Etiket: siyonist

  • “Ülkemizde Siyonist katil istemiyoruz”

    “Ülkemizde Siyonist katil istemiyoruz”

    Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde, Filistin Dayanışma Platformu kadınlar tarafından yapılan açıklamada; “Filistin topraklarında Yahudi terör örgütü İsrail kurulalı 76 yıl 2 ay 25 gün oldu. Elbette bu örgüt bir günde kurulmadı. Filistin 1. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı Cihan Devleti’nin bir parçaydı. Savaştan sonra bölgede yaşanan büyük değişimden Filistin de payına düşeni aldı. Bölgeyi işgal eden İngilizler 1917’de yayınlanan Balfour Deklarasyonu ile işgalcilerin Filistin’e gelmelerinin yolunu açtılar. Yahudi işgalci sayısının hızla artması ile birlikte Filistinliler topraklarını ve hayat tarzlarını korumak için direniş başlattılar. 1920’de biz Anadolu’da istiklal Savaşımızı verirken aynı tarihlerde Filistinli kardeşlerimiz de İngilizlere karşı isyan ateşini yakmışlardı. 1948’de İsrail Terör Örgütü kurulana kadar İngilizlerle 1948’den şu ana kadar da bu terör örgütüne karşı direnişlerini sürdürdüler.100 yılı bulan bu süreçte Filistin halkının başta göz nurumuz Kudüs, Mescid-i -Aksa olmak üzere o mübarek mekanların yaşadığı acıları ne anlatmak ne de dayanmak mümkündür. Daha da dayanılmaz olanı bu acıların hala ve gözlerimizin önünde devam ediyor oluşudur.

    Ama biz aynı zamanda başka bir şeye de şahit olmaktayız. Bir Osmanlı subayı olan İzzettin El Kassam’ın, mücahitleri Şeyh Ahmed Yasin’in evlatları Rantisi’nin, Şikaki’nin, Yahya Ayyaş’ın yol arkadaşları Ebu Ubeyde’nin arkadaşları İsmail Heniye’nin emanetleri olan onurlu Filistinli kardeşlerimiz düşmandan korkmadılar.Malları, canları, namusları, vatanları, dinleri ve özgürlüklerini kazanmak için hiçbir bedeli ödemekten kaçınmadılar. Biz şahidiz ki; Filistinliler topraklarını satmadılar ve hiçbir şey 7 Ekim 2023’ te başlamadı. Tüm bu vahşete karşı Gazellilerin şahsında Filistin’den duyulan tek ses ‘Allah yeter’ nidalarıdır. Hiç kimseden hiçbir şey beklemeden ümmetin ve insanlığın onuru için tırnaklarıyla kazarak direnmektedir. Bizlerinse maalesef elimizden bir şey gelemiyor oluşunun utancını yaşarken, bizleri daha da kahreden bir haber duyduk. Yahudi asıllı Türk vatandaşları Filistin’e gidip İsrail terör örgütünün saflarında masum çoluk çocuğu katledip ülkemize geri dönüyorlarmış. Bunu asla kabul etmiyoruz. Bu katiller hiçbir şey olmamış gibi aramızda dolaşamaz. Buna engel olmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen kanun teklifinin meclis açıldığında ivedilikle gündemin ilk sırasına alınmasını, hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin, milletin temsilcisi olan bütün milletvekillerinden istiyoruz. Meclis açılana kadar bu talebimizi tekrarlayacağız. Ülkemizde Siyonist katil istemiyoruz” ifadelerine yer verildi.

  • Kıbrıs Adasında Siyonist işgal tehlikesi

    Kıbrıs Adasında Siyonist işgal tehlikesi

    İsrail’in Gazze’de başlattığı yoğun saldırılar devam ederken, 30 bin civarında Yahudi’nin Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’ne (KKTC) yerleşmesi akıllara Yahudilerin Arz-ı Mev’ud hayalini hayata geçirme arzusunu getirdi. Ada’nın Türkiye için önemi ve Yahudilerin KKTC’de artan nüfusu hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine değerlendirmelerde bulunan emekli kıdemli Albay Osman Nuri Balcı, “Kıbrıs Adası Akdeniz’in doğu ortasında Türkiye’ye 65 kilometre İsrail’e ise 267 kilometre mesafede bir ada. Çok kritik bir noktada. Bu adanın üçte birlik bölümü Türklerin idaresinde üçte ikilik bölümü ise güneyde Rumlar tarafından idare ediliyor. Ada’nın yüz ölçümü 9 bin 251 kilometrekare Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerleştiği alan 3 bin 355 kilometrekare. Ada’nın genel nüfusu bir buçuk milyon bunun dört yüz bini Türk nüfustur. Ayrıca Ada’da otuz bin civarında da Türk askeri mevcuttur” ifadelerini kullandı.

    Ada’nın stratejik öneminin fazla olduğuna vurgu yapan Balcı, “Özellikle Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarını birbirine bağlayan deniz ve hava yolları üzerinde bulunuyor. Ortadoğu’yu ve Süveyş Kanalı’nı kontrol ediyor. Dolayısıyla Türkiye’nin güvenliği için de son derece önemli. Türkiye’nin güvenliği güneyde Kıbrıs Adası’na bağlı. Kıbrıs Adası elden çıktığı takdirde Türkiye’nin kara suları ve ‘Mavi Vatan’ dediğimiz bu bölgede ki kaynakları elden çıkar. Bunun için buraya çok dikkat etmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
    “Doğu Akdeniz, enerji kaynaklarının ve Orta Doğu’daki doğal gaz kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılmasında en kısa ve en ekonomik yol burasıdır”
    Siyonist işgalin başlangıç nedenlerine değinen Balcı, “İsrail’in Arz-ı Mev’ud dediğimiz hayali aslında bir büyüme, toprak işgaline dayanıyor. Bu Arz-ı Mev’ud sınırları içerisinde Kıbrıs da mevcut. Ayrıca Kıbrıs’ın başka bir özelliği daha var. Doğu Akdeniz, enerji kaynaklarının ve Orta Doğu’daki doğal gaz kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılmasında en kısa ve en ekonomik yol burasıdır. Dolayısıyla burada İsrail Devleti çeşitli entrikalar ile aynen Filistin de ki gibi hareketler yapmaktadır” dedi.

    “Yahudiler, değişik isimler altında gizli bir plan ile buraya yerleştirildi”

    Yahudilerin Şabat adında tarikatı olduğunu aktaran Balcı, “Bu tarikatın içerisinde Netenyahu da dahil olmak üzere pek çok Museviler ve Siyonistler de mevcut. Bu tarikat çeşitli ülkeler de ki Yahudi nüfusunu arttırmak ve buralarda önce toprak alımı sonra Yahudilerin değişik isimler altında gizli bir plan ile buraya yerleştirilmesi ve sonradan da burayı fiili olarak işgal esasına dayanan bir harekettir bu” diye konuştu.

    “30 bin civarında Yahudi’nin buralara yerleştiği ve 25 bin dönüm arazi aldıkları değerlendirilmekte”

    Balcı, değerlendirmesine şöyle devam etti:
    “Şabat Tarikatı Ada’nın Karpaz bölgesinde yani kuzey doğusunda ve doğusunda yani İsrail tarafında ki sınırında tarıma elverişli arazileri üçüncü şahıslar eliyle satın alarak buralarda birtakım koloniler oluşturmaya başlamışlar. Bu kolonilerde çalışan işçi statüsünde İsrail askerlerinin eğitimlerinin yapıldığına dair istihbarı bilgiler alınmakta. Bu durumlar için tabii ki ilgili birimler gerekli önlemleri alıyorlar. 30 bin civarında Yahudi’nin buralara yerleştiği ve 25 bin dönüm arazi aldıkları değerlendirilmekte. İsrail’in veya gizli elemanlarının yani üçüncü kişiler tarafından buradan alınan topraklar ve buralarda yapılan inşaatlar derhal devletleştirilmeli.”