Etiket: tatil

  • Bilim Kurulu Üyesi: “Virüs resmen sahillere akın etti”

    Bilim Kurulu Üyesi: “Virüs resmen sahillere akın etti”

    Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Sahillerdeki görüntüyü izledik. Koronavirüs resmen sahillere akın etti. Biz kalabalıklardan uzak durmayı, kişiler arasında sosyal mesafenin korunmasını, uygun biçimde maske kullanılmasını tavsiye ederken ve herkes bunu ezberlemişken gördüğümüz tablo bizi son derece üzdü” dedi.

    Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, yaptığı açıklamada Kurban Bayramı’nda kurallara uyulmadığının görüldüğünü, bu görüntülerin gece gündüz demeden virüse karşı mücadele eden sağlıkçıları çok fazla üzdüğünü söyledi. Bayram namazlarında, kurban kesimlerinde ve plajlarda sosyal mesafe, hijyen ve maske kurallarının hiçe sayıldığını belirten Kayıpmaz, bayramdan önceki süreçte vatandaşı uyardıklarını hatırlattı. Kayıpmaz, Kurban Bayramı’nın virüsün yayılımı noktasında kritik bir eşik olduğunu ve ağustos ayında yeni vaka sayılarının daha da düşürülmesi konusunu sık sık gündeme getirdiklerini belirterek, “Sahillerdeki görüntüyü izledik. Resmen koronavirüs sahillere akın etti. Biz kalabalıklardan uzak durmayı, kişiler arasında sosyal mesafenin korunmasını ve uygun biçimde maske kullanılmasını özellikle tavsiye ederken ve herkes bunu ezberlemişken gördüğümüz tablo bizi son derece üzdü. Plajlara girerken kuyruklar oluştuğunu gördük. Sosyal mesafenin hiçe sayıldığını gördük. Kişilerin bu alanlarda maske takmadığını gördük. Sahillerde çok ciddi bir yoğunluk oluştu. Sahillerde sosyal mesafenin sıfır olduğunu gördük. Plajda sıra bekleyen kişiler ‘bize bir şey olmaz, koronavirüs bize bir şey yapmaz’ gibi bir yaklaşımı kameralara karşı dile getirdi. Bu da bizi çok üzdü” dedi.

    ‘EMEKLERİMİZ BOŞA GİTMESİN İSTİYORUZ’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, Kurban Bayramı tatilindeki görüntülerin tedirginlik oluşturduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Virüse karşı sağlık çalışanları olarak ilk vakaların görüldüğü mart ayından beri ciddi anlamda mücadele ediyoruz. Salgınla mücadele hazırlıklarına ise hastanelerde ocak ayı sonunda başlamıştık. Acil servislerde koronavirüs mücadelesi tüm hızıyla devam ediyor. İnsanları sağlığına kavuşturmak için 7 gün 24 saat çalışan sağlık personellerini, bu görüntüler ciddi anlamda üzdü. Aylardır çocuğundan ayrı, kurumların misafirhanelerinde veya kendi tuttukları ayrı evlerde konaklayanlar var. Durum böyle olunca, tedbirsizlik görüntüleri acil sağlık personelleri başta olmak üzere son derece fedakarca çalışan tüm sağlık çalışanlarını son derece üzüyor. Sağlık personellerimizde de ister istemez virüsle mücadele kapsamında ayların getirdiği bir yorgunluk başladı. Önümüz sonbahar ve kış. Sonbahar ve kış aylarında vaka sayılarının artacağı dünya genelinde öngörülüyor. Hal böyleyken bizim bireysel olarak bu önlemlere daha fazla dikkat etmemiz gerekiyordu. Bayram tatilinde bu önlemlerin hiçe sayıldığını gördük. Biz bayramda, bayram öncesinde de hep kontrollü sosyal hayattan bahsettik. Ne yazık ki bayram sürecinde kontrolsüz sosyal hayatı gördük. Bunun da 1 hafta, 10 gün içinde vaka sayılarına yansıyacağını öngörüyoruz. Sağlık personellerimiz çok fedakar çalışıyorlar. Onlar tatil yapamıyorlar. Belki yakın yerlere gezi olursa yapıyorlar. Onun dışında onlar da yoruldu. Artık bir mola vermek, dinlemek istiyor. Onlar fedakarca hastanelerde çalışırken bir yandan da tedbirsiz rehavet görüntüleri bizleri son derece üzüyor. Çabalarımız, emeklerimiz boşa gitmesin istiyoruz. Bunun da yolu her birimizin birey olarak önlemlere uyması.”

    ‘HİÇBİR ÜLKENİN SAĞLIK KAPASİTESİ SINIRSIZ DEĞİL’

    Kayıpmaz, hastalığa karşı etkinliği yüzde 100 kanıtlanmış ilaç olmadığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

    “Aşı çalışmalarını her birimiz merakla bekliyoruz. Bundan daha kolay yapabileceğimiz önlemler var. Örneğin, maske. Maskenin maliyeti 50 kuruş. 50 kuruşluk bir maskeyi dışarıda her yerde kullanarak hem kendimi koruyorum hem de bende olabilecek bir mikroba karşı etrafımdaki insanları koruyorum. Sosyal mesafeye de dikkat ederek hastalığın bulaşma riskini en aza indiriyorum. Ama siz bir hastayı yoğun bakımda tedavi etmeye çalıştığınız zaman maliyetler de çok yükseliyor. Günlük binlerce lirayı bulan tedavi maliyetleri var. Bu maliyet de hepimizin ortak bütçesinden çıkıyor. Biz hastalıktan korunur ve alacağımız tedbirlerle hastalığa yakalanmazsak hastane ve sağlık kapasiteleri zorlanmaz. Türkiye dahil olmak üzere hiçbir ülkenin sağlık kapasitesi sınırsız değil. Sağlık kapasitesinin zorlanmaması adına kendimizi hastalıktan korumamız lazım. ‘Sıcaklar bunaltıyor maske takamıyorum’ düşüncesinin olmaması lazım.”

  • Plajlarda yoğunluk… Sosyal mesafe unutuluyor

    Plajlarda yoğunluk… Sosyal mesafe unutuluyor

    Kurban Bayramı tatiliyle birlikte vatandaşlar sahilleri doldurdu. Halka açık sahillerde sosyal mesafeyi korumanın çok zor olduğuna dikkat çekerek vatandaşı uyaran Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Deniz ve havuzdan virüsün bulaşması zor, ancak 2 kişi 1,5 metre mesafeyi dikkate almadan birbirine yaklaşırsa ve 1’i virüs taşıyorsa açık havada virüs bulaşır” dedi.

    Kurban Bayramı’nda başta Ege’deki gözde turistik kentlerin sahilleri olmak üzere plajlar veya havuz başları dolup taştı. Sıcaktan bunalan vatandaşların sosyal mesafe kuralını hiçe sayarak, plajlara akın ettiğine yönelik görüntüler ise tedirginlik yarattı. Özel plajlarda sosyal mesafe, hijyen ve maske gibi önlemler uygulanırken, halk plajlarında koronavirüsten korunmaya yönelik alınan tedbirlerin bazı vatandaşlarca ihlal ettiği gözlendi.

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Özellikle öğleden sonra gelen insanlar daracık sahillerde denize girmeye çalışıyor. Bunun için insanların maske takması ve mesafeye dikkat etmeleri dışında alabilecek çok bir tedbir yok” dedi. Özellikle son dönemlerde tatil beldelerinde tahmin edildiğinden çok daha fazla bir yoğunluk yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, “Bazı tesislerde önlemler alınıyor. 2 metre ve maske takılması sağlanıyor. Ayrıca zemin temizliği açısından gerekli önlemler alınıyor. Tüm sahil kentlerinde bu tesisler dışında denizi kendi evlerinin önünden ya da günübirlik gelerek kullananlar da var. Bu bölgelerde son 1 haftadan beri tahmin edildiğinden daha fazla bir kalabalık var. İnsanlar kendilerine ayrılmış, halkın girebildiği kumsal şeritlerinin dar olması nedeniyle sahillerde çok kalabalıklaşıyorlar. Özellikle denize girerken maske takmak çok mümkün olmadığı için 2 metre mesafe bırakmak gerekiyor. Bunun çok sağlanamadığını görüyoruz” diye konuştu.

    ‘TATİLE GİTMEKLE KORDON’DA YÜRÜMEK ARASINDA FARK YOK’

    “Tatildeki risk, İstanbul İstiklal Caddesi’nde ya da İzmir Kordon’da yürürken aldığınız riskten daha farklı değil, aşağı yukarı aynı risk söz konusu” diyen Prof. Dr. Ceyhan, “Tatil yapmaya kendi arabasıyla gelenler olduğu gibi toplu taşımayla gelenler oluyor. Bu durum sorun yaratabilir. Deniz ve havuza girmekten çok büyük bir korkumuz yok. Esas korkumuz bu bölgelerde mesafenin korunamaması, maske takılamaması nedeniyle virüsün solunum yoluyla bulaşmasıdır. Deniz ve havuz suyundan koronavirüsün bulaştığıyla ilgili bir veri yok. Teorik olarak virüs taşıyan biri öksürdüyse daha sonra denize giren biri yutabilir diye düşünülebilir ama bu çok zor bir ihtimal. Dip dibe olmamanız lazım. Buralardaki esas korku, insanların yakın durması” ifadelerini kullandı.

    ‘KAPALI ORTAMDA RİSK 19 KAT DAHA FAZLA’

    Açık havada riskin kapalı ortama göre düşük olduğunu, ancak açık havada düzenlenen asker uğurlama törenlerinde çok sayıda vaka yaşandığının unutulmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ceyhan, “Denize girilen yerlerde ortak kullanılan alanlar da söz konusu. Soyunma odaları, ortak tuvaletlerin muslukları, kapı kolları dışında ayrıca bir risk söz konusu değil. Açık havada risk daha düşük. Kapalı ortamda risk açık havadakinden yaklaşık 19 katı kadar fazla. Ama şunu unutmamalıyız; iki kişi sosyal mesafeyi korumayarak yani 1,5 metre mesafeyi dikkate almadan birbirine yaklaşırsa, biri virüs taşıyorsa bu açık havada diğerine bulaşır. Nitekim bunun en iyi örneği asker uğurlama törenleridir. Bu törenler açık havada olmasına rağmen Türkiye’de bu nedenle çok sayıda salgın çıktı. Demek ki deniz kenarında denize eğer kalabalık yerde girersek yine bulaşma riski var” dedi.

  • Hande Ataizi’ne bir bakan bir daha baktı

    Hande Ataizi’ne bir bakan bir daha baktı

    Oyuncu Hande Ataizi, sezonu oğlu Leon ve sevgilisi Dinç Aydoğdu ile birlikte Bodrum’da açtı. Önceki gün plajda görüntülenen Ataizi, güneşin ve denizin keyfini çıkardı.

    Hande Ataizi, Benjamin Harvey ile evliliğinden dünyaya gelen oğlu Leon’un yaklaşık 9 ay önce geniz eti ameliyatı olduğunu ancak oğlunun kulağındaki tüp düşmeyince geçtiğimiz hafta ufak bir operasyon geçirdiğini söylemişti. Habertürk’ten Onur Aydın’ın haberine göre; “Doktordan izin alır almaz, tatile gideceğiz” diyen Ataizi, onayı alınca soluğu Bodrum’da aldı.

    46 yaşındaki Ataizi, önceki gün sevgilisi Dinç Aydoğdu ile Yalıkavak’ta bir plajda objektiflere takıldı. Fit vücuduyla dikkat çeken Ataizi’ne bir bakan bir daha baktı.

    Oğlunu denize sokmayıp plajda oynatan oyuncu, bir ara telefonu görüşmesi yaptı.

    Güneşin keyfini çıkaran oyuncu, daha sonra Aydoğdu ile denize girdi.

  • Prof.Dr. Ceyhan’dan “Tatil Dönüşü” uyarısı!

    Prof.Dr. Ceyhan’dan “Tatil Dönüşü” uyarısı!

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, okulların açılacağı, tatil dönüşü döneme dikkat çekerek, “Türkiye şu andaki virüs yükü ile o döneme girerse mutlaka okula giden öğrenciler, öğretmenler ve diğer görevlilerde virüs taşıyan insanlar olacak. Burada başka önleyici yöntem yok; mutlaka maske ve sosyal mesafe olması lazım” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 31 Ağustos’ta açılacak okullarda koronavirüse karşı alınacak önlemleri değerlendirdi. Prof. Dr. Ceyhan, okulların açılacağı dönemde bir başka olumsuz faktörün de insanların tatilden dönmesi olacağını belirterek, “Türkiye şu andaki virüs yükü ile o döneme girerse mutlaka okula giden öğrenciler, öğretmenler ve diğer görevlilerde virüs taşıyan insanlar olacak. Burada başka önleyici yöntem yok, mutlaka maske ve sosyal mesafe olması lazım. Kabul etmek gerekir ki okullarda yaş aşağı doğru inince çocukların maske takması çok zor. Bir de 8 saat boyunca maske takılamaz. Mutlaka teneffüslerde çocukların yanlarında kimse olmadan havalanmaları sağlanmalı” dedi.

    ‘GARANTİ VEREMİYORSUNUZ’

    Prof. Dr. Ceyhan, Sağlık Bakanlığı’nın okullarda uyulması gereken kurallara ilişkin yayımladığı genelgeye de değinerek, “Genelgenin 2 farklı yerinde 2 mesafe belirtilmiş. ‘En az 1 metre mesafe olacaktır’ deniyor. 1 metre riskli bir mesafe, en az 1,5 metre olmalı. Bir başka yerinde de ‘4 metrekareye 1 kişi şeklinde ayarlama yapılmalı’ deniyor. O zaman da 2 metre oluyor mesafe. Bu genel anlamda bütün okulun bahçesi dahil bir hesap mıdır, tam anlaşılmıyor. Okulları belli bir tarihe erteleseniz o tarihte durumun daha iyi olacağına dair garanti veremiyorsunuz. Okulları açmazsanız anne ve babaların işe gitme durumu başta olmak üzere birçok problem ortaya çıkıyor. Tam gün yerine yarım gün eğitim önerseniz özellikle küçük çocukların o yarım günde nereye gidecekleri problem olabiliyor” diye konuştu.

    ‘YOĞUNLUK MUTLAKA AZALTILMALI’

    Bazı derslerin internet üzerinden online yapılabileceği önerisinde bulunan Prof. Dr. Ceyhan, “Bir kısım derslerin internet üzerinden bir kısım derslerin okulda yapılması sağlanabilir. Yoğunluk mutlaka azaltılmalı. Bir kısım dersler online, dolayısıyla okulun yarı süresi boşaltılırsa geri kalan yarı süresi de ikiye bölünerek 40 kişilik sınıflarda 20’şer 20’şer gibi o mesafenin mümkün olduğu kadar sağlanmasına çalışmak lazım. Hatta yarım yarım değil de 3’te 1’i okulda yapılacak şekilde yaparsanız; çünkü tamamen online ders için eğitimcilerin fikirlerini takip ediyorum, çok olumlu bakmıyorlar. En azından okula gitme alışkanlığı devam etsin, diye 3’te 1’i yaparsanız kalanı 3’e bölersiniz 45 kişilik sınıfı 15 kişi olarak bir araya getirebilirsiniz. Eğer bu şekilde bir tedbir almadan açarsanız ‘sosyal mesafe sağlanamayacak’ demektir, maskeyi çocuklar da düzgün takamazsa ‘oradan bulaş olacak’ demektir” dedi.

    Henüz kuzey yarımküre ülkeleri yaz tatili döneminde olduğu için bunları açıp deneyim kazanmış ülke de olmadığını anlatan Prof. Dr. Ceyhan, “Herkes bunları yaşayarak görüyor. Salgının seyri dünyada istenilen gibi olmadığı için herkes okulların açılacağı döneme daha az vaka yükü ile girileceğini hesapladı; ama gördük ki öyle olmadı, beklenenden daha fazla vaka yükü ile giriliyor. Maske takılmıyorsa en az 2 metre olmalı. Genelgede var ama bu sanıyorum daha da detaylandırılacaktır. Yüksek sesle konuşulmayacak, teneffüslerde temaslı oyunlar engellenecek, yemek verilmesi çok uygun değil gibi bazı tedbirler alınacaktır. Ama ne yaparsanız yapın risk artacaktır” diye konuştu.

  • Bade İşçil fit vücuduyla Bodrum’da sezonu açtı

    Bade İşçil fit vücuduyla Bodrum’da sezonu açtı

    Ailesi ile tatil sezonunu Bodrum’da açan oyuncu Bade İşçil, önceki gün bir beach’te görüntülendi. 36 yaşındaki İşçil, düzgün fiziği ile dikkat çekti.

    Habertürk’ten Onur Aydın’ın haberine göre; Oyuncu Bade İşçil, ailesi ile soluğu Bodrum’da aldı.

    Önceki gün bir beach’te görüntülenen İşçil, keyifli halleriyle dikkat çekti. Tatil sezonunu açan oyuncu, oğlu Azur ile deniz denizde oyunlar oynadı.

    36 yaşındaki Bade İşçil, düzgün fiziği ile de dikkat çekti.

  • ‘Tatil keyfiniz Türkiye’de güvende’ tanıtımı yayınlandı

    ‘Tatil keyfiniz Türkiye’de güvende’ tanıtımı yayınlandı

    Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’yi ziyarete gelen bir ailenin koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında havalimanından itibaren yaşayacağı bütün deneyimlerin aktarıldığı kısa tanıtım filminin ‘GoTurkey’ hesabında ve 17 ülkede dijital platformlarda yayınlandığını duyurdu.

    https://youtu.be/trqE3xMefMw

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’yi ziyarete gelen turistlerin yaşayacağı bütün deneyimlerin aktarıldığı 1 dakikalık kısa tanıtım filminin Türkiye’nin dijital mecralardaki tanıtım platformu olan ‘GoTurkey’ hesaplarından paylaşıldığı belirtildi. Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un da sosyal medya hesabından paylaştığı tanıtım filminin Türkiye’nin yanı sıra 17 ülkede yine dijital platformlarda yayınlanmaya başlandığı belirtilerek, “Önümüzdeki günlerde kamu spotu olarak televizyon kanallarında da yayınlanacak olan filmde Kovid-19 salgınına karşı alınan tedbirlerin yanı sıra Aspendos’tan Perge Antik Kenti’ne Türkiye’nin eşsiz tarihi mirasının ve doğal güzellikleri de izleyicisine aktarılıyor. Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un başlattığı diplomasi trafiğinin ardından geçtiğimiz hafta Antalya’da ağırlanan ve Türkiye’de tatili her aşamasıyla yerinde deneyimleme imkanı bulan büyükelçiler ile uluslararası basından sonra bu kısa tanıtım filmiyle tatilcilerin evlerine, cep telefonlarına ulaşılması hedefleniyor” denildi.

  • Koronavirüsü yenen ünlü sunucudan tatil uyarısı

    Koronavirüsü yenen ünlü sunucudan tatil uyarısı

    Kovid-19 testinin pozitif çıkması sonucunda 21 gün entübe olarak uyutulan ‘Çok Gezenti’ programının sunucusu Burak Akkul “İnsanların tatile çıkmasını hala anlamıyorum. Yoğun bakımın bir gününe şahit olsanız camdan dışarı burnunuzu çıkarmazsınız” dedi.

    Bir televizyon kanalı için dünyanın farklı noktalarına giderek gezi programı yapan Burak Akkul ve Seda Akkul çifti, mart ayında yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalandılar. Londra’da rahatsızlanan Burak Akkul, tedavi için döndüğü Türkiye’de Kovid-19 testinin pozitif çıkması sonucu müşahede altına alındı. Durumu ağırlaşan Akkul, entübe olarak 21 gün tedavi gördü. Bir aylık tedavi sonucu virüsü tamamen yenen Burak Akkul ile eşi Seda Akkul, hastalık sürecini anlattı.

    “KULUÇKA DÖNEMİNİ LONDRA’DA GEÇİRDİM”

    Seyahat programının çekimi için 3 Mart’ta Londra’ya uçtuğunu belirten Akkul, havalimanında fazla vakit geçirdiğini, Londra’ya vardığında ise hastalık semptomlarının başladığını belirterek, şöyle devam etti:

    “Londra’daki beşinci günde ben öksürmeye başladım ve ateşim çok yükseldi. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda fazla kalmıştım. İnsanlarla o günü iç içe geçirdim. Kuluçka dönemini muhtemelen Londra’da geçirdim. Eşim ve abisinin eşi, sağlık kliniğine giderek sordular ancak ‘Gelmeyin, çok ölümcül durum hissederseniz ambulans çağırın’ dediler. Yabancı ülkede kalmamak gerektiğini düşündüm. Bir de benim tek bademcik iltihabı diye bir rahatsızlığım vardı ve ilgilenen doktor yok diye 10 Mart’ta Türkiye’ye döndük.”

    Türkiye’de ilk önce özel bir hastaneye başvurduklarını, doktorların tek bademcik iltihabı teşhisi koyduklarını aktaran Akkul, 2 gün sonra durumunun ağırlaştığını bunun üzerine Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’ne gittiklerini ifade etti.

    “UYUMA SÜRECİNDE ÇOK FARKLI KABUSLAR GÖRDÜM”

    Akkul, Kovid-19 testinin pozitif çıkmasıyla karantina odasına alındığını, 17 Mart tarihinde de akciğerdeki hastalığının ilerlemesinden dolayı uyutulduğu belirterek, “Bu uyuma sürecinde çok farklı kabuslar gördüm. Kabuslar görüp uyandığım için çok durağan, çok hareketsiz bir dönem geçirdim. İlacın etkisi geçip uyandırılmaya başladığım zaman sorulara geç cevap verdiğim bir dönem yaşadım.” diye konuştu.

    “21 GÜNDE 17 KİLO VERDİM”

    Akkul, normal odaya çıkarıldıktan sonraki süreci ise şöyle anlattı:

    “Servise çıkarıldım, ilacın etkisinden dolayı elim, ayağım tutmuyordu. Seda da pozitiften negatife dönmüştü, 5 gün aynı odada kalabildik. 21 günde 17 kilo verdim. Beş gün içerisinde yemek yemeyi tekrar öğrendim. Çünkü koronavirüsten dolayı tatsızlık vardı, yemekten tat alamıyordum. Hastanenin 32. günü eve taburcu oldum.”

    Türkiye’nin pandemi sürecinde hızlı bir şekilde kanalize olduğunu ve ivedi bir şekilde Kovid-19’la mücadeleye başlanmasını büyük bir başarı olarak değerlendiren Akkul, “Bugüne kadar Türkiye’de böyle bir pandemi vakası görülmüş değil fakat buna rağmen bütün hastaneler bir anda kendini pandemiyle mücadeleye çevirdi. Hem Sağlık Bakanlığımız, doktorlarımız hem de halkımızın bilinci Türkiye’de bence çok hızlı oturdu. Bizi takip eden, dualarını esirgemeyen ve hem bize bu enerjiyi veren izleyicilerimize hem de sağlık ekiplerimize çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    “ÇOK CİDDİ BİR HASTALIK, BUNU YAŞAMAYAN BİLEMEZ”

    Akkul, salgının hala bitmemiş olduğunu hatırlatarak vatandaşlara şu uyarılarda bulundu:

    “Hastalık geçmiş değil, bitmiş değil. Koronavirüs çok ciddi bir hastalık, bunu yaşamayan bilemez. İnsanların konvoylar halinde tatile çıkmasını hala anlamıyorum. Değil hastanede 30 gün geçirmek, yoğun bakımda bunun tedavisinin bir gününe şahit olsanız, oradaki hastaların ve hasta yakınlarının hissettiklerini bir bilseniz değil sokağa çıkmak camdan dışarıya burnunuzu çıkarmazsınız. Bu hastalık ‘Sonuna kadar bitti’ denilmeden ya da aşısı bulunmadan, zorunlu haller haricinde keyfi olarak ‘Tatile gidelim’, ‘Denize girelim’ şeklinde kesinlikle bu yaz böyle bir lüks yapılmamalı.”

    İnsanların büyük olayları çabuk unutabildiğine dikkati çeken Akkul, seyahat programlarını bu yaz yapmayacaklarını, vaktini seyahat yazısı yazarak ve ‘Çok Gezenti 2’ kitabını yazarak geçireceğini söyledi.

    “BURAK’I KAYBETTİĞİMİZE DAİR BİR MESAJ OKUYUNCA…”

    Seda Akkul, tedavi sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı:

    “Semptomları mide bulantısı, kas ağrısı şeklinde geçiriyordum ama o sırada Burak’ın durumu çok daha ağır olduğu için kendi semptomlarımı çok göremedim. Burak’ın uyutulduğu gün sosyal medyada maalesef Burak’ı kaybettiğimize dair bir mesaj okudum. Bakarken bunu gördüm ve semptomlarımı tetikledi, ambulansla hastaneye kaldırıldım. Karantina altında tedavi gördüm, 15 gün sonra test sonucum negatife döndü.

    Aynı hastanede yattığımız halde yoğun bakıma inip Burak’ı göremedim. Öyle bir süreç. Doktorlar belirli saatlerde arıyor, nefesinizi tutup aramalarını, bilgi vermelerini bekliyorsunuz. O süreçte ben de pozitif olduğum için yakınlarım, ailem gelemedi. Abim gelip apartmanın önünde bekliyordu ama eve çıkamıyordu. Çok garip, böyle bir film izlesem inanamayacağım, aklıma getiremeyeceğim, kurtulunca da ‘çok şükür’ dediğimiz bir süreci atlattık.”

  • Kilolu çıktım demişti! Bu sefer bikinili yakalandı

    Kilolu çıktım demişti! Bu sefer bikinili yakalandı

    FOX TV ekranlarında yayınlanan Yasak Elma dizisinin Yıldız Argun’u Eda Ece, basketbolcu sevgilisi Buğrahan Tuncer ile Bodrum’da ilk kez yan yana görüntülendi. Ece karantina sonrasında tatile giden ünlüler arasında…

    Yasak Elma dizisinin Yıldız Argun’u Eda Ece karantina sürecini evde geçirmişti.

    Ece evden çıkmamış zaman zaman sosyal medya detoksu yapmıştı. Eda Ece de pek çok ünlü isim gibi karantina sonrası soluğu tatilde aldı.

    Eda Ece Anadolu Efes takımında forma giyen basketbolcu sevgilisi Buğrahan Tuncer ile Bodrum’da Magazinburada tarafından ilk kez yan yana görüntülendi.

    Genç aşıklar, Bodrum merkezdeki lüks villalardan birini kiraladı.

    Ayrılık yok! Sevgilisiyle tatil yapıyor

    Oyuncu Eda Ece ve basketbolcu Buğrahan Tuncer de yaz sezonunu geçtiğimiz gün açtı. Sevgililer tatil tercihlerini Bodrum’dan yana kullandı.

    Merkezde hizmet veren bir otelin lüks villalarından birini kiralayan çift, önceki gün havuz başında objektife yansıdı. Eda Ece gününü güneşlenerek geçirmeyi tercih etti, Buğrahan Tuncer ise bir süre antrenman yaptıktan sonra havuza girerek serinledi.

    Eda Ece bir ara mavi bikinili olarak da görüntüye girdi. Bol bol telefonla konuşan Ece zaman zaman da kitap okudu.

    Eda Ece geçtiğimiz sene Çeşme’de tatil yaparken mayolu görüntülenmişti. Ece o görüntüleriyle ilgili “4 tane bikini giydim, üşüdüm. Birinde mayo giyeyim dedim, onu çekmişler. Kilolu çıkmışım. Arkadaşlar bana hiç acımamış. ‘Kilo aldı’ diye haberler çıktı” demişti.

    Eda Ece ve sevgilisinin karantina sürecinde ayrıldığı iddia edilmiş; ikili tüm fotoğraflarını kaldırmıştı. Takipten de çıkan iki ünlü isim daha sonra ise yeniden birbirlerini takip etmeye başlamıştı.

  • Bikinili pozu ile sosyal medyayı salladı!

    Bikinili pozu ile sosyal medyayı salladı!

    Tatil sezonunu açan ünlü oyuncu Demet Özdemir, teknede çekilen bikinili pozunu Instagram hesabından ‘kavuştuk’ notuyla paylaştı.

    Doğduğun Ev Kaderindir dizisinde İbrahim Çelikkol’la kamera karşısına geçen Demet Özdemir, koronavirüs salgınının ülkemizde boy göstermesinin ardından setlere ara verilmesiyle evinde karantinaya girmişti. Bir kaç aydır evinden çıkmayan oyuncu, seyahat yasaklarının kalkmasının ardından soluğu tatilde aldı.

    Demet Özdemir tekne turunda çekilen bikinili bir fotoğrafını “kavuştuk” notuyla Instagram’dan paylaştı.

  • “Virüsün denizden bulaştığına dair kanıt yok”

    “Virüsün denizden bulaştığına dair kanıt yok”

    Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, corona virüs günlük vaka sayısında iyi bir yerde olduklarını söyledi.

    Prof. Dr. Çelik, “Açıklanan rakamların son derece iyi olduğunu söyleyebilirim. Bir vaka olacak ve mutlaka birilerine bulaştıracak. Aile kümelerini görüyoruz. Onları biz alıp tedavi ediyoruz veya izole ediyoruz. Acele etmemek lazım. Çünkü koronavirüs durumu, bıçak gibi kesilmesini beklediğimiz bir olay değildir” diye konuştu.

    ‘KURALLARA UYULMAZSA, VAKA SAYISINDA ARTIŞ BEKLEYEBİLİRİZ’

    Corona virüse karşı alınacak tedbirlerin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Çelik, “Bundan sonraki aşamada en önemli belirlenecek faktör, insanlarımızın davranışlarıdır. İnsanlar sosyal mesafeye uymayıp, maskelerini takmazlar ve hijyen kurallarına gereken önemi göstermezlerse vaka sayılarında bir artış bekleyebiliriz. Bu gayet doğal bir şeydir. Bulaşı engelleyecek adımlar atmamız gerekiyor.

    Tüm insanlarımızın ve vatandaşlarımızın buna çok dikkat etmesi gerekiyor. Tanımadığı kişilerden uzak durması, maskeli gezmeleri, yakın olacaklarsa 1,5 metre kuralını ihmal etmemeleri gerekir. Kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçınmalarını öneriyorum. Asıl vaka artışını belirleyecek olan vatandaşlarımızdır. En önemli konu budur” dedi.

    ‘DENİZDEN VİRÜS BULAŞTIĞINA DAİR KANIT YOK’

    Yaz tatilinde deniz kıyısına gitme düşüncesinde olanlar için de önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. İlhami Çelik, “Corona virüsün denizden bulaştığına dair hiçbir kanıt yok. Oradan bulaşabilecek başka mikroorganizmalar var. Özellikle bakteriler var. Deniz suyunun temiz olup olmadığını anlamak için koli basiline bakılır. Bu aşamada virüsün buradan bulaştığına dair bir kanıt yok. İnsanların teorik olarak bulaşmayacağını bilmesi gerekiyor.

    Havuzda ise, klorlanma süreci önemlidir. Yeteri kadar klor varsa burada virüsün yaşaması imkansızdır. İnsanlar bir başkasının tükürüğünü yutarlarsa yakın mesafeden sıkıntı olabilir. O açıdan sosyal mesafe kurallarına uyulması gerekiyor. Deniz için böyle bir risk söz konusu değildir. Özellikle plajda veya havuzda şezlonglarda yatarken eğer birbirlerine çok yakın duracaklarsa bunlardan kaçınmaları gerekiyor. Bilim Kurulu’nda bununla ilgili bir rehberlik yayımlandı. Tüm oteller önlemlerini alıyorlar. Vatandaşlarımızın da bu kuralları bilmesi ve riayet etmesi en önemli faktörlerden biri olarak gözüküyor” ifadelerini kullandı.

    ‘HİJYENE ÇOK DİKKAT EDİLMELİ’

    1 Haziran’dan sonra hizmet vermeye başlayacak restoran ve kafelere ilişkin de Prof. Dr. Çelik, “Kalabalık ve kapalı ortamda duruyorsanız risk her zaman artar. O kapalı alanlarda mümkün mertebe işinizi çabuk bitirip, oradan ayrılmanız önem arz ediyor. Mutlaka yemek yeme durumunda kalacaksanız sosyal mesafe kurallarına uymanız gerekiyor. Masanın yan yana olmaması, başka insanlarla çok yakın mesafede olmamanız önemlidir. Yemekler hijyenik ortamda hazırlandıktan sonra sıkıntı yok. Restoran ve kafelerde çalışan insanların hijyene çok dikkat etmesi gerekiyor” dedi.