Etiket: siyaset

  • Kılıçdaroğlu: Daha büyük zamlar gelecek

    Kılıçdaroğlu: Daha büyük zamlar gelecek

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha çok zamların geleceğini belirterek, “Önümüzdeki süreçte daha büyük zamlar gelecek. Kaçınılmaz olarak gelecek. Üretici ve tüketici fiyatları arasında çok büyük bir açık var. Üretici enflasyonu çok yüksek. O tam henüz fiyatlara yansımadı” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iş insanlarıyla bir araya geldi. Daha çok zamların geleceğini, vatandaşların daha büyük sıkıntılarla karşılaşacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Sorun var mı? Evet var. Sorunlar büyüyor mu? Evet büyüyor. Hafifledi mi hiçbir sorun? Hafiflemedi. Daha büyük sorunlarla karşılaşacağız. Daha çok zamlar gelecek. Vatandaş daha büyük sıkıntılarla karşılaşacak mı? Evet, vatandaş açısından şu anda baharımızı yaşıyoruz. Kış gibi görünse de baharımızı yaşıyoruz. Önümüzdeki süreçte daha büyük zamlar gelecek. Kaçınılmaz olarak gelecek. Üretici ve tüketici fiyatları arasında çok büyük bir açık var. Üretici enflasyonu çok yüksek. O tam henüz fiyatlara yansımadı. İktisat kurumu da bilir ki bunlar bir süre sonra maliyetlere sonra da doğal olarak fiyatlara yansıyacak” diye konuştu.

    ‘İZLEMEMİZ GEREKEN 4 AYAKLI BİR STRATEJİ VAR’

    İzlenmesi gereken stratejiler olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

    “Şimdi izlememiz gereken bizim belirlediğimiz bir stratejimiz var. İzlememiz gereken 4 ayaklı bir strateji var. Bunlardan biri can ve mal güvenliğidir. Can ve mal güvenliği yoksa bir ülkede demokrasi gelişmemişse yani insanlar düşüncelerini özgürce ifade edemiyorsa, yani medya bağımsız değilse, yargı, savcılar bağımsız değilse, insanlar can ve mal güvenlikleri dolayısıyla endişe ediyorlarsa o ülke büyümez arkadaşlar. Dünyada böyle bir ülke yoktur. Yapılması gereken önce demokratik standartlarımızı Avrupa Birliği standartlarına çıkartmaktır. İster Avrupa Birliği, ister Kanada hangi ülkeyi alırsanız demokrasi gelişmiş bir ülke hızla büyür ve kalkınır. Yapmamız gereken birinci ayak budur. Bunu yaptığınızda göreceksiniz ki hızla büyüyeceğiz.”

    ‘KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜN ÜRETEBİLİYORSANIZ DÜNYADA SÖZ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ’

    Dünyanın hızla büyüdüğünü, sanayinin de bu gelişime ayak uydurması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Üretim yapacağız üretim dediğimiz kavrama yaşam kazandıracağız. Üreten Türkiye demek sadece fabrikada üretmek anlamına gelmiyor. Üreten Türkiye hayatın her alanında üretmek demektir. Sanayi, hizmetler alanında her alanda nitelikli ürünler üretmektir. Sanayici açısından söyleyeyim siz katma değeri yüksek ürün üretebiliyorsanız dünyada söz sahibi olabilirsiniz. Katma değeri yüksek ürünler üretemiyorsanız siz sadece makine halısı üretirsiniz makinelerin yedek parçalarını üretirsiniz ama dünyada söz sahibi olamazsınız. Dünya hızla büyüyor hızla gelişiyor. Bu gelişime sanayinin ayak uydurması lazım. Onun için sağlıklı bir strateji üzerine inşa edilmesi lazım.”

    ‘DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ VARSA ÜNİVERSİTELER BİLGİ ÜRETİR’

    En temel koşulun üniversitelerin bilgi üretmesi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Şu soru aklınıza gelebilir, iyi de katma değeri yüksek ürünü nasıl üreteceğiz? Bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretmezse o ülkenin sanayicisi katma değeri yüksek ürün üretemez. Demek ki en temel koşul üniversitelerin bilgi üretmesidir. Üniversiteler bilgiyi hangi ortamda üretir? Düşünce özgürlüğü ortamında. Dolayısıyla düşünce özgürlüğü varsa üniversiteler bilgi üretir, üretilen bilgiyi sanayici elle tutulan metaya dönüştürür ve bunun ihracatını, ithalatını her neyse bunların tümünü yapabilir. Bizim üniversitelerimize baktığımızda, bizim üniversitelerimiz gerçekten bilgi üreten konumda mı? Bunu da bütün sanayicilerin sorgulaması lazım. İş dünyasının sorgulaması lazım. Sadece şunu söyleyin, İran üniversitelerinin ürettiği bilgi, Türk üniversitelerini 2-3 yıldır geçiyor. Neden? Eğer siz düşünce özgürlüğünü, her türlü bilginin, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı bir üniversiteyi yok ederseniz bilim insanları Türkiye’de değil, düşünce özgürlüğünün olduğu ülkelere giderler” diye konuştu.

    ‘SOSYAL DEVLETİ İNŞA EDEMEZSENİZ ÜLKEDEKİ HUZURU YAKALAYAMAZSINIZ’

    Kılıçdaroğlu, güçlü bir sosyal devletin inşa edilememesi durumunda ülkede huzurun yakalanamayacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bugün genç kuşaklar geleceklerini Türkiye’de değil, yabancı ülkelerde arıyorlarsa o zaman hepimizin oturup düşünmesi lazım. Bizim evlatlarımız neden yurt dışını tercih ediyor da kendi topraklarında babalarının, atalarının, dedelerinin olduğu toprakları tercih etmiyor? Üçüncü stratejinin üçüncü ayağı varlıklı da olabiliriz. Bilgi de üretebiliriz ama hakça bölüşüm, sosyal devlet dediğimiz bir kavram var. Güçlü bir sosyal devleti inşa edemezseniz ülkedeki huzuru yakalayamazsınız. Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar demek ki herkesin karnının doyabildiği bir sosyal devleti inşa etmek zorundasınız. Vatandaştan vergi alıyorsunuz. Sanayiciden, tüccardan, esnaftan, herkesten vergi alıyorsunuz. Onu sağlıklı ve tutarlı bir planlamayla hayata geçiriyorsunuz, daha hızlı büyümek için öncellikleri iyi belirliyorsunuz.”

    ‘NASIL OLUR DA PLANLAMA KAPATILIR’

    Planlamadan üretim yapılamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

    “Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatıldığından acaba kaçımızın haberi var? İş dünyasının saygın insanlarısınız ama planlama yapmadan üretim yapamazsınız, planlama yapmadan bankadan kredi aldınız, ne zaman nasıl ödeyeceksiniz, işçi ücretleri var bunların tamamı planlamayla olur. Evde bile planlama olur. Her hanede planlama olur, nasıl olur da koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde planlama olmaz ve nasıl olur da planlama kapatılır. Kapatıldı ve kimsenin itiraz ettiği yok. Zaten sorunumuz o. Neden kapatıldı Devlet Planlama Teşkilatı? En nitelikli beyinlerin gitti, en nitelikli insanların çalıştığı ve geleceğimizi planlayan, kaynaklarımızın en sağlıklı nerelere harcanması gerektiğini söyleyen beyinler nereye gitti? Tamamı yok edildi. Demek ki bizim güçlü bir sosyal devlete ihtiyacı var.”

    ‘SÜRDÜREBİLİRLİĞİN ANAHTARI LİYAKATTİR’

    Sürdürebilirliğin anahtarının liyakat olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Ve dördüncüsü sürdürülebilirlik. Dünya hızla gelişiyor, dünya hızla büyüyor ve dolayısıyla biz o değişen dünyaya ayak uydurmak zorundayız. Demokrasi kavramı değişiyor. Üretim kavramı değişiyor, eskiden salt demokrasi derdik şimdi katılımcı demokrasiden söz etmeye başladık. Daha güçlü bir demokrasi. Aldığımız temel kararları halka sormak, halktan aldığımız yetkilerle o kararları hayata geçirebilmek gibi çalışmalar yapıyoruz ya da yapmalıyız. Böyle olması lazım sürdürülebilirliğin anahtarı da liyakattir. Devlette liyakattir. Nitelikli insanların devlette çalışmasıdır ve devletin sürekli kendisini değişen dünyaya uygun olarak liyakatli insanlar aracılığıyla yenilemesidir. Bu olduğu takdirde Türkiye süratle büyür.”

  • CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan zam tepkisi

    CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan zam tepkisi

    Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, elektrik ve doğal gaz zammına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Elektriğe zam iğneden ipliğe her şeye zam demektir. Ben bir tüyo vereyim teneffüs ettiğimiz havaya henüz zam yok” dedi.

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

    Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şunlar:

    “Devlet adaletle yönetilir. Sarayda oturan zat hep millete yalan söyledi. Yeri geldi beceriksizliğini dış güçlere yükledi.

    Dolar kurundaki oynamalardan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük soygunu gerçekleşti. 128 milyar doları nasıl unutmadıysak bu soygunları da unutmayacağız.

    Fiyatların fahiş olmasını kim sağladı? Milletin önüne kim koydu? Elektriğe zammı dış güçler mi, manav mı, polis memurları mı yaptı? ‘Fahiş fiyatlarla mücadele edeceğim’ diyor. Zammı sen yaptın. Dört kişilik bir aile yüzde 127 oranıyla elektrik faturası ödeyecek.

    Elektriğe zam iğneden ipliğe her şeye zam demektir. Fahiş fiyata ortam hazırlayan Erdoğan. ‘Fahiş fiyatlarla mücadele edeceğim’ deyip yalan söyleyen de Erdoğan.

    Doğalgaza zam yapıldı. BOTAŞ’a talimatı veren sensin, BOTAŞ ile mi mücadele edeceğiz. Fahiş fiyat uygulayan kiminle mücadele edeceğiz.

    Erdoğana bir çağrıda bulunmamız lazım. Allah aşkına zam yapmadığın bir şey açıkla. Açıklayamaz, ama ben bir tüyo vereyim teneffüs ettiğimiz havaya henüz zam yok.

    Sadece üç üründen söz edeceğim, gübreden, yemden ve mazottan. Çiftçi ne yapsın. Tarlaya gübre atamadı çiftçi. Daha baharımızı yaşıyoruz. Çiftçi üretemiyor. Çiftçi üretemezse, gıda krizi ile karşı karşıya kalırız.

    Yine millete döndü dedi ki, ben ekonominin kitabını yazdım. Zam dışında bir şey yok o kitapta. Çiftçiyle, emekliyle, taksi şoförüyle nasıl uğraştığını biliyoruz. Evlerde huzur kalmadı. Zammı dahi öyle bir hale getirdi ki, evde tencerelerde yangın var.

    Lonra’daki bir avuç tefeci gayet mümkün. 180 milyar doları sadece faiz olarak ödedi. Faize karşıyım diyor ya, yalan. Faize dolarla garanti verenler, çok memnunlar. Erdoğan’a dua ediyorlar. Kim yararlanıyor bu düzenden, işte bu parazitler. Millet İttifakı olarak biz, bu sorunu çözeceğiz.

    BAHÇELİ’YE TEPKİ

    Bahçeli’ye de sesleniyorum, senin milliyetçiyim diye ortalarda gezmenden hoşlanmıyorum. Hiçbir ülkücü haramzadelere hizmet etmez.

    Katarlılara neler verdiniz. Vermediğiniz yer kalmadı. Memleketi Katar Katar satarsınız, ortalığa çıkıp ben milliyetçiyim diye gezersiniz. Beşli çete de var bunun içinde. Türkiye’nin bütün mal varlıkları peşkeş çekiliyor, ama kendisine milliyetçi, ülkücü diyenler sözde biz buna karşıyız diyor, tam tersine destek veriyorlar.Katar aşkının topluma maaliyeti nedir, araştırmak lazım.

    Arazileri, limanları verdin. Dünya ticaretinin yüzdeni 80’i limanlarla yapılır. Limanların bir özelliği daha var. Uyuşturucular buradan geliyor. Türkiye’nin çok sayıda genci uyuşturucu batağında. Bundan haberleri var mı. Devleti yönetmeyi değil, soymayı amaçlamışlar.

    Bir soru daha var, faizler gerçekten düştü mü? Merkez Bankası’nın politika faizi düştü doğru. Peki diğer faizler? Devletin beş yıllık borçlanma faizi… Eylülden bu yana yükseldi. Ticari kredi faizleri yüzde 21’den yüzde 23’e çıktı. Nas var diyip, dini siyasete alet edip, arka kapıdan Hazine’yi soyup faizcilere ve tefecilere hizmet ediyorlar. Faizcilere, tefecilere hizmet veren Saray’da oturan zattır, adı da Erdoğan’dır.

  • Akşener: Sokağa çıkmak isteyenlere izin vermeyeceğiz

    Akşener: Sokağa çıkmak isteyenlere izin vermeyeceğiz

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Bu yolda provokasyonlar olacak, sakin olacağız. Sokağa çekmek isteyenler, milleti birbirine düşürmek isteyenler olacak; izin vermeyeceğiz ve o kaçınılmaz gün geldiğinde, onlar istese de istemese de bu kirli zihniyeti o sandığa gömeceğiz” dedi.

    İYİ Parti lideri Akşener, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, geçen hafta Denizli’de gerçekleştirdikleri mitingde vatandaşın kendilerini yalnız bırakmadığını, Türkiye’yi il il, ilçe ilçe gezdiklerini söyledi. Akşener, “Görüyorum ki milletimiz kararını çoktan vermiş. Sayın Erdoğan ve arkadaşları için artık yol görünmüş. Bavulları toplama vakti artık gelmiş. Hareket saati artık gelip çatmış. Bu vesileyle Sayın Erdoğan’a iyi yolculuklar, emeklilik hayatında da başarılar diyorum” dedi.

    Meral Akşener, geçen hafta aynı kürsüde konuştuğu sırada doların 10 lira 43 kuruş, bu sabah ise 13 lira olduğunu, Türkiye’nin borcunun 1 haftada 1 trilyon 920 milyar lira arttığını söyledi. Ekonomideki gelişmenin sorumlusunun iktidar partisi olduğunu kaydeden Akşener, “Buradan iktidardakilere sesleniyorum; istediğiniz kadar bağırın çağırın. Ekonomiye ettiğiniz ihanetin ispatı, televizyon kanallarının sağ alt köşesinde duruyor. Orada dolar 13 lira yazıyor. Sayın Erdoğan konuşuyor, dolar yükseliyor. Sayın Erdoğan konuşuyor, enflasyon artıyor. Sayın Erdoğan konuşuyor, milletimiz fakirleşiyor. Ne söylerseniz söyleyin ne yalan uydurursanız uydurun ne masal anlatırsanız anlatın, mızrak artık çuvala sığmıyor, gerçeğin ta kendisi, apaçık ortada duruyor” diye konuştu.

    ‘GETİR SANDIĞI’

    Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ sözünü hatırlatarak, şöyle konuştu:

    “Hamasette gelinen noktaya bakar mısınız? Muhterem; daha 2 hafta önce ‘Türkiye uçuyor’ diyordun. Ekonomiyi şaha kaldırıyordun hatta ciltler dolusu kitabını yazıyordun. Hayırdır Sayın Erdoğan, hesabın mı şaştı? Anlatacak masallar mı bitti? Suçlayacak meslek grubu mu kalmadı? Türkiye ekonomisini işgal etmeye kalkanlar, sen, 5 müteahhidin ve liyakatsiz kadrolarından başkası değil. Ekonomiyi yerle bir eden siz, ticareti işgal eden siz, tarıma taarruz başlatan siz, milletin hazinesini ganimet görüp, yağmalayan da siz. Şimdi çıkıp, kime karşı, neyin savaşını vereceksin? Ekonominin dibe vurmasının, zamların, işsizliğin, uçan enflasyonun, dövizin sebebi sensin. Şimdi çıkıp, kendi kendinle mi mücadele edeceksin? Bak Sayın Erdoğan, bu iş böyle olmuyor. Sen saçmaladıkça olan bu güzelim memlekete oluyor. Gel kendini de milletimizi de daha fazla yorma. Daha fazla tadımız kaçmadan getir sandığı gerisini biz hallederiz. Sen yeter ki gölge etme, biz başka ihsan istemeyiz.”

    ‘İKTİDARIMIZDA ÖĞRETMENLERİ KADROLU İSTİHDAM EDECEĞİZ’

    Akşener, Türkiye’de ‘atanamayan öğretmenler’ sorununun olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

    “Aynı sorunları duvara anlatır gibi konuşmaktan ben yoruldum; siz boş boş bakmaktan yorulmadınız. Şu sorunu çözmek, sorunu konuşmaktan daha kolay. Ama hala tık yok. Gerçekten akıl alır gibi değil. Değerli öğretmen kardeşlerim, meslektaşlarım; bu kafayla bir yere varılmaz. Ama hiç merak etmeyin çok az kaldı. Buradan sizlere bir söz veriyorum. Hem de öyle, iktidarın verdiği sözler gibi lafta kalmayacak, bir ‘öğretmen’ sözü veriyorum. Biz, öğretmene ve eğitime yapılacak yatırımın, Türkiye’nin geleceğine yapılacak yatırım olduğuna inanıyoruz. O nedenle İYİ Parti iktidarında ilk iş olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüzde 85’i maaşlara giden ve kuşa dönmüş bütçesini, hak ettiği rakamlara çıkaracağız. Öğretmenlerimizi, ‘kadrolu ve sözleşmeli’ gibi tuhaf tariflere bölen, ucube uygulamaları kaldıracağız. Her öğretmenimizi, kadrolu olarak istihdam edeceğiz.”

    Meral Akşener ayrıca partililere seslenerek, “Sorumluluğumuz büyük, görevimiz kutsal, yolumuz çetin. Bu yolda tuzaklar olacak, düşmeyeceğiz. Bu yolda provokasyonlar olacak, sakin olacağız. Sokağa çekmek isteyenler, milleti birbirine düşürmek isteyenler olacak izin vermeyeceğiz. Ve o kaçınılmaz gün geldiğinde, onlar istese de istemese de bu kirli zihniyeti o sandığa gömeceğiz” dedi.

  • AK Parti’de görev değişimi! Yeni isim belli oldu

    AK Parti’de görev değişimi! Yeni isim belli oldu

    AK Parti Grup Başkanlığı görevinden Naci Bostancı’nın ayrılmasının ardından yapılan kapalı grup toplantısında, bu göreve eski TBMM Başkanı İsmet Yılmaz seçildi.

    AK Parti Grubu, yeni Grup Başkanı’nın belirlenmesi için basına kapalı toplandı.

    Toplantıda, AK Parti Ankara Milletvekili Naci Bostancı, 2023 seçimleri kapsamında AK Parti Genel Merkezi’nde görev alacağı için yeni Grup Başkanı’nın belirlenmesi amacıyla Grup İç Yönetmeliği’nin ilgili maddelerine göre seçim yapıldı.

    Bostancı’dan boşalan AK Parti Grup Başkanlığına, 241 oy alan AK Parti Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz seçildi.

    İSMET YILMAZ KİMDİR?

    1961 yılında Sivas’ın Gürün ilçesinde doğdu. Gürün Cumhuriyet İlkokulu ve Gürün Ortaokulu’nda öğrenim gördü. İstanbul Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdi.

    İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi (Denizcilik Yüksek Okulu) Makine Bölümü’nden 1982 yılında; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1987 yılında mezun oldu.

    İsveç Dünya Denizcilik Üniversitesi’nde “Gemi İşletmeleri Teknik Yönetimi” alanında ve Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Ana Bilim Dalında iki ayrı Yüksek Lisans yaptı.

    Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk alanında doktorasını tamamladı.

    Kamuda ve özel sektörde yaklaşık 20 yıl mühendis ve müşavir avukat olarak hizmet verdikten sonra 31.12.2002 tarihinde Denizcilik Müsteşarı olarak atandı.

    Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü.

    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 114. maddesi uyarınca bağımsız olarak 08.05.2007 tarihinde Ulaştırma Bakanı oldu.

    01.11.2007 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atandı.

    61′inci Hükümette Milli Savunma Bakanlığı görevini 07 Temmuz 2011 tarihinde üstlenmiştir.

    2015 yılına kadar Milli Savunma Bakanlığını yürüten Yılmaz, 25. dönemde TBMM Başkanlığına seçilmiştir.

    dönemde Sivas Milletvekili seçilen Yılmaz, 64. Hükümet’te tekrar Milli Savunma Bakanlığı’na getirilmiştir.
    Evli ve üç çocuk babası. İyi derecede İngilizce bilmektedir.

  • Akşener’den Erdoğan’a ‘küfür’ yanıtı

    Akşener’den Erdoğan’a ‘küfür’ yanıtı

    Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Bşakanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Şu İYİ Parti’nin başındaki kadın bu kadın nasıl küfrediyor. Bunda ne edep ne adap var. Ne olacak?” sözlerine çok sert yanıt verdi.

    İYİ Parti Genel Bşakanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısına konuşuyor. Döviz fiyatlarındaki artış ve kadın cinayetlerini gündemine alan İYİ Parti lideri Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Şu İYİ Parti’nin başındaki kadın bu kadın nasıl küfrediyor. Bunda ne edep ne adap var. Ne olacak?” sözlerine de yanıt veren Akşener, “Kürsülerden nutuk atmakla olmuyor Sayın Erdoğan. “Bir kadın” diyerek beni tehdit etmekle de olmuyor Sayın Erdoğan. Bu zalimlik ne zaman bitecek?” ifadelerini kullandı.

    İYİ Parti lideri Akşener’in açıklamaları şöyle:

    Yaklaşan İYİ Parti iktidarında hiçbir kardeşin bir diğerine üstünlüğünün olmadığı, egemen ve eşit devletler olarak kalkınmanın taçlandığı Türk işbirliği meydana getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

    KADIN CİNAYETLERİ

    Ülkemizde her gün yaşar olduğumuz kadın cinayetleri soluğumuzu kesmeye devam ediyor. İnsan, öleceğini bilerek yaşayan bir canlıdır. Ama maalesef ülkemizde kadınlar öldürüleceklerini bilerek yaşıyor. Nerede, ne zaman, kim tarafından öldürüleceğini düşünerek yaşıyor.

    Geçtiğimiz hafta bir cani, genç bir kadını aramızdan aldı. O kadar acı ki eğer o psikopatla karşılaşmamış olsaydı, eğer ülkemizde bir kadını öldürmek bu kadar kolay olmasaydı Başak kızımız şimdi aramızda olabilirdi. Bu katil daha önce psikolojik tedavi görmüş, ailesi durumu biliyor, resmi işlemler yapılmış yani devlet de sorunu biliyor. Yani bir anlamda, herkes her şeyi biliyor ama bu cani 28 yaşındaki kızımızın karşısına çıkıncaya kadar kimse bir şey yapmıyor. Bu cani Başak’ı savunmasız diye hedef alıyor. “Niçin Başak’ı öldürdün” sorusuna, “O savunmasızdı, kendiniz savunamaz” diyor. “Kadın kendini savunamaz” diyor. Bir psikopatın bile Türkiye’de kadınların durumuyla ilgili vardığı kanaate bakar mısınız? Bu kafa kendiliğinden ortaya çıkmadı.

    ERDOĞAN’IN SÖZLERİNE YANIT

    Kürsülerden nutuk atmakla olmuyor Sayın Erdoğan. “Bir kadın” diyerek beni tehdit etmekle de olmuyor Sayın Erdoğan. Bu zalimlik ne zaman bitecek?

    İYİ Parti iktidarında kadınların yıllardır süren mücadelelerini devlet politikası haline getireceğiz. Ezcümle, İYİ Parti iktidarında kadınları yaşatacağız.

    Ülkemizde sadece kadınlar değil, geleceğimiz de ölüyor. Öğrencilerine ulaşamayan öğretmenlerimizi de kaybediyoruz. Kimi zaman bir intihar notuyla kimi zaman atanamadığı için çalışmak zorunda kaldığı inşaatta kaybediyoruz.

  • HDP’nin savunması Yargıtay’da

    HDP’nin savunması Yargıtay’da

    Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatma davası savunmasını Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in savunmayı inceleyip, 1 ay içinde mütalaa vermesi bekleniyor.

    HDP, açılan kapatma davası kapsamında, 5 Kasım’da AYM’ye savunma verdi. AYM, kapatma davası savunmasını bugün Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in savunmayı inceleyip, 1 ay içinde esas hakkındaki mütalaasını vermesi bekleniyor. Bu sürecin ardından AYM raportörünün hazırlayacağı esas hakkındaki rapor, mahkeme üyelerine dağıtılacak. AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın belirleyeceği günde üyeler bir araya gelerek, kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. Kapatma davasını, 15 kişiden oluşan AYM heyeti 3’te 2 oy çoğunluğuyla karara bağlayacak.

    Yüksek mahkeme, partinin temelli kapatılmasına, hazine yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına hükmedebilecek. Temelli kapatılma kararı verilmesi halinde eylemleri ile partinin kapatılmasına neden olan isimler, 5 yıl süreyle siyasi yasaklı hale gelecek. Bu isimler, bir başka partinin kurucusu ve üyesi olamayacak.

  • Kılıçdaroğlu’nun adayı Özgür Demirtaş mı?

    Kılıçdaroğlu’nun adayı Özgür Demirtaş mı?

    CHP’nin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı gündemdeki yerini korurken, “Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayını buldu” diyen Emin Çapa’nın işaret ettiği ismin Prof. Dr. Özgür Demirtaş olduğu iddia edildi.

    Halk TV programcısı Emin Çapa, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayını bulduğunu iddia etmişti. “Seçmen beğenir mi? Ben ciddi bir şok yaşadım, henüz emin değilim” diyen Emin Çapa, “Partilerle ilişkisi yok, adı kamuoyunda bilinmeyen, tanınmayan biri” ifadelerini kullanmıştı.

    İMAMOĞLU VE YAVAŞ DEĞİL

    Çapa’nın bu açıklamasından sonra cumhurbaşkanı adaylığı için İstanbul büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve Ankara Büyükşehir Belediyer Başkanı Mansur Yavaş’ın geri planda kaldığı iddia edildi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada da iki ismin başarılarını devam ettirmelerini istediğini ifade ederek “Büyükşehir belediye başkanları bir dönem daha devam etmeli. Başarılarının sürekli olmasını isteriz. Elbette daha iyi yerlere gelebilirler, daha güzel yerlere gelebilirler. Burada hiçbir tereddütümüz yok bizim.” diye konuşmuştu.

    CUMHURBAŞKANI ADAYI ÖZGÜR DEMİRTAŞ MI?

    Çapa’nın söz kounusu adayın “Partilerle ilişkisi yok” çıkışı kulisleri hareketlendirdi. Ankara’da söz konusu olası aday için Kılıçdaroğlu’nun aklındaki ismin Prof. Dr. Özgür Demirtaş olduğu konuşulmaya başlandı.

    EKONOMİ ALANINDA UZMAN

    Ekonomi konusunda uzmanlığı ve partili olmayışı nedeniyle aday profiline Demirtaş isminin uyduğu belirtilirken, Çapa’nın “Adı kamuoyunda bilinmeyen, tanınmayan biri” diye tarif etmiş olması ise soru işareti yaratıyor.

    Daha önce de adaylık için Demirtaş’ın ismi konuşmuş, ancak iki taraftan da bir açıklama yapılmamıştı.

    ÖZGÜR DEMİRTAŞ KİMDİR?

    Özgür Demirtaş Ankara’da dünyaya geldi. İlkokul eğitimini Manisa’nin Salihli ilçesinde tamamladı. Orta okul ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. Üniversite yerleştirme sınavında Türkiye’de ilk 50 öğrenci arasında yer aldı. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’nden mezun oldu.

    Amerika Birleşik Devletleri, Boston College’da ana dalından farklı bir dal olan Finans alanında 5 yıl içerisinde doktora çalışmalarını tamamlayarak 27 yaşında (2003 yılında) doktor ünvanını kazandı.

    Çalışmaları dünyanın önde gelen akademik dergilerinde (Journal of Monetary Economics, Management Science, Journal of Financial and Quantitative Analysis ve Journal of Business Economic and Statistics) yayınlandı. 25’in üzerinde akademik yayın yaptı. Kitap çalışması Elsevier tarafından basım için kabul edildi. İlki 2004 yılında olmak üzere, araştırmaları City University of New York tarafından 6 sene boyunca ödüllendirildi.

    2003 yılında, Yardımcı Doçent ünvanını alarak Baruch College City University of New York‘ta göreve başladı. Yine 2003 yılında, Finans bölümü içerisinde ve 2004 yılında, İşletme Fakültesi içerisinde en iyi öğretim üyesi seçildi. 2005 yılında, tüm ana bilim dalları ve tüm fakülteler arasında en iyi öğretim üyesi seçilerek “Üstün Öğretim Madalyası’nı” Madison Square Garden’da aldı. 2012 yılında New York University (NYU) Stern School of Business Finans Bölümü’nde en yüksek öğretim değerlendirmesini aldı.

    31 yaşında Doçent Doktor ve yine 2007 yılında, Tenür (ömrünün sonuna kadar City University of New York’ta çalışma ve üniversiteden çıkarılamama hakkı) ünvanlarını aldı.

    2010 yılında Sabancı Üniversitesi’nden İşletme Fakültesi Finans Kürsü Başkanlığı ve Profesörlük teklifi aldı. Yine aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Kanada ve İskoçya’da yapılan 1 Milyon profesör için yapılan 10 milyonu aşkın öğrenci değerlendirmesi sonucunda, ilk 20 içerisinde gösterildi.

    2012 yılı Eylül ayında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Tenür hakkını bırakarak Sabancı Üniversitesi’ne Finans Kürsü başkanı olarak katıldı. Yine 2012 yılında Marie Curie Araştırma Fonunu almaya hak kazandı. 100,000 Euro değerindeki Proje, AB tarafından, Türkiye genelinde, Ekonomi dalında kendi proje başvuru döneminde desteklenen tek proje oldu.

    Prof. Dr. Özgür Demirtaş, aynı zamanda, Türkiye’nin ilk Tasarruf ve Finansal Okur Yazarlik Derneğinin (FODER) Kurucu Yonetim Kurulu üyeliğini, ve Türkiye Genç Işadamları Derneği (TUGIAD), TAYSAD ve DASK Danışmanlıklarını da üstlendi.

  • Bahçeli’den ABD’ye sert tepki

    Bahçeli’den ABD’ye sert tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, S-400 konusunda ABD yönetiminin yeni yaptırımlarla Türkiye’yi tehdit ettiğini belirtti. Bahçeli, ”Varsın etsinler. Yaptırım var diye Türkiye’nin şerefini hiç kimseye çiğnettirmeyiz” diye konuştu. MHP lideri, ABD Temsilciler Meclisi’nin ülkü ocakları kararına da ”Bu kadar mı korkuyorlar bizden? Ülkü ocaklarından şehit, kahraman çıkar; terörist çıkmaz” sözleriyle tepki gösterdi. Bahçeli, bir kez daha seçimlerin zamanında 2023 Haziran’ında yapılacağını söyledi.

    MHP  Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yasama yılının ilk TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

    Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”Yeni yasama yılının aziz milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Uyanır bir şuurun yol göstericiliği altında dava ve siyaset mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. MHP Türk milletinin sesidir, Türkiye’nin beka siperidir.

    Önümüzü kesmek isteyenler olacak. Bir kez daha onları bomboş hayalleri ile baş başa bırakacağız. Doğru duracağız dengeli olacağız milletimizin derdi ile dertleneceğiz. Bizler Türkiye sevdalıyısız.

    ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ

    Rusya ile işbirliği alanlarının uçak motorlarını kapsayacak şekilde genişleyecek olması her iki ülkenin de çıkarına uygundur. Suriye’de kalıcı çözüm bulma vakti gelmiştir.

    ABD İLE S-400 GERİLİMİ

    Ülkemize gelen S-400 hava sistemiyle ilgili tavizsiz tutumumuz cümle aleme ilan edilmiştir. ABD yaptırım kartını masaya çıkardı diye, devletimizin egemen vasfından vazgeçeceğini dileyenler ya işbirlikçi mahluklar ya da iradesiz mahluklardır. Palavracı tiplerin, patalojik siyasi zihniyetin neyi önerdiğinin hiçbir ehemmiyeti yoktur. ABD yönetimi yeni yaptırımlarla bizi tehdit ediyormuş, varsın etsinler, nasıl olsa alıştık. Hiç kimseye böyle bir teşebbüs izni vermeyiz. ABD silah almayın diye ülkemize yaptırım gözdağı verirken aynı zaman Suriye’de ne işler çevirdiğini ifade edecek midir? Hainlere mübah olan Türkiye’ye neden günah?

    ”YAPTIRIM VAR DİYE TÜRKİYE’NİN ŞEREFİNİ ÇİĞNETTİRMEYİZ”

    Türkiye olarak neyi ne zaman nasıl alacağımızın ihtiyaç duyulan hesabını yalnızca büyük Türk milletine vereceğimizin herkesin bilmesinde yarar vardır. ABD yönetimi yeni yaptırımlarla bizi tehdit ediyormuş. Varsın etsinler. Yaptırım var diye Türkiye’nin şerefini hiç kimseye çiğnettirmeyiz. ABD silah almayın diye ülkemize gözdağı verirken aynı anda Suriye’nin kuzeydoğusunda ne işler çevirdiğini itiraf edecek dürüstlüğe sahip midir?

    ABD’YE ÜLKÜ OCAKLARI TEPKİSİ: BU KADAR MI KORKUYORLAR BİZDEN?

    Bu kadar mı korkuyorlar bizden? Bu kadar mı kabuslar görüyorlar ülkücülerin varlığından bu denli mi ürküyorlar cesaretimizden? Ülkü ocaklarında yetişmekten iftihar eden bir genel başkanım. Dünyaya bir kez daha gelsem yine ülkücü hareketin bir ferdi olurdum. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Ülkü ocaklarından şehit, kahraman adam gibi adam çıkar. Bir tek çıkmayacak teröristtir, haindir. İlle de terörist arıyorlarsa onlara Pensilvanya’ya bakın diyeceğim fakat nafile baktıkları yerde görecekleri yalnız kendileri olacaktır.

    ”TÜRKİYE’DE KÜRT SORUNU YOKTUR”

    Sözde Kürt sorununu tartışmak demek milleti tartışmak demektir. Türkiye’de Kürt sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimizi sorun olarak gören İP, CHP vardır. Türkiye’nin terör ve bölücülük sorunu vardır.

    ”CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ GÜÇLENEREK DEVAM ETMELİ”

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güçlenerek devam etmelidir. Cumhur İttifakı ahlakı ile 2023 yılı lider ülke Türkiye’nin müjdesi olacaktır. Artık laiklik tartışmalarını bir kenara bırakalım.

    ”BASKIN SEÇİM YOKTUR”

    Erken seçim, seçimlerin öne çekilmesi, baskın seçim yoktur. Herkes hesabını 2023 yılının hazirana ayına göre yapmalıdır.”

  • Mülteci açıklaması: 2 yılda çözeceğiz

    Mülteci açıklaması: 2 yılda çözeceğiz

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “En geç 2 yıl içinde mülteci sorununu çözmeye kararlıyız. O kardeşlerimizin yollarını, okullarını yapacağız ve kardeşlerimize ‘Bak Suriye’de evini, yolunu, kreşini yaptık’ diyeceğiz. Herkes ülkesinde huzur içinde yaşayacak” dedi.

    CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Ankara’da muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle buluştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin, bölgesinde güçlü bir ülke haline nasıl gelmesi gerektiği sorusunun sorulması gerektiğini belirterek, “Bütün komşularımızla ilişkilerimizi büyütmek zorundayız. İster Suriye ister Irak ister Yunanistan ister Mısır olsun. Bütün ülkelerle dost olmak zorundayız. Bakınız 3 milyon 600 bin resmi kayıtlara göre Suriyeli var. Resmi olmayanlara göre 5 milyon. Ne olacak bunlara? Biz bunlara 40 milyar dolar para harcadık, 2 yıl önce. Peki bu insanlar ne olacak? Bu yetmedi şimdi Afganistan’dan geliyorlar. Üstelik binlerce kilometreyi aşarak Türkiye’ye geliyorlar ve bir kişi değil, on kişi değil Suriye’deki gibi çocuk, kadın, genç, yaşlı değil. Hepsi genç, neredeyse silahını almış Türkiye’ye gelmiş gençler” dedi.

    ‘GETİRENLERE KIZACAĞIZ’

    Kılıçdaroğlu, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in ‘bir tek mülteci almayacağız’ açıklamasını yaptığını belirterek, “En tepedeki ‘parayı veren düdüğü çalar’ diyor. Ya arkadaş biz üçüncü sınıf mıyız? Beyler rahat etsin diye bütün sıkıntıyı biz mi çekeceğiz? Bize mi onların rahatı için para veriyorlar? Bu ırkçılık değildir, bakın değerli arkadaşlar. Irkçılık inancımızda da reddetmemiz gereken bir durum ama benim ülkemde bizlere yanlış politikalarla hem sığınmacılar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor. Türkiye onların taşeronları mı ya? Siz alın. Sizde kişi başına gelir 25 bin dolar, siz alın beyler. Niye biz alıyoruz. Bazen sığınmacılara kızıyoruz, niye kızıyoruz. Getirenlere kızacağız. Onlara kapıyı açana kızacağız. Sığınmacı nasıl geliyor elini kolunu açarak buraya? Nasrettin Hocanın türbesi gibi kapı var ve bütün etraf açık” diye konuştu.

    ‘TERÖRÜ İSLAMOFOBİ OLARAK TANIMLAMAK DOĞRU DEĞİL’

    Kılıçdaroğlu, terör olaylarının dünyanın her tarafında olduğunu, Avrupalıların İslam ülkelerindeki terörü ‘İslamofobi’ olarak tanımladığını söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Terörü İslam ülkeleriyle bağdaştırdığın zaman olmaz. Bir yerde terör varsa terörün üzerine gidersin yakalarsın, suçlarsın. Ama terörü İslamofobi olarak tanımlarsan bu doğru değil. Nasıl düzelecek peki? Eğer gerçekten bu ülkede huzur sağlamak istiyorsak hangi görüşten hangi kimlikten olursa olsun hangi yaşam tarzını benimserse benimsesin insanların huzuru için çalışmayı temel ilke edinmek lazım, bunun adı demokrasidir. Demokrasi aynı zamanda herkesin can ve mal güvenliğini sağlamak demektir. En geç 2 yıl içinde mülteci sorununu çözmeye kararlıyız. O kardeşlerimizin yollarını, okullarını yapacağız ve kardeşlerimize ‘Bak Suriye’de evini, yolunu, kreşini yaptık’ diyeceğiz. Esad ile görüşeceğiz. Herkes ülkesinde huzur içinde yaşayacak.”

  • Bahçeli’den sosyal medyadaki çağrılara tepki

    Bahçeli’den sosyal medyadaki çağrılara tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Orman yangınları nedeniyle, maksadı menfur ve melun bir kısım sosyal medya hesaplarından yabancı ülkelere çağrı yapılarak yardım taleplerinin yoğun olarak gündeme taşınması Türkiye’yi aciz ve muhtaç bir ülke gösterme sinsiliğinin şifreli mesajı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir” dedi.

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada; 30 ilde çıkan orman yangınlarının milleti derinden üzdüğünü, 8 kişinin hayatını kaybettiğini, binlerce hektarlık alanın canlılarıyla birlikte yandığını belirtti. Bahçeli, yangınlarda 62 yerleşim yeri ve 26 bin kişinin tahliyesinin sağlandığını; Adana, Antalya, Muğla, Mersin ve Osmaniye’nin afet bölgesi ilan edildiğini hatırlattı. Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün imkanları harekete geçirilmiş, yangına her saha ve muhitte fedakarlıkla karşı konulmuştur. Böylesi dönemlerde milli birlik ve yardımlaşma duygumuzun canlı tutulması, aklıselim ve kalbi selim bir tutumla felakete direnç gösterilmesi tarifsiz önemdedir. Türk milleti neşe ve sevinçte bir olduğu kadar acı ve tasada da birdir ve beraberdir” dedi.

    ‘TEHLİKELİ ALDATMADIR’

    Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yangınlara ilişkin açıklamalarının siyasi etik ve erdemle bağdaşmadığını belirterek, “Türkiye’nin zor günlerinde yangından nemalanma rekabetine tevessül etmek, bununla da yetinmeyerek ‘iktidara muhalefet ediyorum’ derken felaketle kol kola girmek namertliktir. Bu namert ve nankör siyaset anlayışı zillete düşen muhalefet partileri açısından kaygı ve utanç verici bir rezalettir. Turizm kentlerindeki orman alanlarının betonlaştırmak için yakıldığını, bu maksatla da Turizm Teşvik Kanunu’nda değişiklik yapıldığını iddia etmek akıl ve ahlak dışı bir uydurmadır. CHP Genel Başkanı’nın İP Başkanına benzer şekilde, yanan orman sahalarına ‘bir tuğla koyarsanız beni çiğnemek zorunda kalırsınız’ sözü saptırma olduğu kadar tehlikeli bir aldatmadır” dedi.

    ‘ÜST AKIL TARAFINDAN KURGULANIYOR’

    Bahçeli, Türkiye’nin planlı kaos sürecine sokulup, toplumsal mukavemetinin zayıflamasının, sosyal ve ekonomik direncinin zaafa uğramasının hedeflendiğini savunarak, şunları kaydetti:

    “Bu yolla da her türlü dış tesir ve telkine açık olması, nihayet müdahale edilebilir bir kıvama gelmesi üst bir akıl tarafından kurgulanmaktadır. Orman yangınları münasebetiyle, maksadı menfur ve melun bir kısım sosyal medya hesaplarından yabancı ülkelere çağrı yapılarak yardım taleplerinin yoğun olarak gündeme taşınması Türkiye’yi aciz ve muhtaç bir ülke gösterme sinsiliğinin şifreli mesajı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Her türlü felaketle de başa çıkabilecek muktedirliğe ve muvaffakiyete hamdolsun ziyadesiyle haizdir. Ancak bunu hazmedemeyen çevrelerin devletin haysiyet ve hükümranlığını masumiyet pozları vererek tartışmaya açma çabası basit bir kurnazlık, ucuz bir kara kampanyadır. Yönetilmeyen bir ülke tablosunun tesis ve temini amacıyla iç ve dış işgal cephesinin yangın kapısını zorlaması ve bu çerçevede yoğunlaşan ilişki ve irtibatların gün geçtikçe deşifre olması dikkatli hiçbir gözden kaçmamaktadır.”

    ‘TÜRKİYE’YE İHANET’

    MHP lideri Bahçeli, yangınlarla mücadele edildiği dönemde Konya’daki aynı aileden 7 kişinin katledilmesinin ülke gündemini sarstığını belirtti. Cinayeti lanetleyen Bahçeli, “İki aile arasında yaklaşık 10 yıldır süren bir husumeti Türk-Kürt ihtilafıyla tavzih etmeye çalışan odaklar milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemek için alçakça devreye girmişlerdir. HDP’nin, Türk Tabipleri Birliği’nin, hatta CHP’nin, hiç alakası olmadığı halde bu kanlı olayı ‘ırkçı saldırı’ olarak afişe etmeye kalkışması korkunç bir provokasyon olarak karşımıza çıkmıştır. HDP’nin bir eş genel başkanı tarafından ileri sürülen, ‘Kürt halkına sistematik katliam politikası izleniyor’ iddia ve ifadesi alenen halkı kin ve düşmanlığa kışkırtan şerefsiz bir bühtan olarak öne çıkmıştır. Her kelimesinde suçun unsurlarını barındıran bu onursuz açıklama karşısında Cumhuriyet Savcılarının derhal harekete geçmesi adalet ve ahlakın itibarı gereğidir ve bizim de akut bir beklentimizdir. Orman yangınlarını üstlenen ve PKK’nın bir aparatı olan ‘Ateşin çocukları inisiyatifi’ isimli iblis beslemelerine itiraz etmeyenlerin, ses çıkarmayanların; barışın, dostluğun, sevginin, kardeşliğin ve dayanışmanın şehri Konya’da kardeş kavgası çıkarmak için kuyruğa girmeleri Türkiye’ye ihanettir” dedi.

    ‘FAİLLER ER YA DA GEÇ ORTAYA ÇIKARILACAK’

    Bahçeli, son günlerde sosyal medyadan FETÖ-PKK ve Türkiye düşmanlarının tezvirat ve nifak paylaşımlarının dikkat çekici ölçülerde artış kaydettiğini belirterek, şöyle devam etti:

    “Şu anda Türkiye, iç ve dış tertipçileri az çok belli olan kaos ikliminin hakimiyet kurma riskiyle karşı karşıya olmakla birlikte, yıkım projesi tahkim ve takviye edilen muhtemel iç kargaşa ve çatışma ortamına sürüklenme tehdidiyle yüz yüzedir. Bu itibarla aziz Türk milletinin dikkatli, sabırlı ve teyakkuz halinde duruş göstermesinde sayısız yarar bulunmaktadır. Elbette ormanlarımızın nasıl ateşe verildiği, kundakçıların hüviyet ve aidiyetleri kısa süre içinde çok daha netlik kazanacaktır. Failler er ya da geç ortaya çıkarılacak, dünya da başlarına yıkılacaktır. Kaldı ki toplumsal huzurumuzu baltalamak, milli birliğimizi budamak için hangi mahfillerde oyunlar kurulduğu, hangi güçlerin casuslarıyla ve işbirlikçileriyle müteyakkız halde olduğu yakında bütün çıplaklığıyla tespit, hatta teşhir edilecektir. Bilinmelidir ki, kurt kışı geçirse de yediği ayazı asla unutmayacaktır. Dost ve müttefik pozu veren hiçbir muhasım ülke Türkiye’nin toplumsal birliğini çözemeyecek, kardeşlik bağlarını çürütemeyecektir. Türk-Kürt arasına fitne tohumu ekmek için geceyi gündüze katan canilerin hevesleri kesinlikle beyhudedir ve emel sahiplerinin kursaklarında kalmaya mahkumdur. Kürt kökenli kardeşlerim Türk milletinin sevdalıları, eşit ve ebedi mensuplarıdır. Hiçbir tahrik ve tacize kapılmayacaklarına dair inancım tamdır.”

    MHP lideri Bahçeli, orman alanlarının eskisinden daha gür ve güzel olacağını da vurgulayarak, “Hükümet aktif olarak sahadadır, bakanlarımız, milletvekillerimiz ve bürokratlarımız afet bölgesinde canla başla çalışmaktadır. MHP, yangından zarar gören vatandaşlarımızın yanında madden ve manen yerini alacak, gücü ve imkanları nispetinde yardım elini uzatacaktır. Ağacımızı yakanlar analarından doğduklarına bin pişman olacaklardır. Türk milleti, Türk devleti ve MHP buna kararlıdır” dedi.