Etiket: Tarım

  • Tarım arazilerine tonlarca ağırlığında kaya yağdı

    Tarım arazilerine tonlarca ağırlığında kaya yağdı

    Kahramanmaraş’ta 7,7 büyüklüğündeki depremin merkezi Pazarcık ilçesinde ekili tarım arazilerine tepeden kopan tonlarca ağırlığındaki kayalar, felaketin büyüklüğünü tekrar gözler önüne serdi.


    Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerde birçok bina yıkılırken, 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Depremin merkezinde kırsal mahallelerde de ekili tarım arazileri afetten etkilendi. İlk depremin merkezi Pazarcık’ta yer alan Atatan Tepesi’nin yamaçlardan kopan tonlarca ağırlığındaki dev kayalar ise mercimek ve buğday tarlalarına yuvarlandı. Yamaçtaki ağaçları da yıkıp geçen kayalar, depremin dehşet veren gücünü ortaya serdi.


    İlçede çiftçilik yapan 71 yaşındaki Ali Abaza, tepeden kopan kayaların tarım arazilerine zarar verdiğini söyledi.
    “Felaket oldu”
    Gördüğü manzara karşısında şok olduğunu ifade eden Ali Abaza, “Pazarcık’tan geldik ‘taş düşmüş’ dediler. Geldik ki şoke olduk dağdaki taşlar tarlanın içine gelmiş. Her taraf koca koca kaya ekin batmış. Deprem hızlı olmuş. Kayalar insan boyundan fazla yarısı da yere gömülmüş tarlanın içine. Buğday tarlasına çok kaya düşmüş. Felaket oldu” dedi.


    Yaşadığı deprem anını anlatan Abaza, “Ben kalkıyorum yıkıyor beni. Ayağa kalkamadım. Milletimizin çok zararı var. Evler gitti tarlalara taş düştü. Sabah kalktık saat 4’ü 20 geçiyordu. Bir sallantı oldu. Kalktım ayağa geri yıkıldım. Hanım bağırıyor ‘Dışarı çık’ diye. Ben kalkamadım ki. Geldiler beni sürüdüler dışarı çıktım. Baktım ki evin duvarları parça parça olmuş. Yağmur yağıyor kar yağıyor. Üşüyoruz çocuklar falan. Donduk o gece. Devletimiz çadır gönderdi. Çadırları kurduk” diye konuştu.

  • Kütahya’da öğrencilere tarım eğitimi verildi

    Kütahya’da öğrencilere tarım eğitimi verildi

    İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik personeli tarafından, 75. Yıl Ortaokulu öğrencilerine meyve bahçesinde bakım, budama, aşı ve gübreleme konularında uygulamalı eğitim verildi.

  • Depremzede üreticilere pozitif ayrımcılık yapılacak

    Depremzede üreticilere pozitif ayrımcılık yapılacak

    Gıda koridoru tabiri Ukrayna-Rusya Federasyonu savaşı sonrasında dünya gündemini uzun süre meşgul etti. Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasında gerçekleştirdiği arabuluculuğun olumlu sonuçlanmasıyla Ukrayna’nın ürettiği ürünlerin bir gıda koridorundan dünyaya ulaşmasının formülü bulundu. Anadolu ve Mezopotamya topraklarının insanlık tarihinin ilk günlerinden bugüne gıda ambarı ve gıda koridoru konumunda olduğuna temas eden Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, deprem sonrasında da bu toprakların insanlık için üretkenliğini sürdüreceğini, bu toprakları işleyecek üreticilerin bölgede kalmasının sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması gereğine dikkati çekti. Kahramanmaraş depremlerinin derin yaralar açtığı 11 ilin meyve, sebze, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve diğer gıda ürünlerindeki üretim potansiyeli hakkında bilgi veren Uçak, Türkiye’nin meyve üretiminin yüzde 20’sini, sebze üretiminin yüzde 15’ini 11 ildeki üreticilerin karşıladığını aktararak “Pamuk, kayısı, badem, sofralık üzüm, narenciye ürünleri, karpuz, salçalık biber, kuru soğan, buğday, deprem bölgesinin üretimde domine ettiği ürünlerden sadece birkaçı. Türkiye 2022 yılında 25 milyar dolarlık gıda ihracatı yapmışken, depremden etkilenen 11 ilimiz 7,4 milyar dolarlık gıda ihracatı yaptı. Bu ihracatın devamlılığı, bu illerdeki üretimin devamına bağlı. Üretimin sürmesi için üreticilerimizin topraklarında kalması sağlanmalı” diye konuştu.

    “Deprem bölgesindeki ürünlere ihracatta öncelik vereceğiz”

    Deprem bölgesindeki üretimin sürmesi için ihracatçılar olarak her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade eden Uçak sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesindeki gıda ürünlerinin dünyaya ulaşması ve bu yörelerin üretici konumunu sürdürmesi için zincirin tüm halkalarına büyük sorumluluklar düşüyor. Hükümetimizin bu yöreye özel teşvikleri hayata geçirmesi gerekiyor. Yerel yönetimler, kalkınma ajansları tüm kaynaklarını bu bölgelerdeki üreticilere yönlendirmeli, biz ihracatçılar olarak deprem bölgesindeki üreticilerimizin işlerinin başına dönmesi için elimizi taşın altına koymak istiyoruz. Bu bölgenin verimli topraklarında üretilecek ürünlerin ihracatına öncelik vereceğiz. Bu verimli topraklar ve bu toprakları işleyen çiftçilerimiz tarih boyunca insanlığın gıda ihtiyacını karşıladı. Bundan sonra da karşılamaya devam etmesi için çaba göstereceğiz.”

    Toplam gıda ihracatı 7,5 milyar dolar

    Türkiye meyve üretiminin yüzde 20’si deprem illerinde yapılırken, ürünlere bakıldığında sofralık üzüm üretim miktarının yüzde 26’sı, kayısının yüzde 53’ü, bademin yüzde 34’ü bu illerde üretiliyor. Depremin derin yaralar açtığı 11 il sebze üretiminin yüzde 12’sini karşılıyor. Türkiye’nin karpuz üretiminin yüzde 30’u, salçalık biber üretiminin yüzde 28’i, kuru soğan üretiminin yüzde 16’sı bu bölgedeki topraklarda yetiştiriliyor. Tahıl ve diğer bitkisel ürünler incelendiğinde, deprem illeri buğday üretiminden yüzde 20, pamuk üretiminden yüzde 72 pay alıyor. Türkiye’nin örtü altı sebze üretim alanlarının yüzde 18’i deprem illerinde yer alırken, karpuz ve salçalık biber öne çıkan ürünler. Deprem illeri üretimden gelen güçlerini ihracata da yansıtmayı başarmış durumda. Depremin etkilediği 11 il, Türkiye’nin gıda ihracatından yüzde 30 pay alıyor. İhracatlarında da hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 3,5 milyar dolarlık ihracatla liderken, yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörü 1,1 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyor. Bu yörenin toplam gıda ihracatı 7,5 milyar dolara ulaşıyor.

  • Atıl alanlar kestanelerle dolacak

    Atıl alanlar kestanelerle dolacak

    Buldan ilçesinde Atıl Alanların Değerlendirilmesi projesi çerçevesinde Tarım ve Orman Bakanlığı destekli yüzde 75 hibeli kestane fidanı dağıtımı gerçekleştirildi. Alandız, Kurudere, Kaşıkçı, Yayla mahalleleri başta olmak üzere 53 üreticiye, yaklaşık 150 dekar alan için Karasu kestane çeşidi dağıtımı yapıldı.

    Toprakla buluşacak olan fidanlar, Buldan İlçe Tarım ve Orman Müdürü Serdal Uğur, Buldan Ziraat Odası Başkanı Muammer Al ile çiftçilerin katıldığı törenle dağıtımı düzenledi. Buldanlı çiftçiler, ilçe ekonomisine ciddi katkı sağlayacak kestane fidanlarının dikimine başladı.

  • ”Çiftçinin pazarlama kaygısı olmayacak”

    ”Çiftçinin pazarlama kaygısı olmayacak”

    Bakan Kirişci, Adana Ticaret Odasında tarafından düzenlenen “İş Dünyası İstişare Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, ”Gerçekten Türkiye olarak hele şu son dört yılda çok büyük bir olağanüstülük yaşar hale geldik. Bunun başlangıcı biliyorsunuz küresel ısınmaydı aslında. Küresel ısınma sonrası bir anda pandemiyle dünya tanıştı. Ve iki yıl pandemiyle uğraştık. Tam pandemiden çıktın derken bir Rusya, Ukrayna savaşı söz konusu oldu. Evet oda bir düzene girdi başta tahıl koridor olmak üzere. Türkiye’nin girişimleriyle bir yoluna girdi. Bir umut verir hale geldi derken 6 Şubat’ta peş peşe bu depremleri yaşadık.

    Üç tane deprem, Kahramanmaraş, Pazarcık, Elbistan ve Hatay olmak üzere üçü de gerçekten hem büyüklük bakımından çok şiddetli hem derinliği olabildiğince sığ ve bundan dolayı da bizim tanımımız değil, bizim dışımızdakilerin de kara meydana gelen asrın demekle doğru değil, belki yüzlerce yılın bir ilk denilebilecek depremi yaşandı. 11 ilimizde bu deprem bütün şiddetiyle görüldü. Türkiye hissetti. Beş yüz metre uzunluğunda fay kırıkları oluştu, sınırımızı aştı. Suriye başta olmak üzere güneyde Mısır’a kadar, kuzeyde de Gürcistan’a uzanan bir deprem olduğunu bütün dünya gördü. Ülkemizde on dört milyon gibi nüfusumuzun yüzde on yedisine tekabül eden önemli bir kitle doğrudan etkilendi. Yüz on bin kilometrekarelik bir alan bundan etkilendi. Bundan dolayı da öyle bir tarafta karın yağdığı, bir tarafta yağmurun, bardaktan boşanırcasına düştüğü bir dönemde bu mücadelenin ilk günleri geçirilmiş oldu. Bugün 43 günü geride bıraktık. Tabii yaralar hızla sarılmaya çalışılıyor” diye konuştu.

    “Sel felaketinde 19 kişi hayatını kaybetti”

    Yağışların şu son günlerinde tabii ki 14 ve 15 Mart günü bir de Şanlıurfa’da, Adıyaman’da kısmen de Malatya’da üç ilimizde aşırı yağışların getirdiği sel ve taşkınlar yaşandığını dile getiren Kirişci, şöyle devam etti:
    ”Yani depremin yaraları devam ederken bir de böyle bir afetle karşı karşıya kaldık. Özellikle Şanlıurfa’nın tabii ki o ilk saatlerinden itibaren orada bulunduğum için ifade etmek isterim. Gerçekten yürek burkan insanı çok içini acıtan manzaralar vardı. Dört metre yükselmiş birinci katı geçmiş, bırakın zemini Bodrum’u, zeminin üzerine çıkmış ve vatandaşın kullanılabilir tek bir eşyası kalmamış bir vaziyetteydi. O ilk andan itibaren gerekli müdahaleleri yaptık, iş makinalarımızı soktuk. Oradaki o çalışmaları yerinde, hızlı bir şekilde tamamlamaya çalıştık. Bugün itibariyle an itibariyle de 16 kişi Şanlıurfa’da 3 kişi de Adıyaman’da olmak üzere 19 vatandaşımız vefat etti. Bir kayıp Şanlıurfa için, bir kayıp Adıyaman için olmak üzere iki kaybımızın da arama kurtarma faaliyetleri devam etmektedir. Tabii ki gidenleri geri getiremiyoruz, getiremeyiz. Ama yaraları sarmak kısmen de olsak gündelik hayatlarını hızlıca dönmelerini sağlamak adına da ilk andan itibaren büyük bir çaba, büyük bir gayret sergilendi, sergileniyor.”

    “Çiftçinin ürettiği ürünle ilgili pazarlama kaygısı olmayacak”

    Yıllarca hep planlı üretimi konuştuklarını belirten Bakan Kirişci, ”Plan planlı üretim dedik. İşte arz güvenliği kavramı sıklıkla dile getirildi, bu çerçevede. Bizim asgari, azami üretim miktarlarımızı mutlaka belirlememiz gerektiği, yani bir yıl patates para ederken bir yıl üreten insanlara zarar vermesi veya onları mutsuz etmesi gibi hadiseleri bunların hepsini yaşadık. Dolayısıyla bu ürün fazlası veya ürün eksiliği gibi bir sürecin yaşanmaması için bizim mutlaka belirli çalışmalar yürütüyor olmamız lazım. Dolayısıyla hiçbir çiftçimizin bir pazarlama sorunu yaşamaması gerekiyor. Üretecek, o neyi üretmesi gerektiğini biz onlara paylaşacağız. Bunu ürettikten sonra da artık pazarlamayla ilgili en ufak kaygısı olmayacak. Bizim bu düzenlemeyle aslında muradımız, geldiğimizden günden itibaren sıklıkla dile getirdiğimiz bakanlığının da mottosu haline gelmiş, sen üret yeter diyoruz. Üretici sadece üretimle ilgilenecek, geri kalan kısımları konusunda, mutlaka karşılanmış bir şekilde düzenlenmiş olacak” dedi.

    “Depremlerin maliyeti 103 milyar dolar”

    Kahramanmaraş merkezli ve daha sonra da Hatay Defne merkezli depremle ilgili de Türk ekonomisine maliyeti konusunda bir raporu Cumhurbaşkanlığı strateji ve bütçe başkanlığımız takip edebildiyseniz paylaştığını dile getiren Bakan Kirişçi,” Buna göre 7.7 ve 7.6 şiddetinde bu depremlerin 11 ilimizde bir yıkıma sebep olduğunu görebiliyoruz. Yani bu rakamlara da artık yansımış durumda. Şöyle ki ekonomimize maliyeti ilk belirlemelere göre değerli arkadaşlar 103 milyar dolar. Bu yaklaşık 2 trilyon lira. Bu iki 2 trilyon lira ne demek? Bu 2 trilyon 2023 yılı bizim milli gelir hedefimizin yüzde dokuzuna tekabül ediyor, bunu herkesin bilmesi lazım. Herkes bu rakamın büyüklüğünü bir öncellikle bilmeli” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da ‘sarı altın’ ekimi başladı

    Bursa’da ‘sarı altın’ ekimi başladı

    Patates ekimi artıyor

    Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü, “Patates ekini yine yükselme eğiliminde. Bunun başlıca sebepleri, hepimizin bildiği gibi özellikle pandemi ve sonrasında, akabinde Ukrayna-Rusya savaşından sonra gıdaya erişim noktasındaki zorluklar bizim üreticilerimize de yansımış durumda. Girdi maliyetlerimiz yüksek ama para kazanma noktasında da beklentilerimiz buna göre.Geçen yıl tonu 2 bin 500 liraya anlaşılmıştı, sonra fiyatlar yükselince sözleşme yapılan firmalar fiyatları 3 bin 500 liraya çıkardı. Piyasalarda patates geçen sene 5 ila 6 arasında gitmişti. Bu seneye baktığımızda sözleşmeli patatesin tohumunu yine firmalar veriyor. Tonaj bakımından İnegöl olarak iyi durumdayız. Bir dekarda 4 ton civarında rekolte elde ediyoruz. Bu sayının üstüne çıkan çiftçimizde var, altında kalan çiftçimiz de var. Bu anlamda patates üreticilerinin bu yıl para kazanacağına ümidimiz var.”


    Temel gıda ürünleri ekimi ivme kazanacak

    Temel gıda ürünlerinin gün geçtikçe değerleneceğini belirten Çelik, “Ben 14 senelik Ziraat Odası Başkanıyım. Önceden derdim ki, ‘yakın gelecekte kiraz ağaçları kesilecek burada, meyve ağaçları kesilecek.’ Yavaş yavaş bunları da gözlemliyoruz onu da söyleyeyim. Çünkü bundan böyle özellikle patates, fasulye, hububat, yağlık ayçiçeği, şeker pancarı gibi temel gıda ürünler bu anlamda ivme kazanacak. Bunu da yavaş yavaş görüyoruz.” ifadelerini kullandı.


    Çiftçi memnun

    Patates üretimi yapan Hasan Karadeniz ise, “Sözleşme yaptığımız fabrikalar fiyatı arttırdı. Ancak maliyetler de çok arttı. Şu anda üretim maliyetiyle sattığımız fiyat neredeyse birbirine yakın. Ekiyoruz, Allah verirse de 4 ton üzeri alabilirsek belirli miktarda, işte çay, çorba parası gibi kazançlarımız olabilir. Rekolte çok düşük ve ürün az olduğu için geçen yıldaki fiyatlarımız biraz iyiydi. Son zamanlarda patates fiyatları yükselince piyasalar ona göre şekillendi. Fabrikalarımızdan Allah razı olsun. Bizlere belirli farklar verildi. Onlardan biraz memnunuz. Mazot ve gübre fiyatlarımızda bir sabitleme oldu. İnşallah daha iyi olmasını temenni ediyoruz” diye konuştu.

  • Korkuteli’de antepfıstığı yetiştiriciliği

    Korkuteli’de antepfıstığı yetiştiriciliği

    Antalya’nın yaylası olarak bilinen Korkuteli’de son üç yıldır giderek artan kuraklık tarım üreticilerini de olumsuz etkiliyor. Kuraklıkla mücadele için kapalı devre sulama sistemlerinin yanı sıra su israfının önüne geçmekle ilgili çalışmalarda yapan Antalya Büyükşehir Belediyesi, tüm bunlara ek olarak ürün deseniyle ilgili projeler de üretiyor. Özellikle kuraklığa dayalı tıbbi aromatik bitkiler üzerine çok yoğun çalışmalar yapan Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Korkuteli de bir ilki gerçekleştiriyor. Ağırlıklı olarak meyveciliğin yapıldığı bölgede neredeyse hiç su istemeyen antepfıstığı için demo üretime başlandı.


    Demonstrasyon bahçeler kuruluyor

    Korkuteli’de 12 mahallede beşer dönümden oluşan demonstrasyon bahçelere dikilecek antepfıstığı fidanlarının dağıtımı yapıldı. Dikim yapılacak alanlarda incelemelerde bulunan Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Seda Özel, “Korkuteli’de bugün bir ilki gerçekleştiriyoruz. Antepfıstığı ile ilgili çalışma yürütüyoruz. Bölgede yoğunlukla armut, elma, kiraz, kayısı tarzında çok su isteyen meyveler yetiştirilmekte. Bölgenin suyla ilgili sorununu çözmek adına 3 yıl önce denemeler yaptık farklı bölgelerde ve çok başarılı sonuçlar elde ettik. Bugün de yaklaşık 12 mahallemizde demonstrasyon bahçeler kuruyoruz. Beşer dönümlük bahçelerde yöre halkına antepfıstığı yetiştiriciliğiyle ilgili hem uygulamalı hem teorik eğitimler vereceğiz. Kurduğumuz bahçelerde yöre halkının bu bitkiye olan ilgisinin artmasını bekliyoruz” dedi.


    Ekonomik değeri yüksek

    Antepfıstığının ekonomik değerinin çok yüksek olduğunu belirten Özel, “Antepfıstığı neredeyse altın değerinde. Az alanda çok az su hatta neredeyse hiç su istemeyen bir bitki antepfıstığı. Üreticilerin iyi miktarda gelir elde etmelerini bekliyoruz. Yereldeki insanımızın yerelde kalarak üretmeye devam etmesi, kaynaklarını da en iyi ve idareli şekilde kullanılması amacıyla da bu bitkinin yetiştiriciliğinden çok ümitliyiz” diye konuştu.
    Proje üzerinde 3 yıldır çalıştıklarını söyleyen Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Bitkisel Üretim ve Eğitim Şube Müdürü Saadet Tuğrul Ay, antepfıstığı yetiştiriciliğini yaygınlaştırmak için Gaziantep’te incelemeler yaptıklarını, bölgede üretim yapılan yerler ile Antalya’da dikim yapılacak alanların toprak yapısı ve iklim özelliklerinin karşılaştırıldığını söyledi. Çaykenarı Mahalle Muhtarı Soner Akkanat da ekilmeyen alanların tarıma kazandırılması için Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne başvuruda bulunduklarını, kuraklıkla mücadele için antepfıstığı ve lavanta türü bitkilerde karar kıldıklarını söyledi.

  • Hasar fazlası desteği kararı yayımlandı

    Hasar fazlası desteği kararı yayımlandı

    Türkiye’de tarım sektörünü tehdit eden risklerin bugüne kadar sigortalanamayan önemli bir kısmını teminat altına alabilmek, tarımda sürdürülebilirliği sağlamak ve devlet desteği ile tarım sigortasını yaygınlaştırmak ve geliştirmek amacıyla 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu, TBMM’de kabul edilerek, 21 Haziran 2005 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmişti. 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 15’inci ve 16’ncı maddesi gereğince, Tarım Sigortaları Havuzu da taşıdığı riskleri yurt içi ve yurt dışı reasürans şirketleri ile anlaşmalar yaparak bu riskin bir bölümünü devrediyor.

    TARSİM çerçevesinde devlet tarafından iki farklı devlet desteği sağlanıyor. Bunlardan ilki “Prim desteği” olup, yüzde 50 ile yüzde 67 oranlarında uygulanarak sisteme önemli bir katkıda bulunuluyor. “Hasar Fazlası Desteği” ile devlet tarafından ikinci bir destek daha sağlanıyor. TARSİM tarafından üstlenilen risklerin transferi amacıyla ulusal ve uluslararası sigortacılık piyasasından reasürans temin ediliyor. Edilemeyen kısımlar için Devlet Hasar Fazlası Desteği sağlıyor.

    Bunlarla birlikte her yıl düzenli olarak Devlet Tarafından Taahhüt Edilecek Hasar Fazlası Desteğine İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı yayımlandı ve karar, 1 Ocak 2023’ten geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.
    Öte yandan, “Tarımsal Ürünlerin 5300 Sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Çerçevesinde Faaliyet Gösteren Lisanslı Depolarda Muhafaza Edilmesi Halinde Destekleme Ödemesi Yapılmasına İlişkin Karar’da Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

    Değişiklikle, Tarım ve Orman Bakanlığınca, üreticilerin sağlıklı ve sigortalı depo imkanına kavuşmasını ve ürünlerini fiyatların düşük olduğu hasat dönemlerinde ellerinden çıkarmak zorunda kalmamasını sağlamak amacıyla, ürünlerini lisanslı depolara teslim eden üretici/üretici örgütlerine 2024 yılına kadar kira, nakliye ve analiz ücreti desteği verilmesi kararlaştırıldı.

    Ayrıca, 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun çerçevesinde kurulmuş olan tarım satış kooperatiflerinin faaliyet bölgelerinin ve konularının genişliği, üretici ortak sayısı ve üretime katkısıyla ülkemiz ticaret ve tarım sektöründe önemli konumda bulunan kuruluşlar olmaları nedeniyle söz konusu kuruluşların da Lisanslı Depo Desteklemeleri çerçevesine alınması sağlandı.

  • Türkiye’de tarımsal üretimin yıldızı Samsun

    Türkiye’de tarımsal üretimin yıldızı Samsun

    Verimli ovaları olan Samsun, Türkiye’de sebze ve tarla bitkileri üretiminde çok önemli bir yere sahip. Bafra, Çarşamba ve Vezirköprü Ovalarında üretilen ürünler, ülkenin dört bir tarafına gönderiliyor. Lahanadan karnabahara, pırasadan patlıcana, fındıktan kivi ve böğürtlene kadar birçok ürün kaleminde ilk sıralarda bulunan Samsun, hayvan yiyeceği ve endüstriyel üretimde de zirveyi zorluyor. İlde yetiştirilen ürünler yurt içinin yanı sıra ihraç da ediliyor.


    Tarla bitkileri

    Tarla bitkileri üretiminde Samsun çeltik üretiminde Türkiye 2’ncisi (153 bin 120 ton), soya fasulyesi üretiminde Türkiye 5’incisi (6 bin 353 ton), işlenmemiş tütün üretiminde Türkiye 6’ncısı (4 bin 274 ton), yağlık ayçiçeği tohumu üretiminde Türkiye 10’uncusu ve buğday üretiminde ise 13’üncü sırada (339 bin 133 ton) yer alıyor. Bu ürünlerin yanı sıra Samsun; dane mısır, triticale, şeker pancarı, kuru fasulye ve yulaf üretiminde de ilk 30 sıra arasında yer alıyor.


    Sebze üretimi

    Sebze üretiminde Türkiye’nin büyük bir ihtiyacını karşılayan Samsun 16 farklı üretim kaleminde ilk 14 içinde yer alıyor. Samsun lahana üretiminde Türkiye 1’incisi, karnabahar üretiminde 2’nci, barbunya, pırasa, turp çeşitleri üretiminde 3’üncü, balkabağı ve brokoli üretiminde 5’inci, taze fasulye, ıspanak, kırmızı pancar ve biber türlerinde 6’ncı, karpuz üretiminde 8’inci, kavun üretiminde 11’inci, patlıcan üretiminde 12’nci, kültür mantarı üretiminde 13’üncü ve taze bezelye üretiminde ise 14’üncü sırada bulunuyor. Samsun’da yılda 291 ton lahana üretilirken bu ülkenin yıllık ihtiyacının yüzde 33’üne denk geliyor. Ayrıca yılda 42 bin ton karnabahar, 6 bin ton barbunya, 31 bin ton pırasa, 10 bin ton turp çeşidi, 5 bin ton bal kabağı, 21 bin ton taze fasulye üretimi gerçekleştiriliyor.


    Fındıkta zirveye doğru

    11 kalem meyve ürününde üretim bazında Türkiye’de ilk sıralarda yer alan Samsun yılda 116 bin ton fındık üretimiyle 2’nci sırada yer alıyor. Kızılcık üretiminde de 2’nci sırada bulunan Samsun, muşmulada 3, kivide 4, böğürtlende 5, dutta 8, armutta 13, şeftalide 16, ayçada 17, elma türlerinde 23 ve vişne üretiminde de 24’üncü sırada yer alıyor. Türkiye’nin yıllık fındık üretiminin yüzde 17’sini karşılayan Samsun’da ayrıca 1186 ton kızılcık, 444 ton muşmula, 9 bin 611 ton kivi, 64 ton böğürtlen, 2 bin 124 ton dut ve 5 bin 981 ton armut üretiliyor.

    Yem bitkileri üretiminde de iddialı olan Samsun adi yeşil ot (fiğ) üretiminde Türkiye’de 1’inci sırada yer alıyor. Samsun ayrıca adi yeşil ot tohumu üretiminde 3, yemlik bezelye üretiminde 4, Macar yeşil ot üretiminde 5, silaj mısır üretiminde 7, yulaf üretiminde 10’uncu sırada yer alıyor. Samsun’da yılda 395 bin 276 ton adi yeşil ot (Türkiye’deki üretimin yüzde 16’sı), 2 bin 124 ton fiğ tohumu, 39 bin ton yemlik bezelye, 557 ton Macar tohumu, 946 ton silaj mısır ve 117 bin ton yulaf otu yetiştiriliyor.

    Samsun’da 374 bin 94 hektar işlenen tarım alanının yüzde 44,40’lık kısmı ekonomik olarak sulanabiliyor.

  • Deprem tarımı da vurdu

    Deprem tarımı da vurdu

    Depremin vurduğu 10 il tarımda önemli bir paya sahip. Dünya Gazetesi’nin haberine göre, Türkiye’de tarım yapılabilen alan 238,5 milyon dekar. Bu alanın yüzde 16,2’si, yani 35,8 milyon dekarlık bölümü depremzede 10 ilde bulunuyor.

    Bu iller içinde en fazla tarım alanına sahip olan 11 milyon dekarla Şanlıurfa. Onu 5,8 milyon dekarla Diyarbakır, 5 milyon dekarla Adana, 3,6 milyon dekarla Kahramanmaraş, 3,5 milyon dekarla Gaziantep ve 2,4 milyon dekarla Hatay izliyor.

    Tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin ekildiği alanların on ildeki toplam büyüklüğü 25,6 milyon dekarla ülke genelinin yüzde 15,5’ini oluşturuyor.

    Ülkedeki tüm sebze bahçelerinin de 1,1 milyon dekarla yüzde 15,2’si bu illerde.

    Meyveler, içecek ve baharat bitkileri ekim alanlarında ise on il 9,3 milyon dekarla dörtte birlik bir paya sahip.

    Buğday, arpa gibi tahılların üretildiği alanlarda açık farkla Şanlıurfa, Diyarbakır ve Adana, sebze bahçesi alanında Adana ve Hatay, meyve alanlarında ise Gaziantep öne çıkıyor.

    İHRACATIN 5’TE BİRİ 10 İLDEN

    Türkiye’nin toplam tarım ve ormancılık ürünleri ihracatının yaklaşık beşte birini depremzede 10 il gerçekleştiriyor.

    Bu iller içinde Gaziantep, Türkiye’nin 34,2 milyar dolar olan toplam tarım ve ormancılık ihracatının yüzde 11,8’ini tek başına sağladı.

    Toplam yıllık tarım ihracatında Adana yüzde 2,5, Hatay yüzde 2,4, Malatya yüzde 1 pay aldı.

    Depremzede 10 il toplam gayri safi yurt içi hasılada yüzde 9,3 pay alırken, tarım sektörü gayri safi hasılasındaki payı ise yüzde 14,3.