Etiket: terapi

  • “Terapi Köpek Projesi”

    “Terapi Köpek Projesi”

    Pilot proje çerçevesinde özel eğitim almış terapi köpekleri, havalimanında yolcularla etkileşime girerek, onlara pozitif enerjileriyle destek olacak. Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen “Terapi Köpek Projesi” hakkında açıklamalarda bulunan İGA İstanbul Havalimanı Müşteri Deneyimi Müdürü Abdulkadir Demirtaş, ’’İstanbul Havalimanı’nda dünyanın birçok ülkesinden milyonlarca yolcumuzu ve misafirimizi ağırlıyoruz. Yolcularımızın beklenti ve ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunuyoruz. Biliyoruz ki uçuş öncesi yolcularımızın endişeleri ya da stresleri olabiliyor. Bundan dolayı da ilk olarak başlayacağımız pilot projede terapi köpeklerimizle yolcularımızın uçuş öncesi stresini azaltmak ve onların daha keyifli bir yolculuğa çıkmasını amaçlıyoruz. Yolcularımızın bulunduğu her noktada görev alacaklar kara tarafında, hava tarafında ve uçuş kapılarında birçok alanda aslında misafirlerimiz köpeklerimizle karşılaşabilir’’ dedi.

    İlk etapta 5 köpeğin görev aldığı projenin koordinasyonu, köpeklerin eğitimi ve bakımı da dahil olmak üzere İGA İstanbul Havalimanı Veteriner Hekimi Volkan Arslan’ın liderliğindeki ekip tarafından yürütülüyor. Terapi köpeklerinin eğitim sürecine dair bilgi veren Veteriner Volkan Arslan, “Terapi köpekler her tür insanla sosyal bir şekilde iletişim kurabilen, herhangi bir agrasyon göstermeyen, tek amacı sizi rahatlatmak ve kendini sevdirmek olan köpekler. Tabii ki bunun için de bir eğitim sürecinden geçtiler. Bu eğitim süreci de sertifikasyon programından oluşuyor. Köpek eğitim merkezi (Dog School) eğitmeni tarafından sertifikasyon programına dahil oldular. Bunun sonucunda bu programı geçen köpeklerimiz ‘Terapi Köpek’ sertifikaları aldılar ve bizimle burada çalışmaktalar’’ dedi.
    Ülkesine gitmek üzere İstanbul Havalimanı’na gelen Çinli yolcu Xi Yuki, terapi köpeklerini çok beğendiğini söyledi. Bu projenin faydalı olduğuna dikkat çeken Yuki, “Köpekleri ve hayvanları çok seviyorum. Onları burada gördüğüm için çok mutluyum. Daha önce böyle bir uygulama görmemiştim” diye konuştu.

    Hayvan dostu havalimanı
    İGA İstanbul Havalimanı’nda seyahat eden minik dostların ihtiyaçları için giden yolcu katı check-in adaları bölgesinde bir adet, pasaport kontrol sonrasında iki adet, gelen yolcu karşılama katında bir adet olmak üzere toplam 4 adet evcil hayvan odası bulunuyor. Evcil hayvan odalarında kedi-köpek mamaları, kum, kedi tırmalama tahtası gibi minik dostların temel ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler yer alıyor.

  • Hem terapi, hem sanat

    Hem terapi, hem sanat

    Sivas El Sanatları Eğitim Merkezi’nde yapılan bakır işlemeciliği, evlerde unutulmuş bakırları yeniden hayata döndürüyor. Genellikle evlerde bir kenara atılmış veya unutulmuş bakırların işlendiği kursta bulunan öğrenciler, psikolojik olarak rahatlarken işledikleri bakırlar sayesinde ev ekonomilerine de katkıda bulunuyorlar. Çelik kalemlerle işlenerek yapılan motifler sonucunda ortaya çıkan ürünler, el sanatı tutkunları tarafından beğeni topluyor. Evlerde unutulan bakırlar yeniden işlendikten sonra yüksek fiyatlarda alıcı buluyor.

    “Eskiyi getir yeniyi götür”

    Sivas El Sanatları Eğitim Merkezi usta öğreticisi Münevver Arslan, evde unutulmuş bakırları yenilediklerini belirterek, “Biz burada genellikle kenarda kalmış bakırları işliyoruz. Eskiyi getir yeniyi götür kampanyasına benziyor. Eski bakırları yeniliyoruz, alüminyumları da işliyoruz. Çelik kalemlerle tek tek ellerimizle işliyoruz, çelik kalemlere kazma kalemi de diyoruz. Bakırı işlemeden önce şablon çiziyoruz, şablonu bakırın üzerine geçirdikten sonra kart işlemi yapılıyor. En son olarak da vernik atılıyor. Yaklaşık 15 öğrenci var, çoğunluğu emekli bireylerden oluşuyor. Evde sıkılanlar, psikolojik sorunları olanlar burada tedavi oluyor da diyebiliriz. Bakırın işlenme süresi kişiden kişiye değişiyor. Ortalama olarak bir bakır 2 haftada bitebiliyor. Bir çaydanlığı örnek vereyim eski bir çaydanlığın işlenmesi 2 hafta sürüyor, fiyat olarak da 2 bin 700 lirayı buluyor. Bu fiyatlar kazanlarda değişiyor, onlarda 5 bin lirayı buluyor. Eski bakırların işlenmesin de fiyatlar bin liradan başlıyor, desenine ve büyüklüğüne göre değişiyor” Dedi.

    “Bakır işlerken dinleniyorum, huzur buluyorum”

    Bakır işlerken mutlu olduğunu ve kendini huzurlu hissettiğini belirten Mustafa Şenol, “2001 yılında emekli oldum, vakitim geçirmek için bir şeyler arıyordum. Arkadaşlarımdan birkaç kişi bana bunu tavsiye etti. Bende başladım, 5 aydır burada bakır işliyorum. Burada göze hitap eden desenleri işliyorum. Hat sanatlarını kullanıyoruz ağırlıklı olarak. Bakır saat, demlik gibi şeyleri burada işliyoruz. Burada 4 saate yakın zaman geçiriyoruz, bakır işlerken dinleniyorum, huzurlu oluyorum, emekli olan herkese bunu yapmalarını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Down sendromlu bireyler atlı terapide

    Down sendromlu bireyler atlı terapide

    Çağış Yerleşkesi’nde oluşturulan özel alanda gerçekleştirilen etkinliğe Türkiye Sakatlar Derneği Balıkesir Şubesinin işbirliği ve öncülüğünde down sendromlu bireyler ve aileleri katıldı.

    Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu da beraberinde Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cevdet Avcıkurt, Prof. Dr. Murat Doğdubay, Prof. Dr. Fatih Satıl ve Genel Sekreter Yemliha Yanar ile etkinliğe katılarak çalışmalara destek verdi.

    Etkinlikte ayrıca BAL-AT Akademik Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Can Gündüz, BAÜN Down Sendromu Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sibel Karaca Sivrikaya ve Türkiye Sakatlar Derneği Balıkesir Şubesi Başkanı Zeki Uslu hazır bulundu.

    BAL-AT Akademik Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Can Gündüz’ün rehberliğinde gerçekleşen etkinlik, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’dan hayvan destekli terapiler alanında çalışmaları bulunan, alanında uzman Dr. İbrahim Kurban’ın, engelli bireyler ile ailelerine hippoterapi hakkında bilgilendirmesiyle başladı.

    Sonrasında engelli bireyler ve ailelerinin atlarla kontrollü temasları, atlarla iletişimleri sağlandı. Yerde terapi uygulamaları ile terapötik binicilik etkinliğinde engelli bireyler ve aileleri büyük bir heyecan ve mutluluk yaşadı. Etkinlik, hatıra fotoğrafları çekilmesiyle sona erdi.

  • Serada terapi

    Serada terapi

    Ordu Büyükşehir Belediyesi Altınordu, Fatsa, Gülyalı ve Ünye ilçelerinde anaokulu, ilkokul ve lise düzeyindeki toplam 11 okul bahçesine 50 metrekare üretim alanına sahip sera kurdu. “Öğrenciler Toprakla Buluşuyor Projesi” çerçevesinde başlatılan bu çalışmayla seraya giren çocuklar ve gençler, Büyükşehir Belediyesi ziraat mühendisleri ve öğretmenleri eşliğinde hem sebze üretiyor, hem de seraların bakımlarını yapıyor. Ordu Büyükşehir Belediyesi aynı proje ile birçok okulda sebze tohumu ve fidesi de dağıtarak çocukların toprakla olan bağını da arttırıyor.

    Özel öğrencilerin mutluluğu üreterek artıyor

    Bu okullardan yalnızca bir tanesi olan Fatsa Özel Eğitim Meslek Okulu, eğitim verdiği öğrenciler açısından diğerlerinden ayrılıyor. Okul bahçesinde kurulan seralar, gençleri toprakla tanıştırmanın ötesinde özel bir amaca da hizmet ediyor. Özel öğrencilere yönelik eğitimlerin yer verildiği bu okul bahçesindeki seralar özel öğrencilerin toprakla olan bağlarını güçlendiriyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından okula verilen tavuklarda özel öğrencilerin en özel uğraş alanlarından bir tanesi oluyor.

    Okulda eğitim alan ve seralarda üretim yapan özel öğrencilerde duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Seralarda çok güzel zaman geçirdiklerini ifade eden öğrenciler seralarda sebze ve meyve ürettikçe mutlu olduklarını kaydettiler. Seraların yanı sıra tavuklarının da olduğunu aktaran gençler, yumurtalarını da toplayarak öğretmenlerine ve arkadaşlarını verdiklerini kaydettiler.

    “Seraya giren telefon ve tableti unutuyor”

    Fatsa Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Mücahit Küçük, Büyükşehir Belediyesi tarafından okullarının bahçesinde kurulan seraların çok önemli bir görev üstlendiğini söyledi. Seralarda eğitim alan özel öğrencilerin hem teknoloji ile olan bağlarının azaldığını, hem de özel öğrenci olmaları sebebiyle üreterek özgüvenlerinin arttığını aktaran Küçük, “Okulumuz meslek okulu olması sebebiyle ve aynı zamanda özel eğitim olmasıyla burada bir tarım bölümümüz var. Tarım bölümünde ne yapmalıyız konusunda arayış içerisindeyken Ordu Büyükşehir Belediyesi bize çok önemli destekler verdi. Bu çerçevede okulumuzun bahçesine seralar kurdu. Bu serada diktiğimiz fideler konusunda desteklerini esirgemedi. Burada hem öğrencilerimiz boş zamanlarını değerlendiriyor hem de ileride meslek edinmelerine imkan sağlanıyor. Tüm çocuklarda bir teknoloji bağlılıkları var. Çocuklar buraya geldiğinde telefon ve tableti unutuyorlar. Çocuklar bu seralarda kendilerini mutlu hissediyorlar. Özel çocuklar oldukları içinde yaptıkları çalışmalarla özgüvenleri artıyor. Ailelerimizden de çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bizlere bu imkanı sunan Büyükşehir Belediyemize de çok teşekkür ediyoruz” dedi.

    “Huyları iyi yönde değişti”

    Okulda eğitim alan ve seralarda üretim gerçekleştiren özel öğrencilerin velileri de çocuklarının toprakla uğraşmaya başladıktan sonra daha uysallaştıklarını belirttiler. Kendilerini de üretmeye teşvik ettiklerini aktaran veliler bu çalışma dolayısıyla hem Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne, hem de eğitim aldıkları okula teşekkürlerini ilettiler.

  • Oyun oynayarak travmalardan kurtuluyorlar

    Oyun oynayarak travmalardan kurtuluyorlar

    Sosyolog-Aile Danışmanı Hüseyin Pehlivan koordinatörlüğünde 9.’su Bursa’nın Yenişehir ilçesinde bulunan tarihi Sinanpaşa Külliyesi’nde düzenlenen kum oyunu terapisi eğitim programında konuşan Psikolog Melike Serpil Yanık, “Kum terapisi eğitimiyle bireylerin kişisel dünyasını anlamlandırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Ben bu çalışmayı çocuklar üzerinde yapıyorum. Yetişkinler üzerinde de çok çarpıcı sonuçlar elde ediliyor” dedi.

    Bursa Gençlik İl Spor Müdürlüğü teftiş inceleme ve araştırma bölümünde görev yapan eğitimci Erol Dübek de, “Burada kum tepsisinde objelerle kişinin travmaları varsa kendini ifade etmesi açısından, kişiyi tanıma açısından varsa travmaları tedavisi açısından bir eğitim içerisindeyiz. Daha önceki eğitimlere nazaran ben bu eğitimde şok oldum. Çünkü burada kişinin kendini ifade etmesi açısından önemli bazen bireyler kendini ifade edemiyor. Varsa sıkıntıları bunları ifade edemiyorlar. Ama kum tepsisi insanın dünyası buraya yerleştirdiği nesneler ile bir nevi insan kendi hayatını anlatmış oluyor. Bu tepsiyi hazırlarken yaşadığı sıkıntıları bilinçaltında kendinin de fark etmediği olayları o tepsiye yerleştirmiş oluyor” diye konuştu.

    Psikolog-Aile Danışmanı ve kum terapisi uygulayıcısı Sezen Cavuldak ise, “Bugün burada bizzat eğitim alan üyeler uygulamalarda bulunuyor. Eğitime uzman ruh sağlığı alanındaki uzmanlar, doktorlar, psikologlar, psikolojik danışmanlar, eğitimciler, sağlıkçılar, okul öncesi öğretmenleri ve üst düzey kurumlarda görev yapan yöneticiler katılıyor. Neden kum terapisi diyecek olursak çünkü kum ve su hayatın başladığı yer. Kum ve suyla oynarken biz aslında kendi dünyamızı oluşturuyoruz. Bu uygulama çocuklar ve yetişkinler üzerinde uygulanabiliyor. Kum oyunu terapisi, danışanın boşlukta kalan kısımlarını geliştiren ortaya çıkaran ve kişinin kendi gerçekleri ile temas etmesini sağlayan bir terapi sistemidir” dedi.