Etiket: ’su

  • Suya giren iki kardeşten biri hayatını kaybetti

    Suya giren iki kardeşten biri hayatını kaybetti

    Necmettin ve Elif Yiğit çiftinin 8 yaşındaki Berkant ve 12 yaşındaki Mahmut Yiğit, ailesiyle birlikte gittikleri Adıyaman merkez Gazihandede Mesire alanında Atatürk Baraj Göletine girdi. Burada bir süre suda yüzen her iki kardeş, biran da su içerisinde kayboldu. Durumu fark eden Yiğit çifti ve vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Olay yerine sağlık ekipleri, UMKE, jandarma ekipleri, jandarma sahil güvenlik ekipleri ve AFAD ekipleri sevk edildi. Ekipler olay yerine doğru ilerlerken olayı duyan ve yüzme bilen vatandaşlar suya dalışlar yaptı. Vatandaşlar tarafından sudan çıkarılan 9 yaşındaki Berkant Yiğit olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahale edildi. 12 yaşındaki Mahmut Yiğit ise vatandaşlardan Mehmet Özer tarafından sudan çıkarıldı.

    Sudan ilk çıkarılan ve kent merkezindeki bir hastaneye götürülen Berkant Yiğit yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamazken Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Mahmut Yiğit ise burada tedavi altına alındı. Kardeşi ölen Mahmut Yiğit’in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu, yaşam mücadelesi verdiği öğrenildi.
    Konuyla ilgili soruşturma sürüyor.

  • “Rize su cenneti olan bir yer değil”

    “Rize su cenneti olan bir yer değil”

    Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, Isırlık Tabiat Parkı’nda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kentsel dönüşüm çalışmalarına devam edeceklerini ifade eden Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, “Öncelikle Rize’de biz gelecek 5 yılımızda altyapıyı, kentsel dönüşümü ve ulaşımı öncelikli hale getirmek istiyoruz. Biliyorsunuz kentsel dönüşümle ilgili Rize merkezde, Yağlıtaş’ta, Taşlıdere’de, Çarşı Mahallesi’nde nitelendirdiğimiz alanda dört noktada kentsel dönüşümler yapıldı. Bunlar Taşlıdere ve Müftü’nün anahtarları artık teslim edildi. Rize merkez zaten ocak ayından beri esnaf tarafından kullanılıyor. Yağlıtaş’da bu yıl sonunda bir kısmı, on konut daha ihalesi 22 Temmuz’da yapıldı. Önümüzdeki dönemde de Rize’de lokal olarak belirli bölgelerde yine belediye eliyle, kentsel dönüşüm düşündüğümüz 2-5 dönümlük alanlar var. Bunlar hem vatandaşın talebi doğrultusunda hem de belediyenin girişimleriyle beraber yapılacak. Kentsel dönüşüm tek başına evlerin yenilenmesi anlamı taşımıyor. Kentsel dönüşüm yapıldığı zaman şehirde düne dair yapamadığınız kaldırımlarınızı yapabiliyorsunuz. Yollarınızı genişletebiliyorsunuz. Daha fazla yeşil alan bırakabiliyorsunuz. Sosyal deneti alanlarını şekillendirebiliyorsunuz. Şehre adeta kurulduğu günden beri aklınızda kalan birçok işi yapıyorsunuz. Fakat biz geniş alanlarda bunu henüz vücut bulduramadığımız için bu çok fazla sirayet etmiyor” dedi.

    “Türkiye’de belki 5-10 tane ilde yapılabilen bir proje”

    Altyapı çalışması olarak yapılan IPAR projesinin Türkiye’de çok az olduğunu söyleyen Başkan Metin, “Yine altyapıyla ilgili IPAR projesi dediğimiz ileri biyolojik arıtma. Türkiye’de belki 5-10 tane ilde yapılabilen bir proje. Çiftekavaktan şu anda Kaçkar petrolün oraya kadarki kısım bitmiş durumda. Yine Gündoğdu tarafından Rizespor tesislerinden sanayi kavşağının oraya kadarki kısmı da bitmiş durumda. Bir taraftan da İslampaşa’nın ön tarafında 30 dönümlük bir alanda da ileri biyolojik arıtma ayrı bir firma tarafından yapılıyor. Bu bitirildiği zaman ne anlama geliyor? Hem bizim aralarındaki geçmişten dereye akan birçok şebeke dere yataklarından temizlendirilip ve ana konektörleri alınmış olacak. Oradan da İslampaşa’dan tertemiz bir su olarak denize bırakılmış olacak” diye konuştu.

    “Çağrankaya’da 2-3 senedir dillendirdiğimiz bir gölet projesi var”

    Rize’nin içme suyu konusunda çok büyük bir kaynağı olmadığını belirten Başkan Metin, “Çağrankaya’da 2-3 senedir dillendirdiğimiz bir gölet projesi var. Bunları tabii bizim dememizle beraber bir anda olmuyorlar. Hem kendi altyapısında sıkıntılar oluyor. Finansını bulurken, ihaleyi yaparken daha sonra yöre halkıyla anlaşırken. Bunların hepsi bir süreç. Şu anda geçen sene kasım aylarında başlamıştık, kışa girmiştik. Şu anda hızlı bir şekilde yapılıyor. Bu sene sonunda gövdenin yapılacağı alandaki bütün hafriyat ve sağlamlaştırma zeminler hazırlanmış olacak. Belki yıl sonunda işte gelecek sene sadece gövdeye ağırlık vererek 55 metre yüksekliğinde takriben 1 milyon metreküp su hacmi olabilecek ve bizim 50 yılımızı kurtaracak bir su projesi. Bölge halkının da bütün oradaki sıkıntılarını kamulaştırılacak alanlarını karşılıklı olarak çözüme kavuşturmuş olduk. Müteahhitimiz şu anda orada ciddi bir şekilde çalışıyor. Biz de inşallah bundan sonra böyle ayda bir de olsa oraya gideceğiz. Bizim Rize su cenneti olan bir yer değil. Biz yüzey sularının çok alındığı bir şehiriz. O da bize felaket olarak bazen geri dönüyor. Oysaki yeraltı sularında Çağırankaya dağlarımızda kar yağmasa bir yıl sonra sıkıntı çekiyoruz demektir. Allah’a şükür bu sene çok hissedilmedi. Kuraklıklar devam ettiği sürece yeraltı kaynaklarımız azaldığı sürece o gözeneklerden artık su gelmediği sürece bu sıkıntıyı yaşamış olacağız. Bu temmuz, ağustos aylarında şu anda saatte, 3 bin 400 metreküp kullandığımız su, üç binin altına düşmeye başladığı zaman yüksek kesimlere su veremiyoruz. Kademe kademe düşüyoruz. Burayı halletmiş olacak. Yine ekim, kasım aylarında bazen kurak geçiyor döneme yarayacak. Bir de Şubat aylarında aşırı soğuktan dolayı gözenekler donuyor o bölgede. Su yeterince vadiye akmayınca o zaman o suyu alamıyoruz istediğimiz kadar. Gölet o işle bir nevi çözüme kavuşturmuş olacak. İkinci aşamada Dünya Bankası’ndan Yaklaşık 2-3 yıldır uğraştığımız ciddi bir kredi problemi vardı. O halledildi. O da işte önce ihalesi sonra proje ihalesi bir sürü aşamaları var. O da hayata geçtiği zaman bizim altı yüz kilometrelik su borularımızın eskiyenlerini artık yapmaya gayret edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da ‘sudan sebep’ cinayetine 3 tutuklama

    Bursa’da ‘sudan sebep’ cinayetine 3 tutuklama

    Edinilen bilgiye göre, merkez Osmangazi ilçesi Bağlarbaşı Mahallesi Harran Sokak’ta aynı yerden su çeken oto yıkamacı ile inşaatın su tesisatını yapan işçiler arasında tartışma çıktı. Tartışma bir süre sonra bıçaklı kavgaya döndü.

    Sokak ortasında birbirine bıçakla saldıran taraflardan Fesih B. (58), Murat B., Abdullah B., Cüneyt B., Serhat O. ve Samet O. ağır yaralandı. Tartışmayı gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri yaralıları olay yerinde yaptığı ilk müdahalenin ardından çevre hastanelere kaldırdı.

    Bursa Şehir Hastanesine kaldırılan Fesih B., doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Hastane önüne gelen yakınları ise sinir krizi geçirdi.

    Kavga anı kamerada
    1 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin yaralandığı olaya ait güvenlik kamerası ortaya çıkarken, görüntüler dehşetin boyutunu gözler önüne serdi.
    Olay sonrası gözaltına alınan A.B., İ.Y. ve S.O. ile yaşı küçük olan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden A.B., İ.Y. ve S.O. çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken yaşı küçük olan şüpheli, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olayla ilgili tahkikat sürüyor.

  • Bursa’da su çekme cinayeti zanlıları yakalandı

    Bursa’da su çekme cinayeti zanlıları yakalandı

    Olay, dün Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesi Bağlarbaşı Mahallesi Harran Sokak’ta meydana geldi. İnşaat işçileri ile oto yıkamacı arasında su kesme meselesi nedeniyle kavga çıktı. Aynı yerden su çeken oto yıkamacı ile inşaatın su tesisatını yapan çalışanlar arasında tartışma çıktı.

    Tartışma bir süre sonra bıçaklı kavgaya dönünce, sokak ortasında birbirine bıçakla saldıran taraflardan Fesih B. (58), Murat B., Abdullah B., Cüneyt B., Serhat O. ve Samet O. yaralandı. Kavgayı gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.

    Sağlık ekipleri yaralıları olay yerinde yaptığı ilk müdahalenin ardından çevre hastanelere kaldırdı. Bursa Şehir Hastanesine kaldırılan Fesih B., doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti.

    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, şüpheliler A.B., İ.Y. ve S.O. ile suça sürüklenen çocuk B.Y.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.

  • Aşırı sıcaklarda “günde en az 2,5 litre su tüketin” önerisi

    Aşırı sıcaklarda “günde en az 2,5 litre su tüketin” önerisi

    İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Deniz, Türkiye’nin sıcak bir yaz geçirmesi ve nem oranının artması sonucu bireylerin sağlığının olumsuz etkilenebildiğini, bundan en çok etkilenen grupların 65 yaş üzeri bireyler ve kronik hastalığı bulunanlar olduğunu belirtti.

    Bu kişilere güneş ışınlarının en dik açıyla geldiği öğle saatlerinde mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmamalarını, ayrıca bu saatlerde denize girmemelerini tavsiye eden Deniz, “Dışarıda bulunulduğunda açık renkli hafif ve geniş kıyafetler tercih edilmeli, hava delikleri olan kalın kenarlı şapkalar giyilmeli, güneşin zararlı ışınlarından korunmak için ise güneş gözlüğü ve güneş kremi kullanılmalıdır. Yoğun fiziksel aktivite ve spor yapmak için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli, ağır fiziksel aktiviteden kaçınılmalıdır.” ifadesini kullandı.

    Çay, kahve ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu”

    Sıcak havaların insan cildinde farkına varılamayan sıvı kayıplarına yol açtığına dikkati çeken Deniz, bu durumun yaşlılarda ölümcül sonuçlara sebebiyet verebileceğini bildirdi.

    Doç. Dr. Deniz, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “Doktorunuz tarafından sıvı kısıtlaması yapılması belirtilmedikçe ve susama hissi olmasa bile günde en az 2,5 litre yani 12-14 su bardağı sıvı tüketilmesi gerekmektedir. Sıvı tüketilmesinde su içmek esas olmakla birlikte su dışı sıvı alımında çay, kahve ve gazlı içecekler yerine süt, ayran ve meyve suyu tercih edilmelidir. Alkol, kafein ve fazla miktarda şeker içeren içecekler vücuttan fazla sıvı atımına yol açabileceği için uzak durulmalıdır. Ayrıca mide rahatsızlıklarına neden olabileceği için çok soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemelidir.”

    Hava sıcaklıklarının arttığı bugünlerde en sık karşılaşılan sağlık sorunlarının başında sıcak çarpmasının geldiğini vurgulayan Deniz, önemli ve tehlikeli sorunlara yol açabilen bu durumun 41 dereceye kadar çıkabilen yüksek ateş, halsizlik, bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, nabız hızında yükselme gibi bulgularla kendini gösterebileceğini kaydetti.

    Bu bulgulardan bir veya birkaçı varsa mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını öneren Deniz, “Yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve açık tenliler daha fazla etkilendiği için sıcak çarpmasında komaya kadar gidebilen nörolojik bozukluklar da görülebilmektedir. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar, günde en az 2 kez sıcak çarpması açısından yakın gözlem altında olmalıdır.” değerlendirmesini yaptı.

  • Tavuklar su içmeye gelen tilkiyi uzaklaştırdı

    Tavuklar su içmeye gelen tilkiyi uzaklaştırdı

    İlginç olay, Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı kırsal Gömülü Mahallesi’nde yaşandı. İddiaya göre, aşırı sıcaklar nedeniyle susayan bir tilki, mahalledeki bir evin bahçesine girdi. Kovadan su içmeye çalışan tilki, bahçedeki tavukların gazabına uğradı.

    Gıdaklayarak baş düşmanları olan tilkinin üzerine yürüyen tavuklar, bölgeden uzaklaşmasını sağlamaya çalıştı. Sudan birkaç yudum içen tilki, daha sonra bölgeden kaçarak uzaklaştı. O anlar ise mahallede yaşayan bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerasına kaydedildi.

  • Bu yıl kurumayan Akgöl misafirlerini ağırlamaya devam ediyor

    Bu yıl kurumayan Akgöl misafirlerini ağırlamaya devam ediyor

    Özalp ilçesine 20 kilometre uzaklıkta bulunan, 407 hektar alanı kaplayan ve kuş cenneti olarak adlandırılan Akgöl, yağışlar sayesinde bu yıl kurumadı. Özellikle 2021 yılında kuraklığın etkili olduğu bölgede kar ve yağmur suları ile beslenen Akgöl Mayıs ayı ortalarında kurumuştu. Bu yıl Mart ve Nisan ayında yağış oranının yüksek olmasıyla Akgöl eski ihtişamlı günlerine geri döndü. Suyun bol olduğu gölde birçok kuş türüne ev sahipliği yapmaya başladı. Akgöl, bulunduğu ekolojik ortamdaki canlılar için önemli olmasının yanı sıra Urmiye Gölü ile Erçek Gölü arasındaki kuş göç yolları için önemli bir konaklama, beslenme ve üreme istasyonu. Bu yüzden Akgöl’ün korunarak gelecek nesillere bırakılması önem taşıyor.

    “Van Gölü havzası bu sene son 23 yılın en fazla yağışını aldı”
    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, “Bu sene 23 yılın en fazla yağışını aldığı için sulak alanlarımız canlandı. Sulak alanlar tabiatın rahimleridir. Burada yaban hayvanlarının yaşam alanı için yaban hayvanlarının olmazsa olmazlarından biridir sulak alanlar. Ülkemizin üçte bir sulak alanı Van Gölü havzasında bulunmakta. Geçmiş yıllarda küresel ısınmanın ve iklimdeki kuraklık nedeniyle birçok sulak alan yok olmak üzereydi. Geçmiş yıllarda sulak alanlarımız hemen Temmuz’un başına kuruyordu. Bu da yaban hayvanlarını etkilemekteydi. Özellikle kuşları. Ama bu sene son 23 yılın en fazla yağış alan baharını yaşamamız vesilesiyle bunda en çok görebileceğimizi sulak alanlardan birisi de Akgöldü. Akgöl geçtiğimiz yıllarda Temmuz’un sonuna varmadan kuruyordu. Hiç su kalmadan Akgöl’ün her tarafını yürüyerek değil vasıtalarla beraber geçebiliyorduk. Ama bu sene Ağustos ayına gelmemize rağmen sulak alanlara halen su var. Yaban hayvanları hala orada yaşamını sürdürmekte. Kuşlar yaşamını sürdürmekte. Eğer böyle giderse sonbahar yağışlarıyla beraber belki bu sene Akgöl hiç kurumadan gelecek bahara tekrar canlanarak devam edecek. Tabi bu sulak alanlardaki suyun çekilmemesi, bütün ekolojik dengeyi etkilemekte ve yaban hayvanlarının Van Gölü havzasında tercihini de artırmakta. Sulak alanları biz korursak, kuruduğu zamanda tekrar oraya işgal etmezsek amacı dışında kullanmayıp korursak ileriki sezonlara iklimin değişmesine bağlı olarak tekrar canlanırlar” şeklinde konuştu.

  • Bodrum’un suyu kesildi

    Bodrum’un suyu kesildi

    19 bin 40 metreküp su tutma hacmine sahip, 32 metre gövde yüksekliğine sahip ve Bodrum’un içme ve kullanma suyunun yanında bin 365 hektar alanın sulaması yapılan Mumcular Barajı geçen yıl da su miktarının ölü hacme ulaşması nedeniyle kapatılmıştı.

    Su kesintileri başlıyor

    Muğla Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, “Son yıllarda yaşanan kuraklık, artan su kullanımı, iklim değişikliğinin etkileri ve yağış rejimlerindeki değişiklikler nedeniyle kentimizdeki su kaynaklarında önemli kayıplar yaşanmıştır. Bu nedenle Bodrum başta olmak üzere birçok ilçemizin su kaynaklarında düşüşler gözlenmektedir. Bu kapsamda Bodrum Yarımadası’na içme suyu sağlayan önemli kaynaklardan biri olan Mumcular Barajı’nın ölü hacim seviyesine düşmesi nedeniyle DSİ Genel Müdürlüğü Bodrum’a iletilen suyu kesmek zorunda kalmıştır. Bu düzenlemeler nedeniyle Yokuşbaşı, Kumbahçe, Umurça, Cevatşakir mahallelerinde 20 saat; Çarşı, Türkkuyusu, Yeniköy, Eskiçeşme, Gümbet, Cumhuriyet, Tepecik mahallelerinde 16 saat su kesintisi yaşanacaktır” denildi.

    Geyik Barajı’ndan su takviyesi yapılacak

    Mumcular Barajı’nın su miktarının ölü hacme ulaşması nedeniyle alternatif çözümler çerçevesinde Geyik Barajı’ndan Mumcular Barajı’na su takviyesi yapılacak. Yapılan açıklamada, “Mumcular Barajı’nın kapatılması ile birlikte Mumcular İçme Suyu Arıtma Tesisimizde Geyik Barajı’ndan su alacak şekilde düzenlemeler yapılmaktadır. Yapılan çalışmaların ardından Mumcular İçme Suyu Arıtma Tesisimize Geyik Barajı’ndan su alınacak olup belirtilen bölgelere su verilmeye başlanacaktır. Mumcular Barajı’nın kapatıldığı bu süreçte vatandaşlarımızın suyu daha tasarruflu kullanmaları hayati önem taşımaktadır. Bizler MUSKİ Genel Müdürlüğü olarak gerek yer altı gerek yer üstü su kaynaklarının sisteme dahil edilmesi, ilave projeler ile Bodrum’un sorununun çözülmesi adına çalışmalarımızın sürdüğünün bilinmesini isteriz. En yakın zamanda yeni projelerimizi hayata geçirerek yarımadanın su sıkıntısını ortadan kaldıracak vatandaşlarımızın rahat bir nefes almasını sağlayacağız” denildi.

  • Bir damla su için boğazlarına kadar çamura giriyorlar

    Bir damla su için boğazlarına kadar çamura giriyorlar

    1980 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı kırsal Akçapınar Mahallesi Uluabat gölü kıyısına yaklaşık 4 bin dönüm alanı sulayacak su pompaları konuldu. 2008 yılında hırsızlar su pompalarını çaldıkları sırada çiftçilere yakalandı. İhbar üzerine su pompalarının bulunduğu bölgeye gelen jandarma, şüphelileri gözaltına aldı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen hırsızlar tutuklandı. Bir süre cezaevinde kalan hırsızlar cezalarını çektikten sonra yeniden su pompalarının bulunduğu alana geldi. Su pompalarına elektrik akışını sağlayan trafoyu patlatan hırsızlar bu sefer tüm malzemeleri alarak sırra kadem bastı.
    Geçimini zeytin ve incir yetiştiriciliğinden sağlayan halk yaklaşık 15 seneden buyana ağaçlarını kendi bulduğu ilkel yöntemlerle suluyor.
    Traktörlerine bağladıkarı su tanklarıyla sulama yapan çiftçiler, Uluabat gölünden su alabilmek için göl ile kuruyan dere yatağı arasındaki bataklık alana boğazlarına kadar girip hayatlarını tehlikeye atıyor. Ellerindeki hortumla boylarını aşan çamurun içinden göle ulaşan çiftçiler gölden tanklara su çekip ağaçlarını sulama mücadelesi veriyor. Tüm yurdu etkisi altına alan Eyyam-ı Bahur sıcakları çiftçilerin işini daha da zorlaşıyor. Çiftçiler düzenli sulama yapamadığı için yaklaşık 4 bin dönüm üzerinde bulunan incir ve zeytin ağaçları kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. 4 bin dönüm alanda üretilen 900 ton zeytin ve 400 ton incir Avrupa’ya ihraç ediliyor.

    Tarlasına su taşıyabilmek için boğazına kadar çamura giren Recep Işık, “Mahsullerimizi sulamak için uğraşlar veriyoruz. İkişer üçer hafta arayla ancak sulayabiliyoruz. Gölle kanalları birleştirmek için uğraşıyoruz ama açsak da yine kapanıyor. Biz uğraşlarımıza devam edeceğiz. Kanallarımızın çalışmasını istiyoruz. Böyle taşıma suyla sulamakla olmuyor. Boynuma kadar bataklığa giriyorum hiç olmuyor. Daha yaşlılarımız var bataklığa giren ben en genç olanlarıyım. Boynuma kadar batağa girip ekinlerimizi, meyvelerimizi sulamak için hayatımı tehlikeye atıyorum. 83 yaşındaki dedem bana bir şey olmasın diye başımda bekliyor. Bu durum 10-15 senedir böyle. 3 tonluk suyla da zaten meyve sulanmaz. Yetkililerden yardım istiyoruz” dedi.

    Torunuma çamurun içinde bir şey olmasın diye bekliyorum diyen Ahmet Yılmaz, “Mahsullerimizi sulamak için su almaya uğraşıyoruz. Torunumu saldım beline kadar suya ben de onu bekliyorum bir şey olmasın diye. Bu kanallar 83 senesinde oldu, bunları çaldılar bir daha bakan olmadı bize. Bu gölün her tarafında su var bizim köyümüzde yok. Bizde ihracat malı zeytin ve yemiş var. Onları sulayamıyoruz bu sefer ne oluyor çıkmaya gidiyor. Düzgün mal yetiştiremiyoruz. Tankerlerle sulamaya uğraşıyoruz. Tanker kaç ağaç sular, iki ağaç. Koca gün iki ağaç için uğraşıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Akçapınar Mahallesi muhtarı Özgür Işık, “Yaşamış olduğumuz çileyi görüyorsunuz. Bu gölün etrafındaki bütün köyler sulama yapıyor. Bir Akçapınar köyünde yok. Sulama sistemimizin tekrar faaliyete geçmesini istiyoruz. Bir hırsız köyün geleceğiyle oynadı. Geldi trafoyu çaldı, bizden önceki yönetimler de buna el atmadılar. Şimdi biz geldik su yok. 2008’den beri bizim tek ihtiyacımız su. Vatandaşlar boyunlarına kadar çamura girip su almaya uğraşıyorlar. Mağduruz, saatlerce uğraşıp sadece iki ağacı suluyoruz. Biz sulama kanallarının çalışmasını istiyoruz. İhracat değeri yüksek siyah incir ve zeytin, nadide bitkiler bunlar. Bu köyde 400-450 ton siyah incir, 800-900 ton zeytin ihracatı yapıyoruz. Su alabilirsek daha da verim alacağız” dedi.

  • Geyiklerin su ihtiyacı açılan sondaj kuyusu ile karşılandı

    Geyiklerin su ihtiyacı açılan sondaj kuyusu ile karşılandı

    Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ), sorumluluk sahasında yer alan korunan alanlarda yaban hayvanlarının su ihtiyacını karşılayabilmek ve o bölgelerde kaynak değeri oluşturan yaban hayvanlarını alanda tutabilmek için sulama alanları oluşturuyor.

    Bu kapsamda Samsun’da 45 geyik popülasyonunun bulunduğu Doğa Koruma ve Milli Parkların sorumluluk alanında bulunan Vezirköprü Kunduz Dağı Geyik Üretim İstasyonu içinde yaban hayvanlarının ihtiyacı olan suyun temini amacıyla DSİ Genel Müdürlüğü ile DKMP Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ‘Yaban Hayatı Su İhtiyacının Karşılanması Protokolü’ gereği, DSİ 7. Bölge Müdürlüğü tarafından Kunduz Dağı’nda bin 360 metre kotunda 192 metre olarak açılmış olan su sondaj kuyusu ile geyiklerin ihtiyacı olan su, yeraltı suyundan karşılandı.