Etiket: tepki

  • 1969 Bilecik Spor Kulübü’nden Manisa maçı hakem heyetine büyük tepki

    1969 Bilecik Spor Kulübü’nden Manisa maçı hakem heyetine büyük tepki

    Manisa Muradiye Spor Kompleksinde oynana BAL 4. Grup 6’ncı hafta müsabakasında 1969 Bilecik Spor Kulübü grup lideri Yıldızspor 45’e 1-0 mağlup oldu. Maça dengeli bir futbolla başlayan iki takım ilk dakikalarda birbirlerine üstünlük kurmaya çalıştılar. Maçın 29’uncu dakikasında gelişen Yıldızspor 45 atağında ceza sahası içinde bir mücadele maçın orta Kaan Kara penaltı noktasını gösterdi. Topun başına geçen Turgay Arı topu filelere göndererek, durumu 1-0’a getirdi.

    Bu gol sonrası karşılıklı bulunan ataklar sonuçsuz kalınca ilk yarı ev sahibi ekibin 1-0’lık üstünlüğü ile tamamlandı. Maçın ikinci yarısında 1969 Bilecik Spor Kulübü beraberlik golünün bulmak için geliştirdiği ataklarda sonuçsuz kaldı. Maçın 90+1’inci dakikasında gelişen bir pozisyonda Emir Ersoy ikinci sarıdan kırmızı kart gösteren maçın orta Kaan Kara’ya yedek kulübünde Kerem Burhan’da itirazdan direk kırmızı kart gördü.

    Bu kartlar sonrası maçı bitiren maçın orta Kaan Kara’ya 1969 Bilecik Spor Kulübü yöneticileri maç sonunda büyük tepki gösterdi. Ligin 6’ncı haftasında 1 puanla ligin son sırasında bulunan 1969 Bilecik Spor Kulübü henüz golle tanışamazken, kalesinde 11 gol gördü. Antrenör Murat Yıldırım’ın hafta içi takımı bırakmasının ardından ligdeki en iyi mücadele ettiği maç Yıldızspor 45 olan 1969 Bilecik Spor Kulübü bu hafta kendi evinde Kütahya temsilcisi Tavşanlı Linyit karşılaşacak.

    Öte yandan maç sonunda 1969 Bilecik Spor Kulübü sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Dün oynadığımız maçı yöneten Kaan Kara ve ekibi maçın sonucuna açıkça tesir etmiştir. Verilmeyen penaltımız göstermiş olduğu kırmızı kartlar takımımıza zarar vermiştir. Hakem ve ekibinin yönetimlerinden dolayı utanç duyuyor, kınıyoruz. Gözlemcinin vereceği raporun ve hakeme verilecek cezanın takipçisi olacağız” denildi.

  • Gökhan Yünkül’den İsrailli doktorlara tepki

    Gökhan Yünkül’den İsrailli doktorlara tepki

    Sağlık-Sen Bursa Şube Başkanı Gökhan Yünkül yaptığı açıklamada, Doktorun olduğunu belirterek, “Bir grup doktorun masum insanlara yönelik öldürün çağrısı yapması insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. İsrailli bir grup doktorun ‘Gazze’deki hastanelerin bombalanması’ çağrısı, siyonist zihniyetin karanlık emellerini açıkça ortaya koymaktadır. Doktorluğun bile İsrail toplumunda terörize bir hâl aldığı bu bildiri ile görülmektedir. Her türlü etik ve ahlak yasasını çiğneyen bu tür bildiriler tıp fakültelerinde, tarih kitaplarında insanlığın ve hekimliğin utanç tabloları olarak anlatılacaktır. Bu çağrı, doktorluk gibi kutsal bir mesleğe sürülen kara lekedir. Bu kara leke vicdanlarda yer bulmayacak ve dünyanın dört bir yanında görev yapan doktorlar tarafından asla kabul görmeyecektir. Filistin’deki masum insanların kanı, İsrailli doktorların ellerine ve beyaz önlüklerine bulaşmıştır. ‘Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem’ diyen bir milletin mensubu olarak bu vahşiliği asla kabul etmiyoruz. Hastane, okul demeden bombalamak, savaş suçuna ortak olmak ‘önce zarar verme’ diyen sağlık çalışanlarının kabul edeceği bir tavır değildir. Bu insanlık dışı bakış açısı ve barbarca tavır karşısında Dünya Sağlık Örgütü’nü göreve davet ediyoruz. Bu insanlık dışı çağrıya karşı ‘önce insan hakları’ diyen Avrupa ülkelerindeki ve tüm dünyadaki sağlık çalışanlarını da ortak tavır sergilemeye davet ediyoruz. Biz bu ülkenin hekiminden hemşiresine tüm sağlık çalışanları olarak her zaman yardıma muhtaç insanlara umut olacağız, yaralarını saracağız. Göz göre göre işlenen savaş suçunun, soykırımın ve vahşetin karşısında da durmaya devam edeceğiz. Tüm dünyayı, 21. yüzyılda yaşanan bu katliama dur demeye bir kez daha çağırıyoruz” dedi.

  • Gazetecilerden İsrail’e tepki

    Gazetecilerden İsrail’e tepki

    Press For Palestine Platformu, Gazze’deki gazeteci katliamlarını kınamak için Taksim’de basın açıklaması düzenledi. Etkinliğe birçok gazete, televizyon, ajans ve internet haber sitesinden çok sayıda gazeteci katıldı.

    Basın bildirisi Türkçe, Arapça ve İngilizce okundu. Platform adına konuşan Gazeteci Nevzat Çiçek, “İşgalci İsrail, gazetecileri öldürmeye devam ediyor. Çünkü çok iyi biliyor ki, gazetecinin kaleminden dökülen bir haber, objektifinden yansıyan bir fotoğraf, bir görüntü attığı tonlarca bombadan daha etkili. Susmayacağız, bizi susturamayacaksınız. Hakikatleri gizlemeye gücünüz yetmeyecek” dedi.

    Öldürülenlerin dışında 18 gazetecinin İsrail tarafından tutuklandığına dikkat çeken Çiçek, Filistin’deki trajediyi dünya kamuoyuna duyurmaya çalışan bazı basın mensuplarının işine son verildiğini, mobing uygulandığını, baskı ve sansür yoluyla seslerin kısılmaya çalışıldığını belirtti ve soykırıma göz yuman medya kuruluşlarını kınadıklarını ifade etti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İsrail’in saldırılarına sert tepki

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İsrail’in saldırılarına sert tepki

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 8. Aile Şurası’nda konuştu. “Türkiye Yüzyılı’nda Ailemiz, İstikbalimiz” temasıyla icra edilen şuranın ülke, millet ve aileler için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, şurayı düzenleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını, Bakan Göktaş ve ekibini tebrik eti. Erdoğan, bugün ve yarın yapılacak komisyon çalışmalarında aile kurumunu güçlendirecek önemli tespit ve kararların ortaya konulacağına inandığını söyledi. Aile konusundaki gayretleri takdirle karşıladığını ifade eden Erdoğan, “Kıymetli fikirleriyle bu süreçlere katkı süren herkesi tebrik ediyorum. Aile şuralarının ilki 1990 yılında düzenlenmişti. Bizim dönemimizde farklı tarihlerde 4 şura tertip edildi” dedi.

    Aileyle ilgilenecek bir bakanlığın kurulması fikrinin şura kararlarından biri olduğunu söyleyen Erdoğan, bu önerinin 2011 yılında hayata geçirildiğini kaydetti. Aile meselesinin tek çatı altında bütün boyutlarıyla değerlendirilmesini temin ettiklerini söyleyen Erdoğan, 8. Aile Şurası’nın kapsamlı bir muhasebe imkanı sunacağını hem de geleceğe dair hedeflerin belirlenmesine katkı sağlayacağının açık olduğunu kaydetti. Bugün ve yarın gerçekleşecek çalışmalara bu zaviyeden bakılması tavsiyesinde bulunan Erdoğan, ”Şuranın temasında ifade dildiği üzere istikbalimiz olan ailenin korunmasında sizlerin dile getireceği görüşlerin çok değerli ve anlamı olduğunu bilmenizi istiyorum” diye konuştu.

    Konunun tüm paydaşlarını buluşturan şuranın başarılı ve verimli geçmesi temennisinde bulunan Erdoğan, “İnancımızda ve kültürümüzde aile mukaddes bir müessesedir. Hayatın iniş çıkışları karşısında koruyan aile çok büyük bir nimet, eşsiz bir hazinedir. İnsan aile içinde doğar, ailede huzura erer, aile fertleri arasında kendini güvende hisseder. Hayata ailesiyle birlikte hazırlanır. Sevginin paylaşılarak çoğaldığı, zorluklara beraber göğüs gerildiği aile, insanı insan yapan en önemli hasletlerdendir. Devletin vazifelerinin başında aile kurumu ve neslin muhafazası gelir. İnancımızın bize vaaz ettiği bu husus anayasamızda da yerini almıştır. Anayasamızın 41. maddesi çok açık ve nettir. Aile, Türk toplumunun temelidir. Anayasamız böyle söylüyor. Devletin aileyi koruma noktasında sorumluluklarını da ifade etmiştir. Aile toplumun temelidir. Temeli sağlam olmayan toplumlar ayakta kalamaz. Güçlü bir millet, güçlü bir aileden oluşur. Eğer güçlü aileler yoksa güçlü bir milleti bulamazsınız. Bu bakımdan aile toplumun çelik çekirdeği, özü, güç kaynağıdır” ifadelerini kullandı.

    “Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan yine ailedir”

    Aileyi devletin taşıyıcı sütünü ve kilit taşı olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dil ailede öğrenilir, ahlak ailede kuşanılır. İnanç ailede yerleşir. Milli şuur, ailede kazanılır. Merhamet, şefkat, hürmet, sevgi ailede edinilir. Karakter burada şekillenir. Kimlik ailede inşa edilir. Kişi aile çatısı altında toplumun sorumlu bir ferdi haline dönüşür. Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan yine ailedir. Okuldan önce ilk ve en önemli eğitim kurumu aynı şekilde ailedir. Beşeri, sosyal ve devlet hayatımızda yeri doldurulmaz olan aileye sahip çıkmak, insana, topluma ve milletin istikbaline sahip çıkmak demektir. Aileyi, özellikle bu noktada çok çok önemseyen iktidarımız, partimiz şunu topluma aynı şekilde haykırıyor ve diyoruz ki aileye gerekli önemi vermeyen hiçbir toplum ekonomik açıdan ne kadar müreffeh olursa olsun geleceğine güvenle bakamaz” dedi.

    Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil, çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var”

    Toplumsal değerlerin gün geçtikçe değiştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunun olumsuz etkilerini çok geniş bir alanda hep beraber görüyoruz. Evlenme yaşı kendi toplumuz dahil sürekli yükseliyor. Boşanma oranları her geçen yıl daha da artıyor. Ortalama çocuk sayısı günden güne düşüyor. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Bu toplumun özellikle ihtiyacı var. Detayına burada giremem ama bizim şu anda Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil, çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyamız giderek yaşlanıyor. Aile gibi güvenli bir sığınağa sahip olmayan toplumlarda intihar olayları, uyuşturucu, bağımlılık, diğer sorunlar almış başını gidiyor” şeklinde konuştu.

    Son dönemde aileyi hedef alan en büyük tehdidin küresel güç odaklarının teşvik ettiği ‘cinsiyetsizleştirme’ politikaları olduğunu söyleyen Erdoğan, “Uluslararası kimi şirketlerin, örgütlerin, kurumların da destek verdiği sapkın akımların hedefinde bizatihi aile kurumu vardır. Meselenin daha vahim tarafı bunun kişisel bir yaşam biçimi tarzından ziyade küresel bir dayatma haline dönüşmesidir. En küçük eleştirilerin dahi susturulduğu, itiraz edenlere adeta hayat hakkı tanınmadığı, insan fıtratını ve ailevi değerleri savunmanın imkansız hale geldiği, tepki gösterenlerin ekonomik, siyasi, diplomatik baskılandığı, hasılı bir avuç azgın azınlığın milyarlarca insani esir almaya çalıştığı küresel bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Sadece kadın erkek arasındaki ilişkileri değil, çocuklarımızı da hedef alan saldırılar karşısında aileyi, dolayısıyla insanı korumak bizim görevimizdir” değerlendirmesinde bulundu.

    “Buradan bir kez daha ilan etmek isterim ki Türkiye ve Türk milleti, ‘küresel cinsiyetsizleştirme’ dayatmalarına kesinlikle boyun eğmeyecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Evlatlarımızı bu sapkınların eline bırakmayacağız. Aile yapımızın dinamitlenmesine izin vermeyeceğiz. Bu noktada çok mühim bir rol oynayacak seçim vadimizde olan Aile ve Gençlik Bankası’nın kuruluşunu inşallah yakında gerçekleştiriyoruz. Meclisimizin onayını aldıktan sonra projeyi ilk etapta deprem bölgesinde hayata geçireceğiz. Böylece 6 Şubat’ta asrın felaketini yaşamış, hemen her şeyini kaybetmiş gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız. Daha sonra Karadeniz doğalgazı ve Gabar petrolünden sağlayacağımız finansmanla projelerimizin kapsamını peyderpey genişleteceğiz. Devreye alacağımız diğer desteklerle hem aile yapımızı yoksulluk ve sapkınlık tehdidinden koruyacak hem de gençlerimize sahip çıkacağız” diye konuştu.

    Ailenin önemine BM kürsüsünde de değindiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu konudaki kararlığımızı sadece seçim meydanlarında değil tüm dünya huzurunda BM kürsüsünden de ifade ettim, ifade ettik. Çok açık ve net bir şekilde aile müessesini bekleyen tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Bu çağrımızın pek çok ülkede makes bulduğunu memnuniyetle ifade ediyoruz. Akıl, vicdan, izan, basiret sahibi toplumların desteğiyle bu mücadeleyi küresel ölçekte sürdüreceğiz. Küresel vicdanınıharekete geçmesi gereken bir diğer alan, hepimizin yüreğini parçalayan Gazze’dir. 7 Ekim’den beri İsrail yönetimi yaşadığı şoku bahane ederek Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Şu anda tabii televizyon ekranlarında bizi izleyen bütün toplumlara özellikle sesleniyorum. Bu sabah da Katolik camiasına papa ve patrik vasıtası ile seslendim. Camiler, kiliseler, okullar, pazar yerleri, hatta hastaneler İsrail güçleri tarafından bombalanmaktadır” açıklamasını yaptı.

    Bugüne kadar İsrail’in Gazze ve Ramallah’a yönelik saldırıları neticesinde 6 binin üzerinde Gazzeli’nin şehit olduğu bilgisini paylaşan Erdoğan, ”Kahir ekseriyeti kadın ve çocuk olan 17 bin kişi yaralandı. Etrafı tamamen kuşatılmış 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunma mücadelesi veren 2.3 milyon insanın tepesine şu ana kadar tespit edilen 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı. Amerika orada, Avrupa orada, tüm imkanlarıyla orada. Tek tek gelip ziyarette bulunuyorlar. Gazze’deki konutların neredeyse yarısı kullanılamaz hale geldi. BM rakamlarına göre 600 bin Gazzeli yerlerinden edildi. BM ekipleri şu anda her an onlar da orayı terk etmeyi planlıyorlar. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da en büyük mağduriyeti kadınlar ve masum çocuklar yaşadı. Halen de yaşıyor. Gazze’de yansıyan haberler ve fotoğraflara bakıp da tepkisiz kalmak mümkün mü? Ne kadar sarsıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir vahşeti meşru kılmaz. Gazze’ye yönelik saldırılar kendini savunma sınırını çoktan aşmış; açık bir zulme, mezalime, katliama ve barbarlığa dönüşmüştür. İşin üzücü yanı, medeni geçinen gayrimedenilerin bu vahşeti sadece seyretmesidir” açıklamasında bulundu.

    Avrupa Birliği Komisyonu’nun ateşkes açıklamalarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Avrupa Birliği Komisyonu dün çıkmış, ‘Henüz ateşkes çağrısı yapamayız’ diyor. Daha ne kadar insanın ölmesi lazım? Ne kadar çocuğun ölmesi lazım? Siz hesabınızı neye göre yapıyorsunuz, bunu bir açıklayın. Bilelim ateşkes ne zaman yapılır ne zaman yapılmaz. Eğer siz siyaset yapıyorsanız, biz de yapıyoruz. 40 yıldır siyasetin içindeyim. Hiçbir zaman bu tür vahşetlere seyirci kalmadık, kalamayız. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler, İsrail yönetimini aklıselime davet etmek yerine saldırılara koşulsuz destek veriyor. Lafa gelince insan hak ve hürriyetleri konusunda ahkam kesenler, Gazzeli masumların hayat hakkını tam 19 gündür yok sayıyor. Ne oldu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Siz bu beyannameye hiç bakmıyor musunuz? İşlerine gelirse bakarlar, işlerine gelmediği için bakmazlar. Niye? Akan kan Müslüman kanı da onun için. Yardım gemisi göndermek yerine uçak gemisi, savaş gemisi göndererek hangi lobilere hizmet ettiklerini açıkça ortaya koyuyorlar. Bunun adı ikiyüzlülük, riyakarlıktır. Ateşe benzin dökmektir. Buradan soruyorum. AB Komisyonunun ateşkes çağrısı yapabilmesi için sayıyı versinler daha kaç çocuk ölmelidir. BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi için daha kaç ton bombanın atılması gerekir. Batılı kuruluşların katliama dur demeleri için daha ne kadar sivil, kadın, yaşlı hayatını kaybetmelidir. Uluslararası yayın organlarının gerçekleri söylemesi, anlatması için kaç meslektaşları bombaların hedefi olmalıdır. Bölgemizi yangın yerine çeviren bu krizi sona erdirmek için daha ne kadar beklenmelidir. Gazze’de beyaz kefenlere sarılan her mazlumun vebali artık vebal olmaktan çıktı, yavrularını bulabilmek için vücutlarına yazıyorlar. Her masumun vebali bombaları atanlar kadar ikircikli tavırlarıyla buna fırsat verenlerin boynunadır. Savaş suçlarını aklamak için tüm ilkeleri çiğneyen medya organlarından saldırıları ısrarla görmezden gelen uluslararası kuruluşlara kadar herkes Filistin topraklarında yaşana vahşetin ortaklarıdır” dedi.

    Türkiye’nin her zaman mazlumun yanında bir tutum içinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu kabul etmedik, etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bizim prensibimiz bellidir: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Tek başımıza kalsak da hakkı ve hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Acı da olsa muhataplarımız için rahatsız edici de olsa birilerinin konforlarını bozsa doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Bunun yanında Gazze halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı daha da yoğunlaştırıyoruz, yoğunlaştıracağız. 7 Ekim’den bu yana bir taraftan diplomatik temaslarımızı her seviyede sürdürürken, diğer taraftan Gazze’ye insani yardımların ulaşması için gayret gösterdik. Mısır makamlarıyla iş birliği içinde şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini El Ariş Havalimanı’na sevk ettik. Son olarak dün Gazze’nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri gönderdik. 25 sağlık personelimizin tıbbi malzemelerle Mısır’a intikalini sağladık. Gazze’ye ulaştırılmak için Mısır’a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin miktarı 200 tonu aşıyor. Kardeş Mısır ile birlikte yardımları Gazzelilere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sahra hastanelerinin kurulmasından yaralıların tedavi edilmek üzere ülkemize getirilmesine kadar her türlü insani yardımı yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

    Hazırlıkları yürütülen sivil yardım gemisini de şartlar olgunlaşınca bölgeye göndereceklerini açıklayan Erdoğan, “Saldırılarda etkilenen çocuklara yönelik her türlü tıbbi, psikolojik her türlü desteği sağlamaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Eşim Emine Erdoğan himayesinde ilgili bakanlıklarımızın bu konudaki temasları devam ediyor. Özellikle çocukların getirilmesi ve onların burada himayesi noktasında. Bunun dışında yaraların hızlıca sarılması ve insani trajediler noktasında ne yapmak gerekiyorsa Türkiye olarak elimizi taşın altına koymaktan asla imtina etmeyeceğiz. Tıpkı 500 sene önce İsrail sana sesleniyorum; engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, unutmayın açın tarih kitaplarınızı bakın, bunu biz yaptık. Tıpkı 2. Dünya Savaşı’nda soykırıma uğrayan Yahudi bilim adamlarına sahip çıktığımız gibi. Tıpkı Rusya-Ukrayna savaşında göç etmek zorunda kalanlara yardım ettiğimiz gibi. Suriyeli mazlumları bağrımıza bastığımız gibi. Tıpkı daha önce Kafkas ve Balkanlar’dan hicret ederek Anadolu’ya gelen kardeşlerimize kucak açtığımız gibi. Bugün de Gazze konusunda bizim yegane pusulamız vicdandır, merhamettir, insanı insan yapan kadim değerlerin ihyasıdır. Bizim için Gazzeli Filistinli, Suriyeli çocuklarla İsrail’deki çocuklar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü çocuk tüm kimliklerden, tanımlardan öte çocuktur” şeklinde konuştu.

    “Çocuklar öldürülürken sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Gözlerimizin önünde bir mezalime imza atılırken kimse bizden sükût etmemizi bekleyemez. Dilimizi bağlasak da böylesi bir vahşete sessiz kalmaya her şeyden önce vicdanımız el vermez. Bizim görevimiz hakkı tutup kaldırmak, kimliğine bakmadan mazlum ve mağdurların haykıran sesi olmaktır. Tarih soğuk betonların üzerinde sıra sıra dizilen masum çocuk cenazeleri karşısında susanlarla zor zamanda konuşanları, çalışanları, barış ve sükûnetin tesisi için samimiyetle koşturanları kaydetmektedir. Biz asırlardır hem haktan, hakkaniyetten ev adaletten yana olduk. Şimdi de hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurun yanındayız. Dün olduğu gibi bugünde insanı, insan hayatını savunuyoruz, çocuklar ölmesin diye gayret ediyoruz. Türkiye yakın çevresindeki tüm insani mesellerlede dengeli bir duruş sergilemiştir. Filistin ve Gazze meselesinde tavrımızın doğruluğundan hiçbir şüphe duymuyoruz. Asıl sorgulanması gereken Gazze’deki katliamı görüp yüzünü başka tarafa dönenlerdir. Asıl hicap duyması gerekenler üç kuruş için zağarlık yapacak kadar onurunu, vakarını, vicdan pusulasını yitirenlerdir. Allah’ın izni ile biz ne kendimizi, ne ülkemizi ne de aziz milletimizi böyle bir duruma kesinlikle düşürmeyeceğiz. Buradan tekrar sesleniyorum. Şu Batı’nın sesini çıkarmayanları var ya, bunlar İsrail’e borçlu olanlardır ama Türkiye’nin İsrail’e borcu yok. Onun için biz rahatız, güçlüyüz. Hakkı haykırmaya devam edeceğiz.”

    Program sonrası Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM‘de yaptığı konuşmadaki “Aileye sahip çıkmak insana ve insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır” sözünün yazılı olduğu bir tablo hediye edildi.

  • Dr. Sarıkaya’dan İsrail’e şiirli tepki

    Dr. Sarıkaya’dan İsrail’e şiirli tepki

    İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarkaya, sosyal medya hesabından Filistin’e destek için yazdığı şiiri paylaştı. Sarıkaya’nın yazdığı şiir şöyle:
    “Filistin’de çekilen dram bir katliam.
    Dünya neden göz yumuyor şuan.
    Her şey çıkarları doğrultusunda Amerika’nın sesi sedası yok, sözde terörizmle savaşanların.
    Halktan çoktan kopmuş, ümmet-i Müslüman iktidarlar.
    Bunlar ki Filistin’e aklı selim destek çıkamayanlar, İsrail’le ekonomik askeri müttefiklik yapanlar.
    Gerçekler ortaya çıktığında, müminlerden utanırlar.
    İşte gerçek terörizm dediğimiz Filistin-İsrail arasında yaşananlar.
    Hitler’den bir farkı kalmadı Netanyahu’nun, katliamın en daniskası bu.
    Ümmet-i Muhammed bunu durdurun.
    Türkiyem Filistin/Kudüs konusunda çizmez zikzak.
    Vicdan ile cüzdan arasında kalmaz.
    Geçmişine dönüp şanlı tarihine baktığında, İslam’ın sancaktarlığını yapmış bu milletin onurunu ayaklar altına almaz.
    Bekler Müslümanlar, ticari ve askeri anlaşmaları askıya almalarını.
    Sen boykot etmezsen. Paran da katliama yar olacak.
    Uyan ey Ümmet-i Muhammed.
    Katliamla yerlerinden sürülmüş Filistin’de, Müslümanların da payı olacak.
    Bunlar gelecek için Siyonizm’in birer planı,
    Düşünme Türkiyem kısa vade çıkarlarını,
    Geçmişine bak, hatırla Selçuklu, Osmanlı torunlarını.
    Tarihin, geçmişin ve gerçeklerin farkına var ki unutma Siyonizm idealinin peşinde koşanları.
    Dünya devletlerinden bir beklenti, olmayacaksa artık.
    Merhamet ve vicdan sahibi insan, uyan.
    İnsanlık bombalanıyor, vuruluyor Filistin sokaklarında,
    Görüyorsun ki kollarda işaretler, evde cesetler torba torba.
    Ateş düştüğü yeri yakar derler.
    Lakin bu ateş dünyayı sarar.
    Faydası yok, çabalarımızdaki eksiklik, yüreklerimizi dağlamadıysa,
    Ulaş artık insan-ı kamil olmaya.
    Gönül yarası derin.
    Kan ağlıyor Filistin.
    Kalbi merhametle dolu olanlar, yüreğiniz sızlamıyor mu için için
    İnsanlık yanlışları atmalı, tektir evrensel doğrular, doğruları almalı.
    Hükümetler elini vicdanına koymalı
    Bugün Filistin Mescid-i Aksa’ya, yarın Mescid-i Haram, Kıbrıs’a, sonrasını düşünmek istemesek te bölünmüş Ortadoğu ve Türkiye haritasına.
    Takat kalmaz bu gidişle, dua etse de yürekler Filistin’e.
    Beddua eder kardeşlerini katledenlere.
    Dünya Müslüman hükümetleri yapamayacaksa bir şey,
    Allah yeter, mitinglerde dua için yükselen ellere.”

  • İsrail’e nağmelerle “dur” dediler

    İsrail’e nağmelerle “dur” dediler

    Bursa Nilüfer Kadın Korosu, İsrail-Filistin arasında yaşanan savaşa dikkat çekmek için beste yaptı. Bestelerini Filistin halkına adayan koro, dünyanın gözü önünde yaşanan savaşa insanların sessiz kaldığını ifade etti.

    Bursa Nilüfer Kadın Korosu Şefi Dr. Aysel Gürel, “Tüm konserlerimizi sosyal projeler yararına yapıyoruz. Toplumda farkındalık oluşturmak bizler için çok önemli. İsrail’in yaptığı bu katliama sessiz kalamadık. Bu bir savaş değil, bu bir katliam. Hastaneye atılan bombalarla nice kadınlar, yaşlılar, çocuklar, hastalar hayatlarını kaybettiler. İsrail’i kınıyoruz. Filistin halkının yanındayız. ‘Dünya nerede’ diyoruz. Kendi işlerine geldiği gibi insan haklarını arayan dünya nerede. Tüm dünyayı bu zulme karşı ne yapması gerekiyorsa onu yapmaya davet ediyorum. Dünya sessiz kalma diyoruz. Bu katliama göz yumma diyoruz. Biz bir koroyuz. Ancak yaptığımız nağmelerle sesimizi duyurabiliyoruz. Tüm dünyaya sesimizi bu şekilde duyurmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Çüngüş’te namaz sonrası İsrail’e tepki

    Çüngüş’te namaz sonrası İsrail’e tepki

    Çüngüş ilçesinde cuma namazı sonrası bir araya gelen STK, siyasi parti temsilciler, sendika temsilleri ve vatandaşlarında bulunduğu grup, “Kahrolsun İsrail sloganları” ile tepki gösterdi.

    Diyarbakır Şehit Aileleri (DİŞAD) Çüngüş İlçe Temsilcisi Hayrettin Yıldırım, uluslararası anlamda devlet vasfı taşıyan fakat yapmış olduğu saldırılarla devletlik vasfını adeta ayaklar altına alan İsrail’in bu saldırıları Gazze’de ve Filistin topraklarında halen devam etmekte olduğunu söyledi.

    Yıldırım, uzun zamandır Müslümanları kışkırtmak amacıyla yaşlı, genç, kadın çocuk demeden katliamlarına devam eden katil İsrail’in, Filistinlilerin yaşam haklarını kendi topraklarında gasp etmekte olduğunu ifade etti.

  • Süper Lig kulüplerinden Gazze çağrısı

    Süper Lig kulüplerinden Gazze çağrısı

    İsrail ile Hamas arasındaki arasındaki çatışmalar sürerken, dün gece Gazze’de hastaneye yapılan hava saldırısında 500’ün üzerinde kişinin hayatını kaybetmesi tepkilere neden oldu. Trendyol Süper Lig kulüpleri de bu olayla ilgili sosyal medya hesaplarından paylaşım yaparak tepkilerini gösterdi.
    İşte kulüplerin o paylaşımları:

    Galatasaray

    “Gazze’de masum sivillerin tedavi gördüğü hastanenin bombalanması kesinlikle kabul edilemez! Tüm insanlığı, bölgede yaşanan acıya son vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz. Savaşın en kısa sürede sona ermesini ve bir an önce bölgede barışın ve huzurun hakim olmasını canıyürekten temenni ediyoruz. Saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı; yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

    Fenerbahçe

    “Savaş son bulsun! Masum insanlara yapılanı kabul etmiyoruz, Gazze’de hastanelere düzenlenen saldırıyı kınıyoruz! Günlerdir yaşanan savaşta ve son saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

    Beşiktaş

    “Gazze’de iki hastaneye düzenlenen bombalı saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Gazze’de iki hastanenin bombalanması neticesinde yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesinin derin üzüntüsü içindeyiz. Din, dil, ırk ya da kim haklı-haksız şeklinde bakmadan masum sivillerle dolu olan hastanelerin bombalanması kabul edilemez, hiçbir gerekçe bu vahşeti aklayamaz. Tüm insanlığı bölgede yaşanan acıya son vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz. Savaşın en kısa sürede sona ermesini, bölgede barışın ve huzurun hüküm sürmesini temenni ediyoruz. Saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz.”

    Trabzonspor

    “Gazze’deki hastaneye düzenlenen saldırıyı şiddetle kınıyoruz! Gazze’de hastaneye yapılan saldırı sonucunda yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesinden dolayı büyük üzüntü içerisindeyiz. İşgal sonucu evlerinden edilen masum çocuk ve kadınların bulunduğu hastanenin hedef alınması, uluslararası hukukun ve insan haklarının çiğnendiği anlamına gelir ve asla kabul edilemez. Tüm insanlığı hiçbir gerekçe ve bahaneye sığınmadan bölgede yaşanan acıya son vermek için harekete geçmeye davet ediyoruz. Saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

    Başakşehir

    “Gazze’de çocukların, kadınların yer aldığı masum insanlara düzenlenen saldırıyı kınıyoruz. Savaşta hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Savaşın en kısa sürede sona ermesini umuyoruz.”

    Adana Demirspor

    “Gazze’de iki hastaneye düzenlenen bombalı saldırıyı şiddetle kınıyoruz ve derin bir üzüntü duyuyoruz. Tüm insanlığı savaşın durdurulması için bir araya gelmeye ve bölgedeki acıların sona ermesi için harekete geçmeye davet ediyoruz. Bölgede barışın ve huzurun bir an önce sağlanmasını temenni eder, saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz.”

    MKE Ankaragücü

    “Gazze’de masum sivillerin tedavi gördüğü hastanenin bombalanması bir savaş suçudur ve asla kabul edilemez. Tüm insanlığı, bölgede yaşanan acıya son vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz. Savaşın en kısa sürede sona ermesini ve bir an önce bölgede barışın ve huzurun hakim olmasını canıyürekten temenni ediyoruz. Saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı; yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

    Hatayspor

    “Gazze’de iki hastaneye düzenlenen bombalı saldırıyı şiddetle kınıyoruz! Tüm insanlığı, bölgede yaşanan acıya son vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz. Savaşın en kısa sürede sona ermesini ve bir an önce bölgede barışın ve huzurun hakim olmasını canıyürekten temenni ediyoruz. Saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı; yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

    Konyaspor

    “Gazze’de hastanenin bombalanması sonucu yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesinin derin üzüntüsü içindeyiz. İçerisi kadın, çocuk ve masum sivillerle dolu olan bir hastanenin bombalanmasını en şiddetli biçimde kınıyoruz. Bu bir savaş suçudur ve asla kabul edilemez. Tüm insanlığı, bölgede yaşanan acıya son vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz. Savaşın bir an önce sona ermesi ile bölgede barış ve huzurun hakim olmasını temenni ediyoruz. Saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz.”

    Fatih Karagümrük

    “Gazze’de iki hastanenin bombalanması neticesinde sivillerin hayatını kaybetmesin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Bu saldırıyı şiddetle kınıyor, savaşın en kısa sürede sona ermesini diliyoruz. Saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz.”

    Kasımpaşa

    “Gazze’de bulunan Baptist Hastanesi’ne hava saldırısı düzenleyerek masum sivilleri ve çocukları savaşa dahil edenleri şiddetle kınıyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

    İstanbulspor

    “Savaşın kazananı olmaz, sadece kaybedenleri vardır! Masumlar, siviller ve çocuklar hedef değildir! #SavaşaHayır.”

    Pendikspor

    “Gazze’de savaş suçu işlenerek iki hastaneye düzenlenen bombalı saldırıyı şiddetle kınıyoruz! Gazze’de iki hastaneye düzenlenen bombalı saldırının sonucunda yüzlerce sivil insanın hayatını kaybetmesinden büyük bir üzüntü duyuyoruz. Din, dil, ırk ya da haklı-haksız fark etmeksizin bebeklerin, çocukların, masum sivillerin olduğu hastanelerin bombalanması kabul edilemez. Yaşatılanlar için hiçbir haklı gerekçe sunulamaz. Savaşın en kısa zamanda sona ermesini, bölgede ve tüm dünyada barış ve huzurun olmasını temenni ediyoruz. Dileriz daha fazla masumun canı yanmadan bu vahşet son bulur. Saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

  • Galatasaray’dan İngiltere’ye tepki

    Galatasaray’dan İngiltere’ye tepki

    Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, “Dün akşam Manchester United ile oynadığımız ve kazandığımız maç sonrası Galatasaray kafilesini taşıyan uçağın dönüşü sırasında İngiliz resmi mercilerinin davranışları üzerine bu açıklamayı yapma zorunluluğu doğmuştur.Takımımız oyuncuları, teknik heyeti ve çalışanlarına İngiltere İstanbul Başkonsolosluğu’nun vize sürecinde çıkardığı zorluklarla başlayan bu saygısızca davranışlar, takımımızın İngiltere’ye girişi sırasında da devam etmiş, dün gece itibarıyla ahlak dışı ve evrensel insan hakları değerlerine aykırı bir muamele haline dönüşmüştür.
    Dün gece geç saatlerde olan takım uçağımızın kalkışı, anlamsız derecede detaylı bagaj kontrolleriyle gereksiz yere uzatılmış, bir işkence haline getirilmek istenmiştir. Bu süreçte resmi yetkililerin davranışları, yapılan saygısızlık ve had bilmezlikler, ülkemize karşı alınmış bir tavrın göstergesidir.
    Şu bilinmelidir ki; kimse Türkiye’nin gururu Galatasaray Spor Kulübü’nün oyuncularına, teknik heyetine ve yöneticilerine bu şekilde davranamaz. Bu edep yoksunu davranışların sahipleriyle sonuna kadar mücadele edeceğimizi tüm kamuoyuyla paylaşırız.
    Tüm bu yaşananlardan bağımsız olarak, kulübümüzü maç öncesi ve sonrasında nazik bir şekilde ağırlayan Manchester United temsilcilerine teşekkür ederiz” denildi.

  • Konyaspor’dan hakeme tepki

    Konyaspor’dan hakeme tepki

    Konyaspor Basın Sözcüsü Mahmut Güzel ve Futbol Şube Sorumlusu Ömer Korkmaz, Büyükşehir Stadyumu’nda basın toplantısı düzenledi.

    Beşiktaş maçındaki hakem hataları hakkında konuşan Basın Sözcüsü Mahmut Güzel, “Pazar günü oynadığımız Beşiktaş karşılaşmasında hakem Arda Kardeşler bize göre net olarak ifade etmek gerekirse maçın skorunu etkilemiştir. Hakemler açısından gayet iyi giden bir maçta orta hakem Arda Kardeşler karşılaşmanın önüne geçmeyi seçmiştir. Pozisyonu tekrar izleyenler açıkça görmüştür. Beşiktaşlı futbolcu Aboubakar bile top eline değince duraksadı. O bile hakemin penaltı çalmasını bekledi. Fakat hakem Arda Kardeşler ne yazık ki büyük bir hataya imza attı ve oyunu devam ettirdi. Pazar günü rakip futbolcunun bariz şekilde eli açık olmasına rağmen penaltımızın verilmediğini düşünüyoruz. 54. dakikada bu pozisyonda ülke futbolumuz adına maalesef daha dramatik olan bir durum VAR’ın devreye girmemesi oldu. VAR’da hakem Abdulkadir Bitigen, AVAR’da Koray Gençerler vardı. VAR ile orta hakem arasında o pozisyonda neler konuşuldu? Neden penaltı beklediğimiz pozisyonda VAR devreye girmedi? Herkes gibi Konyaspor Kulübü olarak bizler de bu soruların cevabını merak ediyoruz ve bir açıklama bekliyoruz” dedi.

    Konyaspor Futbol Şube Sorumlusu Ömer Korkmaz da hafta sonu oynanacak Hatayspor maçında istenilen sonucun alınamaması durumunda teknik direktör Aleksandar Stanojevic’in gönderilmesinin gündemde olup olmadığı ile ilgili soruya, “Hiçbir şekilde gündemimizde yok. Bir yabancı teknik direktörden böyle bir enerji alabileceğimi düşünmüyordum ama iletişimi çok kuvvetli, antrenman teknikleri çok iyi. Umarım Hatayspor maçını kazanırız ama kazanmadığımız takdirde şu anda gündemde böyle bir durum söz konusu değil” şeklinde konuştu.