Etiket: Tarım

  • CHP’li Sarıbal: 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl oldu

    CHP’li Sarıbal: 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl oldu

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, pandemi sürecinde bütün dünyanın çiftçilerini desteklediğini vurgulayarak, “Bizim ülkemizde 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl olarak hatırlanacak” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın açıklamasında tarımın sektörünün 2020 yılı için kısa bir değerlendirme yapan Sarıbal, pandemi sürecinde gıda arzında bir sorun yaşanmaması için bütün ülkelerin tedbirler geliştirdiğini ve tarım kesimine büyük destekler verdiğini aktararak, pandemi sürecine rağmen AK Parti hükümetleri döneminde uygulanan yanlış tarım politikalarının 2020 yılında da sürdürüldüğünü kaydetti.

    Sarıbal, “2020 yılı çiftçi için çöküş yılı, ithalat lobileri için kazanç yılı, AKP için de bir süreci yönetememenin tarihsel dökümü oldu” dedi.

    Çiftçi üretti, ürün tarlada kaldı

    2020 yılının başında soğan ve patateste, bahar aylarında ise limonda kısıtlama kararı alan AK Parti iktidarının üreticiyi zor durumda bıraktığını kaydeden Sarıbal, “Kararlar nedeniyle Çorum ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde soğan çürümeye terk edildi. Limon dalında kaldı” dedi.

    AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin pandemi sürecinde çiftçiye “Üretin. Tek karış yer boş kalmasın, gerekirse ürününüzü biz alırız” dediğini hatırlatan Sarıbal, “Çiftçi üretti ama ürünü tarlada kaldı. Domates, biber, patates tarlada kaldı. Ama ‘üretin gerekirse ürününüzü devlet alır’ diyenler ses çıkarmadı. AKP Genel Başkanı ‘ambarın anahtarı kimin elindeyse güç de onun elinde olur’ demişti. Yine ‘tarım milli savunma kadar stratejiktir’ demişlerdi. Ama pandemi sürecinde çiftçiye gereken desteği vermediler” dedi.

    Afet yılı

    2020 yılında 70’ten fazla ilde iklim değişikliklerinden kaynaklı doğal afetler yaşandığını kaydeden aktaran Sarıbal, Türkiye’de doğal afetlerden kaynaklı çiftçi kayıplarını telafi edecek bir mekanizma bulunmadığını, çiftçinin oluşan zararlarının karşılanmadığını kaydetti. Sarıbal, ciddi bir kuraklık sorunu yaşandığını ama bu konuda herhangi bir plan, program yapılmadığını da söyledi.

    Tarım ekim alanlarındaki daralmanın, buna bağlı olarak çiftçi sayısı ve tarımdaki istihdamın 2020’de de düşmeye devam ettiğini kaydeden Sarıbal, artan nüfusa rağmen tarımsal yeterli tarımsal üretimin gerçekleşmediğini anlattı.

    Sıfır gümrükle ithalat

    Üretimin arttırılmasına dönük politika geliştirmek yerine AK Parti’nin ithalatı öncelediğini ifade eden Sarıbal, “2020 yılı ithalat kararlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine ‘kara yıl’ olarak geçecek bir yıldır” dedi. “Tarım Bakanı çıkıyor ve La Fontaine’den masallar okuyor. ‘Her şey çok güzel. Hiçbir problemimiz yok. Dünyanın en iyi ülkelerinden bir tanesiyiz’ diyor. Ama üstü üste gümrük indirimleri yapılıyor” diyen Sarıbal, 3 Nisan’da, 18 Nisan’a, 5 Ağustos’ta, 21 Ağustos’ta, 21 Ekim’de, 5 Kasım’da, 25 Kasım’da, 17 Aralık’ta ve son olarak 23 Aralık’ta alınan kararlarla buğday, arpa, mısır başta olmak üzere birçok tarım ürününde gümrüklerin ya sıfırlandığını ya da minimize edildiğini söyledi. Sarıbal, “Tüm dünya özellikle stratejik ürünlerde buğday, ayçiçeği, mısır, soya gibi temel ürünlerde kısıta gitti, stoklarını korudu. Covid-19 nedeniyle tedbir aldı. Biz ise elimizde ürün olmadığını biliyorduk. Bunun için gümrük duvarlarını indirmeye başladık. Tarım dış ticaretinde dışa bağımlı olduğumuzu bir kez daha paylaşmak isterim” diye konuştu.

    Çiftçi borcu dağları aştı

    Çiftçiye verilmesi gereken desteklerin verilmediğini ve Tarım Kanunun yürürlüğe girdiği 2007 yılında bugüne çiftçinin 211 milyar TL alacağı bulunduğunu aktaran Sarıbal, gerekli desteği almayan çiftçinin borç yükü altında ezildiğini söyledi. Sarıbal, “Çiftçinin borcu dağları aştı. 2002 yılında 2,6 milyon çiftçimizin resmi borcu yaklaşık 2,5 milyar TL iken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 2020 Eylül ayı verilerine göre, 2 milyon 83 bin çiftçinin bankalara borcu 128 milyar TL borcu var. Çiftçinin borcu 53 kat artmış. Çiftçilerin, Tarım Kredi Kooperatifine ise 12 milyar TL olan borcu ve özel sektör borçları dahil edildiğinde 180 TL’ye yakın borcu bulunmaktadır” dedi.

    Sarıbal, sözlerini şöyle tamamladı:

    “İktidar bitkisel üretimi arttırdığın söylüyor. Üretim yeterli ise neden bu kadar ithalat yapıyorsunuz? Yeterli düzeyde üretim yaptıysanız neden gümrükleri düşürüyorsunuz? 2002 yılında 66.4 milyon nüfusumuz vardı. Bugün sığınmacılarla beraber 87 milyon, turistleri de eklediğimizde günde 89 milyon insanın karnını duyurmak zorundayız. Üretim miktarı ve daralan ekim alanları dikkate alındığında Türkiye’nin hiçbir üretim kalemi Türkiye’nin temel ihtiyacını karşılama gücüne sahip değildir. Türkiye’nin stoku da yoktur.

    Kısacası AKP 2020 yılında da çiftçiye, doğaya, tarıma, üreticiye zarar vermiştir. Üretici 2020 yılını kara bir yıl olarak anımsayacaktır. Bu sarmaldan sağlam, planlı bir tarım politikasıyla çıkarız. Yeter ki yabancı şirketleri ve yandaş lobileri değil çiftçimizi ve halkımızı desteklemeyi öne alalım.”

  • Bursa’da 2. Abdülhamit’in mirası restore ediliyor

    Bursa’da 2. Abdülhamit’in mirası restore ediliyor

    Bursa’da, 2. Abdülhamid Han tarafından 1891 yılında yaptırılan Hamidiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin tarihi binaları, aslına uygun olarak restore ediliyor.

    Tarımsal alanda modern çalışmalarda bulunulması amacıyla 1885 yılında 26 bin dönüm arazide inşasına başlanan okulun yapımı, 1891’de tamamlandı.

    Bursa’nın Osmanlı topraklarına katıldıktan sonraki ilk sancak beyi olan Murat Hüdavendigar’dan adını alarak “Nazari ve Ameli Hüdavendigar Hamidiye Ziraat Mektebi” ismiyle açılan okulda, aradan geçen yaklaşık 129 yılda, Türk tarımı ve hayvancılığının geliştirilmesi için deneysel çalışmaların yanı sıra üretim faaliyetleri gerçekleştirildi.

    2015’te Hamidiye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ismini alan okulun restorasyonu, Bursa Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle aslına uygun olarak yapılıyor.

    Lisenin yerleşkesindeki çiftlikler ve tarım arazilerinde üretim faaliyeti sürüyor. Burada elde edilen ürünler, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Tarihi Kültürel Miras Şube Müdürü Ali Altınoğlu, restorasyon çalışmalarına hızlı ve titiz bir şekilde devam ettiklerini söyledi.

    Kentin köklü eğitim kurumlarından olan lisenin yerleşkesinde tarihi tescilli 3 bina bulunduğunu belirten Altınoğlu, “Bunların ikisinde çalışmalarımız devam ediyor. Üçüncü binanın restorasyonuna ise diğerleri tamamlandıktan sonra başlanacak. Çevre düzenlemeleriyle 2021 sonunda burayı eğitim öğretime açmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Altınoğlu, restorasyon çalışması sırasında geçmişteki projeleri de incelediklerini aktardı.

    Restorasyon projesinde öngörülmeyen bir durum olduğunda gerekli izinlerin alınabileceğini dile getiren Altınoğlu, “Buradaki çalışma tamamen restorasyon kurallarına uygun ilerliyor. Çalışmalar, ihalede bu işle alakalı iş bitirme belgesi bulunan, bunu daha önceden yapmış firmalar tarafından yürütülüyor.” bilgisini paylaştı.

    Öğrencileri teknisyen unvanıyla mezun ediyorlar

    Okul müdürü Ali Cihan ise lisede “Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlığı”, “Laboratuvar”, “Gıda” ile “Tarım” alanları olmak üzere 4 branşta 550 öğrenci mevcuduyla hizmet verdiklerini belirtti.

    Cihan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim sürecinin devam ettiğini, henüz restorasyona alınmayan binanın da kullanımda olduğunu bildirdi.

    Öğrencilerinin teknisyen unvanıyla mezun olduğunu anlatan Cihan, “Restorasyon çalışmasıyla beraber ecdat mirası olan bu güzel eser, yeniden öğrencilerimize modern haliyle, eski ve tarihi dokusuna dokunulmadan eğitim öğretimine devam edecek.” dedi.

    Ali Cihan, liseden mezun olanların, tarım ve hayvancılık sektöründe uzman ziraatçılar olarak Türk tarımına hizmet etmeyi sürdürdüğünü ifade etti.

    Okulda, özellikle Marmara Bölgesi’nde çiftçilikle uğraşan ailelerin çocuklarının öğrenim gördüğünü aktaran Cihan, şöyle konuştu:

    “Okulumuz şu anda yaklaşık 250 dönüm arazi üzerine kurulu. Öğrencilerin tarım alanında uygulama yerleri müsait. Şu anda dört sera peyzaj alanında, fidecilik konusunda Bursa’nın toprağının bereketli olması hasebiyle dört mevsim ürün aldığımız bu topraklarda yetiştirilebilecek tüm ürünler konusunda, modern tarımla beraber eğitimler veriliyor. Hayvancılık konusunda Bursa’da süt üreticiliği, inek yetiştiriciliği, damızlık hayvan yetiştiriciliği, et hayvanı konusunda da hayvan sağlığıyla ilgili öğrencilerimiz eğitimlerini alıyor. Döner sermaye işletmesi aracılığıyla okulumuz özel sektörle iş birliği yapıyor, öğrencilerimiz okulumuzdaki üretim faaliyetlerine öğretmenleriyle eşlik ediyorlar.”

    Cihan, kuruluşundan bu yana okulun Türk tarımına binlerce ziraatçi yetiştirdiğini sözlerine ekledi.

  • CHP’li Sarıbal: Çiftçi haciz kıskacında

    CHP’li Sarıbal: Çiftçi haciz kıskacında

    CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, “Ülke çiftçisi borç yükü altında eziliyor. Kamu alacakları yapılandırıldı ama çiftçinin borçları yapılandırılmadı. Borcunu ödeyemeyen çiftçilerin tarım araçları, traktörleri, haciz ediliyor. Borçları yapılandırılmayan çiftçi şimdi haciz kıskacında” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın toplantısında çiftçilerin sorunlarını dile getiren CHP’li Sarıbal, pandemi sürecinde bütün dünya ülkelerinin çiftçilerini desteklemek için bütçe ayırdığını, bizde ise koronavirüsün ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmak için açıklanan 100 milyar TL’lik “Ekonomik İstikrar Kalkanı”nda çiftçiye hiç destek verilmediğini hatırlattı.

    Ürün Tarlada Kaldı

    Destek görmemesine ve salgına rağmen çiftçilerin üretmeye devam ettiğini belirten Sarıbal, “Pandemi döneminde başlarında AKP Genel Başkanı “Bir karış toprak boş kalmasın” Tarım ve Orman Bakanının “Ürününüz tarlada, serada, etiniz, sütünüz ise elinizde kalmayacak. Gerekirse devlet olarak biz girer alım yaparız” demişti. Hiçbir destek almamalarına rağmen AKP Genel Başkanı ile Tarım ve Orman Bakanının sözüne güvenip borç edinip, emek harcayıp, ter döküp üretim yapan çiftçiler maalesef yüzüstü bırakıldılar. Çiftçilerin ürünleri domates, biber, soğan, patates tarlada, depoda kaldı” dedi.

    Borç çığ oldu

    “Çiftçi üretmek için her yıl biraz daha borçlanıyor” diyen Sarıbal, şöyle devam etti:

    “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında çiftçinin toplam borcunun 2.4 milyar liraydı. Bankalara 128 milyar TL, Tarım Kredi Kooperatifine 12 milyar TL ve piyasaya olan borçları da hesaba katıldığında çiftçinin bugün toplam 180 milyar TL borcu var. Çiftçinin AKP iktidarı öncesi kartopu büyüklüğündeydi, şimdi çığ oldu ve çiftçiyi eziyor.

    Çiftçi borcu yapılandırılmadı

    Geçen hafta Meclis’te kabul edilen ve iki gün önce Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Torba Yasa ile kamu alacakları ile ilgili düzenleme getirildi. Birçok kesimin borçları yapılandırıldı. Söz verdikleri halde çiftçinin Tarım Kredi Kooperatifleri borçları yapılandırılmadı.

    Şimdi Tarım Kredi Kooperatifi, borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin ekipmanlarını, traktörlerini haczediyor. Yasaya göre tarım ekipmanı haczedilemez ama Tarım Kredi Kooperatifi Amasya’da çiftçilerin traktörlerini ve ekipmanlarını haczetti. Çiftçi bugün borç yükü altında ve haciz kıskacında.”

    Şeker Pancarı Üreticileri Perişan

    CHP’li Sarıbal, Afyonkarahisar ve Erzincan şeker pancarı üreticilerinin sorunlarını da aktardı. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle şeker pancarı üreticilerinin her yıl biraz daha fazla mağduriyet yaşadığını ifade eden Sarıbal, “Şeker fabrikaları satılıp özelleştirildiği dönemde şeker pancarı üretiminin daha da artacağı, fabrikaların çok daha iyi çalışacağı, çalışanların da mağdur edilmeyeceği sözü verilmişti. Hiçbiri olmadı. Satılan fabrikaların çoğu işçileri işinden etti. Kadrolu işçi yerine sözleşmeli işçi çalıştırarak, emekçiler üzerinde baskı oluşturdu” dedi.

    Sarıbal, bugünlerde ise Erzurum Şeker Fabrikasının Erzincan’daki üreticiyi, Afyon Şeker Fabrikasının ise Afyonkarahisar’daki pancar üreticisi çiftçileri zor durumda bıraktığını anlattı. Fabrikaların uyguladığı alım politikası nedeniyle şeker pancarında fire oranının arttığını kaydeden Sarıbal, tonu için 336 TL açıklanan şeker pancarının, yüksek fire nedeniyle çiftçiye gelirinin 210 TL’ye kadar düştüğünü kaydetti. Sarıbal, “Bu paralarla çiftçi nasıl kazanacak, nasıl geçinecek?” diye sordu.

    Sarıbal, özelleştirilen şeker fabrikalarının 5 yıllık taahhütlerini tamamladıktan sonra üretimden tamamen çıkacağını da söyledi.

    TÜİK Bu Yem Fiyatlarını Nereden Almış?

    Sarıbal’ın dile getirdiği bir diğer konu ise yem fiyatlarındaki artış oldu. TÜİK’in Eylül 2020 dönemine ait Tarımsal Girdi Fiyat Endeksinde (Tarım-GFE) bir yıllık kesif yem fiyat artış oranının %18.1 olmasına tepki gösteren Sarıbal, “Türkiye Yem Sanayicileri Birliğinden aldığımız verilere göre yem fiyatları en az %30 ile %38 arasında artmış durumda. TÜİK bu yem fiyatlarını nereden almış? Süt ve besi üreticilerimiz TÜİK’in yem fiyatlarını nereden aldığını merak etmektedir. Adres verirler ise çiftçimiz de gidip oradan yem alacak” dedi.

  • Nitelikli tarımın yeni başkenti, Bursa

    Nitelikli tarımın yeni başkenti, Bursa

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, katma değeri yüksek ve üzümsü meyveler noktasında Bursa’yı merkez haline getirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Bugüne kadar 100 binin üzerinde yaban mersini fidanını üreticiyle buluşturan Büyükşehir Belediyesi, 150 bin fidanı daha toprakla buluşturuyor. Hedef ise, her yıl 1,5 milyon adet fide ve fidan desteği sağlamak.

    Bursa’nın otomotiv, ahşap sanayi, tekstil ve makine sanayinde olduğu gibi katma değeri yüksek tarımda da bir marka haline gelmesini amaçlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, çiftçiye olan desteğini hız kesmeden sürdürüyor. Bugüne kadar 100 binin üzerinde yaban mersini fidanını üreticiyle buluşturan Büyükşehir Belediyesi, 150 bin fidanı daha törenle çiftçilere teslim etti. Fidan bedellerinin yüzde 50’si Büyükşehir Belediyesi tarafından finanse edilirken, kalan yüzde 50’lik kısım ise 2 taksit halinde üreticiden temin edilecek.

    “Toplam 5,5 milyon fide ve fidan desteği”

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, tarım noktasında nitelikli üretim için gerekli altyapı çalışmalarına devem ettiklerini söyledi. Üretimin doğru yerde yapılması ve kaynak israfını önlemek adına toprak analizi istediklerini dile getiren Başkan Aktaş, analizlerde olumsuz sonuçlar çıkması halinde çiftçileri başka ürünlere yönlendirdiklerini ifade etti. Fidan bedellerinin yarısını Büyükşehir Belediyesi’nin karşıladığını anlatan Başkan Aktaş, “‘Nasıl olsa bunlar dağıtılıyormuş alalım’ gibi bir algı var. Verdiğimiz bu fidanların doğru yerlere ulaştırılması bizim en büyük hayalimiz. Kentimizi katma değerli ürünler ve üzümsü meyveler alanında başkent haline getirmek istiyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 650 bin meyve fidanını Bursa’ya kazandırdık. Şimdi hızımızı daha da artırıyoruz. Tarım ve gıda alanında katma değeri yüksek ürünler ve üzümsü meyveler ile özdeşleşmiş bir kent haline getirmek için desteklerimizi artırıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak önümüzdeki 3 yıl içerisinde her yıl en az 1,5 milyon adet fide ve fidan desteği sağlamayı hedefliyoruz. Bu yılki desteklerimizle birlikte 2023 yılına kadar toplamda 5,5 milyon fide ve fidanı üretime kazandırmış olacağız. Bu fidanlar için yapacağımız 25 milyon liralık yatırım var. Yarısını biz sübvanse edeceğiz” dedi.

    “30 milyarlık bir ekonomik döngü”

    Her fidan için ürünlere göre değişken ödeme kolaylıkları sağlanacağını açıklayan Başkan Aktaş, Bursa’da 5,5 milyon fide ve fidan ile 700 futbol sahası kadar alanı daha katma değerli üretime kazandırmış olacaklarını söyledi. 2023 yılına kadar verilecek desteklerle artacak üretim neticesinde ülke ekonomisine 10 yılda direkt ürün bazlı gelirlerle 1,5 milyar lira katkı koyulacağını belirten Başkan Aktaş, “Fidanların verimli ömürlerinde ise sadece ürün bazlı olarak ekonomiye toplamda 10 milyar lira katkı sağlamayı hedefliyoruz. Tarım, gıda sanayi, işleme ve ambalaj, gübre, yakıt, tarımsal sarf malzemeleri, tarımsal istihdam, tarım teknolojileri ve yan sektörlerde, ilk 10 yılda yaklaşık 5 milyar liralık, verimli ömürde ise yaklaşık 30 milyarlık bir ekonomik döngü ortaya çıkacaktır. Bu süreçte yaklaşık 1600 aile daha aile işletmeciliği modeli içerisinde tarımsal üretime katkı koyacak. Yine bu yolla yaklaşık 10 bin kişilik daha yeni istihdama kapı aralanacak. Bütün şehri saran, etkileyen ve hareketlilik kazandıran bir vizyonu ortaya koyuyoruz. Üreticilerimize sadece fidan vermiyoruz. Doğru fidan temininden eğitim desteğine, toprak hazırlığından ortaya çıkan ürünün pazarlanmasına kadar tüm süreç boyunca destek oluyoruz” diye konuştu.

    “Üzümsü meyvelerin başkenti Bursa olacak”

    İşleme, paketleme ve ihracata hazırlama konularında da dünya standartlarına uygun bir tesis altyapısı oluşturmak için gerekli fizibilite çalışmalarının devam ettiğini aktaran Başkan Aktaş, üretimi yapan olmaktan ziyade yapmaya teşvik eden olma noktasında katalizör görevi gördüklerini anlattı. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’de yaban mersini üretiminin 80 ila 90 bin tonlara ulaşacağının tahmin edildiğini dile getiren Başkan Aktaş, “Bu miktarın hakim çoğunluğunun ve ihracata uygun kalitede ürünlerin şehrimizde üretilmesini hedefliyoruz. Ülkemizde üzümsü meyveler farklı şehirlerde yetiştiriliyor. Ancak bu ürünlerin en kalitelisi ve en lezzetlisi Bursa’da yetişiyor. Özellikle Orhaneli, Büyükorhan, İznik, Orhangazi, İnegöl, Kestel, Osmangazi ve Yıldırım ilçemizin yüksek mahallelerinde üretim ve desteklerimiz sürüyor. Üretimin her aşamasında üreticilerin emeğiniz çok önemli. Fidanların, çiftçilerimize hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum” dedi.

    Orhaneli Yaban mersini Kooperatif Başkanı Ahmet Kahraman ve üreticiler adına söz alan Erkan Ateş, yaban mersini üretimi noktasında kendilerine destek veren Büyükşehir Belediyesi’ne ve Tarım AŞ’ye teşekkür etti.

    Konuşmaların ardından Başkan Alinur Aktaş, İl Tarım Müdürü Hamit Aygül ve protokol üyeleri tarafından çiftçilere yaban mersini fidanları teslim edildi. Daha sonra Başkan Aktaş ve beraberindekiler soğuk hava deposunu gezerek fide ve fidanlar hakkında bilgi aldı.

  • Sarıbal: “Türkiye dünya pazarındaki gücünü kaybediyor”

    Sarıbal: “Türkiye dünya pazarındaki gücünü kaybediyor”

    CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, tarımsal hasıladaki düşüş nedeniyle ülke tarımının her gün kan kaybettiğini belirterek, “Bu durum dünyadaki konumuzu da etkiliyor. ‘Ülke uçuşa geçecek’ denilen ucube Cumhurbaşkanlığı Sisteminde tarımdaki gerileme daha da arttı. Yeni sisteme geçtikten sonra 2018, 2019 yıllarında dünya tarımsal hasıla içindeki payımız son 39 yılın en düşük oranına geldi” dedi.

    CHP Genel Başkanı Tarım Politikaları Başdanışmanı da olan Orhan Sarıbal, tarım sektörünün ekonomik kriz yaşanan 2001 döneminden bile daha kötü duruma geldiğini söyledi.

    Son 39 Yılın En Düşüğü

    Sarıbal, “2001 krizinde ülkemizin dünya tarımsal hasıla içindeki payı %1.59 idi. Tek adam keyfi yönetimine geçildiği 2018 yılında bu oran 1981 yılından sonraki en düşük oran olan 1,33’e düştü. Türkiye’nin dünya tarımsal hasıla içindeki payı 2019 yılında ise %1,38 oldu. Son 39 yıl içerisinde dünya pastasındaki en düşük pay 2018 ve 2019 yıllarında, ‘tek adam keyfi yönetimi’nde gerçekleşti” dedi.

    Dünya tarımsal hasılanın 2019 yılında 3,5 trilyon dolar olduğunu hatırlatan Sarıbal, şöyle devam etti:

    Çok Ürün Verip Az Döviz Kazanıyoruz

    “Dünyanın üretilen ürünlerin ekonomik değeri her geçen gün artarken ülkemizin tarımsal hasılası dolar kuru karşısında sürekli değer kaybediyor. Bu durum üreticiminiz ürünün aynı para birimi ile daha çok ürün satarak daha az para kazanması anlamına geliyor. Üreticilerimiz, dövize bağlı olarak her gün zam gören girdilerle ürettikleri ürünlerini hak ettikleri değerde satamıyor. Çiftçimiz emeğinin karşılığını alamazken ülkemiz de daha az döviz girdisi sağlıyor.”

  • Türkiye Tarım Kredi Kooperatiflerinin yeni deposu Bursa’da açıldı

    Türkiye Tarım Kredi Kooperatiflerinin yeni deposu Bursa’da açıldı

    Türkiye Tarım Kredi Kooperatiflerinin yeni deposu Bursa’da açıldı.

    Tarım Kredi Birlik Genel Müdürü Bayramali Yıldırım, Kestel ilçesi Ankara yolu üzerindeki deponun açılışında, yıllardır çiftçinin en temel destekçilerinden olduklarını, son yıllarda da çiftçinin ürettiğini satma anlamında bir atılım içerisinde bulunduklarını söyledi.

    Çiftçiye yılda 10 milyar liraya yakın destekte bulunduklarını belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

    “Bu seneki rakamlara baktığımız zaman çiftçinin elindeki 2-2,5 milyar liralık ürünü alarak bizim kendi fabrikalarımızda ya da iştiraklerimizin fabrikalarında işleterek Türk tüketicisine sağlıklı besinler üretmeye çalışıyoruz. Sağlıklı ürünlerle Türk tüketicisinin mutfağına gidiyoruz. Bunun için de Birlik AŞ olarak Türkiye geneline yaygın 14 depomuz var, Bursa ile beraber bugün 14’üncü depomuzu açmış oluyoruz. Beşevler Mahallesi’nde de 133’üncü mağazamızı açarak, üreticiden tüketicinin mutfağına ürünleri götürme çabası içerisindeyiz. Bu yılı 170-180 mağazayla bitireceğiz, 2021 sonunda 500 mağazayı geçeceğiz.”

    Bursa’da sadece depo açmadıklarını, bölgedeki çiftçiden ürünler de alacaklarını kaydeden Yıldırım, “Burada en büyük destekçimiz, Türk çiftçisi. Yaklaşık 50 bin ton yağlık zeytin alacağız, 10 bin ton da sofralık zeytin alıp Balıkesir Gömeç’teki kendi tesisimizde işleyeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

    Depo açılışında birliğin ürünleri tanıtıldı, yöresel kıyafetli kadınlar geleneksel yöntemlerle un öğüttü.

  • Sarıbal’dan şeker pancarı alım fiyatına tepki

    Sarıbal’dan şeker pancarı alım fiyatına tepki

    CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, Türk Şeker tarafından açıklanan şeker pancarı alım fiyatına tepki gösterdi.

    Sarıbal, “Bütün girdiler en az %40-50 artarken şeker pancarı alım fiyatı %12 oranında arttırıldı. Şeker ithalatına milyonlarca dolar ödeyen AK Parti iktidarı şeker pancarı üreticisine ‘üretme, ben ithal edeceğim’ demiş oldu” dedi.

    Şeker pancarı hasadının 2 aya yakın süredir devam ettiğini ama bir türlü alım fiyatının açıklanmadığını hatırlatan CHP Genel Başkanı Tarım Politikaları Başdanışmanı Orhan Sarıbal, “Geçen yıl tonu 300 TL’den fiyat açıklanan şeker pancarı için üretici en az 400 TL alım fiyatı bekliyordu. Ton başına sadece 36 TL’lik bir artış yaptılar. Her şeyi reklam için fırsata çeviren iktidar, o kadar komik bir şeker pancarı alım fiyatı açıkladı ki, bunu da yazılı açıklama ile ve yazılı olarak yapmak zorunda kaldı” dedi.

    Sarıbal, şunları söyledi:

    Açıklanmasaydı da olurmuş

    “Üreticinin aylardır beklediği 2020 ürünü şekerpancarı alım fiyatı akşam saatlerinde yazılı olarak açıklandı. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.(Türk Şeker)’den yapılan yazılı açıklamaya göre geçen yıl 300 TL’den alınan 16 polar şekerpancarının tonu 336 liradan alınacak. Hiç açıklanmasaydı da olurmuş. Son bir yılda mazot, gübre, ilaç, tohum, işçilik giderleri %30 ile %50 arasında zam almışken şeker pancarının alım fiyatı sadece %12 artmış oldu. Oysa üretici ton başına en az 400 TL fiyat bekliyordu. Üstelik açıklanan fiyat Türk Şeker bünyesindeki 15 fabrika için geçerli olacak. Özelleştirilerek satılan fabrikaların bu fiyattan şeker pancarı alıp almayacakları da şüpheli.

    Bu fiyat üreticiye ‘ekmeyin, ben ithal edeceğim’ demenin bir başka ifadesidir. Fiyatı açıklayanlar da yapılan artışın ‘komik’ olduğunun farkında. Öyle olmasa reklam için fırsat kollayan AK Parti ve yönetimi, şeker pancarı alım fiyatını Türk Şeker’e gece yarısı yazılı olarak yaptırmaz, kendileri açıklarlardı. Nitekim geçen yıl AK Parti Genel Başkanı açıklamıştı.

    İthalata var çiftçiye yok

    AK Parti diğer üreticiler gibi maalesef şeker pancarı üreticisini de gözden çıkardığını bu fiyatla bir kez daha ortaya koydu. Üretmek yerine yine ithalat yapmayı tercih etti.

    İktidara geldiği günden beri bütün tarımsal ürünlerde ülkeyi dışa bağımlı hale getiren AK Parti, bu yılın ilk 9 ayında geçen yılın ithalat rakamını geçerek 174 bin ton şeker ithalatına 71 milyon dolar ödeme yapılırken, son 18 yılda ise 1.3 milyon ton şeker ithal ederek, 623 milyon dolar para ödendi.

    Tek Adam Keyfi Yönetimine geçtiğimiz son iki yılda ithal edilen 429 bin ton şekere 140 milyon dolar verildi.

    AK Parti yönetimi ülke tarımına ve ülke çiftçisine destek olmak yerine ithalat ile bir avuç ithalat lobisini ve yabancı ülke çiftçilerini desteklemeyi tercih ediyor.”

  • Dağ yöresine nitelikli tarım desteği

    Dağ yöresine nitelikli tarım desteği

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, Orhaneli Belediyesi ve İl Tarım Müdürlüğü iş birliğinde çiftçilere 28 bin kuşkonmaz fidesi ve 2 bin 400 Trabzon hurması fidanı dağıtıldı.

    Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, proje kapsamında 5 üreticiye ikişer dekar ve bir üreticiye 5 bin 600 adet olmak üzere kuşkonmaz fidesi, bir dekara 40 adet ve bir üreticiye 120 fidan olmak üzere kurutmalık Trabzon hurması desteği verildi.

    Toplam 60 dekar meyve bahçesi oluşturulurken, projenin toplam maliyeti 105 bin lira oldu. Maliyetlerin yüzde 70’i Büyükşehir Belediyesi tarafından, yüzde 30’u ise üreticiler tarafından karşılanacak. Kuşkonmaz bitkisinin yetiştiriciliği ise Bursa’da ilk kez alternatif ürün olarak desteklenecek.

    İlçe merkezindeki fidan dağıtım töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, pandemi sürecine rağmen yeni projeleri kazandırmaya devam ettiklerini bildirdi.

    Hollanda’nın tarım topraklarının Türkiye’nin 6’da biri olmasına rağmen gelirinin üç katı olduğuna dikkati çeken Başkan Aktaş, Türkiye’nin önünde tarımsal anlamda önemli fırsatlar olduğunu belirtti.

    Ahududu, yaban mersini, aronya, siyez buğdayı üretimlerinde güzel gelişmeler yaşandığını kaydeden Aktaş, şu ifadeleri kullandı:

    “Bursalılar olarak tabir yerindeyse altın madeninin üzerinde oturuyoruz. Buralar çok bereketli topraklar. Ne ekerseniz fazla fazla karşılığını alırsınız. Kaliteli ve doğru işleri doğru zamanda yapmalıyız. Kuşkonmaz üretiminde Büyükşehir Belediyesi olarak geri alım garantisi veriyoruz. Tarımla ilgili yapabileceğimiz çok güzel hamleler var. Daha nitelikli ürünlere yönelmeliyiz. Ciddi potansiyelimiz var.”

    AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç de projenin hayırlı ve bereketli olmasını diledi.

    Orhaneli Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu ise 2016 yılından bu yana ilçede Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve milletvekillerinin desteğiyle 600 bin fidanın dağıtıldığını aktardı.

    Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt da katma değeri yüksek ve geri dönüşümü fazla olan ürünleri çiftçiyle buluşturmaya devam ettiklerini bildirerek, “Belediye olarak 20 dönümlük alanda Trabzon hurması için örnek bahçe oluşturacağız. Bu sene çiftçilerimiz sadece yaban mersininden 750 bin lira kazanç sağladı. Bu konuda Büyükşehir Belediyesinden destek aldık. Yaban mersini konusunda ciddi talep var.” değerlendirmesinde bulundu.

    İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Erdoğan Ceylan da projenin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

  • Bursa İnegöl’ün tarımı şahlanıyor

    Bursa İnegöl’ün tarımı şahlanıyor

    İnegöl, sanayi ve turizm alanında gösterdiği başarının bir örneğini de tarımda yazmak için atağa kalktı. İnegöl Belediyesi öncülüğünde bu alanda yapılan yatırımlar, şehrin tarım kimliğini öne çıkardı. Belediye ile çiftçiler tek vücut olarak tarım pastasından şehrin en yüksek payı alabilmesi için güç birliğine gitti.

    Daha önce müteşebbis ruhunu ortaya koyarak mobilya sektöründe adeta tarih yazan, tarihi başarılara imza atan İnegöl, şimdi de tarım sektörü için aynı hedefler ışığında yeni bir yol haritası çizdi. Sanayi şehri olduğu kadar tarım alanında da verimli toprakları ve üretime elverişli arazileriyle dikkat çeken İnegöl, tarım sektöründe İnegöl Belediyesi’nin öncülüğünde bir başarı hikayesi yazmak için çalışmalara başladı.

    İnegöl Belediyesi, tarım alanında şehirdeki tüm çiftçileri kucaklayacak, tarım değerlerini parlatacak bir yapılanmanın startını verdi. Belediye öncülüğünde tüm çiftçilerin ortak olabileceği Üreten Çiftçiler Kooperatifi kuruldu. 267 bin dekarlık ekilebilir alanı olan İnegöl’de tüm çiftçileri tek vücut halinde birleştirecek bu kooperatif ile İnegöl’ün tarım ürünleri dünya pazarlarına ulaşacak. Ürünler gerçek değerinde satılıp çiftçinin gelirinin arttırılması sağlanacak. Kurulacak soğuk hava depoları ve paketleme tesisleriyle İnegöl’ün verimli topraklarında yetişen yüzlerce ürün aracılar kullanılmadan doğrudan tüketiciye ulaştırılacak. Öte yandan, İnegöl Belediyesi sağladığı ekipmanlarla şehirde daha nitelikli tarım ve hayvancılık yapılmasına da imkan tanıyor. Bu kapsamda Taşınabilir Küçükbaş Hayvan Yıkama Havuzu ve taş toplama araçları alınarak çiftçinin kullanımına sunuldu.

    BEYANLARIMIZI HAYATA GEÇİRMENİN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ

    Belediye Başkanı Alper Taban, tarım alanında yaptıkları çalışmalara ilişkin açıklamalarında bu konuda ne kadar heyecanlı olduklarını ifade etti. Taban, bir meyve deposu hüviyetindeki İnegöl’ün tarımının şahlanması için gayret sarf ettiklerini ifade ederek, Üreten Çiftçiler Kooperatifi ve bu kooperatif öncülüğünde koydukları hedeflere ilişkin güzel gelişmeler yaşandığını aktardı. Taban, “Biliyorsunuz kısal alanda neler yapabiliriz hususunda göreve başlamadan önce bir takım çalışmalar yürütmüştük. Seçim döneminde de beyanlarımız olmuştu. Bu beyanlarımızın artık hızlı bir şekilde plan ve projelerini çıkarıp sonrasında da yavaş yavaş hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

    ÇOK İYİ BİR NOKTAYA GİDİYORUZ

    Şehrimizde ciddi manada bir tarımsal üretim olduğuna dikkat çeken Alper Taban, şöyle devam etti: “Bu üretimle beraber ciddi bir depolama açığımız da var. Bunu kıymetli meclis üyelerimizin, Kırsal Kalkınma Müdürlüğümüz ve çalışma arkadaşlarımızın da bizlere sunduğu veriler ışığında biz bu noktada ne yapabiliriz çalışmalarını en başında yürütmüştük. Bununla beraber bir hamle yapalım ve depolama ihtiyacını karşılayalım istemiştik. Öncelikle Üreten Çiftçiler Kooperatifini hayata geçirdik. Burada üye kayıtları halen devam ediyor. Biz burada tüm çiftçilerimizin temsilcisiyiz. Kayıt olmak isteyen herkesi davet ediyorum. Birlikten kuvvet doğar. Çiftçilerimizin ortaya koyduğu destek ve katkılarla, yine devletimizin de destekleriyle çok iyi bir noktaya gidiyoruz” dedi.

    SOĞUK HAVA DEPOSU HİZMETE GİRDİ

    “TKDK kurumuna yaptığımız girişim sonucunda Deydinler kırsal mahallemizde soğuk hava depomuzu hayata geçirdik. Bildiğiniz gibi meyveci bir şehiriz ve bu değerlerimizi öncelikli olarak tesislerimizde uygun bir şekilde depolamayla ilgili eksiğimizin olduğunu fark etmiştik. Bizler de İnegöl Belediyesi olarak bu süreçte meyvecilikle uğraşan, çiftçilikle uğraşan tüm vatandaşlarımıza destek olacağımızı ifade etmiştik. Burada depolama da önemli bir ihtiyaçtı. Yaklaşık 220 bin ton üretim var ama şehrimizde soğuk hava depolama tesislerimiz eksikti. İnşallah burada 4 bin tonluk bir tesisin hayata geçmesiyle büyük ölçüde kendilerine fayda sunmuş olacağız. Tesis giriş çıkışlarla birlikte 7 bin ton kapasiteye ulaşabiliyor. Ciddi bir rakam. Bu soğuk hava tesisinin bedelinin yarısını TKDK Kurumu karşıladı. 3,5 milyonluk bir destek alındı. Deponun bizim için önemi büyük. Ürettiğiniz ürünleri anında satamayabilirsiniz. Pazarda istediğiniz fiyat dengesi oluşmamış olabilir. Dolayısıyla onu depoya çekersiniz ve arz talep dengesine göre değerli olduğunda tekrar satışa çıkarırsınız. Çiftçimiz burada değerli satış yapma imkanını yakalamış olur.”

    ÇİFTÇİLER ADINA BURSA HALİNDE DÜKKAN KİRALANDI

    Başkan Taban, çiftçilere sağlanan desteğin soğuk hava deposuyla da sınırlı kalmadığını ve kooperatife üye olan çiftçilerin ürünlerinin doğrudan vatandaşa ulaşması adına Bursa Hikmet Şahin Halinde kooperatif adına bir dükkan kiralandığını kaydederek “Bu alanda Türkiye’ye örnek bir çalışmayı hayata geçirmek istiyoruz. İnşallah İnegöl çiftçisi tek çatı altında birlik olarak, el birliği ile hem kazanacak hem ülkemize kazandıracak. Bu hedefle çıktığımız yolda İnegöl Üreten Çiftçiler Kooperatifimiz adına Bursa Hikmet Şahin Halinde 86 No’lu dükkanı kiraladık. Burada kooperatifimize üye çiftçilerimizin ürünlerinin satışı da başladı” dedi.

    267 BİN DEKAR EKİLEBİLİR ALAN

    İnegöl’de 267 bin dekarlık ekilebilir alan olduğuna dikkat çeken Başkan Taban, şöyle devam etti: “Bu ciddi bir alan. 127 bin dekarlık alan meyve arazisi olarak kullanılıyor. Çok iyi bir meyve üreticisi bölgeyiz. Bunu da zaman içerisinde hem bölgemizde hem ülkemizde hem de uluslararası alanda daha iyi tanınır hale getireceğiz. Alım heyetlerini kooperatifimiz üzerinden şehrimize getirerek bu ürünleri almalarını sağlamak üzere adımlarımızı attık. Yaban Mersini, Şeftali ve Çilek ile ilgili festivaller gerçekleştirdik. Bunların neticesinde tarafımıza ulaşarak bu ürünlerle alakalı bilgiler alıp nasıl alım yapılabilir noktasında girişimler olduğunu ifade edebilirim.”

    TARIMSAL DEĞERLER FESTİVALLERLE TANITILIYOR

    “Tarımsal değerlerimizi tanıtma adına da farklı etkinlikleri hayata geçiriyoruz. Pandemi öncesi Yaban Mersini, Şeftali ve Çilek festivalleri düzenlendik. Bu yıl pandemiden dolayı bu etkinliklerimizi yapamasak da ilerleyen yıllarda yapmaya devam edeceğiz. Her ürün, kendi yetiştiği bölgede düzenlenen festivallerle ulusal ve uluslararası alanda tanıtılacak.”

    ARAÇ GEREÇ YARDIMLARI

    “Şehrimizde daha nitelikli tarım ve hayvancılık yapılabilmesi adına da çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda hayvancılıkta önem arz eden Taşınabilir Küçükbaş Hayvan Yıkama Havuzu alımı yaparak küçükbaş hayvan yetiştiricilerimizin hizmetine sunduk. Söz konusu ekipman hayvancılık yapan tüm köylerimizde gezerek çiftçilerimize hizmet veriyor. Yine bazı bölgelerimizde arazinin aşırı taşlı olması sorun oluşturuyordu. 22 köyümüzde yaşadığımız bu sorunu aşmak adına da taş toplama makinesi aldık. Bu köylerimizde çiftçilerimizin hizmetine sunduk.”

  • Bakan Albayrak: Tarımda büyüme oranıyla Avrupa ölçeğinde birçok ülkeyi geride bıraktık

    Bakan Albayrak: Tarımda büyüme oranıyla Avrupa ölçeğinde birçok ülkeyi geride bıraktık

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin Avrupa ölçeğinde birçok ülkeyi geride bırakarak, tarımda sağlanan büyüme oranıyla 2’nci sıranın elde edildiğini açıkladı.

    Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, Twitter’daki hesabından yaptığı açıklamada, “Avrupa ölçeğinde birçok ülkeyi geride bırakarak tarımda sağladığımız büyüme oranıyla 2. sırayı elde ettik. Hedefimiz, dünyada ve Avrupa’da lider ülkeler arasında yer almak. Bu başarıyı elde etmemiz için çaba gösteren, emek veren tüm üreticilerimizi kutluyorum” dedi.