Etiket: tbmm

  • TBMM Müsilaj Komisyonu’ndan Bursa Gemlik’te inceleme

    TBMM Müsilaj Komisyonu’ndan Bursa Gemlik’te inceleme

    Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununu araştırmak üzere beraberindeki heyetle Bursa Gemlik Körfezi’nde incelemelerde bulunan TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Demir, “Görünürde müsilaj yok. Bu şüphesiz Marmara için iyi bir şey. Ama bizim asıl hedefimiz, müsilaja neden olan etkenler ve onların devam edip etmediğidir” dedi.

    TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu, 7-10 Eylül tarihleri arasında müsilaj sorununun gözlemlenmesi ve konuyla ilgili yürütülen faaliyetler ile alınması gereken tedbirlerin değerlendirilmesi amacıyla Marmara Denizi’nde ve Marmara Denizi’ne kıyısı olan İstanbul, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Tekirdağ, Yalova ve Çanakkale’de incelemelerde bulunuyor. Kocaeli, İzmit ve Yalova’da incelemelerde bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir’in başkanlığındaki 17 kişilik komisyon, daha sonra Bursa’nın Gemlik ilçesine geldi. Gemlik İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nde alınan numuneler incelenirken, tekne ile Gemlik Körfezi’nde de inceleme turu atıldı. Bursa Valisi Yakup Canbolat ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’tan bilgi alan heyetin programı yarın Balıkesir’de devam edecek.

    Program sonunda basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Komisyon Başkanı Mustafa Demir, “Müsilaj Araştırma Komisyonu olarak 7-8-9-10 Eylül tarihlerinde Marmara Denizi’ne kıyısı bulunan bütün illeri ziyaret ediyoruz. 5 büyükşehir, iki de il belediyemiz var. Bugün sabah Kocaeli’ne geçtik. Kocaeli Körfezi’ni dolaştık ve arkasından da Yalova ve Gemlik Arıtma Tesisi’ni gördük. Gemlik Körfezi’ni görme imkanımız oldu. Görünürde müsilaj yok. Bu şüphesiz Marmara için iyi bir şey. Ama bizim asıl hedefimiz, müsilaja neden olan etkenler ve onların devam edip etmediğidir. Onların içinde de bizleri ilgilendiren müdahale edebileceğimiz yegane etken de Marmara Denizi’nin kirletilmesidir. Bu çalışmaların temelinde Marmara’nın kirletilmesine neden olan evsel, sanayi ve gemilerden kaynaklı atıklarla ilgili yapılan çalışmaları yerinde görmek istedik” dedi.

    Çalışmalardan sonra rapor hazırlanacak

    “Şüphesiz burada birinci dereceden çözüm ortaklarımız yerel yönetimlerimizdir. Gittiğimiz her yerde yerel yönetim temsilcileri ve teknik heyetleri ile görüşüyoruz” diyen Demir, “Onların şehirle ilgili yaptığı arıtmaları inceliyoruz. Bugün Kocaeli, Yalova ve Bursa’da yaptığımız gezilerde bence gelecekle ilgili ümitvar olduk. Yapılan çalışmalar son derece güzel, kriterlere uygun. Atık su arıtmalarının denize verilmeden önceki ulaşılması gereken kriterlere uygun olduğunu gördük. Burada da hedefimiz ileri biyolojik arıtma tesislerinin olması ve sağlıklı şekilde çalıştırılmasıydı. Kocaeli’de ve Yalova’da bu yapılmış ve başarılı olmuş. Yalova’nın alt yapısı var ve ileri biyolojik arıtmayı sağlıklı şekilde çalıştırıyorlar. Gemlik’e ait arıtma tesisimizi de gördük. Buradan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a ve ilçe belediye başkanımıza teşekkür ediyoruz. Gelecekten ümitliyiz. Marmara’nın tekrar böyle bir sıkıntı ile karşılaşmaması için sadece alanda değil, bilim insanlarıyla görüşüyoruz. Bu konuda çalışmalarını sürdüren Çevre ve Şehircilik Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı yetkilileri ile görüştük. Komisyon üyesi değerli arkadaşlarımızın katkılarıyla elde edilen bilgi, birikim ile değerli arkadaşlarımızla birlikte bir rapor hazırlayacağız ve Meclis başkanımıza takdim edeceğiz. Bu raporlar da yürütmeyi gerçekleştirecek olan erklere de bir yol haritası olacak” diye konuştu.

  • OHAL yetkilerinde süre değişikliği

    OHAL yetkilerinde süre değişikliği

    AK Parti torba kanununda değişikliğe gitti. Buna göre, gözaltı süreleri ve ihraçla ilgili maddelerde süre uzatımı 3 yıldan 1 yıla düşürüldü.

    AK Parti, torba teklifinde OHAL eleştirileri yapılan 2 maddede değişiklik yaptı.

    AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, gözaltı sürelerinin 3 yıl daha uzatılması teklifini revize ederek 1 yıla indirdiklerini belirtti.

    Yine teklifle, terör örgütleriyle mücadele kapsamında kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılması, ihracı, rütbelerin geri alınması, mesleğe ilişkin unvanların kullanılmaması 31 Temmuz 2021’den itibaren 3 yıl daha uzatılıyordu. Bu düzenlemede süre uzatımı 3 yıl değil 1 yılla sınırlandı.

    Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyum olarak atanmasına ilişkin hüküm 31 Temmuz 2021 tarihinden itibaren 3 yıl daha uygulanmasının öngören düzenlemede ise değişikliğe gidilmedi.

  • İlk bombanın düştüğü alanda yapılan törende konuştu

    İlk bombanın düştüğü alanda yapılan törende konuştu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin 5’inci yıl dönümünde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen anma töreninde, “Hiç kimsenin, özellikle bu güzide çatı altında görev yapanların 15 Temmuz gecesi milletin verdiği bu şanlı mücadeleyi önemsizleştirmeye hakkı yoktur. 15 Temmuz, milletin, milli iradenin, demokrasiye gönül verenlerin zaferidir” dedi.

    ’15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kapsamında TBMM’nin bahçesinde ilk bombanın düştüğü alanda yapılan 15 Temmuz Şehitler Anıtı’nda düzenlenen törene Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ile çok sayıda bakan ve AK Parti ve MHP’li milletvekili katıldı. CHP’liler resmi törene katılmazken, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile İYİ Partili bazı milletvekilleri törene katıldı. Törende saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Ardından Kuran’ı Kerim tilaveti ve şehitler için dua okundu.

    ‘KİM GÖLGELEMEYE ÇALIŞIYORSA İHANET EDİYOR’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi vatana sahip çıkan millete şükranlarını sunarak, Abdurrahim Karakoç’un ‘Bir sabah gelecek kardan aydınlık’ şiirini okudu. Erdoğan, “O gece çıplak elleriyle tankları durduran, ölüm kusan silahlara meydan okuyan cesaret abidelerinin hakkını ödeyemeyiz. O gece yurdu yaşatmak için can veren; ama canından aziz bildiği vatanından vazgeçmeyen kahramanların haklarını ödeyemeyiz. 15 Temmuz şehitleri Bedir’den Çanakkale’ye, İstiklal Harbinden Kıbrıs Barış Harekatı’na, terörle mücadeleden yurt dışı operasyonlarımıza bütün bunlarla birlikte batıla, zalime ve küfre karşı yürütülen halk mücadelesinin günümüzdeki temsilcileridir. Onlar tarihi ile büyük değerleri ile büyük vicdanı, merhameti, adaleti ile büyük bir milletin göz bebekleridir. Her kim bunu gölgelemeye çalışıyorsa; ülkesine, milletine, hepsinden önemlisi o gece kanlarıyla destan yazan aziz şehitlerimize ihanet ediyor demektir” diye konuştu.

    ‘KİMSENİN ÖNEMSİZLEŞTİRMEYE HAKKI YOKTUR’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitleri ile yaşayan, şehitlerin ölmediğine inanan bir dinin mensupları olduklarına işaret ederek, “Minarelerimizden ‘Allahuekber’ nidaları eksik olmuyorsa, bağımsızlığımızın timsali al bayrağımız 780 bin kilometre karenin her karışında gururla dalgalanıyorsa, bu millet geleceğine umut ve güvenle bakabiliyorsa, Türkiye hedefleri ve idealleri doğrultusunda kararlılıkla ilerliyorsa bunların hepsinin gerisinde ölümü öldüren kahramanların canı, gayreti, fedakarlığı vardır. Hiç kimsenin, özellikle bu güzide çatı altında görev yapanların 15 Temmuz gecesi milletin verdiği bu şanlı mücadeleyi önemsizleştirmeye hakkı yoktur. 15 Temmuz, milletin, milli iradenin, demokrasiye gönül verenlerin zaferidir. 15 Temmuz hakkın batıla, adaletin zulme, istiklalin istiskale galip gelmesinin adıdır. Milletimiz 15 Temmuz’daki direnişiyle hem bir darbe girişimini püskürtmüş hem de ülkemizi teslim almayı hedefleyen bir işgal teşebbüsünü engellemiştir. Genci yaşlısıyla bu millet Türkiye’nin geçilmez olduğunu dünyaya bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı.

    ‘YENİ TÜRKİYE’NİN İSTİKLAL MÜCADELESİ’

    Türk milletinin sokakta istiklalini korurken milletin vekillerinin de Meclis’te milli iradeye sımsıkı sahip çıktığını söyleyerek, “Milletvekillerimiz gazi Meclis’in şanına yaraşır bir şekilde tepelerine atılan bombalara rağmen halkın emanetini yere düşürmemiştir. Bu vesileyle o gece engelleri aşarak, tankların çevresinden dolanarak, namluların ucundan yürüyerek TBMM’ye gelen ve milletin vekili olmanın sorumluluğunu bir hakkın yerine getiren herkese şahsım, milletim ve ülkem adına şükranlarımı sunuyorum. Tarih 15 Temmuz gecesi yaşanan diğer kahramanlıklar gibi Gazi Meclisimizin çatısı altında sergilenen bu dayanışmayı da altın harflerle yazacaktır. Nasıl İstiklal harbimizi sevk ve idare eden Büyük Millet Meclisimizin üyeleri aradan geçen bir asra rağmen halen hayırla yad ediliyorsa yeni Türkiye’nin İstiklal mücadelesinin önderleri de inşallah hep şükran ve minnetle alınacaktır” diye konuştu.

    ‘SORUMLULUK DUYGUSUYLA HAREKET ETMELİ’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 84 milyonu ilgilendiren meselelerde milli mutabakat ruhuyla hareket edilmesi gerektiğine inandıklarını belirterek, “Siyasi partilerimiz, fikirlerimiz, hayata bakış açılarımız farklı olsa da hepimiz aynı vatanın, aynı toprağın, aynı iklimin insanlarız. Kökenlerimiz, görüşlerimiz ayrı olsa da hepimiz binlerce yıllık ortak bir mazinin inşallah kıyamete kadar sürecek ortak bir geleceğin sahipleriyiz. Yeni anayasa başta olmak üzere Türkiye’nin demokrasisini güçlendirecek, refahını artıracak, itibarını yükseltecek, toplumsal barışını perçinleyecek tüm milli meselelerde siyaset kurumunun gereken uzlaşma kültürünü yaşatması gerekiyor. Türk demokrasisinin bir daha böyle menfur saldırılara maruz kalmaması için, sorumluluk sahiplerinin özellikle sorumluluk duygusuyla hareket etmesi büyük önem arz ediyor. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023’e eski Türkiye’nin alışkanlıkları ve kamburları ile değil inşallah yeni Türkiye’nin vizyonu ve heyecanı ile girmek istiyoruz. Siyaset kurumunun bunu başarabilecek olgunluğa, dirayete ve basirete sahip olduğuna inanıyorum. 84 milyonun her bir ferdinin de bizimle aynı inancı, aynı hissiyatı paylaştığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    ŞENTOP: UNUTULAN HER İHANET, MİLLETİMİZE KARŞI SUİKASTTIR

    Törende TBMM Başkanı Mustafa Şentop da konuştu. Şentop, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en hain saldırılardan biri olduğunu vurguladı. Şentop, “Geçmişte de bütün darbelerin ilk hedefi bu yüce ve gazi Meclis olmuştur. Fakat 15 Temmuz darbe girişiminin diğerlerinden farkı Gazi Meclisin doğrudan hedef alınması, milletten gasp edilmiş uçaklarla bu yüce mekanın bombalanmış olmasıdır. Sergiledikleri bu vahşetle 15 Temmuz’u gerçekleştirenler kendilerinden önceki darbecilerden çok daha ileriye gitmişlerdir. Unutulan her ihanet Türkiye’ye ve milletimize karşı suikast niteliğinde olan yeni saldırıların önünü açmakla eşdeğerdir. 15 Temmuz siyasi bir tartışma başlığı değildir. Milletimizin varlık yokluk mücadelesidir. Kalbi ve zihni Türkiye’den yana olan, kafi miktarda izana sahip herkesin teslim ve tespit edeceği hakikat şudur ki bu darbe girişimi Türkiye’ye yönelik dış destekli bir işgal hareketidir” diye konuştu.

  • Hayvanları koruma kanunu yasalaştı

    Hayvanları koruma kanunu yasalaştı

    Hayvanlara eziyet, kötü muamele, işkence ve cinsel saldırı veya tecavüzde bulunanlara hapis cezası getiren; Hayvanları Koruma Kanunu, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Hayvanlar mal, eşya olmaktan çıkarılıp, canlı statüsüne getiriliyor.

    TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Haydar Akar Başkanlığında toplandı. Genel Kurul’da, Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi görüşülerek kabul edildi. Kabul edilen kanunla, hayvanlar bir mal, eşya olmaktan çıkarılıp, bir canlı statüsüne getiriliyor. TCK 151’de hayvanlarla ilgili husus ‘mala zarar verme’ noktasından çıkarılıp, ‘cana zarar verme’ noktasına getirilerek, suç kapsamına alınıyor. Hayvanlar, sahiplerinin borçları yüzünden icra konusu olmayacak. Teklif ile ‘sahipli hayvan’, ‘sahipsiz hayvan’ ayırımı da kaldırılıyor. Yerel yönetimlere, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevi kurma, bu hayvanların bakım-tedavilerini sağlama ve eğitim çalışmaları yapma zorunluluğu getiriliyor.

    İDARİ PARA CEZALARI GELİYOR

    TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen kanunla; hayvanların daha iyi korunmasını temin etmek, hayvanlara karşı yapılan ihlallerle daha etkin mücadele etmek ve caydırıcılığı sağlamak amacıyla idari para cezaları artırılıyor.

    Buna göre, kedi ve köpek sahiplerinin dijital kimliklendirme yöntemiyle hayvanlarını kayıt altına almaması halinde hayvan başına 1200 TL para cezası verilecek.

    Hayvanların sahiplenilmesi ve bakımı ile ilgili yasaklara ve yükümlülüklere uymayan ve alınması gereken önlemleri almayanlara hayvan başına kesilen para cezası tutarı 60 TL’den 1000 TL’ye çıkarılıyor.

    Ev hayvanı satış yerlerinde kedi ve köpek bulundurulmasına ilişkin hükme aykırı hareket edenlere, hayvan başına 500 TL idari para cezası kesilecek.

    Düzenlemeyle bir hayvan neslini yok edecek müdahalede bulunanlara hayvan başına 10 bin TL olan idari para cezası tutarı 35 TL’ye yükseltilirken tıbbi amaçlar dışında organ veya dokularının tümü ya da bir bölümü çıkarılıp alınması veya tahrip edilmesi; hayvanının dış görünüşünü değiştirmeye yönelik veya diğer tedavi edici olmayan kuyruk ve kulak kesilmesi, ses tellerinin alınması ve tırnak ile dişlerinin sökülmesine yönelik cerrahi müdahaleler; hayvana tıbbi amaçlar dışında, türüne ve etolojik özelliklerine aykırı hale getirecek şekilde ve dozda hormon ve ilaç vermek, çeşitli maddelerle doping yapmak ile hayvanların türlerine has davranış ve fiziki özelliklerini yapay yöntemlerle değiştirmek fiilleri için idari para cezası tutarı 1200 TL’den 4 bin 500 TL’ye çıkarılıyor.

    Hayvan deneyleri konusunda kurallara uymayanlara hayvan başına 1200 TL’den, yetkisi olmadığı halde hayvan deneyi yapanlara ise hayvan başına 4 bin 500 TL idari para cezası öngörülüyor.

    Hayvan satışı sırasında hayvanların sağlıklarının iyi, barındırıldıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunluluğunu ihlal edenlere hayvan başına 500, hayvanların ticari amaçla film çekimi ve reklam için kullanılmasıyla ilgili hususları ihlal edenlere ise 5 bin TL para cezası verilecek.

    Hayvanları, doğal kapasitesini veya gücünü aşacak şekilde veya yaralanmasına, gereksiz acı çekmesine, kötü alışkanlıklara özendirilmesine neden olacak yöntemlerle eğitenlere 5 bin 500 TL ceza kesilecek.

    Hayvanların kesilmesi sırasında, uyulması gereken dini kuralların gerektirdiği özel koşullar dikkate alınarak hayvanı korkutmadan, ürkütmeden, en az acı verecek şekilde, hijyenik kurallara ve usulüne uygun olarak bir anda yapılması zorunluluğunu ihlal edenlere hayvan başına 2 bin 100 TL, kurban kesimi sırasında uyulması gereken hususlara aykırı davrananlara hayvan başına 5 bin 250 TL idari para cezası uygulanacak.

    “Kanuni istisnalar ile tıbbi ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez” hükmüne aykırı davrananlara hayvan başına 2 bin 200 TL, aykırı davranışların işletmelerce gösterilmesi halinde ise hayvan başına 5 bin 500 TL para cezası kesilecek.

    Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranan, acımasız ve zalimce işlem yapan, döven, aç ve susuz bırakan, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakan, bakımlarını ihmal eden, fiziksel ve psikolojik acı çektiren, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlayan, kesin olarak öldüğü anlaşılmadan vücutlarına müdahalelerde bulunan, kesim için yetiştirilmiş hayvanlar dışındaki hayvanları ödül, ikramiye ya da prim olarak dağıtan, tıbbi gerekçeler hariç hayvanlara veya onların ana karnındaki yavrularına veya havyar üretimi hariç yumurtalarına zarar verebilecek suni müdahaleler yapan, yabancı maddeler veren, hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3’ünü tamamlamış gebe ve yeni anneyken çalıştıran, uygun olmayan koşullarda barındıran, sağlık nedenleriyle gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yediren, acı, ıstırap veya zarar veren yiyeceklerle alkollü içki, sigara, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler verenlere 5 bin 500 TL para cezası uygulanacak.

    Kesim hayvanları, avlanmasına ve özel üretim çiftliklerinde kesim hayvanı olarak üretimine izin verilen av hayvanları ile ticarete konu yabani hayvanlar dışındaki hayvanları et ihtiyacı amacıyla kesip veya öldürüp piyasaya sürenlere ise 11 bin TL, ev hayvanını terk edene ise hayvan başına 2 bin TL idari para cezası verilecek.

    RTÜK takibi sonucunda hayvanların korunması ve refahı amacıyla yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesine ilişkin esası ihlal eden ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarına ise maddenin ihlal edildiği her ay için 20 bin TL idari para cezası uygulanacak.

    EZİYET, İŞKENCE, ÖLDÜRME VE CİNSEL SALDIRIYA HAPİS CEZASI

    Nesli yok olma tehlikesi altında olan bir hayvanı öldüren kişi 1 yıldan 5 yıla kadar hapis, bir hayvan neslini yok eden kişi ise 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

    Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişi, 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası alacak.

    Hayvanlarla cinsel saldırıda/tecavüzde bulunan kişiye, 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden az olmamak üzere adli para cezası uygulanacak.

    Bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamelede bulunan kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası alacak.

    Hayvanları dövüştüren kişi, 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası alacak; bu suç birden fazla hayvana karşı aynı anda işlenirse verilecek ceza yarı oranında artırılacak. Bu suç veteriner hekim, veteriner sağlık teknisyeni, hayvan koruma gönüllüsü, hayvan koruma derneği üyeleri, hayvan koruma vakfı üyeleri veya hayvanlara bakmak yahut onları korumakla görevlendirilen kişilerce işlenirse ceza yarı oranında artırılacak.

    DİJİTAL KİMLİKLENDİRME

    Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmakla yükümlü olacak.

    Ticari amaç güdülmeksizin bakılan ev hayvanı, bulunduğu yere bakılmaksızın sahibinin borcundan dolayı haczedilemeyecek.

    Ev hayvanı satış yerlerinde (Pet-Shop) ortamın hayvan sağlığı ve etolojisi bakımından uygun olmaması sebebiyle kedi ve köpek bulundurulması yasaklanıyor.

    Ev hayvanı satış yerlerinde kedi ve köpeklere ilişkin katalog ve benzeri görsel bilgiler bulunacak; ilgililerin bunlardan seçtikleri kedi ve köpekler, Tarım ve Orman Bakanlığı’nca izin verilen üretim yerlerinden teslim alınabilecek. Bu düzenleme, teklifin yürürlüğe girdiği tarihten bir yıl sonra uygulanacak.

    Anne ve yavruların korunmasına yönelik öngörülen tedbirler, tüm hayvanları kapsayacak şekilde genişletiliyor. Teklifle, Kanunda yer alan ve hayvanların nitelendirilmesinde kullanılan ‘süs’ ifadeleri kaldırılıyor. Hayvanların korunması amacıyla bakımevleri ve hastaneler kurmak; buralarda bakım, rehabilitasyon, aşılama ve kısırlaştırma gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere, diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik sağlanacak veya Bakanlık tarafından uygun görülen miktarlarda mali destek verilecek. Bu faaliyetlerde kullanılmak üzere, gerçek ve tüzel kişilerce ayni veya nakdi bağış Bakanlığa ve yerel yönetimlere yapılabilecek.

    Düzenlemeyle hayvanların korunması ve refahı amacıyla yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesi amaçlanıyor. Buna göre; medya hizmet sağlayıcıları zorunlu yayınlarında bu konuya da yer verecek.

    Kamu kurum ve kuruluşları, hayvanların etolojisine ve habitatına uygun, serbest dolaşımlarına imkan sağlayan doğal yaşam parkları kurabilecek.

    DOĞAL YAŞAM PARKLARI KURULACAK

    Hayvanat bahçeleri ile doğal yaşam parklarının kuruluşu ile çalışma usul ve esasları Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Teklifle, belediyelere hayvanların korunması ve bakımında yeni sorumluluklar veriliyor.

    Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracak.

    Bu hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Rehabilite edilmemiş sahipsiz köpekler, belediyelerce hayvan bakımevlerinde veya geçici ünitelerde kısırlaştırılarak veri tabanına kaydedilecek. Geçici ünitelerde yapılan kısırlaştırmalar sonrasında, köpekler alındıkları ortama bırakılmadan önce sağlıklarına kavuşmaları için gerekli tedbirler alınacak. Bakanlık da bu kapsamdaki köpeklerin kısırlaştırılmasına her türlü yardımda bulunacak.

    Teklifle, hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması yasaklanıyor. Kısırlaştırma işlemi için; daha önce gebe kalmış hayvanların doğum yapması, yavruların dört aylık olması beklenecek. Bu hayvanların ölümü halinde Bakanlığa bilgi verilecek ve kayıttan düşürülecek.

    Kısırlaştırılan ve kayıt altına alınan bu hayvanlar kayıt belgesiz, ağızlıksız ve tasmasız olarak dolaştırılamayacak, halkın yoğun olarak bulunduğu yerler ile çocuk oyun alanları ve parklarına sokulamayacak. Aykırı hareket edenlere, 11 bin TL idari para cezası verilecek. Yasaklara aykırılığın tekrarı halinde, idari para cezası ile birlikte hayvanlara el konulacak ve hayvan, konulabileceği bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülecek.

    Yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevleri, teslim edilen bu hayvanları kabul etmek zorunda olacak.

    Kabul edilen kanunla; hayvanların korunması ve refahı amacıyla yaygın ve örgün eğitime yönelik programların yapılması, radyo ve televizyon programlarında bu konuya yer verilmesi amaçlanıyor. Buna göre; medya hizmet sağlayıcıları zorunlu yayınlarında bu konuya da yer verecek.

    CİNSEL İLİŞKİ DEĞİŞTİ, SALDIRI/TECAVÜZ OLDU

    Teklifte; ‘cinsel ilişki’ tepkilere neden olmuştu. Düzenleme değişiklik önergesi ile değiştirildi. TBMM Genel Kurulu’nda, hayvanlarla cinsel ilişkide bulunmak fiili teklif ile suç kapsamında alınmıştı, değişiklik önergesi ile suçun ismi hayvanlara cinsel saldırıda bulunmak veya tecavüz etmek şeklinde değiştirildi.

    KANUNDA YER ALAN ‘SÜS’ İBARESİ ÇIKARILACAK

    Kanuna göre, Hayvanları Koruma Kanunu’nun tanımları düzenleyen maddesinde değişiklik yapılarak ‘süs’ ibaresi çıkarılacak. ‘Ev hayvanı’ tanımına gerçek kişiler yanında tüzel kişilerin sahipliğinde bulunan hayvanlar da dahil edilerek kapsam genişletilecek.

    Hayvan bakımevi tanımında, bakımevlerinin hayvan sağlığı yönünden asgari standartların sağlanması için Tarım ve Orman Bakanlığından izin alınarak kurulması yönünde değişiklik yapılacak.

    ‘Rehabilitasyon’ da tanımlanarak, kapsamı, sahipsiz hayvanlar bakımından yerel yönetimlerce yapılacak tedavi, parazit mücadelesi, aşılama, kısırlaştırma ve dijital kimliklendirme yöntemleriyle işaretleme işlemleri olarak belirlenecek.

    Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını, tedavilerini sağlayacak ve eğitim çalışmaları yapacak. Yerel yönetimler ayrıca ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurabilecek.

    Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmakla yükümlü olacak.

    Ticari amaç güdülmeksizin bakılan ev hayvanı, bulunduğu yere bakılmaksızın sahibinin borcundan dolayı haczedilemeyecek.

    Ev hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma, sahiplenme şartları, hayvan bakımı, korunması konularında verilecek eğitimle ilgili usul ve esaslar, sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Tarım ve Orman Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

    Ev hayvanı satış yerlerinde (petshop) ortamın hayvan sağlığı ve etolojisi bakımından uygun olmaması sebebiyle kedi ve köpek bulundurulması yasaklanacak.

    Ev hayvanı satış yerlerinde kedi ve köpeklere ilişkin katalog ve benzeri görsel bilgiler bulunacak; ilgililerin bunlardan seçtikleri kedi ve köpekler, Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilen üretim yerlerinden teslim alınabilecek. Bu düzenleme, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten 1 yıl sonra uygulanacak.

    Anne ve yavruların korunmasına yönelik öngörülen tedbirler, tüm hayvanları kapsayacak şekilde genişletilecek. Yasayla, tedavi amaçlı hayvanlara müdahalelere izin verilecek; veteriner hekimlik uygulamalarına engel olunmaması amaçlanıyor.

    Tehlike arz eden hayvanları belirleme yetkisi, Tarım ve Orman Bakanlığına verilecek. Bu hayvanları üretmek, sahiplenmek, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkeye girişini, satışını ve reklamını yapmak şeklindeki yasaklar korunacak. Bu yasaklara sahiplenmek, barındırmak ve beslemek de ilave edilecek.

    Mevcut halde kabahat niteliğinde olan hayvanlara işkence yapmak, acımasız ve zalimce muamelede bulunmak, hayvanlara cinsel saldırıda bulunmak ve tecavüz etmek fiilleri, suç kapsamına alınacak.

    Hayvan sahiplerinin sorumlulukları genişletilerek her türlü terk fiili yasak kapsamına alınacak.

    KARA VE SU SİRKLERİ İLE YUNUS PARKLARI YASAKLANACAK

    Kanunla hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması yasaklanacak. Mevcut işletmeler ise herhangi bir nedenle eksilen hayvan sayısını tamamlama ya da artırma, yeni şube açma gibi yollarla kapasite artırımına gidemeyecek, üretim yapamayacak, Tarım ve Orman Bakanlığının izni olmadan işletme hakkını devredemeyecek. Mevcut işletmelere tasfiye için 10 yıl süre tanınacak.

    Bu işletmelerin hayvanların etolojisine uygun olarak faaliyet göstermesini sağlayacak kriterler, kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde Tarım ve Orman Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek. Burada belirtilen yasaklara aykırı davrananlara hayvan başına 25 bin TL idari para cezası verilecek.

    PİTBULL TERRİER, JAPANESE TOSA TÜRLERİNİN SATIŞINI YAPANLARA 11 BİN TL CEZA

    Tehlike arz eden hayvanların belirlenmesine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılacak düzenleme yürürlüğe koyuluncaya kadar; Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasilerio türlerini veya bunların melezlerini üreten, sahiplenen, sahiplendiren, barındıran, besleyen, takas eden, sergileyen, hediye eden ve bunların Türkiye’ye girişini, satışını ve reklamını yapana hayvan başına 11 bin TL idari para cezası verilecek. Ayrıca bu hayvanlara el konulacak ve bu hayvanlar belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek.

    Belirtilen hayvanları sahiplenmiş olanlardan, bu madde hükmü yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 aylık süre içinde hayvanlarını kısırlaştıran ve buna dair belgeyle Tarım ve Orman Bakanlığına başvurarak veri tabanına kayıt ettirenler hakkında idari yaptırım uygulanmayacak.

    Kısırlaştırma işlemi için daha önce gebe kalmış hayvanların doğum yapması, yavruların dört aylık olması beklenecek. Bu hayvanların ölümü halinde Tarım ve Orman Bakanlığınca bilgi verilecek ve kayıttan düşürülecek.

    Kısırlaştırılan ve kayıt altına alınan bu hayvanlar kayıt belgesiz, ağızlıksız ve tasmasız olarak dolaştırılamayacak, halkın yoğun olarak bulunduğu yerler ile çocuk oyun alanları ve parklarına sokulamayacak. Aykırı hareket edenlere, 11 bin TL idari para cezası verilecek. Yasaklara aykırılığın tekrarı halinde, idari para cezası ile birlikte hayvanlara el konulacak ve hayvan, konulabileceği bakımevi bulunan en yakın belediye tarafından hayvan bakımevine götürülecek.

    Bu madde kapsamında hayvan sahibi olanlar, hayvanlarını en yakın bakımevine bırakabilecek. Bu hayvanların sokağa terki halinde 30 bin TL idari para cezası kesilecek.

    Yerel yönetimler tarafından kurulan hayvan bakımevleri, teslim edilen bu hayvanları kabul etmek zorunda olacak.

    HAYVAN BAKIMEVLERİNİN EN GEÇ KURULMA TARİHLERİ

    Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 75 bini aşan belediyeler 31 Aralık 2022, diğer belediyeler ise 31 Aralık 2024’e kadar hayvan bakımevlerini kuracak.

    Belediyeler, 3 yıl süreyle hayvan bakımevleri kurmak ve rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde beşi oranında kaynak ayıracak. Bu oran büyükşehir belediyelerinde binde üç olarak uygulanacak.

    Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2022’ye kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak.

  • 4’üncü Yargı Paketi kabul edildi

    4’üncü Yargı Paketi kabul edildi

    TBMM Genel Kurulunda ‘Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ görüşülerek kabul edildi.

    TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Haydar Akar Başkanlığında toplandı. Genel Kurul’da, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşülerek kabul edildi. Kabul edilen düzenlemeye göre; idari başvurulara cevap verme süresi 60 günden 30 güne, cevap verme süresinin kısaltılmasına bağlı olarak kesin olmayan cevaplar için öngörülen bekleme süresi ise 6 aydan 4 aya indirildi.

    KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

    Kadına karşı şiddet eylemleriyle daha etkin mücadele edilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla eşe karşı işlenen ‘kasten öldürme’, ‘kasten yaralama’, ‘eziyet’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarında kabul edilen cezayı artırıcı nedenler, boşanılan eşi de kapsayacak.

    Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının ya da banka veya kredi kartlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen suçlarda, davaya bakma yetkisi bakımından suçun işlendiği yer mahkemesine ilave olarak mağdurun yerleşim yeri mahkemeleri de yetkili olacak. Düzenlemeyle, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında verilebilecek yetkisizlik kararları nedeniyle ortaya çıkacak zaman ve hak kayıplarının önlenmesi amaçlanıyor.

    İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, üst makamın veya üst makam yoksa işlemi yapmış makamın cevap verme süresi 60 günden 30 güne indirilecek. İdari eylemler nedeniyle dava açmadan önce idareye yapılan zorunlu başvurulara ilişkin idareye tanınan 60 günlük cevap verme süresi de 30 güne düşürülecek.

    Yargılamada yaşanan gecikmelerin önüne geçilmesi ve makul sürede yargılanma hakkı ile hak arama hürriyetinin daha etkin korunması için idari yargı mercilerince verilen nihai kararlar, gerekçesiyle birlikte en geç 30 gün içinde yazılacak.

    Düzenlemenin yasalaşarak yürürlüğe girmesinden önce yapılmış idari başvurular bakımından, idarenin cevap verme süresi 60 gün, kesin olmayan cevaplar için öngörülen bekleme süresi ise 6 ay olarak devam edecek.

    ZORLA GETİRİLMEYE YENİ KRİTER

    Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanıklar hakkında verilen zorla getirme kararlarının bildirilmesine ilişkin ilave usul getiriliyor. Buna göre, teknolojik gelişmeler doğrultusunda yargısal etkinlik ve verimliliğin artırılması amacıyla mevcut usule ek olarak zorla getirme kararı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim bilgilerinin dosyada bulunması halinde bu araçlardan yararlanılarak da tanığa bildirilecek.

    İfadesi alınmak amacıyla düzenlenen yakalama emri üzerine mesai saatleri dışında yakalanan ve belirlenen tarihte yargı merci önünde hazır bulunmayı taahhüt eden kişi, Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda serbest bırakılabilecek. Bu hüküm her yakalama emri için ancak bir kez uygulanabilecek. Taahhüdünü yerine getirmeyen kişiye, yakalama emrinin düzenlendiği yer Cumhuriyet savcısınca bin lira idari para cezası verilecek.

    Katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi, kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanmasına bağlı hale getirilecek.

    Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu konudaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin hakim veya mahkeme kararlarında, mevcut koşullara ilave olarak adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren deliller de somut olayda gösterilecek ve kararda yer alacak.

    Konutu terk etmeme yükümlülüğü, şahsi hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak, bu yükümlülük altında geçen her 2 gün, cezanın mahsubunda 1 gün olarak dikkate alınacak.

    SOMUT DELİL ŞARTI

    Katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi, kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanmasına bağlı hale getirilecek. Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu konudaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin hakim veya mahkeme kararlarında, mevcut koşullara ilave olarak adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren deliller de somut olayda gösterilecek ve kararda yer alacak.

  • Şentop’dan CHP’ye ’10 bin dolar alan siyasetçi’ mektubu

    Şentop’dan CHP’ye ’10 bin dolar alan siyasetçi’ mektubu

    TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP’nin kendisine sorduğu ’10 bin dolar alan siyasetçi kim?’ sorusuna mektupla yanıt verdi. Şentop, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderilen yazıda bahse konu eylem ile ilgili olduğu değerlendirilen siyasetçinin Gazi Meclis çatısı altında bir milletvekili olmadığının belirtildiğini hatırlattı. Şentop, “Konuyla ilgili yargı sürecinin tamamlanmasını beklemek dışında gerek TBMM gerekse TBMM Başkanlığı tarafından yapılabilecek resmi bir işlem bulunmadığı malumlarınızdır” dedi.

    Şentop, CHP’nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçi var” açıklamasının aydınlatılması için yaptığı başvuruya 3 sayfalık mektupla yanıt verdi. Şentop’un, CHP Grup Başkanvekili Özgün Özel adına gönderdiği mektupta, bahsi geçen siyasetçinin şu anda Meclis çatısı altında milletvekili olmadığını vurgulayarak, konunun yargıya taşındığına dikkat çekti. Şentop mektubunda, CHP Genel Başkanı, Grup Başkanvekilleri ve Milletvekilleri tarafından imzalanan 24 Mayıs 2021 tarihli dilekçede yazılanları hatırlatarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, bir televizyon programında dile getirdiği iddiaya atıfta bulunularak, söz konusu iddia nedeniyle TBMM saygınlığına gölge düşürüldüğü ve tüm milletvekillerinin töhmet altında bırakıldığının belirtildiği, iddiaya konu ismin kamuoyuna açıklanması ve gereğinin yapılmasının talep edildiğine işaret etti. Şentop, CHP’nin, kendisinden, siyaset kurumu ile Parlamento’nun üzerine düşen gölgenin kaldırılması konusunda halen Parlamento’nun atması gereken adımlar bulunduğundan bahisle, demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin TBMM Başkanı’na yüklediği sorumluluğun yerine getirilmesini talep ettiğini de vurguladı.

    ‘YAPILABİLECEK RESMİ BİR İŞLEM BULUNMUYOR’

    Şentop, mektubunda şöyle dedi:

    “Öncelikle belirtmek isterim ki; TBMM Başkanlık makamı tarafından TBMM’nin adının böylesi bir iddiayla anılmaması, milletvekillerimizin zan altında bırakılmaması ve gerektiği takdirde iddia edilen hususla ilgili hukuki süreçlerin başlatılabilmesi açısından söz konusu iddiayla ilgili varsa bilgi ve belgelerin adli makamlara ve TBMM Başkanlığı’na gönderilmesi hususunda kaleme alınan 27 Mayıs 2021 tarihli yazı aynı gün İçişleri Bakanlığı’na iletilmiştir. Bu yazıya cevaben İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Başkanlığımıza gönderilen 16 Haziran 2021 tarihli yazıda ise, bahse konu eylem ile ilgili olduğu değerlendirilen siyasetçinin Gazi Meclisimizin çatısı altında yer alan bir milletvekili olmadığı, tüm hususlar ve iddialara ilişkin olarak adli makamlara başvurulduğu ve sürecin devam ettiği bilgisi verilmiş olup; bu hususları 17 Haziran 2021 tarihli basın açıklamamda dile getirmiş bulunmaktayım. Bu çerçevede ilgide kayıtlı dilekçelerinizde bahsi geçen iddialarla ilgili yaptığım girişimler sonucu edindiğim bilgilerin tamamını partiniz mensupları dahil tüm kamuoyu ile zaten paylaşmış olmam ve tarafınıza iletebileceğim, basın açıklamamda ifade ettiğim hususlar dışında kalan başka bir bilgi bulunmaması sebebiyle, yazılı olarak cevap vermemeyi tercih etmiş bulunmaktayım. Bu çerçevede anılan iddianın adli makamlara ulaştırıldığı bilgisi edinildikten ve kamuoyu ile paylaşıldıktan sonra, konuyla ilgili yargı sürecinin tamamlanmasını beklemek dışında gerek TBMM gerekse TBMM Başkanlığı tarafından yapılabilecek resmi bir işlem bulunmadığı malumlarınızdır.”

    ‘TARAFIMDAN İSTENMESİ MAKUL DEĞİL’

    TBMM Başkanı olarak görevinin, mevcut milletvekilleriyle sınırlı bir görev olmadığını, önceki dönem milletvekillerinin haklarından da sorumlu olduğunu belirten Şentop, “Yargıya intikal etmiş bir konuda, somut olarak TBMM Başkanı’na düşen hangi hukuki sorumluluğa tekabül ettiği anlaşılamamıştır. Bu çerçevede ilgide kayıtlı dilekçelerde tarafımdan beklenen husus eğer dilekçelerinizde bahsi geçen iddiaya konu kişinin adının açıklanması ise, öncelikle söz konusu iddianın sahibinin şahsım olmadığını, dolayısıyla bu kişinin kim olduğunun açıklanmasının tarafımdan istenilmesinin makul olmadığını hatırlatmak isterim. Tüm milletvekillerimizin kanunlarla kendilerine tanınan haklardan en iyi şekilde yararlanmalarını temin etme azim ve kararlılığı ile yerine getirdiğimin bilinmesini isterim. Ancak bu görevimi yerine getirirken, Anayasa’nın 6’ncı maddesinde yer alan ‘hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’ hükmü gereğince, Anayasa, İç Tüzük veya kanunlarla tarafıma tanınmayan bir yetkiyi kullanmamın TBMM Başkanı olarak şahsımdan beklenemeyeceği açıktır” ifadelerini kullandı.

  • Hayvan hakları yasa teklifi Meclis’te

    Hayvan hakları yasa teklifi Meclis’te

    AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, hayvan hakları yasa teklifine ilişkin açıklama yaptı. Teklifle birlikte sahipli-sahipsiz hayvan ayrımını ortadan kaldırdıklarını söyleyen Ünal, ”Hayvan ‘mal’ olmaktan çıkarılıp ‘canlı’ statüsüne geliyor” dedi. Teklife göre, yunus parkı işletmeleri yasaklanacak.

    Uzun süredir üzerinde çalışılan hayvan hakları yasa teklifinde sona gelindi.

    AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, teklifin Meclis Başkanlığı’na sunulduğunu açıkladı. Ünal, düzenlemenin ayrıntılarını da paylaştı.

    Ünal, düzenlemeyle birlikte hayvanlara zarar vermeyle ilgili suç kapsamında değişikliğe gidildiğini açıkladı. Buna göre, artık hayvanlar ‘mal’ statüsünden çıkarılıp ‘canlı’ olarak sayılacak.

    Hayvanların icra konusu olması da ortadan kalkacak.

    SAHİPLİ-SAHİPSİZ AYRIMI KALKIYOR

    Teklifle sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı ortadan kalkıyor. Ünal, sahipli ya da sahipsiz nesli tükenmekte olan bir hayvanı öldürme, acımasız muamelede bulunma, hayvan dövüştürme fiilerinin suç olarak düzenlendiğini söyledi.

    YUNUS PARKLARINA YASAK

    Ünal, kara ve su sirkleri ile yunus parklarının açılması ve işletilmesinin yasaklanacağını açıkladı.

    4 KÖPEK TÜRÜNÜN TÜRKİYE’YE GİRİŞİ  YASAKLANACAK

    Teklif aynı zamanda tehlikeli olduğu belirtilen köpek türleriyle ilgili de düzenlemeler içeriyor. Buna göre; Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino ve Fila Brasilerio türlerinin Türkiyeye girişi yasaklanacak.

    Bu türlerin satışı ya da reklamını yapanlara hayvan başına 11 bin TL idari para cezası verilecek. Hayvanlara da el konulacak.

  • Dokunulmazlık dosyaları Meclis’e sunuldu

    Dokunulmazlık dosyaları Meclis’e sunuldu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 20 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyaları TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

    Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca “Gelen Kağıtlar” listesinde yayınlanarak Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon’a havale edildi. Fezlekeleri Karma Komisyon’a sevk edilen milletvekilleri şöyle:

    1. CHP Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu
    2. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü
    3. HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz
    4. HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni
    5. HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik
    6. HDP Van Milletvekili Sezai Temelli
    7. HDP İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç
    8. HDP Şanlıurfa Milletvekili Nusrettin Maçin
    9. HDP Diyarbakır Milletvekili İman Taşçıer
    10. HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü
    11. HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ
    12. HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen
    13. HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir
    14. HDP Muş Milletvekili Mensur Işık
    15. HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran
    16. HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun
    17. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik
    18. DP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt
    19. TİP Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu
    20. DBP Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz
  • 4’üncü yargı paketi kabul edildi

    4’üncü yargı paketi kabul edildi

    TBMM Adalet Komisyonu’nda ‘4’üncü yargı paketi’ olarak adlandırılan ‘Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ kabul edildi.

    TBMM Adalet Komisyonu, AK Parti Milletvekili Yılmaz Tunç başkanlığında toplandı. Kamuoyunda ‘4’üncü yargı paketi’ olarak bilinen ‘Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ komisyonda görüşülerek, kabul edildi. Teklif ile idari başvurulara cevap verme süresi 60 günden 30 güne, cevap verme süresinin kısaltılmasına bağlı olarak kesin olmayan cevaplar için öngörülen bekleme süresi ise 6 aydan 4 aya indirilecek. Yargılamada yaşanan gecikmelerin önüne geçilmesi ve makul sürede yargılanma hakkı ile hak arama hürriyetinin daha etkin korunması için idari yargı mercilerince verilen nihai kararlar, gerekçesiyle birlikte en geç 30 gün içinde yazılacak.

    KADINA YÖNELİK ŞİDDETTE ETKİN MÜCADELE

    Kadına karşı şiddet eylemleriyle daha etkin mücadele edilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla eşe karşı işlenen ‘kasten öldürme’, ‘kasten yaralama’, ‘eziyet’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarında kabul edilen cezayı artırıcı nedenler, boşanılan eşi de kapsayacak. Teklifle, usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanıklar hakkında verilen zorla getirme kararlarının bildirilmesine ilişkin ilave usul getiriliyor. Buna göre, teknolojik gelişmeler doğrultusunda yargısal etkinlik ve verimliliğin artırılması amacıyla mevcut usule ek olarak zorla getirme kararı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi iletişim bilgilerinin dosyada bulunması halinde bu araçlardan yararlanılarak da tanığa bildirilecek.

    ADLİ KONTROL SÜRELERİ

    Ayrıca katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi, kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanmasına bağlı hale getirilecek. Konutu terk etmeme yükümlülüğü, şahsi hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak, bu yükümlülük altında geçen her 2 gün, cezanın mahsubunda 1 gün olarak dikkate alınacak. Soruşturma evresinde, şüphelinin adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç 4 aylık aralıklarla Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından bir karar verilecek. Kovuşturma evresinde ise mahkeme, hakkında adli kontrol kararı bulunan sanığın bu yükümlülüğünün devam edip etmeyeceğine en geç 4 aylık süre içinde resen karar verecek. Adli kontrol süresi, ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en çok 2 yıl olup, bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek 1 yıl daha uzatılabilecek. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise adli kontrol süresi en çok 3 yıl olup, bu süre, zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilecek. Hakim adayları ile avukat stajyerlerine Anayasa Mahkemesinde staj yapma imkanı getirilecek.

    EK MADDE EKLENDİ

    Komisyonda, kovid-19 salgını sebebiyle açık ceza infaz kurumlarında bulunanlarla, kapalı ceza infaz kurumunda olup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlülerin, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlülerin izinli sayılmalarına ilişkin süreye yönelik, teklife yeni madde eklendi. Buna göre, 31 Temmuz’da sona erecek süre, salgının devam etmesi halinde, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında 2 ayı geçmemek üzere 2 kez daha uygulanabilecek. Böylelikle salgının sürmesi durumunda kovid-19 izin süresinin en fazla 30 Kasım 2021’e kadar uzatılabilmesi öngörülüyor.

  • 4’üncü Yargı Paketi Meclis’e sunuldu

    4’üncü Yargı Paketi Meclis’e sunuldu

    AK Parti, 4 kanunda değişiklik öngören, 27 maddelik ve ‘4’üncü yargı paketi’ olarak bilinen ‘Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığı’na sundu.

    AK Parti Grup Başkan Vekili Akbaşoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Akbaşoğlu, ‘4’üncü yargı paketi’ olarak bilinen ‘Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni TBMM’ye sunduklarını belirtti. Akbaşoğlu, Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Mayıs 2019’da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı’nda yer alan reformların pakette olduğunu söyledi. Akbaşoğlu, “4’üncü Yargı Paketi ile Ceza Muhakemesi Kanunu, Türk Ceza Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Anayasa Mahkemesi Kanunu’nda toplam 4 kanunda değişiklik yapıyoruz. Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkının güçlendirilmesini hedefliyoruz. Hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflığın geliştirilmesi, kişinin maddi ve manevi bütünlüğü, özgürlük ve güvenliği ile özel hayatının korunmasında daha etkin adımların atılması ve insan hakları konusunda üst düzey idari ve toplumsal farkındalığın artırılması amaçlarına yönelik öncelikli faaliyetlerin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Böylece İnsan Hakları Eylem Planı’nda yer alan amaçları gerçekleştirmek noktasında önemli bir adımı daha bugün atmış oluyoruz” dedi.

    BOŞANILAN EŞE SUÇLARDA CEZA ARTIRIMI

    Kanun teklifi ile kadına yönelik şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi için yapılan düzenlemelerin dikkat çektiğini belirten Akbaşoğlu, “Kadınlarımızın hak ve hukukunu korumaya ve kadına karşı şiddet ve mücadeleye kesin bir kararlılıkla devam etmekteyiz. Bu kapsamda Türk Ceza Kanunu’nda yer alan kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet ve kişi hürriyetinden yoksun bırakma suçları ile ilgili boşanılan eşe karşı işlenmesi durumunda bu suçların nitelikli hal olarak ceza artırımına neden olacağı somut bir düzenlemeye bağlanıyor” diye konuştu.

    ‘İDARENİN CEVAP VERME SÜRESİNİ 30 GÜNE İNDİRİYORUZ’

    Akbaşoğlu, idareye yapılan başvurulara ilişkin cevap verme süresini kısaltan, ceza yargılamasındaki koruma tedbirleri bakımından kişi hak ve hürriyetlerini güçlendiren, mahkemeye erişim hakkını güçlendiren düzenlemeler olarak 4 başlıkta toplanacak önemli düzenlemeler getirdiklerini söyledi. Akbaşoğlu, “İdarenin 60 günde cevap verme süresini 30 güne indiriyoruz. Bütün kamu idarelerinin 60 günde vatandaşımıza cevap verme süresini kısaltarak 30 güne indiriyoruz. İdari yargıya başvurma süresi ise vatandaşımız yönünden aynen devam ediyor ve 60 günlük hak süresi aynen muhafaza ediliyor. Ceza Kanunu bakımından bahse konu 4 suç yönünden bu suçların boşanmış eşe de işlenmesi karşısında biz bunu artırıcı bir neden olarak nitelikli bir hal olarak düzenliyoruz” dedi.

    ‘HAFTA SONU NEZARET UYGULAMASI SONA ERECEK’

    AK Parti’li Akbaşoğlu, adalete kolay erişilebilirlik anlamında tebligatların dışında eğer dosyasında varsa şüpheliye, sanığa ve mağdura faks, telefon, e-posta gibi iletişim araçlarıyla da bildirilmesini ilave düzenleme olarak sunduklarını kaydetti. Akbaşoğlu, “İfadesi alınmak amacıyla yakalanan kişilerin mesai saatleri ve tatil günlerine rastlaması durumunda ‘Ben ifade vermeye ilgili yargı mercine gideceğim’ diye taahhütte bulunması durumunda her dosya için bir kere olmak üzere cumhuriyet savcılığımız ilgili kişiyi serbest bırakabilme emrini verebilecek. Bu şekilde hafta sonu nezarette geçen süre uygulamalarını sona erdirebilme imkanı söz konusu olabilecek. Şayet taahhüdünü yerine getirip kendi söz verdiği zaman diliminde ilgili yargı mercinin önüne çıkmadığı takdirde de 1000 TL idari para cezası ile karşılaşılması söz konusu olacak” diye konuştu.

    ‘ADLİ KONTROL 4 AYDA BİR DEĞERLENDİRİLECEK’

    Akbaşoğlu, katalog suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi için kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanması gerektiğine ilişkin düzenlemeyi de getirdiklerini belirterek, “Eğer adli kontrole değil de tutuklamaya karar verilecekse ne için adli kontrol kararı verilmediğinin gerekçesinin de bu kararlarda mutlaka yer alması gerektiğine ilişkin bir düzenlemeyi getirmiş oluyoruz. Konutunda, evinde bulunmayı gerektiren adli kontrol uygulamasında evde geçen 2 günlük süreyi ceza mahsuplaşması noktasında bir gün olarak değerlendirilmesine dönük bir düzenleme söz konusu. Şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlüğünün devam edip etmediğine en geç 4 ayda bir soruşturma evresinde cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise resen ilgili mahkemesince karar verileceği de hüküm altına alınıyor” dedi.

    ‘STAJYER HAKİM VE AVUKATLAR AYM’DE STAJ YAPABİLECEK’

    Akbaşoğlu, seri muhakeme usulüne ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara istinaden yeni düzenlemeler getirildiğini kaydederek, “Basit yargılama usulüne ilişkin olarak duruşma günü belirlendikten sonra bu usulün uygulanamayacağı hüküm altına alınıyor. Dikey itiraz usulü önemli bir düzenleme yapılıyor. Sulh ceza hakimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği karara karşı itirazlar asliye ceza mahkemesine yapılacak” diye konuştu.

    Anayasa Mahkemesi Kanunu’nda da değişikliğe gittiklerini söyleyen Akbaşoğlu, “Hakim adayları ve stajyer avukatların Anayasa Mahkemesi’nde staj yapabilmelerine imkan getiriyoruz” dedi.

    ‘HER TÜRLÜ İHTİMALİ BARINDIRIYOR’

    Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran AK Parti’li Akbaşoğlu, HDP’nin İzmir İl Başkanlığı’ndaki saldırıda provokasyon olup olmadığına yönelik soruya, “Bu süreç her türlü ihtimali içinde barındırıyor. Şahsi bir durum mudur, provokatif amaçlı mıdır, başka bir boyutu mu vardır; bu kişinin alınacak ifadeleri, savcılıkta yapılacak soruşturma çerçevesinde daha da netleşecektir. Mahkemenin de bu menfur olayı net bir şekilde ortaya koyacağına eminim” yanıtını verdi.