Etiket: skolyoz

  • Skolyoz kız çocuklarında daha sık görülüyor

    Skolyoz kız çocuklarında daha sık görülüyor

    Skolyozun tanımını yapan Denizli Özel Tekden Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahmut Argün, “Omurganın üç değişik düzlemdeki deformitelerine skolyoz diyoruz. Bu deformitelerden en belirgin olanı kişinin sağa ve sola doğru eğriliği olanıdır. Öne olan kamburluk veya arkaya olan belindeki çukurluk daha az göze batan deformitelerdir. Bir diğer deformitede omurgadaki sağa veya sola olan dönüklüktür” dedi.

    “Kız çocuklarında erkek çocuklarından dört kat daha fazla görülür”

    Skolyoz’un kız çocukarında daha yaygın görüşdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Argün, “Skolyozlu hastalarda eğriliğin açısı ölçüldükten sonra hastalar üç gruba ayrılır. Eğriliği 0 ile 20 derece olan hastalarda tedavi fizik tedavi rehabilitasyon programları ve takiptir. Eğriliği 20 ile 40 derece arasında olan hastalarda tedavi uygun korse uygulaması ve fizik tedavi rehabilitasyondur. Eğriliği 40 derece üzerinde olan hastalarda ise tedavi genellikle cerrahidir. Bu hastaların ameliyatında spinal enstrumanlar kullanılarak üç boyutlu düzeltme ile hastalar daha sağlıklı ve düzgün bir omurgaya sahip olabilirler” ifadelerini kullandı.

  • Duruş bozukluğu skolyoz işareti olabilir

    Duruş bozukluğu skolyoz işareti olabilir

    Skolyozun tanımını yapan  Beyin ve Sinir Cerrahisi Opr. Dr. Ali Kemal Ulaş, “Skolyoz (omurga eğriliği), omurganın sırt ve bel bölgesinin yana doğru eğriliği olarak tanımlanır. Büyümenin en hızlı yaşandığı ergenlik döneminde görülme sıklığı artan hastalığın tedavisinde başarılı sonuçlara ulaşabilmek için erken dönemde müdahale edilmesi büyük önem taşır” diye konuştu.

    “Her 100 kişiden 2 ila 4’ünde görülüyor”

    Toplumda yüzde 2-4 arasında görülen Skolyoz hastalığı ve cerrahi tedavisi hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Ali Kemal Ulaş, hastalığa kız çocuklarında erkeklere oranla daha sık rastlandığını söyledi. Dr. Ulaş, “Skolyoz, kötü duruş ve omuz seviyeleri arasında eşitsizlik, bel çukurlarındaki asimetri, bel kemiğinde bir tarafın öne çıkıntı yapması, sırtta bir tarafta kemik kabarıklık (kürek kemiğinde tümsek görünümü), elbiselerin vücuda tam oturmaması, kızlarda eteğin yukarı doğru çekilmesi, vücut dengesinde sağa ya da sola kayma şeklinde belirtiler ile kendini gösterir” şeklinde konuştu.

    “Erken teşhis önemli”

    Skolyozda görülen çocuktaki hafif değişikliklerin aile üyesi, yakın bir arkadaş ya da öğretmen tarafından fark edilebileceğini vurgulayan Dr. Ulaş, bu durumda mümkün olduğunca hızlı bir şekilde bir hekime başvurulması gerektiğine dikkat çekti. Skolyoz cerrahisinde amacın eğilmiş omurları düzgün bir şekilde dizip birbirine kaynatmak olduğunu dile getiren Ulaş, “Kaynama sonrasında bu bölge tek bir kemik (omur) gibi hareket eder. Genelde 45-50 derecenin üzerinde olan eğrilikler ergenlik bitip büyüme tamamlansa bile ilerlemeye devam eder. İlerleme sırtta ve belde estetik olarak kötü bir görüntü oluşturduğu gibi akciğer fonksiyonunu da bozabilir. Bu durumda skolyoz cerrahisi yapan çoğu doktor skolyoz eğriliğini azaltmak ya da artmasını engellemek için cerrahi tedaviyi tercih eder. Günümüz teknolojisi skolyoz cerrahlarının eğrilikleri düzeltebilme yeteneklerini artırmıştır. Böylece estetik olarak düzgün bir görüntü elde edilebilir. Eğrilmiş omurların birbirine kaynatıldığı füzyon ameliyatı, skolyoz eğriliğinin artmasını engellemekte çok başarılıdır” ifadelerini kullandı.

    “Skolyoz eğriliği ne kadar esnekse o kadar çok düzelir”

    Ameliyattan önce özel eğilmeli ya da traksiyon filmi denilen özel röntgen filmleriyle skolyoz eğriliğinin ne düzeyde esnek olduğunun anlaşılmaya çalışıldığını vurgulayan Dr. Ulaş şunları söyledi: “Ameliyatı yapacak olan cerrah bu filmlerle ölçüm yaparak esneklik hakkında fikir sahibi olur. Skolyoz eğriliği ne kadar esnekse, o kadar çok düzelme elde edilir. Skolyoz ameliyatından sonra iz kalmasını engellemek için cilt estetik dikiş kullanılarak dikilir. İz oluşumunu engelleyici kremlerin kullanılması ve ilk yıl güneşe çıkarken kesi hattının üzerinin örtülmesi kullanılan diğer önlemlerdir. Skolyoz ameliyatı, omurganın tekrardan pozisyon verildiği, kasların yerlerinin değiştiği büyük bir ameliyattır. Genelde ameliyat sonrası ilk günlerde ağrı daha fazla olur. Çoğu hasta ağrısı üçüncü günden sonra azalarak hastaneden taburcu olur. Daha sonra aşamalı olarak ağrıları azalır ve genelde 2 ya da 4 hafta sonra okul çağındaki çocuklar okula gidebilirler. Hastalar ameliyat sonrası ikinci günde ayağa kaldırılıp yürütülürler.”

  • Uzmanından skolyoz uyarısı

    Uzmanından skolyoz uyarısı

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gökalp Karaarslan skolyozun nedenleri ve tedavisi hakkında bilgilendirmede bulundu.
    Karaarslan, “Skolyoz, omurganın üç boyutlu bir deformitesidir. İdiyopatik skolyoz, omurgada yapısal eğriliğe neden olan bilinmeyen faktörlerle ortaya çıkan bir türdür. Skolyoz vakalarının yüzde 80’ini oluşturur. Genellikle erken gençlik ve çocukluk döneminde hızlı büyüme sırasında ortaya çıkar. Başlangıçta ağrısız ve asemptomatik olabilir. İlerleyen evrelerde duruş bozukluklarına, sırt ve bel ağrılarına, solunum ve kalp fonksiyonlarında bozulmalara neden olabilir.

    Ciddi ve çok ileri eğriliklerde ani ölüm riski yüksektir.
    Skolyozun açısı büyüdükçe ciddi nefes darlığı, solunum güçlüğü ve kardiyovasküler problemler oluşur. Bu tip ağır sağlık sorunları haliyle zamanla hastanın psikolojisini olumsuz etkiler.
    Erken tanı önemlidir, özellikle ergenlik döneminde eğriliğin ilerlemesini engellemek amaçlanır. Tedavi planı, hastanın yaşına, cinsiyetine, eğriliğin derecesine, tipine ve ilerleme riskine bağlı olarak belirlenir. Konservatif tedavi yöntemleri arasında egzersizler, korse kullanımı ve özel tedavi yöntemleri bulunur.

    Cerrahi tedavi, ilerleyen durumlarda ve eğrilik derecesi belirli bir seviyenin üzerindeyse tercih edilebilir. Yani omurga eğriliğini düzeltmeye yönelik olarak schroth tekniği gibi özel egzersizler ile birlikte stabilizasyon ve mobilizasyon egzersizleri ile birlikte etkili korse kullanımı ile kontrol altına alınamayan skolyoz vakalarında cerrahi yöntem tercih edilir.
    Skolyoz cerrahisinden amaç; eğriliğin ilerleyişinin durdurulması, deformitenin azaltılması, genel gövde dengesinin korunmasıdır. Kişinin yaşam kalitesinde olumlu ivme kazandırmasına yönelik yapılan skolyoz cerrahisi sonrasında hasta belli bir süre yakın izlem gereklidir. Günlük yaşam aktivitelerine dönme süreci 3-4 haftayı bulabilir.

    Cerrahi öncesi ve sonrası dikkatli bir izleme süreci çok önemlidir. Bu bilgiler, skolyozun tanısı, tedavisi ve olabilecek komplikasyonları hakkında genel bir anlayış sağlar. Ancak, her hasta özel olarak değerlendirilmeli ve tedavi planı bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmalıdır. Bu nedenle skolyoz tedavisinde konusunda uzman hekimler ve deneyimli sağlık merkezleri tercih edilmelidir” ifadelerine yer verdi.

  • Omurga eğriliğine dikkat

    Omurga eğriliğine dikkat

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker skolyozun omurganın 10 derecenin üzerinde eğriliği olarak tanımlandığını belirterek, bebeklik, çocukluk, adolesan ve yetişkinlikte farklı nedenlerle ortaya çıktığının altını çizdi. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker sözlerine şöyle devam etti:

    “Yapısal anatomik bozukluklar, travmalar, tümörler, kalça ve ayak deformiteleri, bel fıtığı, kas hastalıkları, nörolojik hastalıklar skolyoz sebebi olabilir. Ancak sıklıkla büyüme gelişme çağında 10-18 yaş grubunda nedeni bilinmeyen adolesan idiopatik skolyoz (AİS) en sık görülen skolyoz tipidir. Boy uzaması devam eden hastalarda erken tespit edilen 20 derecenin altındaki skolyozlar fizik tedavi ve hastaya özel egzersiz programı ile tedavi edilir. 20 derece üzerinde bu tedaviler ek olarak korseleme uygulanır. 40 derecenin üzerindeki skolyozda tedavi cerrahidir. Skolyozlu hastalarda görüntüde eğrilik dışında genellikle başka şikayet yoktur. Ekseriya düşük dereceli skolyozlar farklı nedenlerle çekilen grafilerde hekimler tarafından farkedilir. Aileler sıklıkla çocuğunda duruş bozukluğu veya omuz seviye farkı şikayetiyle polikliniğe başvurmaktadır. Skolyoz muayenesinde Adam’s testi en sık kullanılan muayene yöntemidir. Bu muayene şeklinde Postür analiz cetveli önünde hastanın öne doğru eğilmesi istenir, omurgadaki eğrilik ve sırtta yükseklik farkı olup olmadığı kontrol edilir. Skolyoza neden olabilecek kas hastalıkları, nörolojik hastalıklar, ortopedik deformiteler, bacak uzunluk farkı veya öyküde skolyoza neden olabilecek başka şikayetler varsa buna yönelik de muayeneler yapılır. Skolyoz grafisi ile skolyozun derecesi, tipi değerlendirilir, el veya kalça grafileriyle büyüme çekirdeklerinin durumu belirlenir. Nedene yönelik başka hastalık düşünülüyorsa bunlarla ilgili MR, kan, grafi ve EMG gibi tetkiklerde gerekirse istenir. AİS’li hastalarda büyümenin durmasıyla skolyozun ilerlemesi de durur. Nihai tedavi ne olursa olsun skolyozlu tüm hastalara hastaya özel egzersiz ile fizik tedavi ve rehabilitasyon programı önerilmektedir” dedi.

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker Egzersiz programının skolyozu geriletip, durdurabileceğini veya ilerlemenin yavaşlamasının sağlayabileceğini kaydetti. Yapılan çalışmalar cerrahi tedavi uygulanacak hastalarda bile ameliyat öncesi uygulanan egzersiz ve fizik tedavi programının ameliyat başarısını artırdığını gösterdiğine vurgu yaparak Skolyozdan şüphelenildiği durumda Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı olan bir doktora başvurulması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

  • Skolyoz farkındalık ayı

    Skolyoz farkındalık ayı

    Haziran ayı Skolyoz Farkındalık ayı olarak geçiyor ve skolyoz rahatsızlığının ne olduğu nasıl tedavi edilebileceği konusunda vatandaşların bilinçlendirilmesi amaçlanıyor.

    Skolyoz farkındalık ayı için Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Yunus Uysal Güncel Programında açıklamalarda bulundu.

     

  • Büyüme çağı skolyozu

    Büyüme çağı skolyozu

    Skolyozun toplumda tahmin edilenden daha yaygın görülen bir omurga eğriliği olduğunu söyleyen Doç. Dr. Mehmet Çetinkaya, “Skolyoz, birçok sebebe bağlı olabilir. En sık görülen tipi sebebi ortaya koyulamayan “Adölesan İdiyopatik Skolyoz” (AIS) olarak isimlendirdiğimiz tiptir. Bu tip skolyozlar genellikle daha selim seyirli olurlar ve tedavi süreçleri nispeten çok daha sorunsuz seyreder. İdiyopatik Skolyoz her yaşta ortaya çıkabilir. 10 yaşından sonra ortaya çıkanlara adölesan tip idiyopatik Skolyoz adı verilir. AIS, omurganın kendi etrafında dönmeye başlamasıyla tetiklenen üç boyutlu bir deformitedir. Karşıdan bakıldığında çocuğun gövdesinde S biçimli bir deformite, yani eğrilik oluşturur. Hastaların omuzlarında seviye farkı, sırtta, göğüste ve kaburga alt köşelerinde bir tarafta kabarıklık, bel çukurunda asimetri gibi bulgularla anlaşılır. Kesin tanısı tüm omurganın röntgen filmiyle görüntülenmesi ile koyulabilir” dedi.

    “Bazı skolyoz tipleri fizyoterapiyle kontrol altına alınabiliyor”

    Skolyoz eğriliklerinin çok küçük bir kısmının cerrahi gerektirdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Mehmet Çetinkaya, şöyle devam etti:
    “Skolyozun bir kısmı özellikle de erken teşhis edildiğinde, korse ve skolyoz spesifik fizyoterapi egzersizleri tedavileri ile kontrol altına alınabilir. Yapılan çalışmalar bu egzersizlerin ve iyi yapılmış bir korsenin skolyozun ilerlemesini durdurmada, yavaşlatmada, hatta bazen eğrilik miktarını azaltmada etkili olduğunu göstermiştir. Korse tedavisi alan hastaların spesifik egzersizlere devam etmesi veya sportif aktivitelerden uzak kalmaması çok önemlidir. Bazı durumlarda korse ve egzersiz tedavisi ne kadar iyi olursa olsun, eğrilikler ilerlemeye eğilimli olabilmekte veya hasta uyumsuzluğu olmakta ve skolyoz deformitesi istenmeyen bir seyir gösterebilmektedir. Bu sebeplerle kontrol altına alınamadığı takdirde veya çok ilerlediğinde ise son seçenek olarak cerrahi tedavi yöntemine geçilir. Cerrahi tedavi yöntemi olarak da mümkünse füzyonsuz, yani omurların birbirine kaynatılmadan ve hareketinin mümkün mertebe korunduğu, bu sayede hastanın fiziksel aktivitesinin mümkün olan en az miktarda etkilendiği yöntemler ilk sıra tedavi seçenekleridir.

    İpli skolyoz büyümesi devam eden çocuklara uygulanıyor

    Günümüzde kabul edilen altın standart tedavi yöntemi füzyonlu ameliyatlar olsa da, artık dünyanın ileri gelen tüm merkezlerinde uygun hastalarda ipli skolyoz yöntemi giderek daha sık kullanılmaya başlanmıştır. İpli skolyoz tedavisi genellikle büyümesi devam eden çocuklara uygulanır. Bu yöntemde omurga sırt kısmından değil, göğüs duvarı yan tarafından açılan küçük açıklıklardan yerleştirilen kamera ve özel aletler yardımıyla yapılır. Omurlar birbirine yüksek teknoloji ile üretilmiş özel bir ip yardımıyla gerdirilerek omurga eğriliği düzeltilir. Omurlar arasındaki hareket korunmuş olur. Son dönemde giderek yaygınlaşan bu teknik dünyanın bazı önemli omurga sağlığı merkezlerinde büyümesini tamamlamış hastalarda da uygulanmaya ve ümit verici sonuçlar alınmaya başlanmıştır.

    Normal hayata kısa sürede dönülebiliyor

    İşlem sonrası dönemde çocuklar normal hayatlarına çok daha kısa zamanda dönerler. Sportif aktivitelerine de hemen hemen tamamen benzer performans ile devam edebilirler. Belirli aralıklarla yapılan kontroller ile omurga deformitesi izlenerek nasıl davrandığı mutlaka takip edilir. Skolyoz tedavisi konusunda ailelerin oldukça seçici olması gerekir. Tedavi yapılan yerin bir ileri omurga merkezi olması önemlidir. Bu merkezlerde hastalar, deneyimli ve uluslararası omurga hastalıkları eğitimi almış omurga sağlığı uzmanları tarafından detaylı bir şekilde muayene edildikten ve değerlendirildikten sonra tedaviye alınır. Multidisipliner bir çalışma daha uygun olacaktır. Bu merkezlerde Aile ve hasta, hastalık hakkında en ince teferruatına kadar mutlaka bilgilendirilir. Gerektiğinde tedavi süreçleri boyunca, bazen de öncesi ve sonrasında, psikiyatri uzmanı yardımı alınır.”

  • Rus kızın yüzü Türkiye’de güldü

    Rus kızın yüzü Türkiye’de güldü

    Rusya’da yaşayan 22 yaşındaki Modelina Aleksandra, 12 yıl önce omurgasında eğrilik olduğunu fark etti. Ailesi ve yakınları tarafından birçok ülkeye tedavi için götürülen Aleksandra en sonunda Türkiye’nin yolunu tuttu. Her geçen gün omurgasındaki eğriliğin arttığını fark eden Aleksandra, yaptığı araştırmalar sonucu Bursa’ya geldi. Skolyoz eğriliğinin 60 derece olduğu tespit edilen Aleksandra, Robotik Skolyoz Cerrahisi ile sonunda sağlığına kavuştu.

    Kısa sürede ayağa kalkan kadın kontrolleri için geldiği doktoruna nasıl teşekkür edeceğini bilemedi. Yapılan tedaviden sonra yüzü gülen Aleksandra, “12 yaşındayken omurgamda eğriliğimin olduğunu fark ettik. Avrupa’da gitmediğim ülke kalmadı. Kullanmadığım krem ve korse kalmadı. 5 yılın üzerinde korse kullandım. Rusya’da doktorlar bana skolyozumu bir korse ile düzeltemeyeceklerini söyledikten sonra araştırmaya başladım. Çünkü yaklaşık üç yıl öncesine kadar, skolyoz eğriliği rahatsız etmiyordu. Hiç acı çekmedim. Sadece kozmetik bir düzensizlikti. Ama üç yıl önce her şey değişti. Şiddetli ağrılarım başladı. Yarım saatlik yürüyüş benim için artık bir sorun oluyordu. Bir an önce omurgamı düzeltmek istiyordum. Hayat kalitemi yükseltmek istiyordum. En son olarak yaptığım araştırmalar sonunda Türkiye’ye gelmeye karar verdim. Çünkü modern teknolojide son nokta olan Robotik Omurga Cerrahisinin sadece Türkiye’de Bursa’da olduğunu öğrendim” dedi.

    Aleksandra’nın kendilerine skolyoz şikâyetiyle geldiğini belirten Opr. Dr. Yunus Uysal, “Rusya’dan bize filmlerini gönderdiğinde omurgasında yaklaşık 60 derecelik bir eğriliği vardı. Ameliyat olması gerektiğini ilettik. Bizim önerimiz doğrultusundan Rusya’dan Türkiye’ye geldi. Burayı tercih etmesinin sebebi, Türkiye’deki tıp uygulamalarının üst seviyede olması olmuş. Kurumumuzda mevcut olan robotik omurga cerrahisini tekniğinden faydalanarak skolyoz ameliyatını gerçekleştirdik. Ameliyattan önce 60 derece olan eğriliği, neredeyse ‘0’ derecesine kadar düzelttik ve yüz güldürücü bir sonuç aldık” diye konuştu.

    Robotik omurga cerrahisinin şuan Türkiye’de sadece Bursa’da uygulanmakta olduğunu ifade eden Uysal, “Dünya çapında da uygulanması henüz çok yeni bir teknolojidir. Giderek daha fazla ilgi çeken bir alan oluyor. Avantajları, hastaya ameliyattan önce bilgisayar ortamında çektiğimiz tomografi üzerinden bir planlama yapıyoruz. Her bir vidanın kaç milimetrelik olacağına ve kaç derecelik açı ile işlem yapılacağına karar veriyoruz. Daha sonra ameliyat sırasında bu sonuçları robota yüklüyoruz. Robotun bir kolu var. Ameliyat esnasında her bir vida için robotun kolu pozisyon alıyor. Bu pozisyondayken biz vidanın nerede olduğunu canlı olarak eş zamanlı görüyoruz. Bu ameliyatlarda vidanın yanlış yerleşmesini önleyerek, sinir hasarlarının önüne geçilmiş oluyor. Çünkü ameliyat esnasında böyle bir robot kullanılmıyorsa, hekim kendi hissiyatıyla o vidaları yerleştirmiş oluyor” dedi.

    “Robotik skolyoz cerrahisi ile ameliyat riski azalıyor”

    Omurga eğriliği ameliyatı risklerini en aza indirmek için ameliyatın yüksek hassasiyetle yapılmasını sağlayan modern teknolojiler ile skolyoz ameliyatlarının artık çok daha güvenilir hale geldiğini belirten Uysal, “Bu zamana kadar omurgada gerçekleşen ameliyatların beraberinde birtakım riskleri de getirmesinin birçok kişiyi düşündürmekteydi. Robotik skolyoz ameliyatı felç de dâhil olmak üzere birçok riski azaltıyor.

    Robotik omurga cerrahisi sayesinde omurgaya yerleştirilecek vidalarda yüzde 99,5 ve üzeri doğruluk oranının sağlanması, günümüzde skolyoz ameliyatlarından alınabilecek en iyi başarı oranını bizlere sunuyor” diye konuştu.

    Aynı zamanda omurga eğriliği olarak bilinen skolyozda ameliyat kararını belirleyen faktörlerden birinin ileri derecede eğrilik olduğunu dile getiren Opr. Dr. Uysal, “Omurga eğriliğinin 40 derece ve üzeri olduğu hastalara, ameliyat dışı tedavilerin yeterli olmaması durumunu ve şiddetli ağrıların olup olmadığını da değerlendirerek cerrahi tedavi önermekteyiz. Robotik omurga cerrahisinde kullandığımız yeni nesil MAZOR robotu ile ameliyat öncesi veya ameliyat sırasında, her hastanın omurga yapısına özel olarak planlama yapabilmekteyiz. Buradaki hedefimiz omurlara vida ve rod adını verdiğimiz metal çubuklardan oluşan implantlar yerleştirerek eğriliğin düzeltilmesi ile düzeltilen bölgedeki omurların birbiriyle kaynaşmasını sağlamaktır. Robotik omurga cerrahisinin buradaki inanılmaz etkisi, implantların yerleştirileceği noktaları son derece hassas ve detaylı hesaplamalarla gerçekleştirerek en iyi açının sağlanması ve minimum hata ile ameliyatın tamamlanmasıdır. Ameliyat sırasında yapılan işlemleri eş zamanlı ve en önemlisi 3 boyutlu olarak takip edebiliyor olmamız ise robotik omurga cerrahisinin bizlere sağladığı bir diğer avantajdır” şeklinde ifade etti.

    Son olarak robotik skolyoz cerrahisinin ameliyat sonrası süreçteki avantajına değinen Opr. Dr. Yunus Uysal “Hastaların meydana gelebilecek risklerden korkması doğaldır. Fakat robotik skolyoz cerrahisi sonrasında hastalar, geleneksel skolyoz ameliyatlarına göre daha az ağrı hissetmekte ve daha hızlı bir iyileşme sürecinden geçmektedir” dedi.