Etiket: Süleyman Soylu

  • Sarıbal’dan Soylu’ya ‘insan kaçakçılığı’ önergesi

    Sarıbal’dan Soylu’ya ‘insan kaçakçılığı’ önergesi

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, son günlerin sıcak tartışma konusu olan “insan kaçakçılığı” ile ilgili, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun cevaplandırması talebiyle, TBMM Başkanlığına soru önergesi verdi. Önergede “Malatya’nın Yeşilyurt Belediyesi tarafından 15-27 Eylül 2020 tarihleri arasında “Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek Projesi” kapsamında 45 kişinin Almanya’ya gönderildiği, gönderilen 45 kişiden 2’sinin yurda döndüğü diğer 43 kişinin ise kayıp olduğu” bilgisini paylaşan Sarıbal, “Çevreye duyarlı bireyler yetiştirme projesi ve başka benzer projeler kapsamında yurt dışına gönderilen ve geri gelmeyen kişi sayısı kaçtır?” diye sordu.

    Malatya Yeşilyurt Belediyesi’ndeki olayın ardından ülkenin farklı noktalarında benzer yöntemlerle 1000’e yakın insanın yurt dışına kaçırıldığı yönünde iddialar ortaya atıldığını anımsatan Sarıbal, vize gerektirmeyen özel pasaportlarla insan kaçıran kişilerin herhangi bir terör örgütü ile ilgisi olup olmadığı sorusuna da cevap aradı.

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, insan kaçakçılığına adı karışan kişi ve kurumlar hakkında yürütülen bir soruşturma olup olmadığını da sordu.

    Sarıbal’ın önergesi şöyle:

    TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

    Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını, Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 96. maddeleri gereğince arz ederim. 15.04. 2021

    Orhan SARIBAL-Bursa Milletvekili

    Malatya’nın Yeşilyurt Belediyesi tarafından 15-27 Eylül 2020 tarihleri arasında “Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek Projesi” kapsamında 45 kişinin Almanya’ya gönderildiği, gönderilen 45 kişiden 2’sinin yurda döndüğü diğer 43 kişinin ise kayıp olduğu, Yeşilyurt Belediyesi’nin 2020 yılı faaliyet raporunun görüldüğü meclis toplantısında ortaya çıktı.

    13 Nisan 2021 tarihinde Habertürk Gazetesi Yazarı Sevilay Yılman, bazı resmi evrakları da kanıt olarak göstererek yazdığı iki yazıda, konunun “insan kaçakçılığı” olduğunu belirtti.

    Bu bilgiler ışığında;

    1. Yeşilyurt Belediyesi tarafından 15-27 Eylül 2020 tarihinde özel pasaportla Almanya’ya gönderilen 45 kişiden 43’ünün yurda giriş yapmadıkları ne zaman fark edilmiştir? Yurda dönmeyenler için ne gibi bir işlem yapılmıştır? Almanya Hükümetinin bu konuda ülkemiz hükümetinden bir talebi olmuş mudur? Yurda dönmeyen vatandaşlarımızın iadesi için Türkiye Hükümetinin, Almanya Hükümetine bir talep iletilmiş midir? Sonuç ne olmuştur?
    2. ‘Çevreye duyarlı bireyler yetiştirme projesi’ ve başka benzer projeler kapsamında yurt dışına gönderilen ve geri gelmeyen kişi sayısı kaçtır?
    3. Tokat’ın Erbaa, Van’ın Tuşba, Elazığ’ın Arıcak ve Üçocak ile Bursa’nın Yıldırım belediyelerinde de benzer projelerle, vize gerektirmeyen hizmet pasaportu ile bazı vatandaşların Almanya’ya gönderildiği iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru ise Malatya Yeşilyurt Belediyesi ile aynı yöntemle Almanya’ya gönderilen kişi sayısı kaçtır? Bu insanlardan kaç kişi yurda dönüş yapmıştır? Yurda dönüş yapmayanların sayısı kaçtır?
    4. Vize gerektirmeyen pasaportlarla 1000’den fazla kişinin yurt dışına kaçırıldığı iddia edilmektedir. Söz konusu yöntemle yurt dışına insan kaçıranların herhangi bir terör örgütü ile bağlantıları olup olmadığı araştırılmış mıdır? Bu konuda elde edilen bilgi var mıdır?
    5. Vize gerektirmeyen özel pasaportlarla yurt dışına insan çıkaran kişilerden birinin Adalet ve Kalkınma Partisi Bingöl Belediye Başkan adayı da olan Ali Ayrancı olduğu iddiaları doğru mudur? Halen Bingöl Belediyesi imar müdürlüğünde görevli olduğu ifade edilen Ali Ayrancı ile ilgili herhangi bir soruşturma yürütülmekte midir?
  • Kısıtlamada çıkanları uyardı: Hemen iptal ederim acımam

    Kısıtlamada çıkanları uyardı: Hemen iptal ederim acımam

    İçşleri Bakanı Süleyman Soylu, “İnsanlar evde kalacaklar, siz pasaportunuz var diye turist kılığında bunu istismar edeceksiniz, buna müsaade etmeyeceğiz” dedi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul’da “Salgınla Mücadele Toplantısı”nda konuştu.

    Toplu taşımadaki tehlikeye dikkat çeken Soylu, “Toplu taşıma böyle bir sıkıntıyla hala karşı karşıya. Yapılması gereken çok basit. Pik saatlerde ulaşım imkanlarının en üst seviyeye çıkması, vatandaşımızın mağdur edilmemesi ve en nihayetinde burada toplu taşıma araçları içerisindeki, salgının artmasını engelleyecek oranların İl Hıfzıssıhha Kurulları tarafından alınan seviyelerde tutulması. Ama bu konuda bir yıldır maalesef başaramadığımız meselelerden bir tanesidir” dedi.

    “TÜM GÜCÜMÜZLE SAHADA OLACAĞIZ”

    “Benim tüm belediyelerden bir ricam var” diyen Soylu, “Allah rızası için elbette ki vatandaşlarımıza yardımda bulunmak sevaptır. Ama başka bir sevap da insanların bu salgından korunmalarını sağlamak. Ramazan yardımlaşma ayıdır, bereket ayıdır” diye konuştu.

    Bakan Soylu, “Valilerimiz, kaymakamlarımız için yeni bir seferberlik başlatıyoruz. Tüm gücümüzle sahada olacağız. Gerekirse tek tek arkadaşlarımız kontrol edecek.Sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili kimsenin genel bir muafiyeti söz konusu değildir. Muafiyetler zaman ve güzergahla sınırlıdır” diye konuştu.

    “İSTİSMAR ETMEYE KALKARSA İKAMETİNİ İPTAL EDERİM HEMEN”

    Bakan Süleyman Soylu, “Turistik faaliyetler kapsamında kısa süreliğine ülkemizde bulunanlar hariç olmak üzere; şimdi ikamet sahibi. Pasaportunu gösteriyor, başımın üzerine pasaportun var. Ama sen ikamet sahibisin, buradaki yerleşiklerin kurallarına tabii olmakla mükellefsin. Açık söylüyorum, kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bu işi istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim hemen. Elimde böyle bir yetki var, acımam da” ifadesini kullandı. Soylu, “Çünkü insanlar evde kalacaklar, siz pasaportunuz var diye siz turist kılığında, imkanında bunu istismar edeceksiniz, buna da müsaade etmeyeceğiz. Onun için kurallarımız çok net, boşluk bırakmıyoruz” şeklinde konuştu.

  • İçişleri Bakanı’ndan İstanbul Sözleşmesi açıklaması

    İçişleri Bakanı’ndan İstanbul Sözleşmesi açıklaması

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin çekildiği İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili bir açıklama yayımladı.

    İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklaması şu şekilde:

    “Ülkemizde huzurun, asayişin ve güvenliğin sağlanmasında, terörle mücadelede, hırsızlıkla, organize suçlarla, siber suçlarla, uyuşturucu ile ve şiddetin, suçun her türü ile mücadelede güvenlik güçleri olarak gücümüzü anayasadan, kanunlardan ve her türlü suça karşı insanımızın masumiyetini koruma ilkesinden almaktayız.

    Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz.
    Ayrıca belirtmek gerekir ki milletler arası andlaşmalara, sözleşmelere taraf olmak kadar taraflıktan ayrılmak da her egemen devletin hakkıdır.

    Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele, kadın cinayetlerini önleme konusunda bizi toplumumuza karşı sorumlu kılan, İstanbul Sözleşmesi’nin varlığı değildir. Anayasa’nın 10. Maddesi ve 41. Maddesi, TCK’nın ilgili maddeleri, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”’un ilgili maddeleri, bu konuda ilgili bakanlıklarla yürüttüğümüz eylem planı, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Kades, Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi gibi uygulamalar, sayılarını 81’den 1086’ya çıkararak tüm ülkemize ve ilçe düzeyine yaydığımız “Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri” ve tüm bakanlıklarla uyumlu olarak yürüttüğümüz süreç, inanıyoruz ki bu mücadelede bizi vatandaşımıza karşı mahçup etmeyecektir.

    Anayasamızın, kanunlarımızın, medeniyetimizin ve tüm değerlerimizin bize yüklediği görev ve sorumlulukları tamamen bir uluslararası sözleşmeyle cıro etmek ve eşitlemek, hem kendi büyük devlet geleneğimize, hem bin yıllık medeniyet birikimimize, hem de ortaya koyduğu gelişmeyle bölgesinde ve dünyada önemli bir güç haline gelen Türkiye’ye, özgüvenine, kendi yapabildiklerine ve kapasitesine haksızlık olacaktır.

    Bir kadının şiddete uğraması ve bir kadının cinayete kurban gitmesi, insanoğlu tarafından kabul edilemez. Bununla birlikte, Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığı söylemi, tamamen yalandır ve eldeki veriler tarafından desteklenmemektedir.

    Tüm suçlarla mücadele ettiğimiz gibi devletimiz, güvenlik güçlerimiz, elbette ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadeleyi de insan hakları çerçevesinde, “huzur, güven ve asayiş” anlayışıyla, vatandaşımızın herşeyin en iyisine layık olduğu bilinciyle, dün olduğu gibi bugün ve yarın da devam ettirecektir.

    Yakın zamanda herkes görecektir ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadelede atılan tüm adımların olumlu sonuçlarını alacağız ve dünyada bu mücadelenin örnek temsilcisi olacağız.

    Kamuoyuna saygı ve inançla duyurulur.”

  • İçişleri Bakanı Soylu’nun annesi hayatını kaybetti

    İçişleri Bakanı Soylu’nun annesi hayatını kaybetti

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun annesi Servet Soylu hayatını kaybetti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter’dan başsağlığı diledi.

    Fahrettin Koca şu ifadeleri kullandı; İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu Beyefendi’nin muhterem anneleri Hakkın rahmetine kavuştu. Merhumeye Allah’tan rahmet, Süleyman Bey kardeşimize ve ailesine sabırlar diliyorum.

    https://twitter.com/drfahrettinkoca/status/1370646551392096256

  • Yurt içindeki terörist sayısını açıkladı

    Yurt içindeki terörist sayısını açıkladı

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Son 4 yılda PKK’nın yurt içindeki silahlı terörist sayısı yüzde 83 oranında azalmıştır ve neredeyse 300’ün altına gerilemiştir” dedi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki otelde düzenlenen ‘Özel Harekat Birim Amirleri Eğitim ve Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Toplantıya Bakan Soylu ile birlikte Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, emniyet müdürleri ve özel harekat personeli katıldı. Bakan Soylu, Batı’nın PKK’yı dünyaya iyi huylu bir tümör olarak pazarlamaya çalıştığını; ancak PKK’nın habis bir ur olduğunu belirterek, “Katliam yapan, uyuşturucu ticareti yapan, masum ve silahsız insanları acımasızca öldüren, kaçırıp işkence eden bir terör örgütüdür. Verdikleri destek, TIR’lar dolusu silahtan ibaret değildir. PKK’nın uluslararası alanda reklam kampanyası da yine Batı ülkeleri tarafından en şiddetli şekilde yapılmaktadır” dedi.

    ‘YURT İÇİNDEKİ TERÖRİST SAYISI 300’ÜN ALTINA GERİLEMİŞTİR’

    FETÖ’nün PKK’nın üst aklı olduğunu ifade eden Soylu, yakaladıkları her teröristin, her itirafçının ve yöneticilerin ortaya koyduğu her söylemin bu gerçeği teyit ettiğini söyledi. Soylu, 15 Temmuz öncesi karşılıklı anlaşmalarının, birbirlerine alan açmalarının, destek olmalarının, uluslararası mahfillerde kol kola girmelerinin, 15 Temmuz’da FETÖ’nün uğradığı mağlubiyetten sonra PKK’nın sahayı doldurmaya çalışmasının, bu ilişkinin en net göstergelerinden biri olduğunu kaydetti. Soylu, “Ortaya konulan bütün bu kirli planların ve hesapların karşısında Türkiye olarak aslında biz şunu yaptık; direndik, güçlendik ve bastırdık. Birileri istedikleri kadar konuşsunlar netice ortadadır. PKK’nın elebaşları, örgüt içine güya moral vermek için ileri geri konuşuyorlar, müzahir yayın organları ve hatta müzahir siyasi yapıları aldıkları sufleleri tekrarlıyorlar ancak herkes biliyor ki bugün PKK’nın içeride eylem kabiliyeti sınırlıdır. Son 4 yılda PKK’nın yurt içindeki silahlı terörist sayısı yüzde 83 oranında azalmıştır ve neredeyse 300’ün altına gerilemiştir. Örgüte katılım tarihin en düşük seviyesinde. Örgütten kopmalar da tam tersine tarihinin en yüksek seviyesindedir. Yıllık 5 bin 558 katılım rakamını görmüş olan PKK terör örgütüne, 2019’da 132 kişi katılmıştı, 2020’de bu sayı 53 oldu, yurt içinden bu sayı 2021 yılı için halen 2 kişidir. 53 kişinin katıldığı 2020’de ikna ile teslim sayımız 243 oldu. Yani terör örgütüne katılım sayısının yaklaşık 5 katı” ifadelerini kullandı.

    ‘TERÖR ÖRGÜTLERİNE BAKIŞIMIZ NETTİR’

    Bakan Soylu, terörle mücadelede bu devletin, bu teşkilatın, sahada görev yapanların kafasının net olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

    “Kendimize inanıyoruz. Büyük devlet kapasitemize inanıyoruz ve bu kapasiteyle beraber, iki asra yaklaşan tecrübeye sahip kurumlarımızla, tarihin en köklü ordularından biri olan ordumuzla beraber bu mücadeleyi veriyoruz. İfade ettiğim gibi, bu mücadelede kafamız nettir. PKK’ya, FETÖ’ye, DEAŞ’a, sol terör örgütlerine bakışımız nettir. Burada bir kafa karışıklığına fırsat vermemek gerekir. Sahada kazandığımızı masada harcamak isteyenlere, sahadaki terör örgütünü sosyal medyada ‘marjinal dernek’ gibi göstermek isteyenlere de fırsat vermemek lazım. Bize PKK’yı anlatmak isteyenler, gitsinler Diyarbakır’da evlat nöbeti tutan ailelere anlatsınlar.”

    ‘PKK’NIN İÇ YAZIŞMA DİLİ TÜRKÇEDİR’

    Kamuoyunun pek bilmediği bir şeyi açıklamak istediğini ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

    “Sözcüleri bunu pek dillendirmezler; ama terör örgütü PKK’nın iç yazışma dili Türkçedir. Geçtiğimiz günlerde istihbarat birimlerimiz, PKK’nın birkaç saha sorumlusunun Kandil’deki yönetime yazdıkları raporları ele geçirdi. El yazısıyla sayfalarca yazmışlar. Hepsinin cümleleri gayet düzgün, ifadeleri net, sayfalarca yazıda neredeyse bir tane karalama yok. Şunu görmek lazım; bu örgüt ve onların aracıları, evlat nöbeti tutan o anne babaların öğretmen olacak, mühendis olacak çocuklarını kaçırdılar. Bu örgütü dünyadaki her insan doğru tanımalıdır. Dünyanın en kadim medeniyet şehirlerine, turizm cenneti olacak şehirlerine, yaylalarına terör belasını musallat ettiler. Yıllarca sivil katliam yaptılar. Kurulduğu lanet günden beri 6 bin 21 masum sivili katletti” diye konuştu.

  • Bakan Soylu’dan ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ mesajı

    Bakan Soylu’dan ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ mesajı

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Kadına yönelik şiddeti tamamen önleyebilmek için bir yandan kendi manevi değerlerimizden, özümüzden güç alıyor, bir yandan da modern kolluk prensiplerini uyguluyor ve daha ileriye taşımaya çalışıyoruz” dedi.

    Bakan Soylu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayımladığı mesajında, kolluk birimleri olarak kadınlara yönelik şiddeti önlemek için var güçleriyle çalıştıklarını, geçmişten getirdikleri deneyimleri modern yöntemlerle analiz edip yeni çözümler üretmeye çalıştıklarını bildirdi. Soylu, 2012 yılında yürürlüğe giren ‘6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un bu yönde atılmış en somut ve çatı mahiyetindeki adım olduğunu kaydetti. Soylu, İçişleri Bakanlığı olarak 2020 yılından itibaren il ve ilçelerde kadına yönelik şiddetle mücadele koordinasyon, izleme ve değerlendirme toplantılarının periyodik olarak yapılmasını öngören genelge çıkardıklarını, şiddet mağduru kadınların daha etkin korunması amacıyla elektronik kelepçe uygulamasının hayata geçirilerek, İçişleri Bakanlığı bünyesinde 1000 kapasiteli Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi kurulduğunu hatırlattı.

    Soylu, “Daha önce sadece İl Emniyet Müdürlükleri’nde bulunan Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele birimlerimizi ilçe düzeyine de yaydık ve bu sayede toplam 1086 sayısına ulaştık. Artık şiddet mağduru kadınlarımıza daha yakınız. Tedbir kararı verme yetkisini, mahkemelerin yanı sıra mülki idare amirlerimize de yayarak, kapsayıcılığımızı arttırdık. Olaylara hızlı müdahale edebilmek ve ihbarları kolaylaştırabilmek için hayata geçirdiğimiz Kadın Acil Destek Uygulaması (KADES) uygulamamızın indirilme sayısı, hedef rakamımız olan 1 milyonu aşarak 1 milyon 520 bin 300 oldu. İhbar sayımız ise 90 bin 949 olmuştur. ‘KADES’e dokun, hayata dokun’ mottosuyla hareket ediyor ve bu uygulamadan çok olumlu sonuçlar alıyoruz. Kadına yönelik şiddeti tamamen önleyebilmek için bir yandan kendi manevi değerlerimizden, özümüzden güç alıyor, bir yandan da modern kolluk prensiplerini uyguluyor ve daha ileriye taşımaya çalışıyoruz. Modern ve maddeci küresel anlayış insanları şiddete ve daha pek çok kötülüğe gelişigüzel yönlendirmesine rağmen, verdiğimiz mücadelenin başarı getireceğine inanıyoruz” dedi.

     

  • Soylu ve Akar’dan Meclis’te Gara bilgilendirmesi

    Soylu ve Akar’dan Meclis’te Gara bilgilendirmesi

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM’de Gara operasyonu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Akar açıklamasında, ‘Irak’ın kuzeyinde, varlığını sürdürmeye çalışan PKK’ya karşı operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam etmektedir’ ifadelerini kullandı.

    Genel Kurul, TBMM Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, PKK’nın alıkoyduğu 13 Türk vatandaşını şehit etmesi ve Irak’ın kuzeyinde düzenlenen Pençe Kartal-2 harekatına ilişkin konuşacak. Milli Savunma Bakanı Akar, Genel Kuruldaki sunumuna başladı.

    TBMM’DE DAKİKA DAKİKA ‘GARA’ BİLGİLENDİRMESİ

    Milli Savunma Bakanı Akar’ın TBMM’de yaptığı konuşmadan satır başları:

    Bu bölgedeki teröristlerin bir kısmının Gara’yı seçtiği, oraya odaklandığı bize gelen bilgiler arasında bulunmaktadır. Teröristler her an gelebilirler diye korksalar da yine kendilerini emniyette hissetmişlerdir.

    Herhangi bir şekilde karadan destek olmadan yapılan bir operasyon olması nedeniyle daha önceki operasyonlardan farklıdır. Hedeflere yönelik ayrıntılı çalışmalar yapılmıştır, hedefler özenle seçilmiş.

    Sivil halkın can güvenliğine özen gösterilmiştir. Saat 5.45’te hava hücum harekatı başlatılmış, özel kuvvet unsurlarımız helikopterle inmeye başlamıştır.

    İlk temasta bölgelerden birinde 2 şehit ve bir yaralı olmuştur. Yaralı subayımız hastanede şehit olmuştur.

    Buraya mutlaka kara operasyonu yapmak mecburiyetimiz var.

    Güvenlik tedbirleri alınarak mağaraların kapıları tahrip edilmeye çalışıldı. Bölgede el bombasına karşılık olarak mağara girişinde sadece göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır. Herhangi bir silah mühimmat kullanılması söz konusu değildir. Sürekli teslim ol çağrıları yapıldı. Mağara içinde ilerleme sırasında çok dar geçitlerin ve ilave demir kapıların olduğu görüldü. Uzun süren çalışmaları sonucu cuma akşam saatlerine doğru bir terörist ‘ateş etmeyin, teslim olmak istiyorum’ dedi, teslim alındı. 7 terörist ve 12 ‘si Türk vatandaşı, biri yabancı 13 kişinin olduğu, saat 5.45’te başlarına birer kurşun sıkılarak şehit edildikleri ifade edildi.

    YPG ve PKK arasında ilişki olmadığını söyleyen kişiler var. Bunun görülmesi lazım. YPG’nin PKK’dan farkı yok. YPG, PKK’nın Suriye kolu diyebiliriz

    Mağara içerisinde teröristler tarafından yapılan ateşe karşılık verilerek ilerlendi.

    7 kapı, demir kapılar ve demir perdeler var. Her birinin açılması, tahrip edilmesi gerekiyor. Olabildiğince teslim olma esasına dayalı bir şekilde ilerleme geliştirildi. Ve nihayet 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölgeye girildi. Girildiğinde 13 vatandaşımızın naaşı görüldü.

    Operasyon kahraman personelimiz tarafından oldukça zor şartlarda gerçekleştirilmiş oldu.

    Şırnak’taki adli Tıp imkanlarının kısıtlı olması sebebiyle 13 şehit Malatya Adli Tıp’a teslim edildi.

    Şehitlerimizin naaşları yurt içine nakledildikten sonra operasyona giden unsurlarımız kademeli şekilde yurtiçine döndü. Ayın 14’ünde paramotorla hareket eden 3 terörist tespit edildi, etkisiz hale getirildi.

    Oradaki gözetim ve istihbarat faaliyetlerimiz devam ediyor.

    Bu operasyon sonucunda teröristlerin hem psikolojik hem de maddi olarak çok büyük zaiyatlara uğradıkları kesin.”

    İçişleri Bakanı Soylu’nun TBMM’de yaptığı konuşmadan satır başları:

    Bir hüzünlü günde, bir yas gününde hep birlikteyiz. Gara’da şehit olan, kaçırıldığı günden bu yana 5-6 yıldır ailelerinin dertleriyle dertlendiğimiz bu evlatlarımızın şahadetine Allah’tan rahmet diliyorum.

    Dün ben de arkadaşlarım gibi cenazedeydim Mersin Bozyazı’da. Ünzile anneyi dün tanımadım. Gardırop siyasetçisi değiliz biz.

    Ünzile teyze evladıyla ilgili, acısıyla ilgili bir şey söylemedi. Üç defa dik durun, dik durun, dik durun dedi

    Sadece o mu? Müslüm Altuntaş2ın babası Şevket Altuntaş, başımız sağolsun demeye gerek kalmadan, ‘gam yok, keder yok Bakan bey’ dedi.

    Çok şehit cenazesine katılıyorum ama bu kadar uzun bir süreçten sonra ailelerin bu metaneti, ortaya koydukları sabır dün ve akşam ve dün bir ders daha verdi. Bu çocuklarımızın hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı. Bu olayın duyulduğu ilk andan itibaren Avrupa ve ABD, sosyal medya, diğer bir takım cereyanlar içinden söylenenler bir amaca matuf biçimde söylenenler. Bu çocuklar ailesi ve eşinin yanında kaçırıldılar.

    2016’da en son kaçırılanlar açık öğretim imtihanına giderken kaçırıldılar. Yaklaşık 5 yıldır bu olayı hep beraber yaşıyoruz. Bu ailelere sadece vatandaş muamelesi yapmadık, evlat muamelesi yaptık, her 3 ayda bir görüştük. Derdimiz ne Gara’da? Niçin Hakurk?

    Allah razı olsun TSK’dan. Gara’nın 3 boyutlu haritasını görseniz. Gerçi bir vekil yakın zamanda gitti oralarda boy gösterdi. İsmini sorarsanız söyleriz. Bu evlatlarımız ayın 10’unda şehit oldu. Belçika numaralı telefondan ailelere telefon açtılar. Bombalamasınlar dediler. Çocukları katlettikten sonra ölümlerinde de ailelerini istismar etmeye kalktılar.

    Emre Uslu denen müptezelden FETÖ’nün tüm müptezellerine kadar Allah’ınızı severseniz terör örgütünden vicdan bekleyen vicdansızdır, terör örgütünden hukuk bekleyen hain oğlu haindir.

    Cumhurbaşkanımızı ailelerle görüştürdü, ben de oradaydım. Cumhurbaşkanım talimat verdi, ‘getirsinler sınırdan alalım, bir şey olmayacak. ‘ Yalanın boyu bu kadar olur mu? Adalet Ağaoğlu senden ayrılırken dedi ki kurucusu olduğu dernekten ayrılırken ‘bu derneği PKK’lılar ele geçirdi’ dedi.

    Biz terör örgütüyle terazinin aynı kefesiyiz öyle mi? Tam 5 kere benim bakan yardımcım bir yılda görüştü. Biz devletiz. Aileleri alıp Irak’a götürdüler, elleri boş döndü. Terör örgütünün ilk katliamı mı?

    Şimdi vereceğim rakam Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez söylenen rakamdır. 1984’ten bugüne kadar terör örgütü 6021 sivil katliam gerçekleştirdi. O insan hakları denilen canı çıkacısa dernek bir tanesi için bunları söyledi mi?

    İnsan Hakları denen dernek bir tanesini söyledi mi? Devlet burada üstüne düşen her şeyi yapmıştır.

    Şu MLKP’li gözaltına alınmış denildi, onu bırakın şu askerleri getirin denildi. Öznur Çalık burada. Siz Pervin buldan2ı aradınız mı, aramadınız mı? Pervin Buldan dedi ki biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar.

    1987 16 şehit, 10 çocuk, 2 kadın… Bunlara acımayan, benim polisime, askerime, kahraman jandarmama, sivil vatandaşıma acır mı?

    Bombalama yalanlarını bildiğimiz için hemen inisiyatif alarak valiye, başsavcıya, 2. Ordu komutanına ‘beşiniz beraber olacaksınız, meseleyi de şöyle yürüteceksiniz’ dendi. Fotoğraflar çekilecek, aileler gelecek ve vücut bütünlükleri görülecek, hepsinin tutanakları tutulacak. Otopsi raporlarının hepsi burada. İçimiz kan ağlıyor. Bu fotoğraflara baktığımız zaman Allah şahittir o Karayılan’ı bin parçaya bölmezsek…

    Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukukun, namusun dışında adım atmamıştır. Orada 2 terörist yakalandı, alındı, ifadesi alındı.

    Bu evlatları ülkesine, ailelerine canlı kavuşulsun diye büyük bir merak ve beklenti içindeydik. Dün aileleri ile nasıl konuşacağımızı kara kara düşündük.

    Terörle mücadele bugün başlamamıştır. Çok büyük süreçle en yakın zamanda bu PKK’nın kökünü kazıyarak sona erecektir. Türkiye’de 300’ü altına düştü doğru… Orada çocukların eline zorla silah tutuşturdukları için 15 bin kişi var.

    Bu PKK ve PYD terör örgütü ailelerimize karşı zafer kazanamayacak, ailelerimiz onları yenecek. Şehitlerimize karşı zafer kazanamayacak, şehitlerimiz onları yenecek.

    6021 katliamı nasıl gerçekleştirmişlerse bu evlatlarımızı da o mağarada katlettiler. Bunları getirip ailelerine teslim etmek isterdik ama bunu gerçekleştiremedik. Bugün sabah gittik genel başkanlara bunu izah ettik bütün samimiyetimizle.

    Siz bu izahattan sonra Trump’tan bunları isteseydiniz diye sorarlarsa, yanınızdakilerden istemek için ne yaptınız da bu memleketin evladı olmayan Trump’tan istenmesini bekliyorsunuz.

    Hem şehitlerimize rahmet diliyorum, ailelere başsağlığı diliyorum.

  • Twitter, Bakan Soylu’nun paylaşımına uyarı koydu

    Twitter, Bakan Soylu’nun paylaşımına uyarı koydu

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Twitter hesabında LGBTİ’ler için ‘sapkın’ ifadesini kullandığı paylaşımına, Twitter tarafından uyarı konulurken, “nefret söylemi hakkındaki kurallarını ihlal ettiği” notu düşüldü.

    Bakan Soylu, Boğaziçi Üniversitesi önünde öğrencilerin düzenlediği bir resim sergisinde Kabe resminin yere serildiğine dair soruşturma sonrasında öğrencilerin gözaltına alındığını Twitter hesabından duyurmuştu…

    Bakan Soylu, “Boğaziçi Üniversitesi’nde Kabe-i Muazzama’ya yapılan saygısızlığı gerçekleştiren 4 LGBT sapkını gözaltına alındı!” ifadelerini kullanmıştı…

    İçişleri Bakanı’nın bu sözleri sonrasında birçok sosyal medya kullanıcısı, söz konusu tweeti “Korumalı bir kategoriye karşı nefret suçu işlediği” gerekçesiyle şikayet etmişti…

    Twitter’ın eklediği notta şu ifadeler yer alıyor:

    Bu Tweet, nefret davranışı hakkındaki Twitter Kuralları’nı ihlal etti. Ancak Twitter, Tweetin erişime açık kalmasının kamu yararına olabileceğini belirledi.

    BAKAN SOYLU, BUGÜN BİR KEZ DAHA YAZDI

    Bakan Soylu, Twitter hesabından, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere ilişkin açıklamada bulundu.

    Tweetine “Tuzağa düşmeyin” diye yazan Bakan Soylu, tweetine eklediği açıklamasında iki kez “LGBT sapkını” ifadelerini kullandı.

  • İçişleri Bakanı’ndan sert açıklamalar!

    İçişleri Bakanı’ndan sert açıklamalar!

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Canan Kaftancıoğlu, terör örgütlerinin soytarısıdır” dedi.

    Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Bakan Soylu;

    “Canan Kaftancıoğlu, terör örgütlerinin soytarısıdır. CHP İstanbul İl Başkanı DHKP-C, PKK/KCK ve MLKP Terör Örgütlerinin elemanıdır. DHKP-C ve PKK/KCK propagandası yapmaktan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesindeki 2019/171 esas no’lu dosya kapsamında 1 yıl 8 ay ceza almıştır. MLKP’nin sözde kurucu liderlerinden Hasan Ocak, PKK’nın kurucularından Sakine Cansız, DHKP-C’li Ebru Timtik. Sözde liderleştirdiği teröristlerden sadece bir kaçıdır” ifadelerini kullandı.

  • Soylu: Türk polisi doğru yapmıştır

    Soylu: Türk polisi doğru yapmıştır

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere ilişkin, “Üniversiteye girmeye çalışan, Boğaziçili olmayan, terörle iltisaklı illegal gruplara izin vermeyen Türk polisi, doğru yapmıştır” dedi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen protesto gösterisinde 17 kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili Twitter hesabından açıklama yaptı.

    Bakan Soylu, “Üniversiteye girmeye çalışan, Boğaziçili olmayan, terörle iltisaklı illegal gruplara izin vermeyen Türk polisi, doğru yapmıştır. Şiddetle, Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısını kırdılar. Polisimiz, kırılan kapıyı güvenlik için plastik malzemeler ile tutturdu. İkinci kez yine vandallıkla kapıları kırdılar. Özel güvenlikçilerin kelepçesi ile polisimiz, yine kapıları birbirine tutturdu. Bunu eleştirenlere soruyorum; ne yapılsaydı yani? Terörle irtibatlı illegal grupların üniversiteye girmesine izin mi verilseydi? Polise ‘katil’ diyenlere göz yumulup ‘buyurun geçin’ mi denseydi? Terör örgütü marşı okuyanlara üniversite, teslim mi edilseydi? Veya ‘Durun lütfen! Kapı tamircisi veya çilingir çağıralım’ mı denseydi? Türk Polisi, kanunun gereğini yerine getirmiştir. 12 Eylül dönemine atıf yapanlara söylüyorum: Demokrasi hukuk ve insan hakları konusundaki siciliniz kapkaradır. İşi gücü bırakıp ipliğinizi pazara çıkarırız. Ancak milletimize sorumluluğumuz ve yapılacak işimiz var. Devlet olarak, aziz milletimizin desteği ve kanunun verdiği yetki ile kamu düzeni ve güvenini, huzurumuzu, bozmaya çalışanlara müsamaha gösteremeyiz” ifadelerini kullandı.

    Bakanlık, üniversite kapsının ilk kırılma anından sonra plastik malzeme ile alınan önlemin videosunu da paylaştı.