Etiket: Suriye

  • İsrail’den Suriye’ye hava saldırısı

    İsrail’den Suriye’ye hava saldırısı

    Suriye devlet ajansı SANA, İsrail’in Suriye’nin Halep kentinde bulunan Halep Uluslararası Havalimanı’nın ardından başkent Şam’ın güneydoğusuna da hava saldırısı düzenlediğini bildirdi. Askeri kaynaklara dayandırılan haberde, “Bugün akşam 21.00 sularında İsrail işgal altındaki Filistin’in kuzeyindeki Taberba Gölü yönünden Şam kentinin güneydoğusunda bazı noktaları hedef alarak çok sayıda füzeyle hava saldırısı düzenledi” denildi.

    Suriye hava savunma sistemlerinin saldırıya karşılık verdiği ifade edilen haberde, bir dizi “düşman füzesinin” imha edildiği öne sürüldü. Haberde, saldırıda hangi noktaların hedef alındığına dair bilgi verilmezken, saldırı sonucu maddi hasar meydana geldiği aktarıldı.

  • İsrail’den Suriye’ye füze saldırısı

    İsrail’den Suriye’ye füze saldırısı

    İsrail, Suriye’nin Hama bölgesinde bulunan Masyaf kentini füze ile hedef aldı. Suriye hava savunma sistemlerinin karşılık verdiği saldırılarda, Akdeniz tarafından gönderildiği düşünülen bazı füzeler havadayken imha edildi.

    İsrail’in düzenlediği füze saldırısında şu ana kadar 2 sivilin yaralandığı belirtilirken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in bölgedeki İran destekli milisleri ve mühimmat depolarını hedef aldığı ifade edildi.

    Gözlemevi tarafından yapılan başka bir açıklamada ise, Suriye’nin doğusundaki ABD kuvvetlerinin de İran yanlısı milislere yönelik saldırılarını sıklaştırdığı ve son 24 saat içinde en az 9 kişiyi öldürdüğü belirtildi.

    İsrail bu yıl içerisinde Suriye’nin çeşitli noktalarına birçok kez saldırılar düzenlemiş fakat bunların birçoğunu kabul etmemişti.

  • Bakan Çavuşoğlu’ndan Suriye ile diyalog açıklaması

    Bakan Çavuşoğlu’ndan Suriye ile diyalog açıklaması

    Bakan Çavuşoğlu, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

    Türkiye ve Suriye’nin istihbarat örgütleri arasında bir diyalogun olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Benim kısa süreli ayaküstü bir sohbetim oldu ama öyle ayarlanmış bir görüşme değil. Suriye’nin istikrarı ve barışı tam olarak tesis edilmesi gerekiyor. Bu yöndeyse Astana Formatı’nda bir masanın etrafındayız. Aynı şekilde Anayasa Komisyonu Toplantısı’nda biz de varız. Bu tür temaslar oluyor. Sonuçta Suriye’de kalıcı bir barış için adımlar atılması lazım. Biz her zaman rejimin muhalefeti terör örgütü olarak görmemesi gerekiyor” diye konuştu.

    “Diyalog için şart olmaz ama ülkenin teröristlerden temizlenmesi lazım”

    Türkiye’nin Suriye ile görüşüp görüşmeyeceğine ilişkin ise Çavuşoğlu şunları söyledi:

    “Diyalog için şart olmaz ama diyaloğun ya da bu görüşmelerin amacını özetledim. Ülkenin teröristlerden temizlenmesi lazım. Bizim sınır güvenliğimiz son derece önemli. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi bütünlüğü son derece önemli. İnsanların güvenli bir şekilde ülkeye geri dönebilmesi önemli. Terörden arındırdığımız bölgelerde arkadaşlarımız çalışmalar yapılıyor. Kapsamlı yeniden inşası söz konusu. Bu da barış olursa uluslararası toplum ülkenin yeniden inşasına katkı sağlayabilir. Diyalog için illa bir şart değil ama amacı ve hedefi nedir? O daha önemli ve sonuç odaklı olması gerekiyor. Bugüne kadar bizim yürüttüğümüz Suriye siyaseti de sonuç odaklıdır.”

    İran’ın 3’lü zirve iddiasını yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, “İran’ın Türkiye ve Suriye’nin yer alacağı 3’lü zirve iddiası doğru değil, böyle bir şey yok. Esad oraya davetli değil” ifadelerini kullandı.

    “Birbirine düşman ve birbiriyle kavga eden ne kadar ülke varsa hepsi bizim harekatımıza karşılar”

    Türkiye’nin Suriye’ye yönelik operasyonuna birbirine tamamen zıt olan ülkelerin hepsinin karşı çıktığını söyleyen Bakan Çavuşoğlu, “İran da karşı çıkıyor, ABD de karşı çıkıyor. Rejim de karşı çıkıyor, Rusya da karşı çıkıyor. Bir DAEŞ kisvesi arkasına saklanmışlar. Bizim yaptığımız operasyonlar aslında Suriye için çok önemli. Ülkenin terörden arındırılması bakımından da önemli. Birbirine düşman ve birbiriyle kavga eden ne kadar ülke varsa hepsi bizim harekatımıza karşılar. O nedenle harekatımızın da bugüne kadar yaptığımız gibi yapacağımız harekatların da ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor” ifadelerine yer verdi.

    “Büyükelçi atanması önümüzdeki günlerde gerçekleşecek”

    İsrail’le normalleşme sürecinde karşılıklı büyükelçi atanması konusuna ilişkin soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, “(Büyükelçi atanması) Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek. Biz şu anda bir kararname hazırlıyoruz. Sadece İsrail için değil, önümüzdeki süreçte geri gelecek büyükelçilerimiz var. Yerine atayacağımız büyükelçiler var. Arkadaşlarımızla çalıştık. Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz. Daha sonra da tebliğ etmeye başlayacağız. Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz. Şu anda taslak çalışmamız bitmek üzere. İsim değil isimler var” açıklamasında bulundu.

    “Biz arkadaşlarımızın büyükelçi olup olamayacağına bakarız. Liyakatı var mı, eğitimi var mı buna bakarız” diyen Çavuşoğlu, “İçeriden dışardan ayrımı doğru değil. Son derece uyumlu şekilde bu durumu götürüyoruz” diye konuştu.

    Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Faik Öztrak’ın ‘Dışişleri Bakanlığı AK Parti’nin arpalığı’ sözlerini hatırlatan Çavuşoğlu, “Son derece terbiyesizce bir söz. Ne demek arpalık? Burada ne rantı var? Herkes maaşını alır. Sonuçta bir yolsuzluk var da mı arpalık diyorsunuz? Baktılar dış politikada ülke iyi şeyler yapıyor. Tüm dünya Türkiye’nin dış politikasını gıpta ile izliyor. Hemen nerde güçlüysek orayı zayıflatmak için saçma sapan iftiralarda bulunuyorlar. Yalanı da hiç çekinmeden söylüyorlar” dedi.

    “Filistin, İsrail’le ilişkilerimizin normalleşmesini, diyaloğun kopmamasını istiyor”

    Filistin’in Türkiye ile İsrail’in normalleşme adımlarını nasıl yorumladığına değinen Çavuşoğlu şöyle devam etti:
    “Filistin, gerek Fetih kanadı gerekse Hamas tarafı bizim İsrail’le ilişkilerimizin normalleşmesini diyaloğun kopmamasını istiyorlar. Onlar da biliyor ki bu diyalog sayesinde Filistin davasını daha iyi şekilde savunacağız. Diyaloğun olması, ilişkilerimizin İsrail’le normalleşmesi demek Kudüs konusunda Türkiye’nin taviz vereceği anlamına gelmez.”

    “Bizim kıta sahanlığımızın içerisine girmelerine izin vermiyoruz”

    Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon bulduğuna yönelik çıkan haberleri değerlendiren Çavuşoğlu, Türkiye’nin kıta sahanlığının bu parsellerden geçtiğine fakat ortasından geçtiğini bildirdi.
    Yapılan çalışmaların Türkiye’nin kıta sahanlığının güney sınırının güneyinde kaldığını belirten Çavuşoğlu, “Bizim kıta sahanlığımızın içerisine girmelerine izin vermiyoruz” dedi.

    Yunanistan’la yakın zamanda bir görüşmenin olup olmayacağı konusuna değinen Çavuşoğlu, “Yunanistan’ın yalan dolan siyasetinden vazgeçmesi lazım” diye konuştu.

    Yunanistan’ın samimiyetsiz bir siyaset izlediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Yunanistan’ın bu politikayı sürdürdüğü sürece yumuşamanın bir faydasının olmayacağının altını çizdi.

    “(ABD ile F-16 görüşmeleri) ABD yönetimi olumlu bakıyor, askerler arasında teknik görüşmeler iyi seyrediyor”

    Bakan Çavuşoğlu, ABD ile F-16 görüşmelerinde son duruma ilişkin gelen soruya, “ABD yönetimi olumlu bakıyor. Askerler arasında teknik görüşmeler iyi seyrediyor. Yönetim de istiyor. Ama yönetim de şunu biliyor ki şartlı, elimizi kolumuzu bağlayacak şekilde F-16 veya başka bir ürün almayız. Biz alacaksak kullanabileceğimiz şekilde alırız. Kullanamayacağımız ürünü de niye alalım? F-16 konusunda yönetimin olumlu yaklaşımının kongreyi ikna etme noktasında da devam etmesini bekliyoruz” cevabını verdi.

    “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle yaşadığımız hızı Mısır’la yaşayamadık”

    Mısır’la normalleşmenin başladığını ama yavaş ilerleme kaydedildiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Mısır’da kapsamlı bir hükümet değişimi oldu. Mısır son zamanlarda kendi iç siyasetine de odaklandı. Yanı başında Libya ile de yakından ilgileniyor. Herhangi bir olumsuzluk yok. Biraz daha ivme kazanması lazım. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle yaşadığımız hızı Mısır’la yaşayamadık” ifadelerini kullandı.

    “(Rusya – Ukrayna) Nihai ateşkes şu anda çok kolay değil”

    Ukrayna – Rusya Savaşında yaşanan son gelişmelere ilişkin gelen soruya Bakan Çavuşoğlu, “Savaşın devam etmesini isteyen ülkeler vardı. Hatta Tahıl Anlaşması’nı sabote etmek isteyen ülkeler de vardı. ABD değil onu söyleyeyim. ABD’nin orada Ukrayna tahılının ihracatı karşılığında Rusya tahıl ve gübresinin de ihracatının önündeki engellerin kaldırılması, limanlara ulaşması, servis, sigorta ve bankacılık işlemleri gibi. Orada ABD’nin katkısı oldu. Başka Avrupa’dan sabote etmek isteyen ülkeler de vardı. Ateşkes konusunda tahılla ilgili konunun sorunsuz şekilde işlemesi aslında çok önemli güven artırıcı önlemdir. Tüm dünya bunu görüyor. Barış olduğu zaman neleri yaşamayacağımızı insanlar anlamaya başladı. Nihai ateşkes şu anda çok kolay değil. Çünkü İstanbul görüşmesinden sonra çok şey değişti her iki taraf için de” dedi.
    Tahıl konusunun sorunsuz işlediğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Ciddi bir sorun yok şu ana kadar. Teknik konularda ufak tefek şeyler oluyor ama hallediyor arkadaşlarımız. 33 gemi şu ana kadar Ukrayna limanlarından ayrıldı. Aşağı yukarı 723 bin tahıl taşıdı. Afrika ülkelerine de gitmeye başladı. Özellikle ihtiyacı olan ülkelere gitmesi önemli” dedi.

    “(Vize randevularında yaşanan sıkıntı) Burada kasıt var, arkadaşlarımız gerekli uyarıları yapacak”

    ABD ve bazı Batı ülkelerinin Türkiye vatandaşlarına randevu süresini 1 yıl sonraya verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, ret oranının da yükseldiğini belirtti.

    Çavuşoğlu, bu durumun kasıtlı olduğunu ve vatandaşların da bunun farkında olduğunu belirterek şunları söyledi:
    “En son Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile İstanbul’da yaptığımız görüşmede, büyükelçileri de oradaydı, ona da söyledim. New York’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’la ABD Ankara Büyükelçisi Jeffry Lane Flake oradaydı, ona da söyledim. Yani biz burada kasıt görüyoruz. Halkımız da böyle görüyor. Seçim öncesi AK Parti iktidarını zorda bırakmak için yapılan adımlar olarak değerlendiriyoruz. Eylül başında bu Batı ülkelerinin büyükelçilerini Bakanlığa arkadaşlarımız çağıracaklar, gerekli uyarıları yapacaklar. Eğer bundan sonra da düzelmezse bu sefer biz de karşı tedbirler alacağız, kısıtlayıcı tedbirler.”

    Çavuşoğlu, söz konusu ülkelerin büyükelçiliklerinin yerel personeli artırabileceğini ya da çalıştıkları vize şirketlerinden takviye personel alabileceklerinin altını çizerek “İsteseler çok rahat çözerler. Burada kasıt var. Kesinlikle kasıt var. Biz bunu görüyoruz ve eylülün başında arkadaşlarımız, bakan yardımcılarımız çağıracaklar” diye konuştu.

  • Suriye’ye yeni harekat olacak mı?

    Suriye’ye yeni harekat olacak mı?

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Kabine Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suriye rejimiyle görüşmelerin başlatılıp başlatılmayacağına ilişkin soru üzerine Akar, Sayın Cumhurbaşkanı ve Bakanların bu konuya ilişkin açıklamaları olduğunu hatırlatarak, görüşmelerin şartlara ve duruma bağlı bir süreç olduğunu belirtti.

    “Bizim için önemli olan ülkemizin hak ve menfaatlerini korumaktır ve bunda da kararlıyız”

    Suriye’de olası bir rejimle görüşmede operasyonların akıbetine ilişkin soru üzerine Bakan Akar, “Ülkemizin ve hudutlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından operasyon yapmak Türkiye’nin en doğal hakkıdır. Bu konuda ne lazımsa bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yaparız. Ne müdahale gerekiyorsa, terör örgütlerinin arkasında önünde kim olursa olsun yeri ve zamanı gelince yapılır. Bizim için önemli olan ülkemizin hak ve menfaatlerini korumaktır ve bunda da kararlıyız” cevabını verdi.

    “Her şeyin bir yeri bir zamanı var”

    Bakan Akar, Türkiye Cumhuriyetinin hedefinin sadece teröristler olduğunu vurguladı. Suriye’nin kuzeyine olası bir operasyona yönelik soru üzerine Bakan Akar, “Operasyon zaten oluyor, zaten olacak. Her şeyin bir yeri bir zamanı var. Taktiği var, tekniği var mühendisliği var, matematiği var” ifadelerini kullandı.

    “Abdülhamit Han sondaj gemisi, araştırmalarına devam ediyor”

    “Abdülhamid Han sondaj gemisine Yunanistan’ın bir tacizi oldu mu” sorusuna Akar, “Abdülhamit Han sondaj gemisi, araştırmalarına devam ediyor. Gediz Firkateyni refakat ediyor, güvenliğini sağlıyor. Yanlış bir şey yapmamalarını temenni ediyoruz. Uluslararası hukuk çerçevesinde kendi imkan ve kabiliyetlerimizi kullanmak suretiyle, ülkemizin hak ve menfaatlerini koruyarak, iyi komşuluk ilişkilerini sürdürüyoruz” yanıtını verdi. Bir soru üzerine Bakan Akar, Irak’ta sivillere yönelik saldırı sonrası Türkiye’nin sağlık yardımı ve olayın aydınlatılması için “birlikte çalışalım” talebine Irak makamlarının teşekkür ettiklerini ancak başka bir gelişme olmadığını söyledi.

    “Temennimiz bölge ülkelerinin barış içinde yaşaması”

    ABD’den F-16 teminine ilişkin dördüncü toplantının 15 Ağustos’ta Amerika’da yapıldığını aktaran Akar, “Bizim askeri heyetimiz Amerika’ya gitti. Uçakların tedarik edileceğinden hareketle çalışmalar yapılıyor. Teknik konular görüşülüyor. Olumlu bir şekilde görüşmeler devam ediyor” şeklinde konuştu.

    “TSK’nın görev sorumlulukları arttı”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye’nin bölgesel bir güç olduğunun altını çizen Akar, şunları söyledi:

    “Herkesin gördüğü gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti, uluslararası ortamda bir özne haline geldi. Bunu görelim. Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin etki ve ilgi alanı genişledi. Etki alanı Avrupa, Afrika, Asya ve Ortadoğu, ilgi alanı bütün dünya oldu. Buna paralel TSK’nın görev sorumlulukları arttı. Bu nedenle çalışmalarımızı, hazırlıklarımızı yaparken, tedariklerimizi yaparken olaya bu manada bakıyoruz.”

    “Tatbikatta bir araya gelmek demek her şeyiyle müttefik olmak demek değil”

    Mısır’ın Yunanistan’la tatbikatının Türkiye’yi rahatsız edip etmediğine ilişkin ilişkin soru üzerine Akar, “Tatbikatta bir araya gelmek demek her şeyiyle müttefik olmak demek değil. Biz de son bir yıl içinde onlarca tatbikat yaptık. Hem milli hem çok uluslu. Dolayısıyla tatbikatlar yapılabilir onda bir şey yok. Görüşmeler ilerler ilişkiler belli bir noktaya gelirse Mısır’la ileride biz de tatbikat yapabiliriz. Önemli olan ülkelerin hak ve menfaatlerinin korunması ve kollanması. Temennimiz bölge ülkelerinin barış içinde yaşaması. Mesajımız bu, Cumhurbaşkanımızın söylediği de bu” açıklamasında bulundu.

  • 120 komando dualarla Suriye’ye uğurlandı

    120 komando dualarla Suriye’ye uğurlandı

    Suriye’ye gidecek Ordu İl Jandarma Komutanlığına bağlı Perşembe Jandarma Komando Taburu için Fatsa ilçesinde uğurlama töreni düzenlendi. Aileler, komandoları uğurlarken duygusal anlar yaşandı.

    İl Jandarma Komutanı Albay Numan Öksüz, törende yaptığı konuşmada, Suriye’de askeriyle, jandarmasıyla, polisiyle ve tüm güvenlik güçleriyle barışı desteklemeye devam ettiklerini söyledi. Bu kutsal mücadeleyi kazanacaklarını ifade eden Öksüz, Türk askerinin ülkenin bekası ve mazlum insanların yaşaması için gece-gündüz, kar kış demeden büyük bir özveri ile yurt içinde ve yurt dışında azim ve kararlılıkla çalıştığını kaydetti.

    İl Jandarma Komutanı Albay Numan Öksüz, şunları söyledi:

    “Bu başarıda askerlerimizin ailelerinin başarısı da oldukça büyüktür. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da silah arkadaşlarımıza dualarınızı esirgemeyin. Onlar sizlerin dualarıyla her türlü zorluğu aşacaklardır. Suriye’ye uğurladığımız komandoların alınlarının akıyla döneceğine inancımız tam. Tüm kahraman askerlerimize Suriye’de başarılar diliyor, gözlerinizden öpüyorum. Güle güle gidin, güle güle gelin. Çıktığınız yolda geride bıraktığınız aileleriniz bize emanettir. Göreviniz mübarek, göreviniz ve bahtınız açık olsun, Allah’a emanet olun.”
    Konuşmanın ardından Mehmetçiğin “Komando Marşı” okuduğu törende komandolar, kendilerini ellerinde Türk bayraklarıyla uğurlamaya gelen eş ve çocuklarıyla vedalaştı. Duygusal anların yaşandığı törenin ardından 120 komando, dualarla yeni görev yerlerine gitmek üzere otobüslerle yola çıktı.

    Aileleri de törene katılarak yeni görev yerlerine Mehmetçikleri uğurladı.

  • Bakan Çavuşoğlu’ndan Suriye açıklaması

    Bakan Çavuşoğlu’ndan Suriye açıklaması

    Bakan Çavuşoğlu, Letonya Dışişleri Bakanı Edgar Rinkevics ile gerçekleştirdiği ikili görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi.
    Letonyalı bakanın en son 2016’da 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’ye dayanışma ziyaretinde bulunduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, 2019’da ise kendisinin Letonya’ya bir ziyaret gerçekleştirdiğini söyledi.

    Ekonomik ilişkileri geliştirmek için çaba sarf etiklerini söyleyen Çavuşoğlu, “İkili ticaret hacmimiz yaklaşık yüzde 50 arttı. Turizm, kültür, eğitim bu alanlarda da iş birliğimiz geliştirmek istiyoruz. Letonyaların tatil için ilk tercihi Türkiye, benim de şehrim Antalya Alanya’yı özellikle tercih ediyorlar. Letonya ile NATO çerçevesindeki iş birliğimiz de devam ediyor. Ortak coğrafyamızdaki gelişimleri değerlendirdik, bunun başında Ukrayna’da devam eden savaşı konuştuk. Ateşkesin sağlanması için sarf ettiğimiz çabalar hakkında bilgiler verdim. Tahılın ihracatı konusunda sürecin nasıl işlediğini anlattım. Tahıl ihracatı ile ilgili imzalanan anlaşma sorunsuz şekilde ilerliyor. Sürecin devamı ve kesintiye uğramaması için tüm taraflar ile çabalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “İsveç ve Finlandiya’nın da NATO’ya alınacak olması bizim için önemli”

    Letonya Dışişleri Bakanı Rinkevics ise üst düzey temasların ileriki günlerde süreceğini vurgulayarak, “En üst düzeyde temaslarımız önümüzdeki günlerde de devam edecek. Türkiye’deki dostlarımıza teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. 2 yıl önce korona virüs patlak verdiğinde pek çok vatandaşımız İstanbul Havalimanından geri geldiler. İşbirliği için yüksek bir potansiyele sahibiz. Sadece Antalya’da değil, İstanbul ve birçok yerde Letonyalı turistleri görüyoruz. Biz de Türk turist ağırlıyoruz. Tahılların Ukrayna’dan ihraç edilmesini sağlamak sadece bölge açısından değil küresel açıdan da önem arz ediyordu. İsveç ve Finlandiya’nın da NATO’ya alınacak olması bizim için önemli. Onların katılımı güvenlik gücümüzü de arttıracak. 2 ülkeyi daha aramıza katmış olduk” diye konuştu.

    “Rus vatandaşlarına Schengen vizesi yaptırımı da yapılmalı”

    Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Letonya Dışişleri Bakanı Rinkevics, Ukrayna Savaşının Baltık Bölgesine etkisine ilişkin, “Ukrayna’da olup bitenler, Avrupa’nın güvenliği konularını sık sık tartışıyoruz. Baltık devletleri olarak bizim de çok uzun ve acılı bir geçmişimiz var Rusya Federasyonu ile. Rusya’nın Ukrayna’da attığı adımlar Sovyetler döneminde yaşananlara çok benziyor. Rus vatandaşlarına Schengen vizesi yaptırımı da yapılmalı. NATO müttefikleri olarak birlikte bir duruş sergilememiz çok önemli. En üst düzeyde siyasi temaslar gerçekleştiriliyor bir yandan da. Büyük hedefi gözden kaçırmamamız gerekiyor, Rusya’nın saldırılarının önünde durmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Bakan Çavuşoğlu ise, 13’üncü Büyükelçiler Konferansı’nın ardından Suriye konusunda yaptığı açıklamalara ilişkin, “Öncelikle barıştırma değil uzlaştırma kelimesini kullanmıştım . Sadece Suriye içerisindeki bazı provokatörler değil Türkiye içerisinde bu işi kızıştırmak isteyenler de sözlerimi çarpıttılar. Oysa benim söylediğim sözler ilk defa söylediğim sözler değil. En başından beri söylediğimiz şeyler. Bu savaş başladıktan sonra bu savaşın sonlandırılması için sarf ettiğimiz çabaların bir yansıması” dedi.

    “(Suriye’de) Rejim siyasi çözüme değil askeri çözüme inanıyor”

    2015 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin aldığı 2254 sayılı kararı hatırlatan Çavuşoğlu, “Rejim siyasi çözüme inanmıyor, askeri çözüme inanıyor. Kalıcı bir çözüm siyasi bir çözümdür. Biz bunu başından beri söylüyoruz. Üstelik yine BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 No’lu kararı Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğüne de vurgu yapıyor. Tıpkı bizim her açıklamamızda vurguladığımız gibi” dedi.
    Çavuşoğlu, Astana ve Cenevre süreçlerinin başlatıldığına dikkati çekerek şöyle devam etti:

    “Astana’da kimler beraber? Rejim, muhalefet ve garantör ülkeler var. Masanın etrafındalar. Rejim ve muhalifler, tutukluların değişimi dahil önemli güven artırıcı adımlar da attılar. Daha sonra Anayasa Komisyonu kurulması fikri ortaya çıktı. Anayasa Komisyonu 8 defa toplandı. Bu toplantıda 50 kişi rejimden, 50 kişi muhalefetten ve 50 kişi de sivil toplumdan toplamda 150 kişi var. Amaç yeni bir anayasa yazmak ya da mevcut anayasayı tadil etmek. Mevcut anayasanın tadil edilme amacı ise anayasadaki değişikliklerle beraber ülkeyi seçime götürmek. Tüm bunların için rejim ve muhalefetin uzlaşması gerekiyor. Benim söylediğim buydu. Farklı bir şey söyledim mi?”

    “(Suriye’de) Muhalefet çünkü bize güveniyor. Hiçbir zaman da yarı yolda bırakmadık

    “İlk defa rejimle muhalefeti biz bir araya getirmiyoruz ama biz buna çok önemli katkı sağladık” diyen Çavuşoğlu, “Muhalefet çünkü bize güveniyor. Hiçbir zaman da yarı yolda bırakmadık. Suriye’de kalıcı bir barış ve istikrar için uzlaşının şart olduğunu söyledik, söylüyoruz. Bunu çarpıtmak isteyenler çarpıtabilir. Çarpıtanların kim olduğunu biliyoruz. Bayrağımıza el uzatanların eli de kırılır. Gerekli açıklamaları Suriyelilerin kendileri yaptı. Bu provokatörleri onlar da biliyor” dedi.

    “Biz her zaman söylediğimizi söyledik, kim nasıl yorumlarsa”

    Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de teşekkür eden Çavuşoğlu, “Suriye’de bizi de tehdit eden terör örgütü PKK/YPG/PYD var. Bu teröristlerin ve DEAŞ kalıntılarının ve diğer radikal terör örgütlerinin tamamen bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor. Bu güvenliğin tesis edilmesi Suriye’nin istikrarı için de çok önemli. Biz her zaman söylediğimizi söyledik. Kim nasıl yorumlarsa. Bizim o görüşmemiz ayaküstü, yemek öncesi diğer bakanlarla sohbet ederken geldi sohbet ettik” açıklamasında bulundu.

  • Dışişleri Bakanlığı’ndan Suriye açıklaması

    Dışişleri Bakanlığı’ndan Suriye açıklaması

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Türkiye’nin Suriye ihtilafına yaklaşımına ilişkin basında yer alan haberler hakkındaki soruya yazılı cevap verdi.

    Türkiye’nin Suriye ihtilafının başından beri krize halkın meşru beklentileri doğrultusunda çözüm bulunması için en çok çaba harcayan ülke olduğunu ifade eden Bilgiç, Türkiye’nin sahada ateşkesin muhafaza edilmesinde Astana ve Cenevre süreçleri vasıtasıyla Anayasa Komitesi’nin kurulmasında öncü rol oynadığını hatırlattı.

    Türkiye’nin muhalefete ve müzakere heyetine siyasi süreçte tam destek verdiğini kaydeden Bilgiç, halihazırda rejimin ayak sürümesi nedeniyle sürecin ilerlememekte olduğunu anlattı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 13. Büyükelçiler Konferansı’nın kapanışında yaptığı konuşmaların da buna işaret ettiğini dile getiren Sözcü Bilgiç, şöyle devam etti:

    “Milyonlarca Suriyeliye geçici koruma sağlayan Türkiye, mültecilerin gönüllü ve güvenli geri dönüşleri için uygun şartların hazırlanması ve ihtilafa BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararında ortaya konulan yol haritası uyarınca çözüm bulunması yönündeki çabalara aktif katkısını sürdürmektedir. Türkiye, uluslararası toplumun tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde bu ihtilafa Suriye halkının beklentileri doğrultusunda kalıcı bir çözüm bulunmasına yönelik çabalara güçlü katkı sağlamaya devam edecektir.”

  • MİT’ten sınır ötesinde nokta operasyon

    MİT’ten sınır ötesinde nokta operasyon

    Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Suriye Kamışlı’da 6 Ağustos’ta gerçekleştirdiği operasyonla terör örgütü PKK/YPG’nin sözde Amude-Derbesiye eyaleti genel sorumlusu İran asıllı “Rezan Cavit” kod adlı Yusif Mehmud Rebani’yi etkisiz hale getirdi.

    Edinilen bilgiye göre, MİT, PKK’nın sözde Haftanin eyalet sorumlusu olduğu dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik saldırıların talimatını veren terörist Rebani’nin Suriye’de bulunduğunu tespit etti.

    Araştırmaların derinleştirilmesinin ardından operasyonu gerçekleştiren MİT, terörist Rebani ile beraberindeki sözde Amude-Derbesiye eyaleti genel istihkam sorumlusu “Ruhaz Amude” kod adlı Mazlum Esat’ı etkisiz hale getirdi. Operasyona katılan ekip, daha sonra güvenli şekilde Türkiye’ye döndü.

    PKK’NIN İRAN KOLU PJAK’DA DA GÖREV YAPTI

    PKK’ya 1990’lı yıllarda katılan terörist Rebani’nin, 2010’da örgütün İran kolu PJAK’ın sözde en üst yürütme organı “Koordinasyon Komitesi”nde sorumlu olarak görev yaptığı belirlendi.

    2014’te Irak’ın Kandil bölgesinde yapılan örgüt konferansının ardından sözde Doğu Kürdistan Demokratik ve Özgürlük Kongresi’nin kurucu eş başkanı olarak seçilen Rebani, aynı yıl PKK’nın silahlı kanadı HPG Askeri Konseyi’nin de kurucu üyeleri arasında yer aldı.

    2018’de Pençe harekatları öncesinde stratejik öneme sahip sözde HPG Haftanin eyalet sorumlusu olarak görevlendirilen terörist, Haftanin’deki terörist faaliyetleri sırasında TSK’ya yönelik çok sayıda eylemi organize etti.

    Terörist Rebani, 2021’de Barış Pınarı Harekatı’nda terörden arındırılan Rasulayn bölgesinin sınır komşusu Amude-Derbesiye bölgesine sözde eyalet sorumlusu olarak görevlendirildi.

  • Bakan Çavuşoğlu’ndan Suriye rejimi açıklaması

    Bakan Çavuşoğlu’ndan Suriye rejimi açıklaması

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 13’üncü Büyükelçiler Konferansı kapanışında açıklamalarda bulundu. Konferansta yapılan değerlendirmelerin büyük önem taşıdığını söyleyen Çavuşoğlu, “Sahada ve masada güçlü bir dış politikayı, akil, adil, müşfik bir şekilde uyguluyoruz. Dış politikamız açısından güçlü bir kamu diplomasisi faaliyeti oldu” açıklamasında bulundu.

    “26 Ağustos’ta bu mekanizmanın ilk toplantısını gerçekleştireceğiz”
    Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, Finlandiya ve İsveç ile imzalanan Mutabakat Zaptı sonucu kurulan ortak komite toplantısının ilkinin ne zaman yapılacağına ilişkin, “İsveç ve Finlandiya’dan henüz bu belgede ve açıklamalarda taahhüt ettiklerini yerine getirmediklerini görüyoruz, bu yönde atılan bir adım görmüyoruz. Açıklama var, niyetli olduklarını söylüyorlar; ama somut adım görmek istiyoruz. Bu somut adımların takibini yapmak için mekanizma onların teklifi ile kuruldu. Temmuz ayında bir araya gelme teklifinde bulunduk. Bizim için bir zaman baskısı yok, terör ile mücadelede elbette var; ama neticede NATO ülkesi olmak isteyen onlar. Onlar da Ağustos ayını teklif ettiler, 26 Ağustos’ta bu mekanizmanın ilk toplantısını gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Başkonsolos ve büyükelçilerimizin sayısı artmaya devam edecek”
    Bakan Çavuşoğlu, İsrail ve Mısır’la sürdürülen normalleşme çalışmalarına ilişkin gelen soruya, “Bir normalleşme süreci başladı. Bu normalleşme süreci bizim ilkelerimiz ve tavizlerimizden vazgeçmek anlamına gelmediğini söylüyoruz. Özellikle Filistin konusu. Sonuçta İsrail ile normalleşme sürecinde adımlar atıyoruz, bunlar devam ediyor. Şu an İsrail’de bir seçim ortamı var, seçimlere kadar olur mu, olmaz mı bir şey diyemem; çünkü iki tarafta da olması gerekiyor. Mısır’da geçen gün açılış konuşmasında da söyledim. Suudi Arabistan ve BAE’de yakaladığımız ivmeyi onlarla da yakalamak isteriz. Ayrıca yeni misyonlar da açıyoruz, sadece bu 2 ülkeye büyükelçi atama ile değil yeni misyonlarımız ile beraber de başkonsolos ve büyükelçilerimizin sayısı artmaya devam edecek” cevabını verdi.

    “Ermenistan’ın da biraz daha kararlı ve cesur olması lazım, oyalama taktiğinden vazgeçmesi lazım”
    Ermenistan ile de özel temsilcilerin görüştüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, “Bazı adımlar atıldı. Azerbaycan ile eşgüdüm içindeyiz. Bunu söyleyince Ermenistan’dan bazen rahatsızlık duyulduğunu da öğreniyoruz. Ama biz en başından beri şeffaf bir ülkeyiz. Genel anlamda Güney Kafkasya’daki normalleşmeden bağımsız düşünmek mümkün değil zaten. Birlikte adım atalım, her ne kadar normalleşme sürecimizde diyaloğumuz ikili olsa da tüm Güney Kafkasya’nın istikrarı için hepimizin adım atması lazım. Bu konuda Ermenistan’ın da biraz daha kararlı ve cesur olması lazım, oyalama taktiğinden vazgeçmesi lazım. Biz bu konuda Türkiye olarak samimiyiz Ermenistan’ın da samimi olması lazım, Azerbaycan’ın da samimi olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

    “Bugüne kadar yaptıklarımızı AB ile yapsaydık, AB küresel bir aktör olurdu”
    Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine ilişkin oluşturulacak program ile Türkiye’nin nasıl Avrupalı olduğunun anlatılacağını söyledi. Bu programın AB üyelik sürece ile ilgili bir stratejik hedef olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, “Üyelik sürecimiz ile ilgili maalesef bir mesafe görmüyoruz. Ama biz yine teknik anlamda, siyasi engelleri kaldırıp her konuyu görüşmeye hazırız diyeceğiz. AB tarafından henüz samimi görüşme, müzakere yaklaşımı görmüyoruz, biraz oyalama var. Ayrıca bugün Avrupa’da sorunlar var. Sorunların çözümü konusunda ortaya tek başına irade koyabilen tek ülke Türkiye. Sorunların çözümü konusunda kafa yoran, somut adımlar atan ülke Türkiye. Bizim bugüne kadar yaptıklarımız ve yapıyor olduklarımız AB ile yapsaydık, AB küresel bir aktör olurdu ve ayakta alkışlanırdı. Bu sorunlar hepimizi etkileyen sorunlar, bu konularda da Türkiye vazgeçilmez ülke. Vazgeçilmez ülke ile sorunların çözümü için neler yapabiliriz, fırsatları nasıl değerlendirebiliriz bunları görüşeceğiz. Avrupa’nın gerçekten buna ihtiyacı var. Avrupa’nın içinde savaş var, sorun var. İçinde olduğumuz bu kıtaya sorumluluğumuz da var, biraz daha odaklanmak istiyoruz, bunu söylemek istiyoruz” açıklamasında bulundu.

    “Muhalefet ile Suriye’deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım”
    Bakan Çavuşoğlu, Suriye’de amacın teröristlerin temizlenmesi olduğunu vurgulayarak, “Astana Formatı’nın amacı bu sorunu bir çözüme kavuşturmak. Bunun yolunun da siyasetten, diplomasiden geçtiğini söylüyoruz. Diplomasi masasında çözülecek. Muhalefet ile Suriye’deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi takdirde kalıcı bir barış olmaz. Orada gerçekten bağımsız insanlar da var. Rejim de var, muhalefet de var. 11 yılı geçti, birçok insan öldü. Birçok insan ülkesini terk etti. Bu insanlar dönebilmeliler, Türkiye’dekiler de dahil. Bunun için burada kalıcı bir barış olması lazım. Yeniden inşa konusunda adımlar atmamız lazım. Ateşkes olmadan, barış olmadan da yeniden inşa konusunda kimse yardım etmek istemiyor” dedi.

    “Açık ihlale müsamaha göstermemiz mümkün değil”
    Yunanistan ile Türkiye arasında son günlerde tırmanan gerilime ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Çavuşoğlu şunları söyledi:
    “Sonuçta burada da tüm sorunların hepsinin kapsamlı bir şekilde çözülmesi konusunda Türkiye irade ortaya koyuyor ama Yunanistan zamana oynuyor burada. Özellikle bizim bize yakın adalarda Lozan ve 1947 Paris Barış Anlaşması ile Yunanistan’a verilen adalarda Yunanistan’ın buraları silahlandırdığı açık ortada. Biz bunu Birleşmiş Milletler gündemine de taşıdık. Bunun da takipçisi olacağız. Uluslararası hukukun ve anlaşmaların açık ihlalidir. Açık ihlale müsamaha göstermemiz mümkün değil.”

    “Suriye’nin bölünmesini engellemek için Suriye’de güçlü bir yönetimin olması lazım”
    Suriye ile herhangi bir görüşmenin olup olmayacağına dair ise Çavuşoğlu şunları kaydetti:
    “Bir ara istihbarat arasında görüşmeler olmuştu. Daha sonra bir kesinti oldu. Şimdi tekrar başladı. Sonuçta bu istihbaratlar arasındaki görüşmede birçok önemli konular gündeme geliyor, alınıyor. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Herkesten daha fazla destekliyoruz. Yanı başımızda olan bir ülkenin sınır bütünlüğü toprak bütünlüğü ve barışı bizi doğrudan etkiliyor olumlu anlamda. Sonuçta bölücü terör örgütlerine karşı verilecek mücadeleyi de biz her zaman destekleriz. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Suriye’de birlik beraberlik olmazsa bölünme riskiyle karşı karşıya. YPG/PKK’nın tek amacı Suriye’yi bölmek. Suriye’nin bölünmesini engellemek için Suriye’de güçlü bir yönetimin olması lazım.”

  • Suriye Azez’de canlı bomba yakalandı

    Suriye Azez’de canlı bomba yakalandı

    Emniyet İstihbarat Başkanlığı koordinesinde Hatay İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Suriye Görev Gücü ortak operasyonunda, Azez Mare Bölgesinde PKK/KCK Terör Örgütü mensubu Ebu Ali kod Hasan Najjar, 1.8 kg C-4 plastik patlayıcı canlı bomba yeleği ve çok sayıda mühimmat ile yakalandı.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Sınırlarımız içinde de, sınır ötesinde de teröristlere göz açtırmayan,
    Emniyet Teşkilatımıza, Emniyet İstihbarat Birimlerimize, Jandarmamıza, Suriye Görev Gücü’ndeki Kahraman Evlatlarımıza tebrikler” dedi.