Olay, Bursa’nın Karacabey ilçesinde meydana geldi. İlçede Karacabey İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, sosyal medyada iki kişinin farklı iki olayda silahla ateş ettiğini ve vatandaşın güvenliğini tehlikeye soktuğu videoları görünce harekete geçti. E.T. (28) ve N.İ. (26) isimli şahısları tespit eden polis ekipleri şahısların ikametlerine baskın düzenledi. Baskında yapılan aramalarda 4 adet tabanca ile 1 adet tüfek ele geçirildi. Olayın ardından gözaltına alınan E.T. (28) ve N.İ. (26) hakkında ilgili kanunlara muhalefet suçundan işlem yapılarak, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Ayrıca Karacabey’de yapılan farklı olay ve asayiş uygulamalarında, 2 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet av tüfeği ve 1 adet kurusıkı tabanca ele geçirildi.
Etiket: sosyal medya
-
Sosyal medyada paylaşınca gözaltına alındılar
-
“Sosyal medya kitap okuma oranını düşürdü”
Teknoloji her geçen gün daha da gelişmeye devam ediyor. Bununla birlikte yaygınlaşan sosyal medya uygulamalarının pek çok insan için artık bir bağımlılık haline geldiği biliniyor. Artan sosyal medya kullanımıyla ilgili düşüncelerini paylaşan Eskişehir Şairler Derneği üyeleri, son dönemlerde kitap okuma alışkanlığının azaldığını gözlemlediklerini söyledi. Sosyal medyanın bilgiye erişimi kolaylaştırdığını ve okuma hızını arttırdığını ancak gelişmiş toplumlar için çok önemli olan kitap alışkanlığını da azalttığına vurgu yapan dernek mensupları, çocuklara küçük yaşlardan itibaren kitap okumayı sevdirmenin bir eğitim politikası olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
“Kitap okuma alışkanlığı küçük yaşlardan itibaren kazandırılmalı”
Eskişehir Şairler Derneği Başkanı Kenan Demirel, Eskişehir’in bir kültür kenti olmasına rağmen kitap okuma oranının düşük kaldığına vurgu yaparak, “Eskişehir’de edebiyat, sanat, şiir, spor ve her türlü kültürel faaliyet gayet canlı. Ancak biraz evvel konuşan Lütfü abimin bahsettiği gibi okuma oranı düşük seviyelerde. Bunu arttırmanın yolunu nasıl buluruz onu bilemiyorum ama ben aynı zamanda bir eğitimci olarak kitap okuma alışkanlığının küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gerektiğine inananlardanım. Okumayı okul sıralarında nasıl sevdireceksek öyle sevdirmeliyiz. Başka türlü bunu aşmanın başka bir yolunu şahsen göremiyorum. İlkokul ve ortaokul çağlarında okumanın tadına, hazzına varan öğrenci edindiği alışkanlığı bir ömür boyu sürdürebilir. Bunu bir eğitim politikası olarak değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Okuma bizim kültürümüzün temelinde var”
Dernek üyesi Lütfü Kılıç, dernekte bulunan yaklaşık 25 kişinin kitap çıkarttığını, ancak vatandaşlardan gereken ilgiyi göremediklerini belirtti. Bunun sebebini sosyal medyaya bağlayan Kılıç, “Sosyal medyanın çıkması ve başka etkilerden dolayı insanlarımızdaki okuma oranının düşük olduğuna tanık oluyoruz. Benim vatandaşlara diyeceğim şu, okuma bizim kültürümüzün temelinde var. Bizde eskiden kahvelere kahve denilmezdi, kahvenin adı kıraathaneydi. Kahvelerin bir köşesi kitaplık olarak kullanılırdı ve orada okuma sağlanırdı. Yani bizim toplumumuz okuyan bir toplumdu. Ama bu okuma oranının düşmesi ve okuyan bir toplumdan kısır bir toplum durumuna gelmemiz, bizim insan ilişkilerimizi de olumsuz etkilemektedir. Atatürk’ün deyimiyle, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak için şahsen okumanın birinci derecede önemli olduğuna inanıyorum” dedi.
“Yararlı kitapların tercih edilmesinde bir eksiklik var mıdır diye endişeleniyoruz”
Prof. Dr. Halil Buttanrı ise, sosyal medyanın iyi ve kötü yönlerini hakkında bazı değerlendirmelerde bulunarak şu şekilde konuştu:
“Sosyal medya şairlerimize ve her türlü basılı esere ulaşmayı kolaylaştırdı. O bakımdan iyi bir uygulama. Ama tabii ki gençlerimizi meşgul eden, bizim onaylamadığımız bir takım imkânlar da getirmiş oldu ve onlara zaman ayırılıp, oyalanılması bizim için bir kusur, eksiklik gibi oldu. İyi, okumaya ve öğrenmeye istekli öğrencilerimiz açısından da her türlü bilgiye, şaire ve yazara ulaşma imkânını da kolaylaştırdığını ifade etmek isterim. Şimdi kitap okuma oranının düştüğü inancı yaygın ama hani bir cep telefonunu bile açtığınız zaman sürekli bir şeyler okuyorsunuz O yüzden mesela çocukların okumasının hızlandığını da fark ediyoruz ama hedefli, inançlı, yararlı kitapları tercih etmelerinde acaba eksiklikleri var mıdır diye endişeleniyoruz. Hedeflerine göre değerli kitapları okumalarını tavsiye ediyoruz.” -
Sosyal medya bağımlılığı
Vazgeçilmez bir iletişim aracı durumunda olan Akıllı telefonlar ve teknolojik erişim rahatlığı, Pandemi sürecinin ardından hayatımızın başköşesine iyice yerleşti. Haberler ve günlük gelişmeler takip ediliyor, gönül ilişkileri düzenleniyor, cinsellik orada yaşanıyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü ve Sosyal Medya Araştırmacısı Ümit Sanlav, “Sadece mesajın iletimi değil, İletişimin tanımı olan; kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi ve haberlerin, kusursuz şekilde karşı tarafa ve kitlelere aktarılabilmesi kısmı da teknolojik imkanlarla kusursuz bir şekilde sağlanıyor. Tabi bu durum “Phubbing” yani ekran bağımlılığı diye bir kavram doğuruyor” dedi.
Sanlav, “Dünya, günde 6 saat 37 dakika internete bağlı kalırken Türkiye 7 saat 24 dakika, Dünyanın sosyal medyada zaman geçirme ortalaması 2 saat 31 dakika iken Türkiye ortalaması 2 saat 57 dakika ile dünya ortalamasının üzerinde. Her gün daha fazla konuşulan bir konu olan sosyal medya bağımlılığı, milyonlarca sosyal medya kullanıcısını ilgilendiren bir konu olsa da kimisi durumun ciddiyetinin farkında değil, kimisi de ne çeşit bir bağımlı olduğunun farkında değil” dedi.
Daha yüzümüzü yıkamadan telefona bakıyoruz
18 ülkeden 18-30 yaş arası çalışanları kapsayan kişiler üzerinde yapılan araştırmaya göre her 10 katılımcının 9u sabah yatağından kalkmadan önce başucunda bulunan akıllı telefonlarından etkileşimlerini kontrol ettiğin ifade eden Sanlav; “Özellikle çocuklarda görülen sosyal medya ve internet bağımlılığının altında, çocuğun günlük hayatta maruz kaldığı baskının, internet ortamında ortadan kalkması yatıyor. İnternette, sosyal medyada, kimse çocuğa ‘yap ya da yapma, elleme, yürüme, konuş ya da konuşma’ demiyor. Dolayısıyla bu alanı istediği şekilde ve özgürce kullanan çocuk, günlük hayatta maruz kaldığı baskıdan bu alanda kurtulduğu için bu alanı tercih ediyor. Bu ise beraberinde daha büyük sorunlar getiriyor.” dedi.
Sosyal medya bağımlılığı ile madde bağımlılığı aynı
Geçtiğimiz yıl Dünya Psikiyatri Dergisinde yayınlanan bir inceleme yazısına değinen Sanlav, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Geçtiğimiz yıl Dünya Psikiyatri Dergisinde; Oxford, Harvard, Western Sydney Üniversitesi, Kings College ve Manchester Üniversitesi’nden bilim insanlarının hazırladıkları bir inceleme yazısı yayınlandı. Yazıda, internet kullanımının beynimiz üzerindeki etkileri ile ilgili bir dizi beyin görüntüleme çalışmasından elde edilen bulgulara yer verildi.
Normal şartlarda fizyolojik bir bağımlılık olan madde bağımlılığıyla, duyusal bağımlılık olarak ele alınan sosyal medya bağımlılığı ayrı ayrı ele alınsa da bu görüntüleme çalışmalarında, madde bağımlılarıyla sosyal medya bağımlılarının beyninde benzer bölgelerin hasar gördüğü tespit edildi. Ve bu bölgelerdeki hasar, duygusal işlemlendirme, dikkat toplama ve karar verebilmeyi kontrol eden bölgelerde görüldü.Yani, sosyal medya ve internet iletişiminde az çabayla, çabuk karşılık alınıyor olması, bu nörolojik heyecanın daha çok duyulmak istenmesine neden oluyordu. Bu da sosyal medya bağımlılığını tetikleyen bir unsur olduğu da inceleme yazısında yer alan başlıklardan biri.”
Bağımlılık türleri nelerdir
Uyarı bağımlısı: Her tweet, paylaşım veya yorumda telefonuna bakamadan yapamama ve yaptığı işi bırakıp bunlarla ilgilenmeden yapamayan kişiler, sosyal medyada olan biteni anı anına takip etme dürtüsü ile odaklanılması gereken konudan uzaklaşıyor.
Kontrol bağımlısı: İşte çalışırken, yolculuk ederken, yürürken, otururken, kısacası nerede ve ne zaman olursa olsun sosyal medyada paylaşımlarının etkileşimini kontrol etmeden duramayanlar. Aile içinde ya da arkadaş ortamında dahi karşısındakinin yüzüne bakıp sohbet etmek yerine, kafaları önlerinde, sosyal medya ile haşır neşir olma durumu.
Yaşamaktansa göstermeyi tercih edenler: Hayatın ve o anın tadını çıkartmak yerine paylaşmayı tercih ederek, yaşam kalitesini düşürenlerin bulunduğu bir durum. Bu bağımlılık türüne yakalananlar, yediklerinin, gezdiklerinin, gördüklerinin, sevinçlerinin, hüzünlerinin duygularını yaşamaktansa, diğer insanlara göstermeyi tercih ederler.
Check-İn Bağımlısı: Önünden geçtiği yerlerde bile check-in yaparak onlarca yerin mayor’ı olan kişiler, gösterdikleri bu disiplin ve azmi başka alanlarda kullansalar kuşkusuz hayatta çok daha iyi yerlere gelebilirler.
-
Sosyal medyadan silah satan şahıslar polisten kaçamadı
Edinilen bilgiye göre, Çankırı’nın Orta ilçesinde sosyal medyada paylaştıkları videolarla silah satmaya çalıştığını tespit eden Çankırı İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Ekipler tarafından kimlikleri tespit edilen şahıslara yönelik operasyon düzenlendi. Şahısların evlerinde yapılan aramalarda, 1 adet yivsiz tüfek ve aksesuarları, 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet şarjör ve 14 adet fişek ele geçirdi. Olayla ilgili gözaltına alınan şahıslar hakkında adli işlem başlatıldı.
-
Sosyal medyada başlayan tartışma kanlı bitti
Olay, dün 17.40 sıralarında İstasyon Mahallesi Ordu Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, sosyal medya üzerinde bilinmeyen bir nedenle tartışmaya başlayan B.T. ve F.D., sokakta buluşmaya karar verdi. Aralarında husumet olduğu iddia edilen iki kişi belirledikleri adreste buluştu.
İki kişi, sosyal medyadaki tartışmalarına burada da devam etti. Tartışma büyüyünce taraflar kavgaya tutuştu. Bu sırada yanında getirdiği tabancayı çeken B.T., F.D.’yi ayağından vurdu. Silah seslerini duyarak olay yerine koşan aileler olaya dahil oldu. F.D’nin babasının yerde oturan yaralı şahsı tehdit ettiği iddia edildi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı ambulansla hastaneye sevk edilirken, şüpheli ise babası ve arkadaşları ile birlikte olay yerinden uzaklaştı. Polis ekipleri tarafları sakinleştirirken, B.T ise polis ekipleri tarafından kısa sürede gözaltına alındı. Olaya ilişkin çalışmanın sürdüğü öğrenildi.
-
Aboubakar: “Asılsız suçlamalardan vazgeçin, işimi yapmama izin verin”
Beşiktaş’ın golcü oyuncusu Aboubakar, kadro dışı kaldıktan sonra hakkında çıkan iddialara sosyal medya hesabından cevap vererek, “Artık bu saçma suçlamalara son verelim. Bu sezon herhangi bir saç bakımı yapmadım. Geçen sezon bittikten sonra ve sezon öncesi başlamadan saçlarıma bakım yaptırmıştım. Bu sezon kulüpte hiç kimseyle herhangi bir tartışmam ya da disiplinsiz davranışım olmadı. Bu sezon 11 gol 3 asist yaptım. Geçen sezonun ikinci yarısında 13 gol attım. Hepsinden önemlisi, sözleşmeli olduğum her dakika tüm çabamı ve konsantrasyonumu takıma veriyorum. Kulüp zaten durumu yeniden değerlendirdi ve e-posta gönderdi. Hukuki davalara konu olabilecek asılsız suçlamalardan vazgeçin, işimi yapmama izin verin” diye konuştu.
-
O kişiler sosyal medyadan uzak durmalı
Sosyal medya platformlarının sürekli kullanımının insanların psikolojik sağlığı üzerinde etkilerinin olmasından endişe duyduklarını belirten Psikolog Rahime Hacıoğlu Polat, sosyal medyanın kaygı, depresyon ve yalnızlık gibi sorunlara yol açabileceğini söyledi.
Sosyal medyanın fazla kullanımının insanları kişiler arası ilişkilerinde bozulmalara yol açabileceğini ve özellikle gençlerde ve çocuklarda sosyal medya kullanımının çok sınırlı olması gerektiğinin altını çizen Polat, sosyal medya kullanımının pandemi ile birlikte arttığını, vatandaşların sosyal medya kullanırken ekran sürelerine dikkat etmeleri gerektiği uyarısında bulundu.
Sosyal medyanın insanlar üzerinde etkisinin oldukça geniş olduğunu belirten Polat, şöyle konuştu:
“Başta insanların sosyal medya kullanımıyla birlikte iletişim şekillerinin değiştiğini ve bu platformların insanlar arasındaki bağlarını güçlendirdiğini görebiliyoruz. Ancak sürekli kullanımın insanların psikolojik sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili yapılan çalışmalarda ciddi endişeler var. Özellikle insanların sosyal medyada sahip olduğu olumlu bulduğu ve ne kadar iyi ilişkilerin olduğu, ne kadar iyi yaşamların olduğu ile ilgili daha sık paylaşımlarının olması insanların kendilerinin diğerleriyle kıyaslamalarına yol açıyor. Bu kıyaslamalarda da kendi yaşam standartlarında, kendi sahip oldukları kaynaklarla ilgili çelişki yaşamalarına yol açabiliyor ve buda çeşitli ruhsal zorluklara yola açmış durumda. Aynı zamanda sosyal medyanın fazla kullanımı da insanları kişiler arası ilişkilerinde bozulmalarına yol açabilir.”“Gençler ve çocukların sosyal medyadan uzak durması gerekiyor”
Sosyal medya kullanımına bağlı insanların algı hızlarında ve konsantrasyonunda ciddi zorlukların ortaya çıktığını kaydeden Polat, “Özellikle gençlerde ve çocuklarda sosyal medya kullanımının çok sınırlı olması gerekiyor. Sadece sosyal medya platformlarının değil, aynı zamanda ekran süresinin de çok sınırlı olması gerekiyor. Ekran süresinin kullanımının sıklığı ve ne için kullanıldığı da çok önemli. Sadece çocuk ve ergenler için değil aynı zamanda yetişkinler için de ekran süresinin sınırlandırılması gerekiyor. Özellikle dijital arınma gibi stratejilerin kullanılıyor olması lazım” diye konuştu.
“Çocuklar için ekran süresi 3 yaşına kadar kesinlikle ekrandan uzak tutulması gerekiyor” diyen Polat, “3 yaşından sonra da 3 ila 5 yaşındaki çocuklar için özellikle ekran süresinin en fazla 1 saat olmasını öneriyoruz. Burada çocukların ekrana mağduriyetinde esas kritik olan bu ekran süresi dışında da çocukların yeterli fiziksel aktivite imkanına sahip olmaları, oyun alanına sahip olmaları önemli. Pandeminin şu anda yol açtığı sonuçlarla ilgili henüz yeni çalışmalar yapılıyor. O yüzden de muhtemelen sosyal medya kullanımının pandemiyle birlikte artmış olabileceğini söyleyebiliriz” şeklinde konuştu. -
Rachid Ghezzal: “Bu tamamen keyfi ve politik bir karardı”
Beşiktaş kulübünden yapılan açıklamada aralarında Rachid Ghezzal’ın da bulunduğu 5 futbolcu kadro dışı bırakıldı. Bu gelişme sonrası Cezayirli futbolcu sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Taraftarlara destek mesajı için teşekkür eden Ghezzal, “Bu sabah sosyal medyada tesadüfen keşfettiğim kulübün açıklamasını dikkate alıyorum. Bu beni şoke etti ve derinden yaraladı. Beşiktaş formasını giymekten, kazanmaktan ve takım için savaşmaktan her zaman gurur duydum ve sözleşmemin sonuna kadar bu fırsata sahip olduğum sürece yapmaya devam edeceğim. Ancak ismimin olası davranış sorunlarıyla veya takıma olan bağlılık eksikliğiyle ilişkilendirilmesini kabul edemem. Bu nedenle bu dışlamanın hiçbir şeyle ilgisi olmadığını size söylemeliyim. Bu tamamen keyfi ve politik bir karardı.
Tüm taraftarlara, destek mesajlarınızın hepsini gördüğümü bilin. Bu mesajlar beni etkiledi ve size minnettarım. Sizi seviyorum” ifadelerini kullandı. -
Bursalı gence yapılan işkenceye istenen ceza belli oldu
Olay, Karacabey ilçesinde yaşayan ailenin, oğulları Furkan Alkaş’ın (25) sosyal medyada yayınlanan işkence görüntülerini görmeleri üzerine polise başvurmalarıyla ortaya çıktı. Furkan Alkaş’ın, kendisine işkence yaptığı öne sürülen Soner Kaya’nın evinde bulunduğu tespit edildi.
Bursa ve Balıkesir Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan soruşturma sonucunda, alacak meselesi yüzünden Furkan Alkaş’a işkence yapan Muhammet Ramazan Batır (19), Osman Dova (33) ve Soner Kaya (34) gözaltına alındı ve tutuklandı.
Savcılık soruşturması tamamlandı. Furkan Alkaş’ın, kendisini işkenceye maruz bırakan Soner Kaya’nın evine kendi isteğiyle gittiği belirlendi. Ev sahibi olan Kaya, Alkaş ile aralarında husumet olan ortak arkadaşı Muhammet Ramazan Batır’ı cep telefonu ile arayarak bilgi verdi. Bu bilgi üzerine Muhammet Ramazan Batır ve Osman Dova’nın eve geldiği ifade edildi.
İddianamede, Muhammet Ramazan Batır ve Soner Kaya’nın, cep telefonu ile cüzdanında bulunan 2 bin 500 lirayı aldıkları Furkan Alkaş’ı döverek hakaret ettikleri anları Osman Dova’nın cep telefonu ile kaydedip, sosyal medyada paylaşılmasını sağladıkları görüşü yer aldı.Muhammet Ramazan Batır, Osman Dova ve Soner Kaya hakkında, gece vakti konut veya iş yerinde yağma, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçlarından toplamda 4 ayrı suçtan dava açıldı. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
-
Öğrencilerle sosyal medya ve mahremiyet söyleşisi
Sarıgöl Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Konferans Salonundaki söyleşiyi gerçekleştiren Dr. Sema Üstgörül öğrencilere sosyal medya kullanımı ve mahremiyet konusu üzerinde geniş açıklamalarda bulundu.
Söyleşiye Sarıgöl İlçe Milli Eğitim Müdürü Cezmi Yıldırak da katılırken, öğrencilerin merak ettiği konulara Dr. Sema Üstgörül açıklık getirdi ve soruları cevaplandırdı.