Etiket: tazminat

  • Ağustos ayındaki sellerde 200 milyon TL’ye yakın tazminat ödendi

    Ağustos ayındaki sellerde 200 milyon TL’ye yakın tazminat ödendi

    Sigorta sektörü, ağustosta Giresun, Rize, Samsun ve Trabzon’da meydana gelen sel felaketleri sonrası sigortalılara yaklaşık 200 milyon lira tazminat ödedi.

    Türkiye Sigorta Birliği (TSB), geçen ay söz konusu illerde yaşanan sel felaketlerinin bilançosunu açıkladı.

    Açıklamada görüşlerine yer verilen TSB Başkanı Atilla Benli, sigortalıların hasarını tazmin etmek için afetlerin hemen ardından çalışmaya başlandığını belirterek, her zaman sigortalılarının yanında olduklarını bildirdi.

    Yaşanan afetlerin ardından hayatın normale dönmesi için sigorta sektörünün sosyal sorumluluk hassasiyetiyle hareket ettiğini aktaran Benli, şunları kaydetti:

    “Sektör olarak Giresun ve çevre illerde yaşanan sel felaketi sonrası sigortalıların hasarlarının en kısa sürede tespiti ve hasar ödemelerinin yapılması için çalışmalarımıza başladık. Eksperlerimizin yaptığı tespitler sonucu Giresun, Rize, Samsun ve Trabzon’dan sigorta şirketlerinde 244, TARSİM tarafında da 390 olmak üzere toplam 634 hasar dosyası açıldı. Bugüne kadar 200 milyon TL’ye yaklaşan hasar ödemesi gerçekleştirildi. Ekspertizlerin ve ödemelerin tamamlanmasının ardından toplam sigortalı hasarın 255 milyon liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz.”

    “Sigortalı sayısını artırmalıyız”

    Atilla Benli, sektörün, bugün olduğu gibi bundan sonra da sigortalıların hasarlarının tazmini konusunda en hızlı şekilde hareket edeceğini belirterek, ülkedeki sigortalılık oranının artırılması için tüm paydaşlarla iş ve güç birliği içerisinde çalışmalarını sürdüreceklerini bildirdi.

    Türkiye’de depremden sonra en çok gerçekleşen doğal afetin sel olduğunu vurgulayan Benli, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Bu nedenle özellikle konut, iş yeri, kasko, deprem ve tarım sigortası gibi afet sonucu sigortalıların yaralarını saran branşlara yönelik sigortalılık penetrasyonunu artırmak için acentelerimizle birlikte daha fazla çaba sarf etmeliyiz. Sigortanın varlıklarımızın korunması için olmazsa olmaz olduğunu çok çalışarak anlatmamız gerekiyor. Bu sektörümüzün asli sorumluluklarından biridir.”

    Benli, selde zarar yaşayan sigortalıların, hasar tespit işlemleri için sigorta şirketleriyle iletişime geçmesi ve işlemlerini başlatması gerektiğini de bildirdi.

  • Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na tazminat davası

    Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na tazminat davası

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında 2 milyon liralık manevi tazminat davası açtıklarını bildirdi.

  • Bahçeli’den Demirtaş’a tazminat kararına sert tepki

    Bahçeli’den Demirtaş’a tazminat kararına sert tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Merhum Prof. Dr. Erol Güngör’ün “Adalet, bir hakkın haklısına teslimidir.” sözlerine atıfta bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Asırlar içinde halkalar halinde birbirine eklemlenen Türk devlet geleneğinin en mühim, en müessir vasfı adalettir. Büyük devlet ve fikir büyüklerimiz tarafından kaleme alınan siyasetnameler, layihalar, risaleler ve ciltler dolusu eserler adaletin ve adil yönetimin ikamesi ve inkarı olmayacak özelliğine vurgu yapmıştır. Adalet insan onurunun, devlet umurunun ayrılmaz parçasıdır.”

    15 Temmuz darbe girişimi

    Bahçeli, Türkiye’nin 15 Temmuz’da dar kadrolu ve asker kisvesine bürünen hain FETÖ tarafından işgal edilmek istendiğini hatırlatarak şöyle devam etti:

    “O meşum ve melun gece ilk günkü etkisini milli vicdanda hala korumaktadır. Darbeci teröristler tarafsız ve objektif Türk mahkemeleri önünde hesap vermişlerdir. Zaman ve süreç içinde FETÖ ile ilişki ve irtibat içinde olan bazı isimler kimi zaman CHP kimi zaman da farklı çevreler tarafından sahiplenilmiş ve desteklenmişlerdir. Hüviyetlerini milletimizin açıkça bildiği bu şahıslar ‘hakkı yenmiş mağdurlar’ olarak gösterilmişlerdir.”

    Selahattin Demirtaş ile ilgili mahkeme kararı

    Anayasa Mahkemesinin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin, “En son, terörist (Selahattin) Demirtaş ile ilgili hak ihlali kararı verilmesi, üstelik Türk devletinin 50 bin lira tazminat ödemesine hükmedilmesi haklı olarak vicdanları sızlatmıştır.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Adalet suçu aklamak, suçluyu temize çıkarmak değil, hak ve hukuk neyi öngörüyorsa aynen yapmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Bugün aynı zamanda ülkücü şehit Mustafa Türköne’nin şehadetinin 41’inci yıl dönümü olduğunu anımsatan Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

    “23 Haziran 1979’da 21 yaşındayken şehit düşmüştü. Ağabeyi Mümtaz’er Türköne ise cezaevindedir. Mümtaz’er Türköne’yi öğrencilik yıllarından itibaren tanırım. Aleyhe de pek çok yazısı ve beyanatı olmuştur. Ülkücü şehidimizin ağabeyi olan ve geçmişte davamıza emek vermiş Mümtaz’er Türköne’nin gerçekten suçlu olup olmadığına karar verecek yegane merci Türk adaletidir.

    Adil ve hakkaniyetli yargılamayla Mümtaz’er Türköne’nin üzerine atılı isnatların netleşmesi de mümkün olacaktır. Dileğim bir haksızlık varsa bunun acilen düzeltilmesidir. Osman Kavala’nın, Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın ve daha pek çok sorunlu kişinin masum gösterilmeye çalışıldığı bir yerde şehit ağabeyi Mümtaz’er Türköne’nin davası tekraren ve titizlikle değerlendirilmelidir.”

  • Kıdem tazminatında yeni düzenleme

    Kıdem tazminatında yeni düzenleme

    Kıdem tazminatı ile karma bir model olarak uygulamaya girmesi öngörülen tamamlayıcı emeklilik sisteminin, meclisin Ekim ayında başlayacak önümüzdeki yasama yılında ele alınacağı belirtildi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile işçi ve işveren temsilcilerini kabul etti.

    TOBB, TİSK, Türk-İş ve Hak-İş genel başkanlarının katıldığı görüşmede, tamamlayıcı emeklilik sistemi ve kıdem tazminatında değişiklik hazırlıkları ele alındı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, tamamlayıcı emeklilik sistemi ile kıdem tazminatinda fon kurulmasını öngören düzenlemede kararlı olduklarını vurguladı.

    İşçi ve işveren temsilcilerine, önerilerini hazırlayıp ekonomi yönetimine iletmelerini belirten Cumhurbaşkanı, tarafların aralarında mutabakat sağlamasına önem verdiklerini kaydetti.

    İşçi ve işveren temsilcilerinden süreyi uzatmadan değişiklik önerilerini hazırlaması istenirken, bu yasama yılının tamamlanmasına kısa bir süre kalması nedeniyle düzenlemenin meclis görüşmelerinin Ekim ayı sonrasında olacağı belirtildi.

    İstihdam kalkanı paketi içinde yer alacağı açıklanan diğer düzenlemelerin yer aldığı yasa teklifinin ise kısa süre içinde meclise sunulması bekleniyor.

  • Somalı maden işçilerinden tazminat eylemi

    Somalı maden işçilerinden tazminat eylemi

    Manisa’nın Soma ilçesinde çok sayıda yaralamalı ve ölümlü iş kazasının meydana geldiği gerekçesiyle kapatılan yeraltı Uyar Madencilik işçilerinin ödenmeyen tazminatları için eylem düzenlendi. 748 işçinin 15 milyon TL civarındaki tazminat alacağı için işçiler, “Artık sesimizi ne zaman duyacaksınız” diyerek alın terleri olan tazminatlarının ödenmesini istedi.

    Manisa’nın Soma ilçesinde kapatılan bir kömür madeninin işçileri tazminatlarını alamadıkları gerekçesiyle eylem yaptı. Türkiye Maden İşçileri Sendikası da işçilerin haklı mücadelesinde yanlarında olduklarını belirtti ve eyleme destek verdi. Eyleme CHP Soma İlçe yöneticileri de katıldı.

    Soma’da 2013 yılına kadar Uyar, Darkale, Şahin, Azyak gibi isimlerle üretim yapılan maden ocağında arka arkaya meydana gelen göçük ve iş kazalarında çok sayıda işçi yaralanırken bazı işçiler de hayatını kaybetmişti. Sürekli meydana gelen iş kazaları dolayısıyla 2013 yılında kapatılan maden ocağında 7 yıldan bu yana kadar işçilerin tazminatları ödenmemesi üzerine Türkiye Maden İşçileri Sendikası öncülüğünde işçiler eylem yaptı. Fatih Caddesi üzerinde toplanan işçiler, sessiz bir şekilde yaklaşık 1,5 kilometre uzaklıkta bulunan kapatılan Uyar Maden Ocağı önüne kadar yürüyüş yaptı.

    Burada işçiler adına açıklama yapan mağdur işçilerden Yunus Ermek, “Uyar Madencilik’de çalışan arkadaşlarımız çalışma sürecinde alınmayan tedbirler ve çıkan yangınlar sonucunda şehit verdiğimiz arkadaşlarımız, geride bıraktığı aileleri ve bizler 2013 yılında kapanan Uyar Madencilik’ten 7 yıl geçmesine rağmen haklarımızı alamadık ve onca ailenin ve bizlerin içindeki yangın sönmedi. Mahkemelerimizin sonucunda bizlere beyan ettikleri mal varlığının olmadığını gösterdiler. Şu an ise Uyar Madencilik’in kendi iş sahasında toz kömürü çıkartıp satmaya çalışıyor. Devlet yetkililerine sesleniyorum ve bu paralarımızı vermekte yükümlü olan kişilere mağduriyetimiz ne zaman giderilecek. Artık sesimizi ne zaman duyacaksınız?” dedi.

    Uyar Madencilik sahiplerinin bir dosya dolusu mal varlığı olduğunu belgeleriyle gösteren işçiler, hala haklarını alamadıklarını belirterek bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceklerini söyledi. Öte yandan işçiler, toplamda 748 işçinin 15 milyon lira alacakları olduğunu vurguladı.

    Ermek, 748 Uyar Madencilik mağduru işçiden 10’unun da Soma maden kazasında hayatlarını kaybettiğine dikkat çekti.

    Biri bacağını diğeri gözlerini kaybetti

    Eyleme Uyar Madencilik’de çalışırken 2007 yılında meydana gelen iş kazasında bacaklarını kaybeden İdris Sarıkaya ile yine aynı iş kazasında gözlerini kaybeden Ali Kandemir de arkadaşlarının yanında eyleme destek verdi.

    Davayı kazandılar 13 yıldır tazminatlarını alamıyorlar

    47 yaşındaki İdris Sarıkaya da, maden ocağında çalışırken 2007 yılında iş kazası geçirdiğini ve ayaklarını kaybettiğini söyleyerek, “2007 yılında Soma Uyar Madencilikte meydana gelen iş kazasında arkadaşım Ali Kandemir ile birlikte 5 kişi iş kazası geçirdik. Ben yüzde 48 engelli kalarak ayaklarımı kaybettim. Arkadaşım Ali Kandemir de yüzde 100 engelli kalarak gözlerini kaybetti. O günden bu yana açmış olduğumuz hukuk davasını kazanmamıza rağmen adımıza çıkan tazminatları 13 yıldan bu yana alamadık. Duyduk ki şu an hala o maden sahibinin olan maden sahasındaki hafriyatların satıldığını öğrendik. Burada kamyonlar, kepçeler hafriyat yapıyormuş. Biz haklarımıza almak için şu an buradayız. Buradaki arkadaşlarımızın hepsi de bizim gibi mağdurlar. Kimse buraya ziyarete, pikniğe gelmedi. Bu arkadaşlarımızla birlikte tüm haklarımızın ödenmesini istiyoruz. Bu hafriyatı kim alıyorsa bu iki gözün, bu kopan bacakların bedelini, bu insanların alın terlerini versinler. Yasa dışı bir şey yapmıyoruz. 13 yıl oldu haklarımızı istiyoruz” dedi.

    “12 bin üyesi bulunan Türkiye Maden İşçileri Sendikası yanınızda”

    Türkiye Maden İşçileri Sendikası Şube yöneticilerinin de katıldığı eylemde konuşan Soma Şubesi yöneticisi Selçuk Metin de, “Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak işçilerimizin bu haklı davasında yanlarındayız. Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir. Tazminatlar konusunda basında çıkmasak da tazminatların ödenmesi noktasında girişimlerimiz her daim devam etti ve devam ediyor. Bundan sonraki süreçte her türlü eylem etkinlik ve mücadelede 12 bin üyesi bulunan Türkiye Maden İşçileri Sendikası yanınızda olacaktır. Her türlü kararınızda da sendika olarak altına imzamızı atacağız. Taşkınlıklar yapmadan haklı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Açıklamaların ardından işçiler olaysız bir şekilde dağıldı.

  • 5 soruda kıdem tazminatı düzenlemesiyle ilgili bilinenler

    5 soruda kıdem tazminatı düzenlemesiyle ilgili bilinenler

    Hükümet ve sendikalar ‘İstihdam Kalkanı’ projesi kapsamında kıdem tazminatlarında işçi aleyhine pek çok düzenleme içeren ‘Tamamlayıcı Emeklilik Düzenlemesi’ için görüştü.

    Çalışma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak dün işçi ve işveren temsilcileriyle yeni düzenleme hakkında toplantı yaptı.

    İşçi ve işveren sendikalarının düzenlemeye sıcak bakmadığı biliniyor. İşte yeni kıdem tazminatı düzenlemesi hakkında bilinenler.

    1) Düzenleme ne?

    Tamamlayıcı Emeklilik Düzenlemesi çalışanların kıdem tazminatı için iş verenin aylık ayırdığı primin bir kısmının bir fonda toplanması düzenlemesine verilen isim. Düzenlemeye göre işçinin kıdem tazminatını oluşturan aylık brüt maaşın yüzde 8,33’lük kısmının yüzde 3’ten bir miktar fazlası oluşturulacak fona aktarılacak. Yani işçinin 11 günlük kıdemi devlet fonuna aktarılırken kalan 19 günlük kıdeminin sorumlusu yine işveren olacak. Üzerinde durulan başka bir formüle göre ise çalışanın katkı zorunluluğu olmadığı seçenekli bir formül üzerinde duruluyor.

    2) Ne zaman yürürlüğe girer?

    Yeni kıdem tazminatı düzenlemesinin 2021 yılından önce yürürlüğe girmesi beklenmiyor.

    3) Mevcut çalışanların kıdemi etkilenecek mi?

    Sistemin mevcut çalışanların kıdem tazminatı haklarını etkilemesi beklenmiyor. Düzenlemenin yeni işe girenleri kapsaması üzerinde duruluyor.

    4) Para ne zaman çekilecek?

    Düzenlemede en fazla tepki çeken unsurlardan biri işten kovulan vatandaşın kıdem tazminatının ilgili kısmını çekmeye 60 yaşından önce hak kazanamayacak olması. Evlilik ve ilk konut alımı gibi istisnai durumlarda biriken kıdemin sınırlı olarak çalışana verilmesi öngörülüyor.

    5) Sendikalar ne diyor?

    Sözcü’nün edindiği bilgilere göre dün Ankara’da hükümet tarafı sendikalar ile görüştü ve bu görüşmede sendikalar düzenlemeye net bir biçimde karşı olduklarını söyledi.

  • Bunu yapan tazminatsız kovulur!

    Bunu yapan tazminatsız kovulur!

    Fabrika servisinde kavga çıkartan işçi tazminatsız şekilde kovuldu. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza atarak, servis aracında ilk kavgayı başlatan ve fiziksel saldırıyı gerçekleştiren işçinin kovulmasını yerinde buldu. Yüksek Mahkeme, kavgaya karışan sürücünün ise saldırıya maruz kaldığını ve kovulmamasının eşitsizlik ilkesine aykırı olmadığına hükmetti.

    13 yıldır makine teknikeri olarak çalıştığı fabrikanın personel servis aracında güzergah konusunda sürücüyle kavga eden işçi, direksiyon başındaki sürücüye yumruk attı. Araya giren diğer işçiler kavgayı ayırdı. Diğer işçilerin can güvenliğini de tehlikeye atan kavga işverene aktarılınca olanlar oldu. Patron, kavgayı ilk başlatan ve sürücüye yumruk atan işçiyi tazminat ödemeden işten çıkardı. Saldırıya maruz kalan sürücü ise işine devam etti. 1. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan işçi, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, ancak ihtarname gönderilmesine rağmen alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti.

    Mahkemede savunma yapan işveren ise personelin içinde bulunduğu servis hareket halindeyken çıkan tartışmada servis şoförünün sürücü koltuğunda davacının yumruklarına maruz kaldığını, başlatılan inceleme sonucunda iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunun 25/II-d bendi gereğince haklı olarak feshedildiğini beyanla davanın reddi gerektiğini dile getirdi. Mahkeme davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne, fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verdi. Kararı, davalı temyiz etti.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, servis aracında ilk kavgayı başlatan ve fiziksel saldırıyı gerçekleştiren işçinin kovulmasını yerinde buldu. Yüksek Mahkeme, kavgaya karışan sürücünün ise saldırıya maruz kaldığını ve kovulmamasının eşitsizlik ilkesine aykırı olmadığına hükmetti.

    Kararda şöyle denildi: “Somut olayda, mahkemece yapılan değerlendirme ve varılan sonuç, dosya kapsamı ve tarafların iddia ve savunmaları ile örtüşmemektedir. Zira kavga olayının gerçekleştiği tarihte araçta bulunan personellerin dosya içerisinde yer alan yazılı anlatımlarında, tartışmanın davacı tarafından başlatıldığı, dava dışı diğer işçi-araç şoforünün davacıya işyeri yetkilileri ile görüşmesi gerektiği, kendisine verilen talimatın bu yönde olduğu konusunda açıklamalar yaptığı, ancak davacının tartışmayı devam ettirerek şoföre seyir halindeyken yumrukla vurduğu anlaşılmaktadır. Aracın bu nedenle kaza tehlikesi altında durdurulduğu, diğer personelin de bu sırada araç içerisinde olduğu belirtilmiştir. İşyeri kayıtlarına ve tanıkların işverene verdiği yazılı beyanlara itibar edilirse davalı işverenin yumruk atan işçiyi işten çıkarmayıp sadece davacıyı işten çıkarmasının eşit davranma borcunu ihlal ettiği söylenemeyecektir. Yapılacak yeni yargılamada davacı tarafından fiziksel saldırıda bulunulduğunun tanık beyanlarıyla doğrulanması halinde işverence yapılan feshin haklı olduğu sonucuna ulaşılacağından, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

  • Yargıtay son noktayı koydu: “İstifa etse bile alabilir”

    Yargıtay son noktayı koydu: “İstifa etse bile alabilir”

    Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi.

    Usta öğreticisi olarak çalışan işçi, ücret alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle istifa etti.

    İşverenden ücret alacaklarını, fazla mesai ve kıdem tazminatını talep eden işçi, hakkını alamayınca İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirten işçi, kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren avukatı ise davacının çalışmasının istifa ile sona erdiğini öne sürdü. Mahkeme davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı taraf avukatları temyiz etti.

    Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücretin işçi için en önemli hak, işveren için de en temel borç olduğunun hatırlatıldığı Yargıtay kararında; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceğinin hüküm altına alındığı vurgulandı.

    Bu durumun aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmesi gerektiği dile getirildi. Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi kanuni yollardan talep etmesinin mümkün olduğunun belirtildiği kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanınmıştır.

    İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir.”

    Davacı işçinin geçirdiği trafik kazası sonrası aldığı rapor doğrultusunda işe gelmediğine dikkat çekilen kararda;

    “Somut uyuşmazlıkta, ihtarname ile raporlu olarak işe gelmediğini, ücretlerinin ödeneceğinin belirtilmesine rağmen ödenmediğini beyan etmiştir. İş Kanunu’ndan ve iş sözleşmesinden dolayı hak ettiği mali hak ve alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek ödenmesini talep etmiştir. Yargılama aşamasında da, davacının talep konusu fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarına hak kazandığı anlaşılmıştır.

    Mahkemenin kıdem tazminatı ödenmemesi yönündeki kararı yasaya aykırıdır. Zira fesih tarihinde davacı işçinin ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğu anlaşılmakla, başka bir anlatımla haklı fesih nedeninin devam ettiği görülmekle hak düşürücü süre işlemeyecektir. Ayrıca davacı ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesini söz konusu ihtarname ile talep etmiş, bu alacakların bir kısmının ödenmediği Mahkemece de kabul edilmiştir.

    Bu sebeple iş sözleşmesini davacının haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi.