Etiket: tbmm

  • HDP Milletvekili Tuma Çelik’in dokunulmazlığı kaldırıldı

    HDP Milletvekili Tuma Çelik’in dokunulmazlığı kaldırıldı

    TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu, hakkında ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘tehdit’ suçlamasıyla fezleke düzenlenen bağımsız Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına karar verdi. Komisyon Başkanı Tuma Çelik, “Karma komisyonumuz, Tuma Çelik’in dokunulmazlığının kaldırılmasına ve dosyanın Genel Kurul’a gönderilmesine karar vermiştir” dedi.

    TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu, Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Komisyonda, seçim çalışmaları sırasında D.K. adlı kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılarak, fezleke hazırlanan ve HDP’den ihraç edilen bağımsız Mardin Milletvekili Tuma Çelik ile ilgili hazırlık komisyonunun raporu görüşüldü. Komisyon, ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘tehdit’den suçlanan Tuma Çelik’in dokunulmazlığının kaldırılmasına oy çokluğu ile karar verdi.

    Komisyon Başkanı Bekir Bozdağ, toplantının ardından açıklama yaparak alınan kararı duyurdu. Bozdağ, Tuma Çelik hakkındaki dosyanın görüşülerek karar bağlandığını belirterek, “Karma komisyonumuz, Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in dokunulmazlığının, hazırlık komisyonu raporu çerçevesinde kaldırılmasına ve dosyanın Genel Kurul’a gönderilmesine karar vermiştir. Komisyonumuz çalışmalarını tamamlamıştır. Karar oy çokluğu ile alındı. Takdir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin” dedi.

    Bozdağ, komisyon toplantısı devam ederken, Tuma Çelik’in toplantıya katılarak sözlü savunma verdiğini aktararak, “Hem yazılı verdiği 17 sayfalık bir savunması okundu, 79 sayfalık da onun ekleri vardı, milletvekilleri onları değerlendirdiler. Ayrıca kendisi de ilaveten sözlü savunmasını yaptı” ifadelerini kullandı.

    Soruları da yanıtlayan Bozdağ, TBMM Anayasa-Adalet Komisyonu’nun bir yargılama makamı olmadığına dikkat çekerek, “TBMM, esasında dokunulmazlık dosyalarında bir yargılama makamı değildir. Adli sürecin işlemesi için izin veren bir makamdır. Olaya bu açıdan bakmak lazım. Anayasa çerçevesinde karar vermiş olduk. Dosyanın esası hakkında bir karar verme konusunda bir yetkimiz yoktur” değerlendirmesinde bulundu.

  • Erdoğan yeni yasama yılı açılışında konuştu

    Erdoğan yeni yasama yılı açılışında konuştu

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Büyük Millet Meclisimizin yasama alanında temsilcisi olduğu kadim ve asil duruş, evlatlarımıza bırakacağımız en kıymetli hazinedir.” dedi.

    Erdoğan, Meclisin 27. Dönem 4. Yasama Yılı’nın açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kurulu’nda, milletvekillerine hitap etti.

    TBMM’nin yeni yasama yılının hayırlı olmasını temenni eden Erdoğan, açılışından bugüne Büyük Millet Meclisi’nin üyesi sıfatıyla Türkiye’ye hizmet eden tüm milletvekillerini saygıyla andığını söyledi. Erdoğan, bir asırdır bu çatı altında görev yapan milletvekillerinden dar-ı bekaya irtihal edenlere Allah’tan rahmet, hayatta bulunanlara sağlık ve afiyet diledi.

    Meclisin ilk Başkanı ve Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Türkiye’nin gelişip kalkınmasında emeği geçen herkese şükranlarını sunan Erdoğan, “Bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu toprakların vatan haline dönüştürülmesi için cansiperane mücadele veren aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle, hürmetle anıyorum. Halen sınırlarımız içinde ve dışında bu mücadeleyi sürdüren güvenlik ve istihbarat güçlerimize başarılar temenni ediyor, Rabb’im hepsini muhafaza etsin, muzaffer eylesin diyorum. Bu mücadelenin kıyamete kadar süreceğini bilerek daima hazırlıklı, daima güçlü, daima tedbirli olacağız.” dedi.

    Cumhuriyetin 100’üncü, İstanbul’un Fethi’nin 600’üncü, Malazgirt Zaferi’nin 1000’inci yılı gibi sembolik yıl dönümlerine, ecdadın maddi ve manevi mirasını yaşatmak için önem verdiklerini anlatan Erdoğan, “Tarihimizi ne kadar iyi bilir, ona ne kadar iyi sahip çıkarsak, geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz. Tüm adımlarımızı işte bu anlayışla atıyoruz. Henüz birkaç asırlık geçmişe sahip toplulukların ve devletlerin kendilerine köklü tarihler uydurma gayretlerinin gerisinde işte bu hakikat vardır.” diye konuştu.

    Türkiye’nin, gerisinde, kesintisiz ve çok geniş bir coğrafyaya yayılan, 2 bin 200 yılı aşkın devlet geleneği olan dünyadaki nadir ülkelerden olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Böyle bir ülke, kökü de geleneği de ahlakı da olmayan, gücünü sömürgecilikten ve açgözlülükten alan devletlerle aynı yöntemleri kullanamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin yasama alanında temsilcisi olduğu kadim ve asil duruş, evlatlarımıza bırakacağımız en kıymetli hazinedir. Ülkemizin terörle mücadelesinde ve uluslararası alanda haklarını koruma gayretlerinde net tutum sergileyen Meclisimizin tüm mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. Aynı şekilde Kıbrıs ve Azerbaycan Türklerinden Balkanlar ve Kuzey Afrika’ya kadar her yerde kardeşlerimize samimi destek veren Meclisimiz, milletimizle birlikte tüm dostlarımızın da umut kaynağı olduğunu göstermiştir.”

    “Bizim Meclisimiz herhangi bir Meclis değil”

    Büyük Millet Meclisinin dualarla, tekbirlerle, heyecanla, coşkuyla açılışının 100. yıl dönüme işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Koronavirüs salgınının yayılma günlerine denk gelmesi sebebiyle bu önemli yıl dönümünü, maalesef arzu ettiğimiz görkemde kutlayamadık. İnşallah Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıl dönümünü, hedeflerimize de ulaşmış olarak, şanına layık kutlamalarla karşılayacağız.

    Bizim Meclisimiz herhangi bir Meclis değildir. Burası, ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.’ ilkesiyle milli iradenin tecelligahı olmuş yerdir. Burası, ‘Ya istiklal ya ölüm.’ şiarıyla ülkemizin İstiklal Harbi’ni bizzat yönetmiş gazi bir Meclistir. Burası, ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.’ meydan okuyuşuyla istiklaline ve istikbaline sahip çıkan bir milletin, evidir. Burası, coğrafyamızdaki son sığınağımız Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Meclistir. Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçmesiyle başlayan demokratik dönüşümler de hep TBMM tarafından gerçekleştirilmiştir. Nice darbelere ve darbe girişimlerine, muhtıralara, vesayetin sinsi oyunlarına rağmen bu kutlu çatı, daima temsilcisi olduğu milletin onurunu korumuştur. Elbette burada hatırlamak istemediğimiz kimi müessif hadiseler de yaşanmıştır. Ama bu durum, Meclisimizin temsil ettiği değerlerin yüceliğine halel getirmez.

    Özellikle 15 Temmuz gecesi bu Meclis’in ortaya koyduğu cesur ve kararlı duruş, dünya demokrasi tarihine geçmiştir. Türkiye’yi demokrasiye bedel ödemeden sahip olmuş bir ülke diye itham edenler, umarız 15 Temmuz gecesi bu bühtanlarından dolayı utanç duymuşlardır. Milletimizin yaşadığı veya savuşturduğu her sıkıntının ardından milli iradenin tecelligahı olan Meclisimiz, üstlendiği sorumluluğun gereğini yerine getirmeyi bilmiştir. Ülkemizin elde ettiği tüm kazanımlarda en büyük pay sahibi Meclisimizdir. Sadece son 18 yılda bu çatı altında gerçekleştirilen reformlar, yapılan düzenlemeler, alınan kararlar, sergilenen takdire şayan tutumlar özellikle hayranlık verici bir başarı hikayesidir. İnşallah önümüzdeki dönemde Meclisimiz, çok daha büyük başarılarla tarih yazmayı sürdürecektir.”

    “2023 hedeflerine ulaşma yolculuğunda Meclisimize düşen görevler var”

    Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşma yolculuğunda, Meclis’e düşen daha çok görevler olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, diğer kurumlarımız gibi Meclisimizin de kendi alanına yoğunlaşabilmesine imkan sağlamıştır. Elbette böylesine köklü yönetim sistemi değişikliklerinin ideal uygulama seviyesine gelmesi vakit alacaktır. Eski alışkanlıklarla yeni bir sistemi sürdürmenin zorluklarını her alanda yaşıyoruz. Ama her geçen gün yasama, yürütme ve yargının yeni sistem doğrultusunda kendini geliştirdiğini görüyoruz. Yeni reformlarla, hukuki ve icrai olarak tespit ettiğimiz aksaklıkları gideriyor, çıtayı sürekli yukarıya taşıyoruz. İnşallah Türkiye, bu konuda da dünyaya örnek olacak başarılara imza atacaktır. Meclisimizin yeni yasama yılında, bu çerçevede çok önemli çalışmalar gerçekleştireceğine inanıyorum. Siyasi rekabet ile ülkeye ve millete hizmet yarışı arasındaki çizginin en iyi konduğu ve korunduğu yerin Meclisimiz olması gerektiğini düşünüyorum. Yeni dönemde Meclis çalışmalarına katkı verecek her partiden milletvekilimize şimdiden teşekkür ediyorum.”

  • Irak ve Suriye tezkeresi TBMM’de

    Irak ve Suriye tezkeresi TBMM’de

    Irak ve Suriye’deki sınır ötesi operasyonların süresinin 1 yıl daha uzatılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi, TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla gönderilen tezkerede, Türkiye’nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan gelişmeler ve süregiden çatışma ortamının milli güvenlik açısından taşıdığı risk ve tehditlerin artarak devam ettiği ifade edildi.

    Suriye sınırına mücavir alanlarda PKK/PYD/YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, mevcudiyetini sürdüren terör örgütlerinin Türkiye’ye yönelik eylemlerini sürdürdüğü belirtilerek,

    “PKK/YPG/PYD Fırat’ın doğusunda bölücü gündemine hız vermiştir. Harekat alanlarımızda tesis edilen sükunat ve istikrarı korumak amacıyla meşru ulusal güvenlik çıkarlarımız doğrultusunda önlemler alınmaktadır. İdlip’te, Astana süreci çerçevesinde istikrar ve güvenliğin tesisine yönelik faaliyetlerimizi hedef alan risk ve tehditler devam etmektedir. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, terör ile Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, milli güvenliğimize tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklarımız doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması milli güvenliğimiz açısından hayati önem arz etmektedir” denildi.

    Türkiye’nin Lübnan’da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) TSK unsurlarıyla verdiği destek ile Birleşmiş Milletlerin (BM) Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde icra ettiği harekat ve misyonlara katılımına ilişkin sürelerin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri de TBMM Başkanlığına sunuldu. Tezkereler 6 Ekim’de TBMM Genel Kurul’unda görüşülecek.

  • TBMM’ye ziyaretçi yasağı getirildi

    TBMM’ye ziyaretçi yasağı getirildi

    TBMM yerleşkesine, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri kapsamında 31 Ekim’e kadar ziyaretçi kabul edilmeyecek.

    Meclis Başkanlığından yapılan bilgilendirmeye göre, TBMM yerleşkesi ve eklentilerine, Kovid-19 ile ilgili alınan tedbirler doğrultusunda, 1-31 Ekim tarihleri arasında Genel Kurul çalışmalarının yapıldığı günler ziyaretçi alınmayacak.

  • TBMM’den Ermenistan’a ortak tepki

    TBMM’den Ermenistan’a ortak tepki

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grubu bulunan siyasi partiler, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırılarını ortak bildiri ile kınadı.

    AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti grup başkanvekillerinin imzası bulunan ortak bildiri metninde “TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler olarak, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin 28 Eylül 2020 tarihinde Yukarı Karabağ’da ateşkesi ve uluslararası hukuku ihlal ederek ağır silahlarla Azerbaycan sivil yerleşim yerlerini ve askerlerini hedef alan saldırılarını en güçlü şekilde kınıyoruz. Bu son Tovruz’daki saldırılardan sonra Ermenistan, bölgede barışın ve istikrarın kalıcı tesisi önündeki en büyük engel olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bizler, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde halkını korumak ve toprak bütünlüğünü tesis etmek amacıyla Azerbaycan’ın gerçekleştirdiği savunmasını destekliyoruz” denildi.

    30 yıla yakın süredir Yukarı Karabağ’ın Ermenistan’ın işgali altında olduğu vurgulanarak, “Bu haksız işgalin sona erdirilmesi için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve AGİT kararlarına uygun şekilde barışçıl çözüme desteğimizi tekrarlıyoruz. Uluslararası camiayı, bugüne kadar Ermenistan’ın işgali ve sorumsuz saldırıları sebebiyle zarar gören Azerbaycan’ın yanında olmaya davet ediyoruz. Bu vesileyle; Gazi Meclisimizdeki siyasi partiler olarak, şehit düşen Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet, gazilere acil şifa ve can Azerbaycan’a başsağlığı dilerken, milletimizin dayanışma iradesini bir kez daha güçlü bir şekilde vurguluyoruz” ifadelerine yer verildi.

  • TBMM Karma Komisyonu, Tuma Çelik için 2 Ekim’de toplanacak

    TBMM Karma Komisyonu, Tuma Çelik için 2 Ekim’de toplanacak

    TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Bekir Bozdağ, hakkında ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘tehdit’ suçlamasıyla fezleke düzenlenen, yasama dokunulmazlığının kaldırılması istenen Bağımsız Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in dosyasını görüşmek üzere Adalet ve Anayasa Karma Komisyonu’nu 2 Ekim’de toplantıya çağırdı.

    TBMM Adalet ve Anayasa Karma Komisyonu üyelerinden oluşan 1’inci Hazırlık Komisyonu, seçim çalışmaları sırasında D.K. adlı kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılarak, fezleke hazırlanan ve HDP’den ihraç edilen bağımsız Mardin Milletvekili Tuma Çelik ile ilgili raporu 3 Eylül’de TBMM Adalet Anayasa Karma Komisyonu’na sundu. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Bekir Bozdağ, Çelik’in dosyasını görüşmek üzere Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nu 2 Ekim’de toplantıya çağırdı. Karma Komisyon raporu, Genel Kurul gündemine gelecek ve burada görüşülerek karara bağlanacak. Genel Kurul’daki oylama gizli yapılacak.

  • TBMM’de koronavirüsten ilk ölüm

    TBMM’de koronavirüsten ilk ölüm

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Kaynakları biriminde çalışan ve ailesinde de Covid-19 testi pozitif çıkanlar olduğu için evde karantina altında bulunan memur İbrahim S. (34), hayatını kaybetti.

    TBMM İnsan Kaynakları biriminde görevli İbrahim S., 4 Eylül’de rahatsızlanınca hastaneye başvurdu. İbrahim S., durumunun hastaneye yatarak tedavi gerektirecek boyutta olmaması nedeniyle evine gönderildi. İbrahim S., dün ateşinin yükselmesi üzerine kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

    TBMM’den İbrahim S.’nin yaşamını yitirmesiyle ilgili bilgilendirme yapıldı. Bilgilendirmede, “Meclis İnsan Kaynakları biriminde görevli memur arkadaşımız İbrahim S., Cuma günü rahatsızlık hissetmesi üzerine hastaneye gitmiş, ancak durumunun hastanede yatarak tedaviyi gerektirecek boyutta olmaması nedeniyle evinde istirahat etmekteyken, dün ateşinin yükselmesi üzerine hastaneye yatırılmış, ani gelişen bir durumla gece hayatını kaybetmiştir. Ailesinde Covid-19 pozitif olan bireylerin bulunduğu arkadaşımız da idari izinli olarak evinde bulunmaktaydı” ifadeleri kullanıldı.

    TBMM’de pandemi sürecinin başından bu yana 50 civarında personelde Covid-19 tespit edildiği belirtildi.

  • HDP’den “Barışa Çağrı Deklarasyonu”

    HDP’den “Barışa Çağrı Deklarasyonu”

    HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, HDP tarafından hazırlanan, “Barışa Çağrı” başlığıyla bir deklarasyon açıkladı.

    Buldan ve Sancar, Meclis’te düzenledikleri basın toplantısında, yarının 1 Eylül Dünya Barış günü olduğunu anımsatarak, partilerince “barış deklarasyonu” hazırlandığını bildirdi. Ardından sırayla Buldan ve Sancar, söz konusu deklarasyon metnini okudu.

    “Barış deklarasyonu”nda, 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlanarak, 1 Haziran’da İstanbul’da açıklanan ve 3 ay devam eden Demokratik Mücadele Programı’nın başladığı hatırlatıldı.

    Türkiye’nin bugün ekonomiden siyasete, yönetim biçiminden toplumsal ilişkilere kadar yaşadığı sorunların temelinde, iktidarın içeride ve dışarıdaki politikalarının yattığı öne sürülen deklarasyonda, Libya, Suriye, Irak, Doğu Akdeniz ve Ege’de yürütülen politikaların, gerilim ve çatışma stratejisinin, ülkeyi belirsiz bir geleceğe sürüklediği savunuldu.

    Toplumun, iradesini teslim ettiği Meclis’ten büyük barış müjdesini beklendiği vurgulanan deklarasyonda, şunlar kaydedildi:

    “Ferasetiyle, kadim kültürleri ve derin sağduyusuyla her türden ayrıştırma, kışkırtma oyunlarına yıllardır gelmeyen 83 milyon yurttaşımız, Kürt sorununda ülke tarihinin en büyük barışını sağlayabilir. Kürt meselesinin bugün ulaştığı düzey, bütün varlığıyla çözümü dayatıyor. Gelişmelerin de gösterdiği gibi sorun artık ülke sınırlarını aşmış, bölgesel ve küresel bir boyut kazanmıştır. Çözümsüzlük sürdükçe, çatışma dinamiği diri kaldıkça Türkiye siyasal ve ekonomik açıdan küresel güçlere bağımlı ve muhtaç olmaya devam edecektir. Halbuki bu sorun esas olarak bizim sorunumuzdur ve bu ülkede, bu topraklarda çözülmek durumundadır. O nedenle diyoruz ki; sorun diğer ülkelerin başkentlerinde değil Ankara’da çözülmelidir. Dolmabahçe mutabakatı süreci, Kürt meselesinin çözüm ruhu ve felsefesi bağlamında değerini hala korumaktadır. Muhalefet partileri, iktidardan daha ileri ve daha cesur adımlar atmalıdır. Muhalefet partilerinden, somut olarak çözümün nasıl sağlanacağına ilişkin önerilerini açıkça ortaya koymalarını bekliyoruz. ”

    Deklarasyonda aydınlara ve kanaat önderlerine ise “Türkiye’nin acil bir ‘büyük barış hareketine ihtiyacı var. Bu amaç uğruna fedakarlık yapacak olan tüm aydınlar, akademisyenler ve sanatçıların her zamankinden daha fazla çaba göstermeye, taraflarla temas kurmaya ve özgürce tartışmaya davet ediyoruz.” çağrısında bulunuldu.

    HDP’nin demokratik çözüm ve barış isteyen herkesle çalışmaya hazır olduğu da aktarıldı.

    – “Atay’a yapılan saldırı, halkın iradesine saldırıdır”

    HDP Eş Genel Başkanı Sancar’dan, Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu’nun İstanbul’da bir grup tarafından darp edilmesine ilişkin değerlendirmesi de soruldu.

    Bunun üzerine Sancar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun tutumunun sorumsuzluk ve hedef gösterme anlamına geldiğini öne sürerek, “Barış Atay’a yapılan saldırı, aslında halkın iradesine saldırıdır. Bu konuda gerekeni bütün kurullarımız ve bütün üyelerimiz ile birlikte yapacağız.” diye konuştu.

    Mithat Sancar, Mengüllüoğlu’na geçmiş olsun dileklerini iletti.

  • TBMM Başkanı Şentop Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı’yla bir araya geldi

    TBMM Başkanı Şentop Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı’yla bir araya geldi

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Yıldız’daki Başkanlık Ofisinde Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Khalid EL-Meshri ile görüşme gerçekleştiriyor.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop ve Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Khalid EL-Meshri ile İstanbul’da bir araya geldi. Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Khalid EL-Meshri ve heyeti görüşmeler için Yıldız’daki TBMM Başkanlık Ofisine geldi. Şentop ve Khalid EL-Meshri’nin ikili görüşmesinin ardından heyetlerarası görüşme yapılacağı öğrenilirken, toplantıların ardından basın mensuplarına açıklama yapılması bekleniyor.

  • İYİ Parti’li Dervişoğlu: “Yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    İYİ Parti’li Dervişoğlu: “Yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının Meral Akşener olacağı yönündeki iddialara ilişkin, “Türkiye’nin gündeminde çok kısa bir takvim içerisinde gerçekleştirilecek bir seçim varsa bu değerlendirmeye açıktır. İYİ Parti, bu tür konuları yetkili organlarında konuştuktan sonra karara bağlar ve ondan sonra kamuoyuyla paylaşır.” dedi.

    Dervişoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye derin bir ekonomik krizin pençesindeyken, piyasalardaki olumsuz gelişmeler, pandeminin yol açtığı yaraları daha da derinleştirirken, Türkiye’yi yöneten iktidar ve ortağının, gerçekleri perdeleyerek çeşitli gündemlerin peşinden koştuğunu” savundu.

    ABD Başkan adayı Joe Biden’ın, Türk siyasetiyle ilgili sözlerini değerlendiren Dervişoğlu, Türk siyasetine yön verecek yegane gücün, büyük Türk milleti olduğunu vurguladı.

    İktidarın, tepki vermesine rağmen muhalefeti “sessiz kalmakla” itham ettiğini belirten Dervişoğlu, “Şu ana kadar o hadsiz sözlerin muhatabı olan Partili Cumhurbaşkanından tek bir kelime duyan oldu mu? Bulunduğu makam, Türk Milleti’nin birliğini, bütünlüğünü ve şerefini temsil eder. İYİ Parti de bir muhalefet partisidir. O sözlerin muhatabı değildir.” ifadelerini kullandı.

    İktidarın “cambaza bak oyunu” oynadığını ileri süren Dervişoğlu, “Demokrasilerde hakem millettir ve milletimizin eli artık ‘kırmızı karta’ uzanmıştır. Bu işin dönüşü, bu iktidarın kurtuluşu yoktur. Hesap sandıkta görülecektir.” diye konuştu.

    “Türkiye’yi getirdiği nokta yalnızlıktır”

    İYİ Parti olarak, “Mavi Vatan” ile ilgili atılacak adımların her zaman destekçisi olduklarını, bundan sonra da olmaya devam edeceklerini vurgulayan Dervişoğlu, “Devletler arası değil, kişisel ilişkilerle yürütülen ve belirlenen dış politikanın, Türkiye’yi getirdiği nokta yalnızlıktır. Bu yalnızlık, bölge ülkeleriyle, milli menfaatlerimiz çerçevesinde imzalanması gereken anlaşmaların önündeki bir engel olarak görülmektedir. Bugün Mısır, İsrail, Suriye ile masaya oturabilen ve istediğini alan taraf, maalesef Yunanistan olarak görülmektedir.” dedi.

    Dervişoğlu, iktidarın 15 yıldır, Ege’deki adalarda Yunan bayrağı dalgalanmasına sessiz kaldığını öne sürdü.

    Türkiye’nin gerçek gündeminin, vatandaşın gerçek meselesinin, asgari ücretin açlık sınırının altında kalması olduğunu kaydeden Dervişoğlu, “Dolardaki her kuruş artışın, Türk milletine milyarlarca liralık yük getirdiği gerçeğini görmeyen, görmek istemeyenlerin yapacağı iş değildir Türkiye’yi yönetmek.” ifadesini kullandı.

    “İYİ Parti olarak yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz”

    ABD Başkanı Donald Trump’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi “dünya çapında satranç oyuncusu” yabancı liderlerin bulunduğu bir dünyada Joe Biden’ın “zihnen yetersiz” olduğuna yönelik sözlerinin hatırlatılması ve “Bu sözleri onur kırıcı mı buluyorsunuz?” sorusunu Dervişoğlu, “Türkiye’yi yönetecek kişinin, ABD başkanlarının ve başkan adaylarının övgü ve yergilerine göre yol haritası tanzim etmeye kalkışmasıdır asıl onur kırıcı olan.” diye yanıtladı.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?” açıklamasını değerlendirmesinin istenmesi üzerine de Dervişoğlu, “Gündemimizde olan bir konu değil. İYİ Parti olarak yapay gündemlerle meşgul olmuyoruz.” karşılığını verdi.

    Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Meral Akşener’in adının geçtiğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Dervişoğlu, “Türkiye’nin gündeminde çok kısa bir takvim içerisinde gerçekleştirilecek bir seçim varsa bu değerlendirmeye açıktır. Ama şahsen bu değerlendirmeyi ben Müsavat Dervişoğlu olarak yapamam. İYİ Parti, bu tür konuları yetkili organlarında konuştuktan sonra karara bağlar ve ondan sonra kamuoyuyla paylaşır.” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Maaşınızı dolar üzerinden mi alıyorsunuz?” açıklamasının hatırlatıldığı Dervişoğlu, “Türkiye’de doların her artışının iç ve dış borç toplamına getirdiği yük bellidir. Dolar 1 lira arttığında vatandaşın cebinden 500 milyar lira çıkıyor. O 500 milyar lira ile neler yapılabilir, Türkiye’nin takdirine sunuyorum.” şeklinde konuştu.

    İstanbul Sözleşmesi hakkında AK Parti’nin yapacağı toplantıya yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Dervişoğlu, “Bugün tartıştıkları şey o gün gündemimizdeydi ve o gün Sayın Cumhurbaşkanı farklı şeyler söylüyordu. Şimdi birtakım taassuplardan hareket ederek, İstanbul Sözleşmesi’nin doğrularını görmezden gelmek suretiyle vehimler üzerinden bir bakış açısı geliştirmeyi, devlet aklıyla bağdaştıramıyorum.” ifadesini kullandı.