Etiket: tehlike

  • “Su kesintisi yapılabilir”

    “Su kesintisi yapılabilir”

    İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan ve tehlike çanlarının çaldığı Tahtalı Barajında, su seviyesi yüzde 15.29’a geriledi. Son 16 yılın en düşük seviyesine gelen barajla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Tehlikeli bir dönemdeyiz ve 2008’den sonraki en düşük seviye. Yüzden 15 seviyeden korkmalıyız.

    Suyu çok dikkatli kullanmalıyız. Su kesintileri yapılabilir, normaldir; ama bunu siyasileştirmemeliyiz. İzmir’in rahat bir yaz dönemi geçirmesi için en az yüzde 35’lere gelmesi lazım. Tehlike sadece İzmir’de değil; Aydın, Denizli, Muğla, İstanbul, her yerde tehlike var” dedi.
    İzmir’de son aylarda yağış miktarının ciddi manada düşmesi barajları kötü etkiledi. İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılaşan Tahtalı Barajında ise su seviyesi kritik bir seviyeye geldi.

    Barajda su seviyesi yüzde 15.29’a gerilerken, bu oran son 16 yılın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti.
    Diğer barajların doluluk durumları ise şöyle: Balçova Barajı yüzde 14.86, Gördes Barajı yüzde 2.89, Ürkmez Barajı yüzde 9.79, Güzelhisar Barajı yüzde 66.66, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı yüzde 9.79

    “Bu seviyelerden korkmalıyız. Su kesintileri yapılabilir, normal”
    Barajlardaki bu kritik seviye tedirgin ederken, Deniz Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Bu seviyelerden korkmalıyız” dedi. Su seviyesinin 2008 yılından bu tarafa en düşük seviyeye gerilediğini ifade eden Yaşar, “Yüzde 15 seviyesi İzmir için çok düşük ve korkmalıyız. Su kesintileri yapılabilir, normaldir ama bunu siyasileştirmemeliyiz. Biz suyumuzun yüzde 30’u gibi bir kısmını Tahtalı Barajından sağlıyoruz; yani ciddi bir kısım” ifadelerine yer verdi.

    “İzmir’de su kullanımı bilim dışı”
    “Yağışlar biraz daha eksik yağmaya devam edecektir; ama sanırım mart ayından sonra rahatlarız” diyen Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’in su kullanımında büyük yanlışlar olduğunu ileri sürdü. İzmir’de suyun pahalı olmasının en büyük nedeninin yer altından su alınması olduğunu anlatan Doğan Yaşar, “Bizim yaptığımız çok büyük yanlışlar var; yani İzmir’de su kullanımı gerçekten bilim dışı. 2020’de bütün barajlar doluyken; ‘barajlardan çekin şu suyu. Bırakın kuyuları, yer altı sularını’ dedik; ama yüzde 60 gibi bir su, yüzde 55 gibi bir su yer altından çekildi, şuanda da çekiliyor.

    Yer altından, daha derinden su almak demek; daha çok enerji demektir, daha çok ağır metal demektir, daha çok para demektir. İzmir’in şuanda Türkiye’de suyu en pahalı kullanan il olma nedeni de budur. Barajlar doluyken, barajdan çekilmelidir su; ama bunu yapmadı belediye. Bugün dünyada baktığınız zaman, gelişmiş ülkelerde yeraltı sularını kullanamazsınız. Cezaları çok ağırdır. İzmir’de, mart ayından sonra belki yüzde 35 olmasa bile ben yüzde 30’lara geçeceğine, bu sayede yazı rahat geçireceğimizi düşünüyorum. Nüfusumuz çok fazla artmaya başladı. Bir sonraki kurak dönemi biz çıkartamayabiliriz” şeklinde konuştu.

    “Tehlike sadece İzmir’de değil; Aydın, Denizli, Muğla, İstanbul, her yerde tehlike var”
    Doğan Yaşar, son olarak şöyle devam etti:
    “2020 sonrası kurak bir dönem geçireceğimizi çok uzun yıllardan beri anlatıyoruz. 2020 sonrası bir La Nina sistemi geldi; La Nina sistemleri soğumadır ve kuraklıktır. 2020 yılında başlayan La Nina sistemi, normalde 1 yıl kadar devam ederken, bu sefer 3 yıl sürdü; yani 2020, 2021 ve 2022’de çok ciddi olarak yağışlar düştü. Böylece bütün barajlarımız boşaldı.

    2023’e geldik ve bir Süper El Nino; yani bu 3 yılın acısını çıkartan bir Süper El Nino gerçekleşti ki Süper El Nino demek; sıcaklık, okyanusların çok ısınması ve çok ısınma demek; çok yağmur demektir. Gerçekten de olağanüstü yağışlarla kapattık 2023’ü. Ülkemize de yüzde 12 gibi fazla yağdı. Tehlike sadece İzmir’de değil, bütün Batı Anadolu çok büyük tehlikede; Aydın, Denizli, Muğla, İstanbul, her yerde çok büyük bir tehlike var su açısından. Bu yıl Süper El Nino gerçekten müthiş yağışlarla biraz rahatlatır gibi oldu; ama şuanda yeniden La Nina’ya dönüş var yani yeniden serinleme ve yağışların azalması demektir.”

  • Yozgat’ta çocukların süs havuzunda tehlikeli oyunu

    Yozgat’ta çocukların süs havuzunda tehlikeli oyunu

    Yozgat’ın Sorgun ilçesinde sıcaktan bunalan çocuklar serinlemenin yolunu, Cumhuriyet Caddesi’ndeki Saat Kulesi’nin süs havuzunda buldu. Yasak olan süs havuzuna giren çocuklar, serinlemenin keyfini yaşarken, onları görenlerin ise yürekleri ağzına geldi. Hem havuzda boğulma hem de ışıklandırma sisteminden oluşabilecek elektrik kaçağını hiçe sayan çocukların, bir sorun yaşamadan çıkmaları ise herkese derin bir nefes aldırdı.

  • Trafikte hayrete düşüren yolcuklar

    Trafikte hayrete düşüren yolcuklar

    Bursa’nın merkez Yenişehir ilçesinde bir motosiklet sürücüsü arkasına aldığı arkadaşına halı taşıttı. Ne kask ne de başka bir önlem alan ikilinin trafikteki tehlikeli yolcuğu vatandaşların tepkisine neden olurken, başka bir yolculuk ise Osmangazi ilçesinde meydana geldi. Düğün konvoyuna katılan bir aracın arka camından kendini sarkıtan vatandaş hızla seyir eden araçta yürekleri ağza getirirken, yine aynı ilçede, 3 kişi motosikletle seyir edip kazaya davetiye çıkardı. O anlar kameraya anbean yansıdı.

  • Elazığ’da nesli tükenme tehlikesi altındaki oklu kirpi görüntülendi

    Elazığ’da nesli tükenme tehlikesi altındaki oklu kirpi görüntülendi

    Afrika’da yaşadığı bilinen ve nadiren Türkiye’de de görülen oklu kirpi, Hıdırbaba köyünde bir sürücü tarafından görüntülendi. Köy yolunda görüntülenen oklu kirpi daha sonra gözden kaybolurken, o anlar sürücü tarafından cep telefonu kamerası ile kayıt altına alındı.

  • Çamlıkta tehlikeden dönüldü

    Çamlıkta tehlikeden dönüldü

    Yangın, saat 13.00 sıralarında Orhangazi’de İznik Gölü sahilindeki çamlık alanda meydana geldi. Çamlık tesisleri içindeki otlardan duman çıktığını gören vatandaşlar durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. İlk müdahaleyi BUSKİ’ye ait arıtma tesisi personeli yaparken, olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını yayılmadan söndürerek kontrol altına alındı. Otlardan çıkan yangının bölgeye atılan bir sigara izmaritinden çıkmış olabileceği düşünülüyor.

  • Seyir halindeyken ayağını camdan çıkartan sürücü trafiği tehlikeye soktu

    Seyir halindeyken ayağını camdan çıkartan sürücü trafiği tehlikeye soktu

    Cumhuriyet Bulvarı üzerinde seyir halinde olan bir otomobilin sürücüsü görenleri hayrete düşürdü. Bir ayağını camdan çıkartan, bir eliyle de cep telefonunu tutan sürücü, trafiği tehlikeye düşürdü. Yoldan geçen başka bir aracın içindeki vatandaş tarafından cep telefonu kamerası ile kaydedilen duyarsız sürücü, sosyal medyada tepki topladı.

  • Samsun’da tehlikeli ve yasak alanlar belirlendi

    Samsun’da tehlikeli ve yasak alanlar belirlendi

    Samsun’da 204 kilometrelik kıyı şeridinde, toplamda 20 km’lik 10 adet yüzme alanı, toplamda 46 km’lik 17 adet denize girmenin tehlikeli ve yasak olduğu alan belirlendi. Bunların dışında kalan alanlar ise denize girilmesi önerilmeyen alan olarak yer aldı.

    Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sahil kenti olan Samsun’da yaşanması muhtemel boğulma olaylarına karşı alınacak tedbir ve önlemlerin değerlendirildiği “Suda Boğulma Olaylarının Önlenmesi Toplantısı”, Vali Orhan Tavlı’nın başkanlığında, Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, vali yardımcıları, ilçe kaymakamları ve ilgili kurum müdürlerinin katılımıyla Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı Dost Gemisi’nde gerçekleştirildi.

    Samsun’da yüzme alanları ile tehlikeli ve yasak alanlar belirlendi

    204 km’lik Samsun kıyı şeridinde 2024 yılında toplamda 20 km’lik 10 adet yüzme alanı, toplamda 46 km’lik 17 adet denize girmenin tehlikeli ve yasak olduğu alan, bunların dışında kalanlar ise denize girilmesi önerilmeyen alan olarak belirlendi.
    Ayrıca, Samsun sahillerinde çeken akıntı görülen noktalar belirlendi. Tespit edilen mevkiler Büyükşehir Belediyesi tarafından görevlendirilen cankurtaranlar ile paylaşıldı. İcra edilen görevlerde çeken akıntı noktalarının güncelliği kontrol edilerek değişikliklerin paylaşımına devam edilecek.

  • Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    Yüzölçümünün yüzde 67’si tarım arazisi olarak kullanılan Konya’da 2023 yılı sulama sezonunda, yaklaşık 2 milyon 500 bin dekar tarım arazisi sulandı. Arazilerde sulama yapılan kayıtlı kuyu sayısı 40 bin civarındayken, bu rakamların 3 katı kadar ise kayıt dışı sulama kuyusu bulunuyor. Kayıt dışı kullanılan kuyulardan yapılan vahşi sulama sonrası ise obruk oluşumları oldukça risk oluşturmaya başladı. Son birkaç yıl içinde ise metrekareye 300 milimetre seviyesinin altında yağış alan Konya Ovasında önümüzdeki 100 yılın ardından çölleşmenin hızlanacağı değerlendiriliyor.

    Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    “Metrekareye 300 milimetre yağış demek aslında çölleşmeye doğru gittiğimizi gösteriyor”

    Son birkaç yıl içerisinde tutulan raporları incelediğini ve bölgeye düşen yağışların oldukça düşük miktarda olduğuna dikkat çeken Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bizim uzun yıllardır yapmış olduğumuz çalışmalara göre zaten yer altı su seviyesinde ciddi düşümler söz konusu. Devlet Su İşleri’mizin gözlem kuyularında da bunu tespit etmek mümkün. Mevsim başı ve mevsim sonu yapılan ölçümde dahi artık yeraltı su seviyesinde metrelerle ifade edilen düşümler gözleniyor. Bu yer altı su seviyesindeki dramatik düşümü aslında yağışların azlığıyla da destekleyebiliyoruz. Son birkaç yıldır bölgeye düşen yağış oldukça düşük miktarlarda. Metrekareye 300 milimetre seviyesinin altına inmiş vaziyette. Metrekareye 300 milimetre yağış demek aslında çölleşmeye doğru gittiğimizi gösteriyor. Bu bölge içerisinde zaten iklim değişikliği nedeniyle 100 yılın sonuna kadar direkt doğrudan sıcaklığın biraz daha artacağı ve eksen hava olaylarıyla karşılaşacağımız ortada. Uzun süren yağışsız dönemler ve sonra ani yağışlarla karşılaşabiliriz. Tabii yağışların çeşitli negatif etkileri de ortaya çıkabiliyor. Seller, taşkınlar ve bu bölgede olduğu gibi obruklar ve yer yarıklarının genişlemesiyle neticelenebiliyor” dedi.

    Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    “Yerleşim alanlarında ciddi bir tehdit”

    Bölgedeki obruk oluşumu ya da çökme yapılarının oluşumunun oldukça yaygınlaştığı ifade eden Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Arık, “Son ölçümlere göre özellikle AFAD’la birlikte Obruk Alanlarının Tespit Edilmesi Projesinde mevsim başı ve mevsim sonu yani nisan ayının başlarında ve eylül ayı sonlarında yapmış olduğumuz ölçümlerde aynı kuyuda onlarca metrelik seviye düşümlerini tespit ettik. Obruk sayısını dikkate aldığımız zaman aslında AFAD’ın araç sistemine koymuş olduğu 620 civarında obruk var. Bunlar derin, her zaman görmeye alışık olduğumuz kuyu şeklindeki obruklar. Onun dışında belki binlerce de sığ derinlikte çökme yapıları mevcut. Bunların sayılarını tam olarak tespit etmek de oldukça güç. Çünkü havza içerisinde oldukça yaygın bir şekilde gözleniyor. Bunların bize en önemli uyarıları, yakın bölgelerde daha derin obrukların oluşması halinde yerleşim alanlarında ciddi bir tehdit olabilir. Çünkü 1 metreye kadar sığ derinlikli yapıları obruk olarak değerlendirirsek, kendi oturduğumuz binaların altında bir metrelik çökme olduğu zaman binalara zarar verecektir. O nedenle şu kadar sayıdır demek aslında çok bir anlam yok. Bölgedeki obruk oluşumu ya da çökme yapılarının oluşumunun oldukça yaygınlaştığını söyleyebiliriz. Geçmişte üç, beş, on yılda bir obruk kayda geçerken şimdi yılda onlarca obruktan bahsedebiliyoruz. 2023 yılında da bu şekilde devam etti. Hatta 2024 yılının başından itibaren de havza içerisinde yine onlarca obruk oluştuğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

    Derin obruklar tehlikeyi çağırıyor

    “Sulamayı zamanında ve bitkinin ihtiyacı olan dönemlerde yeteri miktarda yapmaları gerekiyor”

    Tarım arazilerinde yapılan vahşi sulamanın çok verim almak için yanlış bir yöntem olduğuna vurgu yapan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz ise, “Tabii çok fazla sulama yapmak, çok verim alacağımız anlamına gelmiyor. Çiftçilerimizin sulamayı zamanında ve bitkinin ihtiyacı olan dönemlerde yeteri miktarda yapmaları gerekiyor. Bu dönemleri atlayıp çok sık sulama yapmak, çok yoğun sulama yapmak, bitkilerde verim artışının yanında verim kaybına da neden olabiliyor. Çünkü havaların sıcak gittiği dönemlerde toprakların sürekli nemli kalması, mantari hastalıkların da gelişmesine ve yayılmasına neden oluyor. Bundan dolayı da çiftçilerimizin zaten kıt olan su kaynağımızı dengeli ve düzenli bir şekilde kullanmaları gerekiyor. Bununla ilgili sahadaki çalışan ziraat mühendisi arkadaşlarımız gerekli bilgilendirmeleri yapıyor. Lakin bazı bölgelerimizde çiftçilerimiz sulamayı biraz daha fazla yaparak daha yüksek verim alacaklarını düşündükleri için çok yoğun sulama yapıyorlar. Bu da tabii zaman zaman faydadan çok zarara neden oluyor” diye konuştu.

  • Tehlike arz eden taş duvar yenileniyor

    Tehlike arz eden taş duvar yenileniyor

    Fatih Mahallesi Şairane Sokakta yıkılan taş duvarın kaldırılarak yerine yenisinin yapım çalışmalarına başlandı. Muhtemel bir heyelan tehlikesine karşı başlatılan çalışmaların devamı süresince Koçal Sokak trafiğe kapatılarak sürücü ve yayalar için işaret ve önlemler alındı.

    18 Mayıs’a kadar kapalı kalacak sokakta taş duvar kazı imalatları ve şev temizliğine başlandı. 350 metreküp kazı yapılacak çalışmalar kapsamında 200 metreküp dolgu, 530 metreküp taş duvar, 30 metre panel ve çit imalatları yapılacak. Yapılacak çalışma ile tehlike arz eden, kazalara sebebiyet vermesi muhtemel taş duvar yıkılarak yerine yenisi yapılacak.

  • ‘Bakla zınnı böceği’ tehlikesi

    ‘Bakla zınnı böceği’ tehlikesi

    Beyşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen saha çalışmaları esnasında bazı meyve bahçelerinde yapılan kontrollerde ağaçların çiçeklerinde zarara sebep olan bakla zınnı böceği tespit edildi.

    Ürün kaybına karşı vakit kaybetmeden harekete geçen ekipler, zararlıya karşı önlem amacıyla çalışma başlattı.

    Ziraat mühendisleri tarafından üreticiler zararlı böceğe karşı mücadele konusunda uyarılıp bilgilendirilirken, “Bu zararlıya karşı üreticilerimiz buz mavisi kaplara su doldurup ağaç diplerine koyarak mücadele edilebilir”denildi.

    Meyve ağaçlarında yapılan kontrollerde elma ağaçlarının fenolojik olarak fare kulağı dönemine gelmiş durumda olduğu bilgisi de verilirken, “Meyve üreticilerimiz hastalık ve zararlı mücadele konusunda ayrıntılı bilgi almak için ilçe müdürlüğümüze başvuruda bulunabilirler” hatırlatmasında bulunuldu.