Etiket: tamir

  • Yaklaşan kış öncesi bot tamiri arttı

    Yaklaşan kış öncesi bot tamiri arttı

    Kış mevsiminin gelmesiyle soğuk hava etkisini göstermeye başladı. Eskişehir’de yazlık ayakkabılarını raflara kaldırmaya başlayan vatandaşlar, yıpranan kışlık botlarını tamir ettirmeye başladı. Yaklaşık 30 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan esnaf İbrahim Aytaç, son yıllarda ayakkabılarını tamir edenlerin sayısının arttığını ancak bu yıl tamir ettirmeyerek yıpranmış botları o şekilde giyenlerin sayısının da çok olduğunu söyledi.

    Kar ve yağmur yağışı artınca hareketliliğin daha da artacağını ifade eden Aytaç, “Yeni ayakkabı almak istemeyen vatandaşlar bot tamiri yaptırmaya yöneldi ama bazı vatandaşların ekonomik sebeplerle tamir işlemini de yaptırmadığını görebiliyoruz. Yani bazı vatandaşlar tamir işlemi yaptırmadığı için yırtık ayakkabıları giymeye devam ediyor. Kış geldiği için yakın zamanda yağmur ve kar yağışı bekliyoruz, o zaman vatandaşların talep göstereceğini ve yoğunluğun artacağını düşünüyoruz. Tamir işleminin fiyatları 50-60 lira arasında değişiyor, ortalama bir ayakkabının bin ila bin 500 lira civarında olduğunu düşünürsek vatandaşların ayakkabılarını tamir ettirmesini öneririm.

    Her zaman söylediğimiz gibi kışlık ya da yazlık fark etmez, ayakkabıların bakımları yapıldığı zaman kullanım süresi daha fazla olur. Kışa girdiğimiz için yazlık ayakkabılar uzun bir süre kullanılmayacak, bu ayakkabıların da bakıma getirilmesi gerekiyor. En azından bakımları yapılıp, gelecek yıl daha sağlam giyilebilir” dedi.

  • Rağbet çok ama çırak yok

    Rağbet çok ama çırak yok

    Gençleri ayakkabı ve yorgancılık gibi mesleklere olan ilgisinin az olması, giy-at döneminin de artık geride kaldığı günümüzde çırak yetişmemesi nedeniyle gelecekte kendi ayakkabısını tamir edecek usta bulmanın da zorlaşacağını belirten ayakkabı tamircileri, zorlaşan yaşam şartlarında ayakkabı tamirciliğinin gözde meslekler arasında yer almasına rağmen mesleki eğitimlerde bu alanda kurs açılmamasının eksiklik olduğunu açıkladılar.

    Somut olmayan kültürel miraslardan birisi olan yorgancılık mesleği ise, 25-30 yıl öncesine kadar geleneksel el sanatı ürünü olarak her ailenin hem kendi evinde, hem de gelin ve damat olacak çocukları için hazırladıkları çeyizde olmazsa olmazlardandı. Çocuk için beşik yorganı, çocuk yorganı, büyükler için karyola yorganı gibi ayrı yorganların dikildiği geçmişte, kent merkezlerinin doğal gaz ile tanışmasına rağmen yorgancılığın hala revaçta olduğu açıklandı.

    Geleneksel yorganlar, iplik ve iğnenin usta eller tarafından kullanımıyla oluşturulan dikişlerle ortaya çıkarılan çeşit çeşit motiflerin süslediği astar, pamuk ve yüz olmak üzere üç ana malzemeyle yapılan ince bir işçiliğin ürünü. Motif ağırlığına göre bir yorganın dikme süresi 1-3 gün arasında değişirken, ömrü 30-40 yıl.

    “Eskiye rağbet var, çırak yok”

    Kullan-at döneminin sona erdiğini belirten 40 yıllık ayakkabı tamircisi Metin Karaçam, “Eskiye rağbet çok ama çırağı yok. Bundan sonra da bulması çok zor. Yeni nesil yetiştiremediğimiz için bıraktığımızda kendi ayakkabımızı boyatacak eleman bile yetiştiremiyoruz. İşlerde bir artış var. Eskiye rağbet her zaman artıyor ama altyapıdan eleman yetişmediği için ölmeye de mahkum kalıyor. Genelde eskiyi tamir ettirmeye daha çok yönelirdi. Ayakkabı fiyatları iki-üç kat artınca, tamirat da artmasına rağmen. Elimizden geldiği kadar insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. İnsanoğlu ayakkabı giydiği sürece bu meslek devam eder. Devam da edecektir. Ama yeni çırak yetişmediği için artık insanlar kullan-at devrini göz önünde bulundurarak mümkün olduğunca ayakkabısını kullanmaya çalışıyor” dedi.

    “Çırak yetiştiremiyoruz”

    Muğla’nın Menteşe ilçesinde 44 yıldır yorgancılık yapan Murat Akarca ise, “Geçmişte çok çırak veren vardı ustaların yanına. Ama şimdi bir tane çırak yetiştiremiyoruz. Çırak gelen çocuk yok. Çocukların hepsi okumak üzerine. Bu meslek onun için bitiyor. Bizim gayemiz bizden sonra onlar bu mesleği yürütsün. Amacımız bu ama yok. Mesleği yapan olmayınca ne olur? Biter. Çırak yetişmeyince, bizim de yaşımız ilerleyip yapamayınca meslek bitiyor. Müşteri çok. İstemediğin kadar müşteri var. Ama sen iş yetiştir. Yorgan dik, döşek dik, yastık yap, nevresim dik, kumaş sat. İş çok. Millet alıyor ama çırak yetiştirip çalıştıracak adam yok. Biz şu anda işleri yetiştiremiyoruz. Elle diktiğimiz için müşteri daha çok pamuk yorgana sağlıklı diye ona döndü. Eski mesleklerin müşterisi çok, yetişen çırak yok” dedi.

  • Yeni saat almak yerine tamir ettiriyorlar

    Yeni saat almak yerine tamir ettiriyorlar

    İstiklal Mahallesi İki Eylül Caddesi’nde esnaf olan Mehmet Ercan, saat fiyatlarının arttığını ve bu nedenle satışlarının önemli ölçüde gerilediğini ifade ederek artık eskisi gibi saat satamadıklarını belirtti. Ercan, güzel ve kaliteli bir saatin fiyatının 6-7 bin lira civarlarında olduğunu ifade ederek, birçok insan yeni saat almak yerine mevcut saatini tamir ettiğini ifade etti.

    Saatçi esnafı Mehmet Ercan, şu ifadeleri kullandı:

    “Son dönemlerde saat fiyatlarında hızlı bir yükseliş yaşandı. Güzel ve kaliteli bir saatin fiyatı 6-7 bin lira civarlarında. Vatandaşlar da bu parayı ödemek istemiyor. Yeni saat almak yerine evlerinde bulunan, arızalı olduğu için kullanmadıkları saatleri tamir ettirmek istiyorlar.

    Özellikle son dönemde yeni saatin satın almak isteyenden daha çok elindeki saatini tamir ettirmek isteyenler geliyor. Bu da satışlarda düşüşe, tamirde artışa neden oldu.”

  • Engelli vatandaşların tekerlekli sandalyeleri tamir ediliyor

    Engelli vatandaşların tekerlekli sandalyeleri tamir ediliyor

    Ulaşımdan altyapıya, tarihi mirastan çevreye kadar her alanda Bursa’yı geleceğe taşıyacak projeleri bir bir hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, diğer taraftan sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini sergilemeye devam ediyor.

    Engelli vatandaşların sosyal yaşamın her alanında yer alabilmesi amacıyla toplu taşıma araçlarını akülü araçlarla binilebilecek şekilde alçak tabanlıya dönüştüren, akülü araç şarj noktalarının sayısını artırıp araç bakım ve tamir atölyesi ile akülü araç kullanan vatandaşların omuzlarındaki yükü kaldıran Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz yıl Sürekli Engelsiz Yol Yardım Hizmetleri (Seyyah) projesini devreye almıştı. Bu proje ile araçlarını tamir ve bakım atölyesine getiremeyecek durumdaki engelli vatandaşların adreslerine gidilip, tamir hemen orada yapılıyor ya da arıza büyükse tekerlekli sandalye ekipler tarafından bakım atölyesine getiriliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin bu yol yardım hizmetiyle engelli vatandaşlar önemli bir yükten kurtulurken, son 3 yılda toplam 3 bin 318 akülü ve normal tekerlekli sandalyenin bakım ve tamiri yapıldı. Seyyah projesiyle sağlanan destek de 2 bin aracı aştı.

    Türkiye Muharip Gaziler Derneği de dernek bünyesinde kullanılan arızalı 2 akülü tekerlekli sandalyenin tamiri için Büyükşehir Belediyesi’nden destek istedi. Dernek binasına gelip arızalı araçları kontrol eden Seyyah ekipleri, iki aracı da getirdikleri Merinos’taki atölyede tamir etti. Tamir ve bakımı yapılan araçlar, yine ekipler tarafından Türkiye Muharip Gaziler Derneği’ne götürülerek Dernek Başkanı Adem Erdem’e teslim edildi. Derneği tüm ihtiyaçları ve talepleri noktasında Büyükşehir Belediyesi’nden sürekli destek aldıklarını belirten Dernek Başkanı Adem Erdem, “Arızalı akülü tekerlekli sandalyelerimiz de hemen tamir edilip, getirildi. Ben destekleri için Büyükşehir Belediyemize çok teşekkür ediyorum” dedi.

  • Elektrik panosunu tamir ederken hayatını kaybetti

    Elektrik panosunu tamir ederken hayatını kaybetti

    Olay, merkez Nilüfer ilçesi Demirci Mahallesi Demirciyolu Caddesi Eroğlu Makine isimli fabrikada gerçekleşti. Edinilen bilgiye göre, fabrikadaki elektrik panosunu tamir etmek isteyen Ayhan Özcan (43), panoyu tamir ettiği sırada akıma kapıldı. Özcan’ın yerde hareketsiz yattığını gören çalışanlar, durumu 112 Acil Servis ekiplerine bildirdi.
    İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrol sonrası Özcan’ın, olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Özcan’ın cenazesi, kesin ölüm sebebinin bulunması için Bursa Adli Tıp Morgu’na kaldırıldı.
    Polis, olayla ilgili tahkikat başlattı.

  • “Bozulan televizyonlar tamire değil, çöpe gidiyor”

    “Bozulan televizyonlar tamire değil, çöpe gidiyor”

    Mesleğe, yaklaşık 40 yıl önce çırak olarak başlayan evli ve 2 çocuk babası 61 yaşındaki Ekrem Akçay, kendi imkanları ile açtığı dükkanında televizyon tamirlerini yapıyor. Mesleğin ilk yıllarında televizyonların değerli olduğunu ve tamirat işlerine adeta yetişemediklerini ifade eden Akçay, şimdilerde ise bozulan televizyonların büyük kısmının çöpe atıldığını söyledi.

    Akçay, “Artık tamirat işi dibe vurmak üzere. İnsanlar artık eskiyi atıp, taksit ve kartlar ile yenisini alıyor. Burada daha çok vakit geçirmek için uğraşıyoruz. Şimdiki cihazlar eskisi gibi değil, tamire az geliyor. Haftada 1-2 cihaz belki tamir ediyoruz. Eskiden çok yoğundu. Şimdiki televizyonların kritik arızları olduğu zaman yaptırmaya da değmiyor, örneğin ekran değişimi yeni parasına denk geliyor. O nedenle insanlar yaptırmak istemiyor” diye konuştu.

    “Tamircilik bizden sonra bitiyor”

    Tüplü olarak bilinen eski tip televizyonlarda tamiratın emek istediğini ifade eden Akçay, “Tamircilik bizden sonra bitiyor, yetişecek eleman da kalmadı. İnsanlar buraya televizyon getiriyor, sonrasında ya unutuyor, ya da masrafı fazla gelince burada bırakıp daha da uğramıyor. Biz de işimize yarayan parçalarını alıp gerisini çöpe atıyoruz” şeklinde konuştu.

  • 50 yıldır ekran arkasında

    50 yıldır ekran arkasında

    Mesleğe 50 yıl önce çırak olarak başlayan evli ve 3 çocuk babası Demirci, askerliğini yaptıktan sonra kendi dükkanını açtı. Zaman içerisinde kendini geliştirerek aranan ustalardan biri olan 60 yaşındaki Demirci, bu sürede pek çok çırak ve kalfanın da yetişmesine katkı sağladı.

    “Teknolojiye ayak uydurmamız gerekiyor”

    Radyo ve siyah – beyaz televizyon tamiriyle adım attığı mesleğinde bugün son teknoloji televizyonlara kadar hepsinin bakım ve onarımını yapan tecrübeli usta, “Çağa ve teknolojiye ayak uydurmamız gerekiyor. Yeni model televizyonlar çıkıyor. Parça bulmakta zorlansak da tamirini gerçekleştiriyoruz” dedi.

    Gündüz ekran arkasında, akşam ekran karşısında

    Her sabah günün erken saatlerinde Pirinçci Mahallesi’ndeki dükkanının yolunu tutup hazırlıklarını yaparak müşterilerini bekleyen Demirci, “İş yerinde akşama kadar televizyon ekranlarının arkasındayım. Eve gidince televizyonun önüne geçiyorum. Yoğunluktan dolayı burada televizyon izlediğim söylenemez” diye konuştu.

    Rahmi Demirci, Amasya Esnaf Odaları Birliği tarafından Yılın Ahi Ustası seçilerek plaket almıştı.

  • Bursa’da 90 yıllık klasik otobüsleri restore ediyorlar

    Bursa’da 90 yıllık klasik otobüsleri restore ediyorlar

    Bursa’da 49 yıldır kendi kurdukları işletmelerinde otobüs tamir eden Akman ailesi, bir müşterisinin talebi üzerine otobüs restore etti. Otobüsün orijinalliğini koruyarak ilk günkü ilk günkü ihtişamını geri kazandıran aile yaklaşık 6 yıldır talep üzerine klasik otobüsleri eski haline döndürüyor.

    Üretildiği günden bu yana tasarımlarıyla herkesin dikkatini çeken otobüsler, tepeden tırnağa yenilenerek görenlerin gözlerini kamaştırıyor. Uzun yıllar önce üretimi durdurulan otobüslerin eksik veya kullanılamaz hale gelen parçaları yeniden kalıp dökülerek orijinal halini bozmadan tamamlanıyor. Otobüslerin motor parçaları ise yurt dışından temin ediliyor. Sanayi sitesinin içerisinde adeta müzeyi andıran işletmede 1935’den 1970’li yıllara kadar üretilen pek çok otobüs, ustaların ellerinde hayat bulmayı bekliyor.

    “Meşakkatli süreçlerden geçiyoruz”
    Müşterilerden gelen klasik otobüslerin parçalarını bulmakta zorluk çektiğini söyleyen işletme sorumlusu Celal Akman, “1974’de beri kapıları açık olan ve bu sektöre hizmet veren bir firmayız. Babadan kalan bir işletme ama ben burada amcamla beraber çalışıyorum. İşimiz sadece otobüs ama yaklaşık 5-6 yıldır eski araçları yenileme ve restorasyon yapıyoruz. Bunları hem keyifle hem de ustalarımızın tecrübeleriyle beraber müşterilerimize en iyi hizmeti verebilmek için çalışıyoruz. Bu talep müşterilerimizden geldi. İşletmemizin çok eski olduğunu öğrenen müşteriler restore işi yaptırmak istedi. Bize gelen otobüsleri en iyi şekilde müşterilerimize teslim ettik ve bu iş için tercih sebebi olduk. Bu çok kolay olmuyor. Eski otobüslerin parçalarını bulmak o kadar kolay değil. Gelen otobüsleri orijinal görünümüne kavuşturmak için çok meşakkatli süreçlerden geçiyoruz. Bizim ve ustalarımızın tecrübesi bu araçları orijinal haline getirme ehliyetine sahip. Yaklaşık 40-50 yıldır hizmet vermiş ustalarımız var, bu tecrübeyle bu işin üstesinden gelebiliyoruz” dedi.

    Türkiye’de yapabilen sayılı
    Otobüs restorasyonunun Türkiye’de pek yaygın olmadığını söyleyen Akman, “Türkiye’de bu işi yapabilen sayısı bir elin parmakları kadar. Tabi bu işi yapabilecek kadar tecrübeli usta kalmadı maalesef. Genelde fabrikasyona yönelik işlemler yapıyorlar. Yeni standart araçlarda eskiyi pek bulamazsınız. Yeni standart araçların bakım ve onarımı daha basit. Bu araçlar tamamen mekanik. Yani eski ustaların yapabileceği, maharet isteyen, tecrübe isteyen bir işlem” dedi.

    Yapımı 5 ay sürüyor
    Gelen otobüslerin en ince ayrıntısına kadar yenilediklerini belirten Akman, “Bize bu araçlar hurdalıktan çıkmış bir şekilde geliyor. Biz araçları tamamen soyuyoruz. Ne kadar problemi varsa, o kangren olmuş metalleri kesip atıyoruz, yeniliyoruz. Bu işlem ciddi bir aşama gerektiriyor. Yapılması 5 ay süren araçlarımız da var. Yeni tip araçlar gibi montajla halletme durumu olmuyor. Kaporta kısımlarında bile çoğu şeyi elde hallettiğimiz kısımlar var. Sadece iki profili birbirine kaynatmak değil bu işlem. El işçiliği, el emeği gerektiriyor. Dolayısıyla bu kadar güzel şeyler çıkıyor meydana” ifadelerini kullandı.

    Müşterilerle beraber test ediliyor
    Tepeden tırnağa yenilenen klasik otobüsleri müşteriyle beraber testten geçirdiklerini söyleyen Akman, “Araçlar buradan çıkarken bizde çok mutlu oluyoruz. Bizim en büyük mutluluğumuz bu araçların buradan çıkması değil, müşterimizin memnuniyetini gördüğümüz zaman oluyor. Araçların işleri bittiğinde müşterimizle beraber testlerini yapıyoruz, yollara çıkıyoruz. Frenlerine kadar her şeyiyle memnun olduğunu gördüğümüz zaman daha çok mutlu oluyoruz. Çabanızın taktir edilmesi çok başka bir şey” şeklinde konuştu

  • Vantilatörü tamir etmek isterken canından oldu

    Vantilatörü tamir etmek isterken canından oldu

    Karabük’te elektrik akımına kapılan 15 yaşındaki çocuk yaşamını yitirdi.

    Olay, Aydınlıkevler 501’inci Cadde’de meydana geldi.

    Ekrem Metin Erol isimli 15 yaşındaki çocuğun odasında hareketsiz bir şekilde yattığını fark eden kardeşleri komşudan yardım istedi.

    İhbar üzerine olay yerine polis ve 112 Acil Servis ekipleri sevk edildi.

    Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrollerde çocuğun yaşamını yitirdiğini belirlendi.

    Olay Yeri İnceleme ekiplerinin yaptığı çalışmalarda, talihsiz çocuğun vantilatör tamiri yaptığı sırada elektrik akımına kapıldığı öğrenildi.

    Olayla ilgili inceleme başlatılırken, Erol’un cenazesi Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı.

     

  • Boruları tamir etmeye giderken akıntıda kayboldu

    Boruları tamir etmeye giderken akıntıda kayboldu

    Kastamonu’nun Cide ilçesinde su şebekesinin tamiri için Loç Vadisi’ndeki Devrekani Çayı’na giren şahıs, akıntıya kapılarak kayboldu. Şahsın bulunması için jandarma ve AFAD ekipleri arama çalışması başlattı.

    Edinilen bilgiye göre, Cide ilçesine bağlı Çamdibi köyünde yaşayan 65 yaşındaki Mehmet Bal, arızalanan su şebekesi hattını tamir etmek için Loç Vadisi’ndeki Devrekani Çayı’na gitti. Su borularının bulunduğu alana geçmek için iki arkadaşıyla Devrekani Çayı’na giren Bal, suya kapılarak gözden kayboldu.

    Bal’ın arkadaşları, durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, sağlık ve AFAD ekipleri sevk edildi. Ekipler tarafından arama çalışması başlatıldı.
    Ankara’dan bölgeye sevk edilen dalgıç ekipleri de arama çalışmalarına destek veriyor.