Etiket: sürdürülebilirlik

  • Sürdürülebilirlikte DEÜ damgası

    Sürdürülebilirlikte DEÜ damgası

    İzmir’in köklü yükseköğretim kurumlarından Dokuz Eylül Üniversitesinin (DEÜ) sürdürülebilirlik alanındaki yatırım ve projeleri, uluslararası alanda yankı bulmaya devam ediyor. Yükseköğretim kurumlarının sürdürülebilirliğini ölçen dünyaca ünlü akademik derecelendirme kuruluşu Quacquarelli Symonds (QS), 2024 yılı Sürdürülebilirlik Sıralamasını açıkladı.

    QS, bu yıl sürdürülebilirlik teması altında; “Sosyal Etki”, “Çevresel Etki” ve “Yönetişim” kategorilerine göre bin 403 dünya üniversitesini başarılarına göre sıraladı. Buna göre DEÜ, sıralamada bu yıl ‘Çevresel Etki’ kategorisinde dünya genelinde 183’üncü sırada kendine yer bulurken, Türkiye üniversiteleri arasında ise 8’inci sırada yer aldı. DEÜ, aynı alan sıralamasında Asya üniversiteleri arasında ise 128’inci sırada bulunuyor. Listenin toplam 3 ana alan ve 8 alt alanının tamamında sıralamalarda bulunan DEÜ, genel sıralamada ise bin 403 üniversite arasında 556’ncı sırada yer aldı. Önceki yıl aynı listede toplam 700 üniversite sıralamalara dahil oldu.

    Başarıyı değerlendiren DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, üniversite olarak yerleşkelerde, akademik ve idari birimlerde sürdürülebilirlik çalışmalarına büyük önem verdiklerini belirtti. Kurumun bütçesinin önemli bir kısmının sürdürülebilirlik alanına ayrıldığını belirten Rektör Hotar, “Enerji, altyapı, atık yönetimi, su, çevreci ulaşım, doğanın korunması ve iklim değişikliğiyle ilgili çalışmalara imza atan Üniversitemiz, sürdürülebilirlik alanında geliştirdiği projelerle, yatırımlarla ve farkındalık faaliyetleriyle fark oluşturmaya devam ediyor. Dünyanın önde gelen yükseköğretim kurumu sıralama kuruluşlarının araştırmalarında üst sıralarda kendine yer bulan üniversitemiz, bu kez QS’in 2024 yılı Sürdürülebilirlik Sıralamasında önemli başarılar kaydetti. Tabii ki çalışmalarımızın takdir görmesi bizleri mutlu ediyor. Üniversite olarak daha yaşanabilir bir dünya için tüm imkânlarımızı seferber etmeye, sürdürülebilirlik temasıyla geri dönüşümü her alanda uygulamaya devam edeceğimizi belirtmek istiyorum. Bu kapsamda sorumluluk almaktan çekinmediğimizi ve sürdürülebilirliğinin kırmızı çizgilerimizden olduğunu yeniden ifade etmek istiyorum” dedi.

    Açıklamalarını sürdürün Rektör Hotar, dünyanın en iyi üniversiteleri arasında olma hedefiyle faaliyetlerine devam ettiklerini kaydederek, “Araştırma üniversitemizin akademik başarılarının çıktılarını, dünyanın en iyilerinin sıralandığı listelerde görmek bizleri gururlandırıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da ortaya koyduğu, ‘dünya üniversiteleri arasında ilk 500’de Türk üniversiteleri yer almalı’ hedefleri doğrultusunda çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürdüğümüzü ifade etmek istiyorum. Üniversitemizin tüm mensuplarının katkı sunduğu bu anlamlı başarıyı kutluyor; ‘dünyada ilk 500 üniversite’ hedefimiz doğrultusundaki çalışmalarımızın ilerleyen süreçte de artarak devam edeceğini belirtmek istiyoruz” ifadesinde bulundu.

  • Tesislerde sürdürülebilirlik çok önemli

    Tesislerde sürdürülebilirlik çok önemli

    Türkiye Kentsel Tesis Yönetim Derneği tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Tesis Yönetim Zirvesi, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Bursa Milletvekili Mustafa Varank’ın da katıldığı törenle yapıldı. Zirvenin açılış töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğu zirvenin sektör adına önemli kazanımlara vesile olmasını diledi. Türkiye’de artık kentsel dönüşüm ile iklim değişikliği ve kuraklığın en fazla konuşulan konular olduğunu kaydeden Başkan Aktaş, “Artık şehirler gelişiyor, büyüyor ve daha kurumsal hale geliyor. Hayat artık şehirlerde devam ediyor. İnsanlar kırsaldan uzaklaşıyor. 1980’li yıllarda nüfusun yüzde 60’ı kırsalda, yüzde 40 şehirlerde yaşarken, şimdi nüfusun yüzde 85-90’ı şehirlerde” dedi.

    Sürdürülebilirlik önemli

    Şehir merkezlerinde yaşanan hızlı değişim ve dönüşüme dikkat çeken Başkan Aktaş, “Bu hızlı göçle gelinmenin şehir merkezlerinde ciddi sıkıntıları var. Bizde de var. Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri Bursa. Dağ, deniz, ova, ticaret, tarih, kültür, termal ne isterseniz var. Lakin bu hızlı değişim, dönüşüm neticesinde artık kentsel dönüşüm çok daha fazla konuşuluyor. Site hayatı, rezidanslar, AVM’ler ve toplu hareket edilen yerler çok fazla. Bu alanların da yönetilmesi lazım. Bizim 2800 civarında konutun olduğu 1050 konutlar diye bir bölgemiz var. Yıllardır dönüşümü konuşuldu. Şuan yeni binalar yapılmaya başlanıyor. Biz orada mahalle kültürünü de yaşatmak istiyorsak, sosyal alanları, camisi, okulu, müştemilatları, parkı, bahçesini oluşturacaksak, buranın yönetimi de olmazsa olmaz konulardan biri. Yaptığımız her bir hamle şehir hayatının kalitesini, hayat standartlarını yukarıya çıkarmayla alakalı. Bunları yapmak işin sadece bir kısmı. Ama buraları yönetmek ve sürdürülebilirliği sağlamak çok daha önemli. Bu konuda sizlerin yaptığı çalışmaları çok değerli ve kıymetli buluyorum” diye konuştu.

    Yerli yazılım uyarısı

    Bursa Milletvekili Mustafa Varan da konuya sadece konut olarak bakılmaması gerektiğini hatırlatarak, hayatın her alanındaki tesislerin daha sağlıklı yönetilmesi için sektörün beklentilerine de hükümet olarak destek vereceklerini hatırlattı. Bu konuda daha önce verilen sözlerin takipçisi olacaklarını ifade eden Varank, “Meslek yasasını önemsiyorum. Önüne gelenin şirket sahibi olamadığı, tesis yönetimi yapamadığı bir yapıyı oluşturmalıyız. Bu konuda yasal mevzuat gerekiyorsa çalışmamızı yaparız. Biz de sizlerin temsilcisi olarak bakanlıklarımız nezdinde konunun takipçisi oluruz. Bu konuda standartları belirlemek, minimum şartları belirlemek önemli. Bu konuda TSE’yi devreye sokarak, standartları belirleyip, belgelendirme işine gidebiliriz. Dikkat etmemiz gereken hususlar var. Vatandaş memnuniyeti tabii ki birinci öncelik. Ama Türkiye ile uyumlu, Türkiye’nin öncelikleriyle uyumlu, Türkiye’nin çıkarlarını gözeten işleri de mutlaka dikkate almamız gerekiyor. Yerlilik ve milliliği dikkate almamız gerek. Bu nedenle kullanılan yazılımların yerli ve milli olmasını önemsiyorum. Güvenlik standartları belirlenmiş, vatandaşlarımızın bilgilerini farklı çıkar gruplarına aktarmayacak, yurt dışında paylaşılmasına müsaade etmeyecek tedbirleri almamız gerekir. Bu konuda da beraber yapacağımız işler var. Biz elimizden gelen desteği vermeye hazırız” dedi.

    Türkiye Kentsel Tesis Yönetim Derneği Genel Başkanı Suat Sandalcı, teknolojinin bu kadar hızlı ilerlediği dönemde bilgilerin sürekli güncellenmesi gerektiğini belirterek, 3. Tesis Yönetim Zirvesi’nin hayırlara vesile olmasını diledi. Sandalcı, sektörün tüm yönleriyle ele alınacağı zirveye katkıları nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a teşekkür etti.
    Tesis Yöneticileri ve Tedarikçileri Federasyonu Başkanı İbrahim Bozan da kayıt dışı ekonomiyi önlemek ve vatandaş mağduriyetlerini ortadan kaldırmak için akreditasyon ve lisanslaşma ile sektörün denetim altında tutulmasının çok önemli olduğunu kaydetti.
    Açılış konuşmalarının ardından Türkiye Kentsel Tesis Yönetim Derneği Genel Başkanı Suat Sandalcı, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Bursa Milletvekili Mustafa Varank’a günün anısına tablo hediye etti.

  • Bursa’ya ‘Sürdürülebilirlik’ ödülü

    Bursa’ya ‘Sürdürülebilirlik’ ödülü

    Sürdürülebilirlik Akademisi’nin, sosyal, ekonomik ve çevresel konularda önemli etkiler oluşturan ve ortak geleceğe sahip çıkan iş modellerini, projeleri vurgulayarak, iş dünyası için rol modelleri paylaşmak amacıyla, bu yıl 10’uncu kez düzenlediği Sürdürülebilir İş Ödülleri, İstanbul’da düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

    Büyük Ölçekli firmaların yanı sıra KOBİ, Startup, Belediye ve sivil toplum kuruluşlarının da katıldığı ödüller için finale kalan projeler, 16 kategoride 55 kişilik jüri tarafından zorlu bir değerlendirme süreci sonucu belirlendi ve 38 proje ödüle layık görüldü. Bursa Büyükşehir Belediyesi de üreten kadın dernek ve kooperatiflerine yönelik yaptığı desteklerle İnsan Odaklı Sosyal Etki Kategorisinde ödüle değer görüldü.

    Ödül törenine katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, ödülü yarışmanın jüri üyesi Prof. Dr. Barbaros Gönençgil’in elinden aldı. Ülke çapında farkındalık oluşturan projelere imza atmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Tüm mesai arkadaşlarıma, emek veren tüm çalışanlara teşekkür ediyorum.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak gerçekten ülke çapında farkındalık oluşturan projelere imza atıyoruz ama uyguladığımız bu projeleri aynı zamanda denetlemeyi ve sürdürülebilir kılmayı çok önemsiyoruz. Bu akşam da bunun karşılığı olan güzel bir ödülü almış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

  • “Permakültür çiftliği” sürdürülebilir tarımı yaşatıyor

    “Permakültür çiftliği” sürdürülebilir tarımı yaşatıyor

    Permakültür, hiçbir tarım ilacı kullanılmayan, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya katkısı bulunan sürdürülebilir tarım tekniği olarak biliniyor.

    Uludağ’ın güneybatı eteklerinde 750 rakımda 15 dönüm üzerine kurulu olan ve permakültür felsefesi benimsenen Belentepe Permakültür Çiftliği’nde, tıbbi ve aromatik bitkiler, mevsimine uygun meyve, sebzelerin yanı sıra üzüm bağları bulunuyor.

    Konvansiyonel tarım tekniklerine alternatifler arasında organik tarım ve permakültürün öne çıktığı çiftlikte, 100’ün üzerinde ürün elde ediliyor.

    Küçüklüğünden beri tabiatı çok sevdiğini ifade eden çiftlik sahibi Taner Aksel, çocukluğunda dedesiyle beraber toprakta bahçecilik çalışmaları yaptıklarını anlattı.

    Asıl mesleğinin inşaat mühendisliği olduğunu kaydeden Aksel, “Dedelerimden biri çiftçi, diğeri inşaat ustası. Amerika’da binaların deprem dayanıklılığı üzerine master yaptım. 1999 Marmara depreminde İstanbul’da depreme yakalandık ve ne kadar korkunç bir şey olduğunu anladım. Olası böyle bir afete karşı aslında kırsalda tamamen kendi kendine yetebilen, kendi enerjisini üreten, kendi su hasadını, gıdasını üreten bir yaşam alanı kurmanın, böyle zor zamanlarda bir avantaj olacağını düşündüm. Bunun üzerine Belentepe Permakültür Çiftliği’ni hayata geçirmek istedim.” diye konuştu.

    Aksel, 1998 yılında bölgeye piknik yapmaya geldiklerini ve alanı çok beğenince satın alarak tarım hayatına başladıklarını anlattı.

    Araziyi satın aldıklarında terkedilmiş bir tarla olduğunu belirten Aksel, “Bereketini yitirince burayı terk etmişler. Tamamen çoraktı. Ben de ilk başta köylüyle birlikte meyve ağacı ve üzüm diktim ama pek bereket alamadım. 8-9 yıl cebelleştik. Her şeyi doğal yapmaya çalıştım. Hiç kimyasal kullanmak istemedim. Pek ürün alamadım ve sonrasında permakültürle tanıştım.” dedi.

    Aksel, permakültürü araştırmaya başlayınca karşısına tabiatta hayat, organik gıda üretimi, doğal yapılar, temiz enerji gibi konularla karşılaştığını ifade etti.

    Permakültürün başlangıçta 2 önemli başlığı olduğunu kaydeden Aksel, şöyle konuştu:

    “Toprağı canlandırma ve yağmur suyu hasadı en önemli ilk iki işimiz çünkü her şeyi toprak üretiyor. Meğer benim toprağım ölü toprakmış, bereketini yitirmiş; onu yeniden canlandırmak gerekiyordu. Doğal yapılar, temiz enerji, geri dönüşüm, gıda ormanı tasarımı, erozyonu önleme gibi bir sürü konu var permakültürün içinde. Ben bunları öğrendikten sonra çiftliği tekrardan tasarladım ve 2013 yılında Belentepe Permakültür Çiftliği açıldı. O zamandan bu yana çiftlikte doğal yaşamı anlatmak üzere faaliyetler yapıyoruz. Gıda ormanı dediğimiz bir tasarıma döndük. Çok yıllık bitkiler kullanıyoruz ve ormanlaştırıyoruz.”

    “Kendi kendine yeten, örnek bir alan olduğu için bir sürü uygulamayı insanlar burada canlı olarak görme imkanına sahip”

    Permakültür teriminin İngilizce “permanent” kelimesinden kalıcı veya sürdürülebilir manasında kullanıldığını, “culture” sözcüğünün ise insanlık kültürü ve tarım sistemi anlamına geldiğini söyleyen Aksel, “Sürdürülebilirliği anlatmak üzere çeşitli zamanlarda çiftliğe gönüllüler, stajyerler kabul ediyoruz. Belli dönemlerde de atölyeler, aktiviteler, eğitimler yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Buraya gelen insanların farklı bir deneyim elde ettiklerini aktaran Aksel, “Bu aktiviteler olduğu zaman aslında doğada, kırsalda kendisi için yaşam alanı kurmak isteyenler için onların bire bir tecrübe edecekleri ve nasıl bir şey olduğunu hissedecekleri ortam oluşuyor çünkü herkes için uygun olmayabilir. Kırsalda yaşam kolay değil. Burada tecrübe edip sonra yapıp yapamayacaklarını hissediyorlar. Bunu yapabilecek insanlarla da Türkiye çapında birbirimize destek olacak şekilde bu tür çalışmaları yapanlarla bir ağ kurmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

    İnsanoğlunun dünya üzerinde üstel çoğalışla arttığına dikkat çeken Aksel, doğal kaynakların çok hızlı tükendiğini ve doğanın kirlendiğini vurguladı.

    İklim değişikliği başta olmak üzere doğa için bir sürü olumsuz belirtiler olduğunu aktaran Aksel, şunları söyledi:

    “Toprağın, havanın, suyun kirlenmesi, doğanın yok edilmesi, artan sıcaklıklar ve artan normal dışı afetler gibi olumsuzluklar yaşıyoruz. Buna karşı insanlığın çok hızlı bir şekilde doğayla ahenk içinde sürdürülebilir yaşama dönmesi gerekiyor. Bunun bir an önce ana gündem haline gelmesi gerekir. Mesela işte şimdi temmuz başındayız, inanılmaz aşırı sıcaklar var. Müthiş bir kuraklık geldi. Bu kuraklığa karşı toprağımızı, doğamızı, çiftliğimizi koruyabilmemiz lazım.”

    Aksel, bu olumsuzlukları en az seviyeye indirmek için insanlığın elindeki en önemli araçlardan bir tanesinin permakültür tasarımı ve permakültür felsefesi olduğunu kaydetti.

    Toprağın, canlandırma ve dirençlendirme ile, iklim değişikliği ve benzer normal dışı beklenmeyen koşullara karşı da kendi yapısını daha etkili koruyabileceğini ve bereketini devam ettirebileceğini dile getiren Aksel, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu tür çalışmaların, mümkün olabildiği kadar hızlı bir şekilde yayılması ve insanların bir taraftan tutması gerekir. Kentte yaşayanlar, kent bahçeciliği yapabilirler. Kırsalda yaşayanlar topraklarını koruyacak ve doğayı canlandıracak çalışmaları öğrenip o tür çalışmalara gidebilirler. Bunu ne kadar yayabilirsek aslında o kadar da hızlı bir şekilde bu olumsuz etkileri iyileştirme ihtimalimiz, imkanımız olacak diye ümit ediyorum.”

    Türkiye çapında da birçok bölgede ekolojik yerleşkeler, ekolojik çiftlik, ekolojik parklar, topluluk bahçeleri, okul bahçeleri gibi çalışmaların yayılması için tasarım ve danışmanlık çalışmaları verdiğini anlatan Aksel, “İnşaat mühendisliğinin yanında bu alanı aldıktan sonra aslında sürdürülebilir yaşama ve sürdürülebilirliğe karşı olan azmim ve isteğimle birlikte bu tür çalışmaları daha fazla yapar hale geldim. Aslında kendi kendine yetebilen bir yaşam alanı olarak burası güzel bir örnek. Bunu da mümkün olduğu kadar anlatmaya ve yaymaya gayret gösteriyorum.” dedi.

  • E-Akademi’de “sürdürülebilirlik” konuşuldu

    E-Akademi’de “sürdürülebilirlik” konuşuldu

    Sürdürülebilirlik konusunda toplumda farkındalığı artırmak amacıyla çalışmalar yürüten Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) tarafından, gelişim platformu olarak hayata geçirilen Bursa TB E-Akademi’de sürdürülebilirlik odaklı eğitim serisi başladı. Çevrimiçi düzenlenen ilk eğitimde “Sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma amaçları” ele alındı. Bursa TB Proje ve İş Geliştirme Sorumlusu Serhat İlseven’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen eğitimin konuğu Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güray Salihoğlu oldu.

    İnsanlığın tek çaresi sürdürülebilir gelecek

    Gelişen ve değişen dünya düzeninde, ekonomik ve teknolojik gelişim ile birlikte ihtiyaçların da arttığını ancak buna rağmen sınırlı kaynakların hızla tüketilmeye devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Salihoğlu, sürdürülebilirlik kavramının çıkış noktasının çevre sorunlarının önüne geçebilme ve ekosistemin korunması arzusu olduğunu dile getirdi. Eşitlikçi ve adil kavramlarının sürdürülebilirliğin özünde yer alması, üzerinde düşünülmesi gereken kavramlar olduğunu ifade eden Salihoğlu, “Zira insanlığın devamının tek çaresi sürdürülebilir bir gelecekten, sürdürülebilirlik ise arz ve talebin dengeli olduğu, kaynakların adil ve eşit kullanıldığı bir sistemden geçmektedir” dedi.

    Çevre odaklı kalkınma planı

    Sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Güray Salihoğlu, sürdürülebilir kalkınmanın, günümüz ihtiyaçlarını karşılarken, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da karşılayabilecek bir yöntem olduğunu ifade etti. Sürdürülebilir kalkınma bileşenlerinin ekonomik, sosyal ve çevresel açılardan üç boyutlu bir yaklaşım olarak ele alındığını kaydeden Salihoğlu, “Bu yaklaşım, ekonomik, sosyal ve çevresel faktörleri dengeli bir şekilde ele alırken, çevresel kalkınma en temel modeldir. Çevresel kalkınma olmadan diğer kalkınma modellerinden söz edilemez. Dolayısıyla yaşanabilir bir dünya için doğal kaynaklarımızın kullanımına özen göstermemiz, havayı, suyu ve toprağı gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde korumamız ve sahip çıkmamız gerekiyor” diye konuştu. Prof. Dr. Güray Salihoğlu konuk olduğu program soru-cevap bölümüyle devam etti.


    “İşletmelerin devamlılığı sürdürülebilir olmaktan geçiyor”

    Bursa TB Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı, sürdürülebilirlik kavramının günümüzde çok daha önemli bir konuma sahip olduğunu söyledi. Bursa TB olarak toplumun ve işletmelerin dikkatini bu konuya çekmek istediklerini vurgulayan Başkan Matlı, “Doğal kaynakların hızla tükenmesi ve çevresel sorunların artması, işletmelerin devamlılığı için sürdürülebilir şekilde faaliyet göstermelerini zorunlu hale getirmektedir. Bu nedenle, şirketlerin faaliyetlerini planlama aşamasında sürdürülebilirlik kavramını dikkate alarak, kaynakları verimli kullanması, çevreye duyarlı olması ve toplumsal faydaya katkı sağlaması, gelecekteki başarıları için büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.


    Sürdürülebilirlik eğitimleri devam edecek

    Bursa TB E-Akademi’de sürdürülebilir odaklı eğitim serisi 27 Nisan Perşembe günü “Kurumsal Sürdürülebilirlik ve İş Hayatında Sürdürülebilir Yaklaşım” eğitimi ile devam edecek. Tamamen ücretsiz olan eğitim ve sertifika programlarından yararlanmak isteyen katılımcılar başvurularını, www.bursatbeakademi.com adresi üzerinden gerçekleştirebilirler.

  • Borsa İstanbul’dan şirketler için sürdürülebilirlik rehberi

    Borsa İstanbul’dan şirketler için sürdürülebilirlik rehberi

    Borsa İstanbul, şirketlere sürdürülebilirlik konusunda bilgi vermek ve yön göstermek amacıyla tüm paydaşlarının katkılarıyla “Şirketler için Sürdürülebilirlik Rehberi” hazırladı.

    “Gelecekte Var Olmak” temasıyla hazırlanan Sürdürülebilirlik Rehberi, şirketlerin küresel yatırım akımlarından pay alabilmesine katkı sağlayabilecek ve yön gösterecek güncel bir kılavuz olma özelliğini taşıyor.

    Borsa İstanbul, 8 Ağustos 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında gerçekleştirilen Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısında kararlaştırılan nihai eylem planı uyarınca, 2014 yılında ilkini yayınladığı Sürdürülebilirlik Rehberini güncelledi.

    Borsa İstanbul Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Çevresel ve sosyal faktörlerin Kurumsal Yönetim İlkeleri ile birlikte şirket faaliyetlerine ve karar mekanizmalarına uyarlanması ve bu konulardan kaynaklanabilecek risklerin yönetilmesi olarak özetlenebilecek sürdürülebilirlik yaklaşımı şirketler için tüm dünyada zorunluluk haline gelmeye başladı. Bu nedenle sürdürülebilirlik faaliyetlerinin şirketler tarafından iş süreçlerine entegre edilmesi ve sonuçlarının raporlanarak başta yatırımcılar olmak üzere tüm paydaşların ve kamuoyunun aydınlatılması kritik önem arz ediyor” dedi.

    Dünyanın en büyük fonlarından bazılarının çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim konularında bilgi vermeyen şirketlere yatırım yapmayacaklarını açıklamasının da söz konusu rehberin önemini ortaya koyduğunu ifade eden Atilla, bu kriterlere önem verdiklerini ifade eden üç binden fazla yatırımcı tarafından yönetilen varlıkların toplam tutarının da 2020 yılı Mart ayı itibarıyla 100 trilyon ABD Dolarını aştığını belirtti.

    “Gelecekte Var Olmak” temasıyla hazırlanan Sürdürülebilirlik Rehberi, şirketlerin küresel yatırım akımlarından pay alabilmesine katkı sağlayabilecek güncel bir kılavuz olma özelliğini taşıyor. Rehberde; 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi hedeflenen Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde sürdürülebilir yatırım ve yöntemleri, sürdürülebilirliğin şirket faaliyetlerine entegre edilmesi ve sağlayacağı katkılar, uluslararası raporlama çerçeveleri ve rapor hazırlamada temel prensipler hakkında verilen bilgilerin yanı sıra çevresel ve sosyal performans göstergelerine yönelik örneklere de yer veriliyor.

    “Şirketler için Sürdürülebilirlik Rehberi”; çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim konularında şirketlere bir yol haritası sunuyor, bu konularda şirketlerden aksiyon ve buna ilişkin bilgi bekleyen yatırımcıların beklentilerini karşılamak ve böylece yatırım çekmelerine yardımcı olmak için dikkat etmeleri gereken hususları ve yapmaları gereken çalışmalar ile raporlamaları ortaya koyuyor. Şirketlerin bu rehberdeki çalışmaları yapmaları uluslararası yatırım çekme açısından önem arz ediyor.