Kaçmaya çalışan şahıslar emniyet yetkilerince araçları durdurularak hayvanlara ve eşyalara el konuldu. İlgililer hakkında 17 bin 646 TL idari para cezası ve bin 900 tazminat ile toplamda 19 bin 546 TL cezai işlem uygulandı.
Çalışmaya Horasan, Köprüköy Jandarma teşkilatı ve Köprüköy Emniyet teşkilatları katkıda bulundu.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından “Doğal Alabalık Üretilmesi ve Orman İçi Suların Balıklandırılması Projesi” çerçevesinde İznik ve İnegöl ilçelerinde bulunan derelere toplam 9 bin adet yavru alabalık salımı yapıldı. Bursa Şube Müdürü Beytullah Rehber, Bolu Abant Alabalık Üretim İstasyonu Şefi Tarık Beşiktaş ve İznik Şefi Hilal Yıldız tarafından yapılan salıma köy muhtarları ve doğasever vatandaşlar da katıldı.
Bursa Şube Müdürü Beytullah Rehber, “Aşırı avlanma sonucu nesilleri tehlike altına giren doğal (kırmızı benekli) alabalıkların çoğaltılması maksadıyla üretimi yapılan yavru alabalıkların her yıl gelişimi izlenerek popülasyonu artırmak için 10 bin adete yakın salım yapılacaktır” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan paylaşımda,
“Çanakkale’deki orman yangınına; 4 uçak, 8 helikopter, 77 arazöz, 14 iş makinesi, 374 personel sevk edilmiştir. Ekiplerimizin yangına havadan ve karadan etkin müdahalesi aralıksız devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Mersin’de meydana gelen orman yangınına müdahalelerin hız kesmeden devam edildiği açıklandı.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan paylaşımda,
“Mersin Gülnar’daki orman yangınına; 2 uçak 11 helikopter 64 arazöz 10 iş makinası 327 personel sevk edilmiştir. Ekiplerimizin yangına havadan ve karadan etkin müdahalesi aralıksız devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.
arım ve Orman Bakanlığı’nın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Hatay Belen’deki meydana gelen orman yangınına müdahalelerin hız kesmeden devam edildiğini açıkladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan paylaşımda,
“Hatay, Belen’deki orman yangınına; 7 uçak, 12 helikopter, 58 arazöz, 7 iş makinası, 320 personel sevk edilmiştir. Ekiplerimizin yangına havadan ve karadan etkin müdahalesi aralıksız devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, tarımda modern sulamayı yaygınlaştırmak, toplulaştırma çalışmalarıyla tarım arazilerinden en yüksek faydayı sağlamak, musluklara sağlıklı ve içilebilir su ulaştırmak ve yerleşim yerleri ile tarım arazilerini taşkın risklerine karşı korumak için tüm gücüyle çalışırken, sürdürülebilir su yönetimi anlayışıyla da suyun her damlasına sahip çıkıyor.
Eskipazar Ova Barajı için geri sayım başladığını ve imalatların hızla devam ettiği projede yüzde 42 fiziki gerçekleşme oranının aşıldığını açıklayan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, projeyi bitirmek için adeta zamanla yarıştıklarını söyledi.
Ova Barajında şu anda gövde dolgusu, enjeksiyon ve dolusavak inşaatlarının devam ettiğini vurgulayan DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, “İnşaatta Derivasyon kondivisi memba batardosu, rölekasyon yolu, köprü ulaşım yolu ve gövde kazıları imalatlarını tamamladık. 470 bin metreküp’lük gövde dolgusunun ise yüzde 20’sini tamamladık. Çalışmalarımız aralıksız devam edecek. 2023 yılsonunda projeyi bitirip, Barajda su tutmayı amaçlıyoruz.” diye konuştu.
“Üreticilere yılda 16 Milyon 440 bin lira ek gelir”
5.480 dekar araziye can suyu verecek Ova Barajı’nın bölge tarımı için büyük önem taşıdığını da belirten DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, “Baraj sayesinde modern sulamaya açılacak 5.480 dekar arazide sulama maliyetleri düşecek, verim artacak. Sulu tarıma geçilmesiyle birlikte çiftçimiz farklı ürünler ekip, dikebilecek. Kazançları artacak Karabük Eskipazarlı üreticiler, 2023 yılı rakamlarıyla yılda ilave yaklaşık 16 milyon 440 bin lira daha fazla kazanacak.Temelden yüksekliği 45 metre olarak projelendirilen Ova Barajının gövdesi kil çekirdekli kaya dolgu tipinde projelendirildi. 1 Milyon 188 bin m3 depolama hacmine sahip olacak gölet, 5.480 dekar araziye can suyu verecek.” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın verdiği bilgilere göre; pide, lahmacun, börek gibi gıdaların üretiminde kullanılacak malzemelerin denetimi ile ilgili talimat yenilendi.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yeni talimatında, özellikle kırmızı et ile beyaz et karışımına izin verilmeyeceği, denetimlerin sürdürüleceği ifade edildi.
Bakanlığın ilk talimatında pide, lahmacun, börek ve diğer gıda ürünlerinin üretiminde kullanılan malzemenin denetimi için numune alınmaması bilgisi yer almış ve kamuoyunda tepki çekmişti.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan açıklama, “Bazı basın ve yayın kuruluşlarında, Bakanlığımız tarafından taşraya gönderilen talimata göre pide, börek, lahmacun gibi ürünlerden artık numune alınmayacağı ve bu ürünlerde hiçbir analiz yapılmayacağı şeklindeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır” denildi.
Açıklamada, yıllık numune alma denetim programına göre toplu tüketim yerlerinde hem yemek harcında hem de son üründen numune alındığı vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Son ürün haline getirilmemiş ve hazırlanmasında sebze, kırmızı et, kanatlı eti, balık vb. bileşenler kullanılabilen pide, börek, lahmacun gibi ürünlerin harçlarından numune alınması zaman zaman yanlış değerlendirmelere sebep olmaktadır. Pide, lahmacun, börek vb. ürünler et ürünleri kapsamında değil yemek kategorisinde yer alan ürünlerdir. Bu ürünlere bitkisel (sebze, meyve) ve hayvansal (kırmızı et, kanatlı eti, balık vb.) bileşenler katılabilmektedir. Hatta tüketici taleplerine göre farklı bileşenler de kullanılabilmektedir. Bu nedenle henüz hazırlık aşamasında olan bir gıda için değerlendirme yapmak yanlış uygulamalara neden olabilmektedir. Söz konusu talimat; toplu tüketim yerlerinde pide, lahmacun, börek gibi ürünlerin harcında kanatlı eti hariç tek tırnaklı ve domuz eti aranmasına dair kontrollere devam edilmesi, son üründe ise tek tırnaklı ve domuz eti dahil tüm kontrollerin yapılması yönündedir. Toplu tüketim yerlerinde tüketicilere sunulan her türlü gıda maddelerinin bileşenlerinin kontrol görevlilerimize ve talep etmeleri halinde tüketicilere bildirilmesi zorunludur. Tüketici sağlığının en üst düzeyde korunmasına yönelik Bakanlığımızca her türlü kontroller aksatılmadan devam edecektir.”
Tarım ve Orman Bakanlığı, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde ülke genelinde denetimlerini artırdı. Bakanlık tarafından il müdürlüklerine gönderilen talimatta, etlerin parçalanması ile kıyma çekimi gibi işlemlerin et ve et ürünleri konusunda faaliyet gösteren kayıtlı/onaylı gıda işletmeleri tarafından yapılmasına yönelik önlemlerin alınması istendi. Tüketicilerin gıda konusunda sağlığını en üst düzeyde korumak amacıyla çalışmaların aralıksız sürdürülmesi gerektiği vurgulanarak, bu çerçevede piyasaya arz edilecek her gıdanın, insan sağlığı, hayvan ve bitki sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması açısından güvenilir olmasının önemine dikkat çekildi.
Kasap ve et ürünleri iş yerlerine sıkı denetim
Talimatta, vatandaşların hijyenik ve sağlıklı bir şekilde kurban etlerini tüketmeleri ve dolayısıyla halk sağlığının korunması amacıyla etlerin parçalanması, kıyma çekimlerinin et ve et ürünleri konusunda faaliyet gösteren kayıtlı/onaylı gıda işletmeleri tarafından yapılmasının önemine işaret edildi. Ayrıca bu süreçte kıyma makinesi, bıçak gibi kullanılan tüm alet ve ekipmanların temizliği, dezenfeksiyonu ve depolanmasına yönelik olarak et ve et ürünleri konusunda faaliyet gösteren işletmelere yapılacak resmi kontrollerin artırılması istendi. Bayram süresince tüketimi artması beklenen unlu mamuller, tatlı, şeker ve şekerli mamullerin üretim/satış yerleri ile gıda satış ve toplu tüketim yerlerinin denetimlerine ağırlık verilmesi, gıdaların ve hammaddelerin son tüketim tarihi, muhafaza şartları ile etiket bilgilerinin kontrol edilmesinin önemi vurgulandı.
496 bin 512 denetim gerçekleştirildi
Tarım ve Orman Bakanlığı öte yandan, 7 bin 642 gıda kontrol görevlisi ile gıda denetimlerini aralıksız sürdürüyor. 2023 yılının başından itibaren bugüne kadar 496 bin 512 gıda kontrolü gerçekleştirildi. Bu denetimlerde, laboratuvarda analiz edilmek üzere 29 bin 887 numune alındı. Resmi kontroller neticesinde tespit edilen uygunsuzluklarla ilgili ürünlerin toplatılması, imha edilmesi, idari para cezaları ve adli birimlere suç duyurusunda bulunma işlemleri gerçekleştirildi.
“Yeni Bir Metodoloji Kapsamında Türkiye’nin Nesli Tehlike Altındaki Türleri için Tür Eylem Planları Hazırlanması, Uygulanması ve İzlenmesi Projesi” kapsamında kolluk kuvvetleri, gümrük memurları ve belediye uzman personeline biyolojik çeşitlilik, koruma restorasyonu, ekosistem hizmetleri ve tür eylem planlarına yönelik eğitim veriliyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü Yaban Hayatı Dairesi Tür Koruma Şube Müdürü ve projenin yöneticisi Adem Ağır, bir otelde gerçekleştirilen çalıştayın açılışında, bu çalışmanın 36 ay önce hayata geçirildiğini ve ağırlıklı olarak Avrupa Birliği (AB) fonlarından desteklendiğini söyledi.
Projenin sonuna yaklaştıklarını aktaran Ağır, “Temel amacımız basit bir şekilde nesli tehlike altında bulunan ya da yok olmak üzere olan türlerin korunmasını sağlamak ve tehlike altındaki nesillerin devamını sağlamak. Bu türleri korumakla aslında ekosistemi de korumuş olacağız. Ekosistemi korurken biyoçeşitliliği, biyoçeşitliliği korurken de ülkemizin doğasını korumuş olacağız.” dedi.
Ağır, proje kapsamında pek çok veri elde ettiklerini söyledi.
Eylem planları, hedefler, türlerin yok olmasının engellenmesi gibi konularda rehberler hazırladıklarını anlatan Ağır, şöyle devam etti:
“Türkiye’de ilk defa türlerin korunmasına yönelik tür koruma stratejisini yazıyoruz. Artık kişilere bağlı olmadan elimizde bir doküman olacak. Gelecekle ilgili en önemli konular tarım, doğa ve biyoçeşitlilik. Dünyanın bütün ülkeleri özellikle Avrupa’daki gelişmiş ülkeler biyoçeşitliliğimizden faydalanmak için her zaman illegal ya da biyo kaçakçılık dediğimiz yöntemlerle ülkemizi geliyor ve gidiyorlar. Buradaki eğitimin temel mantığı, nesli tehlike altında olan türlerin korunması ve bitki, tohum ve hayvanların yurt dışına kaçırılmasını engellemek.”
DKMP Bursa Şube Müdürü Beytullah Rehber de nesli tehlike altındaki türleri kayıt altına alma, koruma ve sürdürülebilirliğini sağlamanın artık bir tercih olmaktan çıktığını vurguladı.
Ekosistem üzerinde etkili olan ve işleyişini sekteye uğratan gerek biyotik gerekse abiyotik her türlü faktörün tür çeşitliliğinin azalması sonucunu doğurduğunu belirten Rehber, şöyle konuştu:
“Son yıllarda bu alanda hız kazanan araştırmalar dünyanın son 50 yılında memeli, kuş, sürüngen ve balık popülasyonunun yüzde 68’ini kaybettiğini, bugün ise iklim değişikliği ve habitat tahribatı nedeniyle yaklaşık 1 milyon türün risk altında olduğunu ortaya koymaktadır. Bu sebeple projenin en önemli konu başlıklarından biri de paydaşlarımızın biyolojik çeşitliliğe ve nesli tehlike altındaki türlere yönelik farkındalığı artırmak üzere eğitim çalışmalarının yapılmasıdır.”
Çalıştay, 22 Haziran’da sona erecek.
‘Belediye Su Kardeşliği’ protokolleri çerçevesinde su verimliliği, su kayıpları ve suyun geleceği konularının ele alındığı toplantı, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde Bursa’da gerçekleşti. Türkiye’nin toplam su kullanımının yüzde 12’sini içme ve kullanma suyu oluştururken, 2021 yılı verilerine göre, Türkiye genelinde birinci sınıf kalitede arıtılmış bu suyun yüzde 33,5’i kullanıcıya ulaşamadan kayboluyor. İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliğine göre bu oran büyükşehir ve il belediyelerinde 2028 yılına kadar, diğer belediyelerde ise 2033 yılına kadar kademeli olarak yüzde 25 seviyesine indirilmesi hedefleniyor.
Bu hedeflere ulaşılması amacıyla belediyeler arası bilgi ve tecrübe paylaşımının sağlanması için Su Verimliliği Seferberlinde 28 belediyenin katılımıyla Belediye Su Kardeşliği uygulaması başlatıldı. Uygulamaya dâhil olan belediyeler arasında kardeşlik protokolleri imzalandı. Belediye Su Kardeşliği uygulaması çerçevesinde ilk toplantı, Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğünün ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıya, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç, Kahramanmaraş Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Ahmet Kavak, Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü M. Sait Güllüoğlu, Yozgat Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Açıkgöz ile ilgili kurumlardan ve Türkiye Belediyeler Birliği’nden teknik personel katılım sağladı.
Toplantının açılışında söz alan BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç, BUSKİ olarak Bursa’yı teknik ve coğrafi olarak alt bölgelere ayırarak daha kontrol edilebilir bir altyapı ağı oluşturduklarını söyledi. Gülenç, “Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yakinen takip ettiği ve Bursa’ya su sağlayan Doğancı ve Nilüfer Barajına yanı sıra Çınarcık Barajı’nın suyuyla Bursa’da 2060 yılına kadar su sorunu yaşamayacak. Yaptığımız yatırımlarla su kayıp kaçaklarını önlemedeki Türkiye birinciliğimizi devam ettireceğiz” dedi.
Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever ise, 4 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planını yayınladıklarını hatırlattı. Bu belgede kentsel, tarım ve sanayi sektörleri ile bireysel kullanımda su verimliliği ilişkin hedefler belirlediklerini belirten Sever, kentsel su verimliliği çerçevesinde 5-6 Aralık 2022 tarihinde Dünya Su kayıpları Günü-Belediye Su Kayıpları Etkinliği düzenlediklerini dile getirdi. Etkinlikte içme suyu temin ve dağıtım sistemlerindeki su kayıplarının azaltılması için Belediyeler arasında bilgi ve tecrübe paylaşımının sağlanması maksadıyla su kayıpları azaltılması çalışmalarına yönelik Belediye Su Kardeşliği ilan ettiklerini ifade eden Sever, “Ülkemiz iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında. Türkiye Yüzyılı’nda içme suyu sistemlerinde su kayıp oranları yüzde 10 seviyelerine çekilmesi gerekiyor. Bakanımız İbrahim Yumaklı öncülüğünde Eylem Planında yer alan hedeflerin sağlanması için yoğun bir çalışma içindeyiz. Taşkın ve kent selleri ile oluşan suyun kuraklık dönemleri için toplanılması da gerekiyor. Suyun her damlasına ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız” diye konuştu.
Programda ayrıca Türkiye’nin su varlığı ve değişen iklim şartları nedeniyle gelecek yıllarda kaynaklarda beklenen değişimler, su kayıplarının kontrolüne ilişkin yasal altyapı, performans kriterleri ve idarelerce yürütülen çalışmaların sürdürülebilirliği gibi konular ele alındı. Ayrıca su verimliliği, su kayıpları ile mücadele ve suyun geleceği konuları değerlendirildi. Toplantıya katılan Kahramanmaraş KASKİ Genel Müdürü Ahmet Kavak ise, “Geçtiğimiz aylarda bölgemizde yaşadığımız üzücü deprem felaketinde, su ve kanalizasyon idarelerinin ne kadar elzem olduğunu bizzat yaşayarak öğrendik. Orda depremzedelerin yardımına ilk önce koşan Su ve Kanalizasyon İdareleri oldu. O yüzden su idarelerini canlı ve diri tutmalıyız. Gözümüz gibi korumalıyız. İlk andan beri yanımızda olan ve yardımımıza koşan BUSKİ’ye çok teşekkür ederiz” dedi.
Bursa’daki çalışma ve ev sahipliği için BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç’e teşekkür eden Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü M. Sait Güllüoğlu ise, “Daha gidecek çok yolumuz var. Alt yapı yatırımları için projelerimiz hazır. Bizim en çok önem verdiğimiz proje, Fırat Havzasını korumaya yönelik yapılan Atıksu Arıtma Tesisleridir” diye konuştu.
Yozgat Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Açıkgöz ise, ”Maalesef şehrimizde su kayıpları oranı yüzde 67 seviyelerinde. Bu oranı düşürmek için elimizden geleni yapıyoruz. Kurumlar arası iş birliği ve bize rehber olacak çalışmalarla inşallah bu oranı düşüreceğiz. Çalışmaları başlatan ve koordine eden Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Su Kardeşlerimiz olan Bursa, Kahramanmaraş, Şanlıurfa’dan gelen yönetici ve teknik ekipleri Yozgat’ta görmekten memnuniyet duyacağız” diye konuştu.
Konuk ekipler teknik sunumların ardından BUSKİ’nin iyi uygulama örnekleri arasında yer alan, SCADA Merkezi, Debimetre Odası ve Dobruca İçmesuyu Arıtma Tesisi’ne ziyarette bulundu.
Programa katılan konuklar toplantı sonrası Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı da makamında ziyaret ederek istişarelerde bulundu.
Türkiye’de 2023 Şubat ayında ilk defa görülen SAT-2 serotipi şap hastalığının yayılımının durdurulması ve engellenmesine yönelik yürütülen çalışmalarda önemli bir aşamaya gelindi. SAT-2 serotipi şap hastalığı, Türkiye’de görülmeden önce gerekli önlemler alınmaya başlandı. 3 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’de tespit edilir edilmez de etkin bir mücadele stratejisi hızlı bir şekilde hayata geçirildi. Yapılan çalışmalar çerçevesinde 23 Şubat 2023 tarihli Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Komisyon Kararı ile Samsun genelinde tüm hayvan pazarları kapatıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı Bakanlığı’nın 25 Nisan tarihli yapmış olduğu Şap Hastalığı ile Mücadele Toplantısı sonrasında hayvan hareketleri kısıtlamalarının kaldırılmasına karar verildi.
Konu ile ilgili açıklama yapan Samsun İl Tarım ve Orman Müdür Vekili Nail Kırmacı, “Şap hastalığının ülkemizde tespit edilmesinin üzerinden kısa bir süre geçmişken yapılan çalışmalar netice vermiş olup, tedbiri elden bırakmadan uygulanan kısıtlamalar bakanlığımızca Nisan ayı sonunda kaldırılıyor. SAT-2 serotipine karşı Şap Enstitüsü’nde 37 günde aşı üretimi gerçekleştirilmiş ve toplam 14,5 milyon aşı üretilmiştir. Yaklaşık 13 milyona yakını sahaya gönderilen aşıların 8 milyona yakını ile hayvanlar aşılandı. Bu süre zarfında, hayvanların kesimine, ihraç ve ithaline yasak getirildi, hayvan pazarları kapatıldı. Şap hastalığına duyarlı türden hayvanların hareketlerine (il içi ve il dışı) ilkbahar şap aşılama kampanyası süresince getirilen kısıtlamalar, belirlenen kurallar çerçevesinde 28 Nisan tarihi itibariyle kaldırılmaktadır.
Bu çerçevede şap hastalığı nedeniyle karantinası devam eden yerler dışında, iller arası büyükbaş hayvan sevklerinde sevk edilecek büyükbaş hayvanların SAT-2 serotipini içeren aşı ile aşılanmış ve aşılama tarihinden itibaren 21 günlük sürenin geçmiş olması, iller arası küçükbaş hayvan sevklerinde şap aşısı şartı aranmaması, il içi büyükbaş ve küçükbaş hayvan sevklerinde şap aşısı şartı aranmaması, iki aylık yaştan küçük sığır cinsi hayvanların sevklerinde şap aşısı şartı aranmaması ve hayvan pazarlarının açılarak hayvan hareketlerinin serbest bırakılması kararlaştırılmıştır. Ulusal Hastalık Kontrol Merkezi’nin aldığı kararlar, karantinası devam eden yerler dışında, belirlenen kurallar çerçevesinde 28 Nisan 2023’ten itibaren ülke genelinde uygulanacak olup ülkemize geçmiş olsun diyorum” dedi.