Etiket: taş

  • 74 yaşındaki kadına saldırdılar

    74 yaşındaki kadına saldırdılar

    Merkez Seyitler Mahallesi 3062 sokak’ta ikamet eden 74 yaşındaki Vesile Çiftçi, bahçesinde uyuduğu sırada, sokakta bulunan çocuklar bahçeye taş attı. Uyanan yaşlı kadın, çocuklara seslenerek taş atmamalarını söyledi.

    Bunun üzerine ayrılan çocuklar ailelerine haber vermesi üzerine ellerinde taş ve sopalarla bahçeye gelen kadın, erkek ve çocuklardan oluşan kalabalık bir gurup kadına saldırdı. Saldırı anı evin güvenlik kamerasınca kaydedildi.

    Görüntülerde, elinde fırça ile bahçeye gelen bir kadın daha sonra bahçeden de aldığı kaldırım taşı ile yakaladığı 74 yaşındaki Vesile Çiftçi’nin kafasına vurarak yere düşürdükten sonra gelen erkek ise elindeki sopayla yaşlı kadının kafasına ve vücudunun farklı yerlerine vurduktan sonra kafasını tekmelediği görüldü. Görüntülerin devamında güçlükle kalkarak bahçe kapısına yürüyen kadının sesine komşuları yetişti.
    Yakınlarına haber verilmesi üzerine eve gelen yakınları ile yaşlı kadına saldıranlar arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Büyüyen kavgada silah, bıçak, taş ve sopalar kullanıldı.


    Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine çok sayıda özel harekat ve çevik kuvvet polisi gönderildi. Polisin müdahalesi ile olay yatıştırıldı.
    Olayda 3 kişi yaralandı. Yaralı Vesile Çiftçi ile yakınlarından Perişan Alparslan ile Furkan Alparslan kentteki hastanelere kaldırıldı.
    Olayla ilgili Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) ve güvenlik kameralarını inceleyen polis olaya karıştığı belirlenen 4 şüpheliyi gözaltına alarak emniyete götürdü.
    Bölgede geniş güvenlik önlemi alındı.

  • Taş fırından çıkan asırlık lezzet

    Taş fırından çıkan asırlık lezzet

    Kocaeli’nin her bölgesinde severek tüketilen mancarlı pide, yöresel lezzetiyle damakları tatlandırıyor. Yenilebilir otlardan yapılan pide, kentin vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor. Lezzeti kadar hazırlanışı da önem taşıyan mancarlı pide, bazı ilçelerde farklı usullerle yapılıyor. Kandıra ilçesine bağlı Tatarahmet köyünde ikamet eden kadınlar da bu lezzet için adeta yaz kış seferber oluyor. Sabah erken saatte hamuru yoğuran, bahçelerinde yetişen otları toplayıp doğrayan ve pide içini hazırlayan kadınlar, fırını da yaktıktan sonra pide yapımına başlıyor. Aynı zamanda kadınlar türkü ve sohbet eşliğinde pide yaparak, keyifli zaman geçiriyor.

    Yaz kış mancarlı pide ve köy ekmeği yaptıklarını söyleyen Keziban Oruç, “Köy yaşamımız böyledir. Yazın sıcak, kışın soğuk demeden fırınımızı yakarak, pidemizi de ekmeğimizi de yaparız. Bazen sıcak hava zorluyor ama yine de vazgeçmiyoruz” dedi.

    “1 buçuk saatte de ekmek pişer ama o ekmeğin lezzeti hiçbir şeye benzemez”

    Pide ve ekmeklerin taş fırında daha lezzetli olduğunu vurgulayan Hamide Altıntaş, “Taş fırınımızı odunla yaktığımız için ekmeklerimiz çok güzel olur. 1 buçuk saat boyunca yakarız. Fırını süpürürüz. Taşta ekmekler çok lezzetli olur. Pidelerimizi de aynı şekilde yapıyoruz. Fırının içinde yere bırakıyoruz. 1 buçuk saatte de ekmek pişer ama o ekmeğin lezzeti hiçbir şeye benzemez” şeklinde konuştu.

    “Ekşi maya ile yoğuruyoruz”

    Fatma Taşkın, Kandıra’nın mancarlı pidesinin meşhur olduğunu belirterek, “Genelde mancarlı pide yaparız. Hamurumuzu yoğururuz. Ekşi maya ile yoğuruyoruz. Onu da taşırırız. Sonra fırınımızı yakarız. Fırınımız tamam olunca ekmeklerimizi, pidelerimizi koyarız. Arkadaşlarımızla beraber yaparız. Hep birlikte 3-5 kişi beraber oluruz. Sonra toplanır pidelerimizi yeriz” dedi.
    Mancarlının yanı sıra peynirli pidede yaptıklarını ifade eden Taşkın, “Otlarımızı toplarız. Bahçeden de kırdan da otlarımızı toplayarak, mancarlı pide yaparız” ifadelerini kullandı.

    “Ayranını içeceğini alan geliyor”

    Komşularla bir arada olarak pide yaptıklarını dile getiren Asiye Altunay ise, “Pidelerimizi yapıyoruz. Sonra hep beraber arkadaşlarla, komşularla oturuyoruz. Gelenler oluyor. Ayranını, içeceğini alan geliyor. Yiyoruz, içiyoruz, sohbet ediyoruz. Türkü de söylüyoruz. Yengemiz çok güzel türkü söyler. Ona türkü söyletiyorlar. Hep birlikte oluyoruz, güzel oluyor” dedi.

    Köy muhtarı İsmail Arslantaş ise geleneklerinin sürdüğünü belirterek, “Köyümüzde meşhur olan mancarlı pide geleneği de kadınlarımız tarafından yıllardır sürdürülüyor. Odun ateşinde pişirilen mancarlı pidelerimiz ve ekmeğimiz herkes tarafından severek tüketilir” dedi.

  • Sinsi böbrek taşına dikkat

    Sinsi böbrek taşına dikkat

    Çamlıca Hastanesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Önder Yavaşcan, “Çocuklarda en çok oluşan taş tiplerinin kalsiyum oksalat ile kalsiyum fosfat taşları olduğunu” söyledi. Çocuklarda bazı beslenme yanlışlarının da böbrek taşına neden olduğunu aktaran Prof. Dr. Önder Yavaşcan, taş oluşumunun en yaygın sebeplerini şöyle sıraladı;

    “Genetik olarak taş oluşumuna yatkın olmak, yaşına, vücut ağırlığına uygun su tüketmemek, tuzlu gıdalar, işlenmiş etler, soslar, paketlenmiş gıdalar ve gazlı içeceklerin yoğun tüketimi ile birlikte idrar yolu enfeksiyonları, idrar yolu tıkanıkları, reflü hastalığı ve gereksiz vitamin kullanımı .”

    Gaz sancısı ve kanlı idrarı hafife almayın

    Çocuklarda böbrek taşlarının belirti vermeyip sinsi bir şekilde ilerleyip büyüyebileceğini aktaran Prof. Dr. Yavaşcan, yaptığı açıklamada şunları kaydetti;

    “Çocuklarda bazı böbrek taşları belirti vermeyebilir. İdrar yolunda hareket etmeye başlarsa belirtilere neden olabilir. Böbrek bölgesinde ani ve şiddetli ağrı, mide bulantısı, kusma, kasık ağrısı, işeme sırasında yanma veya ağrı, idrarda kan, ateş, idrar yolu enfeksiyonu bulguları taş hastalığının başvuru şikayetlerini oluşturur. Küçük çocuklarda ise huzursuzluk ya da gaz sancısı sanılan ağlama nöbetleri de şikayetler arasındadır. Ultrasonografi hastaya zarar vermeyen genelde ilk başvurulan ve en çok kullanılan tanı yöntemidir. Ultrasonografide tespit edilemeyen ancak şüphenin devam ettiği durumlarda bilgisayarlı tomografi çekilebilir.”

    Tekrarlama eğiliminde

    Böbrek taşlarının tekrarlama eğiliminde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavaşcan, çocuklarda beslenmede dikkat edilmesi gerekenleri de şöyle özetledi;
    “Sıvı tüketimini arttırın ve içilen suyun miktarını takip edin.

    Tuz tüketimi, işlenmiş etler, soslar, paketlenmiş gıdalar, gazlı içeceklerin tüketimini engelleyin, sebze ve meyve tüketimine teşvik edin.
    Gereksiz ve şuursuz vitamin ve takviye edici ürünleri kullanmayın.”

    Tedavide öncelik taşın büyüklüğü ve yakınmalar

    Taş kırma ve Üreterorenoskopik yöntemleri de anlatan Prof. Dr. Yavaşcan, “Taş bir çocukta ağrıya ve çeşitli semptomlara neden oluyor ya da tıkanmaya neden olduyorsa, taş boyutları tedavi ile düşmeye uygunsa, serum tedavisi, ağrı kesiciler, kanal genişleticiler ile yakınmaları azaltmak ve taşın düşürülmesini kolaylaştırmak tercih edilen ilk yöntemdir. Bu durum şiddetli ise hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir. Taşların büyük olduğu durumlarda, şikayetler çok şiddetli olabilir ya da tıbbi tedavi taşın düşürülmesinde başarılı olmayabilir. Böyle durumlarda, taş kırma tedavileri (litotripsi) ile taş küçük parçalara ayrılarak düşürülmesi kolaylaştırılır. Taş kırma işlemine uygun olmayan hastalarda ise üreterorenoskopik yöntemler ile idrar yollarına aşağıdan endokoskopik yöntemler ile girilerek taşa ulaşılıp kırılabilir ya da direk olarak taş çıkarılabilir. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ile birlikte görülen taş hastalarında reflü mutlaka araştırılmalıdır ” diye konuştu.

  • Taş köprü restore ediliyor

    Taş köprü restore ediliyor

    Ankara’nın Kalecik ilçesinde Ankara Savaşı’nda Timur’un kuvvetlerinin ilerlemesine engel olmak için tahrip edilen ve 19. yüzyılda yeniden inşa edilen tarihi köprü restore ediliyor.
    Kalecik ilçesindeki tarihi Kalecik Köprüsü, Kızılırmak ve Develioğlu Köprüsü adıyla da biliniyor. Tarihi taş köprü, Kırıkkale ve Kalecik İncirlik yolunu birbirine bağlıyor. Ankara Savaşı öncesinde Osmanlı ordusunun köprü üzerinden geçerek Çubuk Ovası’na indiği, daha sonra ise Timur’un kuvvetlerinin ilerlemesine engel olmak için köprünün tahrip edildiği biliniyor.

    Köprü restore ediliyor
    Kalecik’te ikamet eden tarih bölümü mezunu İbrahim Bülbül, köprünün Develioğlu Köprüsü ve Yedigözlü Köprü olarak da bilindiğini belirterek, “Timur zamanında Ankara Savaşı’nda burada bir köprü varmış.

    Kimi kaynaklar tarafından Yıldızım Beyazıt tarafından, kimi kaynaklarda da Emir Timur tarafından köprünün tahrip edildiği söyleniyor. Daha sonrasında 19. yüzyılda ailesinin soy ismi Develioğlu olan şahıs tarafından köprü tekrar yapılmış. Köprüde şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyon söz konusu” dedi.

    “Halk tarafından da fotoğraf çekinmek için rağbet görüyor”
    Kalecik Taş Köprüsü’nün 19. yüzyılda köpük ve kum taşından yeniden yapıldığını ifade eden Bülbül, “Bu köprünün şöyle bir önemi var. Bugün bile bazı vatandaşların arabayla geçtiği köprüdür. Kırıkkale ve Kalecik İncirlik yolunu birbirine bağlar.

    Halk tarafından da fotoğraf çekinmek için rağbet görüyor. İlçenin güzide bir tarihi eseridir, tarihi dokusunun bir parçasıdır” diye konuştu.
    Kalecik Taş Köprüsü’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan restorasyon çalışmalarının ise bir yıl içerisinde tamamlanması bekleniyor.

  • Mızrak balığını köpekbalığı diye taşladılar

    Mızrak balığını köpekbalığı diye taşladılar

    Sosyal medyada paylaşılan ve Kemer ilçesinde olduğu belirtilen görüntülerde, denize giren vatandaşlar kıyıda yüzgeci su yüzeyinde olan bir balık gördü. Köpekbalığı paniğine kapılan bazı vatandaşlar sudan çıkarken, bazıları da sahilden aldıkları taşla balığı kovmaya çalıştı.

    Cep telefonuyla görüntülenen o anlar sosyal medyada gündem olurken, söz konusu balığın mızrak balığı olduğu öğrenildi.

  • Taş toprak ‘altın’dan kıymetli oldu

    Taş toprak ‘altın’dan kıymetli oldu

    Uzun dönemli yatırım olarak kabul edilen arsalar, son dönemde yıllık bazda yüzde 200’lerin üzerinde değerlenince kısa dönemli yatırım portföylerine dahil oldu. İstanbul’un kuzey bölgeler, Çatalca, Silivri, Çanakkale, Yalova, Sakarya, İznik ve İç Anadolu’nun batı kısımlarındaki arsalar, yoğun talep görüyor. Talep artışı beraberinde fiyat artışlarını getiriyor. Son bir yılda imarlı ve tarla statüsündeki arsalarda fiyat değişimleri yüzde 200 oranlarına ulaştı.

    İstanbul’u tanımlamada kullanılan ‘taşı toprağı altın’ söylemi değişiyor. Arsa yatırımcısı bir yılda altın yatırımcısından 3 kat fazla kazandı. 9 Temmuz 2022 yılında 966 liradan satılan gram altın tam bir yıl sonra bugün 10 Temmuz 2023’te 1630 liradan alıcı buluyor. Altındaki bir yıllık fiyat değişimi yüzde 68 oldu. Bir yılda yüzde 68 kazandıran altına kıyasla özellikle İstanbul bölgesindeki arsalarda fiyat artışları yüzde 200’leri aştı.

    Konuyla ilgili görüş veren Gayrimenkul Uzmanı Bülent Öztürk, 2022 yılındaki pandemi ve sonrasındaki İzmir ile 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketleriyle birlikte arsalara olan talebin günden güne oldukça arttığını belirterek, “Talebin artmasında başka etkenlerde söz konusu; son yıllarda konuta erişimde maliyet, finansman ve fiyatların artmasıyla ciddi problemler yaşanıyor. Bu tabi arsalara olan ilgiyi oldukça artırdı. 6 Şubat’taki depremden sonra İç Anadolu Bölgesi’nin batı tarafındaki Eskişehir, Beypazarı gibi bölgelerde talep artışı ve doğal olarak fiyat yükselişi yaşandı. Pandemide izole yaşam isteyen ve konuta erişim sıkıntısı yaşayanlar ise daha fazla İstanbul’un yakın bölgelerinde, aynı zamanda Ege’nin kuzey bölgeleri ve Antalya’da yoğun bir şekilde arsa talebinde bulundu” dedi.

    “Fiyat artışları yüzde 200’leri aştı”

    Saha çalışmalarından elde ettiklerini sonuçları paylaşan Öztürk, bir yılda arsa fiyatlarının yüzde 200’lere ulaştığını belirterek, “Yaptığımız analizlerde ortalama bir imarlı arsanın fiyat artışı yıllık yüzde 200’lerin üzerinde olduğunu gördük. Türkiye’de gerek döviz ve altın fiyatlarındaki artışa baktığımız zaman arsa fiyatlarındaki artışın bunlardan çok daha yukarıda olduğunu görüyoruz. Şuanda gerek konut gerekse arsa enflasyon oranının çok üzerinde değer kazanıyor, dolayısıyla yatırımcısına yüksek oranda kâr yaptırmış oluyor” diye konuştu.

    “Arsa kısa vadeli bir yatırım aracı oldu”

    Son 3 yıldır arsaların ciddi bir yatırımcı olarak görüldüğünü kaydeden Öztürk, “Artık 2020’den beri insanlar arsayı bir yatırım aracı olarak görüyor. Yaptığımız araştırmalarda arsa yatırımı yapmış bir kişinin 5 yıl içerisinde bir kez daha arsa yatırımı yaptığını görüyoruz. O nedenle arsalar çoğunlukla bir kullanım ve ihtiyaca yönelik olarak değil, bir yatırım aracı olarak hayatımıza girdi. 2023 yılında gayrimenkulde konut dışı satışların yüzde 58’e vardığını görüyoruz” şeklinde konuştu.

    Arsa yatırımlarında mutlaka dikkat edilmesi gerekenler

    Satışların artmasının beraberinde suistimalleri de getirdiğini anlatan Öztürk, “Arsa çok teknik bir iştir. İnsanlar açısından hemen kavranabilecek bir olgu değildir. Arsa vardır, tarla vardır, kimi tarım arazisidir, kimisi turizm arazi, kimisi sanayi arazisi olarak kullanılır. Toplumumuz bu konulara hâkim olmadığı için bir takım problemler ortaya çıktı.

    Arsa yatırımında dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar var. Arazilerin mutlaka imarlı olmasına bakılması gerekiyor, kendilerine gösterilen arsanın Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden parsel sorgulaması yapılması, altyapının yakının olup olmadığı veya arsanın içerisinde altyapı olup olmadığına bakılması gerekiyor. Bu teknik durumla ortada yoksa o arsasının satın alınmaması gerekiyor” diye bilgi verdi.

    “‘Tiny House’lar tarım arazilerini bozuyor”

    Son dönemde trend haline dönüşen ‘tiny house’ olarak adlandırılan küçük ve taşınabilir yapıların doğaya saldıkları atıklar yoluyla tarım arazilerini bozduğunu ve tapulu konutlardaki gibi vergi sistemine dahil olmadıklarından kaynaklı vergi kaybına yol açtığını dile getiren Öztürk, “Tarım arazilerinin kooperatifleşme vasıtasıyla oluşturulan çoklu ‘tiny house’lar tarım arazilerini bozuyor, buralardaki insanlara gelecek dönemde mağduriyetler oluşturacak. Bu araziler tarım arazisidir, tarım yapılsın diye devlet tarafından planlanmış arazilerdir. Bu arazilerde bir tiny house köyü oluşturulması doğal olarak dip sularına şampuan, deterjan gibi bazı kimyasal ve insan atıklarının karışmasına neden olacak. Tarım arazileri verimli tarım yapılsın diye belirlenen arazilerdir” şeklinde konuştu.

    “Vergi dışılar, mağduriyetler doğabilir”

    Bu yapıların ileriki dönemlerde çeşitli mağduriyetler oluşturabileceğine işaret eden Öztürk, “İnsanlar oralarda kendilerine ait bir yerleşim alanı olduğunu düşünüyorlar. Ancak ilerleyen dönemlerde bu kadar toplu konutlaşmaya devletimiz müsaade etmeyeceği için yarın hayal kırıklıkları ortaya çıkabilir. Tapulu bir konutumuzun emlak vergileri gibi devlete çeşitli yükümlülükleri var. Tiny Houseların vergisel anlamda hiçbir yükümlülükleri olmadığı için devletimiz açısından bir vergi kaybı ortaya çıkıyor” dedi.

    Emlakçı: “Konut talebi arsaya dönüyor”

    Öte yandan konut piyasasında emlakçılar da son dönemde arsalara olan ilgiyi teyit eder açıklamada bulundu. Emlakçı Taner İşlek, “Konutlara talep azaldı, tüm taleplerle arsalara döndü. İnsanlar arsalara yatırım yapmanın peşindeler. Ayda ortalama 15 kişiyle bir konut satışı üzerine konuşuyoruz, konutlar bütçelerini aştığı için yatırım amaçlı olarak arsalara bakmaya başlıyorlar” diye konuştu.

  • Yenişehir’e 500 bin metre parke taşı yapıldı

    Yenişehir’e 500 bin metre parke taşı yapıldı

    Osmanlının ilk başşehri Yenişehir’de 61 köy ve 10 merkez mahallede yapılan parke taşı yol çalışmaları nedeniyle vatandaşlar ve muhtarlar yetkililere teşekkür etti.

    Yenişehir Belediye Başkanı Davut Aydın, “Göreve geldiğimiz 2019 Nisan ayı başından itibaren ilçemize bağlı 61 köy ve 10 mahallede parke taşı yol çalışmalarımız halen tüm hızıyla devam ediyor. Bugüne kadar 500 bin metrekareden fazla parke taşı çalışması yapılmış olup ihtiyaç olan yerlerde çalışmalar devam ediyor. Öncelikle muhtarlarımıza vatandaşlarımıza göstermiş oldukları sabır ve yardımlardan dolayı teşekkür ediyorum.

    Birçok kırsal mahallelerde elbirliği ile eksiklikleri tamamladık. Özellikle parke taşı yol yapımı işlerinde ulaşmadığımız nokta kalmadı. Tam olarak eksiklikler giderilmese de gelen talepler giderilmiştir. Biz her zaman halkımızın yanında emrinde olduk. Kapımızı hiç kapatmadık. Ben bu vesile ile tekraren kendilerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Yenişehir Muhtarlar Derneği başkanı Enver Zengin, “Yenişehir belediyemiz ilçemizde kırsal ve merkez mahallelerin tamamında parke taşı yol çalışmaları yapmıştır. Muhtarlarımızın bu yönde gelen istekleri karşılanmış olup halen çalışmalar devam ederken eksik parke taşları köylere ulaşmıştır. Belediye Başkanımız Davut Aydın ve çalışmalara bizzat katılan halkımıza teşekkür ediyorum” dedi.

  • Osmanlının ilk başşehrine parke taşı

    Osmanlının ilk başşehrine parke taşı

    Osmanlının ilk başşehri Yenişehir’de 61 köy ve 10 merkez mahallede yapılan parke taşı yol çalışmaları nedeniyle vatandaşlar ve muhtarlar yapılan hizmetlerden dolayı yetkililere teşekkür etti.


    Yenişehir Belediye Başkanı Davut Aydın, “ Göreve geldiğimiz 2019 Nisan ayı başından itibaren ilçemize bağlı 61 köy ve 10 mahallede parke taşı yol çalışmalarımız halen tüm hızıyla devam ediyor. Bugüne kadar 500 bin metrekareden fazla parke taşı çalışması yapılmış olup ihtiyaç olan yerlerde çalışmalar devam ediyor. Öncelikle muhtarlarımıza vatandaşlarımıza göstermiş oldukları sabır ve yardımlardan dolayı teşekkür ediyorum. Birçok kırsal mahallelerde elbirliği ile eksiklikleri tamamladık. Özellikle parke taşı yol yapımı işlerinde ulaşmadığımız nokta kalmadı. Tam olarak eksiklikler giderilmese de gelen talepler giderilmiştir. Biz her zaman halkımızın yanında emrinde olduk. Kapımızı hiç kapatmadık. Ben bu vesile ile tekraren kendilerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.


    Yenişehir Muhtarlar Derneği başkanı Enver Zengin, “ Yenişehir belediyemiz ilçemizde kırsal ve merkez mahallelerin tamamında parke taşı yol çalışmaları yapmıştır. Muhtarlarımızın bu yönde gelen istekleri karşılanmış olup halen çalışmalar devam ederken eksik parke taşları köylere ulaşmıştır. Ben Belediye başkanımız Davut Aydın ve çalışmalara bizzat katılan halkımıza teşekkür ediyorum” dedi.

  • Bir taşla 8 katlı binayı yıktı

    Bir taşla 8 katlı binayı yıktı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde etkilenen 11 ilden biri olan Malatya’da ağır hasarlı binaların yıkım işlemleri sürüyor.
    4 Haziran Salı günü Yeşilyurt ilçesi Bostanbaşı Mahallesi’nde 8 katlı ağır hasarlı bir binanın kontrollü yıkımı için hazırlık yapıldığı esnada ise yıkım işlemlerini gerçekleştiren firma yetkililerden Gökhan Kılıç’ın (34) attığı bir taş sonrası bina büyük bir gürültü ile yıkıldı.

    Binanın yıkılma anı çevredeki vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerası ile kayda alınırken, kentte taşma atmaları ile meşhur Akçadağlılara atıfta bulunarak sosyal medyada paylaşılan video gündem oldu.


    Olayın Salı günü akşam saatlerinde meydana geldiğini aktaran Gökhan Kılıç görüntülerde taş atan kişinin Akçadağlı olmadığını belirterek, ”Bölgede yıkım çalışması yaparken iş makinesinin makası ile binanın kolonlarını kestikten sonra elime bir taş alarak binanın camlarına attım buda ses dalgalarına neden oldu ve bina yıkıldı. Bu sırada vatandaşlar kayıt almış alınan video üzerine de Akçadağlı olduğum yazılarak sosyal medyada paylaşılmış ben Elazığlıyım. Malatya’da yıkım işlemlerimiz sürüyor. Bu tür binalar ağır hasarlı olduğu için korna sesi ile de yıkıla biliyor“ diye konuştu.

  • Taşlara artık farklı gözle bakıyorlar

    Taşlara artık farklı gözle bakıyorlar

    Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaklaşık 12 yıl Geleneksel ve Dekoratif El Sanatları Öğretmenliği yapan Çiğdem Fakı, yaşanan depremler sonrasında evi ağır hasar aldığı için AFAD aracılığı ile Nevşehir’e yerleşti. Çiğdem Fakı, Nevşehir’de Şehit Jandarma Onbaşı Muhammed Can Biçici Nevşehir Halk Eğitim Merkezi’ne başvurarak kurs açma talebinde bulundu. Talebi olumlu karşılanan Fakı, Merkeze bağlı Nar Belediyesi işbirliğinde açılan kursta 20 ev hanımlarına taş bebek yapımını öğretiyor. Kızılırmak yataklarından toplanan çeşitli büyüklüklerdeki çakıllardan ürettikleri taş bebekleri, tutkal ve silikonla yapıştırıp taşları seramik hamuruyla kaplıyorlar. Daha sonra boya ve vernikle süsleyerek yöresel kıyafetli bebeklere dönüştürdüklerini anlatan Fakı, açılan kurs sayesinde depremin olumsuz etkilerinden de kurtulduğunu söyledi.

    Sanatın iyileştirici gücü olduğunu ifade eden Geleneksel ve Dekoratif El Sanatları Öğretmeni depremzede Çiğdem Fakı, “Depremi Hatay’da yaşadım ve kaldığımız ev ağır hasar aldı. Bizlerde Nevşehir’e gelerek, Nar beldesine yerleştik. Burada Nevşehir halkı bize sahip çıktı. Desteklerini geldiğimiz günden itibaren asla esirgemediler. Çocuklarım için hayata yeniden tutunmaya karar vermem sanatın iyileştirici gücünü hatırlamam ile oldu. Nevşehir’de mesleğim olan Geleneksel ve Dekoratif El Sanatları Öğretmenliğine yeniden başladım. Sanatın iyileştirici gücü bana terapi gibi geldi” dedi.

    Yaşanan felaketin sahip olduğu mesleğin kıymetini yeniden kendisine hatırlattığını dile getiren Fakı, “Enkazın altında ve molozların arasında kaybolan hayatım Kızılırmak nehrinden topladığım her taşta yeniden hayat buldu. Ayrıca taşları sanatla bütünleştirdiğimde bana terapi gibi geliyor. Taş Boyama Sanatı dersinde öğrencilerime ders anlatırken hem yeniden öğreniyor hem de taşları boyarken mutlu oluyorum. Öğrencilerimin merakları ve tutkuları bana iyi geliyor” şeklinde konuştu.

    İlk başlarda taştan bebek mi olur diye kursa katılmak istemeyen kursiyerlerden Sevda Çiftçi de, daha sonradan taşa şekil vermenin hoşuna gittiğini söyleyerek, “Çevremizdeki kişiler taşa nasıl şekil verdiğimizi çok merak ediyorlar. Taşlara şekil verdikçe hayal gücümüz daha da gelişiyor. Ortaya farklı fikirler çıkıyor. Doğaya bakışımız bile değişti. Çevremizde gördüğümüz taşlardan ne olur diye düşünmeye başladık” şeklinde konuştu.
    Kursiyer Esra Güney ise “Bu tür işlere biraz merakım vardı. Taşlarımızı Kızılırmak kenarlarından topladık. Sokakta gördüğümüz taşı bile toplamaya başladık. Her türlü taşı değerlendiriyoruz. Yaptığımız ürünler ortaya çıktıkça herkes seviyor” dedi.