Doğu Afrika ülkesi Tanzanya’da şiddetli yağışlar sel ve heyelana neden oldu. Yetkililer, ülkenin kuzeyindeki Hanang Dağı’nın eteklerindeki sel ve heyelanlarda en az 47 kişi hayatını kaybettiğini, 80 kişinin de yaralandığını açıkladı. Bölgede arama-kurtarma çalışmaları devam ederken, çok sayıda evin de hasar gördüğü aktarıldı. Tanzanya Meteoroloji Ajansı yağışların bu ay da devam edeceği konusunda uyardı.
Etiket: TANZANYA
-
Mersin’e Tanzanyalı damat
Mersinli diyetisyen İrem Cansu Gürsoy daha önce eğitim gördüğü Hacettepe Üniversitesi’nde arkadaşlarının da vesilesiyle 4 yıl önce Tanzanyalı Omary Saleh Mgembe ile tanıştı. Arkadaşlıklarının sürdüren çiftin aldığı evlilik kararına ailelerine de olumlu karşılık verdi. Bunun üzerineçift ilki Türkiye’de, diğeri Tanzanya’da olmak üzere iki düğün merasimi yapma kararı aldı. Çiftçin ilk düğünü Türk geleneklerine göre Mersin’in Erdemli ilçesinde gerçekleştirildi.
Kesik çayır, erik dalı derken halay başı oldu
Çiftin dansıyla başlayan düğünde Tanzanyalı damat Omary ‘kesik çayır’ ve ‘erik dalı’ oynadı, düğünün ilerleyen saatlerinde de halay başı oldu.Oyunlarda terleyen damada zaman zaman yakınları da eşlik etti. Damat ve ailesinin yöresel dansları ise davetlilerden bol bol alkış aldı.
Eşiyle tanışma süreçlerini anlatan gelin İrem Cansu Gürsoy, “Ankara’da tanıştık üniversite okurken. Omary Hacettepe mezunu, ben Başkent Üniversitesi mezunuyum. Ortak bir arkadaşımız tanıştırdı bizleri. 4 yıllık bir berberliğimiz var. Omary artık Mersinli oldu. Çünkü ben Mersinliyim. Artık Türkçesi’de çok iyi ve Türkiye’yi de çok seviyor. Çok mutluyuz. Omary Almanya’da çalışıyor, Almanya planımızda olabilir, Türkiye’de de devam edebiliriz. Omary çok güzel kalpli bir insan, çok düşünceli, o yüzden bana çok iyi hissettirdi. Onun içinde aynı şekilde diye düşünüyorum. Çok mutluyuz” dedi.“İrem bana çok yardım etti”
Üniversitede maden mühendisliği okuyan şuan Almanya’da özel bir firmada yazılım mühendisliği yapan Omary Saleh Mgembe ise, “Ben Tanzanyalıyım. Eğitim için Türkiye’ye geldim, maden mühendisliği okuyordum. Ortak arkadaşımız vardı, ondan tanıştık. Türkçem çok iyi değildi, İrem bana çok yardım etti. Şimdi birlikteyiz, evleneceğiz” diye konuştu.
“İrem’i bulduğumda fikrim değişti”
Türkiye’de bir Türk kızıyla evleneceğinin hiç aklında olmadığını anlatan Omary, “İrem’i görmeden önce böyle bir şey düşünmüyordum. Sadece eğitim için gelmiştim ama İrem’i bulduğumda fikrim değişti” diye konuştu.
Gelinin babası Ramazan Gürsoy’da gençlerin üniversitede tanıştıklarını dile getirerek, “Birbirlerini 3-4 yıldır tanımaktalar. Birbirleri ile görüştüklerini bizlere aksettirdiler. Bizlerde bir yıldır görüşüyoruz. Herhangi bir sıkıntımız yok, damadımız Almanya da yüksek lisans yapıyor. Yazılım mühendisi olarak çalışıyor. Biz damat aldık, o da Türkiyeli oldu artık”ifadelerini kullandı. -
Vahşi yaşamın Milli Parkı
Tanzanya‘nın en büyük dördüncü parkı olma özelliğine sahip Mikumi Milli Parkı, ziyaretçilerine Afrika’nın vahşi doğasını deneyimleme fırsatı sunuyor.
Doğu Afrika ülkesi Tanzanya‘nın Morogoro şehrinde 3 bin 230 metrekarelik yüzölçümüne sahip Mikumi Milli Parkı, birbirinden değişik vahşi hayvanlara ev sahipliği yapıyor.
Safari tutkunlarının saatlerini harcayarak ulaştığı ülkenin en büyük dördüncü milli parkını ziyaret edenler, vahşi yaşamı yakından gözlemleyerek unutulmaz anlar yaşıyor.
-
Natron gölüne yaklaşan ‘taş’a dönüyor
Tanzanya’da suyuna dokunan canlıları anında taşa çeviren Natron Gölü dünyanın en tehlikeli gölleri arasında yer alıyor.
Natron Gölü, nesli tükenmekte olan flamingolar için önemli bir çiftleşme alanı… Ancak, hayvanlar sudaki mineral kabuklarla temas ederlerse tuzunda sonsuza dek donma riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Suya kan kırmızısı rengini veren bakteriler ise ortalama 26 derece sıcaklığa, ölümcül tuz konsantrasyonuna ve alkaliliğe dayanarak gölde yaşayabilen yegane canlı türü.
İngiltere’de yer alan Leicester Üniversitesi’nden ekolog David Harper, suya düşen canlıların öldükten sonra cesetlerinin hemen çürüdüğünü, gölün kıyısına fazla yakşanların ise üzerilerinde sonsuza kadar kalacak bir tuzla kaplanarak donduğunu belirtti.
Harper, göldeki bu ölümcüllüğün nedeninin yeryüzünde natrokarbonatit yayan tek aktif volkan olan yakındaki Ol Doinyo Lengai (Tanrı Dağı) olduğunu söyledi. Natrokarbonatitler, yanardağı kesen akarsu kanalları vasıtasıyla göle karışıyor ve gölün pH 10’un üzerindeki sert alkalinitesine katkıda bulunuyor.
Fotoğrafçı Nick Brandt ise göl hakkında yazdığı ‘Across the Ravaged Land’ adlı kitabında, ‘Natron Gölü’nün kıyı şeridinde beklenmedik bir şekilde her türden kuş ve yarasa gibi canlıları kıyıya vurmuş halde buldum. Kimse tam olarak nasıl öldüklerini bilmiyor ama suyun soda ve tuz içeriği son derece yüksek, o kadar yüksek ki film kutularımın mürekkebi birkaç saniye içinde yok oldu.” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan Natron Gölü’ndeki aşırı koşullar, onun 10 bin yıl öncesine kadar uzanan tarihinin korunmasında önemli bir rol oynadı.
Appalachian Eyalet Üniversitesi’nden jeolog Dr. Cynthia Luitkius-Pierce, “Buradaki canlıların izleri tuzda birlikte tortulaşıp sertleştiriyor. Bu da bilim insanlarına binlerce yıl önceki yaşamı inceleme olanağı tanıyor.” dedi.
-
İnsan İzi Derneği ‘İyilik Köyü’ kuruyor
“İyilikte iz bırakmak” mottosuyla başta Türkiye ve Afrika ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok bölgesindeki mazlum, yetim ve muhtaçlara el uzatan yeni nesil yardımlaşma platformu İnsan İzi İnsani Yardım Derneği, Afrika kıtasında uzun soluklu bir projeye imza atmayı hazırlanıyor. Kalıcı iyiliğin toprakta filizlenerek doğacağı görüşünden yola çıkan dernek, Afrika Kıtası’nda yer alan Tanzanya’nın Darüsselam şehrinde kuracağı ‘İyilik Köyü’ ile yerel halkın kendi kendine yetebileceği özgür ve özgün yaşam alanları oluşturmayı hedefliyor.
“Geleceğin Afrika’sı için bir ihtimal daha var”
Konu hakkında değerlendirmede bulunan İnsan İzi İnsani Yardım Derneği Başkanı Umut Sarıkaya, “Anadolu’yu sevgi, iyilik ve yardımlaşma temelinde ilim ve irfan medeniyeti merkezi haline getiren atalarımızın torunlarıyız. Ruhumuza ve kültürümüze nakşedilmiş hasletlerle iyiliğin öncüleri olmak, iyilere yol göstermek, iyi bir iz bırakmak bizim mayamızda var. İnsan İzi olarak dünyaya iyi bir iz bırakmak için yeni bir hedef belirledik. Yarının Afrika’sını şimdiden iyilikle mayalamak istiyoruz. İnsanlığın ortak atasının izlerini taşıyan Afrika topraklarını ve samimi insanlarını, kendi kendine yetebilen ve çevresindeki ihtiyaç sahiplerine yardım edebilen bir gelişmişliğe taşımak, bu uğurda elimizden gelenin en iyisini yapmak hayalimizdir. Bu nedenle, geleceğin Afrika’sı için ‘bir ihtimal daha var’ diyoruz” dedi.
“Afrika’nın dönüşümünü başlatacak yenilikçi bir model”Afrika insanına kendi öz değerlerini hatırlatacak yeni nesillerin yetişmesini arzu ettiklerini belirten Sarıkaya, “Bu gayeyle, İyilik Köyü’nü ilk olarak, araştırma ve analizlerimiz sonucunda Tanzanya’nın Darüsselam şehrinde kurmayı arzu ettik. İyilik Köyü Projesi ile sürdürülebilir ve teknolojiye dayalı üretim kültürünü yaygınlaştırmayı, Afrika’nın dönüşümünü başlatacak yenilikçi bir modeli hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Hedefimiz günlük hayatta ve üretim süreçlerinde dijital teknolojileri kullanan, kendi kendine yetebilen, gençlere yeni ufuklar açan örnek bir model oluşturmak. İyilik Köyü ile teknolojik bilgi ve olanakları Afrika’ya ulaştırmak, istihdamı artırmak, üretimi güçlendirmek ve en önemlisi yerel kültürel değerleri koruyarak geleceğin liderlerini yetiştirmek hedefindeyiz. İyilik Köyü projemiz kapsamında, ilk etapta bir yetimhane inşa edecek ve değerlerine, köklerine sahip çıkan geleceğin liderlerini yetiştirmeye gayret edeceğiz. 2050’li yılların toplum önderleri, inşallah bu iyi niyetli ve samimi çalışmalar sayesinde şimdiden filizlenecek. Donanımlı ve bilinçli gençler Afrika’nın geleceğini inşa edecek ve Afrika’yı sömürmek için limanlardan kalkan gemilerin bir zamanlar durduğu yerden el sallayarak Şeyh Edebali’nin sözünü hatırlatacaklar: ”İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” Tüm dostları, yarının Afrika’sının temelini birlikte atmak için İyilik Köyü projemizin detaylarını anlatacağımız tanıtım programına davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Afrika insanının kendi kendine yeteceği akıllı bir köy
Yapılan açıklamaya göre dernek, İyilik Köyü projesinin detaylarını, Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde 4 Şubat tarihinde gerçekleştireceği tanıtım programıyla kamuoyuna duyuracak. Dernek, başta yetimler olmak üzere Tanzanya’daki yüzlerce çocuğa, gence, aileye dokunmayı hedefliyor. Dernek, İyilik Köyü’nde yer alacak okul, yetimhane, cami, sağlık ocağı, misafirhane, atölyeler, akıllı tarım alanları ile Tanzanya’daki yaşam ve eğitim kalitesini artırmayı amaçlıyor. Akıllı köylere örnek teşkil edecek İyilik Köyü ile İnsan İzi, ilk etapta Tanzanya’da, ilerleyen dönemlerde Afrika’nın farklı bölgelerinde gençler, kadınlar ve aileler örnek olacak bir ekosistem oluşturmayı planlıyor.
-
Maymunların kaçırdığı bebek öldü
Tanzanya’nın batısındaki Gombe Ulusal Parkı yakınlarında Kigoma’daki Mwamgongo köyünde dün eve giren maymunlar 1 aylık bebeği annesi emzirdiği sırada kaçırdığı bildirildi.
Kigoma Bölge Komutanı James Manyama yaptığı açıklamada, bebeğin köylülerin onu kurtarmak için güç kullanması sonucu hayatını kaybettiğini aktararak, “(Anne) yardım için çığlık attı ve köylüler çocuğunu maymun sürüsünden geri almasına yardım etmek için evine koştu” dedi.
Maymunların köylüleri görünce agresifleştiği ve saldırganlaştığını ifade eden Manyana, bebeğin başından ve boyundan yaralandığını belirterek, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiğini belirtti. Anneye hangi maymun türünün saldırdığı henüz netlik kazanmazken polis, halktan milli parklardaki maymunlara karşı dikkatli olmaları yönünde çağrı yaptı.