Etiket: Süleyman Soylu

  • Bakan Soylu açıkladı: Bursa dahil 10 ilde operasyon

    Bakan Soylu açıkladı: Bursa dahil 10 ilde operasyon

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü koordinesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığının desteğiyle, uyuşturucu satıcısı şüphelilerinin oluşturduğu örgüte yönelik hava destekli operasyon düzenlendi.

    Diyarbakır merkezli 10 ilde İstanbul, Bursa, Batman, Şanlıurfa, Van, Muş, Bitlis, Erzurum, Eskişehir, Mardin gerçekleştirilen operasyonda 4 bin 200 polis görev alarak, 20 narkotik madde arama köpeğinin de bulunduğu operasyonda, 292 şüpheliye ait 205 adreste aramalar yapıldı.

    “8 aylık titiz çalışma”

    İran’da üretilen sentetik uyuşturucuları sınır illerden Diyarbakır’a getiren ve çevre illere dağıtan örgüt yöneticisi, örgüt üyeleri ve bunlara bağlı olarak uyuşturucu madde ticaretini, kadınları ve çocukları da kullanarak gerçekleştiren sokak satıcılarına yönelik yürütülen çalışmada operasyon gününe kadar yaklaşık 255 kilo uyuşturucu madde, 10 adet uyuşturucu hap, 1 adet tabanca ve 3 adet hassas terazi ele geçirildi.

    Operasyona dair 184 şüpheliye adli işlem yapılarak 64 şüpheli çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklandığı belirtildi. Şüphelilere yönelik 8 ay süren titiz çalışmalar neticesinde örgütün en üst piramidinde 2 kadın elebaşının bulunduğu, uyuşturucu sevkiyatı ve para transferinin bir kısmının bunlar üzerinden yapıldığı tespit edildiği bildirildi.

    “Kökünü Kurutma Operasyonu”nun Türkiye’de bu zamana kadar gerçekleştirilen en büyük çaplı sokak satıcısı operasyonlarından biri olduğu ve bu operasyonla kimyasal nitelikli uyuşturucuları satan şüphelilerin tamamının tek seferde yakalanmalarının amaçlandığı belirtildi.

    Öte yandan, operasyonunun “Diyarbakır narko alan projesi” çerçevesinde elde edilen bilgilerin detaylı analiz edilmesi sonucu karar verildiği kaydedildi.

  • 3 bakanlıktan eğitim güvenliği için anlaşma

    3 bakanlıktan eğitim güvenliği için anlaşma

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımıyla “Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü” imza töreni düzenlendi.

    Emniyet Genel Müdürlüğü Dikmen Polis Müzesi Şehit Demet Sezen Konferans Salonu’nda gerçekleşen tören, 3 bakanlığın ortaklaşa yürüttüğü projenin tanıtım filminin izlenilmesiyle başlandı.

    İmza töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2021-2022 eğitim yılının kesintiye uğramadan yüz yüze tamamlamanın mutluluğunu yaşadıklarını anlattı. Eğitimin bir ülke için milli güvenlik meselesi olduğunu hatırlatan Bakan Özer, 2000’li yıllarda yüz çocuktan 11’inin okul öncesi eğitime erişebildiğini söyledi. Özer, bu sayının şu an yüzde 92’ye ulaştığını kaydetti.

    “Beyin göçünü gündeme getirenler başörtüsünden dolayı yurt dışına gidenler hakkında konuşmadı”

    Bakan Özer, şöyle devam etti:
    “Bu ülkede yıllardan beri kız çocuklarıyla ilgili, özellikle muhafazakar kesimi irlite edecek şekilde ‘Kız çocuklarını okullara göndermiyor vatandaşlarımız’ şeklinde bir retoreyi tekrarlayarak muhafazakar kesimi töhmet altında bırakarak, ama bunun yanında okullar açmayarak, eğitime erişimlerini kolaylaştırmayarak, süreci güçleştirerek geçtiğimiz bir dönemden şu anda kız çocuklarımızın okullaşma oranının erkek çocuklarını geçtiği bir eğitim sistemine evrildik. Bu ülke son 20 yıl içerisinde eğitime erişim sorununu çözdüğü gibi kız çocuklarının eğitime erişme sorununu da çözdü. Bugün beyin göçünü sıklıkla gündeme getirenlerin dün başörtüsü yasağından dolayı yurt dışına giden kadınlar ve kızlarla ilgili hiçbir şey konuşmadıklarını görürsünüz. Çünkü onların kucaklama diye bir dertleri yoktur.”

    “Hiçbir terör örgütüne teslim edecek, kaybedecek tek bir gencimiz yok”

    “Bizim 18,9 milyon öğrencimizin yaklaşık 1 milyonu geçici koruma altındaki Suriyeliler ve diğer yabancılardır. Böyle bir ülke yok. Tüm vatandaşını kucakladığı gibi ona misafir olan insanların çocuklarına da eğitim hizmetini sunan bir ülke yok” diyen Milli Eğitim Bakanı Özer, çocukları sadece akademik başarıda değil, devletiyle, milletiyle barışık gençler olarak yetiştirmek için çaba sarf edeceklerini anlattı. Hiçbir genci terör örgütüne teslim etmeyeceklerini vurgulayan Bakan Özer, “Madde bağımlılığından internet bağımlılığına kadar hiçbir bağımlılığa feda edecek tek bir gencimiz yok. Hiçbir terör örgütüne teslim edecek, kaybedecek tek bir gencimiz yok. Özellikle son zamanlarda bakanlık olarak internet bağımlılığıyla ilgili süreçlere çok daha müdahil olduğumuz zaman gördüğümüz şey şu; çok tehlikeli bir sürecin içindeyiz. Gençlerimizi bağımlılıkla ilgili süreçlerde yalnız bıraktığımız zaman kaybetme riskimi çok fazla artıyor” ifadelerine yer verdi.
    Bağımlılığın teknolojinin yan ürünü değil, bizatihi istediği bir şey olduğunu savunan Milli Eğitim Bakanı Özer, üç bakanlık olarak geçmiş kültürel kodların sürekliliğini okullarda tekrar sağlamaya çalışacaklarını kaydetti.

    “Bütün çalışmalarımızda çocuğun üstün yararını gözeterek hizmet üretiyoruz”

    Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaşlanma problemi olduğunu hatırlatan Bakan Yanık, konuşmasında çocuklar ve gençleri Türkiye’nin geleceğini üzerine kuracakları bir hazine olarak tanımladı.
    Tek ölçülerinin çocuğun üstün yararını korumak olduğunu belirten Bakan Yanık, “Bütün çalışmalarımızda çocuğun üstün yararını gözeterek hizmet üretiyoruz. Çalıştığımız her dezavantajlı grupta merkeze aldığımız aile odaklı hizmet politikalarımızla, ailenin en kıymetli bireyleri olan çocuklarımıza sağlıklı, huzurlu ve güvenli bir yaşam alanı sunmak için çalışıyoruz. Bu doğrultuda, ihtiyaca göre kurumsal düzenlemelere gitmeye ve çocuklarımıza destek olmak için birçok farklı hizmet modelleri geliştirmeye gayret ediyoruz” dedi.

    “Riskli olduğu değerlendirilen 36 bin 67 çocukla ve 24 bin 366 aile ile görüştük”

    Çocukların yaşadıkları risk ve travmaların rehabilitasyonuna yönelik Psiko-Sosyal Destek Programları uyguladıklarını aktaran Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, eski tip Çocuk Esirgeme sistemini değiştirerek çocukların toplumdan soyutlanmadığı bir sisteme dönüştürdüklerini anlattı.

    Bakan Yanık, şunları söyledi:
    “Yapılan çalışmalar erken yaşta eğitimin içinde yer alan çocuklarımızın ilerleyen yıllarda da okula devam yüzdelerinin daha yüksek olduğunu bize gösteriyor. Dolayısıyla bu desteği ülkemizin geleceği açısından son derece önemli görüyoruz. Risk altında bulunduğu değerlendirilen çocuklarla ilgili sosyal inceleme sonucuna göre, uygun sosyal hizmet müdahaleleri oluşturuyoruz. Bugüne kadar ülke genelinde mobil ekiplerimiz ile yaptığımız okul çalışmaları kapsamında 11 bin 391 okula 12 bin 35 ziyaret gerçekleştirmişiz. Riskli olduğu değerlendirilen 36 bin 67 çocukla ve 24 bin 366 aile ile görüşmüşüz. Bugün de burada çocuklarımızın eğitim süreçlerinin güvenliğini sağlamak üzere onların her türlü suç ve zararlı alışkanlıktan uzak tutulmasına ve korunmasına yönelik önemli bir iş birliğini başlatıyoruz.”

    Üç bakanlık arasında imzalanan protokol ile koruyucu ve önleyici tedbirler alacaklarını açıklayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, protokol kapsamında İl Müdürlükleri tarafından kurulan mobil ekiplerle okul eşleşmeleri yapacaklarını söyledi. Yanık, okul rehberlik birimlerince bildirilen çocuklara ilişkin mobil ekiplerin özel çalışmalar yürüteceğini, hızlı ve yerinde çözümleri 81 ilde bildirilen tüm çocuklarımıza ulaştıracaklarını anlattı.

    Bakan Yanık, “Dezavantajlı çocukların okula devam etmelerini sağlamak amacıyla mesleki çalışmalar gerçekleştireceğiz. Gerektiği taktirde çocuklar ve ailelerini uygun sosyal hizmet modellerine yönlendireceğiz. Sosyal hizmet müdahalesinde bulunduğumuz çocuklar ve ailelerine ilişkin bilinçlendirme ve izleme çalışmaları yaparak süreci düzenli takip edeceğiz, ihtiyaca göre yeni süreç planlamaları da geliştireceğiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise söz konusu protokolde dört konu başlığı olduğunun bilgisini vererek, “Birincisi: Suç, şiddet ve istismar. İkinci: Bağımlılık ile mücadele. Üçüncüsü: Güvenli eğitim iletişimi. Dördüncüsü: Eğitim çağında olan yabancı uyruklu çocukların eğitim ve güvenlik sorunları. Arkadaşlarımız o kadar güzel belirlemişler ki karşı karşıya kaldığımız bütün alanları belirlemişler ve bunların izlemelerine ve takiplerine yönelik ve yapılması gereken eylemlere yönelik değerlendirmeleri ortaya koymuşlar” dedi.

    Soylu, suç, şiddet ve istismarın 21. yüzyılın en temel güvenlik problemleri arasında olduğuna dikkati çekerek, “Burada özellikle meselenin önleyicilikle bertaraf edilmesi bir tarafa olay olduğu andan itibaren, hissedilip, anlaşılıp, tespit edilip durdurulması en temel önceliklerimiz bir tanesidir. Gerek öğretmenlerimiz gerek rehber öğretmenlerimiz, bizim medeniyet kodlarımızın en temel garantörleridir. Onların dikkati, onların ortaya koyacakları süreç, olaylar olmadan önce engellendiği ama olay hemen ortaya çıktığı zaman dilimi içerisinde müdahale edilip yönetilebilme kabiliyetine sahip olabilmesi. Ardından ilgili bakanlığımızın birimleri ile rehabilite edilmesi ve o olayın tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik adımların atılması, 360 derecenin en önemli zincirleme adımları olarak nitelendirilmelidir” diye konuştu.

    “Göç çocukları bu coğrafyanın çocuklarıdır”

    Bağımlılık, uyuşturucu, internet bağımlılığı ile mücadelenin herkesin katkısıyla gerçekleştirilmesi gerektiğini savunan Soylu, “Güvenli eğitim iletişimini ve bir travmanın içerisinden gelen göç çocukları. Çok itiraz ediliyor. Ama bu çocuklar bizim coğrafyamızın çocukları. Annelerini, babalarını kaybetmiş çocuklar bunlar. Onları itip, o travmaların içerisinde kalmalarına seyirci mi olmalıyız yoksa bir insan olarak onlara elimizi mi uzatmalıyız? En iyi el uzatma yöntemi eğitimdir. Başka bir el uzatma yöntemi yoktur. Bizim İçişleri Bakanlığı olarak iki görevimiz var. Biri önleyiciliktir. Temel görevimiz budur. İkinci görevimiz ise olay olduktan sonra suçu aydınlatma ve adalete teslim etmektir. Ama bizim temel görevimiz önleyiciliktir. Eğer seyirci kalırsak, eğer toplumu uyarmazsak, eğer milletimize doğruyu ve gelecek tehditleri ifade etmeye çalışmazsak sürekli olaylarla karşı karşıya kalırız” dedi.

    Protokole Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) de destek verdi.

    Konuşmaların ardından Bakan Özer, Bakan Yanık, Bakan Soylu ve TBB Başkanı Şahin tarafından protokol imzalandı.
    “Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü”, eğitim ve güvenlik, yabancı uyruklu çocuklara verilecek eğitim ve hizmetler, erken yaşta evlendirilmelerinin önlenmesi, okul devamlılığının sağlanması, koruyucu ve önleyici hizmetler, sosyal faaliyetler ve sportif etkinlikler, kültürel programlar, bilinçlendirme ve farkındalık kazandırma programları gibi çeşitli başlıklardan oluşuyor.

  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu muhalefete yüklendi

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu muhalefete yüklendi

    AK Parti Gaziantep İl Teşkilatı, Haziran ayı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı düzenlendi. Şehitkamil Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti İl Başkanı Eyüp Özkeçeci, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu’nun yanı sıra AK Partili milletvekilleri katıldı. Partililerin salonu doldurduğu toplantıda partililer Bakan Soylu’ya yoğun ilgi gösterdi.

    “Gaziantep kaledir, yıkılmayacak inşallah”
    Toplantı divanının kurulmasının ardından programın açılış konuşmasını yapan AK Parti İl Başkanı Eyüp Özkeçeci önlerinde zor bir süreç olduğunu belirterek, “Önümüzde zor bir süreç var. Ekonomi de zorluklar yaşanıyor, biliyoruz. Bizim hedefimiz 2023. O hainlere 6’lı şer çetesine fırsat vermeden öncelikle biz Gaziantep olarak üzerimize düşeni yapacağız. Gaziantep kaledir. Yıkılmayacak inşallah. Gaziantep her zaman her seçimde Türkiye ortalamasının yüzde 10 üzerinde alıyoruz. Bu seçimde de öyle alacak. İnşallah bu seçimde bunu daha fazla arttıracağız” ifadelerini kullandı.

    “AK Parti 20 yılda devrim yaptı”
    Toplantıda konuşan Bakan Soylu, sabah saatlerinde Barış Pınarı Harekatıyla terörden temizlenen Telabyad’a gittiğini söyledi. Amerikan’ın Afganistan ile Irak’ı işgal ederek yaşanılamaz hale getirdiğini hatırlatan Soylu, “Biz batı değiliz, Amerika değiliz. Bizim ecdadımızda kardeşlik var. Telabyad’a gittiğimde orada huzurundan güveninden kardeşliğe kadar bir coğrafyayı nasıl bir emin belde haline getirdiğimizi görüp Gaziantep e geldik. AK Parti’nin 20 yılda Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bir devrim gerçekleştirdi. Gaziantep bir ekonomi lokomotifi olmuştur. Siz Gaziantep AK Parti teşkilatının toplantısına bir kere değil bin kere gelsek de size borcumuzu ödeyemeyiz” dedi.

    “Bu ülkede insanlar ‘Ben Kürt’üm’ diyemezdi”
    Bakan Soylu, “Bugün üniversite sınavı vardı. Sınava giremezlerdi. Orduevlerinde başörtülüleri geri çevirirlerdi. Bu ülkede insanlar ‘Ben Kürt’üm, Alevi’yim’ diyemezlerdi. Siz bir siyasi parti değilsiniz bu medeniyetin en büyük hareketisiniz. Siz Türkiye’de vesayet kalelerini tek tek yıktınız. Bize Amerika’da Avrupa’da parmak sallayanlara nasıl ders verileceğini ve nasıl yerden yere vurulacağını gösterdiniz. Bu ülkede millete hizmet edenlere hep bedel ödetmek istediler. Karalayıp iftira attılar. Ülkeyi zayıf düşürerek siyaseti yerle yeksan etmeye çalıştılar. Her yıl karşımıza Adnan Menderesin idam fotoğrafını çıkarıp ‘Recep Tayyip Erdoğan’ı da de böyle yapacağız’ diyenlere karşı buradayız” diye ekledi.

    “Yüz yıl sonra AK Parti kadrolarına dua edecekler”
    “Bu ülkede siz hiçbir şey yapamazsınız” diyenlere karşı neler yapılabileceğini AK Partililerin gösterdiğini söyleyen Soylu, “20 yıldır bu ülkede büyük devrimler gerçekleştirdiniz. Bugün doğu Akdeniz’de kendi menfaatini koruyan bir Türkiye’yi dışarı çıkarmazlardı. Bizim Müslüman coğrafyaya elimizi uzatmamızı engellemeye çalıştılar. Biz nasıl bugün cumhuriyeti kuranlara dua ediyorsak yarın 100 yıl sonrada AK Parti kadrolarına dua edecekler. Kimsenin yalanlarına kulak asmayın. Şimdi bir taraftan elbette ki sıkıntılarımız olacak. Tam 2.5 yıl bütün dünya pandemiyle karşı karşıya kaldı. Dünya tam anlamıyla kapandı. Ardından Ukrayna Rusya savaşı hep beraber yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “6’lı masa değil 6 bin masada kursalar milleti durduramayacaklar”
    Avrupa’nın tek bildiği şeyin para göndermek olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “Para, silah göndermeyin, vicdanlarınızı tamir edin. Bütün bunlar yapılırken hep beraber yaşadığımız olaylar var. Gezi olaylarından önce, zengin ve güçlü bir Türkiye istemediler. Ne yaptılar gezi olaylarını çıkardılar. Taksimdeki olayları TV’lerden naklen verdiler. Marmaray’ından Avrasya tüneline kadar hep beraber büyük adımlar atmıştık. AK Parti dolu dizgin gidiyordu. Oyunu bozmak istediler. Gezi olayları, 17-25 darbesi ve 6-8 ekim olaylarıyla sadece İstanbul’da değil tüm doğu ve güneydoğuda fitneyi ve fücuru ortaya koymaya çalıştılar. 17-25’te Türkiye’nin gelişmesinin ve büyümesinin intikamını alamadılar. Bu kez de ellerindeki elemanlarla FETÖ’yle birlikte hain darbe girişimini gerçekleştirmeye çalıştılar. 6’lı masa değil 6 bin masada kursalar bu milleti durduramayacaklar” şeklinde konuştu.

    “Kılıçdaroğlu illa yürüyeceksen Diyarbakır annelerinin yanına yürü”
    Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını vurgulayan Soylu, “Siz yıllar önce bu ülkenin altına yerleştirilen dinamitleri ve fay hatlarını onarılabileceğini gösterdiniz. 28 Şubattan sonra ben dindarım diyebilmek mümkün değildi. Bu milleti hep ürkütüp korkuttular. Bize parmak sallayanlara oyun kuranlara karşı AK Parti teşkilatları olarak bu ülkenin vesayete karşı korkusunu üzerinden aldınız. Millete cesaret verdiniz. Kim ne söylerse söylesin. Siz istikametinizi bozmayın. İşin önemli bir bölümünü geçtik. Şimdi onlar yeni bir oyun içerisine giriyorlar. Kılıçdaroğlu geçen hafta terörle mücadele yasasını değiştireceklerini açıkladı. Devletin teröre karşı elini koluna bağlamak istiyor. Eski günlere geri dönmek istiyor. Açık açık büyükelçilere gidip onlardan talimat alanlar hangi talimatları aldı diye kimse düşünmesin bu talimatları aldılar. Bizi cinsiyetsizleştirip, LGBT’yi yapacaklarmış. Sen çok istiyorsan kendi yakınlarından başla. Sen bu milletin ahlakıyla neden uğraşıyorsun. Kılıçdaroğlu sana istikamet vereyim. İlla yürüyeceksen evlatlarını terör örgütü PKK’dan almak isteyen HDP il binası önünde bekleyen Diyarbakır annelerinin yanına yürü” dedi.

    “İnsanlar keyfimizden sınıra gelmediler”
    Türkiye’de 11 yılda 700 bin Suriyeli çocuğun doğduğunu vurgulayan Bakan Soylu, “İnsanlar keyfinden bizim sınırlarımıza gelmediler. Allah hiç kimseyi imtihan etmesin. Siz çocuklarınıza ‘Yanınızdaki evde yangın varken perdeyi kapatın mı’ diyorsunuz anneler. Nerde kaldı bize büyüklerimizin yaptığı nasihatler. Ne yapacaktık. Sırtımızı mı dönecektik? Bir imtihana tabi tutulduk. Bu millet bu imtihanda sınıfta kalmadı. Batı kaldı, Avrupa kaldı. Neymiş çok suç işliyorlarmış. Almanya’da yabancıların suç ortalaması yüzde 33, Türkiye’de ise 1.3’tür. Niye bizi birbirimize düşürecekler. Cumhurbaşkanımız bunlara ‘Gelin bu terör koridorunda evler yapalım’ dedi. Kimsenin sesi çıkmadı” diye ekledi

    “Afgan çobanları alalım tarımın ne olacağını hep birlikte görelim”
    Bakan Soylu, “Tam rakam söyleyemem ama 11 yılda 210 bin Suriyeliyi Türk vatandaşı yaptık. Almanya’da 1 milyon 250 bin yabancıyı vatandaş yaptı. Şunu ifade edeyim. Elbette ki bir takım dertler sıkıntılar olabilir. Ekonomiye katkıları var mı, yok mu, var. Afgan çobanları alalım tarımın ne olacağını hep birlikte görelim, bu düşmanlığın bir anlamı yok. Tam 506 bin Suriyeli gönüllü olarak geri döndü. Nereye döndü. Oluşturduğumuz güvenli bölgelere geri döndü. Azez, Cerablus, Mare, Çobanbey, Rasulayn ve Telabyad’a döndü” dedi.

  • “Göç meselesi, insanlık meselesidir”

    “Göç meselesi, insanlık meselesidir”

    Dün başlayan NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Siyasi Komisyon ile Akdeniz ve Orta Doğu Özel Grubu Ortak Toplantısı bugün Sarıyer Vilayetler Evi’nde devam etti. Toplantıya katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, göç meselesi hakkında konuştu. Bakan Soylu, göç meselesinin yalnızca Türkiye’yi ya da başka bir ülkeyi ilgilendiren bir konu olmadığını söyleyerek, bu sorunun insanlık meselesi olduğunu vurguladı. Soylu, ayrıca, vekalet savaşlarının devam ettiğini ve bugün yaşanan pek çok sorunun kaynağının bu olduğunu ifade etti. Sosyal medya platformları ile ilgili de konuşan Soylu, sosyal medyanın büyük bir güç haline geldiğini ve onu kontrol edenlerin dünyayı karmaşık bir süreç içerisine sürüklediğini dile getirdi.

    “Göçün kaynağına müdahale edilmelidir”
    Konuşmasına, göç meselesine değinerek başlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “21’inci yüzyılı böyle beklemiyorduk. Özellikle Avrupa Birliği’nin 21. yüzyılda vaaz ettikleriyle daha birbirine uyumlu bir dünyaya, sınırların açık olduğu, insan haklarının çok daha üstün olduğu ve her meselenin dünya tarafından çok net bir şekilde takip edildiği bir dünya bekliyorduk. 21. yüzyıl bize böyle bir dünya sunmadı. Bunu hepimiz yaşıyoruz. Gerek dünyanın, gerekse bölgemizdeki göç hareketliliğinin nasıl olduğunu ama buna dair herhangi bir sonuç ortaya konulmadığını ifade etmek istiyorum. Göçün kaynağına müdahale edilmedikten sonra ortaya konan tüm süreçler başarısızlığa mahkumdur. Peki küresel kulüplerin bu sürece dair olumlu bir katkıları var mı? Hayır, yok. Amerika dahil büyük ülkelerin herhangi, Avrupa dahil, büyük ülkelerin herhangi bir katkıları var mı? Hayır, yok. Varmış gibi gösteriyorlar” dedi.

    “Dünyada vekalet savaşları hala devam ediyor”
    Dünyanın pek çok önemli sorunla boğuştuğun, bunun sebebinin vekalet savaşları olduğunu belirten Bakan Soylu, “Şu anda dünya büyük bir enerji kriziyle karşı karşıya. Peki çözülecek mi? Hayır çözülmeyecek. Bakınız Afganistan iyileşmeyeceğine göre Pakistan düzelmeyeceğine göre, Suriye meselesi bitmeyeceğine göre Irak, Amerika’nın vaaz ettiği gibi demokratik bir süreçle karşı karşıya kalmayacağına göre, Yemen düzelmeyeceğine göre, Libya düzelmeyeceğine göre, Lübnan’da fukaralık sona ermeyeceğine göre, dünyadaki göç meselesi de devam edecektir. Aynen enerji meselesinin devam edeceği gibi. Yani herkes ağzını açmış, Amerika’daki kaya gazını beklemektedir. Vekalet savaşları devam ediyor hala dünyada. Dünyanın batısında sentetik uyuşturucu üretiliyor. Dünyanın doğusunda doğal uyuşturucu üretiliyor. Amerika, Afganistan’a girdiğinde Afganistan’daki afyon üretim yerinin miktarı 17 bin hektardı. Çıktığında 300 bin hektara kadar ulaştı. 230 bin- 240 bin hektarla beraber çıktı. Batıdan doğuya kimyasal uyuşturucu doğudan batıya doğal uyuşturucu sevkiyatı kuzey rota, güney rota, Balkanlar rotası, aynen devam etmektedir. Şimdi Kolombiya’dan Amerika’ya ve başka ülkelere olanlar diğer ülke rotaları elbette farklılarıdır. Bunlar da karşı karşıya kaldığımız farklı problemler ve farklı alanlardır” diye konuştu.

    “En büyük problemlerinden bir tanesi mali suç yaygınlığıdır”
    Terörün oluşturduğu bir finansmanın ortada olduğunu ancak dünyanın büyük ülkelerinin bunu görmezden geldiğini söyleyen Soylu, “Dünyanın önümüzdeki en büyük problemlerinden bir tanesi mali suç yaygınlığıdır. Bir elinizde kripto para var, diğer elinizde sanal ve sanal kumar var. Bir elinizde bir taraftan bir tarafından nakledilen para var. Yani kara paranın yani terörün oluşturduğu bir finansmanın yani kumar parasının ve uyuşturucu parasının dünyanın her tarafında istediği gibi dolanabileceği bir sisteme bugün kimse sesini çıkarmamaktadır. Bu da karşı karşıya kaldığımız önemli bir problemdir. Bana sorarsanız yine küresel kulüpler yine bize sorarsanız dünyanın büyük ülkeleri bunu yok görüyorlar ve herhangi bir müdahale ortaya koymuyorlar” şeklinde konuştu.

    “WhatsApp, Twitter, Facebook elinizde değil. Kimin elindeyse dünyayı yönetenleri tehdit ettiği bir dönemdeyiz”
    Süleyman Soylu, sosyal medyanın büyük bir güç haline geldiğini ve onu kontrol edenlerin dünyayı karmaşık bir süreç içerisine sürüklediğini vurguladı. Soylu, “Hepimiz ülkelerimizin milletvekilleriyiz, parlamenterleriyiz ve yöneticileriyiz. 21. asır kadar dünyayı yönetenlerin savunmasız kaldığı herhangi bir dönem olmamıştır. WhatsApp elinizde değil, Twitter da elinizde değil. Facebook da elinizde değil. Kimin elindeyse dünyada yeni bir vesayet sistemi kurduğu, dünyayı yönetenleri tehdit ettiği, itibarlarını altüst ettiği ve bunun kontrol edilemediği bir dönemle karşı karşıyayız. Sadece 20. yüzyılın son çeyreğinde hiç hayal etmediğimiz Londra’da yüksek makineli tüfeklerle gezen polisler değil, metroların polis kontrolü altında gidip geldiği bir dünya değil, Berlin’de ve dünyanın başka ülkelerinde özel harekat polislerinin otellerin etrafında alışveriş merkezlerinin etrafında dolaştığı bir dünya değil, tamamen insanı hedef alan ve hepimizi bir karmaşıkla karşı karşıya kalan bir sürecin içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.

    “Göç meselesi, insanlık meselesidir”
    Göç meselesinin tüm dünyayı ilgilendiren bir sorun olduğunu ifade eden Soylu, “Geçen yıl bütçe konuşmalarında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Karadeniz’de yeni bir savaşın başlayacağını önerdiğimde muhalefet partisi milletvekillerimiz dudak bükmüşlerdi. Doğruydu, olmayabilirdi. Ama maalesef Rusya’yla Ukrayna’nın karşı karşıya kaldığı savaşı ve Ukrayna’da, Ukrayna’nın bir sürü tarikiyle orada çocukların öldüğü, yaşlıların ve yüz binlerin ve milyonların topraklarını terk etmek zorunda kaldığı süreci hep beraber yaşadık. Ve dünyanın büyük bölümü de seyretti. Eğer biz bunları seyreder, birilerinin düzeltmesini beklersek aynen Suriye’de olduğu gibi 14 milyon insan yerinden edilir. Afganistan’dan Avrupa’ya gitmek isteyen yüz binlerce insan dört metre beş metre karın altında kalarak ölürler. Ve bu mesele belki de dönemimizin maliyeti olarak gelecek nesillere sirayet eder ve gelecek nesiller hepimizi lanetlerler. Bu bir insanlık meselesidir. Göç meselesinde yanılgı maalesef batının, Avrupa’nın özellikle göç meselesini bir sınır meselesi olarak değerlendirmesidir. Göç meselesi Türkiye ile Yunanistan arasında bir sınır meselesi değildir. Göç meselesi Türkiye’yle Suriye’nin 911 kilometre arasındaki bir sınır meselesi de değildir. Göç meselesi Afganistan’la İran hattındaki bir mesele de değildir. Göç meselesi İran Türkiye sınırındaki bir mesele de değil. Göç meselesi, vekalet savaşlarından, iç savaşlardan, gelir eşitsizliğinden, adalete, eğitime, sağlığa, gıdaya erişememekten kaynaklanan ve bundan sonra daha fazla da devam edebilecek bir meseledir. Eğer biz bu meseleyi böyle görmez tam da 2018 yılında Merkel’in konuştuğu, şimdiki Avrupa Birliği Başkanlarından birinin konuştuğu gibi bu mesele kaynağında çözülmeye yönelik yüksek bir siyasetle değerlendirilmezse bütün dünya için yakıcı bir hal alacaktır ve devam edecektir. Peşi sıra şehirlerdeki kentlerdeki yaşamı zorlaştıracak. Peşi sıra yabancı düşmanlığını artıracak, peşi sıra kendine ait problemlerle iç karmaşıklıklar oluşturacaktır. Bu da yirmi birinci yüzyıldaki bir dünyaya üniversitelerimize, bilim dünyamıza bu iletişim çağına, teknolojinin yüksek durumuna hiçbir şekilde yakışmamaktadır” dedi.
    Toplantının geri kalanı basına kapalı olarak devam etti.

  • Bakan Soylu, kaçak göçmen sayısını açıkladı

    Bakan Soylu, kaçak göçmen sayısını açıkladı

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Göç İdaresi Başkanlığı’nda düzenlenen ‘Göç Bilgilendirme Toplantısı’na katıldı. Türkiye’nin göçmen kaçakçılığıyla verdiği mücadeleden ve alınan tedbirler ile düzenlemeler hakkında bilgiler veren Bakan Soylu, “Göçte aldığımız, yılbaşı itibariyle ilgili bir kara dizisi var. Bunları yapmalıyız. Bunları yapabilirsek bir adım atabiliriz ve bu konuda gerekli tedbirleri almamız gerekir dediğimiz bir karar dizisi var ve bu kara dizisinde ne hale geldik, ne kararlar aldık ve sonuç olarak kaçak göçle ilgili ne noktayız ve nasıl bir tedbir manzumesi ortaya koyduk bunları söyleyeceğiz” dedi.

    “Türkiye, 2011 yılı başından itibaren bir göç politikası belirledi”

    Türkiye’nin 10 yılı aşkındır bir göç politikası olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “21. yüzyılda Suriye kaynaklı kitlesel bir göç tek bir olayla başladı ve kısa zamanda büyüdü. Türkiye, bütün bunlara yönelik 2011 yılı başından itibaren bir göç politikası belirledi ve hem sınır dışında, hem sınır içerisinde kamplar oluşturdu. Gelen her kişinin kimlik bilgilerini aldı. Aynı zamanda bütün bunları yaparken, gelenlerle ilgili sağlık tedbirlerini ortaya koydu. Herkesi kayda aldı ve herkesin gıda ve insani ihtiyacını gerek o gün devletin kaynaklarıyla, gerek STK’ların kaynaklarıyla, gerekse uluslararası yardımlarla bunu sağlayabilme yoluna gitti” değerlendirmesinde bulundu.

    “Kaçak göçü engellemek için bir mücadele ortaya koyduk”

    Türkiye’nin kaçak göçle mücadelesindeki stratejilerinden bahseden Bakan Soylu, “Türkiye’de birileri sürekli ‘Suriyeli şu kadar vatandaş oldu, bu kadar vatandaş oldu, Türkiye istila ediliyor’ diye değerlendirme yapıyor. Türkiye’nin ‘Uyum Strateji Belgesi’ ve bir ‘Ulusal Eylem Planı’ var. Türkiye’nin bir ‘Göç Strateji Belgesi’ var, Türkiye’nin ‘Düzensiz Göç Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı’ var. Göç Strateji Belgesi tekrar revize ettik. En nihayetinde Göç Strateji Belgesini tekrar bir şekilde ortaya koymuş olduk. Kaçak göçle temel bir stratejimiz var. Birincisi; kaçak göçün kaynağında durdurulması. Birinci temel felsefemiz hareket etmesini mümkün olduğunca engellemek. İkincisi; etkili sınır tedbirleri almak. Sınır duvarlarımızı yapmaya çalıştık, güvenlik yolları yapmaya çalıştık, optik kuleler yaptık, insan kaynakları getirdik. Ardından bütün bunları yaparken, gerek Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma, Polis, Sahil Güvenlikle ortaya attığımız adımlarla kaçak göçü engellemek için bir mücadele ortaya koyduk. Ülke içerisinde etkin yakalama yaptık. Sağlıklı ve seri işleyen bir sınır dışı mekanizması yaptık, milyonlarca insan yakalandı diyelim. Bunları geri göndermezsen nerede tutacaksın?” dedi.

    “Biz sınırlarda yaklaşık, 2 milyon 626 bin 170 kişinin Türkiye’ye girmesini, teşebbüs ettiği anda engelledik”

    Göçün temel ana başlıkları olduğuna değinen Bakan Soylu, “Göçün kendisine ait uluslararası kuralları var. Bir de kendimize ait oluşturduğumuz mevzuat var. Bu mevzuatla uluslararası kuralların bir biriyle çelişmeyeceği, uluslararası kurallara göre hareket etmek durumda kaldığınız ana başlıklar var. Kaçak göçün mücadelesindeki dört adet temel stratejimiz var. Sağlıklı ve seri işleyen bir geri gönderme mekanizması kuramazsanız, kaçak göçle mücadelenizin en önemli ayaklarından birisinde aksarsınız. Biz sınırlarda yaklaşık, 2 milyon 626 bin 170 kişinin Türkiye’ye girmesini, teşebbüs ettiği anda engelledik. 1 milyon 469 bin 149 göçmeni de son 6 yılda yurt içinde yakalamışız. Bunun 222 bini mükerrer, 1 milyon 246 bin kişiyi Türkiye içerisinde yakalamışız. Bunun 334 bin 696’sını geri göndermişiz. Toplam 27 bin 44 kişiyi de terke davet edip göndermişiz. 361 bin 740 kişiyi bugüne kadar göndermişiz” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye, dünyada eşi benzeri görülmeyen göçle bir mücadele ortaya koyuyor”

    Türkiye’nin dünyada eşi benzeri görülmemiş bir göç mücadelesi verdiğini vurgulayan Bakan Soylu, “Türkiye, dünyada eşi benzeri görülmeyen göçle bir mücadele ortaya koyuyor ve göçü yönetmek içinde bütün kurumlarıyla eşgüdüm içerisinde bir politika sergiliyor. Türkiye insanlık vazgeçmiyor, kaçak göçle mücadele ediyor. Suriye iç savaşından ve diğer noktalardan kaynaklanan ve kendisine göç akımı olarak gelenlerle ilgili de politikalarını, belirlediği ölçek içerisinde aynı şekilde devam ettiriyor. Avrupa, göçü sadece Türkiye ve Yunanistan arasındaki bir sınır meselesi olarak görüyor. Göçü; Afganistan ile İran, Pakistan ile İran, Türkiye ile Suriye, Türkiye ile İran arasındaki bir sınır meselesi olarak görüyor” şeklinde konuştu.

    “Frontex’i uluslararası alanda şikayet eden biziz”

    Yunanistan’ın göçmelere uyguladığı zulme dünyanın sessiz kaldığını söyleyen Bakan Soylu, “Frontex meselesini ilk gündeme getiren biziz. Frontex’i uluslararası alanda şikayet eden biziz. Bunu dillendiren, bütün uluslararası toplantılarda dile getiren biziz. Yunanistan’ı yaptıklarını videolarla beraber tüm dünya kamuoyuna anlatan ve onlara insanlık dışı davranışları konusunda gözlerini açmaya çalışan da biziz. Avrupa kendi vergileriyle vergi verdi. Cinayet işletti Forentex’e, işkence yaptı. Bunu kendi gündeme getiremedi. Bunu biz gündeme getirdik. Bunu Yunanistan işle beraber ortak yaptı. O cinayetin bir fiil sorumlusudurlar” dedi.

    “Türkiye uzun yıllardan beri alarm halindedir ve şu anda bu alarmımızın en yüksek noktasındayız”

    Alınan tedbirler sayesinde 8 milyon göçmenin yurda girişinin durdurulduğunu ifade eden Bakan Soylu, “Eğer biz sınır duvarlarını doğuda yapmasaydık, göçü kaynağında durdurmasaydık sadece sınırlarımızda biriken toplam 8 milyon insan daha Türkiye’ye gelecekti. Bin 316 kilometre güvenlik dubarı yapacağımız alan var. Bunun 837 kilometresi Suriye sınırına yapıldı. 940 kilometre aydınlatma, 303 kilometre kamera ve algılayıcı var. Bunların hepsini kendimiz gerçekleştirdik. Yaklaşık 341 adet de elektro optik kule yapıldı. 284 adet termal kameranın 160 tanesi tamamladı ve geri kalanı da yapılıp tamamlanmak üzere. Kaçak göç konusunda Türkiye uzun yıllardan beri alarm halindedir ve şu anda bu alarmımızın en yüksek noktasındayız” değerlendirmesinde bulundu.

    “Birçok ülkeyle geri kabul anlaşmalarımız var

    Çeşitli ülkelerle geri kabul anlaşmalarının olduğunu belirten Bakan Soylu, “Sınır dışı etme prosedürü ağır bir prosedürdür. Yakalayacaksınız, geri gönderme merkezine getireceksiniz, kişini kimliğini tespit edeceksiniz, ilgili büyükelçiliğinde geri gönderme kağıdı alacaksınız, uçağa tutacaksınız. Karşı taraf bunu kabul edecek ve siz bunu göndereceksiniz. Bunların hepsi bir operasyon. Türkiye bu operasyonu başarılı bir şekilde gerçekleştirmektedir. Sadece bu değil, birçok ülkeyle geri kabul anlaşmalarımız var. 15 ülke ve AB’nin tamamıyla ilgili bir geri kabul anlaşmamız söz konusu. Bu 15 ülke sayısını daha fazla AB ülkesi dışında artırmaya çalışıyoruz ve 17 ülkeye daha teklif etmiş durumdayız. Sadece içeride sınırlarda bir yakalama yapmıyoruz. Van’dan başlayıp Erzurum, Şanlıurfa, Adana, Kayseri, Samsun, Ankara, Antalya, İstanbul, Bursa, İzmir, Edirne, yani göçmenlerin rotasına göre bu illeri yönetici iller yaptık. Bu illerin valilerini yönetici ve koordinatör vali yaptık. Bu valiler burada tedbirler alarak birbirleri ile koordineli olarak göçmen kaçakçılığını engelleyip, buna ait rotaları bir birleri ile belirleyip yakaladıkları göçmenleri de geri gönderme merkezlerine getiriyorlar” ifadelerine yer verdi.

    “Elimizde toplam 25 bin geri gönderilecek insan var”

    Geri gönderilmesi planlanan 25 bin kaçak göçmen olduğunu söyleyen Bakan Soylu, “Şu anda elimizde toplam 25 bin geri gönderilecek insan var. Hepsi geri gönderme merkezlerinde. Bu yıl toplam yakalanan kaçak göçmen sayısı 110 bin. Geçen hafta 10 bin kişi yakalandı. 2019’un tamamında 454 bin kaçak göçmen yakaladık ve bunun yüzde 30’unu da geri gönderdik. Bu mücadele sadece bugünün mücadelesi değil. Bir politikamız da her ay Türkiye’de ‘Kaçak Göçle Mücadele Operasyonu’ yapılıyor. Aldığımız karalar var. Dün itibariyle faaliyete geçti. Yılbaşında bir karar aldık. Türkiye’ye kapıda vize olarak gelen, büyükelçilere de vize olarak verilen; 30-60-90 günlük ve vize serbestisi olan ülkeler var. Buradan gelenler var. Bir kısmı geri dönüyor. Bir kısmı da Türkiye’de kalıyor ve vizesini ihlal ediyor. Vize serbestisiyle gelip; Fas’tan Kırgızistan’a, İran’dan Özbekistan’a kadar birçok ülkeden, yine vizeyle ülkemize gelen Somali’den Kongo’ya, Irak’tan Filistin’e, Cezayir’e kadar olan ülkelerin toplam vize serbestisi ihlali yakaladığımız kaçak göçmenler içerisinde yüzde 28 seviyesinde” diye konuştu.

    “Yerli ve milli parmak izi okuma sistemimiz çalışıyor”

    Vize süresi dolduğu halde ülkeyi terk etmeyenlere yönelik alınan önlemler kapsamında konuşan Bakan Soylu, “Bunu yıl sonunda değerlendirdik. Dışişleri Bakanlığımızla oturduk, ortaklaşa bu konuyu değerlendiren bir komisyon kurduk. Yaklaşık 78 ülkeden büyükelçilerimize yerli ve milli parmak izi programımızı gönderdik. Aynı zamanda parmak izi alma makinalarını da gönderdik. Orada vize alanların tamamı vize alırken parmak izlerini veriyor. Onunla beraber entegrasyonu kolluk kuvvetlerimizle birlikte sınır geçiş kapılarımıza kurduk. Oradan vize alırken de bir taahhütname imzalatıyoruz. ‘Ben vizem süresince geri kalacağım, aksi takdirde vize ihlali yaparsam geri gönderilmeyi kabul ediyorum’ diye vize taahhütnamesi imzalattık. Pasaportu yırtsa da parmak izini aldığımız için biz onun kim olduğunu anlayıp, ülkesini söylemese de onun ülkesini belirleyip gönderme kapasitesine de artık sahibiz. Kameralarla birlikte fotoğrafı çekiliyor ve eşleştirilmesi yapılıyor. Şu anda yerli ve milli parmak izi okuma sistemimiz çalışıyor. Dünyada bunu üreten 7 ülkeden birisiyiz” dedi.

    Taksilerde kaçak göçmen taşımacılığının önüne geçilmesi için de düzenlemeler yapıldığını aktaran Bakan Soylu, şunları dedi:
    “Biz, ‘Bu ülkede kalman için ikametin var mı?’ sorusunu yükümlü hale getirdik. Bu yükümlülük otobüslerde, toplu taşımalarda var. Toplu taşımada bunu yapamayınca tırlara, kamyonlara, taksilere bunu kaydırdılar. Bunun içinde taksilere bu yükümlülüğü getirdik. Eğer bunu yapmazsa kanun diyor ki; ‘sen ya göçmen ya da insan kaçakçısısın’ kendisine adli ve idari bir takip uygulanacak. Bunu bilmeden yapanlara da siz ‘Şu durumlara uymak zorundasınız’ diyoruz. Tır ve kamyon parklarına da kamera koyuyoruz ki bu iş yargıyla karşılaştığında bahaneye sığınılmasın.”

  • Kaçak göçmenlere karşı yeni önlemler

    Kaçak göçmenlere karşı yeni önlemler

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da Göç Kurulu Toplantısı’nda konuştu.

    Bakan Soylu, valiliklere yazı gönderileceğini belirterek ”Taksicilere yabancı yolcuların il dışı seyahat izin belgelerini kontrol yükümlülüğü getiriyoruz. Kaçak göçmeni ilden ile taşımaya kimse aracılık etmesin” dedi.

    Soylu, TIR kasalarının brandalarını keserek içlerine kaçak yolcu alınmasına karşı da TIR parklarına kamera sistemi zorunluluğu getirildiğini bildirdi.

    İçişleri Bakanı, amacın kamyon kasasında yakalanan göçmenlere ilişkin şoförlerin ”Brandayı kesip binmiş haberim yok” ifadesinin önüne geçebilmek olduğu kaydedildi.

  • Soylu: ”Hedefimiz 100 bin briket ev”

    Soylu: ”Hedefimiz 100 bin briket ev”

    İblib’deki briket ev yapım çalışmaları devam ederken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nda (AFAD) düzenlenen “Bir Aradayız İdlib’in Yanındayız” kampanyası çerçevesinde İdlib’e yapılacak olan 2.faz da bulunan 100 bin briket ev tanıtım toplantısında açıklamalarda bulundu. Toplantıya birçok Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri katıldı.

    “100 bin briket ev hedefine adım atıyoruz”

    Bugün itibarıyla 100 bin briket ev adımının atılacağını söyleyen Bakan Soylu, “İnşallah Cumhurbaşkanımızın verdiği hedef doğrultusunda bugün itibariyle 100 bin briket ev hedefine adım atıyoruz. Mantıklı sonuç odaklı tamamen hayırseverlerimizin bağışlarıyla gerçekleşen bir kampanyanın 100 bin hedefini aşması konusundaki planlamalarımızı gerçekleştirdiğimizi burada bulunan 19 STK’ya orada yeni yerler tahsis edildiğini ve tamamen insan odaklı göç meselesinin sağlıklı bir neticeye kavuşması ile ilgili ülkemizin güvenliğine katkısı olan bu kampanyanın 2. etabını hep birlikte başlatıyoruz” diye konuştu.

    “Hem yardım etmiyorlar hem de iftira atıyorlar”

    İdlib’de yapılan yardımlara açıklık getiren Soylu, “İdlib’e ekmek yardımı yapılıyor, diyor ki devletin parasıyla yapıyorlar. Hem yardım etmiyorlar hem de iftira atıyorlar. Örneğin Avrupalılar dünyanın birçok ülkesine de çok olmasa da yardım ediyorlar. Onlar kimin parasıyla yardım ediyorlar. Biz kendi milletimizin bağışlarıyla yapıyoruz. Avrupa Birliği kendilerine göç gelmesin diye aldıkları tedbirleri kimin vergisiyle yapıyorlar. Almanya’da yaşayan vatandaşın vergileriyle, Hollanda da yaşayan vatandaşların vergileriyle, Fransa’da yaşayan vatandaşların vergileriyle yapıyorlar” ifadelerine yer verdi.

    “503 bin 150 Suriyeli kardeşimiz geri döndü”

    503 bin 150 Suriyeli vatandaşın gönüllü olarak kendi ülkelerine döndüğünü açıklayan Soylu, “Hem göç engellenecek hem göç yönetilecek hem mazlumlara yardımcı olunacak hem de bu yalanlarla mücadele edilecek. Son verilere göre 503 bin 150 Suriyeli kardeşimiz ülkesine gönüllü olarak geri dönmüştür” şeklinde konuştu.

  • Soylu duyurdu: Gri kategorideki terörist teslim oldu

    Soylu duyurdu: Gri kategorideki terörist teslim oldu

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bir haftada yurt içinde ikinci örgüt mensubunun teslim olduğunu duyurdu.

    Bakan Soylu, teslim olan örgüt mensubunun gri kategoride olduğunu belirterek, “PKK terör örgütü sökülüp atılıyor. Bir haftada yurt içinde ikinci örgüt mensubu ikna ile teslim oldu. Gri kategorideki örgüt mensubu, dün öğlen saatlerinde ailesinin de çabaları ile terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu” ifadelerine yer verdi.

  • Bakan Soylu duyurdu: Türkiye’de tek seferde rekor

    Bakan Soylu duyurdu: Türkiye’de tek seferde rekor

     

    Bakan Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Uyuşturucuda yine büyük operasyon: Uzun süreli takip sonucu Türkiye’de tek seferde rekor; 1 ton 117 kg kristal ve sıvı ele geçirildi. İran uyruklu baron, R.K. ve çetesi çökertildi. Tebrikler Türk Polisi, Tebrikler İstanbul Emniyeti” ifadelerini kullandı.

  • Niğde’deki kazada acı gerçeği Bakan Soylu açıkladı

    Niğde’deki kazada acı gerçeği Bakan Soylu açıkladı

    Niğde’de Selçuk Üniversitesi öğrencilerini taşıyan otobüsün devrilmesi sonucu 3 kişi hayatını kaybetmiş, 41 kişi yaralanmıştı. Kazanın ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Jülide Sarıeroğlu ve Erkan Kandemir’le birlikte, yaralıların kaldırıldığı Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldi.

    Yaralıları ziyaret eden ve sağlık durumları hakkında bilgi alan Bakan Soylu, hastane çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada; “Niğde Valimiz, İl Sağlık Müdürümüz, emniyet ile jandarma görevlilerimiz ve bütün arkadaşlarımız, akabinde ambulanslarla hastaneye sevkler başlatılmıştır. 44 evladımızın öncelikle hem Niğde Bor Devlet Hastanesi, hem Niğde Devlet Hastanesi ardından da bir bölümü de Konya Ereğli Devlet Hastanesi’ne sevkleri gerçekleştirildi. 18 kardeşimiz Konya Ereğli Devlet Hastanesi’nde, diğerlerinin de Niğde Bor ve Niğde Devlet Hastanesi’ne sevkleri gerçekleştirildi. Kaza yerinde 2 tane kardeşimizi kaybettik, hastaneye sevkinde de yine bir kardeşimizi de kaybettik. Ereğli’deki 12 kardeşimiz Konya’daki Şehir Hastanesi’ne getirildi ve onları taburcu ettiler. 6 kardeşimizin hala tedavileri devam ediyor. Şuanda Kayseri’deki Erciyes Üniversitemize 1 kardeşimiz sevk edildi, 1 kardeşimiz Konya’da yoğun bakımda, 3 kardeşimiz de burada yoğun bakımda. Yani 5 kardeşimiz yoğun bakımda, 28 kardeşimiz gözlem altında. Diğerlerinde bir hayati tehlike söz konusu değil. Yoğun bakımdakileri de bütün imkanlarla beraber doktorlarımız takip ediyor” diye konuştu.

    Kazayla ilgili de bilgi veren Soylu, “Kazanın şoförün uyumasından kaynaklandığı, şoförün ilk verdiği beyanda ortaya çıkıyor. Elbette ki acımız büyük. Sabah kaza olur olmaz gerek ben gerek Erkan Bey, cumhurbaşkanımızı bilgilendirdik. Bu saatten itibaren de birçok kez kendilerine bilgi arz ettik. Sayın cumhurbaşkanımızın da bu konudaki üzüntülerini, genç kardeşlerimize, dava arkadaşlarımıza, her birinden gelecek adına ailelerimizin ve bizlerin ümit beslediği bu arkadaşlarımızı Allah cennetiyle buluştursun. Allah rahmet eylesin. Hem milletimizin başı sağ olsun, hem parti gençlik kollarımızın başı sağ olsun hem de aileleri ve yakınlarının başı sağ olsun. Allah böyle bir acıyla da kimseyi sınamasın” dedi.