Etiket: terör saldırısı

  • Bursa’daki terör saldırısının zanlıları adliyede

    Bursa’daki terör saldırısının zanlıları adliyede

    20 Nisan 2021  merkez Osmangazi ilçesi Yenikaraman Mahallesi’nde 30 infaz koruma memurunun bulunduğu servis otobüsü sağ şeritte seyir halindeyken yolun kenarına bırakılan ve uzaktan kumandalı el yapımı patlayıcı infilak etti.

    Servis otobüsü 100 metre kadar ileride durabilirken, otobüsün bütün camları kırıldı ve araçta hasar meydana geldi. Patlama sonrası infaz koruma memuru Cengiz Yiğit şehit oldu.

    MİT ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İstanbul, İzmir, Bursa ve Balıkesir illerinde yapılan çalışmalar neticesinde terör örgütü MLKP FESK hücresi Dilek Arsu, Seda Baykan ve 1 erkek örgüt mensubu İzmir Dikili’de yakalandı.

    Gözaltına alınmalarının ardından 3 kişi Bursa’ya getirildi. Geniş güvenlik önlemleri altında Bursa Şehir Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilmelerinin ardından zanlılar, sorgulanmak üzere Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne getirildiler.

    Burada işlemleri tamamlanan terör örgütü mensupları geniş çaplı güvenlik tedbirleri altında Bursa Adliyesine getirildi. Zanlılar, cumhuriyet savcısına verecekleri ifadenin ardından mahkemede hakim karşısına çıkarılacak.

  • Şehit İsmet Aybek son yolculuğuna uğurlandı

    Şehit İsmet Aybek son yolculuğuna uğurlandı

    Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde terör örgütü PKK/YPG tarafından roketatarlı saldırı sonucu şehit olan Sözleşmeli Er İsmet Aybek için memleketi Gaziantep’te tören düzenlendi.

    Şehit İsmet Aytek için saat 11.00’de cenaze namazı düzenlendi. Törene, Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Berk, 6. Kolordu Komutanı Korgeneral Metin Toker, 5. Zırhlı Tugay Komutanı Hacı Halil Osma, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, MHP Gaziantep Milletvekili Muhittin Taşdoğan, AK Parti Gaziantep İl Başkanı Eyup Özkeçeci, AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya, İl Emniyet Müdürü Mustafa Emre Başbuğ, Oğuzeli Belediye Başkanı Sait Kılıç, askeri erkan, şehidin ailesi ve yakınları katıldı.

    Törende gözyaşları sel oldu. Şehit Ulaş. Sözleşmeli Er İsmet Aybek, Yeşilkent Mezarlığı’ndaki Kaplan Kardeşler Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Oğuzeli ilçesindeki aile kabristanına defin edildi.

  • Mali’de terör saldırısı: 17’si asker 21 ölü

    Mali’de terör saldırısı: 17’si asker 21 ölü

    Mali’nin Tessit kasabasında terör örgütü DEAŞ’ın Büyük Sahra bölgesindeki aktif kolu olan ISGS’nin saldırısı sonucu 17 asker ve 4 sivil yaşamını yitirdi.

    Mali ordusu tarafından yapılan açıklamada, 9 askerin kayıp olduğu ve çok sayıda araç ve ekipmanın tahrip edildiği belirtilirken, “7 Ağustos 2022 tarihinde yerel saatle 15.00 sıralarında Tessit ordusu, terörist grup ISGS tarafından gerçekleştirildiği tahmin edilen saldırıya dron ve ağır silahlar kullanarak güçlü şekilde cevap vermiştir” denildi. Mali ordusu ayrıca, en az 7 örgüt üyesinin öldürüldüğünü duyurdu.

    Mali’de 2012’den bu yana silahlı örgütler tarafından sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırılar, Burkina Faso ve Nijer’e de sıçramıştı. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Mart ayında yayınlanan bir rapora göre, Mali’de 2021 gerçekleşen şiddet olaylarında yaklaşık 600 sivil hayatını kaybetti.

  • Irak’ta DEAŞ 2 kente saldırdı

    Irak’ta DEAŞ 2 kente saldırdı

    Irak’ın Selahaddin şehrine bağlı Samara ilçesinde yer alan 314. Tugay’a silahlı saldırı düzenlediği bildirildi.

    Olayda 2 kişinin hayatını kaybettiği 3 kişinin ise yaralandığı açıklandı. DEAŞ terör örgütünün ayrıca Irak’ın Diyala şehrine bağlı El Selam bölgesinde yer alan El Seyit köyüne düzenlediği silahlı saldırı sonucunda 1 kişinin hayatını kaybettiği, 6 kişinin ise yaralandığı bildirildi.

    Yetkililer, DEAŞ terör örgütünün saldırısında otomatik silahların kullanıldığını belirtirken, saldırganları yakalamak için bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığını açıkladı.

  • 15 askerin şehit olduğu Kayseri saldırısının davası ertelendi

    15 askerin şehit olduğu Kayseri saldırısının davası ertelendi

    Kayseri’de 17 Aralık 2016 tarihinde çarşı iznine çıkan Kayseri 1. Komando Tugayı askerlerinin bulunduğu halk otobüsüne PKK tarafından düzenlenen bombalı saldırıda 15 asker şehit olurken, 54 asker de gazi olmuştu. Patlamanın ardından yürütülen soruşturma çerçevesinde saldırının faili olan ‘Fırat Botan’ kod adlı PKK’lı terörist Ferhat Tekiner, MİT ve emniyetin ortak operasyonuyla Irak’ta yakalanarak Kayseri’ye getirildi.

    Kayseri Adalet Sarayı Konferans Salonunda görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan Ferhat Tekiner Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuklu sanıklar Seyfettin Ayçiçek, Mehmet Özalp, Mehmet Ayaz ve Barış Kaya ile sanık ve müşteki avukatları, şehit aileleri ve gaziler duruşmada hazır bulundu.

    PKK’lı terörist Ferhat Tekiner, duruşmada önceki ifadelerini tekrarlarken, sanık avukatları da Tekiner’in babasının da dinlenmesini talep etti. Mahkeme heyeti bu talebi reddederken, duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

  • Atatürk Havalimanı’ndaki terör saldırısının üzerinden 6 yıl geçti

    Atatürk Havalimanı’ndaki terör saldırısının üzerinden 6 yıl geçti

    Yeni İstanbul Havalimanı’nın faaliyete geçmesinden önce kentin önemli terminallerinden Atatürk Havalimanı, 28 Haziran 2016’daki kanlı terör saldırısıyla sarsıldı.

    Havalimanına ticari taksiyle gelen ve dış hatlar terminaline geçen 3 terörist, yaz günü kalın kıyafetler giymeleriyle polisin dikkatini çekti. Saat 21.00 civarında saldırganlardan birinin uzun mont giyip şapka takması, terminalde görevli bir polis memuru tarafından fark edildi.

    Kontrol amacıyla durdurularak aranmak istenen yabancı uyruklu saldırganlardan Rakhım Bulgarov, polise ateş açtı ve üzerine bağladığı bombayı patlattı.

    Aynı dakikalarda dış hatlar gidiş kapısından giren Vadım Osmanov ile kimliği tespit edilemeyen diğer saldırgan ise iki ayrı noktaya ayrıldı. Uzun namlulu silahlarla güvenlik noktasına ateş açan saldırganlardan biri, güvenlik görevlileri tarafından vurulduktan sonra üzerindeki bombayı patlattı.

    Yürüyen merdivenleri kullanarak yolcu karşılama salonuna yönelen Osmanov’un da üzerindeki bombayı patlatmasıyla Atatürk Havalimanı, o güne kadar görülmemiş üçlü bombalı saldırı dehşetiyle sarsıldı. Bombaların patlamasıyla çok sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığı, olayın hemen ardından yapılan incelemelerde anlaşıldı.

    Saldırının altından DEAŞ bağlantısı ortaya çıktı

    Türkiye’de ve dünyada şok etkisi yaratan saldırıyı ilk etapta üstlenen olmazken saldırının yapılış biçimi ve hedefi, DEAŞ’ı işaret etti.

    Görüntü ve fotoğraflar üzerinde yapılan incelemede, canlı bomba eylemini gerçekleştiren kişilerin Atatürk Havalimanı’nda daha önce keşif yaptıkları ortaya çıktı. Saldırganların, olaydan önce 3, 8 ve 23 Haziran 2016’da havalimanına gelerek incelemelerde bulundukları tespit edildi.

    Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonunda, 14 Şubat 2017’de, 42’si tutuklu 4’ü firari 46 sanık hakkında 262 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede çoğu yabancı uyruklu 45 maktul, 207 kişi de müşteki olarak yer aldı.

    İddianamede, sanıklardan 16’sının Rus, diğerlerinin ise Çeçenistan, Cezayir, Tunus, Mısır, Suriye ve Türk vatandaşı olduğu belirtildi. 45 kişinin hayatını kaybettiği, 163 kişinin yaralandığı, 44 kişinin ise malına zarar verildiği ifade edilen iddianamede, sanıkların terör saldırısında ölen DEAŞ’lı bombacılarla bağlantıları anlatıldı.

    Sanıklar hakkında “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” ve “tasarlayarak öldürme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen iddianamede, sanıkların ayrıca “silahlı terör örgütüne üye olma”, “terör örgütü kurma ve yönetme”, birden çok “tasarlayarak öldürmeye teşebbüs etme” ve birden çok “nitelikli mala zarar verme” suçlarından da 2 bin 132 yıl ile 3 bin 342 yıl arasında hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

    Terör saldırısını gerçekleştiren 3 saldırgan hakkında da öldükleri için takipsizlik kararı verildi.

    İtirafçı olmak isteyen sanık DEAŞ bağlantısını anlattı

    Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi 22 Şubat 2017’de kabul ederken suçlardan bir kısmının “örgüt üyeliği” ve “anayasayı ihlal” kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi ve dosyayı terör suçlarıyla yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.

    Sanıklar hakkındaki yargılama bu kez İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde, 13 Kasım 2017’de başladı.

    Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısındaki salonda yapılan ilk duruşmalara, olayla bağlantıları tespit edilen sanıklar ve saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı.

    Sanıklardan Ali Mostafa Ali Marzouk, saldırıyla ilgisi olmadığını belirterek 2016 Mayısı’nın sonunda DEAŞ’lı birinin daveti üzerine Mısır’dan İstanbul’a geldiğini belirtti. Marzouk, itirafçı olmak istediğini söyleyerek DEAŞ’la bağlantısını anlattı.

    DEAŞ’tan kaçtığını, örgüte katıldığı ilk haftadan sonra dönmeye karar verdiğini ancak tehdit edildiğini belirten Marzouk, “Bana ‘casus’ dediler. Kaldığım 2 ayda gördüm ki bunlar medyada kendilerini gösterdikleri gibi değiller. Medya mezunu olduğum için bana bu alanla ilgili görev verdiler. Başlangıçta hayırlı bir iş yapacağımı düşünüyordum. İnsanlara zarar vermek için bu iş içinde değildim. Onları gördükten sonra gerçekleri anladım. Nasıl olabilir, vicdansızca insanlık suçu işliyorlar?” ifadelerini kullandı.

    Müşteki: “Onlar benim oğlumu değil, beni de öldürdüler”

    Duruşmada dinlenen müştekiler, yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü dile getirerek sanıklardan şikayetçi oldu.

    Saldırıda hayatını kaybeden Yasin Özal’ın annesi Ümmügülsüm Özal, “Gelinim bir aylık hamileydi. Benim torunum yetim büyüyor. Çocuğumun suçu havalimanında çalışmak mıydı?” sözleriyle sanıklara tepkisini gösterdi.

    Düğününe bir hafta kala yaşamını yitiren Tevfik Yusuf Haznedaroğlu’nun annesi Cevriye Haznedaroğlu da “Oğlumun damatlığı, kınası duruyor. Onlar benim oğlumu değil, beni de öldürdüler. Buraya 8 ilaç içip geldim. Artık ben ölsem de olur. Hayatımda en çok sevdiğim varlığı benden aldılar.” diye konuştu.

    Silivri’de 9 Temmuz 2018’de yapılan duruşmada Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.

    Mütalaada, tutuklu sanıklar Rıza Coşkun, Levent Uysal, Ahmet Kaplan, Eyüp Demir, Ahmet Dizlek ve Djamel Slimani’nin “Anayasayı ihlal” ile 45 kişiyi “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 46’şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını isteyen savcı, bu sanıkların ayrıca 2 bin 150 yıldan 3 bin 371 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.

    Mütalaada, 15 sanığın “terör örgütüne üye olmak” suçundan 7 yıl 6 aydan 15’er yıla kadar hapsi öngörülürken 21 sanığın tüm suçlardan beraati istendi.

    45 ölüm için 45 kez müebbet hapis cezası

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 16 Kasım 2018’deki duruşmada davayı karara bağladı.

    Tutuklu sanıklar Rıza Coşkun, Levent Uysal, Ahmet Kaplan, Eyüp Demir, Ahmet Dizlek ve Djamel Slimani’yi “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme, aynı sanıkları, 45 kişiyi “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 45 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı.

    Mahkeme heyeti, bu sanıklara ayrıca 142 kişiyi “tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan toplam 2 bin 202 yıl, 45 kez “mala zarar verme” suçundan da 402 yıl hapis cezası verdi.

    Bu 6 sanığı toplamda 46’şar kez ağırlaştırılmış müebbet ve 2 bin 604 yıl hapisle cezalandıran heyet, sanıklardan Anzor Davitiani, Artur Tengizov, Murat Murtuzaliev, Seyhun Ali Akçay, Cuma Güneş ve Ali Mostafa Ali Marzouk’a “terör örgütü üyesi olmak” suçundan çeşitli miktarda hapis cezası öngördü. Sanıklardan Ahmet Kaplan da “terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme” suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırıldı.

    Sanıklar Ramazan İdrisov, Adam Rabadanov ve Fahim Ait Allaooua’nı, “resmi evrakta sahtecilik” suçundan 2 yıl 6’şar ay hapse mahkum eden heyet, 26 sanığın ise tüm suçlardan kesin ve inandırıcı delil olmadığından beraatine hükmetti.

    Tutuklu 8 sanığın tahliyesine hükmeden mahkeme heyeti, firari sanıklar Dzhamal Kurbanismailov, Rustem Efendiev, Nazım Gasanov ve Marat Pshnatov’un dosyasını ise ayırdı.

    Henüz yakalanamayan firari sanıkların yargılaması, dosya üzerinden devam ediyor.

    Dava dosyası Yargıtay’da

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince verilen hüküm, ilk temyiz yeri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine (istinaf) gönderildi. Burada yapılan incelemelerde dosya, usulü eksiklikler olduğu gerekçesiyle mahkemesine geri gönderildi.

    Eksikliklerin giderilmesinin ardından dosyayı yeniden inceleyen istinaf, mahkemece verilen hükümleri onadı.

    İstinaf mahkemesince onanan dosya, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Dosyanın Yargıtay’daki temyiz incelemesi sürüyor.

  • Bursa’da 6 yıl önceki terör saldırısıyla ilgili yeni gelişme

    Bursa’da 6 yıl önceki terör saldırısıyla ilgili yeni gelişme

    Bursa’nın Osmangazi ilçesi Atatürk Caddesi’ndeki Ulu Cami’nin batı kapısı yakınında, 27 Nisan 2016’da meydana gelen terör olayında, Sultan Yıldız adına sahte kimlik kullanan PKK’lı Eser Çalı, çantasında taşıdığı bombayla kendini patlattı. Kadın teröristin parçalanarak öldüğü saldırıda 13 kişi yaralandı, 11 iş yeri ise hasar gördü.

    Çalı’nın canlı bomba eyleminden sonra soruşturma başlatan Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şubesi ekipleri, Bursa, İstanbul, Afyonkarahisar, Uşak ve İzmir’de 8’i kadın, 17 şüpheliyi gözaltına aldı. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden, canlı bombanın iletişim kurduğu ve Bursa’daki öğrenci evinde kaldığı Emine Kızıl, Ümmü Gülsüm Meşe, Mithat Tunç, T.K. (24), Z.Z. (26) ve İ.C. (34) tutuklandı, diğerleri ise serbest bırakıldı.

     

    Yapılan savcılık soruşturmasından sonra 6 tutuklu sanık hakkında, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’, ‘silahlı terör örgütü kurmak’ suçunun yanı sıra yaralanan 13 kişi için ayrı ayrı ‘kasten adam öldürmeye teşebbüs’ suçlarından Bursa 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Sanıkların yöneltilen suçlamaları kabul etmediği duruşmalarda tutuklu sanıklardan Z.Z., İ.C ve T.K. tahliye edildi.

    Savcılık soruşturmasından sonra 6 tutuklu sanık hakkında, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’, ‘silahlı terör örgütü kurmak’ suçunun yanı sıra yaralanan 13 kişi için ayrı ayrı ‘kasten adam öldürmeye teşebbüs’ suçlarından Bursa 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Sanıkların yöneltilen suçlamaları kabul etmediği duruşmalarda tutuklu sanıklardan Z.Z., İ.C ve T.K. tahliye edildi.

    Karar duruşmasında, sanıkların ve avukatlarının son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, hakkında yakalama kararı olmasına rağmen bugüne kadar ele geçirilemeyen Ali Abdo hakkındaki dosyayı ayırdı. Mahkeme heyeti, tutuksuz 3 sanık hakkında beraat kararı verirken, ‘silahlı terör örgütüne silah sağlamak’, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’, ‘adam öldürmeye teşebbüs etmek’, ‘mala zarar vermek’, ‘ibadethanelere ve mezarlıklara zarar vermek’ suçundan Emine Kızıl’a bir kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası, toplam 56 yıl 11 ay hapis ve 33 bin 320 lira adli para cezası verdi, Ümmü Gülsüm Meşe’yi ise ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasının yanı sıra toplam 47 yıl 6 ay hapis ve 27 bin 760 lira para cezasına çarptırdı. Mahkeme, diğer tutuklu sanık Mithat Tunç’a ise ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası verdi.

    Yargıtay cezaları az buldu

    Sanık avukatlarının başvurusuyla dava dosyasını inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, tutuksuz sanıklara verilen beraat kararını onarken tutuklu sanıklar Emine Kızıl, Ümmü Gülsüm Meşe ile Mithat Tunç’a ise verilen cezaları az bularak kararı bozdu. Bozma gerekçesi olarak, yargılama sırasında bazı ceza maddelerinin uygulanmamasını gösteren Yargıtay, 3 tutuklu sanık hakkında, olay anında ve öncesinde yaptıkları telefon görüşmeleri, olay yerinde yapılan keşif detaylarının ayrıntılı şekilde incelenip yeniden değerlendirilmesini istedi.

    Bir kez daha hakim karşısına çıktılar

    Sanıklar, Yargıtay’ın bozma kararının ardından bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, haklarında verilen karar Yargıtay tarafından bozulan ve dosyaları birleşme talebiyle mahkemeye gönderilen tutuklu sanıklar Emine Kızıl, Ümmü Gülsüm Meşe ve Mithat Tunç, cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Sanık avukatları ile bazı sanık yakınları ise mahkeme salonunda hazır bulundu.

    Olay gününü anlattı

    Duruşmada savunma yapan Emine Kızıl, ailesiyle yaşadığı sorunların ardından 2014’te Diyarbakır’a gittiğini, gençlerin yürüttüğü toplumsal çalışma eğitimlerine katıldığını, bunun PKK ile bağlantılı olup olmadığını ise bilmediğini öne sürdü. İletişimde olduğu bir kişi tarafından Bursa’da bir adrese ihtiyaç duyulduğunun belirtilmesi üzerine daha önceden tanıdığı Ümmü Gülsüm Meşe’den yardım istediğini söyleyen Kızıl, onun da kendisine Mithat Tunç’un ismini verdiğini belirtti. Verilen adrese gidecek kişi için kendisine bazı eşyalar gönderildiğini, bunların eğitim materyali olduğunu düşündüğünü söyleyen Kızıl, “Ben bu çantayı normalde kendim Bursa’daki adrese götürecektim. Ümmü Gülsüm’ün kendi yaz okulu için Bursa’ya gideceğini öğrenince kendim gitmekten vazgeçtim. Küçük 2 kutunun bulunduğu poşeti Ümmü Gülsüm’e verdim. Ben, ‘benden bahsetme’ diye bir şey söylemedim. O da benim akrabamın yardım talebinde bulunacağını düşündüğü için farklı bir şey sormadı. Poşeti alıp valize koydum, içerisine de kıyafet, çarşaf koydum. Valizi Ümmü Gülsüm’e verdim. O Bursa’ya götürdü. Ben oradan Afyonkarahisar’daki evime gittim” dedi.

    “Terör örgütüyle bağlantısı olabileceğini düşünemedim”

    Duruşmada söz alan Ümmü Gülsüm Meşe de, 19 yaşında üniversite öğrencisiyken meydana gelen olayın ardından hayatının altüst olduğunu söyleyerek, “Emine Kızıl beni buldu. Onu dindar biri olarak görüyordum. Gözaltına alındıktan sonra nasıl bir olaya bulaştırıldığımı anladım. Emine’nin o kadar sıradan bir hayatı vardı ki bir terör örgütüyle bağlantısı olabileceğini düşünemedim. Bugün başkalarının tercihleri yüzünden burada oturuyorum. Ben bu olayın en büyük mağdurlarından biriyim” sözleriyle kendisini savundu. Örgüt üyesi olmadığını ileri süren Meşe, gözaltına alındıktan sonra olayın bir an önce çözülmesi için bildiği her şeyi anlattığını, bu sayede polislerin Emine Kızıl’a ulaştığını dile getirdi. Bursa’ya götürdüğü kutularda ne olduğunu bilmediğini iddia eden Meşe, Kızıl’ın, ilahiyat okuyan bir akrabasının eşyaları olduğunu belirtmesi üzerine merak duymadığını ifade etti. Mithat Tunç ise önceki savunmalarını tekrar etti.

    Cumhuriyet Savcısı mütalaasını verdi

    Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki mütalaasında Emine Kızıl’ın, ‘tasarlayarak kasten öldürme’ ve ‘yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle kasten öldürme’ suçlarından 2’şer kez ve ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’ suçundan cezalandırılmasını istedi.

    Esas hakkındaki mütalaada Ümmü Gülsün Meşe’nin de ‘tasarlayarak kasten öldürme’ ve ‘yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle kasten öldürme’ suçlarından 2’şer kez, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’, ‘tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi’, ‘müşterek faillik suretiyle suça iştirak’ suçlarından, Mithat Tunç’un ise ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’ suçundan cezalandırılması talep edildi.

    Sanıkların ve avukatların mütalaaya karşı süre talebini kabul eden mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

  • Bursa’daki bombalı saldırının faili tespit edildi

    Bursa’daki bombalı saldırının faili tespit edildi

    NTV canlı yayınında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bursa’da cezaevi aracına bombalı saldırı ile İstanbul Gaziosmanpaşa’da TÜGVA binasının yanında meydana gelen patlamayı değerlendirdi. Her iki saldırının da faillerini tespit ettiklerini açıklayan Soylu, ”Eylemleri PKK’ya taşeronluk yapan MLKP ve DHKP-C terör örgütleri gerçekleştirdi” dedi.

    Bakan Soylu açıklamasında şunları kaydetti:

    ”FAİLLERİ TESPİT ETTİK”

    İstanbul’daki bomba boru tipli pil düzeneğiyle çalışan bomba Bursa’daki el yapımı uzaktan kumandalı patlayıcı. Bursa’daki İstanbul’daki olayın faillerini tespit ettik. PKK’ya taşeronluk yapan iki örgütle bağlantılılar. Eylemleri PKK’ya taşeronluk yapan MLKP ve DHKP-C terör örgütleri gerçekleştirdi.”

    TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ KONSEPT

    Türkiye terörle mücadelede çok önemli adımlar attı. Önceki dönemlerle kıyas kabul etmeyecek kadar önemli adımlar attı. Terör örgütleri fırsat kollarlar. 15 Temmuz’dan bugüne kadar yurt içinde 1789 terör eylemi engellendi. Terörle mücadelede başarının temelinde yeni konsept var.
    Terör örgütü kırsalda etkinliğini kaybetti, mağaralarda.

  • Bursa’daki patlama akıllara diğer terör saldırılarını getirdi

    Bursa’daki patlama akıllara diğer terör saldırılarını getirdi

    Bu sabah Bursa’da, cezaevine personel taşıyan servis minibüsüne yönelik uzaktan kumandalı EYP’nin patlatılmasıyla 30 infaz koruma memurundan 1’i şehit oldu. Patlamanın şiddetiyle 1’i ağır 4 personel yaralandı. Bursa’da 1 şehit ve 4 kişinin yaralanmasına neden olan terör saldırısı, son yıllarda Türkiye genelindeki büyük çaplı terör saldırılarını akla getirdi.

    10 EKİM 2015 ANKARA GARI SALDIRISI VE 10 ARALIK 2016 BEŞİKTAŞ SALDIRILARI

    Bunlardan en kanlısı ise 10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde toplanan kalabalığı hedef alan ve 103 kişinin yaşamını yitirdiği başkentteki hain saldırı ve İstanbul’da, 40’ı emniyet mensubu 47 şehit verdiğimiz 10 Aralık 2016’daki Beşiktaş Vodafone Park Stadyumu ile Maçka Parkı yakınlarında gerçekleştirilen çifte saldırı oldu.

    FETÖ/PDY’nin darbe girişiminin de içinde olduğu dönem boyunca son yıllarda ortak eylem kararı alarak ülkenin huzur ve güvenliğini hedef alan PKK/KCK, DEAŞ ve DHKP-C tarafından gerçekleştirilen bu saldırılarda çok sayıda vatandaş hayatını kaybetti.

    12 OCAK 2016 SULTANAHMET SALDIRISI

    Bunlar arasında 12 Ocak 2016’da İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda DEAŞ üyesi Nabil Fadlı tarafından gerçekleştirilen, 12 Alman vatandaşının öldüğü ve 16 kişinin yaralandığı canlı bomba saldırısı dikkat çekti. Aynı yıl terör bu kez başkent Ankara’da ortaya çıktı.

    17 ŞUBAT 2016 ANKARA MERASİM SOKAK

    Takvimler 17 Şubat 2016’yı gösterdiğinde Ankara’da askeri personeli taşıyan servis araçları, Merasim Sokak’taki trafik ışıklarına geldiğinde bomba yüklü otomobille düzenlenen saldırının hedefi oldu. Saldırıyı, Suriye’den Türkiye’ye giriş yapan “Zinar-Raperin” kod adlı PKK’lı terörist Abdulbaki Sömer gerçekleştirdi. Türkiye’yi yasa boğan menfur saldırıda, aralarında sivillerin de bulunduğu 29 kişi hayatını kaybetti, 75 vatandaş yaralandı.

    17 ARALIK 2016 KAYSERİ SALDIRISI

    2016 Kayseri saldırısı, 17 Aralık 2016’da yerel saatte 08:45 sıralarında Kayseri’nin Melikgazi ilçesindeki Erciyes Üniversitesi yakınında bombalı araç ile gerçekleştirilen intihar saldırısı. Saldırılar sonucunda 15 Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ve canlı bomba saldırganı hayatını kaybetti, 56 kişi yaralandı.

    7  HAZİRAN 2016 İSTANBUL VEZNECİLER

    Saldırıların yoğunlaştığı 2016’nın Haziran ayında bu kez İstanbul’un Fatih ilçesi Vezneciler Semtinde Çevik Kuvvet polisini taşıyan araçlar hedef alındı. 7 Haziran 2016’da 6’sı polis 12 kişinin şehit olduğu, 36 kişinin yaralandığı saldırının faillerinin bölücü terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edildi.

    28 HAZİRAN 2016 İSTANBUL ATATÜRK HAVALİMANI

    Saldırının failleri güvenlik birimlerince tek tek yakalanarak adalete teslim edilirken, kanlı eylemin hedefi bu kez İstanbul Atatürk Havalimanı oldu. 28 Haziran 2016’da aşırı uç radikal terör örgütü DEAŞ üyesi 3 terörist tarafından Türkiye’nin en önemli havayolu ulaşım terminallerinden birine gerçekleştirilen bu saldırıda 45 kişi hayatını kaybetti, 163 kişi ise yaralandı.

    20 AĞUSTOS GAZİANTEP SOKAK DÜĞÜNÜ SALDIRISI

    Ağustos 2016 Gaziantep saldırısı, 20 Ağustos 2016’da yerel saatte 22.50 sularında Türkiye’nin Gaziantep ilinin Şahinbey ilçesinde bir sokak düğünü sırasında düzenlenen bombalı saldırı. Saldırı sonucunda 59 kişi hayatını kaybetti, 90’ın üzerinde kişi yaralandı

    19 MART 2016 İSTİKLAL CADDESİ

    19 Mart 2016 yılında sivilleri hedef alan kanlı saldırı bu kez Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde meydana geldi. İstiklal Caddesi üzerinde düzenlenen saldırının iddia edilen ilk şüphelisi DEAŞ üyesi çıktı. Menfur saldırıda 3 İsrail ve 1 İran vatandaşının hayatını kaybettiği saldırıda, 39 kişi de yaralandı.

    1 OCAK 2017 REİNA KATLİAMI

    Takvimler 1 Ocak 2017’nin ilk saatlerini gösterdiğinde Türkiye’yi sarsan gece kulübü saldırısı gerçekleştirildi. Yıl başı gecesi, terör örgütü DEAŞ üyesi Abdulkadir Masharipov tarafından düzenlenen saldırıda 39 kişi hayatını kaybetti. Eylem, uluslararası medyada geniş yankı bulurken, saldırgan günler sonra yakalanarak hapse mahkum edildi.

    5 OCAK 2017 İZMİR’DEKİ TERÖR SALDIRISI

    5 Ocak 2017’de bu kez terör saldırısı İzmir’de ortaya çıktı. Terör örgütü PKK’nın düzenlediği saldırının daha büyük çaplı olmasının önüne bir polis memuru önledi. Cesaretiyle muhtemel faciayı önleyen şehit polis memuru Fethi Sekin’in teröristlere karşı koyduğu mücadele, tüm Türkiye’yi yasa boğdu. O tarihteki kanlı saldırıda kullanılan bomba yüklü araç İzmir Adliyesi’nin C Kapısı otoparkında patlatıldı. Çıkan silahlı çatışmada üç saldırgandan biri kaçtı, ikisi öldürüldü. Saldırı sonrası iki adet AK-47 (kalaşnikof), bir adet RPG-7 roketatar, bir adet tabanca, 8 adet roketatar fişeği ile 8 adet el bombası ele geçirildi. Eylemde, Adliye binası çalışanlarından Musa Can ve polis memuru olarak görev yapan Fethi Sekin yaşamını yitirdi, on kişi yaralandı.

    1 ŞUBAT 2018 ANKARA ÇANKAYA

    Terörle mücadele konseptini geliştiren ve terör eylemlerine karşı koyma yöntemini sınırı dışından başlatan Türkiye’de güvenlik birimlerindeki FETÖ üyeleri temizlendikçe son yıllarda eylemlerin de önüne geçmeye başladı. Azalan terör eylemlerinde son olarak başkent Ankara’da, Çankaya’daki Anadolu İhtisas Vergi Dairesi ek binasına 1 Şubat 2018’de terör örgütü PKK/KCK mensuplarınca gerçekleştirilen bombalı terör saldırısı yapıldı.

    25 EYLÜL 2019 ADANA YÜREĞİR

    Ardından son eylem 25 Eylül 2019’da Adana’nın Yüreğir ilçesindeki Selahattin Eyyubi Mahallesinde meydana geldi. Çevik kuvvet otobüsünün geçişi sırasında meydana gelen patlamada 4 vatandaş ile 1 polis memuru hafif şekilde yaralandı. Saldırının meydana geldiği bölgede 150’nin üzerinde 900 saate yakın güvenlik kamera kaydını inceleyen emniyet birimleri, teröristlerin MLKP üyesi Ozan Sözmen ve Fırat Şeran olduğunu saptadı. Adana’daki saldırıyı düzenleyen teröristlerden ikisi, Eskişehir’de etkisiz hale getirildi.

  • 132 kişinin öldüğü Paris saldırılarının davası başlıyor

    132 kişinin öldüğü Paris saldırılarının davası başlıyor

    Fransa’da 13 Kasım 2015 terör saldırılarının olağanüstü davası bin 800 tanık, 300’den fazla avukat, 141 gazetecinin katılımıyla Çarşamba günü başkent Paris’te başlayacak.

    Fransa’nın başkenti Paris’te özel bir ağır ceza mahkemesinde 13 Kasım 2015’teki terör saldırılarıyla ilgili olarak 8 Eylül Çarşamba günün dava başlayacak. Fransa Stadyumu, Bataclan Tiyatrosu ve çeşitli teraslarda eş zamanlı düzenlenen saldırılarda 132 kişi hayatını kaybetmiş, 350’den fazla kişi yaralanmıştı. Fransa’nın en ölümcül saldırısı olarak tarihe geçen olayların dava süreci olağanüstü şekilde gerçekleşecek.

    9 ay süren davada 20 sanık yargılanacak

    13 Kasım saldırılarına ilişkin soruşturma 4 buçuk yıl sürdü ve 9 terörle mücadele yargıcı davada görevlendirildi. Soruşturma dosyasının 542 ciltte bir milyondan fazla sayfanın yer aldığı bildirildi.

    Davada saldırıyı gerçekleştiren komando timinin tek yaşayan üyesi Salah Abdeslam ile birlikte 2’si serbest, 11’i tutuklu, 6’sı aranan toplam 20 sanık yargılanacak. Tarihi davada, Eski Cumhurbaşkanı François Hollande ve dönemin İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ifade verecek. Fransa tarihinde ilk kez bir Cumhurbaşkanı bir terör davasında tanıklık yapacak.

    Davaya yaklaşık bin 800 tanık, 300 avukat ve 141 gazetecinin yanı sıra kamuoyu da katılacak. Davanın kapsamı, sanıkların ve tanıkların sayısı göz önüne alınarak, duruşmaların yaklaşık 9 ay sürmesi planladı. Duruşmanın 25 Mayıs 2022’de bitececeği tahmin ediliyor.

    Özel olarak bir mahkeme salonu inşa edildi

    Herkesi ağırlayacak büyük kapasitede bir yer bulmanın zor olması nedeniyle, Ile de la Cite’de bulunan Paris’in eski adliye binasında, yeni bir salon inşa edildi. 45 metre uzunluğunda ve 15 metre genişliğindeki “Büyük dava” isimli salon, 550 koltuk kapasitesine sahip. Bin ila bin 200 kişilik kapasitesi olan Temyiz Mahkemesi’nin yaklaşık 15 odası ise duruşmaları canlı izleyebilmek için kullanılacak.

    Olağanüstü güvenlik önlemleri

    Dava süreci boyunca olağanüstü güvenlik önlemleri alınacağı bildirildi. Mahkeme günlerinde adliye çevresinde arama noktaları ile çevre girişinde arama noktaları oluşturulacak. Binanın çevresinde bulunan Boulevard du Palais, Quai des Orfvres ve Quai de l’Horloge sokaklarında trafik yasaklanırken yayaların da Quai des Orfvres sokağına girmesi yasaklanacak. Ek olarak çevreden geçen otobüslerin güzergahları da değiştirilecek.

    Dava kayıt altında alınacak

    Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı’nın talebi üzerine dava Ulusal Arşivler için kayıt altına alınacak. Fransa’da, kamuya açık oturumların herhangi bir görsel veya ses kaydı normalde yasak. Ancak 1985 tarihli bir yasa, eğer dava “tarihi adalet arşivlerinin oluşturulması için ilgi çekiciyse” bu kuralın dışına çıkmayı mümkün kılıyor.

    Ulusal Arşivlerde saklanacak olan bu görüntüler dava bittikten sonra araştırmacılar tarafından izlenilebilecek ancak görüntülerin yayılması ancak 50 yıl içinde mümkün olacak.

    Psikolojik destek

    Mağdurlara ve yakınlarına psikolojik destek sağlanacağı bildirildi. Mahkemede 12 profesyonelden oluşan bir ekip bulunacak ve mahkemeye gelemeyenler için telefon hattı kurulacak.