklarını doğrusu merak ediyoruz? Yolun başında birbirlerine bu kadar güvensiz olanlar ne yapacaklar merak ediyoruz?

    28 Şubat İttifakı’nın karşı çıktığı hususlara bakınca Türkiye’nin küresel kazanımlarından vazgeçeceklerini görüyoruz.

    “CUMHURBAŞKANI ADAYLARI BİLE BELLİ DEĞİL”

    Daha şimdiden dev yatırımları yapan müteahhitleri tehdit etmek sureti ile, ‘Sakın ha’ diyen bir muhalefetin örneğini görmedik, duymadık, bilmiyoruz. Bu nasıl bir anlayıştır, nasıl bir yaklaşımdır? Enflasyonu nasıl düşürecekleri ile ilgili herhangi bir program önerilerini görmedik. Tek işleri koalisyon güzellemesi yapmak. Daha Cumhurbaşkanı adayları bile belli değil ama başbakanlık pazarlığına girdiler. Bu gülünç orta oyunu bile milletimizi nasıl kandırmaya çalıştıklarının göstergesidir.

    “YAĞ ÜZERİNDEN KARA BULUT TOPLAMAYA ÇALIŞAN BUNLAR”

    Dün Gezi olaylarında ekonomiyi batırın çağrısı yapan bunlardı. Bugün yağ üzerinden ülkenin üzerine kara bulut toplamaya çalışanlar yine bunlar.

    Biz eser ve hizmet yarışına gireceğimiz bir muhalefet arıyoruz. Biz yıkmanın değil yapmanın hedefi ile yapılacak bir siyasetin peşindeyiz.

    EKONOMİDEKİ GELİŞMELER

    Kurdaki yükselişten, EMTIA fiyatlarının artışından kaynaklanan bir hayat pahalılığı ile karşı karşıyayız. Dünyada da böyle bir durum var. Bu süreçte Türkiye, üretim ve istihdam gücü ile şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha göstermiştir. Küresel ekonomi 3.1 daralırken, Türkiye 2020 yılında 1.8 büyüdü. Büyüme gerçekleştiren Çin ile birlikte iki ülkeden biri olduk. Hızla artan girdi fiyatlarına rağmen Türkiye ekonomisi yüzde 11 ile 2021 yılında son 10 yılın en büyük büyüme oranına ulaşmıştır. Kişi başına düşen milli gelirimizin döviz kurundaki yükselişe rağmen bir önceki yıla göre 900 dolar artarak 9 bin 535 dolar olarak gerçekleşmesi de önemli bir gelişmedir.

    AKARYAKITTAKİ ARTIŞ

    Geçtiğimiz aralık ayı itibarıyla istihdam 30 milyonu aşarak tarihi bir seviyeye çıkmıştır. Rusya-Ukrayna savaşı ülkemizde de enflasyonu olumsuz etkiliyor. Çok sayıda adım attık, atıyoruz, atacağız. Elektrikte ve doğal gazda sübvanseler ile vatandaşımızı korumayı sürdürüyoruz. Akaryakıttaki artışı da yakından takip ediyoruz. Sondaj gemilerimizi inşallah 5’e çıkarıyoruz. Sondaj çalışmalarında çok daha güçlü bir hale gelmiş olacağız. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaları mercek altına aldık, gereken neyse yapıyoruz.

    “BÖLGEMİZDEKİ KATLİAMLARI UZAKTAN SEYREDİYORLAR”

    Komşumuz Suriye’de 1 milyon insanın hayatına mal olan kriz halen devam ediyor. Burada da kimlerin aktör olarak yer aldığını gayet iyi biliyorsunuz herhalde. Lübnan’dan Irak’a, Afganistan’dan Libya’ya kadar gönül coğrafyamızın dört bir yanında kan, gözyaşı, çatışma hakimdir. Nereye baksak orada bir avuç azınlığın hırsı uğrunda masumların can verdiğini görüyoruz. Bu vicdansızlıktan ne yapıp yapıp biz barışın çocuklarını yeniden inşallah ihya etmeliyiz. Görevi küresel güvenlik olan kuruluşlar maalesef kıllarını dahi kıpırdatmıyor. Nerede bu dünyada gücü elinde olduğunu söyleyen ülkeler? Sadece bol bol nasihat çekiyorlar. Herhangi bir insani destek yok. Kurtarma adına bir adım yok. Kendi çıkarları için dünyayı ayağa kaldıranlar 11 yıldır bölgemizdeki katliamları uzaktan seyrediyorlar. Güya zengin devletler kınama mesajları dışında zulme ses çıkarmadılar. Ülkemizin operasyonlarını engellemeye çalıştılar. Bu süreçte sadece yalnız bırakılmadık, gizli açık tehdit, şantaj ve ambargoya da maruz kaldık.

    YASAK KARARINA SERT TEPKİ: “BÖYLE SAÇMALIK OLUR MU?”

    Almanya’da orkestra şefi Putin’in arkadaşı ile görevine son veriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Dostoyevski’nin eserlerine yasak getiriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Bunun Bağdat’taki kütüphaneleri yakıp yıkan Hülagü’den ne farkı var? Türkiye olarak ilk günden itibaren soğukkanlılığı elimizden bırakmadık. Kapımızdaki insanların hiçbirinin diline, ten rengine bakmadık. Gözlerinin rengine bakmadık. Bu ne saçmalıktır.

    “SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ”

    Şimdiden 2 milyon insan evlerini terk etti. Böyle gitmesi halinde rakamın 5-10 milyonu bulması yakındır. Aralarında sivillerin de olduğu binlerce insan hayatını kaybetti. Diğer savaşlarda olduğu gibi bunda da acıyı savunmasız kadınlar ve masum çocuklar çekiyor. Bize ve tüm insanlığa savaşın gerçek yüzünü bir kez daha gösteriyorlar. Savaş ve savaşların kazananı kesinlikle olmaz. Kalbinde merhamet olan birinin çocukların yüzündeki o korku ve dehşeti görüp de hüzün duymaması mümkün değil. Şimdiye kadar insani yardımdan diplomatik temaslara birçok adım attık. Bazı liderler ile bir, bazıları ile birkaç kez görüşme fırsatımız oldu. Stoltenberg, Lukaşenko, Aliyev, Zelenskiy, Charles Michel, Vucic, Trudeu, Putin ile defalarca görüşmek sureti ile defalarca görüşerek süreci barış ile çözmek için çaba gösterdik.

    ANTALYA’DAKİ RUSYA – UKRAYNA ZİRVESİ

    (Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba görüşmesi) Yarınki görüşmenin kalıcı ateşkese kapı aralamasını ümit ediyorum. Bu kritik görüşme öncesinde sivillerin tahliyesi için ilan edilen ateşkesi de memnuniyetle karşılıyoruz. Ülkemize giriş yapan yabancı sayısı 20 bine yaklaştı. Bugüne kadar Ukrayna’ya 23 tır yardım malzemesi gönderdik. Önümüzdeki günlerde bu rakam 39 tıra çıkacak.

    Türkiye son 10 yılda kriz çözme becerisini geliştirmiş bir ülkedir. Sınırlarımızı korurken, bölgesel güçlere karşı çıkarlarımızı savunurken, ekonomimizi çökertme girişimlerini boşa çıkartırken hep bu anlayışla hareket ettik. Özellikle ekonomide yaşanan dalgalanmaların günlük hayatımızda yol açtığı sorunların geçici olduğuna yürekten inanıyoruz. Gereken her türlü hazırlığı yapıyoruz. Milletimden sabırlı olmalarını, soğuk kanlı davranmalarını, bize güvenmeye devam etmelerini istiyorum.

    Bugün İsrail Cumhurbaşkanı misafirimiz olacak, yarın Azerbaycan Cumhurbaşkanı misafirimiz olacak, pazar günü Yunanistan Başbakanı misafir olacak. Bu haftayı da yoğun olarak devam ettireceğiz. Antalya’daki formda da birçok liderlerle vs. görüşmelerimiz olacak.

  • Kabine toplanıyor! Gündemde Ukrayna krizi var

    Kabine toplanıyor! Gündemde Ukrayna krizi var

    Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bugün toplanacak. Toplantının ana gündeminde Ukrayna’da yaşanan gelişmeler olacak.

    Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı Ankara’nın yakın takibinde.

    Rusya’nın saldırısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılacak Kabine toplantısının ana gündem maddesi olacak. Toplantıda Rusya’nın saldırısının sona erdirilmesi adına ara buluculuk dahil atılabilecek adımlar konuşulacak.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bakanların bu konuda mevkidaşları ile yürüttüğü diplomatik temaslar ele alınacak.

    Ukrayna Ankara’dan, Montrö Sözleşmesi uyarınca boğazların Rus Savaş gemilerine kapatılmasını talep ediyor.

    O talebin de toplantıda masaya yatırılması bekleniyor. Ukrayna’daki Türk vatandaşlarının tahliyesine yönelik yürütülen çalışmalar da görüşülecek.

    Toplatının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milleti Sesleniş konuşması yapacak.

  • Ali Babacan partisinin Bursa kongresinde konuştu

    Ali Babacan partisinin Bursa kongresinde konuştu

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Rusya- Ukrayna savaşıyla ilgili “Karadeniz, Avrupa ve Dünya, sonunu öngöremediğimiz bir yola girerken, sözde arabuluculuk rolünü üstlenen ama ne hikmetse Afrika gezmesine çıkan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, hala Ukrayna ile ilgili net ve keskin tavrını ortaya koyamadı” dedi.

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Nilüfer İlçe Kongresi’ne katılmak için Bursa’ya geldi. Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenlenen kongreye katılan Babacan, burada Rusya- Ukrayna savaşına ilişkin “Yanı başımızda bir ülkenin, bir başka ülkeyi işgal ettiğine tanık olduğumuz günlerden geçiyoruz. Geçtiğimiz gece Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısının yapıldığı saatlerde, Ukrayna’yı işgale başladı. Rusya, sadece uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmekle kalmadı, kurallara dayalı, öngörülebilir bir dünya düzenine de karşı olduğunu ortaya koydu. Biz DEVA Partisi olarak bombalar, sirenler ve postal sesleriyle güne uyanan Ukrayna halkının, amasız ve fakatsız yanındayız. Amasız ve fakatsız. İkirciksiz. Çünkü birileri postal sesleri Doğu’dan gelince heyecana kapılıyor, çoktan tarihe gömülmesi gereken emperyal hayallerle yatıp kalkıyor, ülkemizin tarihi ittifaklarını temelinden sarsmak istiyor. Ama bizim için aslolan ilkelerdir. Aslolan değerlerdir. DEVA Partisi, tepki vermek için kurşunu kimin sıktığına bakmaz, postal sesleri nereden geliyor diye beklemez. Uluslararası hukuku çiğneyen her kimse, onun karşısında durur. İlkelerine sıkı sıkı sarılır. Karadeniz, Avrupa ve Dünya, sonunu öngöremediğimiz bir yola girerken, sözde arabuluculuk rolünü üstlenen ama ne hikmetse Afrika gezmesine çıkan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, hala Ukrayna ile ilgili net ve keskin tavrını ortaya koyamadı” diye konuştu.

    ‘RUSYA- GÜRCİSTAN GERGİNLİĞİNDE ETKİN ARABULUCULUK YÜRÜTTÜK’

    Babacan, “Adını koyalım, önünü öngöremeyen, yokuş aşağı yuvarlanan, kemer takmayan, hatta arabada kemer olmadığını bile fark etmeyen bir yönetimle karşı karşıyayız. Bakın, ben bu ülkeye hem Dışişleri Bakanı hem de ilk Avrupa Birliği Baş Müzakerecisi olarak hizmet ettim. O dönemde sadece 2 yılda 132 yurt dışı program yaptım. 2 yılda 202 Dışişleri Bakanı ziyaretinde ev sahipliği yaptım. Uluslararası alanda olmadığımız masa yoktu. Stratejik ve önemli tüm süreçleri ülkemizin çıkarlarına uygun olarak yürüttük. Dürüst ve ehil kadrolarla birlikte, Türkiye’nin itibarına itibar kattık. Hatta benzer bir süreç Rusya- Gürcistan arasında yaşandığında çözümün parçası olduk. Etkin bir arabuluculuk görevi yürüttük. Afrika’da filan değil, olay yerindeydik. Ve nihayetinde barışın tesisine katkı verdik. Dış politikada güvenilir ve itibarlı bir ülke olmanın verdiği özgüvenle, sözümüzün gücüyle hareket ettik. Şimdi bugün Ukrayna işgal ediliyor. Rusya uluslararası hukuku tanımayan, insanlık dışı adımlar atıyor. İktidar pasif birkaç açıklama ile süreci izlemekle yetiniyor” dedi.

    ‘ÇÖZÜMÜN YOLU MÜZAKEREDİR’

    DEVA Partisi olarak pozisyonlarının net olduğunu belirten Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ukrayna’nın siyasi birliği, toprak bütünlüğü ve uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm hakları kesinlikle korunmalıdır. Çözümün yolu kaba kuvvet değil, müzakeredir. Hem bölgemiz hem de tüm dünya için son derece kaygı verici bir süreçten geçiyoruz. En çok da Ukrayna halkının, çoluk çocuk milyonlarca insanın hayatını etkileyen bir süreçten geçiyoruz. Türkiye, Ukrayna’daki savaşa karşı çözüm için, çözümden yana taraf olmalı. Kriz derinleşmeden, daha ağır kayıplar yaşanmadan, çatışmalı sürecin sona erdirilmesi için çalışmalıdır.”

    Kongreye tek aday olarak giren mevcut başkan Mine Rana Kahramanoğlu, yeniden DEVA Partisi Nilüfer İlçe Başkanı seçildi.

  • Bahçeli: Erdoğan’ın adaylığına engel yok

    Bahçeli: Erdoğan’ın adaylığına engel yok

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır” dedi.

    MHP lideri Bahçeli, partisince Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen milletvekilleri ve Merkez Yönetim Kurulu toplantısında, gelecek yıl yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili konuştu. Bahçeli, “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız nettir, o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. İnanıyorum ki, 2023 yılının Haziran ayında yapılacak seçimde Sayın Erdoğan açık ara farkla seçimi kazanacak ve Cumhur İttifakı da yeni bir zafere imza atacaktır” dedi.

    Bahçeli, bazı çevrelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar aday olamayacağı yönünde propagandalara başladığını belirterek, şunları kaydetti:

    “Bir defa bu iddianın yasal ve anayasal hiçbir temeli, hiçbir nesnel gerçekliği yoktur. Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı’dır. Ve tekrar aday olmasının önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır. Şayet bu maksatlı ve mesnetsiz tartışma genişletilip, Sabih Kanadoğlu ve buna benzer kuşkulu isimler ortamı germeye kalkışırlarsa üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekten kaçınmayız, çekinmeyiz, geri durmayız. Nitekim Cumhurbaşkanı’nın en az üç dönem seçilebilmesi amacıyla gerekli yasal düzenlemenin yapılmasına var gücümüzle çalışır, bunu da başarırız. Hiç kimse bulanık suda balık avlamasın, kutuplaşmadan rant devşirmenin hevesine kapılmasın, Sayın Erdoğan’ın önünü keseceğini zannetmesin, ham hayal peşinde de koşmasın.”

  • Kılıçdaroğlu’ndan Cumhurbaşkanı adayı açıklaması

    Kılıçdaroğlu’ndan Cumhurbaşkanı adayı açıklaması

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının siyasetçi olması gerektiğini belirterek popüler bir isim seçme düşüncelerinin olmadığını söyledi.

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıdaki yemeğine ilişkin MOBESE görüntülerinin ortaya çıkması yeni bir tartışma başlattı.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da olaya tepki gösterdi.

    ”YASA DIŞI YOLLARA BAŞVURUYORLAR”

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, hükümeti yasa dışı yollara başvurmakla suçladı.

    Yasa dışı yollarla delil üretilmek istendiğini savunan Kılıçdaroğlu, telefon dinleme iddiasını da yeniden gündeme getirerek ”Demokrasilerde bu kabul edilemez. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, biz yasa dışı hiçbir olayın içinde değiliz” dedi.

    MİLLET İTTİFAKI’NIN CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM OLUR?

    Birgün gazetesine konuşan Kılıçdaroğlu’na, Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmaları da soruldu.

    ”POPÜLER İSİM DÜŞÜNCEMİZ YOK, ADAY SİYASETÇİ OLMALI”

    Kılıçdaroğlu “Çok popüler bir ismi getirip Cumhurbaşkanı seçelim diye bir düşüncemiz yok. Devlet siyasal bir organ, adayın siyasal organı iyi tanıyan bir siyasetçi olması lazım” ifadesini kullandı.

    CHP lideri, Millet İttifakı’nın genişlemesi ve isim değişikliği tartışmasını da değerlendirerek ”İttifakı oluşturan bileşenlerin tamamı karar verir” diye konuştu.

  • Seçmen parmak boyası uygulamasını istiyor

    Seçmen parmak boyası uygulamasını istiyor

    MetroPOLL Araştırma’nın yayınladığı yeni araştırma sonuçlarına göre, seçimlerde oy güvenliğini sağlamak için parmak boyası kullanılmasını isteyen vatandaşların oranı 75.3 iken parmak boyasını istemeyen vatandaşların orası ise 20.3 olarak açıklandı.

    MetroPOLL Araştırma’nın Kurucusu ve Yöneticisi Ozer Sencar sosyal medya hesabından yapılan yeni anket sonuçlarını yayınladı.

    Vatandaşa ”Seçimlerde birden fazla oy kullanılmasını engellemek için parmak boyası kullanılsın mı?” sorusu yöneltilip alınan cevaplar parti seçmenlerine göre ayrıldı.

    DÖRTTE ÜÇÜ BARMAK BOYASI İSTİYOR

    Araştırma sonucuna göre yüzde 75’lik çoğunluk seçimlerde birden fazla oy kullanmayı engellemek için parmak boyasının kullanılmasını desteklemektedir.

    ”Hayır kullanılmamalı” diyenlerin oranı yüzde 20.3 olurken, ”Fikrim yok” seçeneği yüzde 4.4’lük bir orana sahip oldu.

    PARTİLERE GÖRE DAĞILIMI

    • Vatandaşa yöneltilen ”Bu Pazar bir Milletvekili seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu üzerinden yapılan değerlendirmeye göre;
    • AK Parti seçmeninin yüzde 66,1’i ‘Evet kullanılmalı’ derken yüzde 30,4’ü ‘Hayır kullanılmamalı’ yanıtını verdi. Yüzde 3,5’lik kısım ise ‘Fikrim yok’ dedi.
    • CHP seçmeninin yüzde 79,2’lik kısmı ‘Evet kullanılmalı’ derken yüzde 15,5’i ‘Hayır kullanılmamalı’ yanıtını verdi. Yüzde 5,3’lük kısım ise ‘Fikrim yok’ dedi.
    • İYİ Parti seçmeninin yüzde 87,6’sı ‘Evet kullanılmalı’ derken yüzde 11,2’si ‘Hayır kullanılmamalı’ yanıtını verdi. Yüzde 1,2’lik kısım ise ‘Fikrim yok’ dedi.
    • HDP seçmeninin yüzde 78,9’u ‘Evet kullanılmalı’ derken yüzde 16,3’ü ‘Hayır kullanılmamalı’ yanıtını verdi. Yüzde 4,8’lik kısım ise ‘Fikrim yok’ dedi.
    • MHP seçmeninin yüzde 62,2’si ‘Evet kullanılmalı’ derken yüzde 35,1’i ‘Hayır kullanılmamalı’ yanıtını verdi. Yüzde 2,7’lik kısım ise ‘Fikrim yok’ dedi.
    • DEVA seçmeninin yüzde 87,5’i ‘Evet kullanılmalı’ derken yüzde 9,4’ü ‘Hayır kullanılmamalı’ yanıtını verdi. Yüzde 3,1’lik kısım ise ‘Fikrim yok’ dedi.