Etiket: tahribat

  • Çevrenin tahribatı tehdit edici boyutta

    Çevrenin tahribatı tehdit edici boyutta

    5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir kez daha belirtmek gerekiyor: Ülkemizde hakim olan rant politikaları çevre tahribatını had safhaya ulaştırmıştır. Çevre tahribatı ve onun sonucu olan iklim değişiklikleri doğal çevreyi, doğal yaşamı, tarımsal üretimi, tüm toplumsal yaşamı ve ekolojik geleceğimizi tehdit edici boyutlara ulaşmıştır.

    Sanayi, tarım, imar, ulaşım, enerji, maden, orman, hazine arazileri, koruma alanları, çayırlar, doğal kaynaklar, yeraltı-yerüstü su kaynakları, denizler, kıyılar, barajlar, göller gibi birçok alanda yanlış politikalar izlenmektedir. Ormanlar, dağlar, koruma ve tarımsal üretim alanları sürekli olarak imara-betonlaşmaya açılmakta, yeni maden ruhsatlarıyla sermayeye hibe edilmektedir. Kuraklık ve hava kirliliği ciddi boyutlara ulaşmıştır. Yanlış enerji, ulaşım politikaları ile plansız sanayi politikaları sonucu oluşan atıkların yol açtığı tahribat, çevre ve halk sağlığı sorunlarını artırmaktadır. Bu duruma, sermaye ve iktidar çevrelerinin azami kâr çıkarlarının hedefi olan doğa ve kentsel-kırsal alanlar üzerindeki rant talanı yol açmaktadır.

    İnsan yaşamını ve doğayı tehdit eden kuraklık, denizlerin ısınması, yeraltı sularının azalması, orman yangınları, beklenmedik yüksek yağışlar, yağışların düzensizliği, su baskınları gibi birçok olumsuzluk da söz konusudur.

    En son deprem bölgelerinde yerleşim yerlerine veya yakınlarına, dere yataklarına, orman ve tarım arazileri ile su kaynaklarına yakın yerlere dökülen bina yıkım molozları da kansere yol açan asbest sorunu ile hem halk sağlığı hem de çevre sağlığı sorunlarına yol açmaktadır.

    Kamusal denetimin, yaptırımların ve kamu yararı yaklaşımının tasfiyesi, halk sağılığı sorunlarını ve çevre tahribatını her alanda artırmaktadır. Ülke genelindeki halk direnişleri bu nedenledir.

    Ülkemizdeki bu sorunların da katkıda bulunduğu küresel iklim değişikliği, açık ki kapitalizmin sistemik bir sonucudur ve sera gazı salımının mutlaka sınırlanması gerekir. Fakat “çözüm” olarak sunulan “yeşil dönüşüm”, karbon salımlarını ve endüstriyel kirleticileri sona erdirmeyi öngörmüyor. Avrupa Birliği’nin karbon ticaret sistemi dünyayı kirletme hakkını satın almayı, yani karbon salımının sadece yer değiştirmesini hedefliyor. İktidar da rant ve atık ithalatı politikaları ile buna katkı sağlıyor.

    Doğru alternatif, planlama, emek ve ekoloji mücadelelerinin birleşik şekilde yürütülmesiyle oluşturulacaktır. Doğayı ve iklimi olumsuz yönde etkileyen yıkım sürecinin insan yaşamı ve tüm canlı varlıklara yönelik tehdide dönüşmesini önlemek için kamucu, planlamacı, katılımcı toplumcu bir programla yeşil ve yaşanabilir bir çevre, mavi bir gökyüzü, yaşanabilir bir doğa, adaletli bir enerji ve planlı sanayileşme politikası için mücadele etmeliyiz.

    Sanayi, tarım, sulama, enerji, maden, ulaşım ve diğer alanlara yönelik politikalar ile çevre politikası bir bütünlük içinde ele alınmadan doğayı ve insanı bir bütün olarak gözeten bir ekolojiye ulaşılamaz. Odamız bu çerçevede ve kamusal sorumlulukla sanayi, enerji, çevre konulu kongre, sempozyum, rapor vb. etkinlikler aracılığıyla toplumsal bilinçlenmeye katkı koymayı sürdürecek, doğal çevrelerinin ve üretim alanlarının talan ve tahribatına direnen halkın yanında olacaktır.”

  • “Depremin yaşattığı ekonomik tahribat ihracatla aşılır”

    “Depremin yaşattığı ekonomik tahribat ihracatla aşılır”

    İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Yüksek İstişare Üyesi Haluk Özbek, “Ülkemizin deprem yaralarını sarması 100 milyar dolar üzeri görünüyor. Depreme dayanıksız binalarını acilen dönüştürülebilmesi, bundan sonra yapılacak her inşaatın depreme dayanıklı yapılabilmesi için acilen 500 milyar dolar üzeri kazançlı-katma değerli ihracata ihtiyaç var. Güvenli, konforlu ve kaliteli binalar için tabii ki daha bilimsel yönetmeliklere, çok iyi düzenlenmiş kanunlara ihtiyaç var. Fakat ciddi maddi imkanlara da ihtiyaç var.

    Kısacası ülkenin daha yaşanabilir olması, refah seviyesinin artırılması için de bu hedefe ulaşmalıyız. Yıllık 250 milyar dolarlık ihracatımızı zaten garanti yapıyoruz. İlaveten yıllık 10 milyon dolar ihracat yapacak 25 bin şirkete daha ihtiyaç var. Üretici ve sanayiciler daha fazla motive ve teşvik edilirse maksimum 5 yılda bu hedefi yakalarız. Bu ülkede bu potansiyel fazlasıyla var. Saloni olarak son 4 yılda ihracatımızı 3 kat artırarak 2022’de 70 ülkeye 19,5 milyon dolar ihracat yaptık. 2023 yılı için de 25-30 milyon dolar ihracat hedefiyle çalışıyoruz. Bu artışı pekala diğer tüm şirketlerimizde de başarabiliriz” şeklinde konuştu.

  • Cam fabrikasındaki tahribat ortaya çıktı

    Cam fabrikasındaki tahribat ortaya çıktı

    Yangın, dün akşam saat 23.30 sıralarında Pendik Ramazanoğlu Caddesi Kaynarca Caddesi üzerinde bulunan 3 katlı cam üretimi yapan fabrikada meydana geldi. Yangın, fabrikanın çatı kısmında bulunan depoda çıktı. Kısa sürede büyüyen alevler çatıyı sardı. İhbar üzerine adrese çevre ilçelerden çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Gece boyunca süren müdahaleler sonrası yangın kontrol altına alındı. Yangında herhangi bir can kaybı ya da yaralanma yaşamazken büyük çapta maddi hasar oluştu.


    Son hali havadan görüntülendi
    Kontrol altına yangının soğutma çalışmaları sabah saatlerine kadar sürdü. Oluşan tahribat gün ağarınca ortaya çıktı. O anlar havadan görüntülendi.