Etiket: Tarım

  • “Tarımı bir güç haline getirmeliyiz”

    “Tarımı bir güç haline getirmeliyiz”

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından tarımda verimin artırılması amacıyla sektör temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen ilki geçtiğimiz yapılan ‘Tarımsal Destekler Bilgilendirme Paneli’nin ikincisi Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Hüdavendigar Salonu’nda gerçekleştirildi. İlgili kamu kurumları, akademisyenler, ziraat odaları, kooperatifler ve çiftçilerin de katıldığı panelin açılışında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın tarımla alakalı müthiş bir potansiyele sahip olduğunun altını çizdi.

    Babadan kalma usulleri bırakmalıyız

    Bursa’nın genelde sanayi merkezli düşünülen bir şehir olduğunu, otomotiv, tekstil, makine sanayii gibi alanların öne çıktığını hatırlatan Başkan Aktaş, “Ama bu tarımla alakalı güçlü bir altyapımız olmadığı anlamına gelmez. Dünyada tarımla alakalı ciddi bir potansiyel var. Pandemi gösterdi ki tarım olmazsa olmaz konularda biri. Her şeyi bırakabiliriz ama yemeyi içmeyi ihmal edemeyiz. Yeme içme belki bu işin küçük bir kısmı ama bu işin başka aşamaları var. Ürünün hasadını kayıpsız yapmak, ambalajlamak, nakletmek, pazarlamak, satış sonrası hizmet başlı başına bir iş. İyi niyetle, gayretle yapılmış çalışmalar var. Her yıl artan trendimiz var. Bizim artık bundan sonraki süreci daha kurumsal çatı altında devam ettirmemiz gerekli. Yapabileceğiz çok şeyler var. Beni kaygılandıran maalesef tarıma bakış açımız. Tarımla ilgilenmek demek, köylülük demek gibi bir algı var. Sanki geri kalmışlık, 3 – 4 sınıf vatandaş gibi algımız var. Rahmetli Atatürk ‘köylü milletin efendisi’ demiş. Ama artık babadan kalma usullerle üretim yapmaktan ziyade büyük ölçekli, bilimsel verilerle, donelerle bu işleri yapmak, üretmek, ambalajlamak ve pazarlamak zorundayız” diye konuştu.

     

    Katma değere dönüşmeli

    Büyükşehir bünyesindeki Tarım A.Ş. ve Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı vasıtasıyla kırsal kalkınma için önemli yatırımlar yaptıklarını kaydeden Başkan Aktaş, “Beni yanlış anlamayın ama ufak tefek desteklerle, algılarla işi götürmek yerine sonuç odaklı olalım. Yaptığımız desteklerin ekonomik olarak katma değere dönüşmesi lazım. Bizim tarımı finanse etmek, desteklemek, tarımla alakalı birlikteliği sağlamak gibi bir hedefimiz, hayalimiz var. Azar azar dağıtmak yerine bunu daha ileriye taşıyacak, altyapısını daha güçlü tutacak, bu şehre ekonomik katma değer sağlayacak projelere, konulara, kişilere destek verelim. A partili B partili önemli değil. Şu ilçede olmuş, bu ilçede olmuş önemli değil. Mesele daha iyi şeyler yapabilmek. Bizim tarımı şehir adına bir güç haline döndürmemiz lazım. El birliğiyle başarabileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

    Verimli üretim

    Panelin açılış töreninde söz alan Tarım İl Müdürü Hamit Aygül ise nüfus bakımından Türkiye’nin 4’üncü büyük şehri olan Bursa’nın tarımsal üretim konusunda ülkenin sayılı şehirlerinden olduğunu vurguladı. Bursa’nın toplam tarım alanları bakımından Türkiye’de 34’üncü sırada yer aldığını ifade eden Aygül, “Ancak nebati üretim yönünden baktığımızda Türkiye’de 6’nci sıradayız. Yani oldukça verimli bir tarımsal üretimimiz var. Bunda çiftçilerimiz, kooperatiflerimiz, birliklerimiz, tarım kuruluşlarımız ve Büyükşehir Belediyemizin de büyük desteği var. Ben bu işbirliği ve desteklerinden dolayı Büyükşehir Belediyemize teşekkür ediyorum” dedi.
    Program, açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Başkanı Prof.Dr. Hasan Vural’ın yaptığı panelle devam etti. Panelde, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Bursa İl Koordinatörü Bilal Tunç ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. Bursa Bölge Müdürü Mustafa Değer, sektör temsilcilerine tarımsal kredi, hibe destekleri, doğru tarım uygulamaları ve tarım sigortaları konularında sunum yaptı.
    Başkan Aktaş, günün anısına panelistlere teşekkür plaketi verdi.

  • Yağış sele dönüştü, tarım arazileri zarar gördü

    Yağış sele dönüştü, tarım arazileri zarar gördü

    Kırıkkale’de öğlen sonrası kuvvetli yağan sağanak, köylerde hayatı olumsuz etkiledi. Keskin, Çelebi ve Karakeçili ilçelerine bağlı birçok köyde etkili olan yağış sele dönüştü, tarım arazilerinin büyük bir bölümü zarar gördü. Yüksek kesimlerden gelen sel suları bazı grup yollarını da bir süre araç trafiğine kapadı.

  • Tarımda “jeotermal” devri

    Tarımda “jeotermal” devri

    Sağlıklı ve uygun maliyetli gıdaya erişimde hayati rol üstlenen jeotermal seralar Türkiye’nin pek çok yerinde kurulmaya başlanırken, yerli, temiz ve sürdürülebilir bir kaynak olan jeotermal ile seraların enerji maliyetleri minimuma indiriliyor. Türkiye’deki jeotermal sera uygulamaları hakkında bilgi veren Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, 4 bin 500 dönüm seviyesinde olan sera alanının ülke potansiyelinin çok altında olduğunu belirterek, “Doğru politikalar ve teşvik mekanizmaları ile 10 yıl içerisinde 100 bin dönüm sera alanına rahatlıkla ulaşabiliriz. Bu sera alanı ile tarımda 100 binin üzerinde yeni istihdam sağlarken, sağlıklı ve ucuz gıdaya erişimi kolaylaştırabiliriz. Bunun için ayaklarımızın altındaki güneş olarak adlandırdığımız jeotermali ülke ekonomisi açısından değerini iyi anlamamız ve sonuna kadar ondan yararlanmamız gerekiyor” dedi.

    “Dünyanın üretim merkezi olabiliriz”

    Jeotermal seraların tarım sektörünün en önemli problemi olan üretimde kalite ve verimlilik sorunlarının aşılması için anahtar rol üstlendiğine dikkat çeken Kındap, jeotermal seraların sayısının artması ile Türkiye’nin topraksız tarım uygulamalarında dünyanın üretim üssü olma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Türkiye’de mevcut jeotermal seraların gelişmiş ülkelerin seracılıkta sağladıkları verimliliği fazlasıyla yakaladığı bilgisini veren Kındap, geleneksel tarım ürünlerini istenilen ölçekte ve her mevsimde üretme imkanı sağlayan seraklarda, tropikal ürünler başta olmak üzere katma değeri ve ihracat kabiliyeti yüksek tarım ürünlerinin üretiminin de mümkün olduğunu sözlerine ekledi.

    “TDİOSB’ler jeotermal ile birlikte kurgulanmalı”

    Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerin (TDİOSB) de jeotermal enerji kaynakları ile birlikte kurgulanması gerektiğine işaret eden Kındap, şu ifadeleri kullandı:

    “Hemen her gün bir ilimizde jeotermal seraların kuruluş haberlerini okuyoruz. Bu durumun bizi ne kadar mutlu ettiğini anlatamayız. Jeotermal seraların önemine yönelik farkındalığın artmasını sağlayan bakanlığımıza ve valilerimize çok teşekkür ediyoruz. İzmir Dikili’de 3 bin dönüm alanda kuruluş çalışmaları süren Tarıma Dayalı İhtisas OSB’de yatırımcılar tahsislerini tamamlamış durumdalar. Balıkesir Gönen’de kuruluş çalışmaları süren TDİOSB, 8 bin dönüm büyüklüğü ile sadece ülkemizin değil, dünyanın en büyüğü olacak. Tarımda yaşanan katma değer sorununun aşılmasında bu üretim merkezleri çok önemli işlev yüklenecek. Jeotermal seralar ile birlikte inşa edilecek sebze ve meyve kurutma tesisleri ile Türkiye olarak tarımsal katma değer zincirinin her halkasında yerimizi almış olacağız. Jeotermal seralar yılın 12 ayı tarımsal üretim yapmayı sağlarken, tropikal bitki ve meyve üretimi gibi katma değeri çok yüksek alanlarda ülkemizi dünyada marka haline getirebilir. Jeotermal, yenilenebilir enerji kaynakları arasında çoklu ve entegre kullanıma imkan tanıyan tek kaynak olma özelliği taşıyor. Aynı jeotermal kaynakla elektrik üretebilir, konutları ısıtabilir, jeotermal seralarda üretim yapabilir, termal turizm, tropikal balıkçılık yapabilir, jeotermal kaynakların içindeki kıymetli madenleri ayrıştırabiliriz.”

    Türkiye’nin dört bir yanında kurulan jeotermal sera uygulamaları

    Türkiye’de 21 adet Tarıma Dayalı İhtisas OSB kuruldu. Bunlardan İzmir Dikili (3 bin dönüm), Denizli Sarayköy’de (700 dönüm) ve Ağrı Diyadin’de (1,3 bin dönüm) kurulan TDİOSB’ler jeotermal kaynakla ısıtılacak. Balıkesir Gönen’de 8 bin dönümde kuruluş çalışmaları süren TDİOSB, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en büyük projesi olacak. 10 milyar TL’ye mal olacak proje, 10 bin kişiye istihdam sağlayacak. Türkiye’nin en zengin jeotermal kaynağa sahip illerinin başında gelen Afyonkarahisar’da 3 bin dönümlük alanda kurulması planlanan jeotermal kaynaklı TDİOSB çalışmalarına da başlandı. Proje çerçevesinde yüzde 75’i kadın olmak üzere doğrudan 3 bin 500 kişiye istihdam sağlanacak. Manisa Kula’da 135 dönüm alanda kurulma çalışmaları süren Jeotermal Sera Projesi, 2023 yılı sonunda üretime başlayacak. Kayseri Kocasinan’da bin 200 dönüm alanda Jeotermal Isıtmalı Tarıma Dayalı Sera OSB çalışmaları başladı. İki yıl içinde bacasız fabrikaların devreye alınması hedefleniyor. Uşak Banaz’da 2 bin 400 dönüm alanda kurulacak Jeotermal Kaynaklı Sera İhtisas OSB’de 25 sera işletmesi faaliyet gösterecek. Balıkesir Bigadiç’te 2 bin 400 dönüm alana Tarıma Dayalı Sera İhtisas OSB kurulacak. Sakarya’da 25 dönüm alan üzerinde hayata geçirilen jeotermal serada 8 farklı domates türü yetiştirilmeye başlandı.

    Ankara Haymana’da 10 dönümlük alanda hayata geçirilen jeotermal sera projesinde ilk hasat yapıldı. Kayseri Kocasinan Tarıma Dayalı İhtisas OSB, tüzel kişilik kazanarak Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı 37’inci OSB oldu. 600 dönümde üretim bu yıl tamamlanırken, 4 bin 500 kişilik istihdam sağlanacak. Erzurum’da 10 dönümlük bir alanda faaliyet gösteren Biyokütle Enerjisi Destekli Jeotermal Sera’da üretim başladı. Nevşehir’in Kozaklı ilçesinde yer alan jeotermal serada üretim başladı. Çanakkale Ayvacık Tarıma Dayalı Jeotermal Kaynaklı Sera İhtisas OSB’nin çalışmaları sürüyor. Edremit Sera (Süs Bitkileri) TDİOSB içinde modern ve teknolojik seralarda katma değeri yüksek süs bitkileri ve çiçek üretiminin gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Edremit TDİOSB’de toplam 640 dönüm alanda süs bitkileri ve çiçekçilik yapan modern teknolojik seralar kurulması planlanıyor.

  • Tarımda ‘ZİHA’ dönemi başlıyor

    Tarımda ‘ZİHA’ dönemi başlıyor

    Tarımsal ilaçlamada üreticilerin yükünü hafifletmeye aday olan zirai insansız hava araçlarının (ZİHA) Elbistan’daki kullanımı artıyor. Bazı çiftçiler, ürüne zarar vermeyi de göz önüne alarak traktörle yaptıkları ilaçlamayı artık ZİHA’lara bırakıyor. ZİHA ile ilaçlamada en çok tercih edilen ürünler; buğday, arpa ve mısır oluyor. ZİHA’lar, otonom olarak uydu verilerini de kullanarak tarlayı pilot yönlendirmesi olmadan ilaçlayabiliyor.
    Traktörün yerini almaya aday olan zirai dronla ilaçlama yöntemi ilçeye bağlı Ağlıca Mahallesi’ndeki buğday tarlasında kullanan Yasin Kara, ZİHA’ların birçok yönden avantaj sağladığını söyledi.

    Traktörle ilaçlamanın büyük zahmet gerektirdiğini anlatan çiftçi Kara, “15 dakikada tertemiz iş yaptık” diyerek ZİHA’nın avantajını özetledi.
    28 dönüm araziyi ürüne herhangi bir zarar vermeden ilaçladıklarını belirten Kara, “15 dakika sürdü. Traktörle de yarım saat ile bir saat arası sürerdi ama onun da zahmeti çok. Traktörle ilaçlama makinesini doldur, tarlaya götür ilaçlama yap. Çok zahmetli. Bir sürü sıkıntı. Tertemiz iş bu. 15 dakikada bitti. Tarlaya herhangi bir zararı yok. Ekine zararı yok. Ürünlerimiz ezilmedi, kırılmadı. Havadan ilaçladı gitti” şeklinde konuştu.
    Zirai dron pilotu Halit Öztaş ise, ZİHA’ların büyük avantaj sunduğunu dile getirdi.

    İnsansız hava araçlarının ilaçlamada kullanımıyla iş gücünde ve enerjide tasarruf sağlandığını ifade eden Öztaş, “Geleneksel yöntemlere göre 40 kat daha fazla su tasarrufu sağlıyor. Normalde 600 litre için 30 litre ile ilaçlama yapıyoruz. Yine geleneksel yöntemlere göre 4 kat daha zamandan tasarruf yapıyoruz. İlaçta da tasarruf yapıyoruz. Toprağa, yeraltı suları ve hayvanlara kadar zararları da minimum oranda tutuyoruz. Traktörle, yakıt, zaman ve su maliyeti daha fazla iken dronla bunlar kat kat daha verimli oluyor” ifadelerini kullandı.

  • Bursa tarımı konuşuyor

    Bursa tarımı konuşuyor

    Tarımda verimin artırılması hedefiyle sektör temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen ‘Tarımsal Destekler Bilgilendirme Paneli’, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Hüdavendigar Salonu’nda 13 Haziran Salı günü 13.00 – 17.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Başkanı Prof.Dr. Hasan Vural’ın yönetimindeki panelde, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Bursa İl Koordinatörü Bilal Tunç ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. Bursa Bölge Müdürü Mustafa Değer, sektör temsilcilerine tarımsal kredi, hibe destekleri, doğru tarım uygulamaları ve tarım sigortaları konularında sunum yapacak.

  • “Tarımda kaybedilecek zamanımız yok”

    “Tarımda kaybedilecek zamanımız yok”

    Genel Başkan Çelik, Bakanlıkta gerçekleştirilen devir teslim törenine katılarak eski Bakan Kirişci’ye hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek yeni Bakan Yumaklı’ya başarılar diledi.

    TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik, devir teslim töreni sonrasında yaptığı açıklamada, “Yeni Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’nın Bakan Yardımcılığı yaptığı görev süresince büyük hizmetleri olmuş ve Bakanlığımıza bağlı KİT’lerle ilgili yaşadığımız sorun ve sıkıntılara hiç zaman kaybetmeksizin çözüm odaklı yaklaşımla yolumuzu açarak büyük başarılara imza atmıştır. Dolayısıyla Bakanlık görevine gelmesiyle birlikte tarım sektöründe olumlu bir hava yaratılmıştır. Sektör temsilcileri ve paydaşları olarak bir ekip ruhu içerisinde Sayın Bakanımızla güzel hizmetlere adım adım ilerleyeceğimize olan inancım tamdır. Ayrıca Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şanına yakışır bir kabine oluşturmuş olması 85 milyon insanımız adına memnuniyet vericidir. Yeni kabinede görev alan sektörümüzün sorunlarına vakıf Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz ve tüm Bakanlarımıza üstün başarılar diliyoruz. Ülkemizin refahı ve selametine yapılmış olan her türlü hizmeti saygıyla anmak ve takdir etmek bizim vazifelerimizden birisidir. Bu manada tarım sektörüne yapmış olduğu güzel hizmetleriyle daima takdirle anılacak olan eski Bakanımız Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci ve diğer Bakanlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Tarımda kaybedilecek zamanımız yok”

    Genel Başkan Çelik, artık tarımda kaybedilecek zaman olmadığına vurgu yaparak, “Tarım sektörünün çözüm bekleyen birçok sorunu vardır. Hiç vakit kaybetmeden tarımda peş peşe yapılacak hamlelere ihtiyaç vardır. Bu nedenle tarımda kaybedilecek zamanımız yoktur. Türkiye’nin Yüzyılı üretim yılı olmalıdır. Üretim yolunda sağlanacak başarıdan dolayı kazanan hem üreticilerimiz, hem vatandaşlarımız ve dolayısıyla da ülkemiz olacaktır. Onun içindir ki sorunların çözümünde savunma sanayi kadar önemli olan tarım sektörü birinci sırada yer almalıdır. Bizim gayretimiz gerek tüketicilerimizin gerekse üreticilerimizin ve yetiştiricilerimizin hak ve menfaatlerini korumak adına tarım sektörünün tüm sorunlarının çözümünde Merkez Birliği olarak aktif rol almak olacaktır. Dün olduğu gibi bugün de 7/24 Bakanlığımızın emrindeyiz. Bizim taleplerimiz kişisel çıkarlar için değil üreticilerimizin önünü açmak ve 85 milyon tüketicimizin hak ve menfaatlerini korumak için olacaktır. Dolayısıyla Sayın Bakanımız İbrahim Yumaklı’nın önderliğinde Bakanlığımız bürokratları ile el ele vererek sorunlarımızın hızlı bir şekilde çözüleceğine olan inancımız tamdır“ dedi.

  • Türkiye’de tarımsal kuraklık riski kalmadı

    Türkiye’de tarımsal kuraklık riski kalmadı

    Türkiye’de bu yıl tarımsal üretim sezonunun başında ciddi bir kuraklık riski yaşanırken, ilkbahar yağışlarının ortalamanın üzerinde gerçekleşmesiyle çiftçilerin yüzü güldü, kuraklık riski ortadan kalktı. Ülke genelinde buğday üretiminin 20 milyon tonun üzerinde olacağı tahmin edilirken, yağışların fazla olması ekili alanlarda hastalık riskini de ortaya çıkarabiliyor.

    “Ülkemizde bitkisel üretim açısından kuraklık riski kalmamıştır”

    Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nuh Boyraz, bitkisel üretimde yağışların çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Üretim sezonu başında, sonbaharda ülkemizde ciddi bir kuraklık riski vardı. İlkbahara girdiğimizde ise ilkbahar yağışlarının yeterli, hatta uzun yıllar ortalamasının üzerindeki yağış miktarları çiftçilerimiz açısından gerçekten can suyu oldu. Onun için şu mevsimde, bugüne geldiğimizde ülkemizde bitkisel üretim açısından kuraklık riski kalmamıştır. Bu ister istemez üretime de yansıyacaktır. Tahıl, buğday üretimi 20 milyon tonun üzerinde olacağı tahmin edilmektedir. Tabii geniş alanları etkileyen bir doğal afet yaşanmadığı sürece 20 milyon tonun üzerinde buğday üretimimizin olacağını biz de tahmin ediyoruz. Fakat yağışlar üretim için mutlaka gerekli, su kaynaklarımızın tamamen yeterli düzeye ulaşması açısından, göllerin, barajların dolması açısından mutlak suretle gereklidir. Ancak bitkisel üretimde yağışın fazla olması ve sürekli yağışlı bir sezonun devam etmesi ekili alanlarda özellikle hastalık açısından riskler oluşmaktadır” dedi.

    “İlkbahar yağışları uzun süreli ve sürekli devam ediyorsa hastalık riski çok yüksek olacaktır”

    Başta hububat üreticisi çiftçiler olmak üzere diğer açık alanda üretim yapan tüm çiftçilerin mutlaka yağış durumuna, ortamın rutubetine göre ürünlerini kontrol etmeleri gerektiği uyarısında bulunan Prof. Dr. Nuh Boyraz, “Çünkü yüksek rutubetli ortamlarda bitkiler pek çok riskli hastalıkları artırmaktadır. Onun için üreticilerin sürekli tarlalarını kontrol ederek herhangi bir hastalık söz konusuysa gerekli teknik birimlere danışarak mücadelesini yapması gerekir. Aksi takdirde çok iyi olarak gelişmiş olan ürünlerimizde tek bir hastalıktan dolayı çok ciddi derecede ekonomik kayıplar ortaya çıkabilmekte. Bu bakımdan çiftçilerimizin hiçbir şekilde ürünlerini ihmal etmemeleri gerekiyor. Eğer ilaçlanması gerekiyorsa zamanında ilaçlamalarını yapmaları lazım. Aksi takdirde gerçekten çok büyük ekonomik kayıpla karşılaşabilirler. Sadece hububat üretimi açısından değil meyvecilik açısından da çok önemli. İlkbahar yağışları hastalıkların çıkışını belirleyen yağışlardır. İlkbahar yağışları uzun süreli ve sürekli devam ediyorsa hastalık riski çok yüksek olacaktır. Meyve üreticileri açısından da bu riski dikkate alarak mutlaka gerekli önlemleri almaları gerekir” diye konuştu.

  • Tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi

    Tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi

    Kaza, saat 07.30 sıralarında Ereğli’nin Bulgurluk Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Şanlıurfa’dan Konya’ya tarlada çalışmaya gelen Nezir B. (52) yönetimindeki minibüs, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı.

    Şarampole devrilen minibüs sulama kanalı betonuna çarptı. Kaza ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda jandarma, itfaiye ve ambulans sevk edildi. Kazada hurdaya dönen minibüste bulunan sürücünün eşi Nesibe B. (50) hayatını kaybederken, 3’ü çocuk 8 kişi yaralandı. Minibüste sıkışan ve ekiplerce kurtarılan yaralılar, Ereğli Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.


    Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Kahramanmaraş’ta tarımsal sulamaya destek

    Kahramanmaraş’ta tarımsal sulamaya destek

    Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, depremde hasar alan sulama kanallarının da bakım ve onarımını gerçekleştiriyor. Mahalle, Tarım ve Hayvancılık Dairesi Başkanlığı koordinesinde yürütülen çalışmalarla, ilk etapta Nurhak ilçesinde Kullar ve Tatlar mahallerinde sulama kanalları yenileniyor. Tarımsal sulama kanallarında meydana gelen tahribatların kısa sürede onarılmasıyla üreticilerin sulama sorunu çözüme kavuşacak.

    Çalışmaların tarımsal üretim açısından son derece önemli olduğunu belirten çiftçiler, Büyükşehir Belediyesine teşekkür etti. Göksun ilçesi Ericek Mahallesi’nde ise altyapısı hazırlanan sulama kanallarının imalatına başlanacak. Mahalle, Tarım ve Hayvancılık Dairesi Başkanlığından yapılan açıklamada, tahribatların meydana geldiği sulama kanallarında onarım çalışmalarının ve çiftçiye desteklerin devam edeceği belirtildi.

  • “Tarımsal verimliliği 3 kat artırdık”

    “Tarımsal verimliliği 3 kat artırdık”

    AK Parti 27. Dönem Bursa Milletvekili ve 28. Dönem Bursa Milletvekili adayı Ahmet Kılıç, kırsal mahalleleri ziyaret ederek halkla buluşmaya devam ediyor.

    14 Mayıs’ta sandık başına gidecek Bursalı seçmenlere ulaşmayı ve Türkiye’nin kaderini  belirleyecek seçimin önemini anlatmayı sürdüren Vekil Ahmet Kılıç, Mustafakemalpaşa’nın  Alpagut, Yalıntaş mahallerinin sakinleriyle bir araya geldi. Daha sonra esnafı da dolaşan ve hayırlı işler dileyen Vekil Kılıç, ilçede toprak ürünleri imalatı gerçekleştiren VİAPOT’u da ziyaret ederek üretimleri hakkında bilgi aldı.

    Son 20 yılda Türkiye tarihinde görülmeyecek işlere Ak kadrolar olarak imza attıklarını  ifade eden AK Parti 28. Dönem Bursa Milletvekili Adayı Ahmet Kılıç,   tarımsal hasılaya ilişkin, “AK Parti hükümetleri olarak uyguladığımız politikalarla tarım sektörünü güçlendirmeye yönelik adımlarımız devam ediyor. Türkiye’nin 2002 yılında 5 milyar dolarlık tarımsal hasılası vardı. 2022 yılı itibariyle 25 milyar dolarlara çıkardık. Tarıma en fazla para ayıran ülke Türkiye’dir. Bizden esinlenerek belediyelerimiz de vatandaşımızın yanında. 2022 yılı itibariyle Bursa’nın tarımsal hasılatı 6 milyon ton söz konusu. Tarımsal alanlarda daralmalar olmasına rağmen verimliliği üç kat artırdık. Bu başarı çiftçimizin, üreticimizin başarısıdır.  Bursa’mızın 17 ilçesinde tarımın kalkınmasıyla ilgili çok sayıda projeyi hayata geçirdik. Bizler her zaman hizmet siyasetini önceleyen bir hareketiz. 20 yılımızı hep bir eseri ve hep vatandaşlarımıza hizmetle geçirdik.  Onlar konuşur AK Parti yapar” dedi.