Etiket: tehdit

  • Güneş çarpmasını hayatınıza mal olabilir

    Güneş çarpmasını hayatınıza mal olabilir

    Dahiliye Uzmanı Dr. Mehmet Ali Çırnaz, güneş çarpmasının yaşamsal tehdit oluşturabileceğine dikkat çekerek; “Kırmızı, sıcak, kuru bir cilt, mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, zihinsel karmaşıklıkların eşlik ettiği sürekli bir sıcaklık artışında sıcak çarpması söz konusudur. Eğer acilen tedavi edilmezse yaşamı bile tehdit edebilir” dedi.

    Dahiliye Uzmanı Dr. Mehmet Ali Çırnaz, sıcak havalarda alınacak önemlerle ilgili tavsiyelerde bulundu. Çırnaz, “Sıcağa bağlı sağlık sorunlarının yoğunlaştığı günlerdeyiz. Her şeyden önce sıcağa bağlı sağlık sorunlarının önlenebilir şeyler olduğunu bilmek gerekir. Basit bir sıcak yorgunluğundan hayatı tehdit edici güneş çarpmasına kadar değişebilen bu sorunların neden oluştuğu, kimlerin, ne zaman daha fazla risk taşıdığı, önleyici yöntemlerin neler olduğu bilinirse sıcaktan etkilenme en az seviyeye düşecektir” diye konuştu

    Sıcak yorgunluğunun belirtileri
    Sıcak yorgunluğunun belirtilerine değinen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Sıcak yorgunluğu, aşırı sıcağa uzun süreli maruz kalmaların sonrasında, özellikle sıvı alımı da az olduğunda, birkaç gün sonra ortaya çıkan bir sorundur. Aşırı su ve tuz kaybı sonucu oluşan bu soruna yaşlılar, idrar söktürücü ilaç kullanan hipertansiyon veya kalp hastaları ile sıcakta egzersiz yapanlarda sık rastlanır. Uzunca süren kas krampları, aşırı terleme ve yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma gibi belirtiler ile birlikte aşırı güçsüzlük ve bitkinlik sorunu varsa sıcak yorgunluğundan kuşkulanmakta fayda var.

    Eğer sık sık nefes alıp vermek ihtiyacı, çarpıntı, fenalık-baygınlık hissi ve soğuk terleme gibi belirtiler ortaya çıkmışsa, sorunun sıcak çarpmasına bile dönüşebileceği unutulmamalı. Özellikle yaşlılarda, kalp veya şeker hastalığı, hipertansiyon sorunu olanlarda tıbbi yardımı erken almakta tereddüt etmemek gerekir. Tıbbi yardım gelene kadar; Dinlenmeli, sıvı almanın (en iyisi su içmektir, enerji içecekleri veya soğuk taze meyve suları da olabilir) iyi geldiği akılda tutulmalı. Bol şekerli sıvılar zararlı olabilir. Soğuk bir duş almak, soğuk su emdirilmiş süngerle ıslanmak Havalandırılmış, gölge, serin bir ortamda kalmak yararlıdır” ifadelerini kullandı.

    Güneş yanmalarına karşı soğuk kompres
    Hava sıcaklığının artması sonucu oluşan sağlık sorunlarının en sık görülenlerinin güneş yanmaları ve sıcak lekeleri olduğuna işaret eden Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, şu bilgileri paylaştı:
    Uzunca bir güneşlenmenin sonrasında, ciltte ağrı, ateşlenme ve su toplamış kabarcıkların oluştuğu görülebilir.

    Böyle bir durumda o bölgeye hemen soğuk kompres uygulamak veya soğuk su ile ıslatılmış bir süngerle cildi ıslatmak gerekir. Bölgeye nemlendirici losyonlar veya aloe veralı sıvılar sürülebilir. Diş macunu, yemeklik yağ veya başka bir şeyden uzak durmalı, su kabarcıklarını sıkılmamalıdır. Sıcak etkisi ile oluşmuş küçük kırmızı sivilce veya su kabarcıkları varsa o bölgeleri kurutmaya çalışırken pudra, merhem, krem kullanmamaya dikkat edilmelidir

    En tehlikelisi güneş çarpması
    “Güneş çarpması tehlikeli bir durumdur” diyen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Sıcak çarpmasında vücut ısısında sürekli bir artış (10-15 dakikada 40-41 dereceye ulaşabilir) ve bilinç bulanıklığı vardır. Kırmızı, sıcak, kuru bir cilt, mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, zihinsel karmaşıklıkların eşlik ettiği sürekli bir sıcaklık artışında sıcak çarpması söz konusudur. Eğer acilen tedavi edilmezse yaşamı bile tehdit edebilir.

    Böyle bir durumda: Hasta hemen serin ve gölge bir yere alınmalı, en hızlı şekilde soğutulmalı; mesela soğuk suyun altına sokulmalı, soğuk kompresler uygulamalı. Soğuk bir küvete almak iyi olabilir. Bu işlemle beden ısısı 38 derecenin altına düşene kadar bırakılmamalıdır. En kısa sürede bir acil servise ulaşım sağlanmalıdır. İstemsiz kasılmalar varsa hastayı kendine zarar vermeyeceği bir konuma getirmek gerekir. Yiyecek bir şey vermemeli, solunum yolunu açık tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.

    Güneş çarpmasını önleyici yöntemler
    Güneş çarpmasına karşı aşınabilecek önlemlere de değinen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, şu tavsiyelerde bulundu:
    Hava sıcaklığı aşırı yüksek derecelere ulaştığı, hızlı yükseldiği, uzunca süre yüksek kaldığı taktirde yeterli miktarda sıvı tüketmeli, su içmek için susamayı beklememeli ; özellikle yaşlılara sık aralıklarla su içirilmelidir. Aktiviteyi azaltmak sıcak ortamda egzersiz yapmamak, yapılırsa her saat başı 2-3 bardak su içmek gereklidir. Doktorunuz fazla sıvı almamanızı istediyse, sıcak havalarda ne miktarda ilave edebileceğinizi görüşmekte yarar vardır.

    Sıvı kaybını çoğaltan alkol, kafein ve fazla şeker içeren sıvılardan uzak durmalı; mide krampları yapabildiğinden, çok soğuk içeceklerden sakınmalıdır. Aşırı terleme durumunda, tuz kaybını telafi etmeli, tuz tüketimi sınırlandırılmışsa mutlaka takip eden doktora danışılmalıdır. Güneşten korunmak ,şapka, açık renkli ve ince giyecekler, şemsiye kullanmak ,güneşin etkilerinden koruyucu ürünlerden yararlanmak gereklidir.

    Bu ürünleri cilde, güneşe çıkmadan 30 dakika önce tatbik etmeli, en az 15 faktör içeren ürünleri seçmeli, ürünlerin etkilerinde ‘UVA/UVB koruyucu’ etkilerini görmelidir. Dışarı çıkmak için serin ve güneşi az saatleri kullanmalı: Sabah ve akşam saatleri en uygunudur. Çok gerekli değilse sıcakta dışarı çıkmamalıdır. Dışarı çıkıldığında aşırı efordan uzak durmalıdır. Sık duş almakta fayda vardır.”

    Risk grupları daha dikkatli olmalı
    Güneş çarpması riski yüksek olan kişileri daha dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Çocuklar, 65 yaş üzerinde olanlar, aşırı kilolu ve şişmanlar kalp ve solunum yetmezliği sorunu bulunanlar, hipertansiyonlular, depresyon ve uykusuzluk sorunu yaşayanlar, ağır bedensel güç sarf ederek hayatını kazananlar, bilinç bozukluğu olan hastalar riskli grubun içinde yer almaktadır.

    Sıcak krampları, özellikle güneş altında yapılan ağır fiziksel aktiviteler ve yoğun terlemeyi takiben oluşur. Sebebi tuz ve nem kaybıdır. Özellikle tuzsuz-az tuzlu bir beslenme uyguluyor veya tuz kaybettiren idrar söktürücü ilaçlar kullanılıyorsa daha tedbirli olmalıdır. Kramp oluştuğunda: Hemen istirahate çekilmek ve serin bir yerde dinlenmek, taze meyve suyu veya su içmek, en az 2-3 saat aktiviteden uzak durmak gerekir. Sıcak krampları, sıcak yorgunluğu veya sıcak çarpmasına dönüşebileceği için dikkatli olunmalıdır. Kramplar 1 saat içinde düzelmezse mutlaka tıbbi yardım almak gerekir” diye konuştu.

  • Kuraklık tehdidi

    Kuraklık tehdidi

    Tekirdağ’da geçmişte kullanılan su seviyesi işaretlerinin kıyıdan uzakta olduğu ve yer altı su kaynaklarının ciddi oranda azaldığı belirtiliyor. Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESKİ) Genel Müdürü Turhan Toprak, 15-20 yıl önce 70-80 metre derinlikte su alınabilirken, şimdi 400 metrelik kuyular açılarak 180 metre derinliklerden su alındığını ifade ediyor. Bu durumun her yıl 2 metre daha kötüye gittiği ve ağır metal kirliliği sorunu yaşandığı aktarılıyor.

    Kentte uzun süredir mevsim normallerinin üzerinde hava sıcaklıkları görülüyor ve beklenen yağışların düşmemesi baraj göllerindeki su seviyelerinin azalmasına yol açıyor. Özellikle Naip ve Türkmenli barajları riskli seviyede bulunuyor. TESKİ Genel Müdürü Toprak, ciddi sıkıntılar yaşanmaması için su kesintilerine mahalle bazında veya gece saatlerinde gitmek zorunda kalınabileceğini belirtiyor.

    Hava sıcaklıklarının mevcut seviyede devam etmesi halinde, kuraklık riskine karşı önlemlerin artırılması planlanıyor. Su kaynaklarının korunması ve tasarruflu su kullanımının teşvik edilmesi gerektiği vurgulanıyor.

  • Engelli kiracıya tehdit

    Engelli kiracıya tehdit

    Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşayan engelli Hanife Koca, evi yüksek kiraya vermek isteyen ev sahibi tarafından evden çıkması için sürekli tehdide uğradığını iddia etti. Ankara’nın Sincan ilçesinde 13 yaşındaki kızıyla beraber yaşayan 50 yaşındaki Hanife Koca, geçirdiği beyin kanamasının ardından felç geçirdi ve sağlığına kavuşmak için yaklaşık 20’ye yakın ameliyat olmak zorunda kaldı.

    Hastalığı sebebiyle çalışamayan Koca, devlet desteği ve komşularının yardımıyla hayata tutunmaya çalışıyor. Koca’nın kirasını ise bir hayırsever ödüyor. Oturduğu evin kira gününü geciktirmekten ödediğini, buna rağmen ev sahibinin sürekli olarak evden çıkması için kendisini tehdit ettiğini iddia eden Koca, yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.

    “Geçenlerde oğlu geldi, ‘Evi yakarım’ diyor”
    Ev sahibinin bir yıl boyunca kendisini evden çıkarmak için tehdit ettiğini söyleyen Koca, “Geçenlerde oğlu geldi, ‘Evi yakarım’ diyor. ‘Yak, içinde beni de yak’ dedim. Sürekli evden çık diyor. Telefonuma her gün farklı numaralardan çağrılar geliyor.

    Dün yine ev sahibim aradı, ‘Abla evden çık’ dedi. Ben de evden çıkamam, mahkemeye ver dedim. ‘Beni polislerle uğraştırma’ dedi. ‘Eşyalarımı evinin bir odasına yığarım’ dedi. Onu da yapamazsın dedim. Tehdit ediyor beni. Herhalde zam istiyor. Bu ay 3 bin Türk Lirası verdim. 3 bin lirayı getirdi sehpaya koydu. Kirayı almıyor. 3 gün sonra geldi kirayı istedi, verdim. ‘6 bin Türk Lirası olarak ver’ diyor. Ben de 6 bin lira vermem dedim. 3 bin lirayı aldı götürdü” diye konuştu.

    Koca, ev sahibinin iki yıl içerisinde kiraya 4 kez zam yaptığını öne sürerek, “Zam yapıyor, ardından evden çıkmamı söylüyor. Her zaman böyle. Kontratı da imzalamıyor, her zaman elden alıyor. Kendim götüremediğimden komşularımla gönderiyorum. Bazen de kendisi gelip alıyor” diye konuştu.

    “13 yaşındaki kızımın psikolojisi bozuldu artık”
    Geçinebilmek için kendilerine komşularının yardım ettiğini söyleyen Koca, şöyle devam etti:
    “Benim maaşım yok. Devletten aldığım destek var, sağdan soldan gelen yardımlar var. Bir de kızım var, başka bir şeyim yok. Ev sahibim evden çık diye eve kadar geliyor. 13 yaşındaki kızımın psikolojisi bozuldu artık. Çocuğu gönderdim. Çocuğum o kadar etkileniyor ki, beni bu halde görüyor ağlıyor. ‘Bıktım artık’ diyor.”

    “Korkuyorum”
    Ev sahibini şikayet etmek için polisi aramak istediğini anlatan Koca, “Numarayı bilmiyorum. 183’ü mü aradım, kaçı aradım bilmiyorum. Onlar da bir yerlere bağladı. Daha sonra bir kız çıktı, korktum kapattım. Korkuyorum. Az önce kızım aradı. ‘Artık korkma yeter’ diyor. Haberleri dinliyorum. Ev sahibine ‘Git beni polise ver, mahkemeye ver’ diyorum. ‘Ben ne mahkemeye gideceğim’ diye bana bağırıyor” dedi.

  • Gerekmedikçe dışarı çıkmayın uyarısı

    Gerekmedikçe dışarı çıkmayın uyarısı

    Türkiye, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan uyarılar sonrasında Fas üzerinden gelen sıcak hava dalgasının etkisi altına girdi.

    Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde hava sıcaklığı artış gösterecek ve mevsim normallerinin 5 ila 10 derece üzerine çıkması bekleniyor. Örneğin, İstanbul’da sıcaklıklar 37-38 dereceye kadar çıkacak, Ege ve Akdeniz bölgelerinde ise 39 ila 44 derece arasında değişecek. Bu yüksek sıcaklık, aşırı sıcaklık ve düşük nem nedeniyle orman yangınlarına karşı risk oluşturuyor.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vücut sıcaklığının 40 derecenin üzerine çıkmasının klinik bir durum olduğunu ve yaşlılar, çocuklar, kalp rahatsızlığı veya tansiyon gibi kronik hastalıklara sahip olanların yüksek risk grubunda olduğunu belirtti. Bakan Koca, yüksek sıcaklık saatlerinde dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulundu.

  • Sıcaklar kalp sağlığına tehdit

    Sıcaklar kalp sağlığına tehdit

    Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Halil Tolga Koçum, yazın yaşanan kavurucu sıcaklarda kalp hastalıkları ile ilgili şikayetlerde artış yaşandığını söyleyerek, “Sıcak ve nemli hava, özellikle yaşlılar, kalp hastalığı olanlar ve hipertansiyon ilaçları kullanan kişiler açısından ciddi anlamda risk oluşturuyor” dedi.

    Sıcak ve bunaltıcı günlerde kalbin, vücudu soğutan temel mekanizma olan terleme olayını başlatmak için normalden daha fazla kan pompalamak zorunda kaldığını kaydeden Prof. Dr. Koçum, “Sıcak çarpması ise vücudumuzun kendini soğutma işlevinde başarısız olması ile ortaya çıkıyor. Bu durum, halsizlik, bulantı, kusma, baş ağrısı-dönmesi, kas seğirmesi kendini gösteriyor. Belirtilerin organ yetmezliklerine bile yol açabilecek kadar ciddi bir durum oluşturabilir. Bu gibi şikayetleri olanların zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir” diye konuştu.

    Yaşlı bireyler risk altında

    Aşırı sıcak havanın özellikle yaşlı sağlığını olumsuz etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Koçum, “Yaş ilerledikçe, vücut sıcaklığımızı dengeleme yeteneğimiz azalıyor. İlerleyen yaşla beraber tüm atardamarlarda artan plak yükü nedeniyle damarlar daha sert bir yapıya dönüşüyor ve susama hissinde de bir azalma oluyor. Bu durum yaşlılarda bayılmaya kadar varan sağlık problemlerine yol açabiliyor” şeklinde konuştu.
    Kalp hastalıkları ya da hipertansiyon için kullanılan ilaçlara karşı sıcak havalarda temkinli yaklaşılması gerektiğine dikkat çeken Koçum, “Bazı ilaçlar idrar söktürücü özellikleri yüzünden aşırı su kaybına neden olurken bazen de vücudun sıcaklığını düşürmek için damarların genişlemesi, aynı zamanda tansiyon düşüklüklerine de neden olabiliyor. Dolayısıyla normalde kullandıkları ilaçlar fazla gelebiliyor” diyerek, hastaların gerekirse ilaçlarının yeniden düzenlenmesi için doktorlarına danışmalarını önerdi.

    Mutlaka bol su tüketin

    Susuzluğun, vücudun ihtiyacı olan suyun metabolizmada olmadığı anlamına geldiğini belirten Koçum, “Böyle bir durumda ise önce kan hacmi düşüyor, sonra da organlara pompalanan kan miktarı hızla azalıyor. Ardından, uç vakalarda organların işlevlerini yitirdiği bile görülebiliyor. Aşırı sıcaklarda yeterli miktarda su içmek önemli. Bazen minerallerin de terleme yoluyla kaybedilmesi sonucunda metabolizmada sorunlar yaşanabiliyor. Böyle durumlarda kaybedilen maddelerin hızla yerine konulması gerektiğinden yeterli miktarda sıvı alımı büyük önem kazanıyor” ifadelerini kullandı.
    Yeterli önlemler alındığı takdirde sıcak havalarda kalp sağlığını korumanın mümkün olduğuna değinen Koçum, “Bol su için, su kaybı yaşamak risk anlamına gelir. Bu nedenle su içmek için susamayı beklemeyin. Aşırı miktarda kafein ve alkolden uzak durun. Açık renkli idrar çıkarmak yeterli sıvı aldığınızın en iyi göstergesidir. Uygun giysiler seçin. Hafif ve açık renkli kıyafetleri, nefes alan pamuklu kumaşları tercih edin. Güneşten korunun. Güneşin en tepede olduğu 11.00 ila 16.00 saatleri arasında dışarıda bulunmamaya gayret edin ve dinlenin. Dışarıya çıkacaksanız mutlaka şapka veya şemsiye kullanın” diyerek tavsiyede bulundu.

  • Canlılar, insan tehdidi altında

    Canlılar, insan tehdidi altında

    Aydın’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin korunması adına önemli çalışmalar yapan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), Ege kıyılarındaki insan baskısına dikkat çekerek etrafa atılan çöplerin sahilleri tehdit ettiğini belirtti. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, kıyı kirliliği sebebiyle deniz çayırlarının ve buna paralel olarak su altı yaşamın da tehdit altında olduğuna dikkat çekerken, Kuşadası Körfezi’ni beslenme alanı olarak kullanan caretta caretta cinsi deniz kaplumbağalarının, insan kaynaklı ölümleri devam ediyor. Kuşadası açıklarında denizde seyir halinde olan Metin Irmak isimli duyarlı bir vatandaş, bir deniz kaplumbağasının su üzerinde hareketsiz durduğunu fark etti ve durumu Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’ne (EKODOSD) bildirdi. İhbar üzerine bölgeye giden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, yaptığı incelemenin ardından ölü olarak bulunan kaplumbağanın hedef dışı av olarak hayalet ağına takıldığı ve boğulduğu tahmin ettiklerini belirtti.

    “Naylon poşetler deniz kaplumbağaların ölümüne yol açıyor”

    Her yıl çok sayıda kaplumbağanın hedef dışı av olarak hayatını kaybettiğine vurgu yapan Sürücü; “Duyarlı doğasever Metin Irmak tarafından denizde seyir halindeyken bir deniz kaplumbağasının ölü olarak su yüzeyinde olduğu ihbar edildi. Deniz kaplumbağasının Caretta caretta türü olduğu tespit edilerek, gerekli ölçümleri yapıldı, doku ve keratin örnekleri alındı. Kaplumbağaya yapılan incelemede herhangi bir kesi ya da darp izine rastlanmadı. Deniz kaplumbağaları genellikle tesadüfen ağa takılmalarda su yüzeyine nefes almak için çıkamadığından boğularak ölmektedirler. Su altında bırakılan hayalet ağlar deniz kaplumbağaları başta olmak üzere birçok deniz canlısının yaşamını tehdit etmektedir. Yaz aylarında gündüz yüzmek ve güneşlenmek için plajlara gelen vatandaşlar, gece de sıcakların etkisiyle rahatlamak ve dinlenmek amacıyla kumsalları doldurmaktadır. Günümüzde bilinçlenme ve çevreye duyarlılık artmış olsa da bazı bilinçsiz kişiler tarafından yenilip içildikten sonra tüm atıkları kıyılarda bırakıp gidilmektedir. İnsan kaynaklı bu kirlilik sonucunda, denize birçok atık madde taşınmaktadır. Özellikle denizdeki naylon plastik poşetler, deniz kaplumbağaları tarafından deniz anası sanılarak yutulduğundan, bu canlıların ölümüne yol açmaktadır” dedi

    “Kıyılarımızın temiz kalmasına özen göstermeliyiz”

    Sadece Ege ve Akdeniz’de bulunan ve nesli tehlike altında olan Akdeniz’in çiçekli deniz bitkisi endemik türler arasında yer alırken, EKODOSD denizin ormanı olarak tanımlanan endemik bitki için koruma çağrısında bulundu. Dünya Doğa Koruma Birliği’nin koruma listesinde yer alan Akdeniz’in çiçekli deniz bitkisi posidonia oceanicanın tekne çapaları ve atıklar nedeniyle her geçen gün yok olduğuna dikkat çeken EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “Deniz çayırlarının tahribatı, ormanlardaki ağaç kıyımı ile eşdeğerdir” dedi.

    Ayrıca Kuşadası kıyılarının deniz çayırları açısından zengin bir bölge olduğuna dikkat çeken Sürücü; “Kuşadası kıyıları deniz canlılarının üreme ve beslenmelerini sağlayan Akdeniz’in çiçekli deniz bitkisi posidonia oceanica denilen deniz çayırları açısından zengin alanlara sahiptir. Otçul bir tür olan yeşil deniz kaplumbağalarının beslenmesi için deniz çayırları çok önemlidir. Carettalar deniz çayırlarının içinde avlanırlar, beslenirken ağzından dökülen kırıntılarla yüzlerce minik canlı beslenmelerini sağlar. Sahilde bırakılan bu atıklar denize taşındıklarında, sualtında deniz eriştelerinin üzerini kapladığından hem bitkiye hem de başta deniz kaplumbağaları olmak üzere birçok deniz canlısını olumsuz etkilemektedir. Tüm bunların bilincinde olarak, kıyılarımızın temiz kalmasına özen gösterip atıklarımızı hemen yakında bulunan çöp konteynırlarına atmalı, atmayanları da uyarmalıyız” şeklinde konuştu.

  • Ayı tehdidine Karadeniz çözümü

    Ayı tehdidine Karadeniz çözümü

    Koruma altında olması nedeniyle vurulması yasak olan hayvanların başında gelen ama diğer yandan da vatandaşların hem bağ bahçe hem de yayla evlerinin en büyük tehdidi olan ayılar için “Ancak Karadeniz’de olur” denilecek çözüm Gümüşhane’den geldi.

    Torul ilçesine bağlı Yücebelen köyünün Büyük Silve Yaylasındaki vatandaşlar her yıl kış uykusundan uyandıktan sonra yayla evlerine girerek yiyecek bulmak için buzdolabından kapılara kadar evleri paramparça eden, evin için savaş alanına çeviren ayılardan korunmak için çivi ve vida çakılı kapı ve eşiklerle ayıların önüne geçti.

    Sıcak yaz günlerinde hayvancılık yapmak için denizden 2 bin 285 metre yükseklikte kurulu ve yaklaşık 70 hanenin bulunduğu yaylada “Ali Baba” lakabıyla tanınan Ali Özcan, benzeri korku filmlerindeki sahneleri andıran düzeneği kurarak ayı tehdidinden kurtulduklarını anlattı.

    “Ayılardan çok çektik”

    Bu zamana kadar başta kendi yaylaları olmak üzere hem köylerinde hem de civar yaylalarda ayılardan çok çektiklerini ve çok zararını gördüklerini ifade eden Özcan, “Ayılardan çok çekiyoruz. Ayılar her zaman kar kalkmaya başladığı zaman kapıları kırıyor, içerileri kırıyor, çok zarar veriyor bize. Her yıl oluyor ve hiçbir şekilde baş edemedim. En son çare kapıları vidalama sistemi ve çivi çakmakta buldum. Daha giremiyor artık” dedi.


    “Ayı yerdeki çivili tahtaya basamıyor, çivili kapıya elleriyle vuramıyor”

    Yaptığı düzeneğin ayıya nasıl engel olduğunu anlatan Özcan, “Ayı yere koyduğum çivi çakılı kapının üzerine çıkamıyor. Çivi ve vida çakılı kapıya da vuramıyor. Çiviler eline geçiyor. Açamıyor bu sefer. Faydasını gördüm. Öncesinden gelip camları, pencereleri kırıp içeriye giriyordu. Hatta çatıları bile kırıp içeri girdi” diye konuştu.


    “Bu sistemi yapan kurtarıyor”

    Yaylada ilk kendisinin yaptığı uygulamanın ayıları engellemesinin ardından birçok vatandaşın benzer şekilde uygulama yapmaya başladığını belirten Özcan, “Bu işi ben icat ettim. Çivili tahtayı yapmadığım zaman 1-2 tane kapımı kırdı. Vurup da kırıyor. Şimdi ben de böyle bir sistem uyguladım ve rahat ettim. Girmiyor daha. Kapıya 500 tane vida kullandım. 1,5 kilo çivi de eşikteki tahtaya kullandım. Ben yapıp randıman aldıktan sonra yayladaki diğer vatandaşlar da yapmaya başladı. Yapan kurtarıyor” ifadelerini kullandı.

  • Eşine dehşeti yaşatmıştı, firari şahıs yakalandı

    Eşine dehşeti yaşatmıştı, firari şahıs yakalandı

    Olay, 2 gün önce Darıca ilçesinde Osmangazi Mahallesi Kuştepe Caddesi Şehit Yakup Gitmez Sokak üzerinde meydana geldi. Sadık Ş., boşanma aşamasındaki eşi E.Ş.Y.’nin önünü keserek silah doğrulttu. Kadına tehditler savuran ve küfür eden Sadık Ş., boşanma aşamasındaki eşini zorla araca bindirmeye çalıştı. Kadının araca binmemesi üzerine olay yerinden kaçan şahıs için ekipler çalışma başlattı.
    Yapılan çalışmalar neticesinde bugün yakalanan şahıs gözaltına alındı. Emniyete götürülen şahsın ifadesi sürüyor.

  • Sinan Oğan’dan tehdit iddiası

    Sinan Oğan’dan tehdit iddiası

    Seçim gündemini değerlendirmek üzere TV100 ekranlarına konuk olan ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, çok konuşulacak bir iddia ortaya attı.

    “SOKAĞA ÇIKARKEN DİKKAT ET”

    ATA İttifakı’nı oluşturan 4 partiden biri olan Türkiye İttifakı Partisi Genel Başkanı Mehmet Sağlam’ın bu sabah kapısında bir not bulduğu bilgisini paylaşan Oğan, “İttifakımızda yer alan, Türkiye İttifak Partisi Genel Başkanı Sayın Mehmet Sağlam şu an Manisa’da çalışmaları sürdürüyor. Bu sabah kapısında bir not buldu: ‘Az zamanın kaldı. Sokağa çıkarken dikkat et…’ Böyle bir not yazılmış. Bizim Manisa’daki fotoğraflarımızın üzerine bir QR kod yapmışlar. O kodda da ‘Kana kan, dişe diş’ diye bir takım tehditler var” şeklinde konuştu.

    Oğan’ın açıklamasından satırbaşları şöyle;

    “Bu ülkede bu insanların can güvenliği olmayacak mı? Yazık değil mi bu ülkeye? Biz Diyarbakır Silvan’da saldırıya uğradık. Bize bir saldırı olacağı duyumunu aldık. Maalesef ki bu saldırı yapıldı. Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na Silvan’da bize saldırı yapıldı. Şimdi Türkiye İttifak Partisi Genel Başkanı’na ‘Zamanın Az Kaldı’ deniyor.

    MUHARREM İNCE’NİN KARARI

    Aradım, kendisinin telefonları kapalıydı. Basına verdiğim demeçte kendisine geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Türk siyasetinin acı bir tablosudur düzmece iddialarla birtakım operasyonların yapılması kabul edilebilir bir şey değildir. Bu tür şeylerle Türk insanın iradesi bırakılarak başka bir irade ile sonuçlar değiştirilmeye çalışılmaktadır. Kendisine bu süreçte çok baskılar oldu. Gerçekten insan üstü baskılara maruz kaldı. Aday olacak birisine çekil demek doğru değil. Ne yapalım hepimiz çekilelim, tek başına kal öyle kazan. Bunu mu istiyorsunuz yani.

    “BİZİM ÇEKİLME İHTİMALİMİZ YOK”

    Muharrem Bey, adaylıktan çekildikten sonra bana dönük komplolar yapılıyor. Ben Türk milliyetçilerinin oyunu alan birisiyim. Sinan Oğan’ın çekilip çekilmemesi oy akışını değiştirmez. Bizim kitle, Kılıçdaroğlu ve Erdoğan arasında sıkışmak istemeyen seçmen. Onun için bizim seçmenimizin çekilme gibi bir durum söz konusu olmaz. Bizim bu tehditlerle yılacağımızım sanıyorlar. Tekrar tekrar altını çizeyim bizim çekilme ihtimalimiz yok.”

  • ‘Üçüncü Dünya Savaşı gerçek bir tehdit’

    ‘Üçüncü Dünya Savaşı gerçek bir tehdit’

    Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Ukrayna’daki savaşın “endişe verici ve tehlikeli” olduğunu söyledi. Orban, yeni ve daha güçlü silahların kullanımı konusunda giderek daha fazla karar alındığını ve Batı’nın Ukrayna’ya daha modern ekipman göndermeye devam ettiğini söyledi. Orban, “Avrupa ve ABD liderlerinin bazılarının, her şeyin böyle devam etmesi halinde Üçüncü Dünya Savaşı çıkacağına ilişkin ifadeleri abartılıymış gibi gelebilir ama bu gerçek bir tehdit” ifadelerine ver verdi.

    Macaristan Başbakanı, savaşın giderek daha kanlı ve acımasız hale geldiğini, ancak barışı destekleyen Avrupa ülkeleri ve liderlerin sayısının artmadığını sözlerine ekledi. Orban, “Aynı zamanda, Avrupa kamuoyu ateşkes ve barış görüşmeleri hakkında daha fazla konuşmaya başladı, ancak kurban sayısı artıyor” diye konuştu. Macaristan’ın Ukrayna krizini çözümü için teklifinin ateşkes olduğunu belirten Orban, “Macaristan parlamentosu, pozisyonumuzu yansıtan bir karar kabul edecek. Barış ve ateşkes talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Macaristan’ın teklifinin herhangi bir barış anlaşması değil sadece ateşkes içerdiğini vurgulayan Orban, “Savaş eylemlerinin durdurulması sağlanmalıdır. Daha fazla insan hayatı kaybedilmemelidir. Ateşkes sağlandığında barış görüşmeleri için şans oluşturulur” ifadelerini kullandı.

    Macaristan Başbakanı ayrıca, Avrupalı liderlerin Ukrayna’ya barış gücü gönderme konusunu ciddi bir şekilde ele almaya başladıklarını söyleyerek, “Bu savaş, Macar halkı için endişe verici ve tehlikeli. Güvenliğimiz tehlike altında” ifadelerine yer verdi.