Etiket: tazminat

  • Baret takmadı hem işinden hem tazminattan oldu

    Baret takmadı hem işinden hem tazminattan oldu

    Tam 7 senedir çalıştığı maden şirketinde hakkında ‘baret takmıyor’ tutanağı tutulduktan hemen sonra kovulan işçi, yargıya başvurdu. İş Mahkemesi, ‘İşveren 7 senedir neredeydi’ derken Yargıtay, baret takmayan işçinin tazminatsız kovulmasının önünü açtı.

    Özel bir maden şirketinde 7 senedir çalışan işçi, iddiaya göre baret takmayarak iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle tazminatsız kovuldu.

    3. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan davacı, iş akdinin haksız ve tek taraflı olarak sonlandırıldığını, iş akdinin feshinden sonra çalışmasının karşılığı olan kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti.

    Davalı işveren; davacının çalışma hayatı boyunca çok sayıda hata yaptığını, disiplin kurallarına uymadığını, bu hataları sebebiyle hakkında tutanaklar tutulduğunu, savunmasının istendiğini ve disiplin cezası verildiğini, iş güvenliğini tehlikeye sokmak fiilinin cezayı gerektiren haller arasında olduğunu savundu.

    Davacı işçinin sara hastalığı sebebiyle baş ağrısına sebep olduğu gerekçesiyle baret takmadığına dikkat Mahkeme; davacının baretin baş ağrısına sebep olması sebebiyle takmadığını bildirdiğine, baret takmamanın işyeri güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, fakat davalı tarafın 7 yıl 10 ay 17 gün çalışan davacı için fesihten birkaç gün önce tutanak düzenlemeye başladığına vurgu yaptı.

    Davacıdaki bu hastalık dikkate alınarak başka bir tehlikesiz bölümünde çalıştırılma imkanı araştırılmadan işten çıkarıldığı, feshin haklı sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verdi. Kararı davalı şirket temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Yargıtay kararında; işverenin, özen borcu kapsamında işçiyi her türlü tehlikeden korumakla mükellef olduğunu, işçinin de sadakat borcu kapsamında kendisini, işvereni, iş yerini ve işyerinde çalışan diğer işçileri korumakla sorumlu olduğu vurgulandı. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 417/II. Maddesinde, ‘işveren iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür’ hükmünün aldığı hatırlatıldı.

    Çalışanların da işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda işyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek konusunda sorumlulukları olduğu dile getirildi.

    Kararda şöyle denildi: “Dosya içeriği, işverence tutulan tutanaklar ve tanık beyanlarına göre davacının davalı işyerinde değirmen katında çalıştığı, İş güvenliği talimat ve tutanağına göre işyerinde baret takmanın gerekli olduğu, davacının baret takmadığı anlaşılmıştır. Davalı işveren tarafından davacının iş sözleşmesi İş Kanunu’nun 25/II-(ı) maddesi uyarınca süresi içinde derhal sona erdirilmiştir. Buna göre davalının iş sözleşmesini haklı nedenle fesh ettiğinin kabulü ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulü hatalıdır. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

  • Kıskanç eşe tazminatın önü açıldı

    Kıskanç eşe tazminatın önü açıldı

    Eşine karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunan erkeklere kötü haber Yargıtay’dan geldi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, “Kadının aşırı kıskançlığı, erkeğin güven sarsıcı davranışlarından kaynaklanıyorsa kıskançlık kadına kusur olarak yüklenemez. Bu durumda az kusurlu olan kadına tazminat ödenmeli” kararına imza attı.

    Bir süredir geçimsizlik yaşayan karı koca, Aile Mahkemesine başvurarak karşılıklı boşanma davası açtı. Davacı karşı davalı koca, eşinin çok kıskanç olduğunu öne sürdü. Davalı karşı davacı kadın ise eşinin başka kadınlarla görüşerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu iddia etti, Aile Mahkemesi, davacı-davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarının olduğu, ayrıca evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediği; davalı-davacı kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının da hafif kusurlu olduğuna hükmetti.

    Kararı davacı karşı davalı koca istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, erkeğin evlilik birliğini devam ettirmek istemeyerek evden ayrıldığı ve güven sarsıcı davranışlarının olduğuna, kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu ve aşırı kıskanç olup eşine baskı yaptığından bahisle tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmetti. Erkeğin kusur tespiti ile tazminatlara yönelik başvurusunu kabul eden Bölge Adliye Mahkemesi, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verdi. Kararı davalı-davacı kadın temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dâiresi girdi.

    Erkeğin evden ayrılarak evlilik birliğini devam ettirmek istemediği ve güven sarsıcı davranışlarının olduğunun sabit olduğunun vurgulandığı Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:

    “Bölge Adliye Mahkemesince kadına kıskançlık sebebiyle eşine baskı yaptığı kusuru yüklenmişse de, kadının kıskançlığı erkeğin süregelen güven sarsıcı davranışlarına tepki niteliğindedir. Bu yüzden kadına kıskançlığın kusur olarak yüklenmesi yerinde görülmemiştir. Evden ayrılarak evlilik birliğini devam ettirmek istemeyen ve güven sarsıcı davranışları bulunan erkek güven sarsıcı davranışları bulunan kadına göre ağır kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davalı-davacı kadın yararına Türk Medenî Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Erkeğin kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabul edilerek kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yerinde görülmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dâiresinin kararının kusur belirlemesi ve maddi-manevi tazminatlar yönünden bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

  • Mesai arkadaşını öptü tazminatsız kovuldu

    Mesai arkadaşını öptü tazminatsız kovuldu

    Gönül ilişkisi yaşadığı mesai arkadaşını iş yerinde öpmeye kalkışan işçi tazminat ödenmeden kovuldu. Bakırköy İş Mahkemesi’nin ‘tazminat almalı’ kararı Yargıtay’dan döndü. Yüksek Mahkeme’nin kararı, işyerinde mesai arkadaşıyla gönül ilişkisi yaşayıp ahlaka mugayir davranış sergileyenler için emsal teşkil edecek.

    Bir mağazada satış temsilcisi olarak çalışan delikanlının, iddiaya göre duygusal ilişki yaşadığı mesai arkadaşı genç kızı işyerindeyken öpmeye kalkışması güvenlik kameralarına takıldı. Kısa sürede çalışanlar arasında dedikoduya sebep olan aşk kaçamağı müdürün kulağına gitti. Mağaza müdürünün raporu doğrultusunda delikanlı, işveren tarafından ahlaka mugayir davranışları gerekçe gösterilerek tazminat ödenmeden kovuldu. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan genç, tam 12 sene çalıştığı işinden hiçbir haklı neden ve gerekçe göstermeksizin kovulduğunu belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti.

    Mahkemede savunma yapan işveren ise davacının çalıştığı mağazada birlikte çalıştığı kadın ile aralarında gönül ilişkisi ve ahlaka mugayir davranışları olduğunu öne sürdü. Olayın işyerinde dedikodulara sebebiyet verdiğini anlatan davalı, yapılan inceleme ve kamera incelemelerinde davacı ile kadın arkadaşının olumsuz davranışlarının saptandığını, bunun üzerine çalışanlardan savunma istendiğini dile getirdi. Davacının, sevdiği bayanı öpmeye kalkışmasının kamera görüntülerine de yansıdığına dikkat çeken davalı patron, davacının iş akdinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeniyle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etti. İş Mahkemesi, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı davalı işveren temyiz erince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Mağaza içi özel hayatı kapsamaz

    Davacının işyerindeki bir bayanla gönül ilişkisi yaşadığına dikkat çekilen Yargıtay kararında, davacı satış temsilcisinin kadın çalışanı iş yerinde öpmeye çalıştığı hatırlatıldı. Geçtiğimiz günlerde açıklanan kararda şöyle denildi: “Davacının, mesai arkadaşını öpmeye çalıştığına dair girişimi güvenlik kameraları tarafından kaydedilmiştir. Olaya güvenlik kameralarının kaydı nedeni ile vakıf olan davalı işverenin davacı işçiyi bu fiili nedeniyle işten çıkarttığı anlaşılmaktadır. Özel hayat ve özel hayatın gizliliği kuralı iş yerinde ve başka bir çalışana karşı alenen yapılan fiili kapsamaz. Feshe konu edilen davranış kadın işçi tarafından da savunma tutanağında kabul edilmişken, davacı işçinin iş yeri ortamında başka bir çalışan ile yukarıda açıklanan şekilde bir olay yaşaması iş yeri kurallarına ve genel ahlak kurallara aykırı olduğundan davalı işveren feshi haklıdır.

    Açıklanan nedenle Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir”
    Öte yandan emsal nitelikteki kararla birlikte, işyerinde benzer davranış sergileyenlerin tazminatsız şekilde kovulmasının önü açılmış oldu.

  • Erdoğan’a 100 bin TL tazminat ödeyecek

    Erdoğan’a 100 bin TL tazminat ödeyecek

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, tank palet fabrikası sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 100 bin TL tazminat ödemeye mahkum oldu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 100 bin lira manevi tazminat kazandı.

    Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmaya, taraf avukatları katıldı.

    Avukatların beyanlarının ardından hakim, davayı kısmen kabul ederek, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a 100 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmettiğini açıkladı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın’ın açtığı davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun 26 Kasım 2019’da CHP TBMM Grup Toplantısı’nda Tank Palet Fabrikasına ilişkin açıklama yaparken Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu belirtilmişti.

    Davada, Kılıçdaroğlu’ndan 250 bin lira manevi tazminat talep edilmişti.

  • Yargıtay’dan milyonlarca işçiyi ilgilendiren karar

    Yargıtay’dan milyonlarca işçiyi ilgilendiren karar

    Milyonlarca işçiyi yakından ilgilendiren emsal nitelikteki karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nden geldi.

    Yüksek Mahkeme; işçiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğunu öne süren işverenin fazladan kullanılan iznin parasal karşılığını isteyemeyeceğine hükmetti.

    Fazla mesai ve yıllık izin ücretlerinin ödemesi konusunda ihtilaf yaşayan işçi ile işveren İş Mahkemesi’ne müracaat ederek karşılıklı alacak davası açtı. Davacı karşı davalı işveren; davalı karşı davacı işçinin, haklı neden olmaksızın işyerini terk ettiğini, davalının doktora sınavlarına hazırlanmak üzere haftada bir gün izin istediğini, fakat davalının yerine çalışacak personel olmaması ve yıllık izin hakkının da bulunmadığından bu talebinin reddedildiğini öne sürdü.

    Davalının kurban bayramından sonra işe gelmediğini, hakkında tutanak tutulduğunu, davalı işçinin noter ihtarnamesi ile taleplerde bulunduğunu ileri sürerek, ihbar tazminatı ve fazla kullandırılan 7 günlük izin ücretinin yasal faizi ile birlikte davalı işçiden tahsiline karar verilmesini talep etti.

    Davalı karşı davacı işçi ise müşteri temsilcisi olarak işe başladığını, ancak sigorta bildiriminin geç yapıldığını iddia etti. Bu durumun düzeltilmesini talep ettiğini, ancak düzeltme yapılmadığını, ayda 10-15 gün fazla çalışma yaptığını, çalışmasının karşılığının ödenmediğini, iş akdini haklı nedenle feshettiğini savunarak asıl davanın reddini istedi. Karşı dava yönünden ise kıdem tazminatı, ikramiye, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacağının davacı karşı davalı işverenden tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürdü. Tarafları dinleyen İş Mahkemesi; davalı işçinin 2 yıl kıdemi karşılığında yıllık ücretli izin hakkının 28 gün olduğu, ancak 34 gün izin kullandığı, dolayısıyla hak ettiği yıllık izin süresini 6 gün aştığı, bu durumda davacı işverenin davalı işçiden 6 günlük yıllık izin ücreti almaya hak kazandığına hükmetti.

    Davalı karşı davacı işçi yönünden ise iş akdinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini ispat yükünün davacı işverene ait olduğu, davacı işverenin bunu ispatlayamadığına dikkat çekti.

    Mahkeme; davalı işçinin işe giriş bildiriminin geç yapıldığı, bu durumda davalı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı doğduğu, davalı karşı davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne ihbar tazminatı ve fazla kullanılan yıllık ücretli izin alacağının davalı işçiden alınarak davacı karşı davalı işverene verilmesine karar verdi. Karşı davanın ise kısmen kabulüne kıdem tazminatı ve ikramiye alacağının davacı karşı davalı işverenden alınarak davalı karşı davacı işçiye verilmesine hükmetti. Kararı hem işçi hem de işveren temyiz etti. Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.

    Daire; işverenin fazla kullandırdığını öne sürdüğü yıllık iznin parasal olarak işverence talep edilemeyeceğine dikkat çekti.

    Kararda; “Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere iş sözleşmesi, davalı karşı davacı işçinin haklı feshi ile sona ermiştir. İş sözleşmesi işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğine göre, davacı karşı davalı işverenin talep ettiği ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır. İşverenin işçiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmenin yasal bir dayanağı yoktur. Bu nedenle davacı karşı davalı işverenin davalı karşı davacı işçiye fazladan kullandırdığı 6 gün için talep ettiği alacağın reddi gerekirken kabulü de ayrıca hatalıdır. Temyiz olunan kararın, bozulmasına oy birliği ile hükmedildi.”

  • Somalı madencilerin tazminatları ödenmeye başladı

    Somalı madencilerin tazminatları ödenmeye başladı

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Somalı madencilerin tazminatlarının ödenmeye başladığını açıkladı. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, Soma Kömür İşletmelerine bağlı Atabacası, Işıklar ve Geventepe ocaklarında çalışan 2.395 işçiye toplam 102 milyon TL’lik tazminat ödemelerininin yapıldığı belirtildi.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Soma Kömür İşletmelerine bağlı çalışan 2 bin 395 işçiye 102 milyon TL’lik tazminat ödemesi yapıldığını duyurdu.

    Bakanlık, Twitter’dan paylaştığı gönderide, tazminat ödemelerinin başladığını ve ödeme hak eden 3 bin 624 kişi olduğunu belirtti.

  • Kılıçdaroğlu AİHM davasını kazandı

    Kılıçdaroğlu AİHM davasını kazandı

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) açtığı ”ifade özgürlüğü” davasını kazandı.

    Partisinin TBMM grup toplantılarında yaptığı konuşmalarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanıp tazminata mahkum edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu mahkumiyet kararlarına itiraz amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) dava açmıştı.

    Kılıçdaroğlu, “ifade özgürlüğü” davasını kazandı.

    1’E KARŞI 6 OY

    Karar 1’e karşı 6 oyla alındı. Tek muhalif oy Türk yargıç Saadet Yüksel’den geldi.

    AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü güvence altına alan maddesinin ihlal edildiği sonucuna vardı.

    6 BİN 385 EURO MADDİ, 5 BİN EURO MANEVİ TAZMİNAT KARARI

    Mahkeme, Ankara’nın Kılıçdaroğlu’na 6 bin 385 euro maddi, 5 bin euro da manevi tazminat ödemesini kararlaştırdı.

  • Düğünde patlayan havai fişek kabusu oldu

    Düğünde patlayan havai fişek kabusu oldu

    İstanbul’da arkadaşının düğününe giden Selime Kılıç, havai fişeğin dizine saplanması sonucu sakat kaldı. Düğünde yaşanan korku dolu anlar cep telefonu kamerasına yansırken Kılıç’ın avukatı Selim Babaoğlu, 350 bin liralık tazminat davası açtıklarını belirtti.

    Olay 7 Temmuz 2019 tarihinde Sarıyer’deki bir düğün ve eğlence mekanında gerçekleşti. Arkadaşının düğününe davetli olarak katılan 30 yaşındaki Selime Kılıç’ın dizine gelin ve damat yolundaki patlatılan havai fişek saplandı. Hastaneye kaldırılan genç kadın ameliyatlar olmasına rağmen sakat kaldı. Selime Kılıç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Kılıç’ın avukatı Selim Babaoğlu, müvekkilinin hayatındaki değişiklikleri ve hukuki süreci anlattı.

    OLAY ANI KAMERAYA YANSIDI

    Selime Kılıç’ın geçen yaz düğün törenine davetli olarak katıldığını belirten Avukat Selim Babaoğlu, “Gelin ve damadın yürüme yolunda sağlı sollu volkan denilen havai fişekler bulunuyor fakat müvekkilimin bunlardan haberi yok. Diğer davetlilerin de muhtemelen çocuğunun bundan haberi yok. Havai fişekler patladığında içindeki metal tablalardan bir tanesi müvekkilimin diz kapağına saplanıyor ve müvekkilim yere düşüyor” dedi.

    https://www.dailymotion.com/video/x7x33j3

    Olay anına ilişkin görüntülerin de mevcut olduğunu kaydeden Avukat Babaoğlu, “Mekan sahibinin gerek patlamadan önce gerek patlamadan sonra herhangi bir tedbir almadığı görülüyor. Zira ilk müdahale araçtan aldıkları ilk yardım ekipmanlarıyla yapılıyor. Mekan sahiplerinin ve ateşli gösteriyi yapan kişilerin herhangi bir ekipmanı da bulunmuyor. Savcılık dosyasında da bu mevcut. Müvekkilimiz o gün apar topar hastaneye kaldırılıyor, ardından bir dizi ameliyat geçiriliyor. Tabiri caizse protez diz, yeniden yapılıyor” dedi.

    DOKTOR RAPORUNA GÖRE ARTIK HİÇ KOŞAMAYACAK

    Selime Kılıç’ın şu an için merdiven çıkmadığına da değinen Babaoğlu “Doktorların raporuna göre bundan sonraki hayatında hiç koşamayacak. Bu kazadan ötürü daha önce kira vermeden annesine ait bir evde otururken merdiven inip çıkamadığı için tedavi sürecinde kiraya çıkmak zorunda kalıyor. Kira bakımından da bir yük yükleniyor, keza kazadan önce sahada çalışırken müvekkilim kazadan sonra oturarak çalışacağı bir işe geçmek zorunda kalıyor. İşini de değiştirmek zorunda kalıyor. Bundan sonra o iş yerinden çıktığı takdirde girebileceği işler de sınırlı hale geliyor. Yani ekonomik geleceği de tamamen etkilenmiş oluyor müvekkilimin” diye konuştu.

    350 BİN DEĞERİNDE TAZMİNAT DAVASI AÇTIK

    Müvekkilinin henüz 30 yaşında olduğunu dile getiren Babaoğlu “Müvekkilimin eş bulma ihtimali de kazadan ötürü düşüyor. Birincisi bacağında sabit bir iz var, koşma imkanı yok. Bacağını bükemiyor ve tamamen açamıyor. Bundan sonraki hayatının hiçbir döneminde bunları yapamayacak. Biz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Burada sorumlu olarak organizasyonu denetlemekle yükümlü olan mekan sahibinin, organizasyonu hazırlayan firmanın ve ‘Volkan’ denilen havai fişekleri üreten firmanın ayrı ayrı sorumluluğu var. Biz hem ceza davası açtık hem de şimdilik 350 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açtık. Müvekkilimizin de bir an önce mağduriyetinin giderilmesini talep ediyoruz. Zira hiç yaşamaması gereken bir olay hem de güzel bir günde yaşanmış ve hayatı sonsuza kadar değişmiş” ifadelerini kullandı.

  • ABD’nin en ölümcül silahlı saldırısında 800 milyon dolar tazminat

    ABD’nin en ölümcül silahlı saldırısında 800 milyon dolar tazminat

    ABD tarihinin en ölümcül silahlı saldırısı olarak kayıtlara geçen 58 kişinin hayatını kaybettiği Las Vegas katliamında, kurbanların aileleriyle saldırganın kaldığı otel arasında varılan toplam 800 milyon dolarlık anlaşmanın onaylandığı bildirildi.

    Associated Press’in haberine göre, Clark County Bölge Mahkemesi, kurbanların yakınları ile saldırganın kaldığı Mandalay Bay Hotel’in sahibi MGM Resorts arasında 3 yıldır süren pazarlığa son noktayı koydu.

    Yaklaşık 4 bin 400 kişiye ödenecek toplam 800 milyon doları bulan tazminatın 49 milyonunu MGM Resorts’un, 751 milyon dolarını da sigorta şirketlerinin ödeyeceği bilgisi paylaşıldı.

    Dava ile ilgili 2 bin 500 şikayetçiyi temsil eden avukat Robert Eğlet, mahkeme kararına itiraz beklemediklerini, 800 milyon dolar bankaya yatırılır yatırılmaz emekli iki hakim tarafından yıl sonuna kadar yaralılara ve kurbanların ailelerine taksim edileceğini belirtti.

    Ayrıca saldırının 3. yılı nedeniyle bugün Las Vegas’ta saat 10.05’ten itibaren kurbanların isimlerinin okunacağı anma töreni düzenleneceği kaydedildi.

    – Las Vegas katliamı

    ABD’de 1 Ekim 2017’de Las Vegas kentindeki bir konser alanına silahlı saldırı düzenleyen Stephen Paddock adlı Amerikan vatandaşı 58 kişinin ölümüne, 800 kişinin yaralanmasına neden olmuş, bu olay ABD’nin en kanlı toplu silahlı saldırısı olarak kayıtlara geçmişti.

    MGM Resorts’a ait Mandalay Bay Hotel’den yolun karşısındaki konser alanını gören 32. katta bir oda tutan 64 yaşındaki Paddock, yaklaşık 22 bin kişinin toplandığı konser alanına pencereden otomatik silahlarla ateş açmıştı.

    Ardından intihar eden Paddock’un, saldırıda, aparatlarla otomatik silaha dönüştürülmüş birçok tüfek kullanmış olması kamuoyunda tartışmalara yol açmış, birçok kesim bu aparatların yasaklanması için Trump yönetimi üzerinde baskı kurmuştu.

    FBI, saldırganın herhangi bir uluslararası terör örgütüyle bağlantısının olmadığını açıklamıştı.

  • Emrah Serbes “1 milyon 400 bin TL” tazminat ödeyecek

    Emrah Serbes “1 milyon 400 bin TL” tazminat ödeyecek

    İzmir- Aydın yolundaki kazada Ayhan Özçelik (59), eşi Nilgün Özçelik (51) ve kızı Zeynep Özçelik’in (16) ölümüne neden olan, ‘Behzat Ç.’nin senaristi yazar Emrah Serbes’in aileye, 1 milyon 400 bin lira tazminat ödemesine karar verildi.

    Kaza, 22 Eylül 2017’de, saat 04.30 suralarında, İzmir- Aydın Otoyolu Torbalı Kavşağı yakınlarında meydana geldi. İzmir’den Aydın yönüne giden Ayhan Özçelik yönetimindeki 35 TV 9335 plakalı otomobile, arkadan gelen 34 NT 5005 plakalı otomobil çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan Özçelik’in kullandığı otomobil taklalar attı. Kazayı gören diğer sürücülerin durumu bildirmesi üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, sürücü Ayhan Özçelik ve kızı Zeynep Özçelik’in öldüğünü belirledi. Kazada ağır yaralanan Nilgün Özçelik ise Torbalı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yolda kalbi duran ve yapılan müdahalelerle yaşama döndürülen Nilgün Özçelik, Ege Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yoğun bakıma alınan Nilgün Özçelik, kazadan 12 gün sonra yaşamını yitirdi. Kazada ölen baba, anne ve kızları, Manisa’nın Soma ilçesinde toprağa verildi. Kazanın ardından, otomobili kendisinin kullandığını öne süren Kenan Doğru tutuklandı. Behzat Ç. kitaplarının yazarı Emrah Serbes, kazadan 6 gün sonra sosyal medya üzerinden itiraf mektubunu paylaşarak, kazanın sorumlusunun kendisi olduğunu açıkladı. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Serbes, ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma’ suçundan 13 yıl 4 ay, kazadan sonra 34 NT 5005 plakalı otomobili kendisinin kullandığını söyleyen Kenan Doğru ise 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi, tarafların itirazlarını reddederek, kararın hukuka uygun olduğuna hükmetti ve temyiz üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi cezayı onadı. Aldığı cezayı açık cezaevinde geçiren Serbes, koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında bir süre önce tahliye edildi.

    KARAR ÇIKTI

    Kazada annesi, babası ve kardeşini yitiren Ahmet Mert Özçelik tarafından Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan tazminat davasının bugün görülen duruşmasından karar çıktı. Karar duruşmasına, tarafların avukatları katıldı. Özçelik’in avukatı davanın kabulüne karar verilmesini talep ederken, Serbest’in avukatı ise reddini talep etti. Davanın kısmen kabulüne karar veren hakim, Emrah Serbes’in kazada vefat eden Nigün Özçelik ve Ayhan Özçelik için 550’şer bin lira, Zeynep Özçelik için 300 bin lira olmak üzere aileye toplam 1 milyon 400 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti. Söz konusu tazminat, kazanın meydana geldiği 22 Eylül 2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte aileye ödenecek.