Etiket: Tarım

  • Bursa Orhaneli’de sirke sineğine karşı köylülere tuzak dağıtıldı

    Bursa Orhaneli’de sirke sineğine karşı köylülere tuzak dağıtıldı

    Bursa’nın Orhaneli ilçesinde, sirke sineğiyle mücadelede kimyevî ilaç kullanmak yerine çiftçilere tuzak dağıtıldı.
    Göynükbelen kırsal mahallesinde kanadı noktalı sirke sineği ile mücadele maksadıyla Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından köylülere tuzak dağıtıldı. Dağıtıma Orhaneli Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu ile protokol mensupları katıldı.

    İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, yaptığı açıklamada, “2020 yılı TÜİK verilerine göre ilimizde 47 bin 831 hektar alanda 836 bin 158 ton meyve üretimi yapılmaktadır. İlimizin önemli ihracat ürünleri olan kiraz, şeftali, nektarin, armut ve çilek, ahududu, böğürtlen gibi ürünlerde kanadı noktalı sirke sineği (drosophila suzukii) önemli zararlara sebebiyet veriyor. Sirke sineği ilimizde 2018 yılında etkisini göstermeye başladı. Bilhassa kiraz, ahududu, böğürtlen, çileklere musallat oluyor. Yaklaşık yüzde 40-50 arasında verim kaybına sebebiyet verdi. Önemli bir karantina zararlısı olan sirke sineği, olgunlaşmış sağlıklı meyvelerle beslenmekte. Zararı, larvaların meyve içinde beslenmesi suretiyle meydana gelmektedir. Bir meyvede birden çok larva bulunabildiği için meyvede yumuşama ve çürüme belirtileri hızla artar. Bu da pazar değerinin düşmesine sebep olur. Tarla veya bahçe içinde kalan meyveler zararlının yumurta bırakmasına ve larvanın beslenmesine imkân sağlayarak besin kaynağı oluşturur. Bahçe temizliği mücadelede büyük önem taşımaktadır. İlimizde meyve bahçelerinde kimyasal mücadele dışındaki diğer mücadele yöntemlerinin fazla uygulanmadığı bilinmektedir. Bu durum zaman zaman meyvelerimizde kalıntı problemleri yaşanmasına sebep olmaktadır. Günümüzde insan sağlığının, çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ön plâna çıkmıştır. Bu bakımdan ziraî mücadelenin, agro-eko-sistem ve sürdürülebilir üretim dikkate alınarak yapılması zaruret hâline gelmiştir. Bu da ancak biyolojik ve biyo-teknik mücadele yöntemleri başta olmak üzere, kimyasal mücadeleye alternatif yöntemlerin uygulanması ve gerekirse birlikte ve uyum içerisinde kullanılması suretiyle sağlanabilecektir. Kanadı noktalı sirke sineği ile mücadelede elma sirkeli tuzak kullanımı ve bahçe temizliği yapılarak kimyasal mücadeleye gerek kalmadan bir mücadele yapmak mümkün olmaktadır. Biyo-teknik mücadele yönteminin yaygınlaştırılması amacıyla 2020 yılında başladığımız çalışmalarımıza bu sene devam ederek, meyve sinekleri yüzünden oluşabilecek ekonomik kayıpları önlemek istiyoruz” diye konuştu.

    Hamit Aygül, “Bu sene üreticilerimize dağıtılmak maksadıyla Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği tarafından özel olarak 3 bin adet sirke sineği tuzağı yaptırıldı. Müdürlüğümüz tarafından ise bin adet özel tuzak yaptırıldı. 500 litre elma sirkesi temin edildi. Hasat artıklarının toplanması maksadıyla ise 3 bin adet özel siyah poşet yaptırıldı. Çalışmalarımızda kimyasal ilaçlar yerine böcek tuzakları kullanarak zararlı popülasyonunu ekonomik zarar eşiğinin altına çekmeyi arzu ediyoruz” dedi.

    Protokol konuşmalarının ardından tuzaklar müstahsillere teslim edildi.

  • Tarımda makineleşmeye Büyükşehir desteği

    Tarımda makineleşmeye Büyükşehir desteği

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa’da üretim kalitesinin artırılması ve marka değeri yüksek alternatif ürünlerin şehre kazandırılması amacıyla çiftçiye sağladığı destekleri sürdürüyor. Son olarak ihtiyaç duyulan bölgelerde kullanılmak üzere HAGEL işbirliğinde toprak analiz cihazı, salça makineleri, koyun yıkama ve dezenfeksiyon havuzu, taş toplama makinesi, taş kırma makinesi, arpacık soğan eleme ve boylama makinası ile arpacık soğan sap kırma ve savurma makinası, süt soğutma tankı, yem karma makinesi, kantar ve süt analiz cihazı ekipmanları dağıtıldı.

    Kırsalda kalkınmayı sağlamayı, nitelikli tarım ve hayvancılığı destekleyerek çiftçinin daha yüksek kazanç elde etmesini hedefleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi, fide ve fidan dağıtımından, ürün toplama merkezlerine ve ihracata kadar her alanda çiftçiye desteklerini sürdürüyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı ve Bursa İli Hayvancılığı Geliştirme Birliği (HAGEL) tarafından alınan ekipmanlar törenle ihtiyaç duyulan bölgelere dağıtıldı. Törene, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Yenişehir Belediye Başkanı Davut Aydın, Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, HAGEL Başkanvekili Süleyman Çelik, Tarım AŞ Genel Müdürü Semih Polat, belediye ve kooperatif yöneticileri ve muhtarlar katıldı. Törende, Yenişehir Belediyesi’ne toprak analiz cihazı, arpacık soğan eleme ve boylama makinası ile arpacık soğan sap kırma ve savurma makinası, arpacık eleme ve boylama makinesi, soğutma tankı, İznik ilçesine 4 adet salça makinesi, Karacabey İlçe Tarım Ve Orman Müdürlüğü’ne koyun yıkama ve dezenfeksiyon havuzu, Orhaneli Belediyesi’ne taş toplama makinesi, İznik Belediyesi’ne taş kırma makinesi, yem karma makinesi, Orhangazi ilçesi Mahmudiye mahallesine kantar, Yenişehir-İznik Süt Üreticileri Birliği’ne süt analiz cihazı ekipmanları teslim edildi.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, son HAGEL genel kurulunda özellikle ilçelerden projeler getirilmesi için çağrı yaptığını hatırlatarak gelen projelere destek olmayı sürdüreceklerini ifade etti. Artık babadan kalma usullerle değil, günün gerçeklerini görerek, bir hedef koyarak tarımda yol olmak istediklerini söyleyen Başkan Alinur Aktaş, “Ben üretici değilim ama iyi bir meyve ve sebze tüketicisiyim. Şehrin üretim konusunda ciddi potansiyeli olduğunu biliyorum. Bir tarım şehri olarak tarımla alakalı hedefler koymalıyız. Bu kararımız ihracat rakamlarına da yansıdı. Bu dönemde birçok proje hayata geçirildi. Yüksek verimli hayvan ırklarını çiftçilerimizle buluşturmanın yanında yaban mersini, ahududu, siyez buğdayı, kuşkonmaz ve Trabzon hurması gibi alternatif ürünler de artık Bursa’da üretiliyor. Dağıtılan fidan ücretlerinin yüzde 50’sini Büyükşehir karşılıyor, kalan yüzde 50’sini ise 2 hasat döneminde çiftçimizden talep ediyoruz. 2023 yılı sonuna kadar her yıl en az 1,5 milyon adet fide ve fidan desteği sağlamayı hedefliyoruz. 2023 yılına kadar toplamda 5 milyonu aşkın fide ve fidanı üretime kazandırmış olacağız” dedi.

    Ürünlerin yurt içi ve yurt dışında pazar bulabilmesi için tüm ulusal ve uluslararası fuarlarda tarım ürünlerini tanıttıklarını söyleyen Başkan Aktaş, özellikle Uzakdoğu pazarında ürünlerin büyük ilgi gördüğünü belirtti. İhracat noktasında Tarım AŞ öncülüğünde önemli mesafeler alındığını dile getiren Başkan Aktaş, “Kaliteli iş yapıldıktan sonra pazar bulamamak gibi derdimiz olmaz. 2019’da 278 milyon dolar olan tarım ihracatını, 2020’de pandemiye rağmen 350 milyon dolara çıkardık. 2023’te 1 milyar dolarlık tarım ihracatı Bursa olarak yakalayabiliriz. Almanya, Singapur ve Umman’a siyah incir, Hong Kong’a siyah incir, deveci armudu, kivi ve nar, Malezya’ya ise siyah incir, çilek, kestane, Trabzon hurması ve kivi sattık. Biz yeter ki kalitemizi ve ayrıcalığımızı ortaya koyalım. UİB, BTSO, Gıda ve Yem Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü, Tarım İl Müdürlüğü, ihracatçılar ve üreticiler olmak üzere konunun tüm paydaşlarıyla koordineli bir şekilde çalışıyoruz. Bu konuda çok heyecanlıyız” diye konuştu.

    Karacabey ilçesinde aşırı yağışlar sonucu oluşan taşkınlar nedeniyle Yeşildere, Dağkadı ve Tophisar mahallelerinde çiftçilerin mağduriyet yaşadığını hatırlatan Başkan Aktaş, mağdur olan çiftçilere ekipman desteği sağlayacaklarını açıkladı. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı ve HAGEL işbirliğinde temin edilen tarım makinelerini ihtiyaç duyulan bölgelere teslim edeceklerini söyleyen Başkan Aktaş, “Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla alınan bu ekipmanlar muhtarlara ve belediye başkanlarına emanettir. Hep beraber sahip çıkacağız. Bir gün 1 milyar dolarları yakalayınca hedefimize ulaşacağız. Başka hedeflere yol alacağız. Bursa otomotiv, tekstil, mobilya, makine, sanayi şehridir. Ama Bursa meyvecilik başta olmak üzere tarım şehridir. Bu sürdürmek için hepimize görevler düşüyor. Büyükşehir Belediyesi olarak verilebilecek tüm destekleri veriyoruz. Birilerinin dediği gibi bir şeylerin düştüğü yok. İhracat rakamları ortada. Biz çalışıp gayret edeceğiz. Doğru adımları atarsak ektiğimiz tohumlar bir gün meyvelerini verecek. Çocuklarımıza daha güzel Bursa, ekonomik anlamda daha müreffeh bir ülke bırakmak için vazifemizi yapacağız. Ekipmanlar alanlara hayırlı olsun” dedi.

    İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin son yıllarda tarıma büyük ve önemli destekler sağladığını söyledi. Özellikle meyvecilik ve aromatik bitkiler konusunda marka olmaya doğru giden Bursa’da Büyükşehir Belediyesi’nin ciddi katkıları olduğunu belirten Hamit Aygül, “İlçelerde kaliteli hizmetlerin sunulması için önemli miktarda makine ve ekipman alındı. Çalışmalarda emeği geçen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a ve ekibine teşekkür ediyorum. Bu tür çalışmaların artarak devam etmesini arzuluyoruz. Tarım sektörü ne verirseniz anında karşılığını veren bir sektördür. Çiftçilerimiz de vefalı insanlardır. Her yapılan hizmetin karşılığını rahatlıkla alabileceğimiz insanlardır” diye konuştu.

  • Bursa İnegöl’ün tarım yatırımlarına tam not

    Bursa İnegöl’ün tarım yatırımlarına tam not

    AK Parti Bursa Milletvekilleri Zafer Işık ile Vildan Yılmaz Gürel, AK Parti İl ve İlçe yöneticilerinin de katılımıyla Belediye Başkanı Alper Taban nezaretinde İnegöl’de bir dizi ziyaret ve inceleme gerçekleştirdi. Ziraat Odası, Hayvan Pazarı, Soğuk Hava Deposu ve İlçe Tarım Müdürlüğüne yapılan ziyaretlerde ilçenin tarım yatırımları incelendi.

    AK Parti Bursa Milletvekilleri Zafer Işık ile Vildan Yılmaz Gürel, beraberindeki AK Parti İl ve İlçe yöneticileriyle birlikte İnegöl’de gün boyu ziyaret ve incelemelerde bulundu. Belediye Başkanı Alper Taban nezaretinde tarım ve hayvancılığa yönelik alanlarda yapılan ziyaret ve incelemelerde, ilçe tarımına yönelik yatırımlar yerinde görülüp ilerleyen dönemlere ilişkin hedef ve projeler görüşüldü.

    ÜRETİCİNİN TALEP VE ÖNERİLERİ DİNLENDİ

    Milletvekilleri Işık ve Gürel’in Başkan Alper Taban nezaretindeki ilk ziyareti Ziraat Odasına yapıldı. Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik’ten odanın çalışmaları hakkında bilgi alınırken, ayrıca üreticilerin talep ve önerileri de dinlendi. İnegöl tarımının gelişimi, ileriye dönük hedefler ve tarım şehri İnegöl’ün marka değeri olan ürünlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar burada masaya yatırıldı.

    MODERN HAYVAN PAZARI ZİYARET EDİLDİ

    Milletvekilleri Zafer Işık ve Vildan Yılmaz Gürel ile Başkan Alper Taban nezaretindeki heyet, daha sonra 68 günde tamamlanarak geçtiğimiz hafta hizmete giren yeni hayvan pazarını ziyaret etti. Kısa sürede yüzde 80 doluluğa ulaşan ve 2 bin dolayında kurbanlığın giriş yaptığı modern hayvan pazarında kotralar ve Pazar alanı gezilerek incelendi. Hayvan satıcılarıyla görüşen heyet, bölgedeki devam eden çevre düzenleme çalışmalarını da yerinde gördü. Burada kurbanlık satıcıları yapılan modern Pazar alanı için Başkan Alper Taban’a teşekkürlerini iletti.

    TARIM, İNEGÖL MODELİ İLE YÜKSELECEK

    Hayvan pazarı sonrası heyetin durağı İnegöl Belediyesi öncülüğünde kurulan ve şehirdeki tüm çiftçileri tek çatı altında toplamayı amaç edinen Üreten Çiftçiler Kooperatifinin Deydinler Mahallesinde hayata geçirdiği soğuk hava deposu oldu. 4 bin ton kapasiteli depoda inceleme yapıp işleyiş hakkında bilgi alan Milletvekilleri Işık ve Gürel, İnegöl tarımına yön verecek Üreten Çiftçiler Kooperatifi yapılanması hakkında da bilgiler aldı. Tarımda İnegöl Modeli ile Türkiye’ye örnek olacak bir yapılanma içine giren İnegöl Belediyesi’nin çalışmaları ve yatırımları, Milletvekillerinin ve diğer yöneticilerin takdirini topladı.

    İLÇE TARIM MÜDÜRLÜĞÜ ZİYARET EDİLDİ

    Heyetin tarım yatırımlarıyla ilgili bir başka durağı İlçe Tarım Müdürlüğü oldu. İlçe Tarım Müdürü İbrahim Ekren’den İnegöl’ün tarım verileri ve devam eden çalışmalar hakkında bilgiler alındı.

    SÖZÜMÜZÜ TUTTUK

    İncelemeler sırasında Milletvekilleri Işık ve Gürel, İnegöl Belediyesi’nin şehrin tarım potansiyelini arttırmaya yönelik yatırımlarının takdire şayan olduğuna dikkat çekti. AK Parti hükümetinin tarımın ve üreticinin yanında olduğuna vurgu yapan Işık ve Gürel, ayrıca İnegöl Belediyesinin de yerelde bu manada üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirdiğini söyledi. Başkan Alper Taban ise özellikle modern hayvan pazarı yapımıyla ilgili verdikleri sözü yerine getirdiklerini kaydederek; “Hayvan pazarımız tarım ve hayvancılıkta iddialı çalışmalar ortaya koyan İnegöl’ümüz için önemli bir noktaydı. Bizler de geçtiğimiz yıl söz verdiğimiz gibi bu yıla yetiştirdik. Mutlaka eksik ve aksakları olacaktır. Ancak bunları da bir bir giderip şehrimize yakışan, tercih edilen bir Pazar alanı oluşturacağız. Tarımla ilgili de yatırımlarımız, çiftçimize yönelik desteklerimiz sürecek. Bugün de Milletvekillerimizle bir dizi ziyaret ve incelemeler gerçekleştirdik. Ben Sayın Vekillerimize, yöneticilerimize şehrimize gösterdikleri ilgi alaka için teşekkür ediyorum” dedi.

  • Sarıbal: GAP’a değil, yolcu olmayan havaalanına para yatırdılar

    Sarıbal: GAP’a değil, yolcu olmayan havaalanına para yatırdılar

    TBMM’de düzenlediği basın açıklamasında yaşanan kuraklığın Gaziantep’teki çiftçilere olan etkilerini aktaran CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, kuraklık nedeniyle Antep fıstığı ağaçlarının kuruduğunu, sarımsak ekili tarlaların hasat edilmeden sürüldüğünü belirtti.

    Sarıbal, “Su taşımak için kanal yapmışlar ama izolasyon yapılıyor diye su verilmemiş. Kanal var su yok. GAP için gereken yatırımlar yapılmadığı için ürünler kuraklıktan kuruyor. Geçilmeyen yollara, köprülere, yolcu olmayan havaalanlarına garanti para verenler GAP’a yatırım yapmadığı için bugün çiftçimizin ürünü tarlada kuruyor” dedi.

    Ülkemizde geçen yıl 3,8 milyon dekar alanda 296 bin ton Antep fıstığının %34’ünün Gaziantep’te üretildiğini belirten Sarıbal, “Antep fıstığı üreticileri sulama imkanlarına sahip oldukları halde su alamadıklarından dolayı yaşanan verim kaybından dolayı çaresizlik içindeler. Bugün Gaziantep’te sulanan arazinin tarım arazisinin oranı sadece %17’dir. Bir an önce Antep fıstığı üreticileri GAP projesinin tamamlanmasını, bozuk sulama kanallarının tamiratının bir an önce yapılmasını ve yaşadıkları zararının karşılanmasını beklemektedir” dedi.

    Gaziantep ilinin yeşil sarımsak üretiminde Türkiye’de birinci, kuru sarımsak üretiminde ise ikinci olduğunu vurgulayan Sarıbal, “Gaziantep ilimizde 26 bin 223 dekar alanda 33 bin 973 kilogram taze ve kuru sarımsak üretimi yapılmaktadır. Bu yıl yaşanan kuraklıktan dolayı çok sayıda sarımsak üreticisi, ürününü hasat edemeden tarlalarını sürdü. Sarımsak üreticileri de kendilerine destek verilmesini talep etmektedirler. Üreticiye destek olmazsak, sofralarımızda Çin’den ithal edilen sarımsakları tüketmek zorunda kalacağız” diye konuştu.

    TMO çiftçiye kara gün yaşatıyor

    Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) 320 bin ton arpa ve 400 bin ton buğday ithal etmek için ihaleye çıkarılması kararını da değerlendiren Sarıbal, TMO’nun çiftçinin ürününe verdiği fiyatın çok üzerinde ithalat yaparak, iç piyasaya sunduğunu ifade etti. Sarıbal, şunları söyledi:

    “TMO ekmeklik buğdayın tonunu çiftçimizden 2 bin 250 liraya alırken bugün Polatlı Borsasında 2 bin 685 lira. Aynı şekilde TMO arpanın tonunu bin 750 liraya alırken, Eskişehir Borsasında 2 bin 600 liradan işlem görmekte. Bugün Rusya’dan buğdayın tonu 253 dolar, arpanın tonu 243 dolardan ithal edebiliyor. Ton başına 29 dolar maliyet eklenince buğday 282 dolar, arpa 272 dolara mal ediliyor. Türk lirası cinsinden maliyet ise bugünkü dolar kuru (8,77) ile buğdayın tonu 2 bin 475 lira, arpanın tonu 2 bin 385 liraya gelmektedir. TMO çiftçiden buğdayın tonunu 2 bin 250 liraya alırken, 2 bin 475 liraya ithal ediyor. Aynı TMO çiftçiden arpayı bin 750 liraya alırken, 2 bin 385 liraya ithal edecek. İthal ettiği buğdayı iç piyasaya 2 bin 450 liraya satarak ton başına 75 lira, yine ithal ettiği arpayı bin 950 liraya satarak ton başına 435 lira zararı “kamu zararı” yazdırarak halkımız ödetecekler. TMO çiftçinin kara gün dostu olmaktan çıkmış, çiftçiye kara gün yaşatan bir kurum olmuştur.”

    Hayvancılık sürdürülemez halde

    Orhan Sarıbal’ın basın açıklamasında değerlendirdiği bir başka konu ise hayvancılık oldu. Ulusal Süt Konseyi 16 Haziran 2021 tarihinde 1 Temmuz-31 Aralık 2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere çiğ süt tavsiye satış fiyatını litre başına 3 lira 20 kuruş olarak belirlediğini anımsatan Sarıbal, süt üreticisinin sektörde kalması ve hayvanlarının kesime göndermemesi için 1 litre süt karşılığında 1,5 kilo yem alabilmesi gerektiğini ancak açıklanan fiyatlarla bunun mümkün olmadığını belirtti.

    Artan yem fiyatları karşısında hem süt üreticilerinin hem de besicilerin zarar ettiğine dikkati çeken Sarıbal, şunları söyledi:

    “Bu durum sürdürülebilir bir durum değildir. Süt yem paritesinin 1,5 seviyesine gelmesi için süt alım fiyatının destek dahil 4 lira 30 kuruştan aşağı olmaması gerekir. Aynı durum besilik hayvan yetiştiren çiftçilerimiz için de geçerlidir. Ulusal Kırmızı Et Konseyinin en son açıkladığı kesim fiyatlarına göre besici dana etini 43 lira 84 kuruştan satabilmektedir. Besici 1 kilo et karşılığında 16,5 kilo yem alabilmektedir. Olması gereken 1 kilo et sattığında 25 kilo yem alabilmesidir.

    Bu durum besici için Kurban Bayramına kadar devam edecektir. Eğer Kurban Bayramında istediği fiyatlardan satış olmazsa her gün binlerce lira zarar eden besici hayvanlarını kesime gönderecektir.

    Yol yakın iken süt ve besicilerimize ucuz yemi sağlamak zorundayız. Ucuz yem için de yemde kullanılan tarımsal ürünlerimizi artırmak, meralarımızı acil olarak ıslah etmek zorundayız.”

  • Bursa’da sulama sezonu başladı

    Bursa’da sulama sezonu başladı

    Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü yaptığı yatırımlarla modern sulama sistemlerini yaygınlaştırmaya, tarımda su tasarrufu sağlamaya, çiftçilerimizin kazançlarını doğrudan ve dolaylı yollarla artırmaya ve ülke tarımına katkı sunmaya devam ediyor.

    Dünyada olduğu gibi ülkemizde de nüfus artışına paralel olarak başta tarım olmak üzere içme, kullanma ve sanayi sektöründeki su taleplerinde büyük artış olmaktadır. Etkileri gittikçe daha fazla hissedilen kuraklık ve iklim değişikliği ile birlikte su miktarında da azalmaların beklenmesi, sulama başta olmak üzere mevcut su kaynaklarımızın azami surette değerlendirilmesini ve en verimli şekilde kullanılmasını gerektirmektedir.

    Bu tablo su kaynaklarımızın rasyonel yönetimini ve verimli kullanımını zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün, ülkemizin su kaynaklarının korunması, yönetilmesi, geliştirilmesi ve gelecek nesillere eksiksiz olarak aktarılması maksadıyla projeler üreten Türkiye’nin en büyük yatırımcı kuruluşlarından birisi olduğunu ifade eden DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, “Bilindiği üzere 2021 yılı Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli tarafından ‘Su ve Sulamada Hamle Yılı’ olarak ilan edildi. Bu sebeple 2021 yılı sulama yatırımlarımızda hamle yılı olacaktır. Bu kapsamda Bölgesel Kalkınma projeleri olan GAP, KOP, DAP ve DOKAP başta olmak üzere özellikle sulama yatırımlarımız hızlandırarak verimli topraklarımızın bereketine bereket katmak için çalışmaktayız. DSİ olarak modern sulama projelerini geliştirerek uygulamaya koymaktayız. Modern sulama ile tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa sebep oluyor. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması amacına hizmet ediyor bir taraftan da yaşam standardını yükseltmektedir” diye konuştu.

    Bu kapsamda Bursa İlinde 20 Nisan tarihinde başlayan 2021 yılı sulama sezonunda toplam 642 bin 840 dekar tarım arazisinin sulanacağını açıklayan DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, “Bursa İlimizde toplam 642 bin 840 dekar tarım arazisinde yapılacak sulu tarım ile birlikte 2021 yılı birim fiyatları ile ülkemiz ekonomisine 1 Milyar 28 Milyon 5 bin TL katkı sağlanmasının hedeflenmektedir. Çiftçilerimize bol ve bereketli bir sulama sezon dileyerek, bizler DSİ olarak ülke tarımı ve ülke insanı için özveri ile çalışmaya devam etmekteyiz. Tarım arazilerinin suya kavuşmasını, modern sulama sistemlerinin yaygınlaşmasını ve özellikle de su tasarrufu sağlanmasını önemsiyoruz. Çalışmalarımızı da bu yönde kararlılıkla sürdürüyoruz” dedi.

  • Yer altına can suyu projesi

    Yer altına can suyu projesi

    Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından yer altı suyunun artırılması için hayata geçirilen proje kapsamında Bursa’da 3 yer altı depolama alanı faaliyete geçirildi. Depolamalar sayesinde yer altı su seviyesi arttırılarak, sağanak ve ani kar erimelerinden sonra yaşanacak taşkın riski azaltmış oldu. DSİ 1’inci Bölge Müdürü Yüksel Tazegül, “Kuraklıkla mücadele için buharlaşmanın olmadığı, yer altı depolarının önemi ön plana çıkmaktadır” dedi.

    Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nce küresel ısınma nedeniyle yer yüzündeki suyun buharlaşma oranının artması ve yer altı su seviyesinin çeşitli nedenlerle düşmesinden dolayı 2019 yılında ‘Yer Altı Suyu Suni Besleme ve Yer Altı Barajları Eylem Planı’ hayata geçirildi. Yer Altı Barajları ve Suni Besleme Projeleri kapsamında Bursa’da 3 depolama alanı oluşturuldu.

    3 depolama alanı toplam 860 bin TL’ye inşa edildi. Barakfakih, Dokuzgözler ve Narlıdere Yer altı Depolamaları, kentin su rezervine katkı sağlamaya başladı. Oluşturulan depolama alanlarıyla, derelerden akan fazla su, borular yardımıyla su deposuna aktarılıyor. Burada filtreden geçen su, yaklaşık 30 metrelik kuyuyla yer altı suyuna takviye ediliyor.

    Böylelikle yer altı su seviyesinin yükselmesi sağlanırken, ani kar erimeleri ve sağanak yağışlarda ise olası taşkın riski azaltılmış oluyor. Kentte faaliyete geçen 3 depolama alanında yılda toplam depolanan 4 milyon 450 bin metreküp su ile 70 bin kişinin içme suyu ve sanayicilerin kullanma suyu karşılanıp, 630 dekar tarım arazisinin sulanması sağlanıyor. Düşük maliyetle yapılan depolamalar sayesinde ise yılda 14 milyon TL gelir artışı sağlanması planlanıyor.

    ‘YER ALTI DEPOLARININ ÖNEMİ ÖN PLANA ÇIKTI’

    Su depolama projesini anlatan DSİ 1’inci Bölge Müdürü Yüksel Tazegül, “Küresel iklim değişikliklerinin sonucu sıcaklıkların artması ve bunun doğal sonucu olarak buharlaşmanın artmasıyla birlikte kuraklıkla mücadele için buharlaşmanın olmadığı, yer altı depolarının önemi ön plana çıkmaktadır. Küresel iklim değişikliklerine tedbir amaçlı kış aylarında ani kar erimeleri ve yoğun yağışlarda toprak tarafından süzülemeyen, denizlere akan ve taşkınlara neden olan bu suların yer altına yönlendirilerek biriktirilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığımızca 2023 yılına kadar ülkemizde 150 adet yer altı depolama alanının bitirilmesi planlanmıştır. 2020 yılı sonuna kadar ülkemizde 19 adet yer altı depolaması tamamlanmıştır. Bursa, Kocaeli ve Yalova illeriyle sınırlı DSİ 1.Bölge Müdürlüğümüzce de 12 adet yer altı depolaması taahhüt edilmiştir. 2023 yılına kadar tamamlanacaktır” diye konuştu.

    ‘BÖLGEDEKİ YER ALTI SU POTANSİYELİNİN ARTMASI SAĞLANMIŞ OLACAK’

    Bursa’daki 3 adet yer altı depolamasının tamamlanarak depolamaya başladığını belirten Tazegül, “Barakfakih Yer Altı Depolaması, Dokuzgözler Yer Altı Depolaması ve Narlıdere Yer Altı Depolaması olarak bu iç tesisimizde yılda 4 milyon 450 bin metreküp su depolanacaktır. Bu suyla 70 bin nüfusun içme suyu ve sanayicilerin su ihtiyacı karşılanacaktır. 630 dekar tarım arazisi sulanacak, 14 milyon gelir artışı sağlanacaktır. Bu üç tesisin maliyeti ise 860 bin liradır. Bursa Ovası’nın sahip olduğu yer altı su rezervinin tamamı kullanım için tahsis edildiğinden, ilave tahsis yapılamamaktadır. Bu sebeple sanayileşmenin olduğu bölgelerde aşırı yer altı suyu çekilmelerine bağlı olarak, yer altı su seviyelerinde ciddi düşmeler meydana gelmektedir. Bursa’da da 14 adet organize sanayi bölgesi bulunmaktadır. Yer altı su seviyelerinin düşmesini önlemek amacıyla yapılacak olan yer altı depolamalarıyla bölgedeki yer altı su potansiyelinin artması sağlanmış olacaktır” dedi.

  • Bursa’da tarımda da atıklar sıfırlanıyor

    Bursa’da tarımda da atıklar sıfırlanıyor

    Bursa’da kırsal kalkınmanın sağlanması hedefiyle örnek projeleri hayata geçiren Tarım A.Ş., ‘sıfır atık’ kültürünün tarımsal gıda sektöründe de uygulanmasına yönelik uluslararası bir projeyi daha hayata geçiriyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Tarım A.Ş., UFUK2020-PRIMA 2019 çağrı başlığı altında ‘Akdeniz Bölgesi Narenciye Ürünleri: Sürdürülebilir, Besin Değeri Arttırılmış Tarımsal Olarak Geliştirilmiş Geleneksel Ürünlerin Eldesi İçin Yenilikçi ve Soft Proses Üretim Teknikleri Çözümleri (MEDISMART)’ isimli projeye start verdi. Ulusal ortağı Gıda ve Yem Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü olan projenin uluslararası ortakları ise İtalya, Portekiz, Mısır ve İspanya. Haziran 2020’de başlayan proje 36 ay süresince devam edecek.

    MEDISMART Projesi ile Akdeniz ve diğer AB ülkelerindeki tarımsal gıda sektöründe ‘Sıfır Atık’ kültürünün uygulanmasına katkıda bulunmak amacıyla atık ve yan ürünlerin yeniden kullanımına yönelik yenilikçi stratejiler oluşturulması amaçlanıyor. Proje kapsamında hem taze hem de konserve ürün pazarları için yüksek basınç işleme ve ultrasound gibi soft, yenilikçi teknolojiler kullanarak besin değerleri ve duyusal özelliklerin değişmeden korunabildiği yeni narenciye ürün çeşitleri geliştirilmesi hedefleniyor.

    Projede atıkların yeniden değerlendirilmesine yönelik yapılacak çalışmalarla narenciye atıkları artık kirletici bir tarımsal sanayi atığı olarak değil, değerli bir doğal hammadde ve katma değerli ürün olarak görülebilecek. Atıklardan elde edilen fonksiyonel/doğal özler kullanılarak gelişmiş konserve ürünler, içecekler, jöleler, düşük kalorili reçeller ve diğer gıda ürünleri elde edilebilecek. Ayrıca endüstriyel işleme atıklarından biyoaktif ve fonksiyonel biyomoleküllerin geri kazanımı ile insan vücudu tarafından doğrudan sentezlenemeyen ancak antioksidan aktivite özellikleri ile sağlık üzerine olumlu etkileri olan yeni bir bileşen yelpazesinin elde edilmesi planlanıyor. Bu atıklardan ayrıca kumlu toprakların su tutma ve/veya besin tutma kapasitesini arttırması yolu ile toprak özelliklerini geliştirici olarak tarımda başarılı bir şekilde kullanılan süper emici hidrojellerin eldesi amaçlanıyor.

    Proje kapsamında yapılacak çalışmalar ile tarımsal gıda atıklarının sebep olduğu çevre kirliliğini azaltmayı ve sürdürülebilirliğin sağlanması hedefleniyor.

  • CHP’li Sarıbal: Büyüyen tarım değil çiftçinin borcu

    CHP’li Sarıbal: Büyüyen tarım değil çiftçinin borcu

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi, 2020 yılında %4.8 büyüyen tarım kesimi ile ilgili “Pandemi koşullarına rağmen üretim yapan çiftçi sayesinde tarımda bir büyüme görülüyor ama bu büyümenin ne üreticiye ne tüketiciye faydası yok. Çiftçinin son bir yılda borcu 21 milyar arttı. Büyüyen çiftçinin geliri değil, borcu” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 yılı büyüme rakamlarını değerlendiren Sarıbal, tarımda %4.8’lik büyüme yaşandığını, 2020 yılında tarımsal hasılanın ise 277 milyar liradan 333 milyar liraya yükseldiğini hatırlattı. Sarıbal, “2003 ile 2020 yılları arasında tarım sektörünün ortalama büyümesi %2.75 oldu. Bu açıdan bakınca 4.8’lik büyüme önemli. Ancak tarımsal hasıla TL bazında büyürken dolar bazında azaldı. 2019 yılında 48,9 milyar dolar olan tarımsal hasılamız 2020 yılında 2,5 milyar dolar azalarak 46,4 milyar dolara geriledi” diye konuştu.

    Pandemi sürecinde Tarım ve Orman Bakanının çiftçiye “bir karış boş yer kalmasın, gerekirse devlet ürününüzü alır” dediğini ve çiftçinin ürettiğini belirten Sarıbal, şunları söyledi:

    Çiftçi de tüketici de kaybetti

    “Çiftçi sözünü tuttu. Hükümet yetkililerine inandı ve güvendi. Ekimini yaptı ve fazla da üretti. Ürettiği için cezalandırılan bir çiftçi kesimiyle karşı karşıyayız. Bir yılda gübreye verilen para yüzde 60 ile 80 arasında artmış. Yem fiyatları yüzde 60 artmış. İlaç yüzde 30 ile 50 arasında artmış. Tohum yüzde 30 artmış. Yani üretim kalemlerinin tümü artmış.

    Bu büyüme, artan girdi maliyetlerine rağmen üreten çiftçinin sağladığı bir büyüme. Ama çiftçimiz pandemide bile ürününden para kazanamadı. Bakınız patates üreticileri perişan. Kilosunu 1.5 liraya mal ettiği patatesi 80 kuruşa, yanı zararına bile satamıyor. Soğanda da durum aynı. Oysa hükümet TMO ve Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla bu ürünleri çiftçiden alıp değerlendirebilir. 12 Eylül askeri darbesi sonrası kurulan cunta hükümeti bile soğanı elinde kalan çiftçilerin soğanını almak için karar almıştı. Mevcut AKP yönetimi ise maalesef çiftçilerin sorunlarına duyarsız.

    Çiftçi üretti ama üretirken de borç batağına saplandı. Nitekim çiftçi borçları son bir yılda 21 milyar lira arttı. Öyleyse bu büyümenin çiftçiye bir yararı olmadığı ortadadır. Çiftçi kazanamadı, artan gıda enflasyonunun da gösterdiği gibi daha pahalı gıda alan tüketici de bu büyümeden yararlanmamış görünüyor. Yani hem çiftçi kaybetti hem tüketici. Bir büyüme var ama ne çiftçiye yaramış ne de tüketiciye yaramış.”

    Zeytin üreticisi yardım eli bekliyor

    CHP’li Sarıbal, basın toplantısında, 23-25 Ocak 2021 tarihleri arasında Ege Bölgesinde etkili olan soğuk havalar nedeniyle Bursa başta olmak üzere birçok ilde zeytin bahçelerinin zarar gördüğünü aktardı. Zeytin üreticilerinin ciddi bir ürün kaybıyla karşı karşıya olduğunu hatırlatan Sarıbal, “Bahçeleri gezdik. Bazı zeytin ağaçları tamamen kuruma riski ile karşı karşıya. 2020 ürünlerinden para kazanamayan üreticinin 2021 yılında ciddi bir ürün kaybı yaşayacağı anlaşılıyor. Yetkililerin derhal bölgede gereken incelemeleri yaparak, üreticiye destek olması gerekiyor. Çiftçilerin acilen borçlarının derhal faizsiz ertelenmesi. Yetmez borç faizlerinin silinerek, kalan borçlarının da uzun döneme yayılacak şekilde yapılandırılması gerekiyor. Çiftçilerin bahçelerinin bakımlarını yapmaları, üretime devam etmeleri için de parasal desteğe ihtiyaçları var. Sattıkları ürünlerin primleri arttırılabilir. Ucuz kredi imkanı tanınabilir. Ama bunların da biran önce yapılması şart” görüşünü dile getirdi.

  • CHP Bursa Milletvekili Sarıbal: İthalat sınır tanımıyor

    CHP Bursa Milletvekili Sarıbal: İthalat sınır tanımıyor

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, AK Parti iktidarında her yıl artan tarımsal ürün ithalatının ‘tek adam keyfi yönetimi’ olarak adlandırdığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde sınır tanımaz hale geldiğini söyledi.

    AKP’nin, iktidarı boyunca üreticinin ürün fiyatlarını baskılamak ve ithalat lobilerini zengin etmek için ithalatı temel politika olarak benimsediği kaydeden Sarıbal, “AKP döneminde yani son 18 yılda, bu ülkede üretilebilecek ürünlerin ithalatına 114 milyar dolar. 2020 yılında ise tarım ve hayvancılık ürünleri ithalatına tam 9,5 milyar dolar ödendi” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın toplantısında 2020 yılı tarım ithalatı rakamlarını değerlendiren Sarıbal, 2020 yılında çok sayıda üründe ithalat rekorları kırıldığını söyledi. Çiftçiyi terbiye etmek için kullanılan ithalat sopasının, dışarıda artan fiyatlar nedeniyle şimdi iktidarı dövdüğünü belirten Sarıbal, “Artan fiyatlara rağmen 2020 yılında birçok üründe ithalat rekoru kırıldı. Borç batağındaki çiftçimize verilmeyen destekler yabancı şirketlere ithalat nedeniyle aktarıldı” dedi. Sarıbal şöyle devam etti:

    Rekorlar

    “AKP döneminde yani son 18 yılda, bu ülkede üretilebilecek ürünlerin ithalatına 114 milyar dolar para ödendi. Bu ithalat Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube tek adam yönetimi döneminde de artarak devam etti. 2018 yılında 9 milyar doları aşan ithalat, yeni Tarım Bakanı ile her yıl daha da arttı. 2020 yılında 9 milyar 500 milyon doları aşan bir seviyeye geldi. Bu Cumhuriyet döneminin ithalat rekorudur.

    Toplam ithalatta kırılan Cumhuriyet dönemi rekorları, birçok üründe de ayrı ayrı kırıldı. 2020 yılında Cumhuriyet dönemi rekoru kırılan ürünler ve verilen para miktarı ise şöyle:

    • Ayçiçeği ve türevleri: 3 milyon ton ithal edilerek 1 milyar 488 milyon dolar ödendi.
    • Badem: 30 bin ton ithal edilerek, 121 milyon dolar ödendi.
    • Bakla: 5 bin 700 ton ithalata 2 milyon 656 bin dolar ödendi.
    • Çay: 22 bin 500 ton ithal edilerek, 45 milyon 636 bin dolar ödendi.
    • Kırmızı mercimek: 506 bin ton ithal edilerek, 241 milyon 556 bin dolar ödendi.
    • Yeşil mercimek: 32 bin ton ithal edilerek, 15 milyon 398 bin dolar ödendi.
    • Kuru Sarımsak: 19 bin ton ithal edilerek 19 milyon 542 bin dolar ödendi.
    • Taze Sarımsak: 852 ton ithal edilerek 1 milyon 282 bin dolar ödendi.
    • Pamuk: 1 milyon 81 bin ton ithal edilerek, 1 milyar 664 milyon dolar ödendi.
    • Soya: 3 milyon ton ithal edilerek, 1 milyar 158 milyon dolar ödendi.
    • Susam: 205 bin ton ithal edilerek, 271 milyon dolar ödendi.
    • Tütün: 90 bin ton ithal edilerek, 419 milyon dolar para ödendi.”

    Seçime gidin, ülkenin önünü açın

    Türkiye’nin tarım başta olmak üzere bütün sorunlarının çözülebileceğini aktaran Sarıbal, “Ancak bu AKP ile mümkün değil. AKP, diğer sosyal ve ekonomik alanlarda olduğu gibi tarım alanında da çözüm üretecek bir anlayışa sahip değil. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var ama AKP ile yoğurt bizi yemeye başladı. Sorunların çözümü için ilk önce AKP’nin yönetimden gitmesi gerekiyor. O yüzden derhal erken seçime gidilmeli ve ülkenin önü açılmalıdır” dedi.

     

  • Tarım ve teknolojiyi bir araya getiren proje

    Tarım ve teknolojiyi bir araya getiren proje

    Karacabey Belediyesi, tarım üzerine hazırladığı yeni proje ile tarım ve hayvancılığa yıllarını vermiş tecrübeli isimleri, genç ve mesleğe yeni başlayan üreticilerle internet ortamında bir araya getirmeye hazırlanıyor.

    Ülkemizin en önemli üretim merkezlerinden biri olan Karacabey’de, tarım ve hayvancılığa dair bilgi ve birikimlerin gelecek nesillere aktarılması için önemli bir proje hayata geçiyor. Belediye Başkanı Ali Özkan, geçtiğimiz günlerde ilçede zeytinciliğin de önemine vurgu yapan bir açıklama yapmıştı. O projenin detayları belli oldu.

    Karacabey Belediyesi, tarım üzerine hazırladığı yeni proje ile tarım ve hayvancılığa yıllarını vermiş isimleri, genç ve mesleğe yeni başlayan üreticilerle internet ortamında bir araya getirecek.

    Karacabey Belediyesi’nin resmî sosyal medya hesaplarından paylaşılmak üzere hazırlanan programın ilk çekimleri önceki gün tamamlandı.
    Belediye Başkanı Ali Özkan, proje kapsamında Ziraî Danışman Mehmet İzbak ile bir araya geldi. Başkan Özkan, “Tarım ve teknolojiyi bir araya getirmek için önemli bir adım atıyoruz. Tarımda ve hayvancılıkta en önemli etken tecrübedir. Ve bizler de bu projemizle, sektörün tecrübeli isimlerini genç ve girişken üreticilerimizle buluşturacağız. Bu yayınların ilkini zeytincilik üzerine başlatıyoruz. Mehmet İzbak, ilçede yıllardır çiftçilerimize çeşitli konularda yardımcı olan bir isimdi. Şimdi bu tecrübesini, zeytincilik alanında bu işe meraklı, yeni başlayan ve sorusu olan diğer zeytin üreticileriyle paylaşacak” dedi.

    Karacabey Belediyesi sosyal medya hesaplarından da yayınlanacak olan programlar serisinin zeytincilik ile başladığını belirten Başkan Özkan, bunun arıcılık, hayvancılık, organik tarım gibi çeşitli konularda da yayınlaştırılarak devam ettirileceğini söyledi.

    Ülkemize örnek olacak

    Zeytincilik üzerine hazırlanan programın ilk çekimlerine başladıklarını ve bundan büyük mutluluk duyduklarını belirten İzbak ise, “Günümüz koşullarında zeytin üreticilerimize kendi ayakları üzerinde durabilmesi, ekonomik maliyet ve doğru bilginin ulaştırılabilmesi için yola çıktık. Çağımız teknoloji çağı. Bu bilgi birikimimizi, Karacabey Belediye’miz aracılığıyla Türkiye’nin tüm bölgelerindeki üreticilerle paylaşacağız. Hem ilçemiz hem de ülkemiz tarımı için hayırlı olsun” dedi.

    Öte yandan, Karacabey Belediyesi tarafından hazırlanan mini stüdyoda ilk çekimleri tamamlanan programlar serisi, yakında Facebook ve Youtube üzerinden de üreticilerle paylaşılacak.