Etiket: son dakika haberleri

  • Türkiye’de son 24 saatte 235 can kaybı

    Türkiye’de son 24 saatte 235 can kaybı

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin 15 Aralık 2020 tarihli günlük koronavirüs tablosunu açıkladı.

    Türkiye’de son 24 saatte 206.190 test yapıldı, 32.102 kişinin koronavirüs testi pozitif çıktı, 235 kişi hayatını kaybetti. 29.247 kişi daha iyileşerek sağlığına kavuştu.

    Bakan Koca; “Bugün tespit edilen 5.105 yeni hastamız var. Ağır hasta sayımız durağan seyrediyor. Kayıplarımızı azaltmak zorundayız. Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durarak sevdiklerimizi koruyalım.”

  • Merkez Bankası’ndan piyasalara ilişkin açıklama

    Merkez Bankası’ndan piyasalara ilişkin açıklama

    Merkez Bankası, piyasalardaki hareketliliğe ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Piyasalarda oluşan fiyat gelişmeleri yakından izlenmektedir. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar temel amaçları çerçevesinde, elindeki bütün araçları piyasalardaki aşırı oynaklığın azaltılması doğrultusunda kullanacaktır” denildi.

    Merkez Bankası açıklaması şöyle:

    Uygulamaya alınan mali ve parasal politikalar küresel salgın hastalığın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin sınırlandırılmasında ve üretken kapasitenin korunmasında başarılı olmuştur. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi toparlanmanın güç kazandığına işaret etmektedir. Bu bağlamda Ağustos başı itibariyle iktisadi faaliyetteki normalleşme süreciyle birlikte, hedefli ilave likidite imkânları kademeli olarak azaltılacaktır.

    Öte yandan, piyasalarda oluşan fiyat gelişmeleri yakından izlenmektedir. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar temel amaçları çerçevesinde, elindeki bütün araçları piyasalardaki aşırı
    oynaklığın azaltılması doğrultusunda kullanacaktır.”

  • Akdeniz’de 4.2 büyüklüğünde deprem

    Akdeniz’de 4.2 büyüklüğünde deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 06.43’te Akdeniz’de 4,2 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

    Depremin 35,30 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.

  • Son Dakika: Cemal Enginyurt MHP’den ihraç edildi

    Son Dakika: Cemal Enginyurt MHP’den ihraç edildi

    AK Parti’ye yönelik sert eleştiriyle gündeme gelen, son alarak da “Tarım Bakanı bugün fındık üreticisine ihanet etmiştir” diyen Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, MHP’den ihraç edildi. İhraç sonrası bir açıklama yapan Enginyurt, “İhraç edenler! Bir gün sıra size de gelir” şeklinde tweet attı.

    Kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, partisinden ihraç edildi. Enginyurt, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin fındık rekoltesi açıklamasına sert tepki göstermişti. Pakdemirli’nin rekolteyi beklenenden yüksek açıkladığını savunmuş ve “Tarım Bakanı bugün fındık üreticisine ihanet etmiştir” demişti.

    “BU ARKADAŞLAR BİZİ YOK SAYIYORLAR” DEMİŞTİ

    MHP’li vekil, “Her yerde savunuyoruz, her yerde anlatıyoruz. Cumhur İttifakı’ndan başka bir şey söylemiyoruz. Biz her söze başladığımızda Sayın Cumhurbaşkanı diye başlıyoruz. Her söze başladığımızda Cumhur İttifakı diyoruz. Ama bu arkadaşlar bizi hiç, yok sayıyorlar. Her yerde yok sayıyorlar. Belediyelerde, sokakta, siyasette yok sayıyorlar. En son da bugün Tarım Bakanı” diye eklemişti.

    DEVLET BAHÇELİ UYARMIŞTI

    Cemal Enginyurt geçen ay katıldığı bir YouTube yayınında, AKP hakkında yaptığı sert çıkışlar nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından uyarıldığını açıklamıştı.

    “BU BEDELİ ÖDEMEK ŞEREFTİR”

    Enginyurt, disipline sevk edilmesinin ardından twitter’dan tepkisini dile getirdi. Yaptığı açıklamaların arkasında duran Enginyurt, “Fındık üreticisinin hakkını savunmak, vatanı savunmak gibidir. Fındıkta oynanan oyunlara karşı durmanın bedeli ağır da olsa; bu bedeli ödemek Ordulular adına şereftir. Şerefin tavizi olmaz. MHP, vazgeçilmez sevdamdır” diye tweet attı.

    MHP KARARI BÖYLE DUYURDU

    Cemal Enginyurt’un ihracıyla ilgili MHP’den yapılan açıklamada şöyle denildi: Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt hakkında, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Disiplin Kurulu’nun 30.07.2020 tarihinde yaptığı toplantı sonucu alınan karar ile Milliyetçi Hareket Partisi Tüzüğü’nün 78. maddesinin Kesin Çıkarma Cezasını Gerektiren Haller Başlıklı” 4. Bendinin (c), (e) ve (i) fıkrası hükümleri uyarınca parti üyeliğinden kesin olarak çıkarılmasına karar verilmiştir.

    ENGİNYURT’TAN İLK AÇIKLAMA: BİR GÜN SIRA SİZE DE GELİR

    İhraç kararının ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Cemal Enginyurt, şunları söyledi: MHP den ihraç ettiniz. Ülkücülüğümü almadınız, alamazsınız. İhraç edenler! Bir gün sıra size de gelir. Konuşmamı kesemezsiniz, kesemeyeceksiniz. Ülkücülerin sesini kimse kesemez. Millet, devlet ve Ordulular için hep doğruları konuşan olacağım.

  • Türkiye’de ilk kez insan üzerinde aşı denenecek

    Türkiye’de ilk kez insan üzerinde aşı denenecek

    Türkiye’de ilk kez bir Kovid-19 aşı adayı, insanlarda denenmeye başlanacak. 10 yıl önce, başka bir proje için geliştirilen yapay akciğer modeli ile azot tankında dondurularak bekletilen akciğere özel bağışıklık hücrelerinin ‘uyandırılarak’, Kovid aşısı araştırmasında kullanılması, projede hızla yol kat edilmesini sağladı. Böylece, hem ilk sonuçları, hem de etkinliği açısından dünya devlerinin Kovid-19 aşısında elde ettiği başarıya Ankara’da da ulaşıldı. Her şey yolunda giderse yıl sonunda hazır olması hedeflenen yerli Kovid aşısı, burundan uygulanacak ve dünyada ilk kez bir aşının ek içeriğinin belirli bir süreliğine de olsa tedaviyi destekleyici özelliği de olacak.

    Sanayi Bakanlığı’nın, Kovid 19 salgınının Çin’de ortaya çıkmasının ardından Şubat ayı sonlarında Türkiye’de aşı geliştirmek için özel sektör ve üniversitelere çağrı yapması ve Sağlık Bakanlığı’nın da yönlendirmesiyle yerli koronavirüs aşısı geliştirmek üzere bir bilim ordusu kuran Nanografi A.Ş. ve aşı ekibi, 5 aydır büyük bir gizlilik içinde yürüttükleri aşı çalışmalarının detaylarını ilk kez Demirören Haber Ajansı (DHA) ile paylaştı. Kamu ve özel sektör desteği ile üç üniversiteden bilim insanlarının geliştirdiği aşının gönüllü insan denemeleri için gerekli başvuruları da yapıldı. ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi gibi Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden kimya, genetik, biyokimya ve tıp alanlarında her biri önemli çalışmalara imza atmış akademisyenlerden oluşan 40 kişilik ekip, Kovid 19’a çare olacak aşıyı geliştirmek için gece gündüz çalıştı, hayvan ve bağışıklık hücresi deneylerini tamamladı. Çalışma sonuçlarını içeren dosyalar ve detaylı raporlarla etik kurul onayı için başvurusu yapılan aşı çalışmasında, maymun denemeleri ile eş zamanlı olarak insan denemeleri de yürütülecek.

    “10 YILDIR UYUYAN YAPAY AKCİĞER HÜCRELERİNİ UYANDIRDIK”

    Yerli Kovid aşısı ekibinde akciğere özgü insan bağışıklık hücreleri deneylerini yürüten Ankara Üniversitesi Tıp Fakütesi İç Hastalıkları Bölümü Fizyopatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Yazıhan, çalışmanın temellerinin ODTÜ Kimya Bölümü laboratuvarlarında atıldığını anlattı. Yazıhan, “Aşının ilk formülasyonu orada yapıldı ve onların dizaynı seçildi. Bağışıklık sistemi konusunda daha önce de çalışmalarım olduğu için belli malzemeler zaten elimizde vardı. Yaklaşık 10 yıl önce Almanya ile ortak yürüttüğümüz bir projemiz vardı. Bu proje kapsamında akciğer hücrelerinin hipoksik yani oksijensiz kalırsa, enfeksiyon geçirirse ya da astım gibi alerjik reaksiyonlarla karşılaşırsa nasıl tepki vereceğini çözebilmek için yapay bir akciğer modeli çalışmıştık. Alveol dediğimiz akciğerlerin nefes aldığı bölümleri, laboratuvar ortamında yapay olarak geliştirmiştik. Kovid aşısı için yola çıktığımızda, o modeller elimizde hazırdı” diye konuştu.

    Ayrıca akciğere özel makrofaj denilen vücuttaki yabancı maddelerin yok edilmesini sağlayan bağışıklık hücreleriyle de çalıştıktan sonra azot tankında dondurarak sakladıklarını anlatan Prof. Dr. Yazıhan, “Yaklaşık 10 yıldır uyuyan bu hücrelerimizi yeniden uyandırdık ve geliştirdiğimiz aşının akciğerdeki etkilerini hem yapay alveol modelimiz, hem de bu hücreler üzerinden anlamaya çalıştık. Bu da çalışmada çok hızlı yol almamızı sağladı. Hayvan çalışmaları ile beraber hücre çalışmalarını da gerçekleştirmiş olduk” dedi.

    “VİRÜSLE BULAŞTIĞI YERDE SAVAŞMAYA BAŞLAYACAĞIZ”

    Geliştirilen aşının dünyadaki örneklerden farklı olarak enjeksiyonla değil nazal yolla yani burundan verilecek şekilde dizayn edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Yazıhan, “Nazal aşılar genellikle çok tercih edilmiyor. Ama bu virüsü düşündüğünüzde, enfeksiyonun ilk bulaşma yolu nazal sistem. Burada da mukoza dediğimiz bir yapı var. Aslında bağışıklığımız için de çok kritik mukoza yapısı. Hem bir bariyer görevi görüyor hem de hastalık için ortam oluşturuyor. Bizim yaptığımız çalışmayı dünyadaki benzerlerinden ayıran ve kritik olan kısmı, aşı formülasyonunu hangi maddeler içinde verdiğimiz ve nasıl uyguladığımızla ilgili. Çünkü aşıda en önemli nokta, doğru ve güçlü bir bağışıklık yanıt oluşturmanız ve aşı uyguladığınız kişiye bir zarar vermemeniz. Tüm bunların ince ayarlarını biz buradaki çalışmamızda yaptık. Akciğere özel makrofaj dediğimiz, insan bağışıklık hücreleriyle de çalıştık. Yani sadece hayvanda tek tip hücre ile değil, hem hayvan çalışmasını hem de insan bağışıklık hücreleri üzerindeki çalışmayı bir arada yürüttük ve bu nedenle de sonuca yaklaşmak açısından oldukça zaman kazandık” şeklinde konuştu.

    “DÜNYADAKİ AŞILARA GÖRE BİZİM AŞIMIZIN POTANSİYELİ DAHA YÜKSEK”

    Bağışıklığı uyaran aşı formülasyonlarının yanına ek maddeler olarak konulan adjuvanların da vücutta aşırı yanıt oluşturmadan bağışıklığı doğru yönlendirebilmesini sağladıklarının altını çizen Prof. Dr. Yazıhan, “Bu açıdan baktığımızda, insan denemelerinde de olumlu sonuçlar alabileceğimizi ve diğer aşılara nazaran bizim aşımızın potansiyelinin daha yüksek olabileceğini düşünüyorum. Sonuçların başarısı açısından şu anda gündemde de olan uluslararası aşı çalışmaları ile aynı noktadayız diyebilirim. Hatta nazal aşı olması itibariyle alternatifimiz yok. Nazal aşı zor bir aşı ama diğer yandan da hem uygulama alanı virüsle mücadele açısından çok uygun, hem de enjeksiyon gibi farklı uygulama yöntemlerine nazaran etkinliği daha yüksek. Deney hayvanlarımızdaki sonuçlarımız böyle. Sıçan çalışmalarını tamamlamış durumdayız. Herhangi bir yan etki de görmedik. Bu, çok önemli. Böyle olduğu için de artık maymun çalışmalarına başlayabiliyoruz. Klinik çalışmalara yani gönüllü insan denemelerine geçebilmemiz için etik kurulu başvurularımızı, dosyalarımızı, raporlarımızı ilgili yetkililere sunduk. Süreç olumlu devam ederse insan çalışmalarına hazırız” ifadelerini kullandı.

    HAYVAN DENEYLERİNDEKİ İLK SONUÇLAR

    Hayvan deneylerinde elde ettikleri sonuçlara göre, geliştirdikleri aşının yaklaşık bir yıl koruma sağladığı yönünde sonuçlar aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Yazıhan, “Tabii ki sıçanların yaşam ömrü ile insanların yaşam ömrü çok farklı. Onların haftalık dönemine göre süreyi hesaplıyoruz. Mesela sıçanlarda gebelik süresi 3 hafta, insanda 9 ay. Yani onlarda yapacağınız 3 haftalık bir çalışma aslında bizim 9 ayımıza denk geliyor. Bu hayvanlara iki dozlu aşılama yaptığımızda, yaklaşık 2 ila 4 hafta etkisinin devam ettiğini gördük ki bu da bir yıllık bir süre demek kabaca. Bu da gayet iyi bir sonuç. Ama bu bir öngörü sonuçta. Asıl sonuçları insan çalışmaları yapıldığı zaman göreceğiz” dedi.

    “İLK KEZ BİR AŞININ TEDAVİYİ DESTEKLEYİCİ ÖZELLİĞİ DE OLACAK”

    Koronavirüste bağışıklık sisteminin virüsle savaşırken aşırı çalışması sonucu vücuda da zarar verebildiğine işaret eden Prof. Dr. Yazıhan, “Hücresel düzeyde lenfosit dediğimiz, daha uzun dönem kalıcı bağışıklık sağlayan hücrelerde azalmalar görüyoruz Kovid’de. Bunun önüne geçebilmek için immünmodülasyon denilen (bağışıklık sistemini düzenlemeye yönelik) bir sistemin doğru yönlendirilmesi önemli. Bizim şu an çalıştığımız aşının bu özelliği de olacak. Asıl amaç bağışıklık hücreleri içerisinde yer alan T hücrelerini aşı ile doğru yönlendirebilmek. Aksi taktirde bu T hücreleri, vücuda zarar veren bir sistem halini alabiliyor. Eğer siz bu T hücrelerini doğru yönlendirebilirseniz, hem hastalıkla savaşabiliyorsunuz hem de bu bağışıklık hücrelerinin bu savaşı daha sonra tekrar hatırlamasını sağlıyorsunuz ki aynı etkenle karşılaştığında ne yapacağını bilsin. Bu aşının etkinliğini biz hem doğal katil hücrelerinde, hem T hücrelerinde, hem de makrofajda denedik. Aslında aşılardan tedavi edici bir etki beklemeyiz normal şartlarda. Ama bu yönüyle bizim aşımızın çok uzun süreli olmasa da böyle bir etkisi de söz konusu olacak. O zaman aşının destekleyici içeriğini hastalığın erken dönemlerinde immünoterapi tedavilerine ek olarak kullanma imkanı da doğacak. Dünyadaki çalışmalara baktığımızda, denek hayvanları ve hücre kültürü sonuçlarımızın onlarla yarışabilecek düzeyde olduğunu ve en az onlar kadar etkili bir aşı geliştirdiğimizi görüyoruz” şeklinde konuştu.

    “AŞININ FORMÜLÜ BU LABORATUVARDAN ÇIKTI”

    ODTÜ Kimya Bölümü’nden Doç. Dr. Görkem Günbaş ise aslında başka bir araştırma için aldıkları fonla kurdukları laboratuvarda, Kovid aşısı çalışmalarına katkıda bulunmak için ekibiyle beraber yola çıktıklarını anlatarak “Biz burada daha çok aşının fikir bazında öncül çalışmalarını yaptık. Temel mantığımız, virüsün kendisi olmadan üzerinde olan bir yapıyı, enjeksiyonla değil nazal yolla vererek vücudu Kovid spesifik bir antikor üretmeye ikna edebilir miyiz şeklinde oldu. Bu ana fikirle geliştirdiğimiz ana formülasyonun çıkış noktası bu laboratuvar oldu” dedi.

    “HEM BAĞIŞIKLIĞI ARTIRIYOR HEM DE YAN ETKİSİ YOK”

    Doç. Dr. Günbaş’ın laboratuvarında biyokimya alt grubunun takım lideri olarak çalışan Moleküler Biyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Çağlar Özketen ise Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde Kovid aşıları için 4 senaryonun önde olduğunu belirtti ve “Birincisi zayıflatılmış virüs aşıları, ikincisi mRNA bazlı aşılar, üçüncüsü ‘virus like particle’ dediğimiz virüs benzeri parçacıklar içeren aşılar ve dördüncüsü de ‘subunit vaxcine’ dediğimiz virüs elementlerinin yani virüsün belli protein veya DNA ya da RNA parçalarını içeren aşılar. Bizimkisi bu sonuncu gruba giriyor. Subunit aşılar genelde daha az yan etkili olması yönünden tercih ediliyor. Aşı formülümüzde, virüsün insandaki ACE 2 reseptörüne bağlanma bölgesini modifiye ederek çıkardığımız bir protein var. Buradaki ana hikaye, adjuvan formülasyonunuz yani aşıya eklediğiniz katkı maddeleri oluyor. Bir de biz nazal uygulamayı seçtiğimiz için, hem bağışıklığı artırıcı hem de istenmeyen yan etkileri ortadan kaldıran bir formül denedik. Bununla alakalı hayvan deneylerinde olumlu sonuçlar aldık. Herkes belirli ülkelerle anlaşma yapıp onların tesislerini kullanıp büyük dozajlarda ürün üretmeye çalışıyor. DSÖ’nün tahminine göre 2021 ortalarında aşı çıkacak ama belirli bir süre de sırf aşının ülkemize gelmesi için beklemek söz konusu olabilir. O yüzden maliyetli de olsa yerli aşı çalışmalarına geçmek çok önemli” şeklinde bilgi verdi.

    “YIL SONUNA HAZIR ETMEYİ HEDEFLİYORUZ”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salgınla mücadelede bilimsel araştırmaların desteklenmesi için özel sektöre de çağrı yapması sonucu harekete geçen Ahlatcı Holding bünyesindeki Nanografi A.Ş.’nin, Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı’nın sınırsız desteği ile bu aşı çalışmasındaki başarıya ulaştığını anlatan şirketin Genel Müdürü Dr. Osman Coşkun, biyoteknoloji grubu ile DNA konusunda yaklaşık 3-4 yıldır başarılı olan bir çalışma yürüttüklerini ve aynı ekiple Kovid 19 aşı geliştirme konusunda neler yapılabileceğini görüştüklerini anlatarak “ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi’nden bilim insanları ile akademik işbirliği yaptık. İhtiyacımız olan tüm ürünlerin, proteinlerin daha önceden elimizde hazır olması çok büyük avantaj oldu. Kovid aşısı olarak şu anda tüm küresel ilaç firmalarının geldiği noktaya ulaştık diyebiliriz. Bundan sonraki süreçte yapacağımız çalışmalarla inşallah yıl sonu itibariyle bu aşı çalışmasını tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.

    PATENTLERLE KORUMA ALTINA ALINDI

    Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası otorite kuruluşların (FDA, EMA vb) tavsiye ettiği protokol ve uygulamalar ışığında gerçekleştirilen AR-GE çalışması sayesinde aşı kliniğe girerse referans kabul edilen protokolleri de sağladığı için üretim safhasından sonra ihracatının da kolayca gerçekleşmesi sağlanacak. Çalışma boyunca kullanılan özgün malzemelerin patent başvuruları ile koruma altına alındığını ve yakında uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmak üzere makalelerin de uzmanlar tarafından hazırlandığı çalışmaya dair bilgiler veren Dr. Coşkun, “Tamamen yerli ve milli olarak yürütülen bu çalışmada üretim aşamasında da hiçbir ithal bağımlılığımız olmayacak. Patentleri ile çalışmada kullanılan malzemeler ve proteinler ile tamamen bize ait olan bir aşı üreteceğiz” dedi.

    SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI İLE SAĞLIK BAKANLIĞI DESTEKLEDİ

    Firma olarak asıl ilgi alanlarının nanoteknoloji ve biyoteknoloji olduğuna dikkat çeken Dr. Coşkun, “Şubat ayında dünyada Kovid pandemi süreci başlayınca bizim bu konuda çalışma yapmamız için Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın teşviki ve Sağlık Bakanımızın da desteğiyle girişimlerimize başladık. Bütün süreci, olabildiğince gizlilik içerisinde yürüttük. Bu yaptığımız çalışma, üniversite, özel sektör ve kamu işbirliğinin çok güzel bir örneği oldu. ODTÜ Teknokent’te bizim merkezimiz bulunuyor. ODTÜ akademisyenleri ile çalışma yaptık, genetik konusunda özellikle. Sonra da Ankara Üniversitesi’nden yine kıymetli hocalarımıza çalıştık ve Gazi Üniversitesi bunlar arasında yer aldı. Özel sektör olarak ise Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Ahmet Ahlatcı’nın bize sınırsız desteği oldu. ekibimizin ihtiyacı olan tüm ürünleri, dünyanın neresinde oluşa olsun en hızlı şekilde temin etme imkanı sağladı. Kamu olarak da özellikle TÜSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) ve TİTCK (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) Başkanlıkları bize çok güzel yol gösterdiler. Kısa zamanda bu noktaya gelmemizde vesile oldular” ifadelerini kullandı.

  • Sabah işe giderlerken ağaca asılı erkek cesedi buldular

    Sabah işe giderlerken ağaca asılı erkek cesedi buldular

    İstanbul Kağıthane’de D-100 kenarında, bir kişi ağaca iple asılmış şekilde ölü olarak bulundu. Üzerinde sadece çakmak çıkan cesette darp izlerine rastlandı.

    Çağlayan Okmeydanı-Hastane metrobüs durağı yakınlarında sabah saatlerinde meydana gelen olayda, işe giden vatandaşlar ağaca asılı erkek cesedi buldu. D-100 kenarındaki yeşillik alanda ağaca iple asılı bir erkek cesedi görerek ilgili birimlere haber verdi.

    Olay yerine gelen polis ekiplerinin yaptığı incelemede, cesedin üzerinde kimliğini belirleyecek herhangi bir evrak bulunamazken, cebinden sadece çakmak çıktı. Polisin çevrede yaptığı aramada da bir battaniye bulundu. Olay yeri inceleme ekiplerinin ceset üzerinde yaptıkları incelemede darp izlerine rastlandığı öğrenildi. Sabah işlerine gitmek için metrobüs durağına yürürken, ağaca asılı bir ceset gören vatandaşlar meraklı gözlerle polisin çalışmalarını izledi.

    Yapılan incelemelerin ardından, kimliği henüz belirlenemeyen kişinin cesedi kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı.

  • Bursa’da bisikletle motosiklet çarpıştı! Takma dişi boğazına kaçtı

    Bursa’da bisikletle motosiklet çarpıştı! Takma dişi boğazına kaçtı

    Bursa’da Mehmet Karadayı (76) yönetimindeki motosiklet, Cahit Barut’un (81) kullandığı bisiklete çarptı. Takma dişi boğazına kaçan ve ağır yaralanan Barut’a ilk müdahaleyi çevredeki vatandaşlar yaptı.

    Kaza, öğle saatlerinde İnegöl ilçesi Sinanbey Mahallesi Ahmet Akyollu Caddesi’nde meydana geldi. Mehmet Karadayı idaresindeki motosiklet, aniden karşısında çıkan ve Cahit Barut’un kullandığı bisiklete çarptı. Çarpmanın etkisiyle iki sürücü de yere düştü. Kazada Mehmet Karadayı hafif yaralanırken, takma dişi boğazına kaçan Cahit Barut’a ilk müdahaleyi çevredeki vatandaşlar yaptı. İhbar üzerine bölgeye acil sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı sürücüler, ekiplerin yaptığı ilk müdahalenin ardından, İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılıp, tedaviye alındı

    ‘TAKMA DİŞİ VE DİLİ BOĞAZINA KAÇMIŞTI’

    Kazayı gören Adem Atış, “Motosikletle bisiklet çarpıştı. Bisikletteki adam yere düşüp kafasını vurdu. Yanına gittiğimde takma dişi çıkmış ve boğazına doğru ilerlemişti. Elimi ağzına soktum önce takma dişini çıkardım, daha sonra dilinin boğazına kaçtığını gördüm ve dilini dışarıya doğru çıkardım. Böylelikle nefes alması kolaylaştı. Sonra sağlık ekipleri geldi” dedi.

  • Piyasalarda gün sonu: Borsa düşüşle tamamladı

    Piyasalarda gün sonu: Borsa düşüşle tamamladı

    Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, 42,98 puan azalarak 1.152,70 puandan kapandı.

    BIST 100 endeksi, güne 1,43 puan ve yüzde 0,12 değer kazanarak 1.197,10 puandan başladı. Gün içinde en düşük 1.152,70, en yüksek 1.198,16 puanı gören BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 3,59 azalışla 1.152,70 puandan tamamladı.

    Önceki kapanışa göre mali endeks yüzde 4,15, sanayi endeksi yüzde 3,15, hizmetler endeksi yüzde 3,27 ve teknoloji endeksi yüzde 4,00 değer kaybetti.

    BIST 30 endeksi, önceki kapanışa göre 49,01 puan ve yüzde 3,63 düşüşle 1.300,99 puandan kapandı. BIST 100 endeksine dahil hisselerin 5’i prim yaptı, 95’i geriledi. ASELSAN, Güneş Sigorta, Kardemir (D), Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Garanti Bankası en çok işlem gören hisse senetleri oldu.

    Altının onsu 1.948,06 dolar

    Altının onsu, uluslararası piyasalarda saat 18.10 itibarıyla 1.948,06 dolardan işlem görüyor.

    Borsa İstanbul Altın Piyasası’nda standart altının kilogram fiyatı, günü önceki kapanışa göre 2,26 artışla 431 bin 700 liradan tamamladı.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), doların bugünkü efektif kurunu alışta 6,8798 lira, satışta 6,9074 lira olarak açıkladı. TCMB, önceki efektif kurunu alışta 6,8316 lira, satışta 6,8590 lira olarak belirlemişti.

    Borsa İstanbul Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarı’nda işlem gören 4 Mayıs 2022 vadeli tahvilin bugün valörlü işlemlerinin basit getirisi yüzde 10,84’ten, bileşik getirisi de yüzde 11,14’ten gerçekleşti.

    Uluslararası piyasalarda, saat 18.10 itibarıyla avro/dolar paritesi 1,1719, sterlin/dolar paritesi 1,2936, dolar/yen paritesi de 105,04 düzeyinde seyrediyor.

    Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı, yüzde 1,13 azalışla 43,50 dolardan işlem görüyor.

  • Son Dakika: Ankara’da plazada yangın!

    Son Dakika: Ankara’da plazada yangın!

    Ankara Söğütözü Mahallesi’nde bir plazada yangın çıktı. Plaza’nın tahliye edildiği bildirildi.

    Yangın sırasında binadan kopan parçalar etrafa saçılıyor.

    https://youtu.be/u6b0ANHoBZM

     

    “Via Tower” iş merkezinin alt katlarında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen alevler, dış cepheye ve bazı katlara da sıçradı.

    Olay yerine gelen itfaiye ekipleri binada bulunanları tahliye ediyor.

    İtfaiye ekipleri, yoğun dumanın yükseldiği yangını kontrol altına almaya çalışıyor. Bölgeye takviye itfaiye ekiplerinin de gönderildiği belirtildi.

    Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, bölgeye ambulanslar da sevk edildi.

  • 95 göçmen denizin ortasında kurtarılmayı bekliyor

    95 göçmen denizin ortasında kurtarılmayı bekliyor

    Afrika’dan Avrupa’ya geçmek için Akdeniz’e açılan ve “acil yardım” çağrısında bulunan 95 düzensiz göçmen, 30 saati aşkın süredir kurtarılmayı bekliyor.
    Akdeniz’deki göç hareketliliği ve göçmenlerden gelen yardım çağrılarını Twitter’dan duyuran “Alarm Phone” isimli hesap, 33 saat önce 95 göçmen taşıyan bir tekne için “acil kurtarma” çağrısında bulunduklarını hatırlatarak, “Bir ticari gemi, herhangi bir yardımda bulunmaksızın durumu uzaktan izliyor. İnsanlar, daha ne kadar acı çekecek ve boğulma riski altında kalacak? Ne kadar daha hayatta kalabilirler?” ifadelerini kullandı.

    “Derhal kurtarma operasyonu yapılmalıdır”

    Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM) İtalya Şubesi Sözcüsü Flavio Di Giacomo da Twitter hesabından, Alarm Phone’un çağrısını paylaşırken, “Göçmenler, denizde kurtarılmayı bekliyor. Derhal kurtarma operasyonu yapılmalıdır, onları acilen kurtarmak gerekiyor. Bu teknelerin güvenlikten yoksun ve seyir için uygun olmadığını, her an sıkıntı yaşanabileceğini hatırlayalım.” değerlendirmesinde bulundu.

    Akdeniz’deki düzensiz göçmen sorunu

    Akdeniz’in İtalya, Malta ve Libya arasında kalan bölgesi, son yıllarda Afrika’dan Avrupa’ya geçişte sık kullanılan düzensiz göç rotalarından biri olarak öne çıkıyor.

    Yaz aylarında deniz ve hava koşullarının iyi seyretmesi sebebiyle söz konusu güzergahta göç hareketliliği yoğunlaşıyor.

    Söz konusu rotada, kurtarma faaliyetlerinde bulunan farklı ülkelerden sivil toplum kuruluşları, “insan hakları ihlalleri” ve “güvenlik” gerekçesiyle Trablus’a götürmedikleri göçmenleri en yakın güvenli liman olarak kabul edilen İtalya ve Malta başta olmak üzere Avrupa’ya taşımak istiyor.

    Avrupa Birliği’nden (AB) bu konuda yeterli dayanışmayı görmediklerini savunan İtalya ve Malta ise zaman zaman göçmen karşılama merkezlerindeki yoğunluk nedeniyle son dönemde ise yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını yüzünden göçmenleri kurtarmada ya da ülkeye kabulde süreci ağırdan alıyor.