Etiket: Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı

  • Arama çalışmalarına ara verildi, zehirli atığa rastlanmadı

    Arama çalışmalarına ara verildi, zehirli atığa rastlanmadı

    Erzincan’ın İliç ilçesindeki 13 Şubat tarihinde bir maden ocağında meydana gelen toprak kayması sonrası göçük altında kalan 9 işçi için başlatılan arama çalışmaları, arama faaliyeti yapılan noktalarda heyelan riskinin devam etmesi nedeniyle 19 Şubat tarihinde durdurulmuştu. Konu ile alakalı bölgede incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan bugün basın açıklaması yaparak son durum hakkında bilgilendirmede bulundular. Bakan Yerlikaya, konuşmasında “Erzincan maden sahasında güvenli çalışma imkanı sağlanıncaya kadar arama faaliyetlerine ara veriyoruz” dedi.

    İlk olarak konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Özellikle arama faaliyetleriyle alakalı malumunuz iki gün önce halen devam eden heyelan riski nedeniyle bu süreç durmuştu. Ama bunun yanında heyelan olmuş, toprağın uygun olacak alanlara taşınmasıyla ilgili faaliyetlerimiz şu anda devam ediyor. O alanlar tespit edildi ve eylem riski de göz önünde bulundurularak bu çalışmalar şu anda devam etmektedir. Elbette en önemli önceliğimiz olan, buradaki 9 çalışanın aranmasıyla alakalı faaliyetler devam ederken aileleri sürekli bilgilendirdik. Ailelerimizi teskin etmeye gayret ettik. Hakikaten ailelerin büyük bir çoğunluğu zaten bu bölgede çalışan insanlar. Madeni hepimiz kadar bilen insanlar. Burada yaşayan insanlar. Onlar da konunun ne kadar büyük olduğunu ve ne tür zorluklarla karşı karşıya olduğumuzu gayet iyi biliyorlar. Dolayısıyla onlarla birlikte bu süreci yürütüyoruz. Onların yanında olduğumuzu bir kez daha sizlerin aracılığıyla ifade etmek istiyoruz. Onların yanında olacağımızı, bu konuda devlet olarak bu konunun tüm sorumlu taraflarının bugün ve bundan sonraki süreçte onlarla birlikte olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bunun yanı sıra tabii olayın oluş nedeniyle alakalı soruşturmalarımıza devam ediyor. Hem idari yönden hem teknik yönden bu konunun neden meydana geldiği kök sebepleri nedir? Bunları inşallah çok kısa zamanda tespit edip kamuoyuyla sizler vasıtasıyla paylaşacağız. Bunun yanı sıra adli konudaki süreç devam ediyor. Dolayısıyla bu süreç büyük bir titizlikle, gayretle devam ediyor” dedi.

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, maden sahasında güvenli çalışma imkanı sağlanıncaya kadar arama faaliyetlerine ara verdiklerini ifade ederek, “Olayın ilk olduğu andan itibaren devletimiz, hükümetimiz her zaman olduğu gibi çok büyük bir seferberlik ruhuyla buraya geldi. Daha önceki basın buluşmalarımızda da ifade ettiğimiz gibi insan kaynakları açısından yaklaşık 3 bine yakın ve araç gereç iş makinesi açısından da 800’ün üzerinde bir mevcutla burada ilk andan itibaren arama kurtarmaya başladık. Bütün bunları yaparken daha önceki buluşmalarımızda da ifade ettiğimiz gibi bugün sizler aracılığıyla açıklığa kavuşturmak istiyoruz. Bu büyük bir kaza değerli arkadaşlar. Bu yığın liç alanı dediğimiz, toprağın kümelendiği alandan her iki tarafa büyük toprak kayması, yani Sabırlı Deresine akan büyük bir kütleden bahsediyoruz. 8 milyon metreküp son ölçümlerle ve onun aksi istikametinde 2 milyon metreküp mangan sahası, açık ocağa akan bir kütleden bahsediyoruz ve her iki tarafta da aradığımız canlarımız olduğunu söylemiştik. Değerli arkadaşlar, bu yığın liç alanlarının tepedeki stabilitesini devamlı surette anbean kontrol eden jeoradar yani sismik ölçümlerden bahsetmiştik. Her anını takip ediyoruz. Kayıt altına alıyoruz. Bunları bilim insanlar oluşan bir kurulumuz var. Bunlar teknik personel, sahadaki, daha önceki burayı tanıyanlar velhasıl istişaresi ve bilimi bize katkı sunacak herkes de bunu değerlendiriyoruz ve gelinen nokta şu; 3 gün öncesinde biliyorsunuz bunu paylaşmıştık sahadaki sizle buluşmamızda. Mangan sahasındaki alan ara verilmişti. Oradaki arama çalışmalarına güvenlik gerekçesiyle ve 2 günden beri de Sabırlı Vadisinde Sabırlı Deresinin oradaki arama faaliyetlerine yine ara vermiştik. Sebebi ne bunun? Sebebi şu arkadaşlar. Biz her zaman olduğu AFAD olarak AFAD koordinasyonundaki tüm arama kurtarma veya arama faaliyetlerinde önce arama işini yapan arkadaşlarımızın bu süreçte çalışan arkadaşlarımızın güvenliğini önceliyoruz. Bunu yapıyoruz. Yukarıdaki kaymaya vesile olan yerdeki hiçbir şekilde durmadığı, devamlı surette aktif ve bir önceki günden, bir önceki zamandan daha aktif hale gelmesiyle ilgili olan bir rapor ve nihayetinde buradaki çalışmaları, arama çalışmalarını inkıtaya uğradı ve dün bütün bakanlarımız bir araya gelip bilim insanlarını, teknik mühendislerimizi tekrar dinleyip nihai raporu aldığımız zaman şununla karşı karşıya kaldık. Bunu sizlerle paylaşmamız lazım. Her iki tarafta yani, Sabırlı ve manganın açık ocağındaki arama faaliyetlerine ara veriyoruz. Tekrar ediyorum. Ara veriyoruz. Ne zamana kadar? Yukarıdaki yılın iç alanındaki aktifasyon durup stabil, aşağıda güvenli çalışmaya vesile oluncaya kadar biz arama çalışmalarına ara veriyoruz” diye konuştu.

    “Tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadı”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ekiplerinin sürekli olarak numuneler alarak ölçümler yaptığını ifade ederek şu ana kadar havada, suda, toprakta herhangi bir tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadığının altını çizdi. Bakan Özhaseki konuşmasında, “Olayın olduğu andan itibaren çevreden sorumlu bakan yardımcısı arkadaşımız onun riyasetinde Çevre Genel Müdürümüz, Çevre Yönetimi Genel Müdürümüz, ÇED Genel Müdürümüz, on kadar bizimle devamlı çalışan bu konuda akademisyen, bilim adamlarımız uzman arkadaşlarımızla birlikte ve elimizde bulunan son derece donanımlı aletlerimizle, mobil cihazlarımızla bu bölgeye intikal ettik. O günden itibaren olayları yakinen birebir de takip ediyoruz. Tabii bizim bakanlığımızı ilgilendiren tarafıyla bu bölgede arkadaşlarımız geldikten sonra ilk yaptıkları iş bu heyelan alanında uçan, biriken toprağın nehirle buluşmasını kesmek gerekiyordu. O anlamda menfez kapaklarını kapattılar. Sabırlı Deresi neticesinde. Sonra bu toprağın güvenli bir yere nakli için gerekli aramaları yaptılar. Çalışmaları yaptılar. Sızdırmazlıkla ilgili çalışmalarını zaten devam ettiriyorlar ve bu tespitleri de arkadaşlarımız aralıksız olarak sürdürdüler. Bir taraftan da belki en önemlisi kamuoyunun merak ettiği konu bu toprağın herhangi bir şekilde insan sağlığına, çevreye zarar var mı? Havada, suda, toprakta, tehlikeli atıklar oluştu mu? Gibi bir soruya cevap bulabilmek amacıyla da arkadaşlarımız her gün dokuz noktadan burada numune alıyorlar. Sonra bunu gereken mobil cihazımızla gerekse üç ayrı dışarıdaki yetkin laboratuvarlarda incelettiriyorlar. Şu ana kadar çok şükür tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadı. Bundan sonra da bu titizliği biz devam ettireceğiz. Sonuna kadar sürdüreceğiz. Herhangi bir tehlike oluşmaması için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Zaten bu toprağın taşınması aşamasında taşıyabileceğimiz yerlerin tespiti dahil olmak üzere üzerimize ne düşüyorsa onları da yapacağız. Çok şükür burada bir tehlikenin oluşmaması bizim için son derece önemliydi. Bundan sonra da inşallah olmaz diye ümit ediyorum ben ama bu hiçbir zaman bizim yapacağımız çalışmalara mani değil. Burada biz bu çalışmaları titizlikle sürdüreceğiz. Yine her gün topraktan numune alacağız. Havadaki ölçümleri yapacağız. Ayrıca yer altındaki suların nehre ulaşma konusundaki tehdidini de göz önünde bulundurarak ne yapılması icap ediyor bilim adamlarımızın tavsiyeleriyle, uzmanlarımızın bu konudaki görüşleriyle istişareyle bakanlıklar arasındaki bu koordinasyonla üzerimize düşeni de yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, DSİ’nin çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “İlk andan itibaren Devlet Su İşlerimizin yöneticileri ve mühendisleri burada bir acil eylem planı oluşturdular. Bu acil eylem planına istinaden önce yüzey sularının baraja akmamasıyla alakalı sedde yapılmaya başlandı. Şu anda 8 metreye ulaştı. 11 metreye kadar ulaştıracağız. Bunun önünde ve arkasında birikme ihtimali olan suları da atık havuzuna aktarmak üzere bir pompaj sistemi de kurulmuş vaziyette. İkinci olarak bunun daha da önünde gelecek olan yağışları da depolama amacıyla yaklaşık şu an için planlamalar 30 metre yüksekliğinde adeta küçük bir baraj inşa edilecek. Bunun dışında da bu maden sahasının bir üst tarafında gelecek olan temiz suların yani yağmur suları olabilir ya da normal akış olabilir. Bunların da alana girmemesi için bir bypas sistemi şu anda planlanıyor. Arkadaşlar da bununla ilgili çalışmalara başladılar. Maden sahasının üst tarafında, orada da adeta küçük bir baraj inşa edeceğiz. Gelen suları burada tutup daha sonra da alanın dışından büyük borularla alana hiçbir şekilde değmeyecek şekilde bypass sistemiyle normal diğer tarafa adeta farklı bir akış olarak, suyun akışını yönlendirmiş olacağız. Şu an itibariyle herhangi bir şekilde yüzey sularından normal baraja ya da herhangi bir yere akan bir su söz konusu herhangi bir tehlikede arz edecek bir durum yok. Arkadaşlarımız şu anda çalışmalara devam ediyorlar. En kısa zamanda bunlarla ilgili işler de bitirilmiş olacak” şeklinde konuştu.

    Son olarak konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da, konuşmasında şunları kaydetti; “Çalışmayı Sosyal Güvenlik Bakanlığımız olarak gerçekleştirdiğimiz faaliyetler hakkında kısa bilgiler sunacağım. Bildiğiniz gibi bütün iş yerlerinde ve üretim çağlarında bizim için en önemli konulardan bir tanesi, çalışanlarımızın güvenliği ve sağlığıdır. Bu konuda önlemleri alıyoruz ve taviz veremediğimiz bir konudur bizim için. Çalışanlarımızın sağlığı güvenliği noktasında. Daha önce de ifade ettim. Teftiş Kurulu Başkanlığımız ve başmüfettişlerimiz eşliğinde şu an incelemelerimiz, araştırmalarımız devam ediyor. Bu çerçevede olayın gerçekleşmesinde ortaya çıkan kök nedenlerin bulunması noktasında da müfettişlerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Şunu da ifade etmek isterim. Tabii olayla ilgili idari ve hukuki süreç devam ediyor. Ancak müfettişlerimizin hazırlayacağı raporlar belli bir zamanı alacaktır. Ama en son noktada burada ihmali ve kusuru olan kim varsa hukuk önünde gerekli hesabı vereceğini de ifade etmek isterim.”

  • “Seracılığın yüzde 40’ı kayıt altında değil”

    “Seracılığın yüzde 40’ı kayıt altında değil”

    Bakan Yumaklı, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Antalya’nın Muratpaşa ilçesindeki bir otelde düzenlenen Seracılık Çalıştayı’na katıldı. Tarımsal üretim denilince genelde akla bitkisel üretimin geldiğini dile getiren Bakan Yumaklı, Türkiye’nin su ürünleri ihracatı son dönemde önemli bir ivme kaydettiğini bildirdi.

    Antalya’nın seracılığın başkenti olduğunu ve bu alanda gelişmeyi Türkiye’ye ve tüm dünyaya duyurduğunu dile getiren Yumaklı, “Bizler 365 gün üretim yapan, hem kendi ülkemizdeki nüfusu hem ülkemize turistleri diğer misafirleri besleyen bunun dışında da geçtiğimiz yıl 30 milyar dolardı, bu yıl öyle tahmin ediyorum ki bu rakam 1 milyar dolar daha artacak. Bütün dünyayı besleyen bir ülkeyiz. Bunun da en önemli noktalarından bir tanesi Antalya’dır. Bitkisel üretim alanında sorunları konuşmanın yanında aslında çok önemli ve kıymetli olanlar geleceği değerlendirmektir. Biz buna yeni normal diyoruz. Dolayısıyla geleceğe dönük neler var, bizi bekleyen, bunlara nasıl hazırlıklı olabiliriz. Üretimimizi en verimli ve kaliteli nasıl arttırabiliriz. Elbette bu sadece toplandık, konuştuklarımızın ibaret olmayacak. Bizler buradan gelecek olan sonuçları raporları mutlaka bundan sonraki karar karar alma mekanizmalarında mihenk taşı olarak önümüzde tutacağız” diye konuştu. Bakan Yumaklı, kararları şekillendirmede mutlak suretle sektörle ve paydaşlarla birlikte hareket etmek istediklerinin altını çizdi.

    “8.6 trilyon dolardan payımızı almalıyız”

    Türkiye’nin coğrafi konum olarak önemli bir noktada olduğunu işaret eden Bakan Yumaklı, “4 saatlik, bir uçuşla 67 ülkeye ulaşabiliyoruz. Bu şekilde de dünyanın nüfusunun yüzde 20’sine ulaşabiliyoruz. Avrupa, Asya, Afrika arasında her türlü ulaşım yollarının, ulaşım vasıtalarını kullanabiliyoruz. Bu coğrafyada dönen ticaretin hacmi 8.6 trilyon dolar. Yani içinden pay almak zorunda olduğumuz büyüklüğü dikkat çekmek istiyorum. Bölgenin nüfusu da yıldan yıla artıyor. Avrupa’nın en çok yolcu geçişi olan havalimanı İstanbul Havalimanıdır. Bu yoğunluktan en fazla nasibi tarım sektörü alacaktır. Dünya nüfusu son 25 yılında üçte bir artmış, 8 milyara yükselmiş. Ülkemizin nüfusu aynı oranda 85 milyona yükselmiş. 2050 yılı dünya nüfusu projeksiyonu 10 milyar kişi ülkemizin nüfusunun 105 milyona ulaşmasını bekliyoruz. Buda artan gıda ve su ihtiyacını beraberinde getiriyor” ifadelerine yer verdi.

    “130 milyon tonluk bitkisel üretime ulaştık”

    Deprem bölgesinin tarımsal üretimin yaklaşık yüzde 15 civarında önemli olduğunun altını çizen Bakan Yumaklı,” 11 şehrimiz etkilendi. Ama ülkemizde gıda eksiliği hissedilmedi. Tarımsal bitkisel sektörü dirençli hale getirenler neler, tarımsal destekler, kırsal kalkınma destekleri, kamu bankalarının sağladığı krediler, TARSİM, lisanslı depoculuk, yapısal reformlar sektörlerin dayanıklı olmasının önünü açtı. Bu ana başlıkların dışında bir çok husus var. Bu yıl toplamda 137 milyon tonluk bitkisel üretime ulaşmış olduk. 20 yıldaki gelişim yaklaşık yüzde 40. Üretim yelpazemiz bütün dünyada hitap etmeyecek bir nokta bırakmamak kaydıyla gelişti. Bugün Türkiye tarımsal hasıla bakımından Avrupa’da birinci Dünyada ise ilk 10 arasında yer alıyor” dedi.

    “Yüzde 40 kayıp”

    Son 21 yılda seracılığın yüzde 123 büyüdüğünü kaydeden Bakan İbrahim Yumaklı, “ Piyasaya 9.4 milyon tonluk sebze ve meyve arz ediyor. Örtü altı üretim alanları olarak Avrupa’da 2. Dünyada ise 4. sıradayız. Ülkemizdeki seracılık üretim alanlarının yüzde 92’si Hatay’dan, İzmir’e kadar olan sahil şeridimizdedir. 61 binden fazla üreticimiz var. 485 bin dekar kayıtlı alanda üretim yapıyorlar. Kayıt altında olmayan yüzde 40 alan var, bunun için uğraşıyoruz. Çünkü analiz edemediğiniz bilmediğiniz bir şeyi ölçemezsiniz. Yüzde 40 az bir rakam değil. Jeotermalde Dünyada 7. Avrupa’da ise 1. sıradayız” ifadelerine yer verdi.

    “Organize tarım bölgelerinin kendi mevzuatı olacak”

    Organize tarım bölgelerine çok önem verdiklerinin altını çizen Bakan Yumaklı, “Aydın, Denizli’deki Tarım Bölgelerinde üretime başlandı. 12 Organize Tarım Bölgesi yatırım aşamasında. Balıkesir Gönen’de dünyanın en büyük bölgesi faaliyete geçmek için çalışmaları devam ediyor. Organize Tarım Bölgelerinin ayrı bir mevzuatı olacak. Ziraat Bankası kredilerinde faiz indirimleri de devam edecek. Sadece söylenmiş olmak için değil bizler üretici bakanlığız. Üretim yapmak isteyen, üretimini geliştirmek isteyen herkese bakanlığımız emrindedir. Üreticilerimiz yanındayız. Yarın dünden daha fazla gıda üretmek zorundayız. Birincisi üretim alanlarımızı verimli kullanarak ikincisi teknolojinin bütün nimetlerini kullanarak. Bu bahsetmiş olduğum iki yöntemden bir tanesini seçmek zorunda değiliz. İkisini birbirine entegre etmek zorundayız” değerlendirmesini yaptı. Tarımsam üretim planlamasının sadece bir cümle olmadığının altı çizen Bakan Yumaklı, bunun bir ülkenin geleceği olduğuna dikkat çekti.

    “Üretim planlamasının önemi”

    Hangi ürünün nerede nasıl üretilmesinin yanında gelecek vizyonunda ortaya konularak bir üretim planlaması yapılması gerektiğine değinen Bakan Yumaklı, “Herkesin bir sene öyle bir sene başka türlü bir üretimle ne dünya ile boy ölçüşebilirsiniz, nede gıda güvenliğini sağlayabilirsiniz. Bunun örtü altı üretim içinde konuşulması gerektiğine inanıyoruz. Buradan çıkacak olan sonuçlar bizler için üretim planlaması anlamında önemli olacaktır. Ülkemizin markalaşma olma yolunda ilerleyen avantajlı konumda olan seracılık sektörünün uluslararası alanda genişlemesi ve söz sahibi olması adına paydaşların verdikleri desteğe teşekkür ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Gıda güvenliği”

    Antalya Valisi Hulusi Şahin, kentteki seracılığın tüm dünya tarafından kabul gördüğünü, büyüdüğünü ve geliştiğini söyledi.
    Seracılığın geniş bir sektör olduğunu dile getiren Vali Şahin, “Geçtiğimiz günlerde en büyük tarım fuarına ev sahipliği yaptık. Orada seracılığın bir sanayi sektörü olduğunu gördük. Antalya 2023 yılında 1.2 milyar dolar tarımsal ürün ihracatı yaptı. Yaşananlar dünyada gıdanın ne kadar önemli bir rolü olduğunu gösterdi. Pandemi, Ukrayna krizi çıktı, önümüzdeki günlerde olumsuz günler muhtemeldir. O riskler gıda güvenliğini etkiliyor. Kendi gıdamızı kendimiz üretmeli ve musluğu, vanayı elimizde bulundurmamız son derece kritik” açıklamasında bulundu.

  • Bakan Yumaklı: “Artık Türkiye’de suyu merkeze alan çalışma başlattık”

    Bakan Yumaklı: “Artık Türkiye’de suyu merkeze alan çalışma başlattık”

    Bakan İbrahim Yumaklı, Sinop Valiliği’ni ziyaret etti. Bakan Yumaklı valiliği gelişinde Vali Dr. Mustafa Özarslan ve il protokolü tarafından karşılandı. Karşılama sonrasında Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı tarafından valilik şeref defteri imzalandı. Valilik şeref defterinin imzalanmasının ardından Bakan Yumaklı, valilik makamında Vali Özarslan’dan Sinop ilinin genel durumu hakkında bilgiler aldı.

    Bakan Yumaklı, Cuma namazının ardından AK Parti Sinop İl Başkanlığı’nda partililerle buluştu. Bakan Yumaklı burada yaptığı konuşmada, “Burada iki sektörümüz var: Balıkçılık ve çeltikle alakalı. Ama başkanlarımdan bir tanesi dedi ki ‘bugün bizim farklı ürün desenlerini de çalışmamız lazım.’ Bu bizim hep söylediğimiz üretim planlaması. Artık Türkiye’de Türkiye’nin geleceği için suyu merkeze alan, hangi bölgede hangi ürün en iyi bir şekilde üretilir ve bunun hem oradaki üreticiye hem memlekete katkısı ne olur çalışmasını başlattık. Bütün illerde komiteler oluşturuldu. O ilin ileri gelenleri, başkanların, üreticilerin, borsa başkanları kim aklınıza gelirse onların dahil olduğu bir komite o ilde en iyi ne yapabilir kafa yoracaklar biz de Türkiye bazında onları konsolide edeceğiz ve bundan sonra ülke de bir şeyin çok fazlası var, azı var konusu ortadan kalkmış olacak. Bir an da bunu halledebileceğimizi elbette söylemek mümkün değil ama bunun adımını attık ve en kısa zamanda bu sonuca ulaşacağız” diye konuştu.

    Gençlere ve hanımlara tarımsal faaliyetin içinde daha fazla görmek istediğini söyleyen Bakan Yumaklı, “Bu konuda bakanlığımızın daha önce bu konuda algı da seçicilik olmadığı için olabilir, bilmediğimiz konular olabilir bu desteklere mutlaka başvurun ve üretin. Bizim üretmeye ihtiyacımız var. Kaliteli ve verimli üretmeye ihtiyacımız var bunu sürdürülebilir bir şekilde yapmaya ihtiyacımız var. Peki, ‘nereden öğreneceğiz’ diyorsunuz. Buradaki Tarım İl Müdürü arkadaşımız sizin hizmetinizde. Bunları sizlere gelerek anlatacak ama ben ne yapabilirim dediğiniz bir konu varsa lütfen gidip konuşun. Öncelikle genç ve hanım kardeşlerimi ve elbette ki bütün vatandaşlarımızı biz bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Sözleşmeli üretimle alakalı konuşan Bakan Yumaklı, “Bir üreticimiz bir şey ürettiği zaman onun satışıyla alakalı, pazarla alakalı eğer bir ortam yoksa onun üretimi tabiri caizse zayi oluyor. Biz istiyoruz ki bir ürün üretildiğinde onu alacak olanın da hazır hale geleceği bir ortam oluşturalım. Bütün çabamız bu hem üretici kazansın hem de bunu satın alıp son tüketiciye ulaştıranlar kazansın. Sizin vasıtanızla Sinop’tan bütün Türkiye kamuoyuna bunu söylemiş olalım. Biz sözleşmeli üretimle ilgili bütün yasal düzenlemeleri hallettik. Tip sözleşmeler yaptık. Tip sözleşme ne demek artık hem üreten hem de bunu alacak olan aralarında bir tane kağıt imzalayarak bu işi çözmeyecek. Onları imzaladığın da bu sözleşmeler bizim bakanlığımızda muhafaza altına alınacak. Yarın bir gün bir sorununuz oldu siz bakanlığa diyeceksiniz ki kardeşim siz çözün bunu. Arabuluculuk müessesesi getirdik davalarla, mahkemelerle uğraşmayacaksınız” şeklinde konuştu.

  • Bakan Yumaklı’dan açıklamalar

    Bakan Yumaklı’dan açıklamalar

    Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Orman Genel Müdürlüğünce Antalya’da bir otelde düzenlenen ‘İklim Değişikliği Sürecinde Orman Yönetimi Çalıştayı’na bir video mesaj gönderdi. Dünyayı etkisi altına alan birçok felaketin kısa zaman dilimlerinde ardı ardına yaşandığını belirten Bakan Yumaklı, bunların üst başlığında küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin karşılarına çıktığını vurguladı.

    Yumaklı, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin bütün canlıları ve yaşamı olumsuz etkilediğini, bu iki etkenin ormanların geleceği için de büyük bir risk oluşturduğunu dile getirerek, ormanların küresel iklim değişikliği ile mücadelede en önemli doğal argüman olduğu aktardı.

    Bu yüzden ormancılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliğinin daha da önem kazandığına işaret eden Yumaklı, çalıştayın mevcut durum ve olası gelişmeler ışığında, Türkiye ormancılığına önemli bir veri envanteri sağlayacağını sözlerine ekledi.

    Yumaklı, Bakanlık olarak sürdürülebilirliği odak noktalarına aldıklarını ifade ederek, “Bu noktadan hareketle paydaş temelli ve kapsayıcı bir yaklaşımla küresel iklim değişikliği ile mücadeleye önem veriyoruz” dedi.

    Ormanların dünyadaki en ekonomik ve en doğal karbon tutum yataklarını oluşturduğunu hatırlatan Yumaklı, “Bu nedenle ormanlar, iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemli bir rol üstlenmekte. Bunun farkında olarak son 22 yılda önemli adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

    “Yıl sonuna kadar orman alanımızı yüzde 30’a çıkaracağız”

    Bakan Yumaklı, ormancılık alanında yürütülen çalışmalara ilişkin şu bilgileri paylaştı:

    “Ormancılık alanında bu sürede 90 milyar 458 milyon liralık yatırım yaptık. Yaptığımız her yatırımın aslında geleceğe ve çocuklarımıza olduğu bilinciyle fidanlarımızı toprakla buluşturduk. Son 22 yılda 7 milyar fidanı ve tohumu geleceğimize nefes olsun diye ektik. Tüm bunların sonucu olarak yıl sonuna kadar orman alanımızı dünya ortalaması olan yüzde 30’a çıkaracağız.”

    “Yeşil vatanımızı 7 gün 24 saat koruyoruz”

    11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü’nde 2023 noktada 5 milyon 2023 fidanı toprakla buluşturduklarını kaydeden Yumaklı, yeşile olan sevdalarını her geçen gün geliştirmeye devam edeceklerinin mesajını vererek, “Sadece fidanları toprakla buluşturmak yetmez, onları korumalıyız’ diyerek tüm dünyanın parmakla gösterdiği yangınla mücadele filosunu kurduk. Rezerv güçlerle beraber 24 uçak, 100 helikopter, 10 İHA, 4 bin 400 kara aracı, 776 kule, 25 bin kahraman orman işçimiz ve 118 bin aşan gönüllümüz ile yeşil vatanımızı 7 gün 24 saat koruyoruz. Orman yangınlarının hem ekolojik hem de ekonomik kayıplarını en aza indirmek için elimizden gelenin fazlasını yapmaya devam edeceğiz” dedi.

    Bakan Yumaklı, küresel ısınmanın etkilerinin günbegün daha çok hissedildiği bir süreçten geçildiğini hatırlatarak, bu durumun yalnızca Türkiye’yi değil, tüm ülkeleri yakından ilgilendirdiğinin altını çizdi.

    “Üzerimize düşenleri yapmanın gayreti içerisindeyiz”

    Bu kapsamda dünyadaki tüm ülkelerin, elini taşın altına koyması ve büyük bir sorumluluk bilinci içinde hareket etmesi gerektiğine dikkati çeken Yumaklı, “Türkiye olarak üzerimize düşen çalışmaları kararlı adımlarla sürdürme gayreti içerisindeyiz. Bizim derdimiz, atalarımızdan aldığımız mirası, gelecek nesillere iyi bir şekilde emanet edebilmek” diye konuştu.

  • Bakan Yumaklı, Kars’ta partililerle buluştu

    Bakan Yumaklı, Kars’ta partililerle buluştu

    AK Parti İl Başkanlığı önünde karşılanan Bakan Yumaklı, toplantı salonunda partilerle buluştu. Bakan Yumaklı, yaptığı konuşmada, “Türkiye 21 yılda nereden nereye geldi. Herhalde en çok hatırlamamız ve hatırlatmamız gereken husus bu, bir kalkınma vizyonumuz var. Bugün artık dünyada kendi anlatmak istediğini masaya koyan, bugün gazete manşetlerinde gördüğümüz ‘Türkiye böyle hafife alınacak bir ülke değildir.’ Lafını söyleten bizim liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır. Biz de onun yol arkadaşı olmaktan her zaman için gurur duyuyoruz. Tabii büyük düşünme, çıtayı yükseltme bize bazı sorumluluklarda yüklüyor. Çünkü iktidar olmak, herkesin arzulayacağı şeylere ulaşmak değildir. Aynı zamanda sorumluluğunu hissetmektir” dedi.

    Mart ayında yapılacak olan seçimlere de değinen Yumaklı, “Son bir şey kaldı bizim Mart ayında yapılacak seçimler, bu artık noktayı koyacak husustur. Mayıs ayındaki seçimler ne kadar ülke açısından, memleket açısından kritikse, Mart ayındaki seçimlerde bu kadar kritik. Ben diliyorum ki burada bütün kardeşlerim AK Parti’nin ne demek olduğunu anlatıyorlar. Ama Mart ayında daha fazla anlatmamız gerekecek. Daha fazla sahaya çıkmamız gerekecek” diye konuştu.

  • Bakan Yumaklı’dan çiftçilere müjde

    Bakan Yumaklı’dan çiftçilere müjde

    Sabah saatlerinde Malatya’ya gelen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, kentteki ziyaretlerine ilk olarak Malatya Valiliği ile başladı. Vali Ersin Yazıcı’yı ziyaret eden Bakan Yumaklı, çıkışta açıklamalarda bulundu. 6 Şubat depreminin hemen ardından devletin tüm kurumları ile ilk andan itibaren sahada olduklarını belirten Yumaklı, “Devletimiz bölgenin ihya ve inşası için bütün imkanlarıyla başlatmış olduğu çalışmalarını halen sürdürüyor. Bakanlık olarak da yine bizlerde imkanlarımızı hem Malatya’ya hem de diğer 10 ilimize seferber ettik” dedi.

    “Deprem sonrası bakanlık olarak destekleri önce çektik”

    Bu süreç içerisinde tarımsal desteklerin de öne çekildiğini ifade eden Bakan Yumaklı, 408 milyonu Malatya’da olmak üzere yaklaşık 13,7 milyarlık desteği üreticilere ödediklerini söyledi. Bu dönemde yine Toprak Mahsulleri Ofisi ve Tarım Kredi Kooperatifleri ile ürün alımlarına hiçbir şekilde ara vermeden devam ettiklerini de belirten Yumaklı, “Yine toprak mahsulleri ofisinin Malatya’daki amirliğini Şube Müdürlüğü statüsüne çevirerek ürün alımlarıyla ilgili herhangi bir sorunun oluşmamasını önünü açtık. Tarımsal kredi faizlerini ertelenmesi orman köylülerine OR-KÖY kredileri hibe ve destek sürelerinin uzatılması gibi hususlarda bu dönemde gerçekleşti. Yine Malatya’da 116 milyonu olmak üzere toplamda 1,3 milyar liralık da besicilere, üreticilerimize hayvansal üretim yapan üreticilerimiz de bir destek ödemesi de hibe ödemesi de yapıldı. Yine Malatya’da yaklaşık 3 bin 500 tona yakın olmak üzere toplam 16 bin tonlukta yem yardımı desteği bu süre içerisinde oldu. Afet bölgelerinde yine programlı aşılar hayvan hastalıkları açısından hız kesmemek üzere bu süre içerisinde devam etti. Yaklaşık 15 binden fazla bakanlık olarak arkadaşımızı özellikle kırsal bölgeler başta olmak üzere tayin ve tespitler için görevlendirmiş olduk” ifadelerine yer verdi.

    Depremde hayvanlarını kaybeden üreticilere de yine bu süreçte destek olunduğunu hatırlatan Yumaklı, 3 bin 249’u Malatya’da olmak üzere toplam 43 bin 317 küçükbaş hayvanın dağıtımını tamamladıklarını belirtti. Yine bölgede bin 347’si Malatya’da olmak üzere toplam 26 bin 273 arılı kovanı da depremzede üreticilere verdiklerini söyledi. Türkiye’de 550 bine yakın kanatlı hayvan telefi olduğunu ve bunun da dağıtımlarının tamamlandığını kaydeden Yumaklı, “İnşallah bugün de depremde büyükbaş hayvanlarını kaybetmiş olan telef olmuş olan üreticilerimize yaklaşık 5 bin 809 adet büyükbaş hayvan dağıtımını bütün Türkiye’de başlıyoruz. Biz de bunun başlangıcını Malatya’da yapmak üzere buraya geldik. Yaklaşık Malatya’da da 550’ye yakın büyükbaş hayvanın da dağıtımını bugün Malatya’da gerçekleştirmiş olacağız” şeklinde konuştu.

    Deprem bölgesindeki üretim Türkiye’nin yüzde 15’ini kapsıyor

    Deprem bölgesinin Türkiye’deki bütün tarım üretiminin ve hasılanın yüzde 15’ini kapsadığını ifade eden Bakan Yumaklı, “Türkiye’deki her 7 tarımsal üreticinin çiftçinin bir tanesi de yine deprem bölgesinde. Dolayısıyla bereketli hilalin tam merkezinde olan bu illerimizin potansiyelini harekete geçirmek, eğer herhangi bir eksiklik varsa bizim tamamlamamız gereken bunları da gözden geçirmek üzere buradayız” dedi.

    Malatya’da tarımsal arazilerin sulamaya açılması adına halihazırda 37 adet proje bulunduğunu ifade eden Yumaklı, şunları söyledi:

    “Malatya’da devlet su işlerimizin takibinde olan bunlarla ilgili çalışmalar büyük bir hızla devam ediyor. Bu yılın sonuna kadar Malatya’da yaklaşık 2 milyon fidanın toprakla buluşmasını da sağlamış olacağız. Ve ayrıca Malatya’ya bir adet bal ormanı da kurmuş olacağız. Yine yaklaşık Malatya’da 449 aileye 60 milyon OR-KÖY kredisini de sağlamış olacağız hibe desteğiyle birlikte. Yine eko turizm alanlarının tesisi ile doğa turizminden faydalanmasını sağlayacağız.”

    Destek ödemesi bugün hesaplara

    Son 21 yılda bütün Türkiye’de çiftçilere 845 milyar liralık destek ödemesi gerçekleştirildiğinin altını çizen Bakan Yumaklı, “Bu yıl da şu ana kadar 47 milyar liralık tarımsal destek ödemesi yaptık. Sene sonuna kadar bu rakam yaklaşık 64 milyar lira olacak. Bugün de çeşitli kalemlerden oluşmak üzere 630 milyon lirayı üreticilerimiz hesaplarına aktarmış oluyoruz, bunun müjdesini de buradan vermiş olalım” dedi.

    Hububat grubu için uygulamasına geçen yıl başladıkları mazot ve gübre desteklerinin de gelecek yılda yapılacak ödemenin öne çekilmesi içinde çalışmaların tamamlandığını aktaran Yumaklı, “Bu kapsamda yaklaşık 11.2 milyar lira çiftçilerimizin Ziraat Bankası kartlarını tanımlanmış oldu. Bu uygulamayı diğer ürünler için de yaygınlaştırılmış olacağız” ifadelerine yer verdi.

    “Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor”

    İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı ambargo ve saldırılara da değinen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Gazze’de bir insanlık dramı yaşandığını söyledi. Yumaklı, “Özellikle de beslenmeyle alakalı çocukların başta olmak üzere gıdaya erişimiyle alakalı çok ciddi bir sıkıntı var. Hatta kısıt var. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın takip ediyorsunuz çok yoğun bir şekilde diplomasi trafiği var. Biz çocuk kadın genç demeden sivillerin hedef alındığı bu saldırıların bir an önce tamamlanmasını diliyoruz. Ve bu diplomasi trafiğinin de etkili olacağını ve sonuç alacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda hakikaten dileklerimiz temennileriniz bu savaşın bir an önce tamamlanması ve sivillerin masumların mazlumların zarar görmesini sona ermesi” diye konuştu.

  • Ormanlık alanlarda 18 gölet ve 900’ü aşkın yalak oluşturuldu

    Ormanlık alanlarda 18 gölet ve 900’ü aşkın yalak oluşturuldu

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yaban hayatının korunmasına yönelik her türlü önlemi aldıklarını belirtti. Soğuk kış günlerinde yaban hayvanlarının aç kalmaması için yemleme çalışmaları yapan DKMP Genel Müdürlüğü, sıcak geçen yaz günlerinde de yaban hayvanlarının su ihtiyacının giderilmesi için büyük gayret gösteriyor. Yaz mevsiminde doğal su kaynaklarının azalması gibi sebeplerle su bulamayan yaban hayvanları, yerleşim yerlerine yönelebiliyor. Bu durum yaban hayvanlarını yırtıcılara karşı savunmasız hale getirirken bazı olumsuzlukların yaşanmasına da sebep olabiliyor. Bu durumun önüne geçilmesi için yaban hayvanlarına kendi yaşam ortamlarında su bulma imkanı sağlamak büyük önem taşıyor.

    Ormanlık alanlarda 18 gölet ve 900’ü aşkın yalak oluşturuldu

    DKMP Genel Müdürlüğünce yaban hayvanlarının su ihtiyacını doğal habitatlarında karşılamak üzere su kuyuları açılıyor, daha rahat suya ulaşabilmeleri için yalaklar oluşturuluyor. DKMP Genel Müdürlüğü ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü arasında 2020 yılında yaban hayatı türlerinin su ihtiyacının karşılanmasına dair protokol çerçvesinde belirlenen bölgelerde 7 adet sondaj yapıldı ve 18 adet gölet faaliyete geçirildi. Ayrıca DKMP tarafından yaban hayvanlarının su ihtiyacının tespit edildiği alanlarda 900’ü aşkın yalak yapıldı.

    Fotokapanlarla izleniyor

    Yemleme ve su temini sağlanan bölgeleri fotokapan ile izleyen DKMP Genel Müdürlüğü yapılan çalışmanın amacına ulaşıp ulaşmadığını da tespit ediyor. Ülke genelinde elde edilen görüntülerde, birçok kuş ve memeli türünün periyodik olarak su içmek ya da serinlemek amacıyla bu alanları kullandığı görülüyor. Özellikle boz ayı, yaban kedisi, vaşak, yaban domuzu, tilki, porsuk, kınalı keklik gibi türlerin oluşturulan alanlara gelip su içtikleri kameralara yansıyor. Ayrıca, son günlerde yaşanan orman yangınlarından etkilenen bölgelerdeki yaban hayvanları için de hızlı bir şekilde yalaklar oluşturularak yemleme çalışmalarına ağırlık verildi.

    “Ormanlık alanlarda oluşturulan gölet ve yalaklar yaban hayvanlarına can suyu oluyor”

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yaban hayatının korunmasına yönelik her türlü önlemi aldıklarını belirtti. Yaz mevsiminde su bulmakta zorlanan yaban hayvanlarını da ihmal etmediklerine dikkati çeken Yumaklı, ormanlık alanlarda oluşturdukları göletler ve yalaklarla bu canlılara su sağladıklarını anlattı. Bakan Yumaklı, “DKMP Genel Müdürlüğümüz, yaban hayatının korunup geliştirilmesi için büyük gayret gösteriyor, yaz aylarında yaptığı çalışmalarla yaban hayvanlarına can suyu oluyor” ifadelerini kullandı.

  • “TMO silosundaki patlamada etkilenen ürün 15 bin ton”

    “TMO silosundaki patlamada etkilenen ürün 15 bin ton”

    Çeşitli programlara katılmak üzere Ordu’ya gelen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, beraberinde Ordu Valisi Tuncay Sonel, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve ilgililer ile birlikte Perşembe ilçesinde bulunan bir fındık bahçesinde incelemelerde bulundu. Ardından burada açıklamalar yapan Bakan Yumaklı, dünya fındığının yüzde 70’inin Türkiye’de üretildiğini hatırlattı. Yumaklı, “Ordu’nun bu üretimin içerisinde yüzde 32 ile çok ciddi de bir payı var. Bizler ülke olarak özellikle son 21 yılda fındık üretimiyle alakalı çok ciddi mesafeler kat ettik. Sadece üretimi değil, aynı zamanda bunun uluslararası pazarlara çıkması yolunda da çalışmalar devam ediyor. Bu ürünün sadece üretimi değil, aynı zamanda katma değerli bir hale getirilerek pazarlanmasının ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yolda da çalışmalar var, çok ciddi de mesafeler alındı. İnşallah çok uzun olmayan bir vadede bunun etkilerini de görmeye başlayacağız. Bizler fındık araştırma enstitüsü vasıtasıyla burada bazı AR-GE çalışmaları yapılıyor elbette. 110 AR-GE projesi tamamlandı, 20’si de devam ediyor. Fındık genotipiyle ilgili depolama çalışmaları, bu kaynaklar 460 fındık genotipi için muhafaza edilmeye devam ediliyor” diye konuştu.

    “Fındık 3,2 dolar civarında, beklentiler ışığında oluşturulmuş bir fiyat”

    Açıklanan fındık fiyatı hakkında konuşan Bakan Yumaklı, “Cumhurbaşkanımız pazartesi günü kabine sonrasında fındık fiyatlarını açıkladı. Levant grubundaki ürünler için 82,50 lira ve Giresun kategorisindekiler için de 84 lira. Aynı zamanda 2,7 liralık bir desteğimiz var üreticilerimize. Bunlarla birlikte aslında 3,2 dolar civarında tamamen beklentiler ışığında oluşturulmuş bir fiyat. Biz buradaki memnuniyeti görüyoruz ve bizler de memnun oluyoruz. İnşallah aynı şekilde aynı şevkle, aşkla buradaki üreticilerimizin ürünlerini üretmelerine devam etmelerini istiyoruz ve bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “TMO 28 Ağustos tarihinde fındık alımına başlayacak”

    TMO’nun 21 Ağustos tarihi itibarıyla alımla ilgili kendi yerlerini açacağını kaydeden Bakan Yumaklı, “Elbette yaklaşık son 21 yılda fındıkla ilgili desteklerimiz var. Yaklaşık 11,2 milyar liralık bir destek söz konusu fındık için. Aynı zamanda da daha teknoloji kullanımını cesaretlendirici yüzde 50 makine ekipman desteği de yine bu desteklerimizin arasında önemli bir yer tutmakta. Bu fındık fiyatlarından sonra herkesin merak ettiği şey bundan sonra alım şekilleri nasıl olacaktı? 21 Ağustos itibarıyla TMO alımla ilgili kendi yerlerini alım yerlerini açmış olacak ve 28’inden itibaren de alıma başlamış olacak. Gerektiği kadar gerektiği yerde alım yerlerini açacağız. Onu buradan açıkça ifade etmiş olayım” şeklinde konuştu.

    “Kocaeli’deki patlamada etkilenen ürün toplamda 15 bin ton”

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Kocaeli’de TMO silosunda meydana gelen patlamaya ilişkin ise şunları söyledi:
    “Şu an itibarıyla bu patlamanın toz sıkışmasından kaynaklı teknik bir boyutunun olduğunu değerlendiriyoruz. Ancak tabii ki bizim görevimiz tüm yönleriyle hiçbir eksiklik kalmaksızın bunun araştırılmasını temin etmek. Bu yolla ilgili hem bakanlık iç denetim birimleri hem savcılık hem de diğer birimler bu konuyla ilgili gerekli araştırmalarını yapıyorlar. Her şey bittikten sonra sonuçları da biz kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Burada 13 yaralımız vardı, bunlardan ikisi maalesef çok ağırdı. Bugün buraya gelirken Ekrem Kalkan isimli bir kardeşimizin hayatını kaybettiğini öğrendik. Çok üzüldük, kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, ailesine de sabırlar diliyorum. Aynı şekilde yaralı olan diğer kardeşimizin de en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını diliyorum. Diğer yaralılarla alakalı herhangi bir onların hayati tehlikeyi oluşturacak bir durumları yok. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu konuda uzman olmayanların dile getirdiği bazı noktalarla ilgili bir hususu söyleyeyim. Burası 90 bin tonluk kapasitesi olan, içinde 75 bin ton ürünün olduğu bir silo grubu. Toplamda etkilenen ürün de 15 bin ton. 22 milyon tonluk üretimin yapıldığı Türkiye’de, 15 bin tonu gıda arz güvenliğine bir tehdit veya unsur olarak göstermek, konuyu bilmemekten kaynaklanır. Sadece bunu söyleyebilirim.”

  • Tarımsal destekleme ödemesi bugün

    Tarımsal destekleme ödemesi bugün

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 96 milyon 144 bin TL’lik Tarımsal Destekleme Ödemesinin bugün çiftçilerin hesabına aktarılacağını açıkladı.

    Tarımsal destek ödemesinde aslan payını 93 milyon 972 bin TL ile “Kırsal Kalkınma Yatırımları Desteği” aldı. 2 milyon 172 bin TL ise Düve Alım Desteği’ne ödenecek.

     

  • 10 günde 203 orman yangını

    10 günde 203 orman yangını

    Bakan Yumaklı, Twitter’daki hesabından yaptığı açıklamada, “Son 10 günde 40 ilimizde 203 orman yangını meydana geldi. Her orman yangınında sadece ağaçlar yanmıyor, tüm ekosistem de yok oluyor. Bu suça sebep olmayalım, yeşil vatanımızı hep birlikte koruyalım. Orman yangınına sebep olanlar için önemli yaptırımlar olduğunu unutmayalım” dedi.

    Bakan Yumaklı ayrıca, orman yangını suç ve cezalarına ilişkin görsel paylaştı. Yumaklı’nın paylaştığı tabloya göre; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak orman yangınına sebebiyet vermenin cezası 3 yıldan 10 yıla kadar hapis, kasten orman yakmanın cezası 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve 1000 günden 10 bin güne kadar adli para cezası, devletin güvenliğine karşı kurulmuş örgüt faaliyeti çerçevesinde ormanları yakmanın cezası müebbet hapis ve 20 bin günden 25 bin güne kadar adli para cezası, ormanda izin verilen yerlerin dışında ateş yakmak, ormanda yaktığı ateşi söndürmeden mahali terk etmek, ormanlara sönmemiş sigara ve yangına yol açabilecek madde atmak, ormana dört kilometre mesafede ve Orman Kanunu’nun 31-32’nci maddeleri kapsamına giren köy hudutları içinde anız ve benzer bitki örtüsü yakmanın cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezası. Ölüm veya yaralanma meydana gelmesi halinde ise bu suçlardan dolayı ayrıca ceza uygulanacağı belirtildi.