Etiket: taş

  • Definecilerden akıl almaz kazı

    Definecilerden akıl almaz kazı

    Kastamonu’da, Taşköprü Yerel Eylem Grubu Derneği öncülüğünde Kastamonu Üniversitesi ile Taşköprü Belediyesi’nin ortaklığında yürütülen çalışmalar ile “macera rotası” belirleniyor. Bu çerçevede Taşköprü ilçesinde rota belirleme çalışmaları yapan ekip, Donalar köyünde bulunan ve içerisinde insan yapımı merdivenlerin bulunduğu mağaraya girdi. Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal’ın öncülüğünde, Erzurum’un İspir Belediyesi kültür Turizm elçisi Bülent Erkan, Artvin’in Yusufeli Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Emin Bülbül ile Yusufeli Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Sporcusu Erkan Akyürek, ip yardımıyla indiği tünel görünümlü mağarada defineciler tarafından talan edilmiş ve kaçak kazılar yapılmış alanlarla karşılaştı. Mağarada defineciler tarafından kurulan iskeleler ve çuvallara doldurulmuş çuvallarla karşılaşan ekip şoke oldu. Sit alanı olarak ilan edilen bölgede yüzlerce çuvalın olduğu mağara içerisinde yapılan kaçak kazılar sebebiyle birçok kültür varlığına da zarar verildiği tespit edildi. Tünelin ve devamındaki mağaranın korunaklı hale getirilerek turizme kazandırılması istenildi.

    “Merdivenin üzerine sağımızda ve solumuzda yüzlerce çuvallarla taşlar bulunuyor”

    Merdivenin üzerinde sağında ve solunda yüzlerce çuvallara doldurulmuş halde taşların bulunduğunu söyleyen Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Donalar kaya mezarlığının yanında bir tane tünel gördük. Bu tünel yaklaşık olarak ilk etapta saydığımızda 150 adet merdiven vardı. Bunun haricinde biz onu inerken yukarıdan sanki mağara şeklinde, damlacıklar halinde sular akıyordu. İndikçe toprakta yumuşuyordu. Yani taş yumuşuyordu. Yağmur suları da etraftan bulaştığı için taş adeta çamur şeklinde oluyordu. Zemine doğru dağcı arkadaşımızla beraber inince baktık ki biz yukardan 2 tane kaya mezarı şeklinde bir duvar olarak görüyorduk. Ama indikçe baktık bir merdiven kurulmuş. Yüzlerce çuvalda taşlar bulunuyordu.

    Zemini kırmışlar, oradan taşları toplamışlar, yukarıya çıkaramamışlar. Çünkü fazlasıyla yüksek bir merdiven aşağıya doğru iniyor. Bir insanın sırtına alıp çıkarabilmesi mümkün değil. Her yerde çuvallar vardı, bu insanlar bunu nasıl kazmış baktıkça hayret ediyorum. Mağaradan çıkınca diğer çıkışa gittik. Baktık ki ne görelim, demir kancalarla bir sistem oluşturmuşlar. Asıl giriş burasıymış. Bunu da gördük, tespit ettik, kayıtlar altına aldık. Sanırım o duvarların altında daha alt seviyelerde ırmak yatağına doğru olan yerlerde de zindanların olduğunu da düşünüyoruz. Onları da yakında keşfedip gün yüzüne çıkartacağız. Amacımız bunları turizme kazandırmak, turizm rotası yapmak. Sit alanı ilan edilmiş yerler talan edilmiş, amacımız bunları korumak, bizden sonraki nesillere bırakmak” dedi.

    “Beton kırıcı ile kırıp çuvala doldurmuşlar ve define aramışlar”

    Dağlarda yaşadığım için dağların oğlu olarak bilinen Bülent Erkan ise “Kastamonu’nun Taşköprü ilçesindeki tarihi değerleri korumak, ortaya çıkarmak ve tanıtmak amacıyla buradayım. 70 metre civarında bir merdivenden aşağıya indik. Aşağıya indiğimizde şoke olduk. Öyle güzel bir tarihi dokuya öyle çok zarar vermişler ki yüzlerce boş ve dolu çuvallar gördük. Beton kırıcı ile kırıp çuvala doldurmuşlar ve define aramışlar. Yani aylarca çalışmışlar. Çıkış yolundan iskele yaparak içeriye girmişler. Girip günlerce, haftalarca, aylarca çalışmışlar. Bu çok üzücü bir durum. Tarihi merdivenler, sarkıklar, dokular gitmiş. O zamanı simgeleyen eserler de tahrip edilmiş. Bu çok kötü bir şey. Çuvallardan iskele yapmışlar, kayaları, molozları içine doldurmuşlar. Hafriyatı çuvallara doldurulup sağlı sollu duvar yapmışlar. Define arayarak kaçak kazı yapmışlar. İlk defa ben böyle bir şey gördüm” diye konuştu.

  • İnegöl’de yollar parke taşla kaplanıyor

    İnegöl’de yollar parke taşla kaplanıyor

    Bir yandan şehri geleceğe taşıyacak vizyon projeleri hayata geçirirken bir yandan da rutin belediyecilik hizmetlerini, altyapı ve üstyapı uygulamalarını sürdüren İnegöl Belediyesi, özellikle kırsal mahallelerde merkezdeki konforu sağlayacak çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu çerçevede Mezit kırsal mahallesinde altyapının tamamlandığı 7 sokakta 10 bin m2 parke taş uygulama çalışması başlatıldı. Parke taş teminini Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen, uygulamanın ise İnegöl Belediyesi tarafından sürdürülen çalışmayla Mezit mahallesi yazın toz, kışın çamur şikayetinden kurtulmuş olacak.


    Yüzde 70’i tamamlanan parke taş uygulaması çalışması devam ederken, Belediye Başkanı Alper Taban beraberindeki heyetle birlikte mahalleyi ziyaret etti. Çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Taban, konuya ilişkin açıklamalarda da bulundu. 28 Mayıs’ta yapılan seçimlere de değinen Başkan Taban, “Pazar günü bir seçim yaşadık. Seçimin ardından yeniden herkes işine gücüne devam ediyor. Öncelikle ben seçimlerin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.


    Mezit Mahallesinde devam eden çalışmaları yerinde incelemek üzere bir arada olduklarını hatırlatan Başkan Taban, şöyle devam etti: “Burada 7 ayrı sokakta gerçekleştirdiğimiz parke taş uygulamalarını inceledik. Arkadaşlarımız bu çalışmaları devam ettiriyordu. Büyük oranda tamamlandı, biz de kalan kısmı ve yapımını görüyor olduk. İnsanın olduğu yerde, yaşamın olduğu yerde, hayatın devam ettiği yerde bizler de belediyecilik anlamında olan eksiklerimizi gidermeye, sorun ve problemleri çözmeye devam ediyoruz. Sadece şu parke taş çalışmasının maliyeti 2 milyon TL ve 91 kırsal mahallemiz var. Bu mahallelerimizin her birine biz bir bir bu uygulamaları götürerek oralarda hayatı daha konforlu, daha vatandaşımızın huzurlu bir şekilde yaşamasını istiyoruz. Çalışma arkadaşlarımıza ve Alinur Aktaş Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. İnegöl’ün her alanında, her köşesinde izi var, eseri var, gayreti var. Teşkilat üyelerimize teşekkür ediyorum. Onlar da kendi organizasyonuyla eksikleri ve aksakları bizlere iletiyorlar. Yapılmış olan da bizim için mutluluk verici. Ben yapılan çalışmaların Mezit Mahallemize hayırlı olmasını diliyorum.”

  • Natron gölüne yaklaşan ‘taş’a dönüyor

    Natron gölüne yaklaşan ‘taş’a dönüyor

    Tanzanya’da suyuna dokunan canlıları anında taşa çeviren Natron Gölü dünyanın en tehlikeli gölleri arasında yer alıyor.

    Natron Gölü, nesli tükenmekte olan flamingolar  için önemli bir çiftleşme alanı… Ancak,  hayvanlar sudaki mineral kabuklarla temas ederlerse  tuzunda sonsuza dek donma riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.

    Suya kan kırmızısı rengini veren bakteriler ise  ortalama 26 derece sıcaklığa, ölümcül tuz konsantrasyonuna ve alkaliliğe dayanarak gölde yaşayabilen yegane canlı türü.

    İngiltere’de yer alan Leicester Üniversitesi’nden ekolog David Harper, suya düşen canlıların öldükten sonra cesetlerinin hemen çürüdüğünü, gölün kıyısına fazla yakşanların ise üzerilerinde  sonsuza kadar kalacak bir tuzla kaplanarak donduğunu belirtti.

    Harper, göldeki bu ölümcüllüğün nedeninin  yeryüzünde natrokarbonatit yayan tek aktif volkan olan yakındaki Ol Doinyo Lengai (Tanrı Dağı) olduğunu söyledi. Natrokarbonatitler, yanardağı kesen akarsu kanalları vasıtasıyla göle karışıyor ve gölün pH 10’un üzerindeki sert alkalinitesine katkıda bulunuyor.

    Fotoğrafçı Nick Brandt ise  göl hakkında yazdığı ‘Across the Ravaged Land’ adlı kitabında, ‘Natron Gölü’nün kıyı şeridinde beklenmedik bir şekilde her türden kuş ve yarasa gibi canlıları kıyıya vurmuş halde buldum. Kimse tam olarak nasıl öldüklerini bilmiyor ama  suyun soda ve tuz içeriği son derece yüksek, o kadar yüksek ki film kutularımın mürekkebi birkaç saniye içinde yok oldu.” ifadelerini kullandı.

    Diğer taraftan Natron Gölü’ndeki aşırı koşullar, onun 10 bin yıl  öncesine kadar uzanan tarihinin korunmasında önemli bir rol oynadı.

    Appalachian Eyalet Üniversitesi’nden jeolog Dr. Cynthia Luitkius-Pierce, “Buradaki canlıların izleri tuzda birlikte tortulaşıp sertleştiriyor. Bu da bilim insanlarına binlerce yıl önceki yaşamı inceleme olanağı tanıyor.” dedi.

  • İznik’te kilitli parke taşı çalışmaları

    İznik’te kilitli parke taşı çalışmaları

    İznik Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü koordinasyonu ile gerçekleştirilen çalışmalar İki koldan aralıksız devam ediyor. Vatandaşlarımızın daha rahat ulaşım sağlamaları için çalışmalarını son hızla devam ettiren ekipler, kilit parke taşı ve bordür çalışmalarının yanı sıra kaldırım ve stabilize yol çalışmalarını Gazi İbrahim Usta Sokak ile Günaydın Sokak’ta sürdürüyor.


    İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta “Parke taşı çalışmalarımızla stabilize yol çalışmalarımızı birleştirip modern yollara kavuşacağız. İlçemize eksiksiz hizmet sunabilmek için birçok mahallede ekiplerimiz çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Hizmet Belediyeciliği anlayışı ile çıkmış olduğumuz yolda vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için tüm birimlerimiz özveriyle çalışmaktadır.

    Şu anda ilçemizde Merkez ve Kırsal Mahallelerin birçok yerinde ekiplerimiz bir yandan parke, bir yandan kaldırım çalışması bir yandan da stabilize yol çalışması gerçekleştiriyor. Gazi İbrahim Usta Sokak ile Günaydın Sokak’ta kilit parke taşı çalışmalarımız devam ediyor. Tüm bu çalışmalar daha güzel, daha yaşanılabilir bir İznik için” dedi.

  • Depremde şaşırtan görüntü

    Depremde şaşırtan görüntü

    Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerde Gaziantep’in İslahiye ilçesinde tek katlı taş binaların büyük bir bölümünde hasar ve yıkıntı meydana gelirken, 2-3 katlı betonarme binaların ise taş binalara göre daha dayanıklı olduğu görüldü. İlçenin Esenler Mahallesi’nde yıkılan bir taş binada 2 kişi hayatını kaybederken, taş binaların betonarme binalara göre daha ölümcül olduğu ileri sürüldü.

    Taş duvarda delikler varken, tuğla duvarda hasar yok

    Esenler Mahallesi’ndeki iki katlı bir başka binanın alt katındaki taş duvarda delikler ve çökme oluşurken, ikinci kattaki tuğla duvarda ise hiçbir hasarın olmaması dikkat çekti. Mahalle sakinlerinden depremzede Cengiz Boyraz, “Köyde yıkılan evlerde toplam 5 kişiyi kaybettik. Bütün taş duvarların hepsi yıkıldı, depreme dayanamadı. Şiddet çok büyüktü. Taş yapıların hiçbiri kalmadı. Yeni yapılan taş yapılar da kalmadı” diye konuştu.

  • Diyarbakır’da değerli taşlara değerli dokunuş

    Diyarbakır’da değerli taşlara değerli dokunuş

    Yer altı kaynaklarıyla zengin olan Türkiye’de yarı değerli taşlara ilgi artmaya devam ediyor. Ülke genelinde en çok yarı değerli taşa sahip olan Diyarbakır’da Ergani ilçesinde Yeşil Kalsedon, Çermik ve Ergani ilçelerinde Agat, yine Ergani ve Çüngüş ilçelerinde Opal gibi yarı değerli süs taşları çıkarılmakta ve kente bunları işleyecek atölye bulunmadığından kaynaklı İl Milli Eğitim Müdürlüğü kolları sıvadı.

    Öte yandan Diyarbakır’da, Gemoloji “süs taşı bilimi” alanında mesleki eğitim sağlayan bir eğitim kurumu da bulunmamasıyla ülkede bulunan çok sayıda ve zengin içerikteki süs taşı ve değerli taşlar ham olarak ihraç edilmekte olup önemli bir katma değer fırsatını kaçırmaktaydı. Bu açığı kapatmak adına önayak olması açısından, Diyarbakır Valiliği ve Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla, toplumun dezavantajlı kesimlerinin mesleki eğitim alarak istihdamının sağlanması açısından, Yarı Değerli Taş atölyesini Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bünyesinde Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde açılışı yapıldı.

    “Dezavantajlı kadınların istihdamına büyük katkı sunacak”

    Böylece 2015 yılında hiçbir meslek sahibi olmayan terör mağduru kadınların istihdamını desteklemek için SODES Projesi çerçevesinde açılan kuyumculuk atölyesi bu yıl yeni bir halka eklenerek atölyede eğitim alacak dezavantajlı kadınların ustalık belgesi alarak meslek sahibi olacakları alan oluşturuldu. Böylece sektörde iş imkanı bulacak ya da kendi iş yerlerini açabilecekleri fırsatı bulan kadınlar taşları işleyerek yeniden hayat buldurttu.

    “Katma değer sağlayacak ve ülke geneli üretimi teşvik edecek”

    Yarı Değerli Taş atölyesi sayesinde bölgede çıkarılan yarı değerli taşlar kolye, yüzük, bilezik gibi pahada ağır birçok süs eşyasında kullanılarak kente ve ülkeye katma değer sağlayacak ve üretimi teşvik edileceğini söyleyen İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali, ülke genelinde taşları ham olarak alıp işlediklerini vurguladı.
    Küçükali, “Atölyemizde 20 hanımefendi bu işi öğrenmek için çalışıyor, 3’de usta öğreticimiz mevcut. Atölyemiz Türkiye’deki en detaylı taş işleme atölyesi. Diyarbakır’ımızda yarı değerli taşlarda keşfedilmemiş bir hazine. Farklı farklı çok zengin kaynaklara sahip. Biz burada hem kaynakların işlenerek ekonomiye kazandırılması hem de hanımefendilerin istihdam dahil etmek istiyoruz. Milli Eğitim Bakanı Özer’in talimatlarıyla ve destekleriyle bu atölyeyi açtık. Sadece Diyarbakır’da çıkan değerli taşlat değil diğer gölgelerden de çıkan değerli taşları da ham halde alarak işleyip ekonomiye kazandırılıyor. Hedefimiz inşallah Türkiye’de mü cevreler ihraççılarıyla bir proje yaparak dünyadaki tüm yarı Diyarbakır’da işleyerek yurt dışı piyasasına satmayı hedefliyoruz. Ama esas önemi dezavantajlı hanımefendilere istihdam sağlayacak” dedi.

    “Kadın eli değince daha da güzel oldu”

    Taş kesimi ve tasarımı kursiyer Feray Akbaş, taşlara kadın eli değince daha güzel olduğunu vurguladı. Akbaş, “Değişik taşlar görmek ve çıkartmak çok güzel, iyi ki gelmişim. Bu konuda ilerlemek istiyorum, kısa bir sürede birçok şey öğrendik ama devamı gelecek. Terapi gibi oluyor pozitif eve gidiyorum ve çok keyifli. Takı tasarım olarak yüzük, kolye, küpe, tarihi mekanları üzerine işleyerek güzel şeyler çıkıyor. Kadın eli değince daha da güzel oldu. Burası için çok iyi oldu il milli eğitim müdürüne teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

  • Mesanesinden 550 gram taş çıkarıldı

    Mesanesinden 550 gram taş çıkarıldı

    Çanakkale’de yaşayan Hayrettin Gültekin (30), bir ay önce idrar yaparken yanma ve karın ağrısı şikayetiyle ÇOMÜ Hastanesi Üroloji Servisi’ne başvurdu. Gültekin’e uygulanan genel muayene ve tetkikler sonucu mesanesinde 20 taş tespit edildi. 18 Kasım Cuma günü ameliyata alınan Hayrettin Gültekin’in mesanesinden, ‘minimal invaziv’ cerrahi tekniğiyle açılan 2 santimlik bir kesiden 20 taş çıkarıldı.

    ÇOMÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Cabir Alan, Hayrettin Gültekin’in 1 ay önce üroloji servisine idrar yaparken yanma ve karın ağrısı şikayetiyle başvurduğunu söyledi. Hastanın genel muayenesi ve tetkikleri sonucu mesanesinde 20’ye yakın çeşitli boyutlarda değişen taşlar saptadıklarını belirten Prof. Dr. Cabir Alan, “Hayrettin Bey’i ameliyata aldık. Kendisi daha önceden bir bağırsak ameliyatı geçirdiği için karın bölgesi yapışıktı. Bizler de 2 santimlik bir kesiden 20 taşı çıkardık. Hastamız ameliyatının üçüncü gününde. Bugün de kendisini taburcu ediyoruz” dedi.
    Taşların, kendilerini boyutları itibarıyla çok şaşırttığını anlatan Prof. Dr. Alan, “Bugüne kadar burada çıkarttığımız en büyük taşlar bunlardı. Tarttığımızda 550 gram geldiğini gördük. Hastamızdan yarım kilogramdan fazla taş çıkarttık diyebiliriz.

    Çaplara baktığımızda ise 9 santim ebatındaydı. Dünya literatürüne baktığımızda bu boyutlarda taşlara pek rastlanmıyor. Bu da ülkemiz adına ender görülen bir durumdur. Hayrettin Bey sağlığına kavuştu. Normal bireyler gibi idrarını rahat bir şekilde yapabilecek” diye konuştu.

    Ameliyat sonrası tekrar sağlığına kavuşan Hayrettin Gültekin, “Operasyon başarıyla tamamlandı. Hastaneye geldiğimde büyük sıkıntılarım vardı. Cabir Hocam sağ olsun beni ameliyat etti. Şu an sağlığıma kavuştum. Taşları görünce çok şaşırdım, şok oldum. Böyle bir durum beklemiyordum” şeklinde konuştu.

  • 5 kişilik aileyi çamaşır makinesi korudu

    5 kişilik aileyi çamaşır makinesi korudu

    Ordu’nun Altınordu ilçesinde yamaçtan kopan kaya parçasının çarparak girdiği evdeki 5 kişiyi çamaşır makinesi korudu.

    Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Hürriyet Mahallesi Akbulut mevkisine 500 metre mesafedeki yamaçtan koparak yuvarlanan yaklaşık 1 tonluk kaya parçası, Aydın Otur ve ailesinin yaşadığı evin duvarını yıktı.

    Eve giren kaya parçası, çamaşır makinesine çarparak durdu. Bu sırada evde bulunan 2’si çocuk 5 kişilik aile, olaydan yara almadan kurtuldu.

    Aydın Otur, gazetecilere, olayın büyük bir gürültüyle yaşandığını belirterek, uyandıklarında evin toz bulutuyla kaplandığını söyledi.

    Olayı maddi hasarla atlattıkları için şükrettiklerini dile getiren Otur, çamaşır makinesi sayesinde kendilerine bir şey olmadığını ifade etti.

    Otur’un annesi İnci Engin ise olayın sabah erken saatlerde meydana geldiğini belirterek, büyük bir gürültü ile yataklarından fırladıklarını kaydetti.

    İlk önce eve araç çarptığını düşündüklerini dile getiren Engin, kendilerine geldiklerinde eve büyük bir kaya girdiğini fark ettiklerini söyledi.

    Engin, çamaşır makinesi sayesinde hayatta olduklarını ifade ederek, “Eğer çamaşır makinesi olmasaydı kaya parçası direkt yattığımız odaya girecekti. Allah bizi korudu.” dedi.

    Kısa süre önce evlerini tadilattan geçirdiklerini anlatan Engin, olayın ardından jandarma ekiplerinin gelerek hasar tespitinde bulunduğunu sözlerine ekledi.