Etiket: sosyal medya

  • Sosyal medyadan tanışıp deprem bölgesine yardıma gittiler

    Sosyal medyadan tanışıp deprem bölgesine yardıma gittiler

    Afyonkarahisar’da canlı hayvan alım- satım işi yapan Murat Uğur isimli bir vatandaş Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen depremin ardından deprem bölgesine yardıma gitmek istedi. Bunun üzerine sosyal medya hesabından kendisi gibi deprem bölgesine yardıma gitmek isteyen ancak hiç tanımadığı 3 kişi ile yine iletişime geçen Uğur, daha sonra bu arkadaşları ile birlikte araçlarını erzak ile doldurarak Hatay’ın İskenderun ilçesine ulaştı. Burada ilk olarak kendilerine bir mutfak yapan 4 kişi, burada depremin meydana geldiği andan itibaren 3 öğün yemek pişirip depremzedelere dağıttı. Daha sonra depremzedeler için çadırlar kuran 4 kişi yeteri kadar yardımın bölgeye ulaşmasının ardından Afyonkarahisar’a geri döndü.


    Gönüllü olarak bölgeye gittiğini belirten Murat Uğur isimli vatandaş, “Deprem olduktan sonra bölgeye çok gitmek istedim. Sosyal medyadan benim gibi bölgeye gitmek isteyenleri buldum. Oraya daha önce erzak taşıyan ve tekrar buraya dönen bir araç bulduk. Bu araca erzak, yardım malzemesi gibi orada işimize yarayacak ne varsa yükleyip İskenderun’a ulaştık. Burada ilk olarak kentimize mobil mutfak kurup hemen oradaki depremzedelere yemek vermeye başladık. Daha sonra oradaki çadır kurma çalışmalarına katıldık ve yeteri kadar yardımlar ulaşınca tekrar Afyonkarahisar’a döndük” diye konuştu.

  • Provokasyon yapan hesaplar belirlendi

    Provokasyon yapan hesaplar belirlendi

    Sosyal medyada deprem provokasyonu yapan 1005 hesap yöneticisi belirlendi.

    Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca, kanunların verdiği yetki çerçevesinde, suç ve suçlularla mücadele amacıyla sanal devriye faaliyetlerinin 7/24 sürdüğü belirtildi.

    Merkez Üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan olan depremlerin 6 Şubat Pazartesi meydana geldiği hatırlatılan açıklamada, depremlere ilişkin sosyal medya platformlarında 1005 hesap yöneticisinin vatandaşlar üzerinde korku ve panik yaratmak amacıyla provakatif paylaşımlarda bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi.

    141’İ GÖZALTINA ALINDI

    Hesap yöneticilerinden haklarında işlem başlatılan 575’inden 141’inin gözaltına alındığı ifade edilen açıklamada, bunlardan 27’sinin de sevk edildikleri hakimliklerce bildirildi.

    Açıklamada, “oltalama” yöntemiyle dolandırıcılık yapmak üzere hazırlanan 81 internet sitesinin kapatıldığı, resmi kurumların adını kullanarak veya taklit ederek vatandaşlardan para talep eden 15 sosyal medya platformu hesabıyla ilgili gerekli işlemlerin yapıldığı, “deprem yardımı” temasını kullanarak para talep eden 6 adet kripto varlık cüzdanının da dondurulmasının sağlandığı kaydedildi.

  • Twitter 200 kişiyi işten çıkardı

    Twitter 200 kişiyi işten çıkardı

    Sosyal medya devi Twitter, çalışanlarının yaklaşık yüzde 10’unu işten çıkardı.

    New York Times’ta yer alan habere göre, cumartesi gecesi yapılan işten çıkarmalar, makine öğrenimi ve site güvenilirliği üzerinde çalışan ürün yöneticileri, veri bilimcileri ve mühendislerini kapsıyor.

    Twitter’ın patronu Elon Musk’a göre şirketin yaklaşık 2 bin 300 aktif çalışanı bulunuyor.

    Musk Twitter’ı 44 milyar dolar karşılığında satın almasının ardından maliyetleri düşürmek için Kasım ayı başında yaklaşık 3 bin 700 çalışanı işten çıkarmıştı.

  • Sosyal medyadan yapılan yanlış bilgilendirmelere dikkat

    Sosyal medyadan yapılan yanlış bilgilendirmelere dikkat

    Doç. Dr. Karakocalı, 2022 yılının Ekim ayında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu (TCK) 217/ A yani Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu’nun önemine değinerek yine bu madde çerçevesinde meydana gelen olaylardan çeşitli örnekler verdi. TCK çerçevesinde dezenformasyon unsurlarının bir arada olmadığı eylemler bakımından her paylaşımın bir suç olmadığını da aktaran akademisyen Karakocalı, ayrıca vatandaşın ifade özgürlüğü çekincesinin haklı olmadığıyla birlikte soruşturma ve yargı makamlarınca ortaya konulacağı düşüncesinde olduğunu iletti. Afet zamanlarında yayılan yanlış bilgilerin halkı kötü anlamda etkilediğini de sözlerine ekleyen Karakocalı, “TCK 217/A maddesi sıklıkla gündeme gelmektedir” şeklinde vurguladı.

    “Ülkeleri büyük felaketlere sürükleyecek bir kavram olarak ortaya çıktı”

    Av. Doç. Dr. Karakocalı, dezenformasyon kelimesinin anlamını izah ederek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
    “Dezenformasyon kelimesi aslında halkın nazarında kolay telaffuz edilecek bir kelime olmamakla birlikte bu sıralar sıklıkla kullanılan terimlerden bir tanesidir. Türk literatürüne de çok uzak ve yeni kullanımda olan bir kavram değildir. Zira dünya literatüründe hepimizin bildiği gibi özellikle 2016 yılında Amerika seçimlerinde ve Brexit Anlaşması döneminde dezenformasyonun iç savaş çıkaracak, seçim kaybettirecek ve ülkeleri büyük felakete sürükleyebilecek bir kavram olarak öne çıktığını gördük. Böyle bir dönemde yine hatırlayacak olursanız İngilizcesi ile ‘Post truth’ yani hakikat ötesi dediğimiz bir kavramla ilişkilendirilerek gerçek ve yalan arasındaki sınırın bulanıklaştırılması faaliyeti olarak dezenformasyon, karşımıza çıkmıştı.”

    “TCK 217/A maddesi sıklıkla gündeme gelmektedir”

    “Yasal düzenleme sonrasında bilgi çarptırmanın cezai müeyyidesi aslında ifade özgürlüğüne bir set vurmak maksadıyla çıkarıldığı söylemleri sıklıkla tekrarlandı” diyen Av. Karakocalı, “Günümüzde deprem mega bir felakettir. İlaveten bu çerçevede OHAL ilan edildi. Bu gibi durumlarda ortaya çıkacak dezenformasyonun olumsuz sonuçlarından halkın etkilenmemesi de gerekmektedir. Bu anlamda da Ekim 2022 tarihinde çıkarılmış olan TCK 217/ A maddesi sıklıkla gündeme gelmektedir. Gerçeğe uygun olmayan bilginin kasıtlı olarak paylaşılması örnekleriyle karşılaşılabiliyor. Normal bir dönemde dezenformasyonla ilgili olarak ortaya çıkan yalan haber; maksatlı haber ve bazen de itibar suikastı diye ifade edilir” dedi.

    “Bunun bir suç olduğu bilincine varılmalıdır”

    Av. Doç. Dr. Ahmet Karakocalı, “Nefret söylemlerini ya da benzeri şekilde ifade edilen sonuçları karşımıza çıkaran söylemlerin bu dönemde yaygınlaşmasını normal karşılamak gerekir. Fakat bunun bir suç olduğunun bilincinde ve oluşan durumun ülkeye ne şekilde zarar verebileceğinin farkında olunmalıdır. Çünkü vatandaş olmak şuurlu olmayı gerektiriyor ve her şeyden önce hukuk kurallarının neyi düzenlediğini bilmek gerektiriyor. TCK 217/A maddesi de böyle dönemlerde ortaya çıkan dezenformasyonu ülkeyi başka açılardan felakete sürüklememek için tedbiren getirilmiş bir düzenlemedir” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Sosyal medya yazışmaları delil sayılacak

    Sosyal medya yazışmaları delil sayılacak

    Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından 2017/1014 Esas ve 2020/4488 Karar sayılı ilam ile alacak davalarında mail, whatsapp, facebook gibi elektronik ortamlarda yapılan yazışmalar belge ve delil niteliğinde olduğuna ilişkin içtihat geliştirildi. Teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak mahkemeler nezdindeki ispat vasıtaları da farklılaşarak günümüz koşullarına göre şekilleniyor.

    Yaptığı tüm görüşmelere rağmen alacağını tahsil edemeyenler mahkemelerin yolunu tutuyor. Alacak ve borç ilişkilerinin ispatında artık mail ve elektronik ortamdaki diğer yazışmalar da Yargıtay tarafından delil olarak kabul ediliyor. Uzmanlar; taraflar arasındaki ilişkinin ve sözleşmenin varlığına delalet eden elektronik ortamlardaki her türlü yazışma ve mesajların bir yargılamada delil olabileceği düşüncesiyle hareket etmelerini tavsiye ediyor. Alacak davalarında her türlü elektronik ortamda yapılan yazışmalar delil niteliğinde değerlendiriliyor.

    Borcu olmamasına rağmen icra takibine maruz kalan vatandaş, borçlu olmadığının tespiti için mahkemeye başvurdu. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sonuca gidilerek davanın reddine karar verildi. Karar davacı tarafından temyiz edilince devreye Yargıtay 13. Hukuk Dairesi girdi. Kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Bilirkişi raporunda; taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı tespiti ile vekalet ücreti hesaplanmıştır. Oysa davalı avukat tarafından davacıya gönderilen mail yazışmasının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanununda (HMK) ‘Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu kanuna göre belgedir.’ yazılıdır. Bu düzenleme ile mail yazışmaları da belge olarak kabul edilmiştir. O halde, mahkemece mail yazışmaları ve davacı tarafından yapılan ödemeler değerlendirilerek davacının borçlu olup olmadığına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.”

  • Sosyal medyada bant daraltma uygulaması

    Sosyal medyada bant daraltma uygulaması

    Taksim’de meydana gelen patlama sonrası ortaya çıkan basın etiğine aykırı görüntüler ve terör içerikleri için ilgili birimlerin talebi üzerine Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), tarafından ülke geneli sosyal medya platformları için bant daraltma uygulaması yapıldı.

  • Alkol masasında ‘Kadir Gecesi’ paylaşımında karar

    Alkol masasında ‘Kadir Gecesi’ paylaşımında karar

    Kadir Gecesi alkollü bir ortamda çekilen fotoğrafı sosyal medyadan “Kadir Gecesi özel, Rabb’im kabul etsin” notuyla paylaşan Onur T.’nin “halkın bir kesiminin benimsediği değerleri alenen aşağılama” suçundan 1,5 yıla kadar hapis istemiyle basit yargılama usulüne göre yargılandığı dava karara bağlandı.

    Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki karar duruşmasına tutuksuz sanık Onur T. katıldı. Sanık Onur T, savunmasında sosyal medya hesabından söz konusu paylaşımı mizah amaçlı yaptığını belirterek, paylaşımının kesinlikle İslam dinine, inanlara veya Kadir Gecesi’ne yönelik aşağılama, dalga geçme ve küçük düşürme amacı taşımadığını ifade etti.

    Basit yargılama usulüne göre görülen duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık hakkında “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan 3 ay 22 gün hapis cezası verdi.

    Sanığın suçtan önce sabıkasının bulunmadığını, duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulunduran mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

     “Kadir Gecesi, İslam dini ve İslam dinine inananlar için dini bir değer”

    Mahkeme kararının gerekçesinde, Kadir Gecesi’nin, İslam dini ve İslam’a inananlar için dini bir değer olduğu belirtilerek, sanığın İslam inancına mensup kişilerce kutsal kabul edilen Kadir Gecesi’nde yaptığı paylaşımın, İslam dinince kutsal sayılan değerleri aşağılama niteliğinde olduğu vurgulandı.

    Sanığın eyleminin, toplumun birlikte yaşama duygusuna zarar verme niteliğinde ve toplumsal barışı bozmaya elverişli olduğu kaydedildi.

    İddianameden

    İddianamede, Kadir Gecesi’nin İslam dini ve İslam dinine inananlar için dini bir değer olduğuna vurgu yapılarak şüphelinin İslam inancına mensup kişilerce kutsal kabul edilen Kadir Gecesi’nde, suça konu fotoğrafı “Kadir Gecesi özel Rabb’im kabul etsin” yazısıyla paylaşmasının “İslam dinince kutsal sayılan değerleri aşağılama niteliğinde” olduğu belirtilmişti.

    Şüpheli Onur T.’nin fiilinin, toplumun birlikte yaşama duygusuna zarar verme niteliğinde olduğu ve toplumsal barışı bozmaya elverişli bulunduğu kaydedilen iddianamede, şüphelinin “halkın bir kesiminin benimsediği değerleri alenen aşağılama” suçundan 9 aydan 1 yıl 6 aya kadar hapsi istenmişti.

  • Ünlü oyuncuya hakarete para cezası

    Ünlü oyuncuya hakarete para cezası

    Oyuncu Pelin Akil Altan’ın, 20 Mart 2021 tarihinde sosyal medya üzerinden hakaret ve küfür içerikli mesaj gönderen takipçisi Habip B. hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açılmıştı. Tarafların uzlaşmadığını kaydeden savcılık, Habip B.’nin “sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile alenen hakaret” suçundan 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.

    “Mesajları ben atmadım” diyerek kendini savundu

    Basit yargılama usulüyle görülen dava, karara bağlandı. Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkan sanık Habip B., “Müştekiyi televizyon dizilerinden tanırım. Suça konu Instagram hesabı bana aittir. Bu hesabı 2020-2021 yılları arasında kullandım. Telefon hattımın değişmesi sebebiyle bu hesabı artık kullanmıyorum. Bahsi geçen mesajları ben atmadım. Kadınlara yönelik kesinlikle böyle sözler söylemem” diyerek suçlamayı kabul etmedi.

    Sanığa para cezası

    Mahkeme, sanık Habip B. hakkında, “sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile alenen hakaret” suçundan bin 120 TL adli para cezası verdi. Sanığın geçmişteki halini ve suç işleme konusundaki eğilimini göz önünde bulunduran mahkeme, sanığın tekrar suç işlemeyeceği kanaati oluşmadığından cezayı ertelemedi.

    “Sözleri onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte”

    Mahkeme, sanığın savunmasında Instagram hesabının kendisine ait olduğunu ancak mesajı göndermediğini söylemişse de, sorumluluğun kendisine ait olduğunu; suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmediğini, sanığın sözlerinin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olduğunu gerekçe gösterdi.

  • Çirkin paylaşım yapan doktorlar açığa alındı

    Çirkin paylaşım yapan doktorlar açığa alındı

    Gürgentepe Devlet Hastanesi’nde görev yapan pratisyen hekim U.G., sosyal medya hesabından ilçedeki hastalar hakkında çirkin ve küfürlü paylaşımda bulundu.

    U.G. isimli doktorun paylaşımına, Gölköy Devlet Hastanesi’nde görev yapan bir başka pratisyen hekim S.G. de yorum yaparak, çirkin bir şekilde cevap verdi.

    İlçelerde görev yapan doktorların bu yazışmaları sosyal medya kullanıcıları tarafından tepkilere neden olurken, Ordu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından U.G. ile S.G. hakkında idari soruşturma başlattı.

    Açığa alınan iki doktor için bakanlıktan müfettiş talep edildi.

  • Çarşaflı kadın paylaşımı sonrası açığa alındı

    Çarşaflı kadın paylaşımı sonrası açığa alındı

    Sapanca Devlet Hastanesi’nde tıbbi sekreter olarak çalışan B.G., sosyal medya hesabı üzerinden tepki çeken bir paylaşım yaptı.

    Hastane bahçesindeki banklarda oturan 3 çarşaflı kadını izinsiz şekilde kayıt altına alan B.G. o anları, “Sizden hiçbir şeyden nefret etmediğim kadar nefret ediyorum” sözleri ile sosyal medya hesabı üzerinden paylaştı.

    Tepkilere sebep olan paylaşım sonrasında B.G. hakkında ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu’ çerçevesinde soruşturma başlatıldı.

    Hakkında soruşturma başlatılan tıbbi sekreterin, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım’ın verdiği talimat neticesinde açığa alındığı öğrenildi.