Etiket: Tarım ve orman bakanı vahit kirişçi

  • “Gerekirse imar değişikliği ile kat sayısını düşüreceğiz”

    “Gerekirse imar değişikliği ile kat sayısını düşüreceğiz”

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum depremin vurduğu Osmaniye’ye geldi. İl Jandarma Komutanlığında kurulan Afet Koordinasyon ve Kriz Merkezi’nde kurum yetkililerinden bilgi alan iki bakan ardından açıklamalarda bulundu. Depremin etkilediği 11 ilde hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Şimdi hızlıca hasar tespitlerimizi, 7 bin 328 uzman personelimizle 11 ilimizin her noktasında, her yapıyı titizlikle inceleyerek sürdürüyoruz. Deprem bölgesindeki illerimizde toplam 3 milyon 9 bin 563 bağımsız bölümden oluşan 684 bin 778 binayı inceledik. 332 bin 947 bağımsız bölümden oluşan 84 bin 726 binayı yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik. Osmaniye’mizde ise 3 bin 157 binada 11 bin 300 bağımsız bölümü yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit ettik” dedi.

    “Yeni afet konutlarıyla bereketin coğrafyası yeniden ayağa kalkacak”
    Türkiye’nin her daim zorlukları aşan bir devlet olduğunu belirten Bakan Kurum, milletin ise zorluklara karşı asla yılmayan bir millet olduğunu vurguladı. Mart ayında 30 bin konutun temellerini atacaklarını ifade eden Bakan Kurum, “Biz bugüne kadar, milletimizin sağlığı ve mutluluğu için; TOKİ’miz eliyle, 1 milyon 180 bin depreme dayanıklı konut yapmış, 20 yılda 3.3 milyon konutu dönüştürmüş bir milletiz. 24 milyon insanımızı eski yapılardan kurtardık. Özel sektörümüzün yaptığı yüz binlerce konut ve etkin yapı denetim sistemimizle bu süreci kararlılıkla yürüttük. Şimdi aynı hassasiyetle 11 ilimizde eş zamanlı olarak Cumhuriyet tarihimizin en büyük afet konutu seferberliğini gerçekleştireceğiz. Her bir afetzede kardeşimize, yeni, güvenli, mutlu hayatının ilk anahtarını vereceğiz. İnşallah Mart ayında, 30 bin konutun temellerini atacağız. Bölgede sadece konut yapmayacağız. Bu dönüşümle birlikte şehirlerimizin geleceğini, 100 yılını planlayacak. Çevre düzenlemesiyle, parklarıyla, bahçeleriyle, camileriyle, okullarıyla, kültür, sanat, spor salonlarıyla, sosyal donatı alanlarıyla vatandaşlarımıza yeni yaşam alanları sunacak ve bunu 1 sene içinde teslim edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Gerekirse imar planlarında değişiklik yapacağız ve kat sayılarını düşüreceğiz”
    İnşa sürecinde yeni ve eski yerleşim alanlarının depremsellik haritasını çıkarttıklarını ve detaylı zemin etütlerinin yapıldığını ifade eden Bakan Kurum, “Teknik olarak mikro-bölgeleme denilen çalışmayı yürütüyoruz. Biz bugüne kadar devlet olarak, TOKİ olarak yaptığımız tüm inşa faaliyetlerinde mikro-bölgelemeyi gerçekleştirdik. Bugün milyonlarca kardeşimiz bu güvenli alanlarda hayat sürüyor. Yine asrın felaketini yaşadığımız tüm illerimizde deprem sonrası yeni fay kırıkları oluştuğu için halihazırdaki mikro-bölgeleme etüt raporlarını baştan aşağı tekrar inceliyoruz. Tüm bu incelemelerin ardından çıkacak sonuçlara göre; gerekirse imar planlarında değişiklik yapacağız ve kat sayılarını düşüreceğiz, yapılaşma yoğunluğunu azaltacağız, yerleşime yasak alanları belirleyeceğiz. Evlerimizi inşa edene kadar hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeyeceğiz. Eşya, taşınma, kira yardımı gibi tüm yardımları yapacağız. Konteyner kentlerde kalmak isteyen vatandaşlarımız için de altyapı çalışmalarımızı tamamlıyoruz. Milletimiz müsterih olsun. Maddi-manevi vatandaşımızın tüm ihtiyaçlarını devletimizin tüm imkanlarıyla karşılayacağız” şeklinde konuştu.

    Kirişci: “14 bin 149 personelimiz 12 gündür sahada canhıraş çalışmaktadır”
    Devlet Su İşleri ve Orman Genel Müdürlüğünü devreye soktuklarını ifade eden Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ise, “4 bin 987 makine ve ekipmanı ve bunlarla beraber 14 bin 149 personelimiz 12 gündür sahada canhıraş çalışmaktadır. Amacımız buradaki insanların yaralarını bir nebzede olsa sarmak. 6 bin 364 yatak kapasitesine sahip misafirhanemizde depremzedelerimizi ağırlıyoruz. Onların her bir ihtiyacını karşılıyoruz tabi soğuk bir mevsim. Her yer Osmaniye gibi Adana gibi şanslı değil. Birçok ilimiz kışı çok ağır geçiriyor. 25 bin 608 ton odunu da ısınma maksatlı vatandaşlarımıza dağıtmış bulunmaktayız. 2 bin 433 adet hayvan çadırını da hayvanlarımızı da bu depremde zarar gördüğünü düşünerek kırsala dağıtmış bulunmaktayız. Et Süt Kurumu 3 bin 500 ton sütü vatandaşlarımızdan toplamış. 7 bin 668 ton yem vatandaşlarımıza dağıtılmış olup, bölgedeki üreticilerimize verilmiştir. Sokak hayvanlarımıza da 45.5 ton mamayı dağıttık. Böyle zamanlarda gıdanın ve gıda üreten işletmelerin kontrolü çok önemli. 269 görevli uzman personel ile 6 bin 776 gıda denetimi de bu vesile ile gerçekleştirilmiştir. Şartlar ne kadar ağır olursa olsun gıda denetiminde bir zafiyet göstermemek için büyük bir çaba sarf ettik” dedi.

    “Tarımsal üretimimizin aksamaması gerekiyor”
    Osmaniye’nin bir tarım kenti olduğunu ifade eden Bakan Kirişci, tarımın aksaması halinde gıda sektörünün olumsuz etkilendiğini söyledi. Gıda noktasında bir eksiklik olmadığını söyleyen Bakan Kirişci, “Çok şükür ülke olarak gıda noktasında herhangi bir aksaklık yok. Bizim bütün derdimiz göç. Depremden kaynaklı yerinden mutsuz ve endişeli vatandaşlarımızı cesaretlendirici, örneğin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız binaların hasar tespit düzeylerini belirliyor. Vatandaşlarımız kendi takdirleridir ama amacımız bu binalara tekrar dönmeleri. Bizim de tarımsal üretimimizin aksamaması gerekiyor. Kırsalda bu nüfusu tutmak için de var gücümüzle çalışıyoruz. Her ne kadar 36 ahırda hasar oluşmuşsa da 15 büyükbaş, 91 küçükbaş hayvanın telef olduğunu biliyoruz. Bunun yanında 40 büyükbaş, 35 küçükbaş hayvan için de ilgili birimlerimiz gayret göstermiştir. 226 ton yemi bu ilimizin ilgili köylerinde hayvancılık faaliyeti gösteren işletme sahiplerine dağıtılmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin buradaki binası ağır hasar gördüğü halde kısa sürede giderilmiş ve hizmetlerine devam etmektedir. 71,5 milyon lira Şubat ayı sonuna kadar çiftçilerimizin hesaplarına yatırılacaktır” diye konuştu.

    Depremzede bir kıza kendi kıyafetlerini gönderen bir kız çocuğu ile telefon görüşmesini anlatan Bakan Kirişci, “Dün Doğanşehir’deydik. Bolulu Defne isimli bir kızımız Doğanşehir’de kendi akranı olan bir kızımıza kendi eşyalarını hazırlayıp gönderiyor. Defne ile telefonda görüştük. ‘Ben başka ne yapabilirim diye düşündüm’ diyor. Adeta biz büyüklere de nasihat düzeyinde cümleler kuruyor. Ben bu yavrularımızı, geleceğimiz olan bu evlatlarımızı gördükçe geleceğe daha umutlu ve mutlu bakar hale geliyorum. Rabbim bir daha bu aziz millete bu tür felaketler, acılar yaşatmasın. Osmaniye’mize tekrar geçmiş olsun” dedi.

  • Bakan Kirişci: “Tarımı güçlendiriyoruz”

    Bakan Kirişci: “Tarımı güçlendiriyoruz”

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, yaptığı yazılı açıklamada üretim kaynaklarını doğru kullanarak, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlayacak, üretimde sürdürülebilirliği güçlendirecek ve verimliliği artıracak rasyonel bir planlama yapmaya çalıştıklarını belirtti. Bu planlamanın en önemli ayaklarından birisinin ‘kent tarımı’ olduğuna dikkati çeken Kirişci, “Yerinde üretim-yerinde tüketim anlayışıyla tüketicilerin taze, ucuz ve en az fireyle sebze ve meyveye ulaşımını sağlamak amacıyla, kent tarımı uygulamalarını adım adım hayata geçiriyoruz. Bu çerçevede jeotermal kaynaklarımızın yanı sıra, rüzgar, güneş ve biyokütle gibi temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’ni hızla yaygınlaştırıyoruz. Kent tarımı ile ilgili çalışmalarımızda son aşamaya geldik. Burada ilk etapta 3 yıllık bir eylem planı hazırlıyoruz. Kent tarımı uygulamalarımızda kadın ve genç çiftçilerimiz bizim için çok önemli” ifadelerini kullandı.

    “Tarımı, gençlerimizin ve kadınlarımızın gücüyle daha da güçlendiriyoruz”

    Kirişci, tarım ile ilgili yatırım ve desteklerde genç ve kadın üreticilere öncelik verdiklerinin altını çizerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Bu çerçevede kırsal kalkınma desteklerinde kadınlarımıza öncelik veriyor, pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Kendilerini öne çıkarmak için kadın yatırımcılarımıza IPARD proje seçiminde ilave puanlar veriyoruz. 2007’den bu yana 5 bin 466 kadın yatırımcımız desteklenmiştir. Bir milli güvenlik sorunu olarak gördüğümüz tarımın ülkemizin bekası ve bağımsızlığı için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak ettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Bizim için en stratejik sektör konumunda olan tarımı, gençlerimizin ve kadınlarımızın gücüyle daha da güçlendiriyoruz. Bilimden ekonomiye, spordan sanata, siyasetten akademisyenliğe kadar birçok alanda başarı hikayeleri yazan kadınlarımız, tarımın da kahramanlarıdır. Onların yolunu açmak bizim birinci hedefimizdir.”

  • “Yanan yerlerin imara açıldığını söylemek ihanettir”

    “Yanan yerlerin imara açıldığını söylemek ihanettir”

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) yerleşkesinde düzenlenen “172 İş Makinesi ve Su İkmal Aracı Dağıtım Töreni”ne katıldı. Burada bir konuşma gerçekleştiren Bakan Kirişci, 172 makinenin OGM’nin makine parkına katılımıyla OGM’ye önemli bir güç katacağını söyledi.

    Ormanların korunması, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Kirişci, kasım ayı sonunda yangınlar ve ormanla ilgili yapılan yeni bir çalışmanın kamuoyuna duyurulacağını açıkladı.

    “Müdahale süresini 40 dakikadan artık 11 dakikalara indirmiş olduk”

    Yangınla mücadele konusunda başarıda kesin etkinin kara gücü olduğunu vurgulayan Kirişci, şunları kaydetti:

    “Rabbim yardımcı oldu, geçen yıl yaşadıklarımızı bu yıl yaşamadık. Gerek yanan alanlar gerekse de yangın sayısı bakımından daha başarılı bir yıl geçirdiğimiz ifade etmek isterim. Bu başarıda kesinlikle kara gücümüzün etkili olduğunu belirtmek isterim. Kara gücünüz etkili değilse hava gücünüzün ve diğer araç gereçlerin katkısı sınırlı oluyor. Biz hem hava araçlarımızın sayısını artırdık hem de kara araçlarımıza yeni takviyeler yaptık. Böylelikle müdahale süresini 40 dakikadan artık 11 dakikalara indirmiş olduk”.

    “Yanan yerlerin imara açtığını kasti söylemek ihanettir”

    Bakan Kirişci, orman yangınlarında yanan bölgelerin imara açıldığı veya birilerine satıldığı iddialarına şu sözlerle tepki gösterdi:

    “Bir taraftan bunun sıklıkla dedikodusu yapılıyor. ‘Yanan yerler bir şekilde imara açılıyor veya birilerine peşkeş çekiliyor’ şeklinde. Bunların tamamı külliyen yalandır. Eğer bilmeden söylenilmişse bu bir eksikliktir. Ama kasti olarak söylenmişse ihanettir. Çünkü bizim bu tür alanlarla ilgili yaptığı çalışmalar ağaçlandırma faaliyetleri ve yenileme çalışmalarıdır. Hızla buraların yeninden orman alanı olarak değerlendirilmesi yönündedir. Bu konuda asla taviz vermedik, vermeyiz, veremeyiz. Anayasa’nın da amir hükmüdür.”

    Sadece Türkiye’de yaşanan yangınlarla değil, yardım talebinde bulunan ülkelere de destek olunduğunu anımsatan Kirişci, diğer ülkelerde yaşanan orman yangınlarını gidermenin gayreti içerisinde bulunduklarını kaydetti.

    “Bu bakanlık herhangi bir bakanlık değil, Türkiye’nin en stratejik en önemli bakanlığı”

    Tarım ve Orman Bakanlığında bakan olmaktan dolayı onur duyduğunu not düşen Kirişci, “Ulvi ve stratejik bir bakanlığın tepe yöneticisi olmaktan ben nasıl mutluysam, mutlu olduğumu onur duyduğumu nasıl ifade ediyorsam, her bir çalışan kardeşimin de aynı mutluluk ve onuru duyarak bunu yeterince hissetmelerini arzu ediyorum. Bu bakanlık herhangi bir bakanlık değil, Türkiye’nin en stratejik en önemli bakanlığı” dedi.

    Konuşmasının ardından teslim alınan makineleri inceleyen Bakan Kirişci, programı izleyen basın mensuplarına baklava ikram etti. Kirişci, makinelerin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

    Programa, Tarım ve Orman Bakan Yardımcıları Veysel Tiryaki ve Nihat Pakdemirli, DSİ Genel Müdürü Lütfi Akca, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, MKE Genel Müdürü Yasin Akdere, Tarım ve Orman Bakanlığı bürokratları ile Orman Genel Müdürlüğü çalışanları da katıldı.

    Gerçekleştirilen tören ile OGM tarafından teslim alınan 172 iş makinesi ve su ikmal aracı, Orman Genel Müdürlüğü bölge müdürlüklerine gönderilecek.

  • Bu yıl 12 bin 384 hektar alan yandı

    Bu yıl 12 bin 384 hektar alan yandı

    ATO Congresium’da düzenlenen Orman ve Ekosistem Zirvesi ile Fuarı’nın açılış programına katılan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, burada gerçekleştirdiği konuşmada Türkiye Yüzyılı vizyonuna vurgu yaptı.

    Kirişci, “Biz Türkiye Yüzyılına özellikle tarım ve ormanın damga vuracağını düşünüyoruz. Küresel meseleler küresel yaklaşımlar ile çözülür, bunlara ulusal çözümlerin elbette katkısı olur ama bu hiçbir zaman için yeterli olmaz. Asıl olan bu zararı başlangıçta vermemek veya koruma kullanma dengesi dediğimiz bir denge içerisinde bunu yürütmek” dedi.

    “Orman alanlarımızı geliştirmeye devam edeceğiz ve yeni nesli eğiteceğiz”

    Ormanların korunması gerektiğine vurgu yapan Bakan Kirişci, şunları kaydetti:

    “2019 yılından beri ülke olarak son 20 yılda 2 milyon hektarın üzerinde bir alanda 6 milyarın üzerinde fidanı dikerek kendi orman alanını genişleten Avrupa’da birinci, dünyada 4’üncü ülke olsak da bu yeterli değil. İş birliğinin genişletilmesi gerekir. Mutluyuz dedim, çünkü biz gelecek yılı itibari ile 2023 Türkiye Yüzyılına adım atmış olacağız, cumhuriyetimizin yüzyılını geride bırakmış olacağız, yeni bir yüzyıla başlayacağız. Bu yüzyıla ilişkin de bakanlık olarak burada ormanı konuşuyorsak ormanla ilgili yeni birtakım yaklaşımlarımızın olması gerekiyor. Bunların başında orman alanlarımızı geliştirmeye devam edeceğiz, her türlü saldırılara karşı koruyacağız, bunlarla ilgili de yeni nesli en iyi şekilde eğiteceğiz.”

    “Bu yıl 12 bin 384 hektar alan yandı”

    Orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarına da değinen Kirişci, bir ağacın bile yanmasına tahammüllerinin olmadığını söyleyerek, “Bu yıl 2 bin 43 yangında, 12 bin 384 hektar alanda bu yangınları söndürmüş olduk, bu alanları belki yangında kaybettik ama buraların yeniden kazandırılması çalışmalarımız da hızlıca başladı. Orman aslında insanın desteğine ihtiyaç duymayan bir yeşil vatan. Ama bu yeşil vatan değişen dünyada maalesef insanın desteğine ihtiyaç duyar hale gelmiştir. Gerek insan kaynağı gerek teknoloji diğer etki ve katkılarımız ile geçen yıl 140 bin hektara ulaşan yanan alanları bu yıl 12 bin 384 hektar alanda tutmuş olduk. Bir ağacımızın bile yanmasına tahammülümüz yok. Biz bunların yerine yenilerini dikmiş olsak da bunlara zarar gelsin istemiyoruz ama bir şekilde oluyor. Bize düşen tedbirleri alarak hayata geçirmek” diye konuştu.

    “Vatandaşlarımızla orman arasında kavgayı değil muhabbeti önceleyen yaklaşımlarımız olacak”

    Kirişci, şöyle devam etti:

    “Verdiğimiz destekler ile insanlarımızı kırsalda tutmaya çalışıyoruz. Bu insanların kent kırsalına adaptasyonu güç oluyor. Ormanla problem yaşayan, onlarca değil milyonlarca vatandaşımızın olduğunu biliyoruz. Böyle bir kavganın 21’inci yüzyıl Türkiye’sine yakışmadığını, mutlak suretle ormanla barışık, yakın zamanda orman köylüsü başta olmak üzere vatandaşlarımızla orman arasında kavga değil muhabbeti önceleyen çözüm önerilerimiz, yaklaşımlarımız olacak.”

    Öte yandan programa gelen Gazi Ortaokulu 6’ncı sınıf öğrencileri, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile gülümseten bir diyalog gerçekleştirdi.

    Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve Orman Mühendisleri Odası koordinasyonunda düzenlenen Orman ve Ekosistem Zirvesi ile Fuarı, 13 Kasım’a kadar ATO Congresium’da ziyaretçileri ağırlayacak.

  • “İnsanlarımızı doğduğu yerde doyurmalıyız”

    “İnsanlarımızı doğduğu yerde doyurmalıyız”

    Aktif olarak kullanılmayan köy okullarının tekrar açılarak ilkokul, anaokulu, halk eğitimi merkezi gibi hem çocukların hem ebeveynlerin bir arada eğitim alacağı mekanlar olarak tasarlanan köy yaşam merkezlerinin sayısı 2 bine ulaştı.

    Tamamlanan 2 bin köy yaşam merkezinin açılış töreni, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde yapıldı. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanı sıra 81 ilin milli eğitim müdürleri ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen muhtarlar katıldı.

    Ankara Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin mini bir müzik dinletisi sunduğu programda konuşan Bakan Kirişci, hayata geçirdikleri bu ve diğer projelerin istikametinin, ilan edilen Türkiye Yüzyılı vizyonu olduğuna dikkati çekti.

    Tarımın bir istikbal ve istiklal meselesi olduğuna vurgu yapan Bakan Kirişci, küresel gelişmelerle bu meselenin daha da kritik bir önem kazandığını dile getirdi.
    Kirişci, gıda güvenliğinin en stratejik konulardan birisi hatta milli güvenlik meselesi haline geldiğini ifade etti.
    “İnsanlığın devamı, yaşamın sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilirliği için, tarım sektöründe faaliyet gösteren nüfusun genç, dinamik, yöneten ve yönlendiren bir yapıda olması zorunluluktur” diyen Bakan Kirişci, tarımsal üretimin, artan dünya nüfusunu besleyebilmek için 2050 yılına kadar, küresel düzeyde yüzde 60 artması gerektiği bilimsel çalışmalarla ortaya koyulduğunu anlattı.

    “Kırsala dönmeli, insanlarımızı doğduğu yerde doyurmalıyız”

    Kirişci, şöyle devam etti:
    “Sınırlı kaynaklara rağmen tarımsal üretimi artırmaktan başka yol ve çare yoktur. Bunun için doğru ve etkili yöntemlerle; hem verimliliği artırmamız, hem ekiliş alanlarımızı ve beşeri sermayemizi maksimum seviyede değerlendirmemiz, hem de sürdürülebilirliği sağlamamız gerekiyor. Kırsala dönmeli, insanlarımızı doğduğu yerde doyurmalıyız. Kırsalın, gençlerimiz ve kadınlarımız açısından cazip hale getirilmesi, geleceğimize yönelik beşeri sermayemize güçlü bir dinamizm kazandıracaktır. Aynı zamanda çocuklarımızı ve kırsaldaki iş gücü potansiyelimizi üretime teşvik ederek gerekli bilgi ve farkındalıklara sahip kılmalıyız.”

    1 Kasım’da Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladıkları Köy Yaşam Merkezleri Projesi iş birliği protokolünün önemine değinen Bakan Kirişci, şunları aktardı:
    “Bakanlıklarımıza ait eğitim merkezlerinin, hazırlayacağımız ortak takvim ve programlar çerçevesinde, çiftçi eğitim faaliyetleri için kullanılmasını sağlayacağız. Mesleki ve teknik eğitime yönelik, ortaklaşa etkinlikler ve farkındalık faaliyetleri yürütülecek. Tarım teknolojilerindeki gelişmeler, akıllı tarım, dijital tarım, dikey tarım, topraksız tarım gibi konularda öğretmen ve öğrencilerimize yönelik ortak eğitim faaliyetleri düzenlenecek. Yapacağımız bu çalışmalarda sahadaki en büyük destekçilerimiz, her zaman yanımızda olan siz değerli muhtarlarımız olacaksınız. Allah hepinizden razı olsun.”

    Konuşmaların ardından Aydın Yenipazar Ali Kuşçu Matematik Evi ve Köy Yaşam Merkezi, Sakarya Serdivan Uzunköy Köy Yaşam Merkezi, Bingöl Merkez Kuruca Köy Yaşam Merkezi, Trabzon Akçaabat Toprak Ana Köy Yaşam Merkezi’ne canlı bağlantılar gerçekleştirildi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Kadir Dinç’in ettiği dua sonrasında köylerin kalbi olacak 2000 Köy Yaşam Merkezi’nin açılış kurdelesi kesildi.

  • “Gıda meselesi milli güvenlik meselesidir”

    “Gıda meselesi milli güvenlik meselesidir”

    Dünyada 1968’den bu yana 4 yılda bir düzenlenen, bilim insanları, sektör temsilcileri, üretici, ithalatçı ve ihracatçıların buluştuğu ‘Uluslararası Turunçgil Kongresi’nin 14.’sü, bu yıl Mersin’de yapılıyor.

    6 Kasım’da başlayan ve 11 Kasım tarihine kadar sürecek olan kongrenin Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’ndeki açılış törenine Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi de katıldı. Kirişçi, burada yaptığı konuşmada, kongreye ilk kez ev sahipliği yapmanın heyecanını yaşadıklarını belirtirken, kongrenin turunçgil sektörüne büyük katkı sağlayacağına inandığını kaydetti. Turunçgil yetişen bölgenin merkezinde yer alan Mersin’in, Türkiye’nin en üretken şehirlerinden biri olduğuna işaret eden Kirişçi, “Mersin, kadim tarihi, coğrafi-ekonomik avantajları ve gelenekleriyle öne çıkan şehirlerimizden biridir. Dağı, taşı, toprağı ve denizi ile ülkemizin sadece kalkınmasına değil, kültürel zenginliğine de özgün, kıymetli katkılar vermektedir. Mersin’in aynı zamanda limanı ve serbest bölgesi, ülkemizin ve Akdeniz’in en önemli ticaret merkezlerinden biridir” diye konuştu.

    “44,7 milyar dolarlık tarımsal hasıla ile Avrupa’da birinci sıradayız”

    Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatının yüzde 50’ye varan bölümünün turunçgil ihracatı olarak gerçekleştiğine vurgu yapan Bakan Kirişçi, “Bu da turunçgil sektörünün bizim tarımsal üretimimizde ve ticaretimizde bir alt grup olmaktan öte, başlı başına bir ana sektör olduğunun göstergesidir. Ülkemiz, 2021 yılında sağladığı 44,7 milyar dolarlık tarımsal hasıla ile Avrupa’da birinci sıradadır. 84 milyonu aşan ülke nüfusunun yanında, gerçekleştirdiği tarımsal ihracatla dünya ülkelerinin gıda ihtiyacını karşılayan önemli bir ülkedir. Türkiye, coğrafi konumu ve uygun iklim yapısı ile sahip olduğu 3 bin 649’u endemik olmak üzere, 12 binden fazla bitki türünü barındıran nadir ülkelerden biridir. Son 20 yılda ülkemiz bitkisel üretim miktarı yüzde 20 artmıştır. 2002 yılında 98 milyon tondan 2021 yılında 117,8 milyon tona ulaşmıştır. Bitkisel üretimimizin bu yıl geçen seneye göre yüzde 8 artarak 127 milyon tonu aşmasını beklemekteyiz” ifadelerini kullandı.

    “Dünyanın ilk 10 tarım ülkesinden biriyiz”

    Dünyanın ilk 10 tarım ülkesinden biri olan Türkiye’nin, güçlü tarımsal alt yapısı ile her geçen gün artan ülke nüfusunun gıda ihtiyacını karşılama yanında 25 milyar dolar tarım ve gıda ürünleri ihracatı ile net ihracatçı konumda olduğunu dile getiren Kirişçi, “Tarım ve Orman Bakanlığı olarak yürüttüğümüz çalışmalar ve üretime yönelik teşvikler ile çok sayıda tarım ürününde dünya liderliğimiz devam etmektedir. Türkiye; fındık, kiraz, incir, kayısı, ayva, kavun, mandarin, elma, antepfıstığı, armut ve çilek üretiminde dünyada ilk üç içindedir. Fındık, kuru üzüm, kayısı, incir, ayva ve buğday unu ihracatında ise dünyada birinci sırada yer almaktadır” şeklinde konuştu.

    “Gıda meselesi bizim için bir milli güvenlik meselesidir”

    Türkiye’nin her alanda büyüyüp geliştiğini ve güçlendiğini söyleyen Bakan Kirişçi, şöyle devam etti; “29 Ekim 1923’te ilan edilen cumhuriyetimiz, gelecek yıl bir asrı geride bırakarak ikinci yüzyılına girecek. Cumhurbaşkanımız önderliğinde biz bu dönemi, ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak adlandırdık ve hedeflerimizi kamuoyuyla paylaştık. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu vizyon çerçevesinde politikalarımızı ortaya koyduk. Tarımı, stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Gıda meselesi bizim için bir milli güvenlik meselesidir.

    İklim değişikliği, pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşı, gıda arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu bağlamda ‘tahıl koridoru’ uluslararası dayanışma adına oldukça önemli bir anlaşmadır. Cumhurbaşkanımızın inisiyatifiyle 22 Temmuz’da tarafları bir araya getirdik. Avrupa ve ABD ambargoyu konuşurken Türkiye, küresel bir aktör olarak savaşan tarafları ikna ederek aynı masada buluşturmuştur. Artan saldırılar nedeniyle 31 Ekim itibarıyla gemi trafiği kesintiye uğradığında da yine Cumhurbaşkanımız, lider diplomasisi yürüterek ‘tahıl koridoru’nun işlemesini sağlamıştır. Türkiye olarak gıda arz güvenliği bakımından ‘tahıl koridoru’nu çok önemsiyoruz. Her ne kadar bu koridordan büyük oranda Avrupa ülkeleri yararlansa da gıda arz güvenliliğinin sürdürülebilirliği açısından bu koridorun açık tutulması lazım.”

    “Bu koridordan açlıkla boğuşan ülkeler daha çok yararlansın”

    Konuşmasını, “Biz diyoruz ki, bu koridoru açık tutalım ama bundan gıda sıkıntısı çeken, açlıkla boğuşan, az gelişmiş ülkeler daha çok yararlansın” diyerek sürdüren Kirişçi, “Tahıl koridorundan 10 milyon tonun üzerinde tahıl taşınmıştır. Bu tahılın 6 milyon tonu, yani yüzde 60’ı Avrupa ülkelerine gitmiştir, Asya ülkelerine yüzde 27’si, Afrika ülkelerine ise yüzde 13’ü ulaşmıştır. En az gelişmiş ülkelere ulaşan tahılın oranı sadece yüzde 5,9’dur.
    Bu adaletsizliğe dikkat çeken tek lider Cumhurbaşkanımızdır. Cumhurbaşkanımız, kasım ortasında Endonezya’da düzenlenecek G-20 Zirvesinde de konuyu gündeme getirecek. Bizim mücadelemiz bir uluslararası barış ve dayanışma adına verilen mücadeledir” dedi.

    İklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkisi

    Konuşmasının devamında iklim değişliği konusuna dikkat çeken Bakan Kirişçi, iklim değişikliğinin her geçen yıl tarımsal üretim üzerindeki etkisini daha fazla gösterdiğini belirterek, “Kuraklık, sel, fırtına gibi meteorolojik hadiseler yanında, erozyon, çölleşme, azalan biyolojik çeşitlilik ile hastalık ve zararlılar günümüzde daha fazla hissedilmeye başlanmıştır. Coğrafya ve iklimin sağladığı bir avantajın ürünü olan ‘turunçgiller’ açısından iklim değişikliği, üzerinde durulması gereken en önemli unsurdur. Turunçgil sektörü, değişen iklim koşullarına karşı küresel bazda stratejisini belirlemek durumundadır.

    Sahip olduğumuz kaynakları tüketmek değil doğru yönetmek, doğa ile dost yeni teknolojileri geliştirmek, artık bir tercih değil, zorunluluktur. Türkiye olarak bu süreçte, ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sağlığını koruyan ve çevreye önem veren bir turunçgil üretim sistemi hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak üzere turunçgil üretimi yapan tüm ülkeler ile tecrübelerimizi paylaşmaya ve iş birliği yapmaya hazırız. Ülke sınırlarını aşan iklim değişikliği ile mücadelede, yapacağımız iş birliği insanlığa önemli katkılar sunacaktır. İnanıyorum ki, bu kongre uluslararası düzeyde yapacağımız iş birlikleri için verimli bir platform oluşturacaktır” diye konuştu.

    “Risk yönetim aracı olarak TARSİM’i hayata geçirdik”

    İklim değişikliğinin özellikle turunçgil sektörünü çok fazla etkilediğine vurgu yapan Kirişçi, “Biz ülkemizde risk yönetim aracı olarak TARSİM’i hayata geçirdik. Tarım Sigortaları Kanunuyla, çiftçilerimiz doğal afetler karşısında sahipsiz ve çaresiz kalmaktan kurtulmuştur. Doğal afetlerden kaynaklanan zararlar, tüm imkanlar çerçevesinde karşılanmaktadır. Bakanlık olarak sigorta poliçesi bedelinin yüzde 67’sine kadar biz karşılıyoruz.

    Hatırlayacaksınız, 2020 yılının Mayıs ayında iklim değişikliğine bağlı olarak Akdeniz sahil şeridinde, hava sıcaklığı 40 derecenin üzerinde uzun süre devam etmişti. Ardından gelen soğuk havanın mandalina, portakal, altıntop ve bazı limon çeşitleri ile üzümde meydana getirdiği zararlara karşı tedbir almıştık. Bu durum neticesinde söz konusu zararlar, TARSİM çerçevesinde ‘sıcak hava zararı teminatı’ olarak yansıtılmıştır” ifadelerini kullandı.

    “İyi tarım uygulamaları çerçevesinde özel proje başlatıldı”

    Tarımsal üretimde verimlilik ve kalite hedefiyle çalışmalara devam ettiklerinin altını çizen Bakan Kirişçi, “Bakanlığımızca Mersin, Adana ve Hatay illerinde 30 bin dekar turunçgil alanında 2022 yılında iyi tarım uygulamaları çerçevesinde özel bir proje başlatılmıştır. İyi tarım uygulamaları ile 236 kontrol noktasını izleyerek hem ‘gıda güvencesi’ hem de ‘gıda güvenliği’ için yeni sistem ve teknolojileri uyguluyoruz. Tarımsal üretimin iyi tarım uygulamalarıyla yapılması ile çiftlikten sofraya izlenebilirlik tesis edilmektedir. Bu ürünler ISO 17065 uluslararası ürün belgelendirme standartlarına sahip, bakanlığımız tarafından yetkilendirilmiş özel kuruluşlar tarafından belgelendirilmektedir. Uyguladığımız projelerde özellikle genç çiftçileri süreçlere dahil ederek değişen dünya ve iklim koşullarında yeni sistemlere çiftçileri adapte ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Gıda arz güvenliği problemini Ar-Ge ve yenilikçilik temelli verimlilik artışıyla çözmek adına, 60 araştırma enstitüsü, 27 ileri Ar-Ge merkezi ve 2 binden fazla araştırmacıyla çalıştıklarını kaydeden Bakan Kirişçi, “Yüksek verimli, kaliteli, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşit geliştirme çalışmalarımızı hızlandırdık. Tarla bitkilerinde 911, bahçe bitkilerinde 989 yerli ve milli tohumluk çeşidi geliştirdik. Ülkemizde 2021 yılında üretilen sertifikalı tohumluk çeşit sayısının yüzde 40’ını bakanlık olarak geliştirdik. Sertifikalı tohum üretimimiz, 2002 yılında 145 bin ton iken 9 kat artışla 2021 yılında 1,3 milyon tona çıktı. Ülkemizde kullanılan tohumun yüzde 96’sı yurt içinde üretilmektedir. Turunçgillerde milli çeşit listesinde yer alan 130 çeşidin 57’si enstitülerimizin geliştirdiği çeşitlerdir. Bakanlığımızca turunçgiller konusunda farklı ıslah yöntemleri kullanılarak çeşit ve anaç geliştirme çalışmaları, hasat sonrası muhafazaya yönelik çalışmalar, kalite çalışmaları ve adaptasyona yönelik 18 adet araştırma projesi devam etmektedir” dedi.

    “Tarım, tüm dünyada yükselen bir değerdir”

    Küresel ısınma, pandemi süreci ve son olarak Ukrayna-Rusya savaşıyla yaşanan tahıl krizinin, tarımın, tüm dünyada yükselen bir değer olduğunu bir kez daha fark ettirdiğini ifade eden Kirişçi, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yüzden, tarım hiçbir şekilde ihmal edilemez. Üretimden pazarlamaya kadar bakanlık olarak yürüttüğümüz geniş çalışmalarla, tarımı güçlendirmenin çabasını veriyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bugün olduğu gibi, yarın da her koşulda çiftçimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Eli öpülesi çiftçilerimiz bu ülkenin cefakâr, vefakâr üreticileridir. En zor şartlarda bile üretmeye devam etmiş, toprağın hakkını vermişlerdir. Hükümet ve bakanlık olarak desteklerimizle ve tarım politikalarımızla her zaman çiftçilerimizin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Her zaman çiftçimizin daha fazla üretmesi, daha fazla kazanması için ne gerekiyorsa yaptık. ‘Çiftçimiz kazanırsa ülkemiz kazanır’ dedik. Bu bağlamda tarımsal üretimi artırmak için pek çok yeni uygulamayı hayata geçiriyoruz. Kent Tarımı bunlardan biridir. Yerinde üretim-yerinde tüketim anlayışıyla tüketicilerin taze, ucuz ve en az fireyle sebze ve meyveye ulaşımını sağlamak amacıyla Kent Tarımı uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Bu çerçevede, jeotermal kaynaklarımızın yanı sıra, rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerini hızla hayata geçiriyoruz. Üreticilerimizin işlerini kolaylaştırmaya yönelik dijital dönüşüm çalışmalarımız çerçevesinde çiftçilerimize 1 Ekim’den itibaren ÇKS’ye e-Devlet Kapısından erişim imkânı sağladık. Çiftçilerimiz, bugün itibariyle e-Devlet üzerinden 530 binden fazla ÇKS belgesi oluşturdu. Bürokrasiyi azaltarak yaklaşık 2,2 milyon üreticimize emek, zaman ve para tasarrufu sağladık.”

    “1,9 milyon ton turunçgil ihracatıyla dünyada 4. sıradayız”

    Türkiye’nin, coğrafi konumunun sağladığı iklim şartlarının uygunluğu ile turunçgil üretiminde önemli potansiyele sahip olduğuna vurgu yapan Bakan Kirişçi, sözlerini şöyle tamamladı; “Türkiye 2021 yılında gerçekleştirdiği 1,9 milyon ton turunçgil ihracatıyla dünyada yüzde 10’luk pay ile 4’üncü sırada yer almaktadır. Üretim, pazarlama, nakliye, depolama, ambalajlama gibi konularda yürütülen Ar-Ge çalışmaları yanında sağlanan teşviklerle bu potansiyel daha da geliştirilmektedir. Bakanlığımızın çalışmalarıyla sektörün tüm paydaşlarını temsil eden Ulusal Turunçgil Konseyi, 2007 yılında kuruluşundan bu yana sektöre hizmet etmektedir. Konseyin çalışmalarıyla turunçgil sektörümüzün daha gelişeceğine inanıyorum.”

    Bakan Kirişçi, konuşmaların ardından katılımcıları teşekkür plaketi verirken, Hazine ve Maliye eski Bakanı Lütfi Elvan, Vali Ali Hamza Pehlivan, Uluslararası Turunçgil Konseyi Başkan Vekili Kemal Kaçmaz ve yabancı konuklarla birlikte kongre çerçevesinde açılan stantları ziyaret etti.

  • Tahıl koridorunda sevkiyat yeniden başladı

    Tahıl koridorunda sevkiyat yeniden başladı

    Rusya, geçtiğimiz günlerde tahıl koridorunda gemilerin sevkiyatının durdurulduğunu açıklamıştı.

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, sosyal medya hesabından tahıl koridorunda tekrar sevkiyata başlandığını duyurdu. Kirişci paylaşımında, “Tahıl koridorunda kesintiye uğrayan tahıl sevkiyatı, Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimleriyle yeniden başlamıştır. Türkiye, gıda arz güvenliğinin teminatı ve mazlum milletlerin ümidi olmaya devam etmektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükran borçluyuz” ifadelerini kullandı.

  • Köy yaşam merkezleri iş birliği protokolü imzalandı

    Köy yaşam merkezleri iş birliği protokolü imzalandı

    Milli Eğitim Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde köy yaşam merkezlerinde genel, mesleki ve teknik kurslar düzenlenmesi; tarım, bahçecilik, ormancılık, tarım teknolojileri, gıda ve hayvancılık alanlarında ihtiyaç duyulan kurs programlarının geliştirilmesi amacıyla “Köy Yaşam Merkezleri İş Birliği Protokolü” imzalandı.

    Tarım ve Orman Bakanlığı Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy Konferans Salonunda gerçekleşen imza töreninde konuşan Bakan Kirişci, gençliğin dinamizminden yararlanılması gerektiğine dikkati çekti.

    “Bu ahaliye tereyağını, zeytinyağını terk ettirdiler”

    Gençliğin tarıma olan ilgisini ve arzusunu geliştirmenin herkesin önceliği olduğunu belirten Kirişci, “Maalesef bu ülkede tıpkı ‘zeytinyağlı yiyemem aman, basmada fistan giyemem aman’ dedirtip bu ahaliye tereyağını, zeytinyağını terk edip onun yerine margarinin almasına nasıl alkış tutulmuşsa, kırsaldan da uzaklaşıp kentlerin etrafında varoşların oluşturulması da aşağı yukarı aynı döneme denk gelir” dedi.
    Kırsala dönüşte bir kargaşa yaşanmaması için imzalanan protokole ayrı bir önem ve ehemmiyet verdiklerini dile getiren Kirişci, “İnşallah biz bu okullarımızla, bu eğitimle ilgili faaliyetleri en üst düzeyde sürdürerek tarımdan hem verimlilik noktasında hem daha fazla üretim ve kalite noktasında ciddi bir mesafe kat edeceğimizi hassaten belirtmek istiyorum” diye konuştu.

    “Tarlalarımızda 55 yaş üzerini değil, gençleri göreceğiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Türkiye Yüzyılı vizyon belgesi çerçevesinde Tarım ve Orman Gençlik Konseyi adı altında bir yapı oluşturacaklarını bildiren Kirişci, şunları aktardı:

    “Çünkü bu gençliği bu işin içerisine katmaz, bunları kale almaz, bunlarla oturup istişare etmezsek tarım sektörüne ilgi duymalarını beklemek ham hayal olur. Bunun altının doldurulması adına kurumsal anlamda konseyi ihdas edeceğiz ve bununla ilgili çalışmalarımızı tamamladıktan sonra iş birliği protokolünün gereği olan birtakım çalışmaları yaptıktan sonra bizim artık tarlalarımızda 55 yaş üzeri değil, gençleri göreceğiz ve onlar da para kazandıklarının farkına varacaklar. Daha konforlu, tabiatla iç içe yaşamın olduğunu fark edecekler ve hepimize dua edeceklerdir diye düşünüyorum.”

    “12 milyon vatandaşımıza 3 binin üzerinde kurslarla eğitim verme imkanını konuşmuş olacağız”

    İmzalanan protokolle köy yaşam merkezleri projesinin daha iyi bir boyuta taşınması için bir araya geldiklerini anlatan Bakan Özer, son yirmi yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yapılan yatırımlarla “Türkiye Yüzyılı”na hazırlıkla ilgili eğitim alanında büyük dönüşümlerin gerçekleştirildiğini kaydetti.
    “On aylık sürede 10 milyon 500 bin vatandaşa ulaştık, yıl sonunda 12 milyon vatandaşımıza 3 binin üzerinde kurslarla eğitim verme imkanını konuşmuş olacağız” diyen Bakan Özer, dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı olarak Türkiye’nin gelişmesine çok önemli katkılar sağlayacaklarını söyledi.

    “Yıl sonuna kadar Türkiye’de kapalı hiçbir köy okulu kalmayacak”

    Konuşmasına Köy Yaşam Merkezi projesinin detaylarını paylaşarak devam eden Özer, şöyle devam etti:
    “Şu ana kadar 15 bin vatandaşımızın tarım ve hayvancılık alanlarında eğitim almalarını sağladık. Bugün yapılan iş birliğiyle mevcut durumu bir aşama daha üste taşıyacağız. Köylerdeki yetişkin vatandaşlarımızın tarım ve hayvancılık ile ilgili her türlü eğitimi almaları, mevcut eğitimlerin güncellenmesi, aynı zamanda o okulların çevresinde bulunan alanlarda üretim yapılması ve üretimden elde edilen gelirlerin özellikle kadınların istihdamına katkı sunacak şekilde düzenlenmesinde çok önemli bir adım atmış oluyoruz. İnşallah, yıl sonuna kadar Türkiye’de kapalı hiçbir köy okulu kalmayacak. Bu protokol, Türkiye’deki tüm köy okullarını kapsayan bir protokol olmuş olacak. Her iki Bakanlığımızın emek veren tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum.”

    Bakan Kirişci ile Bakan Özer, konuşmaların ardından iş birliği protokolünü imzaladı.

    Tarım teknolojileri, gıda ve hayvancılık programları geliştirilecek

    Hazırlanan protokolle bu merkezlerde Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğinde genel, mesleki ve teknik kurslar düzenlenmesi; tarım, bahçecilik, ormancılık, tarım teknolojileri, gıda ve hayvancılık alanlarında ihtiyaç duyulan kurs programlarının geliştirilmesi amaçlanıyor.

    Protokol çerçevesinde düzenlenecek kursların yanı sıra köy/mahalle okulu uygulama bahçesi ve arazilerinde Tarım ve Orman Bakanlığının desteğiyle üretim yapılacak ve bu üretimden elde edilen gelirler yine bu merkezlerin ihtiyaçları için il/ilçe milli eğitim müdürlüklerince kullanılacak. Ayrıca bu merkezler tarafından ortaya konulan başarılı örnekler çevre köy/mahalle ve il/ilçe merkezlerindeki okulların düzenleyeceği gezilerle tanıtılacak, bu konuda da Bakanlıkların taşra teşkilatları da iş birliği yapacak. Aynı zamanda köylerdeki kadın kooperatifleri de köy yaşam merkezleriyle entegre edilerek eğitimle iş gücü piyasasını iç içe geçiren bir mekanizma, hayata geçirilmiş olacak.

  • 2023 bütçe görüşmeleri

    2023 bütçe görüşmeleri

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, 2023 Merkezi Yönetim bütçe görüşmelerine katıldı ve Bakanlığı’na ilişkin bilgi verdi.

    Kirişci, Tahıl Koridoru sürecine değinerek, “Rusya-Ukrayna savaşının, küresel gıda arzına olumsuz etkisi 22 Temmuz’da İstanbul’da yapılan anlaşmayla çözüme kavuşmuştu. Sayın Cumhurbaşkanımız bütün dünyaya örnek olacak bir diplomasi trafiği yürütmüş ve Birleşmiş Milletler ile bu darboğaz aşılmıştı. 29 Ekim itibarıyla Tahıl Koridoru’ndan 9,3 milyon ton tahıl taşınmış; bunun yüzde 61’i Avrupa, yüzde 26’sı Asya, yüzde 13’ü Afrika ülkelerine ulaştırılmıştır. BM’nin en az gelişmiş ülkeler kategorisinde yer alan ülkelere giden tahılın oranı ise sadece yüzde 5,9’dur. Ukrayna tahılının alıcıları, maalesef yoksul olmayan ülkelerdir. Biz Türkiye olarak, gıda sıkıntısı çeken ülkelerin daha fazla yararlanması şartıyla ilk dönemi 19 Kasım’da sona erecek olan Tahıl Koridoru’nun ikinci dört aylık dönemde de açık tutulmasını arzu ediyorduk” şeklinde konuştu.

    “Dünyadaki eğilimin aksine orman varlığımızı artırdık”

    Bakan Kirişci, gıda konusunun milli güvenlik meselesi olduğunun altını çizerek, “Dünyadaki eğilimin aksine orman varlığımızı artırdık. Etkin ağaçlandırma çalışmalarımızla erozyonla taşınan toprak miktarını azalttık. Odun dışı ürünlerimizi çeşitlendirdik, üretimimizi artırdık.

    Ormanların gönüllü muhafızı orman köylümüzün her daim yanında olduk. Ülkemizi doğa turizminde marka haline getirirken, zengin biyolojik çeşitliliğimizi ve genetik kaynaklarımızı koruyarak gelecek nesillere aktarıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Tarım sektörünün son 19 yılın 15’inde büyüme gösterdiğini ifade eden Bakan Kirişci, “Tarımsal hasılamız, 2002 yılında 25,1 milyar dolardan yüzde 78,1 artışla 2021 yılında 44,7 milyar dolara yükseldi. Tarımsal ihracatta dikkate değer bir artış trendi içindeyiz. Tarım ve gıda ürünleri ihracatımız 2002’de 3,8 milyar dolar iken 2021’de 6,5 katına çıkarak 25 milyar dolara ulaştı. Fındık, kuru üzüm, kayısı, incir, ayva ve buğday unu ihracatında dünyada birinci sıradayız. Son 20 yılda 87 milyar dolar dış ticaret fazlasıyla, tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçıyız. Ocak-Eylül 2022 döneminde ihracatımız 21,2 milyar dolar ile önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 arttı. Aynı dönemde 17,4 milyar dolar ithalat gerçekleşmiş olup dış ticaretimiz 3,8 milyar dolar fazla verdi. Yıl sonu itibarıyla tarım ve gıda ürünleri ihracatımızın 30 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz” diye konuştu.

    “Bugün itibarıyla çiftçilerimiz, e-Devlet üzerinden 440 binden fazla ÇKS belgesi oluşturdu”

    Yeni tarım vizyonunu ‘Sen Üret Yeter’ diyerek açıkladıklarını söyleyen Kirişci, “Çiftçilerimize 1 Ekim’den itibaren ÇKS’ye e-Devlet Kapısından erişim imkanı sağladık. Bugün itibarıyla çiftçilerimiz, e-Devlet üzerinden 440 binden fazla ÇKS belgesi oluşturdu. Bürokrasiyi azaltarak yaklaşık 2,2 milyon üreticimize emek, zaman ve para tasarrufu sağladık. Bu yıldan itibaren tarımsal destekleme sistemimizi değiştirdik ve ödemelerimizi öne çektik. Böylece çiftçilerimizin ekim sürecinde temel girdi alımlarını olabildiğince kolaylaştırıyoruz Mazot ve gübre desteklerinin öne çekilmesiyle çiftçilerimiz, ekim döneminde girdi maliyetlerini düşünmeden üretim yapabilecekler.

    Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı, hububat üreten çiftçilerimize, 2022 yılı üretim dönemine ait mazot ve gübre desteklerini, 2023 Mart ayı yerine, bu yıl içinde ödemeye başlayacağız. Bundan böyle söz konusu destekler çiftçilerimize nakit olarak verilmeyecek. Ziraat Bankası kartlarına yüklenecek. Başvurular internet ve mobil bankacılık da dahil olmak üzere bugün itibarıyla başladı. Çiftçilerimiz, kartlarına tanımlanan destekleme ödemelerini sadece mazot ve gübre alımında kullanabilecek. Ayrıca Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin verdiği 100 bin TL tutarındaki faizsiz kredi miktarını 200 bin TL’ye çıkardık. Bunun 100 bin TL’lik kısmı yine ayni olarak sadece mazot ve gübre alımında kullanılmak üzere banka kartlarına yüklenecek” dedi.

    “2002’den bugüne hayvancılık desteklerinin tarımsal destek içindeki payını yüzde 4,4’ten yüzde 25’e çıkardık”

    2002’den bugüne hayvancılık desteklerinin tarımsal destek içindeki payını yüzde 4,4’ten yüzde 25’e çıkardıklarını belirten Bakan Kirişci şöyle konuştu:

    “Büyükbaş hayvan sayımızda 9,9 milyondan, yüzde 81 artışla 17,9 milyona, küçükbaş hayvan sayımızda 32 milyondan, yüzde 83 artışla 58,5 milyona ulaşarak, Avrupa’da birinci sıraya yükseldik. Kanatlı hayvan varlığımızı 251 milyondan, yüzde 59 artışla 398 milyona, arılı kovan sayımızı 4,2 milyondan, yüzde 107 artışla 8,7 milyona çıkardık. Hayvansal üretimdeki artış, hayvan varlığındakine kıyasla çok daha fazladır. Islah çalışmalarımızla ortalama karkas ağırlığını 178 kilogramdan, yüzde 60 artışla 284 kilograma çıkardık. Kırmızı et üretimimizi 779 bin tondan, yüzde 156 artışla 2 milyon tona, Süt üretimimizi 8,4 milyon tondan, yüzde 176 artışla 23,2 milyon tona, Tavuk eti üretimimizi 696 bin tondan, yüzde 216 artışla 2,2 milyon tona, Yumurta üretimimizi 11,6 milyardan, yüzde 66 artışla 19,3 milyara, Bal üretimimizi ise 74,6 bin tondan, yüzde 29 artışla 96,3 bin tona ulaştırdık.”

    Bakan Kirişci, topraklarımız kadar, 462 bin kilometrekarelik Mavi Vatan’ın tarımsal zenginlik olduğunu aktararak, “Su ürünleri yetiştiriciliğini ilk defa hükümetlerimiz döneminde destekleme kapsamına aldık. Üretimimizi, 2002’ye kıyasla, yıl sonu itibarıyla 8,5 katına çıkararak 515 bin tona yükseltiyoruz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde ve iç su avcılığında Avrupa Birliği ülkeleri arasında birinciyiz. Levrek ve çipura üretiminde dünyada birinci, gökkuşağı alabalığında ikinciyiz. Su ürünlerinde 2021 yılında 1,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Türk somonunda 2021 ihracatı 130 milyon dolar iken, bu yılın sadece ilk dokuz ayında 230 milyon dolar ihracata ulaştık” ifadelerini kullandı.

    “Koruma kullanma dengesini gözeterek biyoçeşitliliğe zarar vermeden, ekoturizmi geliştireceğiz”

    Yeşil Vatan’ı sürdürülebilir orman yönetimi anlayışıyla koruyup geliştireceklerini ifade eden Bakan Kirişci, “Orman köylülerimizi yerinde kalkındırmak için ekonomik ve sosyal destekleri yükselteceğiz. Sanayimizin ihtiyacını yerli imkanlarla karşılamak için endüstriyel ağaçlandırmayı artıracağız. Koruma kullanma dengesini gözeterek biyoçeşitliliğe zarar vermeden, ekoturizmi geliştireceğiz. Su kaynaklarımızı ‘Milli Su Politikası’yla, sürdürülebilirlik ve arz güvenliği esasına dayalı katılımcı bir modelle yöneteceğiz. ‘Suya Göre Tarım’ yapacağız, sulama verimliliğini artıracağız. Tarımsal sulama yatırımlarını hızlandırmak için ‘Alternatif Finansman Modelleri’ geliştireceğiz. Denizlere dökülen sularımızı, su potansiyelinin yetersiz olduğu iç bölgelere aktaracağız. Yer altı sularımızı disiplin altına alacağız, sel ve taşkın suları ile besleyeceğiz. Suyu taştığı yerde değil, düştüğü yerde tutacağız” şeklinde konuştu.

  • İki Bakan madencileri ve Binali Yıldırım’ı ziyaret etti

    İki Bakan madencileri ve Binali Yıldırım’ı ziyaret etti

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Azerbaycan’da geçirdikleri trafik kazasında yaralanan AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım ve koruma müdürü Oğuzhan Demirci’yi, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde ziyaret etti.

    “Hastalarımızın durumları gayet iyi”

    Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde açıklamalarda bulunan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Son Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ı, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Şamil Ayrım’ı ve araçta bulunan koruma görevlisi arkadaşımızı; 14 Ekim günü hepimizin canını yakan gerçekten bizleri çok üzün Bartın maden faciasında 41 kardeşimizin şehit olmasıyla sonuçlanan faciadan yaralı kurtarılan kardeşlerimizi ziyaret ettim. Bunlardan 1 tanesinin serviste, 5’inin de yoğun bakımda olduğu bilgisi zaten sizlerde de var. Hastalarımızın durumları gayet iyi. Hepsini de tek tek ziyaret ettim, tabii ki yoğun bakımda olanlar hariç; o da yapılmaması gereken bir ziyaret olduğu için. Onların da bilgisini koordinatör başhekimimizden aldık. Rabbim bir daha bu millete ve ülkeye Bartın faciası gibi facialar yaşatmasın” dedi.

    AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın geçirdiği kazanın önlerinde olduğunu belirten Bakan Kirişci, “O Seyahatte biz de vardık. En son Zengilan Havalimanı’nın açılışı ve oradaki bazı tarımsal tesislerin açılışı dolayısıyla biz de Azerbaycan’daydık. O konvoyda biz de vardık. Hemen önümüzde cereyan eden bir kazaydı. Tesellimiz burada bir can kaybının olmaması. Yaralı olarak ülkemize hastalarımızın getirilmiş ve tedavilerinin de burada veriliyor olması bizim şu anki en büyük tesellimiz, en büyük mutluluğumuz” ifadelerine yer verdi.

    Nureddin Nebati’de ziyarette bulundu

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedavisi devam eden madencileri, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ile AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım’ı ziyaret edip geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Madencilerin durumu hakkında da bilgi aldı.

    “Servise çıkan madenciyle sohbet ettik”

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım Beyi ziyaret ettik, Azerbaycan’da bir kaza geçirmişti ve sonrasında da Şamil Ayrım Milletvekilimize geçmiş olsun dileğinde bulunduk. Başhekimimizin verdiği bilgiye göre de durumlarının iyi olduğu ve tedavilerinin devam ettiğini öğrendik ve sözlü olarak zaten konuştuk. Ayrıca koruma müdürü kardeşimizin de durumunun iyi olduğunu gördük. Ardından da maden kazasında şu anda yatan 6 tane hastanın bir tanesi servise çıkmış, kendisiyle sohbet etme imkanımız oldu. Diğer 5 hastamızın da yakınlarıyla az önce bir araya geldik. Yakınları, özellikle Türkiye’nin ve dünyanın en büyük hastanesi olan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekimine ve tüm sağlık personeli çalışanlarına da teşekkürlerini iletiyorlar çünkü ilk günden beri olağanüstü bir çaba sarf ediyorlar. Bir hastanın servise çıkmasıyla kendisini göstermiş olması onları çok umutlandırmış, diğer hastaların yakınlarının özellikle de çocukların eğitimine kadar her türlü ayrıntının düşünülüp gerekli adımlarının atılmasından dolayı da teşekkür ediyorlar. İnşallah 5 hastayla ilgili de günlük raporları sayın başhekimimiz veriyor. Gelişmeler iyi yönde gidiyor. Öyle gözüküyor. Kendilerine Rabbim’den şifa diliyoruz. Oldukça ağır bir travma yaşamışlar, aileleri de öyle. Onlara da dualarımızı, desteklerimizi çok açık bir şekilde ifade ettik” açıklamasında bulundu.