Etiket: soykırım

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Soykırım suçluları hesap verecek

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Soykırım suçluları hesap verecek

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 40. Toplantısı’nın açılışına katıldı.

    “Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa şahitlik ediyoruz”

    Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam dünyasının içerisinde bulunduğu duruma dikkat çekerek, “Tüm insanlık, özellikle Müslümanlar için ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdik. İslam coğrafyası tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hale geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı ile başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 100 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralılarımızın üçte ikisi kadın, çocuk ve bebeklerden oluşuyor. Daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. Biz bu toplantıyı yaparken dahi şu an Gazze ve Lübnan’da ümmetin çocukları ölmeye devam ediyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz. Geçtiğimiz 13 ay boyunca Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında çokça acı gördük. Bir insan bunu nasıl yapabilir diye sorguladığımı sayısız habere rastladık. Henüz bir iki yaşındaki bebeklerin keskin nişancılar tarafından hedef tahtası olarak kullanılması gibi barbarlıklarla yüreklerimiz dağlandı” ifadelerini kullandı.

    “Gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının kahramanca direndiğini gördük”

    Tüm saldırı ve baskılara rağmen Filistin halkının dik durduğunun altını çizen Erdoğan, “Tüm bunlarla birlikte Gazze’de kahramanlıklar gördük, yiğitlik gördük. Vatan sevgisinin ne demek olduğunu hep beraber gördük. Batılı güçlerin sınırsız askeri, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan gözü dönmüş bir ölüm makinesi karşısında Gazze’nin aslanlarının nasıl kahramanca direndiğini gördük. Filistin halkı 13 ayda 50 bin şehit verdi. Yaşamadıkları acı, zorluk, çile, zulüm neredeyse kalmadı. Ama buna rağmen Filistinli kardeşlerimiz onurlarından taviz vermedi. Özyurtlarında özgürce yaşama iradelerinden geri adım atmadı. Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, soykırımı yaptılar. Fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler. Bugün bir kez daha her türlü imkansızlığa rağmen hayatları pahasına topraklarına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimi hürmetle selamlıyorum. Gazze’nin Filistin’in, Lübnan’ın kahraman şehitlerine Allah’tan rahmet niyaz ediyor, Rabbim mekanlarını cennet eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.

    “Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin devletini tanıması olacaktır”

    Türkiye’nin her zaman Filistin halkının yanında durduğunu vurgulayan Erdoğan, “Türkiye olarak ilk günden beri İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biriyiz. Uluslararası kuruluşların medyayı ve küresel güçleri adeta esir alan siyonist lobinin şahsımı ve ülkemizi hedef alan tehditlerine boyun eğmiyoruz. Elimizdeki tüm imkanlarla kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının desteği ile Gazze’ye ulaştırdık. Bu miktarla Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız. Önce 54 kalemde ardından bütün kalemlerde İsrail ile ticari işlemleri tamamen durdurduk. Böylece yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakarlıkta bulunduk. Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu yaptık. BM başta olmak üzere her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Kış mevsimi iyice bastırmadan Filistinli mültecilere sahip çıkan BM Filistinlilere Yardım Ajansına desteğimizi daha da arttırdık. İsrail kısa süre önce ajansın yasaklanması konusunda haddini aşan bir karar aldı. Üye ülkelerimizin İsrail’in baskıları karşısına bu dönemde ajansa daha fazla destek olması gerektiğine inanıyoruz. Gazze ve Lübnan’a yönelik siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri daha fazla devletin Filistin devletini tanıması olacaktır. Buradan tüm ülkelere Filistin devletini tanıma çağrımı tekrarlıyorum. Teşkilatımızın kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin’in işgalden kurtarılması yer alıyor. Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmemiz için dayanışmamızı ve birlikteliğimizi her zamankinden daha fazla şekilde göstermeliyiz. İslam dünyasının görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakıp Filistin ve Lübnan halkına, haklı mücadelelerinde destek olması büyük önem arz ediyor. Diğer türlü İsrail’in Gazze’de yaktığı, şimdi de Lübnan’a taşıdığı ateşin tüm bölgemizi sarmasına engel olamayız” diye konuştu.

  • “İsrail bu soykırımın bedelini er ya da geç ödeyecek”

    “İsrail bu soykırımın bedelini er ya da geç ödeyecek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’ye yönelik saldırıların yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Erdoğan, Gazze’deki yıkıma dikkat çekerek, 365 gün önce hayatta olan 50 bin insanın vahşice katledildiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de hastanelerin, farklı inançlara ait ibadethanelerin ve okulların artık ayakta olmadığını ve birçok gazeteci, sivil toplum kuruluşu temsilcisinin de artık aramızda bulunmadığını belirtti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de, Filistin’de, bugünlerde Lübnan’da ölenlerin sadece kadınlar, çocuklar, bebekler, masum siviller değil; aynı zamanda insanlık olduğunu, insanlığa hizmet etmesi beklenen kurumlar ve uluslararası sistem olduğunu kaydetti.

    “Tam 1 yıldır dünyanın gözü önünde, canlı yayında katledilen aslında tüm insanlıktır, insanlığın geleceğe dair tüm umutlarıdır” ifadelerini kullanan Erdoğan, İsrail’in uzun yıllardır süren soykırım, işgal ve istila politikasının artık sona ermesi gerektiğinin altını çizdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Katil İsrail hükûmetinin 7 Ekim’den bu yana katlettiği on binlerce insanı bugün hüzünle yâd ediyor; eşlerini, çocuklarını, ailelerini kaybeden yüreği yaralı Gazzeli, Filistinli, Lübnanlı kardeşlerime en kalbî taziyelerimi iletiyorum. İsrail’in uzun yıllardır süren soykırım, işgal ve istila politikası artık bir son bulmalıdır. Unutulmamalıdır ki İsrail 1 yıldır uyguladığı, hâlen de devam etmekte olduğu bu soykırımın bedelini er ya da geç ödeyecektir. Hitler nasıl insanlığın ortak ittifakıyla durdurulduysa Netanyahu ve cinayet şebekesi de aynı şekilde durdurulacaktır. Gazze soykırımının hesabının sorulmadığı bir dünya huzura kavuşamayacaktır. Türkiye olarak bedeli her ne olursa olsun İsrail hükûmetinin karşısında durmaya, dünyayı da bu onurlu duruşa çağırmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Dışişleri Bakanlığı’nda Srebrenitsa Soykırımı’nın 29. yıl dönümü anıldı

    Dışişleri Bakanlığı’nda Srebrenitsa Soykırımı’nın 29. yıl dönümü anıldı

    Srebrenitsa Soykırımı’nda hayatını kaybedenler, 29. yılında Dışişleri Bakanlığı Fatin Rüştü Zorlu Salonu’nda gerçekleştirilen program ile anıldı. Programda konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, 11 Temmuz 1995 tarihinin Bosna Hersek halkı ve tüm insanlık için unutulamayacak bir trajedinin yıl dönümü olduğunu belirterek, “Anılan tarihte soykırıma uğrayan binlerce Boşnak kardeşimiz şehit mertebesine ulaştı. Yalnızca Bosna Hersek’in değil, aynı zamanda tüm dünyanın, hepimizin kalbinde büyük yaralar açtı. Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda toplu mezarlarda ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitlerinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa verilmektedir. Bu sene törenle ülkemizi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç temsil etmektedir. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın video mesajları da törende gösterilecektir. Bugün de kimlik tespiti yapılan ve ailelerinin onay verdiği 14 soykırım kurbanı daha defnedilecektir” diye konuştu.

    Srebrenitsa’da yaşanan soykırımın barışın, adaletin, insan haklarının muhafazası için sürekli bir çaba gösterilmesi gerektiğini hatırlattığını aktaran Bozay, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için geçmişten ders çıkarılması ve bu derslerin geleceğe taşınması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin benzer soykırımların bir daha yaşanmaması için eğitim, farkındalık ve toplumsal dayanışma gibi alanlarda çalışmalara büyük önem verdiğini dile getiren Bozay, şu ifadelere yer verdi:
    “Türkiye’de Srebrenitsa Soykırımı’nın unutulmaması ve toplumsal hafızalarda yer etmesi için yapıcı şekilde çalışmaktayız. Bu çerçevede ülkemizin eş sunuculuğundan biri olduğu ve en başından itibaren katkı sağladığı 11 Temmuz’un Srebrenitsa Soykırımı’nın Uluslararası Düşünme ve Anma Günü olarak belirlenmesine yönelik kararın BM Genel Kurulu’nda 23 Mayıs tarihinde kabul edilmesinden memnuniyet duyuyoruz. Söz konusu karar, Srebrenitsa Soykırımı’ndan sorumlu olanlar da dahil olmak üzere uluslararası mahkemelerce benzer suçlardan hüküm giyenleri çekingesiz şekilde kınamakta, BM üyesi devletleri anılan soykırımın çarpıtılmasını ve gelecekte benzer olayların meydana gelmesini önlemek için uygun programların eğitim müfredatına dahil edilmesini tavsiye etmektedir. Karar ayrıca 1995 Srebenitsa Soykırımı kurbanları anısına özel faaliyetler ve anma etkinlikleri düzenlemek ve gerekli eğitim, kamu farkındalığını artıracak etkinlikler dahil olmak üzere uluslararası günü idrak etmeye davet etmektedir.”

    BM Genel Kurulu kararı temelinde 9 Temmuz tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı genelgesiyle 11 Temmuz gününün ülkemizde de acıların paylaşılması, soykırımın ve insanlığa karşı suçların kınanması amacıyla Srebrenitsa Soykırımını Düşünme ve Anma Günü olarak yad edilmesinin kararlaştırıldığını belirten Bozay, bu kapsamda önümüzdeki yıllarda da alınan karar ve genel geçer çerçevesinde Srebrenitsa Soykırımı’nı anma faaliyetlerinin Dışişleri Bakanlığı koordinasyonunda bugünkü gibi ilgili kurum ve kuruluşlar ile birlikte sürdürüleceğini söyledi.

    “Türkiye büyük bir destek verdi”

    Bosna-Hersek Büyükelçisi Mirsada Çolakoviç ise, soykırımın üzerinden 29 sene geçmesine rağmen yaraların hala çok taze olduğunu dile getirerek, “Birçok aile sonlanmış, orada şahitlik edecek kimse kalmamıştır. Bizim burada birlikte bulunmamızın çok önemli olduğunu ve büyük bir mesaj gönderdiğini düşünüyorum. Birleşmiş Milletler geçen aylarda 11 Temmuz’u Uluslararası Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü olarak ilan etmişti. Burada uluslararası mahkemenin verdiği kararlara göre bu karar verildi. Bu kararla birlikte BM, Srebrenitsa’da hayatını kaybeden kişilerin tespit edilmesi konusunda bir karar verdi. Mahkemenin kararlarına uyulması konusunda Türkiye Cumhuriyeti diplomatik kanallarla ilişki kurarak çok büyük bir destek verdi. Bundan dolayı çok teşekkür ediyoruz” dedi.
    Türkiye’nin yetkili kişilere bu kararın verilmesi konusunda sadece karar aşamasında değil, hazırlanma aşamasında da destek verdiğini aktaran Büyükelçi Çolakoviç, Bosna Hersek’te birçok kişinin yakınını kaybettiğini, yakınlarını bulamadığını belirterek, “Dünyada ilk defa bir soykırıma anma töreni bu şekilde düzenleniyor. Burada asıl amaç bu soykırımın unutulmamasıdır. Birçok kişi annelerini, oğullarını, eşlerini kaybetti. Hala ailelerinin nerede olduklarını bulamayanlar var ve buna rağmen hala bazı kişiler soykırımı inkar ediyorlar. Eğer barış olacaksa sadece bir şekildedir, o da herkesin geçmişi ve yaptıklarıyla yüzleşmesi sayesinde olacaktır. Eğer yüzleşirse ancak o şekilde o yaralar sarılabilir” dedi.

  • Saldırılara “soykırım” diyen hemşire kovuldu

    Saldırılara “soykırım” diyen hemşire kovuldu

    Filistin asıllı ABD’li hemşire Hesen Jabr, hamilelik ya da doğum sırasında çocuklarını kaybeden anneler tarafından “şefkat ödülüne” layık görüldü. Jabr, ödül töreninde gerçekleştirdiği konuşmasında İsrail’in Gazze’deki saldırılarının “soykırım” olduğunu söyledi. Jabr, ödül töreninde gerçekleştirdiği kabul konuşmasında “Gazze’de yaşanan soykırımda ülkemin kadınlarının tasavvur edilemez kayıplar verdiğini görmek bana acı veriyor” ifadesini kullandı. Filistin asıllı hemşire, bu açıklamasının ardından hastaneden kovuldu.
    Çalıştığı New York City Hastanesi’nden bir sözcü yaptığı açıklamada, Filistin asıllı hemşirenin Aralık ayında “görüşlerini işine yansıtmaması gerektiği” konusunda uyarıldığını söyleyerek, Ancak meslektaşlarının geniş katılım gösterdiği bir toplantıda bunu yapmamayı tercih etti. Jabr, artık hastanemizin bir çalışanı değil” ifadelerini kullandı.
    Jabr, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada 7 Mayıs tarihinde ödüllendirildiğini ancak Mayıs ayının sonlarına doğru işine son verildiğine dair bir mektup aldığını söyledi.

  • “İsrail’in soykırım eylemlerini arttırmakta”

    “İsrail’in soykırım eylemlerini arttırmakta”

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları devam ederken, Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez, İsrail’in Refah’a saldırılarına tepki gösterdi. Rodriguez, yaptığı açıklamada, “İsrail’in Refah’a askeri müdahalesi Filistin halkına yönelik soykırım eylemlerini arttırmakta. Bu suçun işlenmesinde ABD hükümetinin suç ortaklığı ile askeri ve lojistik desteğinin payı büyük. Bir Filistin devletinin kurulması bu çatışmanın tek adil ve kalıcı çözümüdür” dedi.

  • “Soykırım örgütünün sözcüsüdür”

    “Soykırım örgütünün sözcüsüdür”

    AK Parti Sözcüsü Çelik, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, “İsrail Dışişleri Bakanı soykırım örgütünün sözcüsüdür. O nedenle Cumhurbaşkanımızın konuşmalarından rahatsız olmaktadır. Cumhurbaşkanımız ve milletimizin sağduyusu sizi rahatsız etmeye devam edecek. İnsanlık vicdanı karşısında yenileceksiniz. Zalim, barbar ve kışkırtıcı siyasetiniz hukuk önünde mahkum olacak” dedi.
    Çelik paylaşımının devamında, “Netenyahu’nun başında olduğu suç şebekesi, insanlık tarihinin görüp görebileceği en barbar organizasyondur. Hiçbir meşruiyeti olmayan bu provokatör şebekenin iktidarda bir gün daha kalabilmek adına tüm bölgeyi ateşe atacak kadar gözünün karardığı açıktır. Aylardır Filistin topraklarında çoluk çocuk, kadın, sivil demeden binlerce masum insanı katleden bu şebekenin zalimliğine ve yalanlarına karşı Cumhurbaşkanımızın liderliğinde mücadele etmeye devam ediyoruz. Netanyahu ve şebekesi insanlık dışı bir suç örgütü olarak tarihin utanç sayfasına yazılacak” ifadelerine yer verdi.

  • “Gazze’de yaşanan soykırımı reddediyoruz”

    “Gazze’de yaşanan soykırımı reddediyoruz”

    Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi.

    “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor”

    İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi.

    Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.

  • Gazze’deki soykırıma barışçıl tepki

    Gazze’deki soykırıma barışçıl tepki

    Çok sayıda öğretim elemanı ve öğrenci, Alaeddin Keykubat Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen Gazze Nöbeti’nde bir araya geldi. Rektör Prof. Dr. Metin Aksoy da nöbeti desteklemek amacıyla öğretim elemanı ve öğrencilerin yanında oldu. Rektör Prof. Dr. Metin Aksoy, Gazze’de devam eden soykırıma barışçıl tepki göstermek için bir araya gelen öğrencilerle bir araya geldiklerini belirterek, özgür bir Filistin’in tesisi için Filistin halkının haklarını her platformda duyurmaya devam edeceklerini söyledi.

    Tüm insanlığı İsrail’in gerçekleştirdiği vahşeti durdurmaya davet eden Prof. Dr. Aksoy, “Bu vesileyle bizler de Filistin’deki insani krize karşı tüm akademik camiayla dayanışma içinde olduğumuzu bildiriyoruz. Bu vahşetin derhal durdurulması çağrısında bulunuyoruz” dedi.

  • Brezilya Devlet Başkanı Lula: “Gazze Şeridi’nde yaşananlar bir savaş değil, soykırımdır”

    Brezilya Devlet Başkanı Lula: “Gazze Şeridi’nde yaşananlar bir savaş değil, soykırımdır”

    Afrika Birliği zirvesine katılmak üzere Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da bulunan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden saldırıları hakkında açıklamalarda bulundu. Lula, “Gazze Şeridi’nde yaşananlar bir savaş değil, soykırımdır. Bu askerlerin askerlere karşı savaşı değil. Bu, son derece hazırlıklı bir ordu ile kadınlar ve çocuklar arasındaki bir savaş” dedi.

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının Holokost ile aynı olduğunu belirten Lula, “Gazze Şeridi’nde Filistin halkının başına gelenler tarihin başka hiçbir döneminde yaşanmadı. Aslında oldu, Hitler Yahudileri öldürmeye karar verdiğinde” dedi.

    İsrail’den Lula’ya tepki
    İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Lula’nın açıklamasının ardından Brezilya’nın İsrail büyükelçisinin yarın Dışişleri Bakanlığına çağrılması yönünde talimat verdiğini açıkladı. Katz, “Brezilya Devlet Başkanı’nın sözleri utanç verici ve ciddi. Hiç kimse İsrail’in kendini savunma hakkına zarar veremez. Ofisimdeki çalışanlara Brezilya Büyükelçisini yarın bir kınama görüşmesi için çağırmalarını emrettim” dedi.

  • İsrail’e karşı soykırım davası başladı

    İsrail’e karşı soykırım davası başladı

    Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, İsrail’in Gazze’deki eylemleriyle Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin duruşması başladı.

    Duruşmanın ilk gününde Güney Afrika tarafı, İsrail’e yönelik suçlamalarını gerekçe ve dilleriyle Divan’a sundu.

    Duruşma, Güney Afrika ve İsrail tarafından sadece bu dava için atanan ad hoc hakimlerin yeminleriyle başladı. Daha sonra Divan Başkatibi Philippe Gautier, Güney Afrika’nın ihtiyati tedbir taleplerini okudu.

    Güney Afrika tarafı adına ilk söz alan bu ülkenin Hollanda Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela, “Yaygın insan hakları ihlallerinin on yıllardır cezasız kalması İsrail’i cesaretlendirdi.” ifadesini kullandı.

    Duruşmada Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçular İsrail’e, Gazzelilere yönelik bilinçli eylemlerinin soykırım niyetini kanıtladığı suçlamasını yöneltti.

    GAZZE’DE ÇEKİLEN FOTOĞRAFLAR KANIT OLARAK SUNULDU

    İsrail’in soykırımla suçlandığı davanın ilk duruşmasında Güney Afrika hukuk ekibi, Anadolu Ajansı (AA) foto muhabirlerinin Gazze’de çektiği fotoğrafları da kanıt olarak mahkeme heyetine gösterdi.

    Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Adila Hassim, soykırımın delillerinin başvuru dosyasında mevcut olduğunu ve BM kurumlarınca da tescil edildiğini belirterek, “(İsrail’in) Eylemleri, soykırım sonucunun çıkarılabileceği sistematik davranış kalıbı göstermektedir.” dedi.

    Beyt Lahya kentinde AA Muhabiri Fadi Alwhidi tarafından çekilen toplu mezardaki defin işlemiyle ilgili kare

    İsrail’in öldürdüğü kişilerin sayısının “Gazze’de hiçbir yerin güvenli olmadığını” gösterdiğine dikkati çeken Hassim, Gazzelilerin bir kısmının, İsrail’in “güvenli koridor” ilan ettiği bölgelerde öldürüldüğünün altını çizdi.

    Hassim, “İsrail, her bir bombanın kaç sivilin hayatına mal olacağının tam olarak bilincinde olarak benzersiz ve emsalsiz sayıda sivili öldürmüştür.” değerlendirmesinde bulundu.

    Öte yandan, İsrail’in Gazze’ye insani yardımları da “ısrarla” engellemeye devam ettiğini vurgulayan Hassim, Gazze’ye yeterli gıda, kıyafet ve hijyen malzemelerinin teslim edilemediğini, Gazzelilerin temiz suya erişimlerinin engellendiğini dile getirdi.

    Hassim, soykırımın önceden ilan edilemeyeceğini ancak Uluslararası Adalet Divanı’nın soykırımı tespit edebileceğini belirterek, Divan’dan ihtiyati tedbir kararı almasını istedi.

    “GÜNEY AFRİKA, İSRAİL’İN FİLİSTİNLİLERE YÖNELİK SOYKIRIM SÖYLEMİNDE YALNIZ DEĞİL”

    Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Tembeka Ngcukaitobi de Divan’ın, Güney Afrika’nın tedbir taleplerini kabul etmek için “soykırımın gerçekleştiğine” değil mevcut deliller ışığında “soykırım tehlikesinin varlığına” ihtiyaç duyduğunu belirtti.

    Ngcukaitobi, Güney Afrika’nın, İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım söylemine dikkati çekerek, 15 Birleşmiş Milletler (BM) Özel Raportörü ve 21 BM Çalışma Grubu üyesinin de Gazze’de yaşananların soykırım olduğu konusunda uyarıda bulunduğunu hatırlattı.

    İsrail askeri yönetimi ve devlet görevlilerinin, soykırım niyetini açığa vuran açıklamalar yaptığını anımsatan Ngcukaitobi, bu kişilerin Gazzelilerin yok edilmesi ve Gazze’nin tamamen yıkılmasını istediklerini dile getirdiklerini anlattı.

    Deyr el-Belah kentinde AA Muhabiri Mohammed Fayq tarafından çekilen toplu mezardaki defin işlemi

    Duruşmada, Gazze’deki durumun Ukrayna-Rusya gibi davalardan daha değersiz olmadığı vurgulandı.

    Uluslararası Adalet Divanı’nda konuşan avukat Ni Ghralaigh ”Kurbanların, dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla canlı yayınladıkları, tarihteki ilk soykırım Gazze’de oldu.” dedi.

    LAHEY’DE PROTESTO GÖSTERİSİ

    Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Divan’da tarafların hazır bulunduğu salonda halka açık yapılan duruşma canlı yayımlanıyor.

    Öte yandan, Lahey’deki duruşma sırasında Filistin yanlısı protestocular mahkeme salonunun dışında bir araya geldi.

    TÜRK HEYET LAHEY’DE

    Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından açılan davaya İslam İşbirliği Teşkilatı, Malezya, Türkiye, Ürdün, Kolombiya, Bolivya, Maldivler, Namibya, Pakistan, Kolombiya destek veriyor.

    Türkiye’den de Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Başkanı ve Ak Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığındaki heyet, duruşmaları takip etmek için Lahey’de.

    “İNSANLIK VİCDANI BU DAVAYI İZLİYOR”

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de yaptığı açıklamada, “İnsanlık vicdanı bu davayı izliyor. İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanında açılan davanın ilk duruşması devam ediyor. İsrail’in eylemleri soykırımdır. Ve gereken şekilde cezalandırılmalıdır.” dedi.