Etiket: tepki

  • Yılport Samsunspor taraftar gruplarından tepki!

    Yılport Samsunspor taraftar gruplarından tepki!

    Spor Toto 1. Lig’in lideri Samsunspor, bu sezon Ankara Keçiörengücü ve Gençlerbirliği ile Ankara’da karşılaştı. Her 2 maçta da karşılaşma öncesi diğer deplasmanlarda yapılmayan uygulamalara maruz kaldıklarını ifade eden Samsunspor taraftarları, yazılı açıklama yayımladı.

    Taraftar gruplarından yapılan açıklamada, “Samsunspor taraftarı, önce Keçiörengücü ardından da Gençlerbirliği deplasmanlarında, ne yazık ki haksız bir uygulama ve istenmeyen yaklaşımlara maruz kalmıştır. Bin 500’e yakın kişi ile gittiğimiz Ankara deplasmanında, bir müsabaka güvenlik amiri anlam veremediğimiz tavrı sebebiyle gerginlikler yaşanmıştır. Samsunspor taraftarı ile polisi karşı karşıya getirmeye çalışan bu anlamsız tavırların sebebi sadece bir müsabaka güvenlik amiridir. Bizler Samsunspor taraftar grupları olarak, Erzurum, Rize, Sakarya, İstanbul, Bodrum, Manisa başta olmak üzere, gittiğimiz tüm deplasman maçlarında, o illerin emniyet müdürleri ile irtibatlı olarak spor şube müdürlüğü polisleriyle görüşerek, dostluk ve kardeşlik ortamları oluşturduk, maçlara bu birlikteliği yansıttık. Bu birliktelikten dolayı o illerimizin emniyet müdürlerine ve polislerine teşekkür ediyoruz. Üzülerek ifade ediyoruz ki aynı birlik ve beraberliği, Ankara deplasmanlarında yaşayamadık. Görevi düzeni ve asayişi sağlamak olan müsabaka güvenlik amiri, sakin bir ortamda geçecek maçı, adeta gerginlik müsabakasına çevirmiştir. Hem Ankara şehir girişinde araçlarımıza yapılan hem de maç öncesi stadyumda, turnikeler geçildikten sonra ikinci kez yapılan alkol testleri uzun kuyruklar oluşmasına sebep olurken, kullanılan alkolmetrelerin ağızlıkları değiştirilmeyerek, sağlıksız bir test ortamı oluşturulmuştur. Binden fazla Samsunsporlu taraftar, maçın başlamasının ardından yarım saat kadar daha stadyuma girememiştir. Bilerek ve isteyerek yapılan bu geciktirme sonucunda başlayan gerginlikler, stadyum içerisinde de aynı müsabaka güvenlik amirinin uygulamaları ve Samsunspor taraftarı üzerinde uygulamaya çalıştığı psikolojik baskısı yüzünden büyüyerek devam etmiştir” ifadeleri kullanıldı.

    Aslen Samsunlu
    Açıklamanın devamında yetkililerden konu hakkında yaptırım beklediklerini de ifade eden taraftarlar, şu ifadeleri kullandılar:
    “Keçiörengücü maçında bir taraftarımız, aynı müsabaka güvenlik amirinin talimatıyla polis tarafından alınmış ve ardından uygulanan orantısız güç sebebiyle bacağı kırılmıştı. Gençlerbirliği maçında da aynı orantısız güç, bu kez bir taraftarımızın kalp krizi geçirmesine, bir taraftarımızın da kaburga kemiğinin kırılmasına sebep olmuştur. Bizler Türk polisini seven ve saygı duyan Samsunspor taraftarları olarak, Keçiörengücü ve Gençlerbirliği maçlarımızda yaşanan üzücü olayların ve gerginliğin sebebinin sadece bir müsabaka güvenlik amiri olduğunu biliyoruz. Bir kişinin ortaya koyduğu bu sorumsuz yaklaşımı, gurur kaynağımız olan Türk polisine mal etmeyecek kadar da vatansever insanlarız! Milletin, Türk polisine olan güven ve sevgisini zedelemeye kimsenin gücü yetmez. Ancak bu tarz davranışlar içerisinde olanların, ne gibi olumsuzluklara neden olduğunu da üzülerek görüyoruz. Şampiyonluk yolundaki Samsunsporumuz, Ankara maçlarını atlattı. Ancak o şehirde oynanacak diğer takımların maçları için, bir an önce önlem alınmalıdır. Yaşanan tüm olumsuz olayların başrolünde olan müsabaka güvenlik amirine karşı İçişleri Bakanlığımız bir yaptırımda bulunmasını istiyoruz. Olayların ardından, aslen Samsunlu olduğunu öğrendiğimiz müsabaka güvenlik amiri A. E.’nin tavrı ve davranışı, genel düzeni bozacak nitelikte olmuştur. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan, Samsun ve Ankara Valilerimizden ve il emniyet müdürlerimizden, bu konuyla ilgili gerekli araştırma ve soruşturmaların yapılmasını istiyoruz. Kimse, bir amirin sebep olduğu bu gerginlikleri, tüm polislerimize mal edemez! Buna asla müsaade etmeyiz. Polisimiz, bizim canımız!”

  • ‘Kentsel Dönüşüm’ tepkisi

    ‘Kentsel Dönüşüm’ tepkisi

    8 Ağustos 2011’de İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından oy birliğiyle alınan kararla birlikte Konak ilçesinde bulunan Ballıkuyu, Akarcalı, Yeşildere, Kosova ve Kocakapı mahallelerinde acil kentsel dönüşüm kararı alınmış, karar 2012 yılında Bakanlar Kurulu’nun da onayından geçmiş, bu mahallelerde yaşayanlar için kentsel dönüşüm heyecanı başlamıştı. Aradan geçen yıllarda bu noktalarda kentsel dönüşüm ile ilgili hiç bir faaliyetin yürütülmemesi vatandaşların da tepkisini çekerken, konuyla ilgili AK Parti Konak İlçe Başkanı Sait Başdaş, önemli açıklamalarda bulundu.

    “Bu 5 mahallede bir çivi dahi çakılmadı”

    Büyük bir depremde bu mahallelerin büyük bir yıkıma uğrayacağını söyleyen AK Partili Sait Başdaş, acil kentsel dönüşüm kararı alınan Ballıkuyu, Akarcalı, Yeşildere, Kosova ve Kocakapı mahallelerinde bir çivi bile çakılmadığının altını çizdi. Başdaş, “8 Ağustos 2011 yılında 5 mahalle için acil kentsel dönüşüm kararı alındı. Büyükşehir Belediyesi meclisinden oy birliğiyle geçilen kararın ardından 26 Ağustos 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla kentsel dönüşüm kararı onaylandı. Bakanlar Kurulu kararının ardından 5 mahallenin sakinleri de çok sevindi. Bu bölgedeki vatandaşlar evlerinin yıkılıp yerine depreme dayanıklı binalar yapılacağı için çok sevinmişlerdi.

    Burada Ballıkuyu Mahallesi’nde 11 yıl önce kentsel dönüşüm ofisi açıldı. Ama ne yazık ki bu 5 mahallede bir çivi dahi çakılmadı. Sadece alınan karar var, bu ofis var ancak çalışma yok. Burada Allah korusun bir deprem olduğunda sağlam bina kalmaz. Buraya hemen bugün acil kentsel dönüşüm gerekli. Artık insanları oyalamasınlar; 2011 yılında alınan kararların uygulanması lazım. Bu mahallede otobüs bile geçse evler sallanıyor, deprem olmuş gibi oluyor. Ben 5 yıldır ilçe başkanıyım, 4 kere belediyeye kentsel dönüşümü birlikte yapmak için çağrıda bulundum” diye konuştu.


    “Burasının neresi olduğunu bilmez”

    İzmir’in dezavantajlı mahallelerinin ihmal edildiğini söyleyen Başdaş, “Sayın Tunç Soyer bisikletine binsin de buralara gelsin bakalım. Bisiklete binip merkezdeki mahalleleri gezmek kolay. Buraya gelip vatandaşlarla görüşsün, buradaki vatandaşlarla görüşsün. Bu 5 mahallede 13 bine yakın vatandaş yaşıyor. Bizim Büyükşehir Belediye Başkanı’na sorun ama, burasının neresi olduğunu bilmez. Burası Türkiye’nin en büyük 3. ilinin merkez ilçesi Konak. Acaba Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Konak Belediye Başkanı Abdül Batur buraya hiç gelip burayı gördüler mi?” açıklamasında bulundu.


    Makyaj değil kentsel dönüşüm yapın

    Yeşildere ve Lale Mahallesi’ndeki evlerin boyanarak Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarında ‘İzmir’in çehresini değiştirecek büyük proje’ olarak nitelendirilmesine de atıfta bulunan Başdaş, “Burayı İzmir’in çehresini değiştiren büyük proje olarak nitelendirdiler. Burası uzun yıllardır kentsel dönüşümü bekleyen Lale Mahallesi. 2020 yılında gerçekleşen sel felaketinde buradaki derenin taşması sonucu bu evlerin hepsi sular altında kaldı. Sel felaketini vatandaşlar yüksek yerlere çıkarak atlattı ama bir depremde bu vatandaşların kaçacak bir yerleri yok.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi buraya makyaj yapıp bu evleri boyayarak bunu büyük proje olarak nitelendirdi. Evleri boyayarak insanların yüzlerini boyayamazsınız. Buradaki insanlar kentsel dönüşüm bekliyor. Eğer bu işi bilmiyorsanız, bir AK Parti belediyesinden kentsel dönüşüm dersi alın. Boş, kullanılmayan binayı bile boyadılar. Çünkü burası protokol caddesi olduğu için geçenler görmesin diye, insanların gözünü boyamak istediler. Kimsenin oturmadığı, harabe binayı bile boyayarak büyük proje olarak vatandaşa sundular” diye konuştu.

  • Aliyev’den Fransız sömürgeciliğine tepki

    Aliyev’den Fransız sömürgeciliğine tepki

    Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi (NAM) COVID-19 ile Mücadele Temas Grubu Zirvesi, Türkiye ve Suriye’de hayatını kaybedenlerin anısına 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı. Zirveye yaklaşık 70 ülkenin devlet ve hükümet başkanları, Küba, Gabon ve Tanzanya devlet başkanı yardımcıları, Cezayir ve Kenya başbakanları, çeşitli ülkelerin üst düzey temsilcileri, Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurulu Başkanı Csaba Körösi Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Zurab Pololikaşvili, Uluslararası Göç Örgütü Genel Direktörü Antonio Vitorino, BM Cenevre Ofisi Genel Müdürü Tatiana Valovaya, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Khusrav Noziri, bakanlar, bakan yardımcıları ve büyükelçiler katılıyor.

    “Azerbaycan 80’den fazla ülkeye Covid-19 ile ilgili mali ve insani yardımda bulundu”

    Zirvenin açılış konuşmasını yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bağlantısızlar Hareketi’nin Covid-19 salgınıyla mücadele için küresel çabaların seferber edilmesinde liderlik yaptığını belirterek, “Bu Hareket’in yetki ve sorumluluğunu bir kez daha göstermiştir. Azerbaycan, çoğu Bağlantısızlar Hareketi ailemizin üyesi olan 80’den fazla ülkeye Covid-19 ile ilgili gerek ikili kanallar gerekse de Dünya Sağlık Örgütü aracılığıyla mali ve insani yardımda bulundu” dedi.

    “Önde gelen uluslararası kuruluşların kararları uygulanmıyor”

    Dünyada egemenlik ve toprak bütünlüğü ihlallerinin ve devletlerin içişlerine müdahalelerin daha sık görülmeye başlandığını ifade eden Aliyev, “Önde gelen uluslararası kuruluşların kararları ya uygulanmıyor ya da seçici bir yaklaşım ve çifte standart uygulanıyor. Yeni bir dünya düzeni oluşmaktadır. Dünya şu anda ‘Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana yaşanan en ciddi Doğu-Batı ihtilafına tanık oluyor. Bu ihtilafın sonuçları dünyanın diğer kısmında da hissediliyor. Bağlantısızlar Hareketi, BM’den sonra ikinci büyük uluslararası kuruluş olarak uluslararası arenada daha görünür ve etkin bir rol oynamalı, yeni dünya düzeninin yeniden oluşmasında aktif rol almalıdır. Ne yazık ki, bugün büyüyen bir sömürgecilik eğilimine tanık oluyoruz. Tarihsel sömürgecilikten kurtulma sürecinin sonucu olarak kurulan Bağlantısızlar Hareketi, insanlığın bu rezil yüzünün tamamen ortadan kaldırılması yönünde çabalarını birleştirmelidir” diye konuştu.

    “Fransa’yı kanlı sömürgeci suçları ve soykırım eylemleri için özür dilemeye çağırıyoruz”

    Bağlantısızlar Hareketi’nin Gambiya Adaları Birliği’nin Fransa’nın sömürge yönetimi altında kalan Mayotte Adası üzerindeki egemenliğini her zaman güçlü bir şekilde desteklediğini söyleyen Aliyev, “Bağlantısızlar Hareketi’nin temel belgelerinde yansıtıldığı gibi, Fransa hükümetini Yeni Kaledonya halkının ve Fransa’nın denizaşırı toplulukları ve topraklarındaki diğer halkların haklarına saygı duymaya çağırıyoruz. Fransa’nın Avrupa dışında kontrol ettiği topraklar, Fransız sömürge imparatorluğunun korkunç kalıntılarıdır. Ayrıca Fransa’yı Afrika, Güneydoğu Asya ve diğer bölgelerdeki Bağlantısızlar Hareketi üyesi ülkelerine karşı sömürge geçmişine, kanlı sömürge suçlarına ve soykırım eylemlerinden dolayı özür dilemeye ve sorumluluğunu kabul etmeye çağırıyoruz” açıklamasında bulundu.

    “BM Güvenlik Konseyi bugünün gerçekliğini yansıtmıyor”

    Dünyada uzun yıllardır tartışılan bir diğer önemli konunun ise BM sisteminde gerçekleştirilen reformlar olduğunu belirten Aliyev, “BM Güvenlik Konseyi geçmişi hatırlatıyor ve bugünün gerçekliğini yansıtmıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı genişletilmeli ki orada daha fazla ülke temsil edilsin ve coğrafi açıdan daha adil olsun” ifadelerini kullandı.

    “Azerbaycan, Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasını kendisi sağladı”

    Güvenlik Konseyi’nin bazı kararlarının birkaç gün içinde uygulandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Azerbaycan’a gelince ise Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan topraklarından derhal ve koşulsuz olarak çekilmesine ilişkin BM Güvenlik Konseyi’nin dört kararı yaklaşık 30 yıldır göz ardı edilmiştir. Azerbaycan 2020 yılında, toprak bütünlüğünü, tarihi, adaleti askeri-siyasi yollarla ve Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasını kendisi sağladı. Muhtemelen bu olay, BM’nin kuruluşundan bu yana dünyada ilk kez yaşanıyordu. Azerbaycan’ın işgalden kurtarılmış toprakları, kentsel, kültürel ve çevre yıkımlarına örneklerdir. 2020 yılının sonundan itibaren Bağlantısızlar Hareketi üyesi ülkeler de dahil olmak üzere birçok ülkeden binlerce yabancı diplomat, gazeteci, STK üyeleri ve siyaset bilimciler işgalden kurtarılan toprakları ziyaret ederek Ermenistan tarafından yapılan vahşete tanık oldu” dedi.

    “Azerbaycan, dünyada mayınlarla en çok kirletilen ülkeler arasında yer alıyor”

    İşgalden kurtarılan topraklardaki restorasyon çalışmalarına değinen Aliyev, “Azerbaycan hükümeti 2021-2022’de işgalden kurtarılan topraklarda imar ve restorasyon çalışmaları için yaklaşık 4 milyar dolar harcadı. Biz ‘akıllı şehir’ ve ‘akıllı köy’ konseptini kullanarak sıfırdan yeni şehirler ve köyler inşa ediyoruz. Bu, çatışma sonrası dönemde ulusal hükümetler tarafından uygulanan nadir ve benzeri görülmemiş bir kalkınma ve yeniden inşa modelidir. Azerbaycan, Ermenistan’ın işgali nedeniyle dünyada mayınlarla en çok kirletilen ülkeler arasında yer alıyor. İkinci Karabağ savaşından sonra yani Kasım 2020’den bu yana 300 Azerbaycanlı mayın patlamaları sonucu hayatını kaybetti veya yaralandı” diye konuştu.

    “Mayından Etkilenen Ülkelerin Uzlaşma Grubu’nun oluşturulmasını öneriyorum”

    Azerbaycan’ın şu anda özel bir ulusal sürdürülebilir kalkınma hedefinin belirlenmesini gözden geçirdiğini kaydeden Aliyev, “Bağlantısızlar Hareketi üye ülkelerinin birçoğunun mayın ve patlamamış mühimmatlarla kirlenmiş ülkeler arasında olduğu göz önüne bulundurarak, sesimizi küresel olarak duyurmak için Mayından Etkilenen Ülkelerin Uzlaşma Grubu’nun oluşturulmasını önermek istiyorum. İhtilafın sona ermesinden kısa bir süre sonra Azerbaycan, Ermenistan’a toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin tanınmasına dayalı bir barış anlaşması için beş temel ilke sundu. Bu vesileyle Bağlantısızlar Hareketi üye ülkelerine, Azerbaycan’ın haklı tutumunu desteklemesindeki ve 2020-2022 yıllarında BM Güvenlik Konseyi’nde Azerbaycan aleyhine tek taraflı bildirilerin kabul edilmesinin engellemesindeki kararlılıkları için teşekkür etmek istiyorum” sözlerine yer verdi.

  • Devlet Bahçeli’den istifa sloganlarına tepki

    Devlet Bahçeli’den istifa sloganlarına tepki

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

    Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

    “Felaket zamanlarında fedakarlıklarımız göz kamaştırıcı düzeyde serpilip sivrilmektedir. Dayanışma ve yardımlaşma hissiyatı gönülleri birleştirirken ortak hedefler doğrultusunda gövdeleri kenetlemektedir. Milletimizin ruh kökü, dirayeti, her türlü müsibetle başa çıkmaya kafidir. Gelecek umutlarımız her şartta diri kalmıştır. 6 Şubat’taki depremler yaygın bir kayba ve yıkıma yol açtı. Bu hazin tablo yediden yetmişe her vatandaşımızı hüzünle sarstı.

    Depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Göç eden vatandaşlarımızın geri dönüş şartlarını oluşturmak görevlerimiz arasındadır. İçi dışı fitne fesat yuumağına dönen siyasetçilerin çadır üzerinden sürdürdükleri iftira sağnağana rağmen çadırların kurulumu gerçekleştirmiş, çalışmalar da devam etmektedir. 287 çadır kent kurulmuştur.

    Çarpıcı gerçekler ortadadır. Devleti ve hükümeti suçlayan güruh arızalıdır, arsızdır. İster istemez bazı eksiklerin olması normaldir. İçinden geçtiğimiz nazik günlerde sporu siyasi kutupların içine çekmek için kıvrananlar tarihi bir yanlışın tam ortasındadır. Geçen hafta yapılan maçlarda hükümet istifa bağırtısının koro halinde seslendirilmesi hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza vahim bir saygısızlıktır.

    “ARTIK KARAGÜMRÜKLÜYÜM”

    Depremin ağır sonuçlarıyla mücadele edilen süreçte Türk futbolunu siyasileştirmeye çalışanlar alçak bir kurgunun içerisindedir. Hükümeti istifaya davet etmek, bir avuç fanatik ve holigan gruba sipariş verilmiş iç ve dış bağlantılı siyasi komplodur. Tribünleri provoke edenlerin tespiti yapılmalıdır. Bu yapılana kadar gönül verdiğim Beşiktaş Jimnastik Kulübü üyeliğinden ayrıldım. Bundan böyle ben artık Karagümrüklüyüm.

    “BİR YIL İÇİNDE BİTMİŞ OLACAK”

    Yıkılan her binanın yenisi yapılacaktır. 11 ilimizi kapsamına alan yeni yerleşim alanlarının haritası kamuoyuyla paylaşılmıştır. Bölge insanımız derin bir nefes almıştır. Gaziantep’in Nurdağı ve Islahiye ilçelerinde çalışmalar cuma günü başlamıştır. Bir yıl içinde il, ilçe ve köylerimizin yeni baştan inşası bitmiş olacak.

    Ağız birliği halinde orman alanlarının konut alanıma açılacağını hangi bilgi ve belge ile söylüyorlar. Orman vasfını yitirmiş alanlarda konut yapmanın neresinde sakınca olacaktır. Bu taş kalpli Türkiye muhalifleri gerçekleri saptırarak neye ve kime hizmet etmektedir. Maksatlı eleştirilere bakar mısınız? Deprem yardımları için geç kalan iktidar inşaat için jet hızıyla kararname çıkarmış. Bunların 1 yıl içinde konutların yapılıp teslim edilmesinden ödleri kopuyor. Bunlar milletimizin dertlerine üzülmeyen, sevinciyle sevinmeyen sevimsiz ve bozuk çevrelerdir.”

  • Bakan Soylu’dan taraftarlara tepki

    Bakan Soylu’dan taraftarlara tepki

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Süper Lig’de oynanan Fenerbahçe-Konyaspor ve Beşiktaş-Antalyaspor karşılaşmalarında tribünlerde ‘istifa’ sloganı atılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Bakan Soylu, “Dertleri başka olanlar, siyaset yapmak isteyen varsa önümüzdeki günlerde seçim var. Herkes meydana çıksın siyasetini yapsın. Ama spor alanlarını siyaset meydanına çevirmek isteyenler biraz devletin, milletin, sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu çabaya kulaklarını versinler. Burada insanlar yaşıyorlar ve burada yeni bir hayatı oluşturmak için çaba sarf ediyorlar. Millet seçimde kararını verecektir.” dedi.

    ‘Bir karmaşa çıkarmaya çalışanlar olabilir’ diyen Soylu, “Deprem meselesine gömüldüğümüzü zannedenler, güvenlik meselesinde kalkanlarımızı kaldırmayacağımızı zannetmesinler. Burada insani bir mesele yürütüyoruz, 3-5 tane bu meselenin koordinasyonu ve mühendisliğine soyunan adamları da Türkiye’nin geleceğini karartma hakkı verilmez. Ama bizim mesaimizi bölmesinler. Bölerlerse bu milletin karşı kaldığı süreçte bu millete haksızlık ederler. Ama mesaimizi bölmek isterlerse rahat böleriz. Hodri meydan.” dedi.

  • Hastanede tepki çeken duyuru

    Hastanede tepki çeken duyuru

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye ve Suriye için yardım kampanyalarının düzenlendiği Almanya’da bir hastanede yapılan duyuru tepkilere neden oldu.

    Baden Württember eyaletindeki Ulm Üniversite Hastanesi’nden yapılan yazılı bir duyuruda, deprem bölgelerine son kullanma tarihi geçmiş veya çöpe atılacak malzeme gönderilebileceği belirtildi. Yapılan duyuru Türk vatandaşların tepkisini çekerken, hastane yönetiminden konuyla ilgili açıklama geldi.

    Hastane tarafından yapılan yazılı açıklamada, söz konusu yardım kampanyasının hastane tarafından düzenlenmediği kaydedilerek, “Duyuru üniversite hastanemizin resmi bir yazısı değildir. Söz konusu metin iç yazışmalardaki bir e-postadan alınmıştır. Yanlış anlaşılmadan dolayı çok üzgünüz” ifadelerine yer verildi.

    Açıklamanın devamında ise hastanenin konuyla ilgili faaliyetleri hakkında bilgi verildi. Açıklamada, “Bandajlar, mide tüpleri veya sondalar gibi şu anda son kullanma tarihi geçmiş, ancak tamamen işlevsel, yüksek kaliteli ve orijinal ambalajlı malzemeler hastane istasyonlarında toplanmaktadır. Herhangi bir ilaç içermediği açıkça belirtilen bu malzemeler, kriz bölgelerine destek amaçlı bazı inisiyatiflere devrediliyor. Son kullanma tarihi geçmemiş materyaller ve hasta bakımı için gerekli olan malzemeler ise hastane tarafından üçüncü şahıslara verilemez” ifadeleri yer aldı.

  • Genç sürücüden yediği cezaya ilginç tepki

    Genç sürücüden yediği cezaya ilginç tepki

    Kdz. Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Büro Amirliği ekipleri dün akşam saatlerinde öğrenci servis araçları üzerinde denetimler gerçekleştirdi. Trafik polisleri öğrenci servislerinin fren testleri, dur levhaları, sürücü belgesi, araç muayenesi ve servisteki öğrencilerden sorumlu yardımcıları denetlendi. Denetimlerde 1 özel halk otobüsüne muayenesiz araç kullanmaktan bin 979 TL ceza yazdı. Polis ihbar hattına gelen şikâyet üzerine durdurulan otomobil sürücüsüne ise tehlikeli araç kullanmak ve yüksek sesle müzik dinlemekten 872 TL ceza yazıldı. Genç sürücü ceza yazılmasına gülerken “Bütün harçlıklarım gitti” diyerek tepki gösterdi.


    Denetimler sırasında öğrenci servislerinde herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı.

  • Kur’an-ı Kerim saldırılarına Bursa’dan tepki

    Kur’an-ı Kerim saldırılarına Bursa’dan tepki

    Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde ve Hollanda’nın Lahey şehrinde Kur’an-ı Kerim yakılmasını protesto etmek için toplanan sivil toplum kuruluşları temsilcileri, basın açıklaması yaptı. Orhangazi Parkı’nda yapılan basın açıklamasına AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten de katıldı.
    Basın açıklamasında konuşan AK Parti Bursa Milletvekili Osman Mesten, “Batı medeniyetinden bizi üzen eylemler devam ediyor. Tarih boyunca böylelerdi, İslam’ın, hakikatin düşmanıydılar. Ama milletimizin Kur’an’a ve İslam’a bağlılığı kıyamete kadar devam edecek” dedi.

    Basın açıklaması yapan Burhan Sayılgan, “Kur’an-ı Kerim; tüm insanlar için kıyamete kadar hükmü asla değişmeyecek, ilelebet varlığı devam edecek, bütün zaman ve mekânlarda bir kurtuluş, hidayet rehberi, hayatın tüm alanlarına hitap eden kutsal, ilahi bir rehberdir. Allah’a imanın temel şartlarından biri de Kur’an-ı Kerim’e iman etmektir. İsveç Stockholm ve Hollanda’nın Lahey şehrinde bir kafir, bir faşist, Kur’an-ı Kerim’i hedef alan alçakça bir saldırı gerçekleştirdi. İsveç ve Hollanda devlet yetkililerinin izniyle gerçekleştirdiği Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemi en başta Allah’a, İslam dinine ve tüm Müslümanlara ve hatta bütün insanlığa yönelik alçakça bir nefret eylemidir. Avrupa’da, özellikle son yıllarda planlanmış bir şekilde Müslümanların dinine, kutsallarına ve değerlerine karşı düşmanlık ve nefret eylemleri her geçen gün yaygınlaşıyor. Farklı ülkelerde bir sapkın, kafir, faşist çıkıyor Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetlerin değiştirilmesi gerektiğini söylüyor, başka bir kafir, sapkın, faşist çıkıyor Kur’an-ı Kerim’i yakıyor; başka bir sapkın, faşist çıkıyor İslam dinini ve Müslümanları terör kaynağı olarak gösteriyor. Avrupa’da İslam’a ve Müslümanlara karşı devletlerin desteğiyle yaygınlaşan bu düşmanlık ve nefret eylemleri tüm insanlığın huzur ve barışını yok etmektedir.

    İslam dinini ve Müslümanları hedef alan, değerlerimize hakaret eden, Müslümanların yaşamını tehdit eden bu provokatif, alçakça eylemlere ifade özgürlüğü adı altında izin verilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz ve en güçlü şekilde lanetliyoruz. Çünkü bu bir nefret suçudur. Avrupa kendi tarihinin karanlık dönemlerine dönüyor. Avrupa’da Haçlı zihniyeti yeniden ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Bu faşizan nefret suçunu kimse özgürlük ve hoşgörü diye savunamaz. Avrupa bu karanlık gidişe dur demek zorunda. Böyle bir eylemin tesadüfi olmadığının farkındayız. Bu eylemler Türkiye’nin küresel bir güç oluşuna karşı planlanmış provokatif planlı bir eylemdir. Bu eylemler dinen ve ahlaken çöken, bütün değerlerini yitirmiş Avrupa’nın dünyada İslamiyet’in yüceliğine karşı yapılan şuurlu bir saldırıdır. Avrupa Kur’an-ı Kerim’i yakarak Müslümanlığa veya Müslümanlara zarar verebileceğini mi zannediyor? Bu eylemler, tüm insanlığın huzurunu ve dünya barışını tehdit etmektedir.

    Bütün dünyaya buradan sesleniyoruz, unutulmamalıdır ki, Allah’a yemin olsun ki, bu alçakça eylemler, bu nefret suçu ve tahrikler, Allah’ın nurunu asla söndüremeyecektir. İslam dini ve Kur’an-ı Kerim her geçen gün insanlığa ümit, huzur ve barışı sağlayacak yüce bir rehber olarak dünyanın dört bir köşesine ulaşacaktır. İslam dini ve Kur’an-ı Kerim kıyamete kadar ilelebet var olacaktır. Bu alçakça eylemleri gerçekleştirenler ve destek verenler bu dünyada ve ahirette rezil ve zelil olacaktır. Ümmet olarak kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan ve yapılabilecek olan tüm saygısızlık ve saldırganlığa; dünyanın her yerinde ve her platformda, her daim tepkimizi gösterecek ve menfur eylemlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Son olarak, tüm ülkeleri ve uluslararası kuruluşları, İslam düşmanlığını yaygınlaştıran bu alçakça eylemlere ve Müslümanlara karşı işlenen bu suçlara karşı durmaya, dayanışma halinde müşahhas tedbirler almaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bakan Akar’dan İsveç’e sert tepki

    Bakan Akar’dan İsveç’e sert tepki

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar başkanlığında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile Bakan Yardımcıları Yunus Emre Karaosmanoğlu, Şuay Alpay, Alpaslan Kavaklıoğlu ve Muhsin Dere ile ordu, birlik komutanlarının katılımıyla video konferans toplantısı düzenlendi.

    Yurt içi ve sınır ötesindeki faaliyetlerle sahadaki son duruma ilişkin bilgi alan Akar, talimatlar verdi. Türkiye’nin başta Irak ve Suriye olmak üzere tüm komşularının sınırlarına, egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu vurgulayan Akar, “Bunu tekrar tekrar söylememize rağmen özellikle yurt dışı basınında söylemlerimiz çarpıtılıyor ve bilinçli şekilde saptırılıyor. Bizim tek yaptığımız şey ülkemizin, milletimizin savunması ve güvenliği. Bunun için çalışıyor, yapılması gereken ne varsa yapıyoruz” diye konuştu.
    Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele ettiğini vurgulayan Akar, bunun başka yerlere çekilmek istenmesine yönelik çalışmaların ahlaki olmadığını belirtti. Türk Silahlı Kuvvetlerinin tek amacının hudutların ve vatandaşlarının güvenliği olduğunu yineleyen Bakan Akar, şunları söyledi:
    “Biz hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. PKK/YPG, DEAŞ, FETÖ ile mücadele ediyoruz. Etnik, dini, mezhepsel gruplarla mücadelemiz asla söz konusu değil. Terör örgütlerinin isimleri ne olursa olsun ülkemize, milletimize zarar verdikleri sürece onlarla mücadelemizi sürdüreceğiz. İnşallah 40 yıldır başımıza musallat olan terör belasından asil milletimizi kurtaracağız. Bunlara kim destek verirse versin azimle kararlılıkla mücadelemizi yaptık, yapmaya devam edeceğiz. 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar toplam 37 bin 474 terörist etkisiz hale getirildi. Son bir ay içinde 134 terörist etkisiz hale getirildi. Mehmetçik büyük bir azim ve kararlılıkla üzerine düşen görevleri yapmaya devam ediyor.”

    “Teröristlerin tacizlerine seyirci kalmayız”
    Terörle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Akar, geçen hafta teröristler tarafından Suriye kuzeyinden Öncüpınar Sınır Kapısı’na yapılan saldırıyı hatırlattı. Akar, şu açıklamalarda bulundu:
    “Bizim kararlılığımız tam; hiçbir şekilde durmamız, susmamız, hareketsiz kalmamız söz konusu değil. Bu saldırıya misliyle karşılık verildi, 20 terörist etkisiz hale getirildi. Gerek ateş destek vasıtaları gerekse diğer vasıtalarla, gerektiğinde ve yeri, zamanı geldiğinde yapılması gereken ne varsa bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmak konusunda azimli ve kararlıyız. Hiçbir şekilde teröristlere ve tacizlerine taviz vermemiz, seyirci kalmamız söz konusu değil. Ne yaparlarsa misliyle karşılık verecek, terörü bitirme konusundaki mücadelemize kararlılıkla devam ettireceğiz.”
    Terörle mücadele konusunda uluslararası ilişkileri, diplomasiyi de yoğun olarak kullandıklarını ifade eden Akar, bu çerçevede Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile üç ülke istihbarat başkanlarının katılımıyla Moskova’da gerçekleştirilen üçlü toplantıyı hatırlattı.
    Toplantıda açık şekilde Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığını, ilave göçü arzu etmediğini, Türkiye’deki Suriyelilerin gerekli şartlar oluştuktan sonra topraklarına, evlerine gönüllü, güvenli ve saygın şekilde dönmelerini sağlamayı amaçladıklarını aktardıklarını belirten Akar, “Bunun yanı sıra ister Türkiye’de ister Suriye’de olsun bizim birlikte olduğumuz Suriyeli kardeşlerimiz var. Onları zora sokacak herhangi bir durumda, kararda bulunmamız asla söz konusu değil. Bu tutumumuz herkes tarafından bilinmeli ve buna göre davranılmalı. Bu konuda son derece net bir politika izliyoruz” diye konuştu.

    İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik süreci
    İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik sürecine de değinen Akar, Türkiye’nin NATO’nun açık kapı politikasını daima desteklediğini belirtti. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın düşmanı olmadığını, iki ülkenin NATO üyeliğinin karşısında durmadığını ifade eden Akar, şunları kaydetti:
    “Onlar nasıl ki kendi ülkelerini savunmak için NATO ile iş birliği yapmak istiyorsa biz de terörle mücadele konusunda bizimle iş birliği yapılmasını, bize destek verilmesini istiyoruz. Onlar kendi ülkelerinin savunması ve güvenliği için bizden destek istiyorlar fakat bizim terörle mücadele konusundaki taleplerimizi reddediyorlar. Orada Türkiye’ye, Cumhurbaşkanımıza, bayrağımıza, Kur’an-ı Kerim’e, kutsal değerlerimize karşı her türlü alçaklığı, rezilliği, iğrenç girişimi görmezlikten gelmek, bunlara sessiz, tedbirsiz kalmak kabul edilebilir bir şey değil. Bu şekilde gittiği takdirde bizim tutumumuz, tavrımız çok açık, net belli. Biz bir an önce İsveç ve Finlandiya’nın devletin gücünü, kuvvetini göstererek taahhütlerini yerine getirmelerini ve iğrenç, alçak girişimleri de sonlandırmalarını bekliyoruz. Bunlar yapıldığı takdirde bizim hiçbir sorunumuz yok.”

  • Ekrem Alfatlı’dan CHP’ye tepki

    Ekrem Alfatlı’dan CHP’ye tepki

    Alfatlı, Bursa Birlik Partisi tarafından gerçekleştirilen basın buluşmalarının ikincisinde İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, CHP’den altılı masaya, Türkiye’nin ekonomisinden 2023 seçimlerine kadar bir çok konuya değindi.

    Türkiye’nin 100. yılı olması sebebiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir vizyon belgesi ortaya konulduğunu hatırlatan BBP Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı, Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin de bu vizyon belgesinde iştirak ettiğini söyledi.

    Hemen bunun arkasından bir vizyon belgesinin de CHP tarafından gündeme geldiğini ifade eden Alfatlı, “Bakıldığı zaman aslında Türkiye’nin meseleleriyle ilgili söz söyleme kabiliyeti ve iradesi olanların her şeyden önce milli, yerli ve Türkiye’nin içinde olması gerekir. Ayrıca Türkiye’nin gerçeklerini bilen insanların olması gerekiyor. Verilerden, rakamlardan ve yaşanmışlıklardan hareketle Türk Ekonomisi’ni okumak ve kötü ligde göstermeye çalışmak aslında vizyonsuzluğun göstergesidir. İktisatta ve ekonomide varsayımlar ve gerçekler vardır. Türkiye, 10 yılda bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmıştır. Yakın zamanda pandemi sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bölgemizde Rusya ve Ukrayna arasında bir savaş var. Onun dışında da emperyalist ülkelerin özellikle de Amerika başta olmak üzere Türkiye’yi baskılayan ve Türkiye’nin aleyhine olan türlü çalışmalar var. Bunları yok farz ederek, sadece rakamlar üzerinden hele de Amerika Birleşik Devletleri ve Ankara’dan bağlanmak suretiyle, Türkiye ekonomisine ve Türkiye’deki iktisatçılara ayar vermeye çalışılmasını asla kabul edilebilir bulmuyoruz. Türkiye’nin gerçekleriyle ilgili ortaya koyulacak bir şey varsa konulsun. Çözüm önerilerini de ortaya koysunlar. Türkiye’ye emperyalist güçlerin yaptığı baskıyı yok farz eden bu anlayışın tam da Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakışan bir vizyonsuzluk projesi olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

    “Türkiye, uyuşturucu, terör ve kara para ile en fazla mücadele eden ülkedir”

    Altılı masanın seçimlerde başarılı olamayacağını kaydeden Alfatlı, “Buna tabiki milletimiz karar verecektir. Milletimiz CHP vizyon projesindeki tabloyu gördükten sonra, görselliğinin dışında içeriğinin ne kadar boş ve anlamsız olduğunu, vatandaşa dokunmadığını görecek. Vizyon projesi, IMF ve ABD’nin politikaları ile ABD’nin dünyayı inim inim inleten yaklaşımı ve emperyalizmin ayak izleri olarak ortaya çıkmıştır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Ben temiz parayı getireceğim’ diyor. Paranın temizini veya karasını nasıl ayırt ediyor. Demek ki, kendisin de paranın temizini ve kirlisini ayırma makinesi var. Türkiye’deki şu an bütün paralar temizdir. Türkiye’yi başka yerlere şikayet etme, küçük düşürme ve uluslararası arenada zora düşürme yaklaşımları boştur. Türkiye, uyuşturucu, terörle ve kara para ile en fazla mücadele eden ülkedir. Bu anlamda emeği geçen emniyet güçlerimize haksızlık yapılmaması gerekmektedir” dedi.

    “Vatanını, milletini seven herkes altılı masanın hedeflerini görmeli”

    İYİ Parti’nin ilk çıkışı ile şu anki istikametinin çok farklı yerlerde olduğunu dikkat çeken Alfatlı, “İyi Parti kuruluş itibariyle milliyetçi, ülkücü ve vatansever siyasi partidir. Kendi iç mekanizmalarında dışa yansımalarını görüyoruz. Gerçekten vatanını, milletini ve bayrağını seven herkesin bir şekilde sağına, soluna, önüne ve arkasına bakıp, altılı masa tarafından Türkiye’nin nereye götürülmek istendiğini görmesi gerekmektedir. PKK terör örgütünün sözde siyasi uzantısı olan partinin, Gazi Meclis’te ve her platformda askerimizi, bayrağımızı, polisimizi ve Türkiye’nin tüm değerlerini kötülediğini görüyoruz. Altılı masadaki herkesin HDP’nin yanında olduğunu biliyoruz. Bunlarla ilgili milliyetçi, vatansever ve ülkücü kardeşlerimizin tepki göstermesini bekliyoruz. Bütün milletimiz bunu bekliyor” diye konuştu.

    “2023 sonrasında Türkiye’nin faklı liglere sıçrayacağını düşünüyorum”

    Salgın döneminin bütün dünyayı ekonomik olarak derinden sarstığını belirten Alfatlı, “Türkiye son dönemde üretim, istihdam, yatırım ve ihracat odaklı büyüme modeli ile örnek olacaktır. Bütün dünyanın geleceği bir yöntemdir. Başka çare yoktur. Türkiye’nin petrol ve doğalgaz gibi doğal kaynakları yok. Ancak son dönemdeki, enerji ve doğalgazla ilgili eksikliklerinin faturasını ödüyoruz. Özellikle Rusya ve Ukrayna savaşı ile birlikte enerjiye ödediğimiz ekstra para yaklaşık 50 milyar dolar civarındadır. Bütçe açığımız ve dış ticaret açığımız da buradan kaynaklanmaktadır. İnşallah, 2023 yılında bu yapılan çalışmalarla doğalgazında hanelerde kullanılacağına inanıyoruz. Çeşitli faktörlere bağlı olarak bir hayat pahalılığı var.

    Bunun sebeplerini saatlerce konuşabiliriz. Enflasyonun yarası var. Enflasyon da gelirliden alır, başka kesimlere aktarır. Bunun düzeltilmesi için hükümet tarafından da 3600 ek gösterge, EYT, asgari ücret iyileştirmesi, diğer sosyal yardımlarla çalışmalar yapılıyor. 2023 ve sonrasında ben Türkiye’nin faklı liglere sıçrayacağını düşünüyorum. 2023 seçimleri; savunma sanayisi, ABD’nin tutumu, PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadele noktasında çok önemlidir. Milletimizin teveccühleriyle de 2023 seçimlerinde hem Cumhurbaşkanlığında, hem de TBMM’de Cumhur İttifakı’nın kazanacağına inananlardanım. Biz BBP olarak alanlardayız” dedi.