Etiket: Spor

  • “Gurur verici bir olay”

    “Gurur verici bir olay”

    Dünya ve Avrupa şampiyonu milli güreşçi Rıza Kayaalp, Türkiye Güreş Federasyonu’nun resmi sosyal medya hesabından yayımlanan ‘Benim Hikayem’ programında açıklamalarda bulundu. 33 yaşındaki güreşçi, olimpiyatlarda altın madalya kazanamamış olmamasının kendisi için en büyük üzüntü olduğunu söyledi. 2024 Paris Olimpiyatları’na çalıştığını belirten milli güreşçi, olimpiyatlarda altın madalyayı kazanarak güreşe nokta koymak istediğini ifade etti.

    “Güreş hayatımı etkileyecek her şeyden uzak durdum”

    Güreş kariyerindeki başarılarının sırrı hakkında açıklamalarda bulunan Rıza Kayaalp, “Güreş hayatımı etkileyecek her şeyden uzak durdum. Yaşantımı da buna göre şekillendirdim. Yeteneğim de varmış ama yeteneğim olsa da çalışmak çok önemli. Bunları düzenli yaptım ve o başarıları ben de kazandım. Dile kolay geliyor ama bir de bana sorun, o başarıları kazanana kadar o zorlukları nasıl çektim. İnanılmaz zordu benim için. İnsanlar yaşlandıkça ‘Ya genç olsam’ derler. Fakat ben hep güreşi bıraktığım yaşta olmak isterim. Yani 50 yaşımda olsam, 35 yaşında olmak isterim, bir öncesini değil. Makine gibi çalıştık. Kaslarımızla o kadar çok çalıştık ki belki de ileride sıkıntılar yaşayacağız ama sporu hiçbir zaman bırakmayacağım tabii. Bırakırsam kesinlikle çok sıkıntılarla karşılaşabilirim” diye konuştu.

    “Bir sonraki şampiyonada cevap vermek her zaman hoşuma gitmiştir”

    Madalya kazanamadığı şampiyonalardan sonra yapılan eleştirilerin kendisini daha çok hırslandırdığına değinen Kayaalp, “Birkaç tane sakatlıktan dolayı fire vermişliğim var ama insanlar farklı düşünebiliyor. Yani bir iki tane madalya alamadığım yer var. Arada bir fire veriyoruz, kaybedince her şey unutuluyor. Benim en çok üzüldüğüm taraf da bu zaten. O kadar aldığın başarı bir şampiyonada gidiyor. Gününde de olamayabilirsin yani 13 yıldır sonuçta her yerde madalya alıyorsun. Bir şampiyonada fire vermek çok doğal bir şey. Tabii hemen karalama kampanyasına dönüşebiliyor bazen. Bunlar da beni hırslandıran şeyler aslında. Bir sonraki şampiyonada cevap vermek her zaman hoşuma gitmiştir” ifadelerini kullandı.

    “Orada noktayı koymak istiyorum”

    Güreşi olimpiyat şampiyonu olarak bırakmanın kendisi için gurur verici olacağını söyleyen milli güreşçi, “Olimpiyatta altından yana her zaman bir burukluğum var. Yani o kadar başarı kazanmış bir sporcu olarak olimpiyat altın madalyanın olmaması benim için üzücü ama dünyanın sonu da değil sonuçta. Emek harcıyorum, çalışıyorum ama olmuyorsa da yapacak bir şey yok yani. 2024’e yine çok iyi çalışacağım ve orada da noktayı koymak istiyorum. Olimpiyat şampiyonluğuyla güreşi bırakmak da bizim için ayrıca gurur verici bir olay olur” açıklamasında bulundu.

    “Kübalı rakibim en zor rakibimdi”

    Güreş kariyerinde kendisini en çok zorlayan rakibin Kübalı Mijain Lopez Nunez olduğunu ifade eden Rıza Kayaalp, “Kübalı rakibim (Mijain Lopez Nunez) en zor rakibimdi diyebilirim. Aslında benim de boyum 1.90 civarlarında olsaydı daha denk olabilirdik. Yetenek seviyemizin aynı olduğunu düşünüyorum. Aslında bu son olimpiyatlarda da kazanma şansım vardı. Keşke bugünkü kilomda olarak gitseydim. 122 kilo değil de 130 dolmuş bir vaziyette olsaydı. Şu an 135-136 kiloyum. 135 kiloyla olimpiyat köyüne girip öyle maça çıkmak güç olarak da benim için çok iyi olacaktı. Son olimpiyatlara gittiğimde 137 kiloydum. 3 gün vardı maça, 3 gün sonra tartıldığımda 129 kiloydum” şeklinde konuştu.

    “Madalya aldıkça küçülmesini bilsinler”

    Güreş sporuna başlayacak olan gençlere de çeşitli tavsiyelerde bulunan Kayaalp, “Yetenekleri varsa bu spora ya da başka spora başlasınlar. Bu çok önemli. Onun dışında bu spor, ağır bir spor. Çok sevmek gerekir, çok azim ister, birçok fedakarlıkta bulunmak gerekir. Bunların hepsini yapacaklarsa bu sporu yapsınlar. Hiçbir zaman yıldızlarda ve gençlerde aldıkları madalyalara çok sevinmesinler. Oraları basamak olarak görmek çok önemli. Madalya aldıkça küçülmesini bilsinler. Kimseye karşı saygılarını bozmasınlar” dedi.

  • Yıldırım’dan 4 yılda spora dev yatırım

    Yıldırım’dan 4 yılda spora dev yatırım

    Yıldırım’a yeni spor tesisleri kazandıran ve mevcut tesislerde de renovasyon çalışmaları gerçekleştiren Yıldırım Belediyesi, ilçede sporu yaygınlaştırmak ve tabana yaymak için süratle çalışmalarını sürdürüyor. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, göreve geldikleri 2019 yılından bu yana sadece ilçeye değil tüm şehre hizmet verecek 5 yıldızlı spor tesislerini kazandırdıklarını söyledi.


    “Sporu tabana yayacağız”

    Yıldırım’da sporu tabana yaymak için çalıştıklarını ifade eden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Tüm hemşehrilerimizin kolaylıkla ulaşabileceği spor tesislerini ilçemize kazandırdık. Gençlik ve Spor Bakanlığımızın desteğiyle Bursa’nın en büyük spor kompleksi olan Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi’ni ve Karapınar Gençlik ve Spor Merkezi’ni ilçemize kazandırdık. Görev vaktimizde Millet Kadın Spor Tesisi, Ulus Kadın Spor Merkezi’ni hizmete açtık. Mimarsinan Spor Tesisi’ni sil baştan yenileyip modern bir kompleks olarak hizmete açtık. Dr. Sadık Ahmet Gençlik ve Spor Merkezi’nde de çalışmalar tüm hızıyla devam ederken Sıracevizler Spor Merkezi’ni hizmete açmak için gün sayıyoruz. Akçağlayan ve Yiğitler Halı Sahası’nı ilçeye kazandırdık. Fidyekızık Spor Tesisi’ni sil baştan yenileyerek evlatlarımızın hizmetine sunduk. Gençlerimizden gelen talep üzerine Çınarönü Mahallesi’ne ve Sakarya Mahallesi’ne de spor tesisi kazandırıyoruz. İnşallah onları da kısa süre içerisinde tamamlayıp hizmete açacağız” dedi.


    200 bin vatandaşa spor ve eğitim hizmeti

    7’den 70’e binlerce vatandaşı sporla buluşturduklarının altını çizen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yıldırım’da sporu ve sporcuyu desteklemeye devam ediyoruz. Bu çalışmalarımızın müşahhas bir çıktısı olarak Yıldırım Belediyesi lisanslı sporcularımızın sayısı, 2023 yılı itibariyle 4 bin 16 oldu. Lisanslı sporcularımızın yanı sıra vatandaşlarımızı da sporla buluşturuyoruz. Geride bıraktığımız 4 yılda yaz ve kış spor okullarında 17 farklı branşta 111 bin 739 çocuğumuza, cimnastik okullarında 18 bin 718 çocuğumuza, kadın spor merkezlerinde 44 bin 863 kadınımıza, sosyal sorumluluk projelerinde 23 bin 541 çocuğumuza, özel ihtiyaçlı bin 198 çocuğumuza toplamda ise 200 bin 59 vatandaşımıza spor ve eğitim hizmeti verdik. Ayrıca katıldıkları her müsabakada göğsümüzü kabartan evlatlarımız 3 bin 258 madalya ve 141 kupa kazandı. Yıldırım Belediyesi olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da spora ve sporcuya önem vermeye, onlara yeni tesisler, yeni imkanlar sağlamaya devam edeceğiz. Tabi bu anlamda sadece spor alanında değil, sosyal, kültürel ve eğitim alanlarında da gençlerimiz için tüm gücümüzle seferber olacağız. Çünkü bizler biliyoruz ki güçlü Türkiye yolunda en büyük hazinemiz gençlerimiz. Evlatlarımızın geleceği için çalışmalarımızı arttırarak sürdüreceğiz” dedi.

  • Sporsuz yaşamın tehlikeleri

    Sporsuz yaşamın tehlikeleri

    Bedensel ve zihinsel gelişime büyük katkısı olan spor, özellikle çocukların daha dengeli bireyler olmasını sağlıyor. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle teknolojik aletlerle yakın ilişkide olan çocukların spordan da uzak kalmaları çeşitli rahatsızlıklara yol açabiliyor. Kocaeli Şehir Hastanesi’nde görevli Spor Hekimi Uzm. Dr. Burak Fariz, anne ve babalara önemli uyarılarda bulundu. Çocukların mutlaka spora yönlendirilmesi gerektiğini kaydeden Fariz, “Mutlaka bir aktiviteye, futbol, basketbol, yüzme, jimnastik herhangi bir şey göndermek lazım. Hem zamanlarını değerlendirecekler hem sağlıklarını koruyacaklar hem de sonradaki yaşamları için düzenli egzersiz alışkanlığına sahip olacaklar” dedi.

    “Mutlaka bir aktiviteye katılmalılar”

    Okul çağındaki çocukların zaman zaman hareketsiz kaldığını ifade eden Burak Fariz, “Son dönemlerde çocuklar ders çalışmaları, çok evde olmaları, kış mevsimi sebebiyle de hareketli değillerdi. Özellikle de bilgisayar, tablet gibi şeyler daha da fazla hareketsiz kalmalarına sebep oluyor. Onları hem sosyal ortama sokabilmek hem hareket düzeylerini artırabilmek için mutlaka bir şeyler yapmak lazım. Okulun kapanmasıyla birlikte çokça da boş zamanları var. Mutlaka bir aktiviteye, futbol, basketbol, yüzme, jimnastik herhangi bir şey göndermek lazım. Hem zamanlarını değerlendirecekler hem sağlıklarını koruyacaklar hem de sonradaki yaşamları için bir alışkanlık, düzenli egzersiz alışkanlığına sahip olacaklar. Aileler yaz aylarında özellikle en çok buna ağırlık vermeli. Aynı zamanda kışın da vakit bulabildikleri zamanlar, ders çalışmaktan, arta kalan zamanlarda da bir şeyler yapmaları çok faydalı olur” diye konuştu.

    “Birçok hastalığa karşı koruyucu etkisi var”

    Uzm. Dr. Burak Fariz, egzersiz yapmanın hastalıklara karşı koruyucu olduğunu da belirterek, “Düzenli egzersiz yapmanın çocukların sağlıklarına genel olarak koruyucu etkisi var. Bir alışkanlık haline geldiği zaman tansiyon, diyabet, şeker hastalığı gibi birçok hastalığa karşı koruyucu etkisi var. Hatta son zamanlarda yeni çalışmalar bizim tahmin etmediğimiz Alzheimer gibi hastalıklara karşı koruyucu olduğunu da gösteriyor” şeklinde konuştu.

    “Her spor, her çocuğa uygun değil”

    Takım sporlarının çocuklar için sosyal bir ortam oluşturduğuna dikkat çeken Fariz, “Yazın çocuklara takım sporlarını öneririm. Sosyalleşme anlamında çok olumlu etkisi var ama her spor dalı, her çocuğa uygun değil. Sporda çocuğun yaşı, kilosu, aktivite düzeyi çok önemli oluyor. Kontak sporları yapanlar, karate, tekvando, judo gibi sporları yapanlar uygun yaş grubunda uygun kilo, uygun boy hesaba katılarak yapılması lazım. Her spor, her çocuğa uygun değil. Genel olarak bir hastalığı olmayan, sağlıklı bir çocuğun en azından bir futbol, basketbol, koşu, yüzme bunlardan birinde mutlaka gitmesini tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Çocukları büyük insan gibi düşünmemek lazım”

    Yapılan spor idmanlarının da çocuklara uygun olması gerektiğinin altını çizen Burak Fariz, “Spor idmanlarının çocukların yaşına uygun yapılması gerekir. Futbolda da, basketbolda da kuvvet antrenmanları çok önemli. Bunları mutlaka yapmanız lazım. Yapmadığınızda mutlaka bir eksiklik kalır ama çocukları büyük insan gibi düşünmemek lazım. Onlar aslında büyük insanların küçültülmüş halleri değil. Onların kendine uygun fizyolojileri, kas yapıları var. Ona göre planlama yapmak lazım. Uygun şekilde egzersiz yükü, antrenman yükü azaltarak yapılmalı. Bunda bir sakınca yok” sözlerine ekledi.

  • Spor için mola verdiler

    Spor için mola verdiler

    Spor İçin Bir Mola Projesi her hafta değişik fabrikalarda gerçekleştiriliyor. Etkinlikte fabrika çalışanları spor dolu bir gün yaşıyor.

    Düzce Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü spor uzmanları tarafından çeşitli branş tanıtımları yapılarak, serbest zamanları sporla değerlendiriliyor.

  • Yanlış spor kireçlenmeye neden olabilir

    Yanlış spor kireçlenmeye neden olabilir

    Kireçlenmenin; eklemin çevresindeki kıkırdak dokunun zamanla yıpranması ve aşınması sonucunda oluştuğunu aktaran Dr. Ülkü Gül, “Bunun bir nedeni zaman, diğer nedeni ise eklemin üstüne binen yüktür, diğer faktör ise; genetiktir.” diye konuştu. Bu nedenle ağırlık içeren sporları yapanların, obezlerin risk grubunda olduğunu ifade eden Dr. Semiha Ülkü Gül, şunları kaydetti: “Kişi bunun için kilosuna dikkat etmeli, ağır yük taşımamalı veya taşırken bir noktaya fazla yük bindirmemeli; kontrollü ve dikkatli olmalıdır. Hareketli olmak düzenli egzersiz yapmak da önemlidir, ancak yürüyüşün de uygun ayakkabı ile uygun bir zeminde yapılması gerekir. Bunlar düzgün değilse; yapılan spor kişinin eklemlerine zarar verir ve kireçlenmeye neden olabilir. Hareketsizlik de kas zayıflığı ile birlikte kireçlenme yapabilir.”

    Kadınlarda daha sık görülür

    Kireçlenmenin kadınlarda daha sık görüldüğünü belirten Dr. Semiha Ülkü Gül, “Kadınların kas yapısı daha zayıftır ve kadınlar obeziteye daha yatkındır. Ev işi egzersiz sayılmaz, aksine kireçlenmeyi arttıran durumlara sebep olabilir. Hareketsiz kalıp ağır kaldırmak, çok el işi yapmak gibi.. Eklemi doğru kullanmak ve yükü arttırmamak gerek, kilo almamak, eklemlere fazla yük bindirmemek, spor yaparken doğru hareketler yapmak önemlidir.” ifadelerini kullandı.

    Bu belirtilere dikkat

    Hastaların genelde; kireçlenme olan bölgede ağrı, eklemden ses gelmesi, yürürken ani takılma ve kilitlenmeler, eklemde hafif bir şişlik, soğuğa veya sıcağa karşı hassasiyet gibi şikayetlerle geldiklerini dile getiren Dr. Gül, “Tanı konması için muayene sonrasında röntgen veya MR istenebilir, eklem aralığında bir daralma, kemik çıkıntıları (kemik dikeni), eklem fareleri röntgende görülebilir.” şeklinde konuştu.
    “Kireçlenmenin 4 evresi vardır ve ilerledikçe çözüm de zorlaşır, yaş ilerledikçe evreler ilerler, bunu durdurmak için önlemler alınması gerekir.” diye konuşan Dr. Semiha Ülkü Gül, “Kireçlenmede en önemli tedavi, öncesinde hastalığın oluşmasını engellemektir, çünkü; kireçlenme oluştuktan sonra geri dönüşü olmaz, ancak ilerlemesi durdurulabilir.” dedi.

    Tedavi yöntemleri

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Semiha Ülkü Gül, kireçlenme tedavisine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı:
    “İlk aşamada ağrı kesiciler ve kas gevşeticilerle ağrılar önlenebilir, ancak kireçlenme geri dönmez ilerlemesi durdurulabilir. İlaçların yanı sıra kireçlenmenin ilerlemesini durdurmak için glukozamin glukan içeren preparatlar takviye olarak kullanılabilir. Bunlar destek tedavileridir. Sonrasında; fizik tedavi yapılarak kası güçlendirip eklemi daha iyi kullanılır hale getirmek amaçlanır. Bu kişilere, duruma göre; PRP, steroid ağrı kesiciler, eklem kayganlığını arttıran enjeksiyonlar yapılabilir.”

    Kişi hayat boyu dikkatli olmalı

    Kişinin verilen tedavilere uyarsa 1 yıl süresince sorun yaşamadan hayatına devam edebileceğini aktaran Dr. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Ancak yaş önemli bir faktördür, genelde 60 yaşından sonra tedavilerin sonuçları bu kadar uzun süreli olmaz. Kireçlenme varsa kişi hayatını devamlı buna göre yaşayacak; hayatı boyunca bu eklemleri korumaya alacak, gerekli zamanlarda FTR alacak ve doktoru ile görüşerek ilaç ve enjeksiyon tedavilerinden yararlanacaktır, kireçlenmenin son aşamasında ise artık cerrah tedavilere başvurulabilir.”

  • Kır Çiçekleri Projesi yeni sporcularını seçiyor

    Kır Çiçekleri Projesi yeni sporcularını seçiyor

    Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanlığı bünyesinde Nevin Yanıt Atletizm Kompleksi sahasında gerçekleşen seçmelere, spora ilgisi ve yeteneği olan kız öğrenciler katıldı. Seçmelere aileleriyle birlikte gelen kızlar, ‘Kır Çiçekleri Projesi’ne dahil olmak için kıyasıya mücadele etti. Genel sportif performans değerlendirmesinin yapıldığı seçmelerde, her branştan ayrı antrenörler değerlendirme yaptı. Değerlendirmeler boy, kilo ve kulaç uzunluğu, dikey sıçrama, esneme, 30 metre sürat koşusu, 2 kilogram sağlık topu atma, durarak uzun atlama ile 1000 metre uzun mesafe dayanıklılık koşusu alanlarında yapıldı.

    “Türkiye şampiyonluklarımız var”

    Kır Çiçekleri Sporcu Yetiştirme Merkezi 2. Sorumlusu Özge Turşin, amaçlarının kırsalda yaşayan spora yetenekli kız çocuklarını keşfetmek olduğunu belirterek, “Şu anda yaklaşık dördüncü senemizin içerisindeyiz. Hedefimize gayet güzel bir şekilde ulaştık. Türkiye şampiyonluklarımız var. Sporcu eğitim merkezine kazandırdığımız ve burs kazanan kızlarımız var. Şu anda da yeni kızlarımızı arıyoruz” dedi.
    Kır Çiçekleri Projesi’nin kapsamından da bahseden Turşin, “Öncelikle sporla tanışıyorlar, sporun hayatlarına kattığı o güzel yanı görüyorlar. Okullarıyla ve sportif müsabakaya gittikleri yerlerde biz onlarla ilgileniyoruz. Beslenmeleri, gün içerisindeki aktiviteleri, kısacası her şeyleri ile biz ilgileniyoruz. Bir aile oluyoruz. Burada sadece sporcu yetiştirmiyoruz. Onlar ‘Kır Çiçekleri’nin birer ferdi ve aynı zamanda Başkanımızın kızları oluyorlar” diye konuştu.

    “Genel bir sportif performans değerlendirmesi alıyoruz”

    Seçmelerde genel bir sportif performans değerlendirmesi aldıklarını, kızları atletizm branşının temelini oluşturan uygulamalara tabi tuttuklarını kaydeden Turşin, “Sonrasında belli bir formatta analizden geçiyorlar. Çocuğun doğum tarihine göre atladığı derece ya da koştuğu saniyenin, tabii ki şu anda aldığımız kızlara yakın olması gerekiyor. Aldığımız dereceleri daha ileriye taşıyabilmek adına yetiştirilebilir yetenekleri arıyoruz” ifadelerine yer verdi. Kır Çiçekleri’nin de projeden memnun olduğuna değinen Turşin, “Büyüyerek ve gelişerek, kızlarımızı hayata kazandırıyoruz. Şu anda spor lisesini kazanan kızlarımız var. Eminim ilk aldığımız zamandan bugüne, kendilerine birçok şey katmışızdır. Hayat boyu bizi unutmayacaklar” diye konuştu.

    “Çocuğumun burada daha güzel eğitim alacağını düşünüyorum”

    Kızını elemelere getiren İlknur Gürge, “Kızımı getirdim. Profesyonel voleybolcu olmasını istiyoruz” derken, ‘Kır Çiçekleri Projesi’ni de değerlendirerek, “Gençlerimizi, çocuklarımızı desteklemelerini ben de destekliyorum” şeklinde konuştu.
    Atletizm hocasının önermesi üzerine kızını seçmelere getirdiğini söyleyen Mehtap Tarhan ise “Kızımı getirdim. Tarsus’tan katılıyoruz. Çocuğumun burada daha güzel eğitim alacağını düşünüyorum. Araştırdık biraz, çocuğumuza iyi geleceğini düşünüyorum. Böyle bir şey olduğu için çok memnunuz, çok mutlu olduk. Böyle bir proje yaptıkları için tebrik ediyoruz” dedi.

    “Hedefim milli sporcu olmak”

    17 yaşındaki Sudenaz Akköprü de atletizm altyapısını güçlendirmek istediğini belirterek, “Burada atletizmle ilgili çalışmalar yaptık. Küçüklükten kalma atletizm altyapım var. Onu tekrar devam ettirmek istedim” ifadelerini kullandı. Kır Çiçekleri’nin kazandığı dereceleri görünce katılmak istediğini söyleyen Akköprü, “Çok iyi dereceler yapıyorlar. Hatta geçen hafta Konya’dan Türkiye ikinciliğiyle dönmüşler. Buranın bana bir başarı katacağını umduğum için geldim. Hedefim milli sporcu olmak” diye konuştu.

  • Bursaspor, taktik çalıştı

    Bursaspor, taktik çalıştı

    Bursaspor, yeni sezon hazırlıklarını sabah saatlerinde Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri Mesut Şen Sahası’nda yaptığı günün ilk antrenmanıyla sürdürdü. Teknik Direktör Yalçın Gündüz gözetiminde gerçekleştirilen çalışma, ısınma hareketleriyle başladı.

    Pas ve pres oyunlarıyla devam eden antrenman, taktik çalışmalar ile tamamlandı. Yeşil-beyazlılar, hazırlıklarına akşam saatlerinde yapacağı çalışmayla devam edecek.

  • Bursa’da Ata Sporları nefes kesti

    Bursa’da Ata Sporları nefes kesti

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin koordinasyonunda Bursa Valiliği, Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği, Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu, Dünya Etno Spor Konfederasyonu, Türksoy ve Keles Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen 6’ıncı Türk Dünyası Ata Sporları Şenliği, yoğun bir katılımla Keles Kocayayla’da yapıldı. Orhan Gazi’nin Nilüfer Hatun’la evlendiği, Murad-ı Hüdavendigar’ın savaşa hazırlandığı alandaki programa, vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Atlı cirit ve kökbörü müsabakaları, rahvan binicilik, atlı okçuluk, atlı akrobasi gösterileri, aba, kuşak, karakucak, şalvar ve yağlı güreşler, Alpagut savaş sanatları gösterileri beğeniyle izlendi. Oluşturulan ok meydanında vatandaşlar ok atma talimi yaparken, Türk okçuluğu atış teknikleri eğitimi de verildi. Geleneksel çocuk oyunları alanında ise aşık atma, körebe, ip atlama, yakan top, halat çekme, çuval yarışı oynayan çocuklar gönüllerince eğlendi. Oba alanında yöresel konserler ve halk oyunları gösterileri düzenlenirken, oldukça çekişmeli geçen yağlı güreş müsabakaları da vatandaşlar tarafından ilgiyle takip edildi.


    Birlik beraberlik vurgusu

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, şenliğin açılış töreninde yaptığı konuşmada birlik beraberlik mesajları verdi. Binlerce yıldır barışta ve savaşta yaşatılan ata sporlarının Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu hatırlatan Başkan Aktaş, “Büyük bir kültürün zengin mirası olan ata sporlarımızı bugün de yaşatarak geleceğe miras bırakmayı hedefliyoruz. Hızla değişen ve dönüşen dünyada atalarımızın binlerce yıllık kültürünü hatırlatmak, tanıtmak, öğretmek bizim vazifemiz. Türk dünyasının kalbi, Osmanlı’nın dibacesi, Cumhuriyet’in gözbebeği olan Bursa’mızda, bugün, binlerce yıllık Türk kültürü birikimine şahit olacaksınız. Bizler kültürüne, medeniyetine, tarihine sahip çıkan insanlarız. Özellikle anne ve babalardan isteğim şudur. Geleneklerimize sahip çıkalım. Güreşimize, okçuluğumuza, diğer ata sporlarımıza sahip çıkalım. Çünkü bunlara sahip çıktığımız ve yaşattığımız sürece ‘biz olmaya’ devam edeceğiz. Böylelikle birlik ve beraber içerisinde olacağız. Geleceğe güvenle bakmak için birlik ve beraberlik içinde olmak ve çok çalışmak zorundayız” diye konuştu.


    Bursa Milletvekili Osman Mesten de bu tür etkinliklerin Keles başta olmak üzere tüm dağ bölgesini bir cazibe merkezi haline getireceğini söyledi.
    Harmancık Kaymakam Vekili Esma Atasever ve Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin de şenliğin hem dağ bölgesinin turizme kazandırılması hem de birlik ve beraberliğin sağlanmasına büyük katkı verdiğini vurguladı.

    Gün boyu devam eden etkinlikte vatandaşlar hem ata sporlarını izleme hem de deneyimleme imkanı buldu.

  • İkizlerin bilekleri bükülmüyor

    İkizlerin bilekleri bükülmüyor

    Bursa İrfan Gençlik Spor Ve İzcilik Kulübü sporcularından Burak ve Berat Coşkun kardeşler, daha 13 yaşında Türkiye’de ve Avrupa’da bir çok başarı elde etti. Liseye yeni geçen ikiz kardeşler, sıkı bir antrenmanla antrenörleri Akif Karaçavuş tarafından çalıştırılıyor. Daha ortaokulda keşfedilen ikiz kardeşlerin hedefleri ise Avrupa ve dünya şampiyonu olmak. Birçok müsabakada başarı elde eden ve madalya alan ikizlerin bileği bükülmüyor.


    Burak Coşkun, “Okulda yapılan bilek güreşi yarışmasına katıldık. Birlikte birinciliği paylaştık. Oradan Marmara bölge yarışmasına katıldık. Sağ ve sol kol şampiyonu olduk. Türkiye yarışmalarında millî takım seçmelerinde kardeşim sağ kol ikincisi, ben de sol kol ikincisi oldum. Türkiye okullar arası yarışmasında birimiz sağ kol birincisi olurken, ikizim sol kol birincisi oldu. İlerleyen zamanlarda ikimizde sağ sol kol Avrupa ve dünya şampiyonu olmayı hedefliyoruz” dedi.


    Berat Coşkun da Türk bayrağını uluslararası camiada dalgalandırmak istediklerini ifade etti.

    Antrenör Akif Karaçavuş ise, “Bu ikiz sporcularımız ilk pilot okulumuzun sporcularıydı. Biz ilk önce okul müsabakalarında keşfettik. Kendilerinde o cevheri gördük ve bizimle başladılar. Sporcularımızın asıl başarıya giden en büyük değerleri düzenli ve istikrarlı idman yapmaları. Bu değerler onları milli sporcu yapmaya hak kazandı. Türkiye ikincisi oldular. Sporcularımız en son bu dereceleri elde ettiler. İnşallah kendi yaş kategorilerinde seneye Avrupa ve dünya şampiyonu olmalarını hedefliyoruz” diye konuştu.

  • Türkiye’nin ilk engelli ralli pilotu pistlerde engel tanımıyor

    Türkiye’nin ilk engelli ralli pilotu pistlerde engel tanımıyor

    Bursa’da yaşayan Kübra Denizci’nin (35) 16 yaşında bir binanın üçüncü katından düşmesi sonucu boynu kırıldı. Tekerlekli sandalye ile hayatına devam eden Denizci, fizik tedavi ile vücudunun üst kısmını güçlendirdi. Küçük yaşlardan itibaren motor sporlarına ilgi duyduğunu belirten genç pilot, daha sonra kendisine özel olarak modifiye edilen ralli otomobili ile ilk yarışına çıktı. Türkiye’nin ilk, dünyada ikinci engelli kadın ralli pilotu olan Denizci, daha önce katıldığı iki yarıştan da kupa ile ayrıldı. Engeli bulunan spor meraklılarına ilham olan Denizci, bu yıl Türkiye’de derece yaparak bir sonraki yıl Avrupa’da yarışmayı hedeflediğini söyledi.

    Gazetecilere konuşan Denizci, “Ben Türkiye’deki ilk engelli kadın yarış pilotuyum. Bu sene Türkiye tırmanma şampiyonasında başladım, benim zaten 3. yarışım. Daha önceki iki yarışımızda kupa ile ayrıldık, o yüzden burada kendi kategorimde kupa alarak ayrılmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

    Kübra Denizci, fizik tedavi sürecinin zorlu geçtiğini anlatarak, “Ben 2004 yılında yüksekten düşme sonrasında omurilik yaralanması geçirdim. Daha sonrasında fizik tedavilerle birlikte hayata geri dönmeye başladım. Kolay bir süreç değildi tekerlekli sandalye ile hayata devam edebilmek. Sporun hayatımın içinde olmasını her zaman çok arzu ettim, motor sporlarına çok büyük bir ilgim vardı. Benim gibi omurilik yaralanması olan özellikle ben boyun yaralanmasıyım, çok üst derece bir yaralanma. Bu şekilde yarışan dünyada ikinci kadın pilotum. Bu sene Türkiye’de güzel dereceler ile bitirmek istiyorum. Bir dahaki yıl da Avrupa’da yarışarak ülkemizi temsil etmeyi çok arzu ediyorum” dedi.

    Bir eli direksiyonda, diğer eli gaz ve frende

    Sınırları zorlayarak elleriyle hem direksiyon kontrolü sağlayıp hem de gaz ve fren pedalını kullanan Denizci, “Bizim için oldukça zor bir spor, benim gibi bedensel engelli iseniz eliniz ile aracı kullanmak zorundasınız. Ben bir elim ile direksiyonu kontrol ederken, diğer elim ile gaz, freni kontrol ediyorum. Tabii ki üst limitlere çıktığımızda iki el ile tutmayınca direksiyonu kontrol etmek zor oluyor. Aynı zamanda araca iniş binişte ya da bu sürece hazırlanmada oldukça zorlandığım şey var ama ben yine de spora devam etmek istiyorum ve burada olduğum için de çok mutluyum” şeklinde konuştu.

    Engellilere ve kadınlara ilham oluyor

    Motor sporlarında engellilerin yanı sıra kadın sporcuların da az olduğuna dikkat çeken Denizci, “Motor sporlarında çok az kadın yarışmacı var, neredeyse yüzde 10 gibi. Dünyada da aslında bu şekilde. O yüzden hem bir kadın gücünün hem bir engellinin motor sporlarında olduğunu göstermek istiyorum. Bundan sonraki süreçlerde de inşallah daha fazla kadın sporcu olur, daha fazla engellinin yarışma fırsatı olur, onlara bir uç olabilirsem çok mutlu olacağım” dedi.