Etiket: soğuk

  • Bayburt’ta geceleri soğuk hava etkili oluyor

    Bayburt’ta geceleri soğuk hava etkili oluyor

    Yüksek kesimlere yağan kar yağışının ardından soğuk hava etkili olmaya başladı. Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğü ekiplerince yapılan son değerlendirmelere göre bugün Bayburt’ta hava parçalı bulutlu geçecek. Sabah ve gece saatlerinde yer yer sis ve pus ile birlikte buzlanma ve don olayı görülecek. Hava sıcaklığı mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgar güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek.
    Sabah araç camlarının buz tuttuğu kentte en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere; Bayburt merkezde 8, Aydıntepe’de 10, Demirözü’nde 11 derece olarak kaydedildi.

  • Dondurucu soğukta zorlu ekmek mücadelesi

    Dondurucu soğukta zorlu ekmek mücadelesi

    Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan ve her yıl 15 Nisan-15 Temmuz tarihlerinde üremek amacıyla tatlı sulara göç ettiği için avlanması yasaklanan inci kefali, binlerce ailenin geçim kaynağını oluşturuyor. İlkbahar mevsiminde tatlı sulara gerçekleştirdiği göç ile hafızalarda yer edinen inci kefali, kış mevsiminde balıkçıların yüzünü güldürdü. Sabahın erken saatlerinde teknelerle Van Gölü’ne açılan balıkçılar, yörede bilinen kış balıkçılığı için her gün ağlarını Van Gölü sularına bırakıyor. Bazen dolu bazen boş çıkan ağlar onlarca balıkçı ailesinin tek geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Van Gölü’nün soğuk mavi sularına ağlarını atan balıkçılar akşama kadar zorlu bir av ile evlerine ekmek götürmenin mücadelesini vermeye devam ediyor.

    “İnsanlığın var olduğu ilk günden günümüze kadar değişmeyen tek unsur gıda”

    YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Van Gölü 3 bin 712 kilometrekare yüzey alanı ile beraber dünyadaki en büyük sodalı gölünü oluşturuyor. Yaşadığımızı son kovit-19 pandemisi ve dünyadaki diğer olaylar artık gıdanın ne kadar önemli olduğunu bize bir kere daha gösterdi. Bu açıdan ülkemiz iç sularındaki avcılık yoluyla elde edilen toplam üretimin üçte birlik gibi devasa bir bölümünü karşılayan Van Gölü’ndeki inci kefali her geçen yıl yükselen bir değer haline gelecek. Teknolojiniz ne kadar gelişirse gelişsin dünyadaki değişmeyen tek şey gıda ihtiyacı. İnsanlığın var olduğu ilk günden günümüze kadar değişmeyen belki de tek unsur gıda. Bu noktada inci kefali her yıl yükselen ve değer kazanan önemli bir meta haline gelecek. Van Gölü’nde yaşayan inci kefalleri yaz aylarında göl suyu sıcaklığının armasıyla beraber yüzeye yakın bir şekilde hareket ediyor. Yaz ayı geldiği zaman derinliğin 1-2 metre olduğu sularda görüyoruz. Fakat kış mevsimi geldiğinde havan soğumasıyla birlikte özellikle yüzey suların sıcaklığının düşmesiyle beraber inci kefalleri derinlere doğru hareket ediyor. Geçtiğimiz yıl Aralık ayının başında inci kefalleri 60-70 metrelerdeydi. Fakat bu sene 48-50 metrelerde gezdiğini dolaştığını görüyoruz. Dolayısıyla Van Gölü’nün aslında geçen yıla göre tam olarak soğuyamadığını gösteriyor bize. Göl soğuduğu zaman inci kefalleri daha da derinlere inecek” dedi.

    “Van Gölü ve inci kefali çok hassas bir yapıya sahip”

    Akkuş, “İnci kefalinin geçtiğimiz yıllara göre boyunda bariz bir artış var. Geçtiğimiz yıllarda ağ göz açıklığı 18 milimetrelik ağlar kullanılırken bugün 22-24 milimlik ağların kullanıldığını görüyoruz. Bu balığın boyunun attığını çok bariz bir göstergesi. Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından hazırlanan balıkçılık yönetimi ile beraber inci kefalinin artık boyu büyüdü. Bu seneki balık bolluğu geçen sene ile aynı seyirde devam ediyor. Fakat Van Gölü ve inci kefali çok hassas bir yapıya sahip. Van Gölü’ndeki inci kefalleri bu bollukta avlanmaya devam etmesi için koruma çalışmalarından taviz verilmeden sürdürülmesi gerekiyor. Ayrıca yaz aylarındaki üreme döneminde yani göldeki inci kefalleri akarsuları göç ettiği zaman, akarsu yataklarında mutlaka suyun olması gerekiyor. Bunun için de özellikle Bendimai Çayı gibi büyük akarsulardaki suyun tamamının tarımsal sulamaya kesilmemesi gerekli. Geçen sene bildiğiniz gibi Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü tarafından Bendimaçi Çayı yatağındaki suyun tamamı tarımsal sulamaya kesildi ve o bölgede göç sekteye uğradı. İnci kefali göçücü bir tür. Üremeyen hiçbir canlı neslini devam ettiremez. Şayet Van Gölü’nde inci kefalinin neslinin devam etmesini istiyorsak yüz binlerce yıldır göldeki varlığını ileriki nesillere aktarmak istiyorsak üreme dönemi hem koruma çalışmalarına hem aralıksız devam etmek gerekiyor hem de akarsu yataklarındaki suyun tamamını tarımsal sulamaya almamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

  • Rusya’da termometreler eksi 56 derecede

    Rusya’da termometreler eksi 56 derecede

    Rusya’da kış mevsiminin gelmesi ile sıcaklıklar düştü. Rusya’nın Sibirya bölgesinde yer alan Yakutistan’da sıcaklıklar eksi 50’nin altına düştü. Yakutistan’da yer alan Yakutsk’ta hava sıcaklığı eksi 44 ile eksi 47 arasında ölçülürken, Oymyakon’da ise akşam saatlerinde hava sıcaklığı eksi 56 derece olarak kaydedildi. Uzmanlar, rüzgar ve nem göz önüne alındığında Oymyakon’da hava sıcaklığının eksi 60 dereceden daha fazla hissedileceğini ve sıcaklıkların gece boyunca daha da düşeceğini söyledi.
    Rusya Ulusal Meteoroloji Servisi tarafından yapılan açıklamada, “Rusya’nın Avrupa kısmında, Urallar ve Sibirya bölgelerinde don olayının aralık ayının ilk haftasında artması bekleniyor” denildi.

    Moskova’da kar kalınlığı 35 santimetreye ulaştı
    Başkent Moskova ise şiddetli kar yağışı sonucu beyaza bürünürken, yer yer kar kalınlığı 35 santimetreye ulaştı. Moskova’nın bazı havaalanlarında uçuşlar ertelendi. Moskova ve çevresindeki bölgede sıcaklıkların bu hafta içinde yaklaşık eksi 20 dereceye düşeceği tahmin ediliyor.

  • Soğuklar geldi, çaylara rağbet arttı

    Soğuklar geldi, çaylara rağbet arttı

    Havaların hızla soğuduğu, sık sık sıcaklık değişimlerinin yaşandığı günler, soğuk algınlığı, nezle ve gribe de davetiye çıkarıyor. Vatandaşların hastalıklardan korunmak için ilk başvurdukları yöntem ise bitki çayları oluyor. Soğuk havalar bitki çaylarına rağbeti artırırken, aktarlarda en çok zencefil, zerdeçal, tarçın, ıhlamur, adaçayı gibi şifalı bitkiler ile çeşitli bitkilerin bir araya getirildiği karışımlar satılıyor.

    Mersin’in en işlek caddelerinden Silifke Caddesi üzerinde 51 yıldır aktarlık yapan Mahmut Karadayı, artık insanların bitki çaylarına ilgisinin arttığını söyledi. Karadayı, “Bizim ülkemiz hakikaten Allah vergisi, yedi iklimin yaşandığı bir ülke. 2 bin 400’e yakın bizde bitki türü var. Bizdeki ilaçta bitki tüketimi payı yüzde 8-9. Ancak Avrupa’da bin 400 civarında bitki çeşidi var. Orada baktığımız zaman ilaç tüketimindeki şifalı bitki payı yüzde 80. Çünkü bir Alman doktor geldi bana dedi ki ‘Biz artık tıbbi ilaçları kullanmıyoruz, hep doğal ilaçlar kullanıyoruz.’ Arkadaşlarının hep Hindistan’a gittiğini, orada bitki çaylarından ilaç nasıl yapıldığını araştırdığını söyledi. Çünkü artık dünya buna dönüyor. Eskiden Lokman Hekim vardı. Böyle ilaç fabrikaları, ilaçlar yoktu. İnsanlar doğal yapılan bitki ilaçlarıyla hastalıklarını iyileştiriyor ve ölmüyorlardı” dedi.

    “En çok zencefil, tarçın, zerdeçal tercih ediliyor”

    Artık insanların vücudunun tıbbi ilaçlara karşı bağışıklık kazandığını savunan Karadayı, “Artık antibiyotikler iyileştirmiyor çünkü vücut ona alıştı. Şu anda biz prostatla ilgili bitki ilacı satıyoruz. Hakikaten ister inanın, ister inanmayın ameliyatsız kurtuluyor insanlar. Bazı mesela bitkiler var. Çoklu karışım yani 30’un üzerinde. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hasta olmuyor. Aslında buradaki olay hasta olmadan bunları kullanmak. Bunları yiyip, içeceksin ki bağışıklık sistemin güçlensin ve hastalıklara karşı sizi korusun. En çok zencefil, tarçın, zerdeçal tercih ediliyor. Bir de hatmi ve ıhlamur, adaçayı var. Bitki çayları bir defa üst solunum yolu hastalıklarına birebir. Mesela kan temizleyen ilaçlar var. Mesela şu zerdeçal hem kanı temizliyor hem de karaciğeri temizliyor hem de bağışıklık sistemini artırıyor. Zencefil üst solunum enfeksiyonlarına daha ziyade akciğere ve mideye iyi geliyor. Bunların bir faydası var, yanında 10 tane daha faydası var. Bunlar tıbbi ilaçlar gibi 1 kar 10 tane zarar değil. Bunların bir yararı var yanında 10 tane daha yararı var. Bunlardan hayatta kimse zarar görmemiştir. Ne derler, ‘ayağını sıcak tut başını serin, düşünme derin derin’ böyle bir söz var. Onun için de biz de diyoruz ki insanlara kardeşim tedbirini al, takdiri Allah’a bırak” diye konuştu.

  • Ardahan’da Sibirya soğukları

    Ardahan’da Sibirya soğukları

    Ardahan’da Sibirya soğukları etkili oluyor. Gece en düşük hava sıcaklığının sıfırın altında 12,5 derece ölçüldüğü kent merkezinde ağaçları kırağı kapladı.

    Dondurucu soğukla birlikte Göle ilçesinde hava sıcaklığı sıfırın altında 19 derece ölçüldü. Türkiye’de en düşük hava sıcaklığının görüldüğü kentte bugün sis de etkili oldu.

    Ardahan ve ilçelerinde gece en düşük hava sıcaklıkları şöyle oldu:
    “Ardahan merkez eksi 12,5, Göle eksi 19, Hanak eksi 12,3, Çıldır eksi 11,5, Damal eksi 18,7, Posof eksi 9.”

  • Türkiye’nin en soğuk ili Bolu oldu

    Türkiye’nin en soğuk ili Bolu oldu

    Edinilen bilgiye göre, Meteoroloji Genel Müdürlüğü 1711 Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonundan alınan il ve ilçelere ait meteorolojik parametrelerde, Türkiye’nin en soğuk ili sıfırın alında 11,3 dereceyle Bolu’nun kayak turizmi merkezi Kartalkaya olarak kayıtlara geçti.

    Kartalkaya Kayak Merkezi’nde hava sıcaklığı eksi 11,3 derece olarak ölçülürken, Düzce Gölyaka Kardüz Yaylası eksi 10, 2 dereceyle ikinci sırada yer aldı. Türkiye’nin en soğuk üçüncü yeri ise eksi 10 derece ile Çankırı’nın Ilgaz dağı oldu.

  • Soğuklar uzay tutkusundan vazgeçiremedi

    Soğuklar uzay tutkusundan vazgeçiremedi

    Uzay ve gökyüzünün iyi gözlemlendiği yerlerden biri olan Bitlis’te uzun yıllardır uzay ve doğa gözlemi yapan Dr. Öğretim Üyesi Cihan Önen, dondurucu soğuğa rağmen uzay tutkusundan vazgeçmiyor.

    Yılın bu dönemlerinde net şekilde izlenebilen Orion Bulutsusu, Andormeda Galaksisi ve Ülker Takım Yıldızı’nı da gözlemleyebilmek için kolları sıvayan Önen ve ekibi, Tatvan ilçesinin 2 bin 250 rakımlı Nemrut Kalderası’nın zirvesine çıkıp eksi 3 dereceyi gören soğuk havaya rağmen gözlem yaptı. Dondurucu havaların bile uzay tutkusundan vazgeçiremediği Önen, teleskopla Orion Bulutsusu, Andormeda Galaksisi ve Ülker Takım Yıldızı’nın muhteşem ihtişamını görüntüledi. Seyrine tatminsiz görüntüleri kayda alan Önen, arşivine birbirinden değerli yeni görüntüler ekledi.

    Uzun bir zamandan beri Orion Bulutsusunu gözlemlemek için bu zamanı bekleyen Önen, Andormeda Galaksisi ve Ülker Takım Yıldızı’nı görüntülemek için beklediğini söyledi. Uzay ve evreni anlama tutkusunun tüm zorlukların önüne geçtiğini dile getiren Önen; Orion Bulutsusu, Andormeda Galaksisi ve Ülker Takım Yıldızı kışın daha net görebildiklerini ifade ederek,

    “Bizlerde uzun bir zamandır bugünleri bekliyorduk. Bunun içinde ekip arkadaşım Mustafa Uçak Beyle gözlem yapmak üzere Nemrut Kalderası’na geldik. Nemrut Kalderası bu anlamda Bitlis’in ışık kirliliğinin az olduğu ve iyi gözlemlerin yapılabildiği yerlerden biri. Bizlerde Orion Bulutsusu, Andormeda Galaksisi ve Ülker Takım Yıldızı’nı en net şekilde gözlemleyip kayda alabildik. Kendine hayran bırakan muhteşem bir görüntüsü var. Hava her ne kadar buz kesse de uzayın muhteşem görüntüsü adeta içimizi ısıttı. Bu muhteşem kareleri kış mevsiminde daha net görebilmekteyiz. Uzayın bu muhteşem ihtişamını izlemek için dondurucu soğuğu da göze almak gerekiyor. Ancak güzelliklerinin yanı sıra tehlikeleri de içerisinde barındığından herkese önermiyoruz. Bu güzel anlara tanık olmaktan ve fotoğraflamaktan çok mutluyuz” diye konuştu.

  • Soğuyan havalar kömür satışların artırdı

    Soğuyan havalar kömür satışların artırdı

    Ülke genelinde ve Tokat’ta havaların soğuması ve kış mevsiminin yaklaşmasıyla beraber vatandaşlar kış hazırlıkları yaparak kömür ve odun almaya başladı. Tokat’ın Niksar ilçesinde 32 yıldır kömür ve odun satışı yapan Demir Aybak, mevsimin gelmesiyle birlikte kömür ve odun satışlarında hareketlilik olduğunu söyledi. Aybak, son yıllarda özellikle yeni yapılan konutlarda kışın yakıt olarak doğal gaz kullanılırken, kırsal kesimde ikamet eden vatandaşlar, odun ve kömür yakarak kış mevsimini geçirdiğini belirti.

    “3 bin 500 ile 4 bin lira arasında gidiyor”

    Yerli kömüre olan ilginin daha az olduğunu belirten Demir Aybak, “32 senedir bu sektörle uğraşıyorum. Hep odun satıyorduk sonra bu kömür işleri yeni çıkmıştı. Baktık yeni bir sektör, biz de ya nasip bismillah diye başladık işimize, 32 senedir de devam ediyoruz. Önce yerli kömürler satıyorduk, şimdi ithal kömüre döndük. Yerli kömürler biraz daha kalorisi düşük olduğu için pek rağbet görmüyor. Bir de kül ve dumanı fazla, onun için şu anda ithal kömür satıyoruz. Kömür fiyatları, geçen yılla bu yıl arasında pek fark yok. Biraz dolar bazında düştü kömür fiyatları, geçen sene 6 bindi. Bu sene 7 bin liraya satıyoruz. Nakliye geçen sene 3 bin liraydı, şimdi 7 bin liraya geliyor kamyon nakliyesi ama yapacak bir şey yok. Fiyatların düşüşü dolarla alakalı. Dolar olarak düştüler yani, Rusya’da enerji fiyatlarında düşüklük var. Geçen sene bu savaştan dolayı biraz kısıtlama oluyordu. Ondan dolayı kurum fiyatları çok yüksekti, bu sene normal. Kömürün kalitesi iyi dediğim gibi 6 bin kaloriden aşağı ithal edilmiyor. Hepsi 6 binin üzerinde, 7 bin ila 7 bin 500 arasında kalori değerleri. Oduna gelince çevremizde çok fazla odun fabrikası var. Sunta, kontra gibi üretim yapılıyor. Onlardan dolayı odun fiyatı biraz yüksek. 3 bin 500 ile 4 bin lira arasında gidiyor” dedi.

    “Genelde gelir seviyesinin düşük müşterilerimiz geliyor”

    Havaların soğumasıyla birlikte satışların yükselmeye başladığını belirten Aybak, “Vatandaşın odun, kömür alırken illa ki şikayetleri oluyor ama kış sezonu geldiği için mecbur yakacak bunu. Kırıyor, sarıyor yine de alıyor. Biz de belli bir taksit imkanı sunuyoruz. Zaten memleketimizin geneli doğal gaza döndüğünden, kirada oturanlar evine kombi falan alamıyor pahalı olduğundan, bize de genelde biraz gelir seviyesinin düşük müşterilerimiz geliyor. Onları da biz idare ediyoruz. Odun kömür satışları genelde 10. ve 11. ayda biraz daha yoğun oluyor. Biraz da köylerimizde nüfus çoğalmaya başladı. Köylere de bayağı sevkiyatımız olmaya başladı. Eskiden büyük şehirlerde durmuş, emekli olmuş ağabeylerimiz, büyüklerimiz geliyor köylere yerleşiyor. Biz de onların ihtiyaçlarını götürüyoruz. Köylerdeki satışlarımız bayağı iyi yani. Allah herkesin işini rast getirsin. Herkesin işi zorlaştı. Çünkü maliyetler bayağı yükseldi. Yani işçi çalıştıramıyoruz, işte gelen nakliyeler pahalı tutuyor ama yapacak bir şey yok. Hayat devam ediyor. Allah hepimize kolaylıklar versin” diye konuştu.

  • Dışarıda üşüyen köpek tramvaya sığındı

    Dışarıda üşüyen köpek tramvaya sığındı

    Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte soğuk hava etkisini hissettirmeye başladı. Eskişehir’de özellikle sabah saatlerinde hava sıcaklığı 1 dereceye kadar düşerken, soğuk hava sokak hayvanlarını da etkiliyor.

    Soğuk için çözüm arayan bir sokak köpeği, Çamlıca-SSK seferini yapan tramvaya binerek ısındı. Tramvay şehir merkezine yaklaştıkça kalabalıklaşmasına rağmen yolcuların uyuyan köpeği rahatsız etmemeye çalışması ise görenlerin takdirini topladı.

  • Kış öncesinde saç dökülmesine dikkat

    Kış öncesinde saç dökülmesine dikkat

    Doğu Anadolu’da gece ve sabah saatlerinde soğuk hava etkisini gösterirken uzmanlar az bir süre kalan kış ayları öncesinde saç bakımına dikkat çekti. Özellikle şapka ve bere gibi aksesuarlar soğuktan korumak için önem taşırken, kafada uzun süre bulundurulması durumunda saç köklerine ve saçlara zarar verebiliyor. Bu nedenlerle saç dökülmeleri kış aylarında ciddi oranlara ulaşırken, uzmanlar soğuk havalarda saç bakımının önemine dikkat çekiyor.

    “Mevsim geçişlerinde daha çok artıyor”

    Saçların kuruyup nemsiz kaldığını ifade eden uzmanlar şu bilgilere yer verdi: “Saç dökülmesi genetik olan, hormon bozukluğundan ve vitamin eksikliğinden olan bir şey. Tabi ki mevsim geçişlerinde bunlar daha çok artıyor. Bunun sebeplerin arasında; bere takılması, saçların kuruması, yıpranması ve insanların saçlarına bakım yaptırmaması yer alıyor. Normalde bir insanın saçı yüzde 50 dökülecekse, mevsim geçişlerinde bu oran yüzde 80’e ulaşabiliyor. Bu da özellikle saçların kuru ve nemsiz olmasından kaynaklanıyor. Saçın bir ‘ph’ oranı var. Bu saçın asitlik oranı. Burada ph cetveline göre rakamın 4,5 ila 5,5 arası olması lazım. Bu oran 7,5 ila 8,5 oranlarına çıktığında saçlar, yıpranmalara ve kopmalara maruz kalıyor. Bu oranın bu kadar yükselmemesi için saçlara keratin bakımı, keratin botoks bakımı, nem bakımı uygulanabilir ve bu sorunlar engellenebilir. Vatandaşlar, mevsim geçişlerinde bere kullandıkları için de saçlarının yıpranmasına ve kopmasına sebep olabiliyorlar. İnsanlarımız saç kestirmeyi, saçı yıkatmayı saç bakımı sanıyorlar. Aslında böyle bir şey yok. Gün içinde 3 öğün nasıl karnımız acıkıyorsa saçımızın da karnı acıkıyor. Bunun protein bakımı, nem bakımı, yıkaması gibi birçok kısmı var. Genellikle vatandaşlar evlerinde sülfatlı, silikonlu, parabenli şampuanlar kullandıkları için bu konuda sorun yaşayabiliyorlar. Genellikle her şampuanın içinde sülfat ve paraben var. Bu da saçın kurumasına sebep oluyor. Vatandaşlarımız sülfatsız ve parabensiz şampuanlar kullandıklarında saçlarının daha az kurumasını sağlarlar dökülmesini azaltabilirler.”