Etiket: TBB

  • TBB’den 18 ay sonra deprem bölgesinde durum raporu

    TBB’den 18 ay sonra deprem bölgesinde durum raporu

    6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler; Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elâzığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerimizde büyük yıkımlara yol açmış, resmi rakamlara göre 50.783 kişinin hayatını kaybetmesine ve 107.204 kişinin yaralanmasına neden olmuştur.

    Türkiye Belediyeler Birliği Deprem Bölgesi Araştırma Komisyonu altyapı, ekonomi, sosyal yaşam ve kamu yönetiminde ciddi hasarlara yol açan depremin 18’nci ayında, “6 Şubat Bölgesi Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Gelişim Önerileri Raporu” hazırlamıştır.

    Toplum refahının, belediyelerin ve kamu yönetimi ile paydaş ilişkilerinin incelendiği, bölgede karşılaşılan sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin sunulduğu rapora, aşağıda belirtilen linkten ulaşabilirsiniz.

    TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ

  • Şükrü Erdem, TBB’de Bursa’yı Temsil Ediyor

    Şükrü Erdem, TBB’de Bursa’yı Temsil Ediyor

    5 Haziran Çarşamba günü Ankara’da yapılan Türkiye Belediyeler Birliği seçimlerinde yer aldığı komisyon ile Bursa’yı temsil eden tek isim Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem oldu. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) başkanlığı için Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ile yarışan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 515 oy ile başkan seçildi.

    Komisyon üyeliği hakkında açıklama yapan Başkan Erdem, ‘’ Güzel Bursa’mızı Türkiye Belediyeler Birliğinde temsil etmenin gururunu yaşıyorum. Bursa’mızın ve İlçemizin adını uluslararası platformda layıkıyla temsil etmek için gayret edeceğim. 515 oy ile Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığına seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nu gönülden tebrik ediyor, ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyacağımız projeler için hep birlikte çalışmaya devam edeceğimize dair hemşehrilerimize söz veriyoruz “ İfadelerine yer verdi.

  • Ekrem İmamoğlu TBB Başkanı seçildi

    Ekrem İmamoğlu TBB Başkanı seçildi

    Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) seçimlerinde 448’i CHP delegesi olan toplam 765 delege oy kullandı.

    TBB Başkanlığı seçiminde, 31 Mart’ta yüzde 37,7 oy oranıyla birinci parti olan CHP, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu aday gösterdi.

    Seçim öncesinde CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, AK Parti, DEM Parti, MHP ve Yeniden Refah Partisi ile birliğin sandalye dağılımına dair görüşme gerçekleştirdi.

    Zeybek, TBB yönetiminde 8 CHP üyesinin yanı sıra AKP’nin 3, DEM Parti, MHP ve YRP’nin ise birer üye ile temsil edilmesini önerdi.

    515 OY İLE BAŞKAN İMAMOĞLU SEÇİLDİ

    İmamoğlu 515 oyla Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı seçildi.

    Ahmet Metin Genç ise 250 oy aldı.

    KAYNAK: NTV

  • Manisa’yı temsil edecek üyeler belirlendi

    Manisa’yı temsil edecek üyeler belirlendi

    Türkiye Belediyeler Birliği’nde Manisa’yı temsil edecek üyelerin seçimi, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıda, Divan Başkanlığı’nı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek yaparken, Yunusemre Belediye Başkanı Musa Semih Balaban ve Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu da kâtip üye olarak yer aldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan toplantıda konuşan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, “Manisalı hemşerilerimizin büyük desteğiyle şehrimizin 1,5 milyona yaklaşan nüfusuna hizmet vermek için yoğun bir çalışma içindeyiz. Bugün de Türkiye Belediyeler Birliği’nde Manisa’mızı temsil edecek üyelerin belirlenmesi için bir aradayız. Tarihi bir zaferle hemşerilerimizin gönlünü kazandık. Bizlere büyük bir güven gösteren halkımıza karşı sorumluluklarımızı en iyi şekilde yerine getirmek için çok büyük özveriyle çalışıyoruz” dedi.

    Konuşmasının son bölümünde, yapılacak olan üye seçimlerinin hayırlı, uğurlu olmasını temenni eden Başkan Zeyrek, “Bildiğiniz gibi, Türkiye Belediyeler Birliği, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu’nun 20’nci maddesine göre ülke düzeyinde kurulmuş ve bütün belediyelerin doğal üye olduğu bir mahalli idare birliğidir. Bu kanunun aynı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca TBB Meclisi; büyükşehir il merkezi ve nüfusu 100.000 ve daha fazla olan yerlerin belediye başkanlarından oluşan doğal üyeler ile her ilden belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri arasından o ilin milletvekili sayısı kadar seçilecek diğer üyelerden oluşmakta. Birazdan gerçekleştireceğimiz seçimde, Türkiye Belediyeler Birliği Meclisine, ilimizin milletvekili sayısı kadar seçilecek üyelerin yüzde 80’i belediye başkanlarımızdan, yüzde 20’si ise belediye meclis üyelerimizden seçilecek. Asıl üyelerin yarısı kadar da yedek üye seçeceğiz. Ben şimdiden yapacak olduğumuz seçimlerin hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyor; Manisa’mızı en güzel şekilde Türkiye Belediyeler Birliği’nde temsil edeceğimize yürekten inanıyorum” ifadelerinde bulundu.

    TBB Meclisi’ne seçilen 10 üye

    Başkan Zeyrek’in konuşmasının ardından Divan Başkanlığı’na verilen tek liste oylamaya sunuldu. Kapalı zarf usulü yapılan oylamada, asil üyeliklere, Ahmetli Belediye Başkanı Fuat Mintaş, Gölmarmara Belediye Başkanı Cem Aykan, Gördes Belediye Başkanı İbrahim Büke, Kırkağaç Belediye Başkanı Üstün Dönmez, Köprübaşı Belediye Başkanı Fatih Taşlı, Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez, Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz, Selendi Belediye Başkanı Murat Daban, Belediye Meclis Üyeleri Gülden Erhun ve Erdinç Yavaşlı seçildi. Yedek üyeliklere ise, Demirci Belediye Başkanı Erkan Kara, Saruhanlı Belediye Başkanı Ekrem Cıllı, Belediye Meclis Üyeleri Lütfi Akdağ, Emine Koç ve Fırat Honaz seçildi.
    Öte yandan nüfusu 100 binden fazla olan belediye başkanlarının doğal üye olması dolayısıyla, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, Salihli Belediye Başkanı Mazlum Nurlu, Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın ve Yunusemre Belediye Başkanı Musa Semih Balaban da, Türkiye Belediyeler Birliği’nde Manisa’yı temsil edecek üyeler arasında yer aldı.

  • TBB meclis üyeleri için oylar kullanıldı

    TBB meclis üyeleri için oylar kullanıldı

    Bilecik Belediyesi Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı başkanlığında gerçekleştirilen seçimlerde üyeler belli oldu. Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu ile Söğüt Belediye Başkanı Ferhat Durgut seçimlerin kâtip üyeliğini yaptı. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) meclis üyeliği için 146 seçmenin olduğu seçimlerde bir boş oy ve 6 geçersiz oy belirlendi. Gerçekleştirilen seçim Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu ve Söğüt Belediye Başkanı Ferhat Durgut, Türkiye Belediyeler Birliği’ne üye olarak seçilirken, Bozüyük Belediyesi Meclis Üyesi Ayşe Nur Turan ise yedek üye olarak seçildi.

    TBB meclis üyeleri için oylar kullanıldı

    Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, seçim sonunda seçim sonuçlarının Bilecik’e ve Türkiye’ye hayırlı olmasını temenni ederek, “Türkiye Belediyeler Birliği Meclis Üyeliği seçimini gerçekleştirdik. İl Belediye Başkanı olarak doğal üyesi olduğum Türkiye Belediyeler Birliğinde şehrimizi birlikte temsil edeceğimiz asil meclis üyeliklerine, gerçekleştirdiğimiz seçim sonucu; Bozüyük Belediye Başkanımız Mehmet Talat Bakkalcıoğlu ve Söğüt Belediye Başkanımız Ferhat Durgut seçilirken, Bozüyük Belediyesi Meclis Üyesi Ayşe Nur Turan ise yedek üye olarak seçilmiştir. Tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Sağkan: “İlk 4 madde tartışılamaz”

    Sağkan: “İlk 4 madde tartışılamaz”

    Türkiye Barolar Birliği Başkanı seçilmesinin ardından memleketi Gümüşhane’yi ikinci kez ziyaret eden Erinç Sağkan, Gümüşhane Baro Başkanı Metin Aslan ve baro yönetimindeki avukatlarla birlikte basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Sağkan, gündemde yer alan Anayasa ve af konularıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ifade eden Sağkan, Gazze’de yaşanan insanlık dramının bir an önce sona ermesi gerektiğini söyledi.

    “Tüm bileşenlerin katılımıyla yapılacak Anayasa çalışmasının her daim içerisinde oluruz”

    Yeni Anayasa çalışmalarının bütün bileşenlerin bir uzlaşı zemininde bir araya getirilerek yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Sağkan, “Öncelikle bir Anayasa tartışmasının içerisindeyiz. Biz hep şunu ifade ettik; Anayasa bir toplumsal uzlaşı metnidir ve en temel yasamızdır. Bütün kanunlarımız bu anayasaya uygun olarak düzenlenir ve çıkartılır. Bu anlamda geniş bir uzlaşı zemininin oluşturulması ve bu uzlaşı zemininde bütün bileşenlerin başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere sivil toplumun, basının, üniversitenin, kamu kurumu niteliğindeki mesleki örgütlerinin, baroların görüşlerinin alınması gerekiyor. Anayasa değişikliği ihtiyacının sebeplerinin ortaya koyularak tüm kamuoyu ile paylaşıldığı ve buna ilişkin çalışmaların yapılarak toplumun en geniş kapsamlı katılımıyla ortaya koyulması ile gerçekleştirilmesinin zaruret olduğuna inananlardanım. Bu sebeple öncelikle siyaset kurumunun Anayasa tartışmasını yürütürken bileşenlerden uzak değil, onlardan uzakta hazırlanan bir taslağın Meclis gündemine alınması yöntemiyle değil, aksine bütün bileşenleri bir masanın etrafına toplaması, iktidar muhalefet ayrımı gözetmeksizin bu masada yer almasıyla mümkün olabilir. Bu yöntemle yürütebilecek bir çalışmanın her daim içerisinde olacağını ifade etmek istiyorum. Türkiye Barolar Birliği olarak bizim önceliğimiz Anayasa’nın ilk 3 maddesi ve değiştirilemeyeceği ifade edilen 4. maddesi. Bu maddelerin tartışılacağı hiçbir toplantıda bizler olamayız. Çünkü ilk 3 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ifade eder, Cumhuriyet’in temelidir ilk 3 madde. Bu konuda da siyaset kurumunun yürütülecek olan Anayasa çalışmasının ilk 3 maddesi ile herhangi bir şekilde ilgisi bulunmadığı konusunda kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapma borcu olduğu inancındayım” dedi.

    “100. yıl ve cezaevlerinin doluluğu af tartışması için yeterli değil”

    Af tartışmalarının toplumdan uzak yürütülmesini yanlış bulduğunu söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “Genel af veya özel af tartışmalarının toplumdan uzak bir şekilde siyasi popülizmle yürütülmesini son derece yanlış buluyorum. Çünkü bu ülkenin yurttaşları her şeyden önce adalet karşısında kendilerini eşit hissetmek istiyorlar. Hukuka olan güvenin de son derece azaldığı hepimizin maalesef bildiği bir gerçek. Bunda en büyük paylardan birisi de infaz adı verilen, infaz düzenlemesi adı altında yapılan yasa değişiklikleri ile birlikte maalesef bir cezasızlık politikasına dönüşen Türkiye’deki ceza adalet sistemi politikası yatmakta. Bu konuda ancak ve ancak toplumsal barışa hizmet edeceği ortaya koyulmak şartıyla, ceza adalet sistemindeki yanlışlıkların ciddi anlamda mağduriyete sebebiyet verdiğinin kabul edilmesi ve ortaya koyulması kaydı ile yine büyük bir uzlaşı zemini aranarak bir af tartışması yürütülebilir. Ben bunun dışında 100’üncü yıl ya da cezaevlerinin doluluğu gibi sebeplerin bir af tartışması için ne yeterli ne de gerekli olduğuna inananlardanım” diye konuştu.

    “İsrail çok ağır hak ihlallerine sebebiyet verdi”

    Gazze’de çok ağır insanlık suçu işlendiğini söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “İsrail’in bu süreçte çok ağır hak ihlallerine sebebiyet verdiğini biliyoruz. Batı’nın bazı cılız barış çabalarının dışında maalesef ki bugüne kadar Filistin’de yaşanan drama tüm dünya gözlerini kapattı, bunu kabul etmek ve her yerde de ifade etmek zorundayız. Ancak bugün gördüğümüz Gazze’nin çok ağır bir saldırı altında, elektriğinin ve suyunun kesildiği ve çok ciddi sivil katliamların yaşandığı bir ağır insanlık suçunun işlendiği bir durumdan bahsediyoruz. Ancak şunu da ifade etmek gerekir ki Hamas’ın da aynı şekilde İsrail’de sivillere yönelik yaptığı saldırı da bir insanlık suçu teşkil etmektedir. Bizler haksızlık kimden gelirse gelsin, kime dönük olursa olsun insan hakları temelinde, insan haklarını savunmak ve korumakla görevli kurumlarız. Bu anlamda şu anda Gazze’de yaşanan bu insanlık dramına tüm uluslararası kamuoyunun, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği olmak üzere tüm dünyanın bir an önce el atarak Filistin ve İsrail arasında bir anlaşma, uzlaşma zemini sağlamanın borcu olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

  • İtfaiyenin her eğitimi gerçek gibi tatbikat

    İtfaiyenin her eğitimi gerçek gibi tatbikat

    TBB’nin, deneyimli itfaiye teşkilatlarının tecrübelerinin diğer illere de aktarılması amacıyla düzenlendiği eğitime Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ev sahipliği yapıyor. Hakkari, Uşak, Yalova, Batman, Zonguldak, Amasya, Erzincan, Şırnak, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale ve Sinop’tan gelen 15 itfaiyeci, Küçükbalıklı’daki İtfaiye Eğitim Merkezi’ndeki zorlu parkurda 3 haftalık eğitime tabi tutuldu. Eğitim merkezinde yangına müdahale, trafik kazanında araçta sıkışan yaralının kurtarılması, halatla yüksekten inme gibi zorlu eğitimleri gören itfaiyeciler, bunun yanı sıra Uludağ Softaboğan ve Mustafakemalpaşa Suuçtu şelalesinde yaralı kurtarma ve Karacabey boğazında da temel cankurtaran eğitimlerine katıldı.

    İlk kuru başarıyla tamamlanan eğitimler, toplam 3 kur sürecek.

  • ‘Hukuksuzluğun tam da karşısındayız’

    ‘Hukuksuzluğun tam da karşısındayız’

    Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Erinç Sağkan, “Baskının en yoğun olduğu darbe dönemlerinde, hak ve hukuk mücadelesiyle birleşen bir demokrasi mücadelesi olduğunu görüyoruz. Kuşkusuz, bu büyük isimlerin yerlerini doldurmak mümkün değil. Ancak aynı zamanda biliyoruz ki, bu ülkede hak, hukuk, adalet, demokrasi, emek mücadelesi veren avukatlar ve hukukçular da tükenmez. Onlar bizim için geçmiş, tükenmiş bir tarihin değil, mücadelenin simgesidirler. Ülkemizin en karanlık dönemlerinde, demokrasiden en çok uzaklaşılan anlarında ‘Hukuksuzluğun tam da karşısındayız’ deme cüretini gösteren avukatlar her zaman var olacaklar” dedi.

    Halit Çelenk Hukuk Ödülleri bugün sahiplerini buldu. Ankara Litai Otel Av. Özdemir Özok Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikte açılış konuşmasını Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan yaptı.

    Açılış konuşmasını gerçekleştiren Sağkan şunları söyledi:

    “AVUKATLARIN TARİH BOYUNCA SÜREN MÜCADELELERİ ‘HAKİKAT’ İÇİNDİR”

    “Bizler onurlu bir mesleğin mensuplarıyız. Mesleğimizin onuru; kendinden menkul, metafizik bir onur kavramına değil, uzun bir mücadele geleneğine dayanıyor. Hukuk literatüründe ceza hukukunun görev ve amacı bireyin ıslahını ve sosyal barışı sağlamak, suç işlenmesini önlemek, kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzeni ve güvenliğini ve hukuk devletini korumak olarak ifade ediliyor. Ne var ki, ceza hukuku binlerce yıllık geçmişine rağmen ıslah, barış ve suç işlenmesini önleme amacını yerine getirememiş olmalı ki, hâlâ suç işlenmeye devam ediyor. Ceza hukukunun hak ve özgürlükleri, hukuk devletini koruma görevini ise büyük oranda, yargılamanın üvey evladı olarak görülen avukatlar yerine getiriyor. Avukatsız bir ceza yargılamasının kendiliğinden, hak ve özgürlükler ile hukuk devletini koruması mümkün değildir. ‘Savunma Saldırıyor’ kitabıyla tanıdığımız Jacques Verges, ceza yargılamasının işlevini, birey ile toplum arasında çelişkinin çözülmesi olarak tespit ediyor. Dosyada bireyin müdafii olarak görev alsa da avukat, bu çözümde hem bireyin hem toplumun yanında olan yegâne hukuk süjesidir. Halit Çelenk, bunu ‘Avukat, yalnız savunduğu kişinin değil tüm toplumun güvencesidir’ diyerek ifade ediyor. Avukatların tarih boyu süren mücadeleleri ‘hakikat’ içindir. Adalete en çok yaklaşılan ânın, hakikatin görülmeye başlandığı an olduğunu en çok avukatlar bilir. Bunun için avukatların hakikat mücadelesi, duruşma salonlarının çok ötesine taşarak toplumsal bir nitelik kazanır.

    “HALİT ÇELENK, YAKIN TARİHİMİZİN ÖNEMLİ TOPLUMSAL DAVALARINDA ÜSTLENDİĞİ AVUKATLAR GÖREVİNİ, HUKUKİ BİR ZEMİNDE VE POLİTİK BİR BİLİNÇLE YERİNE GETİRDİ”

    Bugün burada kendisine adanmış ödüllerin törenini yapmakta olduğumuz Halit Çelenk, ülkemizde avukatlık mesleğinin toplumsal mücadele tarihine en büyük katkıları yapmış, mesleğimizi onurlandırmış en önemli temsilcilerden biridir. Halit Çelenk, yakın tarihimizin önemli toplumsal davalarında üstlendiği avukatlık görevini, hukuki bir zeminde ve politik bir bilinçle yerine getirdi. Bu ikisinin bu kadar dengeli birleşiminin örnekleri azdır. Halit Çelenk bunu yapabildiği için adını tarihe yazdırmıştır. Şöyle bir hatırlayalım; Halit Çelenk 1960’ların başlarında İlerici Avukatlar Derneği ve Devrimci Avukatlar Derneğinin kuruluşuna öncülük etti. 1976 yılında ise çok sayıda meslektaşıyla Çağdaş Avukatlar Derneği’ni kurdu. 1968 yılında Türk Hukuk Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçildi ve 22 yıl süreyle başkanlığını Prof. Dr. Muammer Aksoy’un yaptığı kurumun ikinci başkanlığını yaptı. 1986’da İnsan Hakları Derneğinin kuruluş çalışmalarına katıldı ve derneğin onur kurulu başkanlığına seçildi. Ayrıca İnsan Hakları Vakfı’nın da kurucuları arasında yer aldı. 1991 yılında kurulan Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliğine getirildi. Bu görevini, yaşamının sonuna dek sürdürdü. Bu yaklaşık 50 yıla yayılmış, örgütlü hukuk mücadelesinin tarihidir. Hatırlamaya devam edelim; 1965 yılından itibaren, kuruluş çalışmalarına katkıda bulunduğu Türkiye Öğretmenler Sendikası TÖS’ün hukuk danışmanlığı görevini sürdürdü. Daha sonra TÖS’ün devamı olan Tüm Eğitim ve Öğretim Emekçileri Birleşme ve Dayanışma Derneği TÖB-DER’in hukuk danışmanlığını yaptı. TÖS davasında, Bilim ve Sosyalizm yayınları, Sol Yayınlar gibi yayınların sahipleri Muzaffer Erdost ve Süleyman Ege’nin davalarında çok sayıda aydının, yazarın, şairin davalarında; Türkiye İşçi Partisi davalarında, Dev-Genç davasında avukatlık yaptı. 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbe dönemlerinde, savunmanlığını üstlenmediği darbe mağduru grup yok. Bir avukatın, bir hukukçunun askeri darbelerin hukuk düzeniyle nasıl mücadele edilebileceğinin en güzel örneklerini bu dönemde sundu. Avukatlar olarak, müvekkillerimizle özdeşleştirilmememiz gerektiğini yıllardır dile getiriyoruz.

    Halit Çelenk ve özdeşleştirildiği müvekkilleri ise bu temel ilkeye; tarihsel, simgesel ama gönüllü bir istisna getiriyor. Uzun yıllara dayanan hukuk mücadelesinin içerisinde, büyük kitleler Halit Çelenk’i ‘Denizler’in avukatı’ olarak tanıdı. Öyle ki, Türkiye’nin farklı yerlerinden Ankara’daki Halit Çelenk’e mektupla ulaşmak isteyenlerin zarfın üzerine adres yerine ‘Halit Çelenk – Denizler’in avukatı Ankara’ yazdıkları ve mektubun adresini bulduğu söylenir. Ülkemizde milyonlarca kişi, Halit Çelenk’in yerinde olmak için ‘Deniz mahkemeye düşmüş, avukatı ben olaydım’ diye türküler, ağıtlar söylediler.
    Halit Çelenk, hukuk mücadelesinin sembolleştiği davasında idamlarına tanıklık etiği müvekkillerinin ölüm yıldönümünde hayatını kaybetti. Ancak hak, hukuk, adalet, demokrasi mücadelesi devam ediyor, yolumuzu aydınlatıyor. Halit Çelenk’le aynı dönemde aynı idealler için avukatlık yapan bir diğer meslek üstadımız Ankara Barosu avukatlarından Av. Erşen Sansal’ı da 26 Nisan 2022’de kaybettik. Bu ödüllerin değerlendirme komitesinde de yer alan üstadımız, kararlı bir hak ve adalet savaşçısı olarak mesleğimizin mücadele tarihindeki saygınlığını daima koruyacak.

    “BUGÜN AYNI ZAMANDA ÇOK KIYMETLİ HOCAMIZ PROF. DR. RONA AYBAY’IN DA BİRİNCİ ÖLÜM YILDÖNÜMÜ”

    Bugün aynı zamanda çok kıymetli hocamız Prof. Dr. Rona Aybay’ın da birinci ölüm yıldönümü. Çok sayıda ulusal ve uluslararası hukuk çalışmasına katılan hocamız, 12 Eylül darbesiyle üniversiteden uzaklaştırılmış ve mesleğine yedi yıl sonra dönebilmişti. Kendisi ayrıca Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezimizin de önceki dönem başkanlarındandı. Hatıralarımızda yaşayacak.

    “ÜLKEMİZİN EN KARANLIK DÖNEMLERİNDE ‘HUKUKSUZLUĞUN TAM DA KARŞISINDAYIZ’ DEME CÜRETİNİ GÖSTEREN AVUKATLAR HER ZAMAN VAR OLACAKLAR”

    Halit Çelenk, Erşen Sansal, Rona Aybay şahıslarında yaklaşık 60 yıla uzanan bir hukuk mücadelesi geleneğinden söz ediyoruz. Baskının en yoğun olduğu darbe dönemlerinde, hak ve hukuk mücadelesiyle birleşen bir demokrasi mücadelesi olduğunu görüyoruz. Kuşkusuz, bu büyük isimlerin yerlerini doldurmak mümkün değil. Ancak aynı zamanda biliyoruz ki, bu ülkede hak, hukuk, adalet, demokrasi, emek mücadelesi veren avukatlar ve hukukçular da tükenmez. Onlar bizim için geçmiş, tükenmiş bir tarihin değil, mücadelenin simgesidirler. Ülkemizin en karanlık dönemlerinde, demokrasiden en çok uzaklaşılan anlarında ‘Hukuksuzluğun tam da karşısındayız’ deme cüretini gösteren avukatlar her zaman var olacaklar. Bizler onurlu bir mesleğin mensuplarıyız. Mesleğimizin onuru kendinden menkul, metafizik bir onur kavramına değil, işte bu uzun bir mücadele geleneğimize dayanıyor.”

    Halit Çelenk Hukuk Ödülü; yazarı Serdar Ünver olan “Negatif Din Özgürlüğü” isimli kitaba verildi. Seçici Kurul Özel Ödülü yazarı Berke Özenç olan “Demokrasiyi ve Anayasayı Korumak – Kelsen Schmitt’e Karşı” isimli kitaba verildi. Akademik Destek Ödülü bu yıl iki eser arasında paylaştırıldı. Söz konusu eserler; Gönenç Hacaloğlu’na ait “Küresel Adalet: Emperyalizm ve Uluslararası Yargılamalar” konulu, Elif Kumru Paksoy’a ait “Anayasal Dönem Olarak Yürütmenin Güçlendirilmesi Eğilimi” konulu tezler oldu. Akademik Teşvik Ödülü de bu yıl iki eser arasında paylaştırıldı. Söz konusu eserler; Hülya Dinçer’e ait “Süreklileşen Olağanüstü Halde Hesap Verebilirlik Alanının Daralması ve ‘Kanuni’ Sorumsuzluk Rejimi” konulu, Çağatay Şahin’e ait “Tıp Fakültelerinde Kadavra Eksikliği ve Üniversitelerin Açtıkları Kadavra Alım İhaleleri Üzerine Bir Değerlendirme” konulu makaleler oldu.

  • TBB’den Kızılay için suç duyurusu

    TBB’den Kızılay için suç duyurusu

    Kızılay’ın deprem çadırlarını satmasına ilişkin tartışmalar yargıya taşındı. Türkiye Barolar Birliği (TBB), Kızılay yetkilileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

    TBB’den den yapılan açıklamada, doğal afetlerde insan hayatını ve sağlığını korumak, açlık, yoksulluk ve yoksunlukla mücadele ile elinde bulunan çadırları afet bölgesine ulaştırmanın Kızılay’ın başlıca görevleri arasında olduğu vurgulandı.

    Açıklamada, afetin ardından çadırların bölgeye gönderilmesi yerine satışa çıkarılmasının Kızılay yöneticileri açısından ceza sorumluluğu doğurduğunun altı çizildi.

    Bu kapsamda, Kızılay yetkilileri hakkında “güveni kötüye kullandıkları” gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtilidi

  • TBB’den zam iptali için Danıştay’a dava

    TBB’den zam iptali için Danıştay’a dava

    Türkiye Barolar Birliği’nce (TBB) elektrik zammının iptal için Danıştay’a dava açıldı.

    TBB’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, elektriğin ticari mal değil kamusal ve toplumsal hizmet olduğu belirtildi.

    Elektriğin yaşam ve tüketici hakkı olarak kamu yararına uygun olarak tüketiciye sunulması gerektiği belirtilerek, “Elektrik Piyasası Kanunu’nun 1’inci maddesi ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 1’inci maddesine göre; elektriğin tüketicilere ve topluma yeterli, kaliteli, sürekli, çevreye uyumlu şekilde ve düşük maliyetli verilmesi gerekmektedir. Bu durum, aynı zamanda sosyal hukuk devletinin de gereğidir. Anayasa’ya, mevzuata, evrensel tüketici haklarına, kamu yararına ve sosyal devlet anlayışına tamamen aykırı, fahiş elektrik zamları getiren Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararlarının yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla Türkiye Barolar Birliği tarafından iptal davası açılmıştır” denildi.

    Açıklamada ayrıca Danıştay’a açılan davanın dilekçesi paylaşıldı.