Edinilen bilgiye göre, Akşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri Isparta istikametinden gelen yabancı plakalı bir araçta tarihi eser niteliğinde Kur’an-ı Kerim olduğu şeklinde yapılan ihbar üzerine aracı Akşehir Engili yol kavşağında durdurdu. Araçta bulunan S.T. ile Y.T. gözaltına alınırken, araçta yapılan aramada tarihi Kur’an-ı Kerim ele geçirildi. Olayla ilgili araçtaki iki kişi hakkında ‘2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet’ suçundan işlem yapıldı.
Etiket: tarihi
-
Tarihi medrese birçok alanda kullanılıyor
Kırşehir’deki en önemli tarihî yapılardan biri olan Cacabey Gökbilim Medresesi halk dilinde uzay araştırmaları alanı olarak yer alan tarihi yapıya; beş vakit namaz saatleri dışında da insanlar tefekkür etmek ve tarihle gelecek arasında köprü kurmak için incelemeye geliyor. Tarihi yapıda namaz vakti öncesinde Kur’an okuyup tefekkür eden Fatih Yıldız, eski uzay medresesinde ibadet etmenin kendisini mutlu kıldığını söyledi. Yusuf Torun adlı vatandaş ise camiye beş vakit geldiğini namaz vakitleri öncesinde de tarihi yapıda ibadet ve tefekkürün kendisi için önemli olduğunu aktardı.
1272 yılında, dönemin Kırşehir Valisi Nureddin Cibril bin Cacabey tarafından matematik, fen ve astronomi eğitimi verilen bir medrese olarak yaptırılan yapı, zamanla Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından birkaç kez tadilattan geçirildikten sonra yeniden ibadete açılmıştı. Tarihi yapıda Taç Kapı’nın girişindeki sütuncelerin başlıklarından sarkıtılan kürelerin, ayı ve güneşi sembolize ettiği, ayrıca alınlığın sağ ve sol alt köşesinde yer alan dairesel şekillerin ekvator çizgisini ve eksen eğikliğini gösterdiği üzerine yapılan yorumlar da mevcut.
-
Tarihi taş köprüde temizlik çalışması memnun etmedi
Aydın tarımının can damarlarından olan Büyük Menderes Nehri, doğduğu bölgeden denize döküldüğü yere kadar üzerindeki birçok köprüye ev sahipliği yapıyor. Aydın’ın Söke ilçesine bağlı Sarıkemer’i birbirine bağlayan ve bir zamanlar deve kervanlarının geçtiği, 1988 yılında da Kemal Sunal’ın başrolünü oynadığı İnatçı filminin birçok sahnesinin çekildiği tarihi taş köprü de şimdilerde yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Nehre atılan çöpler, ağaç kütükleri ve kargılar nedeniyle menfezleri tıkanan taş köprü tekrar alarm vermeye başladı. Tarihi taş köprünün temizlenmesi için harekete geçen Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, başvuruları üzerine bölgeye DSİ ekiplerin geldiğini görünce sevindiklerini ancak yapılan temizlik uygulamasını görünce şaşırdıklarını belirtti. Bölgeye gelen kepçe ile köprünün arkasındaki plastik çöplerin alınarak ön tarafına tekrar bırakıldığını ve tüm çöplerin Ege Denizi’ne karışacağını söyleyen Sürücü, “Temizlik böyle mi yapılır?” diyerek duruma tepki gösterdi.
“Yanlış bir uygulama”
Tekrar suya bırakılan çöplerin daha çok kirlilik oluşturduğunu ifade eden Sürücü, “Büyük Menderes Havzası’na bereket getiren Ege’nin en büyük akarsuyu olan Büyük Menderes Nehri’nin kanayan yarası haline gelen, Söke’ye bağlı Sarıkemer’de bulunan tarihi taş köprünün arkasında biriken çöplerin sorunu bir türlü çözümlenemiyor. Yaklaşık bir ay önce müracaat ettiğimiz kurum tarafından dün taş köprüye bir kepçe gönderildi. Biz de çöpler temizlenecek diye çok sevinmiştik. Büyük ağaç kütükleri bir kısım çöpler kıyıya alındı. Ne yazık ki, plastik atıklar ve diğer çöpler kepçeyle köprünün arkasından alınarak, ön tarafında yine suya bırakıldı. Yani ‘Su götürür’ mantığıyla hareket edilerek taş köprünün tuttuğu çöpler ve özellikle ne kadar plastik varsa hepsi Ege Denizi’ne doğru gitti. Menderes Nehri’nin kıyısında bulunan kargı kamışlarının içi çöplerle doldu. Bir kısmı da Bafa Gölü’nü besleyen Serçin Priz kanalına geldi. Didim yol kavşağında Sakızburnu Dalyan bölgesinde bulunan şişme savaktan aşamayan çöplerin bir bölümü burada kaldı” ifadelerini kullandı.
Çöplerin gittiği noktanın Türkiye’nin en önemli korunan alanlarından biri olan Büyük Menderes Deltası Milli Parkı olduğunu söyleyen Sürücü, “Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kararı ile 1982 yılında tescil edilen Sarıkemer Taş Köprü, tarihi açıdan önemli kültür varlıklarımızdan biridir. Bu çöpleri ve gelen atıkları tutmak için daha ne kadar dayanacaktır. Tarihi köprünün arkasında biriken çöplerin temizlik çalışmaları, yapının tescilli olması nedeniyle ilgili kurumların denetiminde yapılması gerekirdi. Sadece bir kepçe ve operatörüyle yapılan çalışma, korumaya uyumlu olmadığı gibi, çöplerin bertarafında da yanlış bir uygulamayla tekrar nehrin diğer tarafına atılarak temizlik gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Yine de tam teşekküllü bir temizlik yapılmadığından köprüye yakın kısımlardaki çöpler, denetçiler olmadığından alınamamış ve önümüzdeki günlerde yağmurlarla birlikte yine adacıklar oluşturarak büyümeye devam edecektir” dedi.
“Yüzer bariyer aktif hale getirilmeli”
Söke Regülatöründe kıyıda bekletilen yüzer bariyer sisteminin aktif hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Sürücü, “Taş köprüde yapılacak temizlik çalışmalarına uzmanlar ve denetçilerin de katılması sağlanmalı, doğru temizlik yapılmalı ve kesinlikle tekrar nehre atılmamalıdır. Önemli olan bu çöplerin nehre atılmamasıdır. Bu konuda bir çalışma yapılmamaktadır. Köylerden, kasabalardan ve kentlerden dere ve çaylara atılan çöpler menderese ulaşmakta, buradan da denize kadar gitmektedir. Çöpleri tutması için en önemli projelerden biri olarak alınan, yüzer bariyer yıllardır Söke Regülatöründe karada beklemektedir. Umarız ilgili kurum duyarlılık göstererek tamirini yaptırıp yüzer bariyeri tekrar işlevsel hale getirir ve üst havzadan gelen çöplerin denize gitmesini önler. Bu çöpler sadece kötü bir görünüm oluşturmuyor aynı zamanda denizel biyoçeşitliliğe de büyük zarar veriyor. Başta deniz kaplumbağaları ve yunuslar olmak üzere birçok deniz canlısının ölmesine de yol açıyor” şeklinde konuştu.
-
Tarihi taş bina kütüphane oluyor
Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın’ın seçim taahhütleri arasında yer alan 7/24 açık kütüphane projesi tarihi belediye binasında hayat buluyor. Proje kapsamında başlatılan çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Gazi Caddesi üzerinde bulunan eski Belediye Binası alt katının kütüphaneye dönüştürülmesiyle ilgili çalışmaların devam ettiğini açıkladı. “Bu şehirde ışıkları hiç sönmeyen bir kütüphane olsun” diyen Başkan Aşgın, “Belediye Taş Binanın alt katını 7/24 açık kütüphane haline getiriyoruz. Bu kütüphane Çorum Belediyesi’nin uhdesinde olacak. Projesinin inşaat çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Tarihi konseptiyle gençlerimizin hem ders çalışabileceği hem de teknolojik imkânlarından faydalanabileceği, ikramlarımızın da olduğu dört dörtlük bir mekân olacak. Şimdiden gençlerimize hayırlı olsun” diye konuştu.
-
CHP’de kurultay tarihi belli oldu
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), il ve ilçe kongrelerinin yeni takvimini belirledi.
26 Eylül’de toplantı yapılacak
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nden, parti meclis üyelerine gönderilen yazıda 26 Eylül 2023 Salı günü saat 11.00’de genel merkezde bir toplantı yapılacağı bilgisi paylaşıldı.
38. Olağan Kurultay tarihi belirlendi
MYK’nin CHP 38. Olağan Kurultayı’nın prensipte 4-5 Kasım’da yapılması kararını aldığı öğrenildi.
PM’nin kurultay tarihi kararını onaylaması bekleniyor.
-
Tarihi caminin minaresi tarihi mezarların üzerine yıkıldı
İki büyük depremle sarsılan Kahramanmaraş’ta Vakıf Kültür Varlıklarına bağlı 39’u cami 42 tarihi yapı hasar gördü. Tarihi camilerin yoğun olduğu ilde merkez Dulkadiroğlu ilçesi Sakarya Mahallesi’nde bulunan tarihi Bey Camii de hasar gördü. 1892 yılında yaptırılan Bey Camii’nin minaresi hemen yanında bulunan tarihi kabirlerin üzerine yıkıldı. Minare enkazının bulunduğu mezarlık mahalle halkını üzerken, vatandaşlar enkazın bir an önce kaldırılmasını istedi.
Mahalle sakinlerinden Mustafa Kutlu, “1800’lü yıllara ait bu tarihi eserin ne yazık ki asrın felaketi olan depremden dolayı minaresi yıkıldı ve depremden sonra camiyi yaptıran zatların yattığı mezarların içerisine düştü minare taşları. Depremin üzerinden 6 ayı aşkın süre geçti ve bir türlü el atılmadı. Biz mahalleli olarak üzülüyoruz ve bir an önce kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Mahalleli sakini Demir ise, “Bey Camie’nin minaresi mezarlıkların üstüne yıkıldı. Depremin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen enkazın kaldırılmasında herhangi bir ilerleme yok. Buranın en kısa sürede ayağa kalkmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. -
Gümüşhane, İzmirli doğaseverleri büyüledi
İzmir’den gelen ve Karadeniz bölgesinde gezmedikleri tek yer olan Gümüşhane’yi 7 gün boyunca doya doya gezen doğaseverler şehrin tarihi ve doğal güzellikleriyle coğrafyasına hayran kalarak “Gümüşhane cennetten bir köşeymiş” sözleriyle yine gelmek üzere şehre veda etti.
Uzun yıllardan beri Türkiye’nin değişik bölgelerini gezen 17 kişilik doğasever grup 7 gün boyunca karış karış gezdikleri Gümüşhane’den mutlu bir şekilde ayrıldı.
İzmir’in kavurucu sıcağından kaçan 17 kişilik doğasever grup internetten görerek çok beğendikleri ve Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneğiyle (GÜDAK) irtibat kurarak geldikleri Gümüşhane’de macera dolu bir haftalık yolculuk boyunca Gümüşhane’nin doğal ve tarihi zenginliklerini adım adım deneyimledi
Karaca Mağarası’nın gizemli derinliklerini, Limni Gölü Tabiat Parkı’nın huzur dolu manzarasını, Zigana Dağı’nın etkileyici manzarasını, Artabel Gölleri Tabiat Parkı’nın göz alıcı güzelliklerini deneyimleyen grup üyeleri birinci gün Karaca Mağarası, Limni Gölü Tabiat Parkı ve Zigana Dağı, ikinci gün Artabel Gölleri Tabiat Parkı, üçüncü gün Santa Harabeleri, Taşköprü Yaylası, dördüncü gün Krom Antik Kenti, İmera Manastırı, beşinci gün Abdalmusa Tepesi, altıncı gün Örümcek Ormanları, Çağlayandibi Şelalesi Tabiat Parkı, Çıkrıkdüzü ve Güvende Yaylaları ve yedinci gün Tomara Şelalesi, Çakırkaya Manastırını gezdi.
Bir hafta boyunca Tarihi Süleymaniye Mahallesindeki uygulama otelinde kalan İzmirli doğaseverler şehrin 600 metre rakımlı bölgesinden 3 bin 331 metre rakımlı en yüksek noktası olan Abdalmusa Zirvesine kadar hemen her bölgesini doya doya gezdi.“Gezdiğimiz yerlerin hepsi ayrı ayrı güzelliklere sahip yerlerdi”
Gümüşhane organizasyonu yapan Müşerref Çevik, daha önce Gümüşhane’ye hiç gelmediklerini hatırlatarak, “Gümüşhane’de 17 kişilik grubumuzla bir hafta boyunca gezdik. Grubumuzu en çok etkileyen yerler Artabel Gölleri Tabiat Parkı, Santa Vadisi ve Örümcek Ormanları oldu. Gezdiğimiz yerlerin hepsi ayrı ayrı güzelliklere sahip yerlerdi. İnternetten paylaşım ve fotoğrafları gördük ama çokta hayal edemedik güzellikler konusunda. Bu kadar güzellik beklemiyorduk. Beklentimizin çok çok üzerinde yerler gördük Gümüşhane’de” dedi.
“Gümüşhane cennetten bir köşe ve kesinlikle ölmeden önce görülmesi gereken yerlerden birisi”“Yine gelecek misiniz?” sorusuna “Kesinlikle” diye cevap veren Çevik, “Gümüşhane cennetten bir köşe ve kesinlikle ölmeden önce görülmesi gereken yerlerden birisi bence. Bugüne kadar Türkiye’nin birçok noktasını gezdik. Bizi Gümüşhane’nin en çok insanları etkiledi. Coğrafyası kadar yürekleri güzel insanlarla dolu bir şehir burası. Ben yıllardır Türkiye’yi gezerim ama Gümüşhane insanının samimiyeti, doğallığı ve temiz yüreğini hiçbir yerde görmedim” diye konuştu.
Grupta yer alan emekli güzel sanatlar öğretmeni Mümtaz Saygın ise Gümüşhane’nin hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı bir kent olduğunu hatırlatarak, “Buranın milattan önce 4.yüzyıldan itibaren yerleşimin olduğunu, Helenistik dönem, Roma dönemi ve Hristiyanlığın bu bölgede çok etkin olduğunu gözlemledim. Özellikle Krom Vadisinde 40 civarında kilise ve şapel olması beni çok etkiledi” dedi.“Birçok şehirdekinden daha fazla kilise ve şapel Krom ve Santa vadilerinde var”
Türkiye’de birçok şehirdeki toplam kilise sayısından daha fazla kilise ve şapelin Krom Vadisinde olduğunu ifade eden Saygın, “Planları birbirine benzeyen bu binalar bakımsız kalmış. Sadece İmera Manastırı kısmen restore edilmiş ama kapısı kilitliydi giremedik. Orada bir bekçi olması ve gelen konukların içeriye girmesini isterdim. Bu vadideki kiliselerin adını da bilemedik çünkü tabelaları yok. Hemen hemen tüm eserlerde define aramışlar hatta bazılarında insan kemikleri bile vardı. Bu tablo bizi çok üzdü. Tam bir roman ve gotik sanatları kiliseleri vardı. Krom ve Santa vadilerinde çok sayıda Hıristiyanlık tarihi eseri var ama ilgi yok, bakım yok. Harabe deniliyor ama restore edildikten sonra ören yeri denmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Malzeme bol ama bakım yok, ilgi yok”
Gelirken Gümüşhane’de bu kadar tarihi eser göreceğinin aklının ucundan bile geçmediğini belirten Saygın, “Süleymaniye Mahallesi, Santa, Krom Vadilerinde eşsiz eserler var. Malzeme bol ama bakım yok, ilgi yok. Bu şekliyle bura insanlar kilise görmeye gelmezler. Ancak doğa çok güzel. Karaca Mağarası gibi yerler çok güzel ama hiç değilse şu tarihi yapılar, özellikle kiliseler biraz restore edilse sanırım daha çok ilgi çeker. Buralar tamamen bakımdan yoksun. Biz dağcı olmasak oralara gelmezdik. Bir de rehber sıkıntısı var. Şimdi ben olmasam bu grupta o tarihi eserleri kim anlatacaktı?”diye konuştu.
-
Bursa’da hazireler ecdada yakışır hale getiriliyor
Tarihi ve kültürel miras yatırımlarıyla Bursa’yı adeta açık hava müzesine dönüştüren Büyükşehir Belediyesi, türbe ve cami hazirelerinde bulunan tarihi mezarlıklarda da düzenli temizlik çalışması yapıyor.
Bursa’nın 17 ilçesinde yaklaşık 12 milyon metrekare alanı kaplayan 1300 mezarlıkta düzenli bakım ve temizlik yapan ekipler, tarihi mezarlara da ayrı bir özen gösteriyor. İl genelindeki 196 türbe ve cami haziresinde bulunan tarihi mezarlıklar, belirli periyotlarla temizleniyor. Bunun yanında vatandaşların daha rahat bir şekilde ziyaret edebilmeleri için türbeler de düzenli olarak temizleniyor.
-
Türkiye’nin tarihi başarısına BUÜ katkısı
Uluslararası Üniversite Sporları Federasyonu (FISU) tarafından Çin Halk Cumhuriyeti’nin Chengdu kentinde 28 Temmuz – 8 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Dünya Üniversiteler Yaz Spor Oyunları’nda büyük bir başarı kazanıldı. 113 ülkeden yaklaşık 6 bin 500 sporcunun katıldığı organizasyonda Türkiye’nin 45 üniversitesinden toplam 108 sporcu yer aldı. Farklı kategorilerde yarışan milli sporcular, genel klasmanda 6. sırada yer alarak ülke tarihinin en iyi sonucuna ulaşmış oldu.
Atletizm ve Wushu’da madalyaBUÜ Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinden Berke Akçam’ın yer aldığı Erkek Atletizm Takımı, 4 x 400 bayrak yarışında birinci olarak altın madalya alırken, Wushu Sanda’da mücadele eden Nusret Kayhan Altunkaya da erkekler 70 kg’da dünya üçüncüsü olmayı başardı. Tarihi başarıda ülkelerine madalya kazandırmış olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduklarını dile getiren BUÜ’lü öğrenciler, yeni başarılar için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da milli sporcuları ve antrenörlerini arayarak tebrik etti. Rektör Yılmaz, gençlerle yakın zamanda bir araya geleceklerini açıkladı.